$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

2019’UN 1 MAYIS’INA KENAR NOTLARI[1]

SİBEL ƖZBUDUN-TEMEL DEMİRER “Tarih yargıƧ, infazcısı ise proletaryadır.” [2] 2019’un 1 Mayıs’ına gidiyoruz; yol(umuz) hĆ¢lĆ¢ ...




SİBEL ƖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

“Tarih yargıƧ,
infazcısı ise proletaryadır.”[2]

2019’un 1 Mayıs’ına gidiyoruz; yol(umuz) hĆ¢lĆ¢ engebeli ve dolambaƧlı.
Totaliter bir zorbalığın kollarında krizle sarsılıp savrulan ve kaptan köşkünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu[3] Türk(iye) ekonomisi emekƧiler iƧin bir “cehennemi” andırıyor!
‘Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) İktisat Profesƶrü Daron Acemoğlu’nun “Şu anda ekonominin negatife girmesi engellenemez boyutta. Umarım sistemik krizi gƶrmeyiz. Ama bazı şirketlerin batması, işsizliğin artmasının ƶnünü kapatamayacağız,” yorumunu yaptığı konuda; Prof. Dr. Refet Gürkaynak da “İdare ediyoruz idare ediyoruz, şimdi idare edemeyeceğimiz noktaya geldik… Memleket yaşanılmaz hĆ¢le geldi. Memlekette durgunluğun olduğu aşikĆ¢r; canımızın acıyacağı kesin,” diye ekliyor![4]
ING Bank’a gƶre, yurttaşların yüzde 82’si yeterli geliri olmadığı iƧin para biriktiremeyip; yüzde 12’si de borƧlarından dolayı tasarruf yapamıyorken;[5] “Cumhurbaşkanı ‘Kriz mıriz yok, hepsi manipülasyon’ diyor. O Ƨok deneyimli ve bilgili bir liderdir. Veriler ƶnemli değil... Verilere bakarak, Cumhurbaşkanı’nı sorgulamak size düşmez. Doğru, ekonomi yavaşlıyor, enflasyon artıyor, işsizlik ve işçi eylemleri de. Bir stagflasyon sƶz konusu. Yine de siz kriz mıriz demeyiniz, çünkü Cumhurbaşkanı, ‘Kriz mıriz yok, hepsi manipülasyon’ diyor. O Ƨok bilgili bir liderdir,”[6] notunu düşen Ergin Yıldızoğlu’nun vurguları ne Ƨok şey anlatıyor değil mi?
Müthiş bir eşitsizlik kıskacındaki coğrafyamızda vatandaşların bankalara borcu 511 milyar lira iken, 163 bin 180 gerçek ve tüzel kişinin mevduatı 1 trilyon 24 milyar 777 milyon lira oldu!
Ayrıca zamanında ödenmediği için takibe alınan krediler ise 10.3 milyar lira artarak 1 Mart 2019 itibarıyla 104 milyar liraya çıktı.[7]
Zenginler, aƧlığa mahkĆ»m ettikleri yoksulların yaşamlarından Ƨalarak servetlerine servet katarken; yurtdışı bankalardaki dƶviz mevduatı 2018’in Haziran-Ekim dƶnemindeki 4 ayda (Haziran’da 25 milyar 895 milyon dolar seviyesinde iken) 17 milyar dolar artarak 42.8 milyar dolara ulaştı.[8]
Bu tabloda ‘Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’, 2018’in Mart sonu itibarıyla bankacılık sektƶrünün ilk Ƨeyrek kĆ¢rının, 2017’nin aynı dƶnemine gƶre, yüzde 5.1 artarak 13 milyar 912 milyon lira olduğunu aƧıkladı.[9]
Deniz Bank 2018’in ilk Ƨeyreğinde 606 milyon TL net kĆ¢r elde etti.[10]
Yapı Kredi Bankası 2018’in ilk Ƨeyreğini 1.24 milyar TL’lik net kĆ¢r ile tamamladığını aƧıkladı.[11]
Anadolu Sigorta 2017’deki net kĆ¢rını yüzde 110 artırarak, 184.2 milyon liraya yükseltti.[12]
Şişecam, 2018’in ilk altı ayında 1.6 milyar TL net kĆ¢r etti.[13]
Bu arada ‘Forbes’ da Türkiye’nin, en zengin ilk 100 kişisini aƧıkladı. Listedeki isimlerin kişisel servetleri ise dudak uƧuklatıyor. AƧlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren 7.5 milyon asgari ücretlinin 1.5 yıl Ƨalışınca elde ettiği gelir, 25 kişinin kişisel servetine ancak ulaşıyor.
Listeye gƶre Türkiye’nin en zengin ilk 25 kişisinin toplam serveti 42.9 milyar dolara ulaştı. Günlük kur ile hesaplandığında bu servetin Türk Lirası cinsinden büyüklüğü ise 227.3 milyar TL. (Üstelik bu servet hisse senedi, mevduat, tahvil, bono gibi nakit benzeri varlıklardan oluşuyor, nakit olmayan ve beyan edilmeyen varlıklar ise hesaba dahil değil.)
‘Forbes 100’ listesinde ‘Rƶnesans Holding’ Başkanı Erman Ilıcak, Türkiye’nin yüzde 20’si aƧlık sınırının altında yaşarken 3.8 milyar dolarlık serveti ile ilk sırada yer aldı.[14]
Ekonomik kriz servet sahiplerini etkilemezken; DİSK’in ‘2019 Asgari Ücret GerƧeği Raporu’na gƶre, Türkiye asgari ücretlilerin toplam Ƨalışanlara oranında yüzde 43 ile Avrupa birincisi. Türkiye’yi yüzde 19 ile Slovenya takip ediyor. Buna gƶre Türkiye’de sadece emeği ile geƧinen insanların yüzde 43’ü asgari ücret elde ediyor. 2019’da asgari ücret civarında gelir elde eden kişi sayısı ise yaklaşık 7.5 milyon. 2019 yılında ayda net 2020 TL ile geƧinmek zorunda kalan 7.5 milyon kişinin yıllık net geliri 181.8 milyar TL.
Yani 25 kişinin toplam serveti 227.3 milyar TL iken; 7.5 milyon asgari ücretlinin yıllık net geliri: 181.8 milyar TL oluyor![15]
Bƶylelikle yoksulların ülke nüfusuna oranı 2002’de yüzde 18 iken, 2019’da yüzde 37.5’e ulaşıyor![16]
‘Bloomberg’ün enflasyon ve işsizlik oranlarını toplayarak oluşturduğu ‘Sefalet Endeksi’nde Türkiye 62 ülke arasında dƶrdüncü sırada yer aldı. Enflasyon oranı yüzde 8 milyonu aşan Venezüella aƧık ara birinci olurken, onu sırayla Arjantin, Güney Afrika, Türkiye ve Yunanistan izledi.[17]
İşsizliğin ve enflasyon Ƨift haneye demirleyip; sefaletin boyutları her geƧen gün artarken; Mahfi Eğilmez’in analizine gƶre Türkiye, sefalet endeksinde kırılgan beşli iƧinde ikinci sırada yer alıyor.[18]
Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu’nun ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’, gelir eşitsizliğinde Meksika ve Şili’den sonra üçüncü sırada yer alan Türkiye’de geƧinebilmenin, her geƧen gün zorlaştığını ortaya koydu. Nüfusun yüzde 36.6’sına denk gelen 29 milyon yurttaşın evlerinde de sızdıran Ƨatı, nemli duvar ve çürümüş pencere ƧerƧevesi sorunu yaşandı. 2016’da taksit ƶdemeleri veya borƧla yaşamak zorunda olanlar 54 milyon kişi iken, 2017’de bu sayı bir milyon kişi artarak 55 milyona yükseldi.[19]
Ƈalışanların yüzde 83’ü (12 milyon kişi), 1.404 TL ile 2 bin 808 TL arası bir maaş ile geƧinirken;[20] ‘Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin verilerine gƶre, aƧlık sınırı 15 yılda 4.23 kat arttı.[21]
Tüm bunlara ek olarak: İşsizlik oranı yüzde 13.5 seviyesine yükseldi, genƧ nüfusta ise (15-24 yaş) 5.3 puanlık artış ile yüzde 24.5’e ulaştı. Sosyal güvenceden yoksun yurttaş sayısı 10.5 milyona yükselirken, 18 yaş ve üstü toplam 56.3 milyon nüfusun 8.2 milyonunun geliri asgari ücretin üçte birinden az. İşte bu yoksulluk tablosu gƶzden kaƧırılmak isteniyor.[22]
Türkiye, gerek AB gerekse OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında yüksek oranlı işsizlik oranlarına sahip bir ülke. Türkiye, Kasım 2018 itibariyle ile Yunanistan ve İspanya’dan sonra en yüksek işsizlik oranına sahip durumda.[23]
Yoksulluk + işsizlik borƧ batağını derinleştirirken; kredi kartlarıyla borƧlanan yurttaş sayısı 32 milyona, takipteki borcun tamamı ise 72.5 milyar TL’ye yükseldi.[24]
Batık krediler, Ocak 2018 itibariyle 73.6 milyar TL ile dramatik boyutlara ulaştı. Ɩdenemeyen ticari ve bireysel krediler nedeniyle konuttan fabrikaya, otelden düğün salonuna, kümesten bağ bahƧeye kadar binlerce gayrimenkul bankaların eline geƧti. 19 bankada 13 bine yakın gayrimenkul var. [25]
Bƶylesine vahim bir kompozisyonda 3 yılda Saray’ın günlük harcaması yüzde 50, seyahat bütƧesi yüzde 40, mutfak harcaması yüzde 49, temizlik harcaması yüzde 69, ziyafet bütƧesi yüzde 18 yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Saray’a taşındığı 2015’den itibaren Cumhurbaşkanlığı’nın bütƧesinden yapılan harcama kalemlerinin büyük oranda arttığı gƶrüldü. Cumhurbaşkanlığı’nın 2015 ve 2017 yılı raporları karşılaştırıldığında; 3 yılda Saray’ın günlük harcamalarında ƶnemli bir artış yaşandı.
Günlük harcama yüzde 50 arttı: Cumhurbaşkanlığı’na 2015 iƧin 397 milyon TL bütƧe ayrıldı. Bununla yetinmeyen Cumhurbaşkanlığı 2015 sonunda 471 milyon 929 bin 937 lira harcama yaptı. Bƶylece Saray, 2015’de bir günde ortalama yaklaşık 1.2 milyon lira para harcadı. 2017 Sayıştay raporu ise Cumhurbaşkanlığı’nın günde ortalama 1.8 milyon harcama yapıldığını ortaya koymuştu. Bu da Saray’ın 1 günlük harcamasının 3 yıl iƧinde yüzde 50 arttığını gƶsterdi.
Personel harcaması yüzde 62 arttı: 2015’de Cumhurbaşkanlığı personeli iƧin sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri ile birlikte 72 milyon 583 bin 364 TL harcandı. Bu rakam 2017 yılında 117 milyon 840 bin 381 TL’ye Ƨıktı. Yani Cumhurbaşkanlığı personeli iƧin 3 yılda yapılan ƶdeme yaklaşık yüzde 62 arttı. Tüketim harcaması yüzde 23 arttı…[26]

Ä°ÅžĆ‡Ä°LERİN HƂLİ

Kapitalist eşitsizlik tablosundan fazlasıyla payını alan işçilerin hâline gelince!
AKP iktidarında 22 binin üzerinde emekƧi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Ƈalışma şartları giderek ağırlaştı, ücretler düştü, işsizlik oranı arttı.
Ƈalışma yaşamında büyük bir mezarlık yaratan AKP Zonguldak, Soma, Ermenek, Şirvan, Şırnak ve diğerlerinin mimarı oldu.
Bu sürede, işsizlik arttı, grevler yasaklandı, ücretler düştü ve çalışma saatleri uzadı. AKP iktidarı, işçi sınıfının kayıplar yılı oldu.
AKP’nin iktidarı emek cephesi iƧin karanlık bir Ƨiziyor. 6.2 milyon kişi işsiz. OHAL KHK’leriyle 111 bin kamu emekƧisi işinden edildi. Sendikalaşma oranı yüzde 12’ye indi. 22 binin üzerinde işçi kƶtü Ƨalışma koşullarına kurban gitti. Taşeronlaşma arttı. Ɩzelleştirmeler nedeniyle birƧok kişi işini kaybetti.
İktidarın emek düşmanı politikaları kesintisiz sürerken, devlet grevleri yasaklamaya ve grev kırıcılığı yapmaya; sendikal kadrolar örgüt üyeliğinden tutuklanmaya başlandı.
AKP iktidara geldiği 2002’den bu yana aralarında Şişecam, Petlas, Erdemir’in de olduğu 14 grevi yasakladı. 14 grevin 6’sı ise OHAL dƶneminde engellendi.[27]
ILO verilerine gƶre, dünyada her 15 saniyede 1 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Her yıl 2 milyon fazla işçi meslek hastalığı ve iş kazaları sonucu hayatını kaybediyor. Ülkemizde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine gƶre; 2017’de 2006 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2018’in ilk 3 ayında ƶlen işçi sayısı en az 386’ya ulaştı. 2002-2017 arasında en az 22 bin işçi hayatını kaybetti.
Gerek işsiz sayısı gerekse işsizlik oranları düzenli bir tırmanış iƧinde. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 18.3 olarak gerƧekleşirken genƧ işsizliği yüzde 21’e yaklaştı. Ne eğitimde ne de istihdamda olan genƧlerin oranı ise yüzde 24.2’ye yükseldi. Bƶylece her dƶrt genƧten biri istihdam ve eğitimin dışında kaldı.[28]
2001’de işçilerin resmi sendikalaşma oranı yüzde 57.2 idi. Bugün idse Türkiye’deki her 100 işçiden sadece 12 tanesi sendikaya üye. 2018 verilerine gƶre Türkiye’deki işçilerin yüzde 12.38’e sendikalı. Toplamda sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon 714 bin civarında.
Türk-İş, 925 bin 39 işçiyle en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu durumunda. Türk-İş’i, 615 bin 301 üye ile Hak-İş, 149 bin 187 üye ile DİSK izliyor.[29]
İşçiler arasında sendikalaşma oranının Ƨok düşük olduğu Türkiye’de sendikalı memur sayısı da düşüşe geƧti. 2017’de yüzde 69.2 olan memurlarda sendikalaşma oranı 2018 yılında yüzde 67.6’ya geriledi. Üç büyük konfederasyondan Türkiye Kamu-Sen ile KESK’in üye sayısı düşerken birƧok konuda hükümete destek veren Memur-Sen’in üye sayısındaki artış dikkat Ƨekti. 2002’de 40 binlerde olan Memur-Sen’in üye sayısı, 1 milyonu geƧti.[30]
Yani sendikalara ve emeğe yƶnelik saldırılarıyla sendikaları abluka altına alan AKP, yandaş sendikaları ihya ederken;[31] her 100 işçiden 86’sı sendikasız Ƨalışıyor ve sarı sendikaların üye sayıları ise hızla artıyor.[32]
Bu arada ƶrgütlenmenin en düşük olduğu işkolu inşaat sektƶründe 1.8 milyon işçiden sadece 55 bini sendika üyesiyken;[33] sendikaların hĆ¢liyse tam bir faciadır!
“Nasıl” mı?
Mesela Gemi ve tersanelerde ƶrgütlü Türk-İş’e bağlı Dok Gemi-İş Sendikası’nın 11 yıllık başkanı Necip Nalbantoğlu’nun oğlu Emre Ahmet Nalbantoğlu, iş hayatına giriş yapmasının üzerinden 1 yıl geƧmeden sendikanın genel merkez yƶnetim kurulu üyesi seƧilip; 5 Ocak 2019’daysa sendikanın genel sekreteri olması gibi!
Baba Nalbantoğlu, bir gün Ƨalışsa bile herkesin bƶyle bir hakkı olduğunu savunurken; sendikacılıkta işyeri temsilciliği, şube yƶnetiminden genel merkez yƶnetimine uzanan ortalama 10 yıllık kariyer sürecini Necip Nalbantoğlu’nun oğlu Emre Ahmet Nalbantoğlu, yaklaşık 8 ayda tamamlayıverdi!
2014’de Ƨalışma hayatına başlayan Emre Ahmet Nalbantoğlu, aynı yıl şube başkanı, 1 yıl bile dolmadan da sendika genel merkez yƶnetimine seƧildi. Sendika Başkanı baba Nalbantoğlu, “Yasal mevzuatın iƧinde olduktan sonra kişilerin adaylığını ahlĆ¢ki olarak sorgulamıyoruz,” dedi![34]
2019 1 Mayıs’ı eşiğinde tablo, “Yeni Ekonomi Programı”yle işçilerin kıdem tazminatına bile el atılmaya kalkışılmışken; ne yazıktır ki bƶyle!
Ancak her şeye rağmen -tarihte olduğu gibi-, gelenekten geleceğe yönelen 1 Mayıs bir çıkış olabilir (mi?)

TARİH (BİLGİSİ)

Tarihe bakmadıkça, bugünü kavrayıp, geleceğe yönelik öngörülerde bulunmak, politik tavırlar geliştirmek, neredeyse imkânsızdır.
Çünkü başarı ya da başarısızlıkların, kazanım veya kaybedişlerin bir tarihi vardır.
Bu bağlamda insan(lık)a eleştirel bakma yeteneği kazandıran tarih bilinci önemli bir mevzi ve aynı zamanda da özgürleşme, dünyanın değiştirilmesi doğrultusunda politik bir ufuktur.
Ɩzellikle de, toplumsal hafıza aƧısından müthiş zengin bir laboratuar ƶzelliği taşıyan emeğin, ezilenlerin ve işçi hareketlerinin mücadeleleri şahsında.
Bu kapsamda 1 Mayıs, başlı başına mücadeleci bir geleneğin mirası olarak her coğrafyada farklı bir anlam ifade ederken; sadece “1 Mayıs” değil onun ƶtesidir...
Mesela Türkiye’de 1 Mayıs 1977’de katledilen 34 canın sorulmamış hesabını düşünmeden İstanbul’da 1 Mayıs’ın “1 Mayıs” olamaması gibi...
Sınıfsal mücadele tarihinde müthiş bir ƶneme sahip olan 1 Mayıs resmi bir müsamere değildir, olamaz da…
ABD’de işçilerin günlük Ƨalışma süresinin 8 saate indirilmesi iƧin 1884’te başlattığı mücadeleye dayanan 1 Mayıs, 1886’dan itibaren kitlesel grevlerle yaygınlaşarak küresel nitelik kazandı. Çünkü 1 Mayıs, 8 saatlik işgünü mücadelesinden doğdu. Ƈalışma süresinin sınırlanması ve 8 saatlik işgünü mücadelesi, XIX. yüzyılda işçi sınıfının ve sendikal hareketin en ƶnemli talebiydi. Uzun ve ağır Ƨalışma süreleri karşısında 8 saatlik işgünü, işçi sınıfı mücadelesinin uzun erimli bir mücadele hedefi hĆ¢line geldi. 8 saatlik işgünü mücadelesi 1880’lerde ivme kazanmaya başlamıştı. Ancak bu uğurdaki grevler ve gƶsteriler güvenlik güçleri tarafından zor kullanılarak bastırılıyordu.
ABD’de sendikalar 8 saatlik işgünü talebiyle 1 Mayıs 1886 tarihinde ülke Ƨapında grevler ve gƶsteriler düzenleme kararı aldı. 1 Mayıs 1886 günü ABD’de 10’dan fazla kentte 350 bin dolayında işçinin katıldığı gƶsteriler yapıldı. Chicago’daki 1 Mayıs gƶsterilerine 80 bin kişi katılmıştı. Ülke tarihinin o güne değin en büyük işçi gƶsterisi Chicago 1 Mayıs 1886 gƶsterisi olmuştu. 1 Mayıs geleneği bu gƶsterilerden doğmuştur.
Ancak 1 Mayıs ile ilgili pek Ƨok kaynak, 3-4 Mayıs 1886’da Chicago Samanpazarı’nda yaşanan olayları 1 Mayıs geleneğinin doğuşu olarak kabul etmektedir. Bu hatalı bir değerlendirmedir. Samanpazarı olaylarının doğrudan 1 Mayıs ile bağlantısı yoktur. 3 Mayıs 1886 günü Chicago’da kurulu International Mc Cormick Harvester fabrikasında, anarşist sendikacıların ƶncülük ettiği grevi işveren grev kırıcıları kullanarak kırmak istedi. Grevcilerin üzerine aƧılan polis ateşi sonucunda 4 işçi ƶldü. 4 Mayıs 1886 günü yapılan protesto gƶsterisi polis tarafından dağıtılmak istenirken kimin tarafından atıldığı belirlenemeyen bir bomba, bir polis şefinin ƶlmesine ve Ƨok sayıda polisin yaralanmasına yol aƧtı. Polisin gƶstericiler üzerine aƧtığı ateş neticesinde ise yaklaşık 10 kişi ƶldü, 50 kişi ise yaralandı. Bu olayların sonucunda tutuklanan sendikacılar düzmece delillerle idama mahkĆ»m edildi, bunlardan dƶrdü idam edildi.
Milletlerarası İşçi Kardeşliği TeşkilĆ¢tı’nın 1889 Paris Kongresi’nde (II. Enternasyonalin 1. kongresi), işçilerin dayanışmaları amacıyla yılda bir gün, işçilerin ortak bayramı ilan edildi. Amerikalı sendikacıların ƶnerisi üzerine o gün “1 Mayıs” olarak belirlendi. İkinci Enternasyonal’in Ƨağrısı üzerine düzenlennen 1 Mayıs 1890 gƶsterileri gƶrkemli oldu. 1 Mayıs’ın kƶkeni 8 saatlik işgünü talebi olup, Chicago Samanpazarı katliamı işçi hareketinin ayrı bir sayfasıdır.
Coğrafyamızda ilk 1 Mayıs, 1909’da Üsküp’te kutlanırken, 1910’da diğer Rumeli şehirlerinde de kutlanmaya başlandı. İstanbul’da ise ilk 1 Mayıs’ın 1912’de kutlandığı belirtiliyor. 1921 yılında işgal kuvvetlerinin yasaklama girişimlerine rağmen 1 Mayıs gƶsterileri yapıldı ve Tramvay, Vapur ve HaliƧ tersanesi işçileri iş bırakarak 1 Mayıs’ı kutladılar. 1922 yılında 1 Mayıs, İstanbul ve Ankara’da kutlandı. 1923’de toplanan İzmir İktisat Kongresi 1 Mayıs’ın Türkiye İşçileri Bayramı olmasını benimsedi, ayrıca tarım dışı işlerde Ƨalışma süresinin 8 saat olması kabul edildi. Bu yılın 1 Mayıs’ı ise İstanbul, Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı.
1925’de Takrir-i SükĆ»n Kanunu’na dayanılarak Amele Teali Cemiyeti’nin yürüyüş ve miting düzenlemesine izin verilmedi. Bunun üzerine 1 Mayıs salon toplantısıyla kutlandı. 1 Mayıs kutlamalarına katılanlar, 1 Mayıs’ın anlam ve ƶnemi üzerine broşür yayımlayanlar tutuklandı, İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak hapse mahkĆ»m edildiler. 1927 yılında Amele Teali Cemiyeti’ne “kamu taşıtlarının işlemesine engel olmamak” koşuluyla izin verildi. Ancak kutlama izinli olmasına karşın kutlama sonrasında tutuklamalar ve işten atmalar yaşandı.
İzmir İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanmasına yƶnelik bir karar alınmasına karşın bu karar uygulanmadı. 1 Mayıs, 1935’de Ƨıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun ile Bahar Bayramı olarak kabul edildi.
1926’dan 1975’e kadar süren fiili yasak dƶneminde kitlesel ve yasal 1 Mayıs kutlaması yaşanmadı. 1 Mayıs ƶncesinde solcuların ve sendikacıların gƶzaltına alınmaları sıradan bir uygulama hĆ¢line geldi. 27 Mayıs sonrasında her 1 Mayıs ƶncesi gelenek hĆ¢lini alan baskı ve tutuklamalara son verildiyse de 1 Mayıs’ın yasal olarak kutlanması mümkün olmadı. Türk-İş 1 Mayıs’ı işçi bayramı olarak kabul etmedi, “komünist bayramı” olarak gƶrdü. DİSK kuruluşunun ardından 1 Mayıs’ı kutlamak iƧin Ƨeşitli girişimlerde bulundu, ancak 1975’e kadar 1 Mayıs kitlesel kutlanamadı. Yarım yüzyıl sonra ilk aƧık ve yasal 1 Mayıs kutlaması 1975’de İstanbul Tepebaşı’nda bir salonda TSİP (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) tarafından yapıldı. Türkiye’de 1 Mayıs’ın kitlesel kullanışında DİSK ve Kemal Türkler’in rolü kritiktir.
Türkiye’de 1 Mayıs’ın ilk kez büyük ve gƶrkemli bir mitingle kutlanması 1976’da DİSK ƶncülüğünde oldu.[35] DİSK tarafından düzenlenen 1977 1 Mayıs’ı ise daha kalabalık, daha gƶrkemli bir gƶsteri idi. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması sırasında aƧılan ateş sonucunda alan kana bulandı. Ɩnce Sular İdaresi’nin üzerinden ƶnce birkaƧ el ateş edildi, ardından alana kurşun yağmaya başladı. Beyaz bir araƧ alana girmiş hızla ilerlerken, iƧerisindeki sivil kıyafetli kişiler kitleye ateş aƧıyordu. İnsanlar, Kazancı Yokuşu’nda bekleyen kamyonet ile polis panzerinin arasında sıkışmıştı. BirƧok insan ezilme ve boğulma tehlikesi geƧirdi. AƧılan ateş sonucu birƧok kişi baş ve gƶvdelerinden yaralandı. 36 kişi (DİSK’e gƶre 41 kişi) Taksim Meydanı’nda yaşamını yitirdi.
Bu katliam 1978 1 Mayıs kutlamasını engelleyemedi. 1 Mayıs 1978’de Taksim’de Ƨok daha kitlesel 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Bu kez DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk’tü.
1979’da ise Taksim’de kutlamalara izin verilmedi. İstanbul’da sokağa Ƨıkma yasağı ilan edildi. DİSK’te büyük gerilimlerin yaşandığı bu dƶnemde Kemal Türkler liderliğindeki Maden-İş ile Bank-Sen, Baysen, Aster-İş ve Yeni Haber-İş sendikaları 1 Mayıs’ı İzmir’de kutlama kararı aldı. İstanbul’da DİSK yƶneticileri ile sokağa Ƨıkma yasağına rağmen 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenler tutuklandı. 1 Mayıs 1980’de de Taksim’de kutlamaya izin verilmedi. DİSK, 1 Mayıs kutlamasını Mersin’de yapma kararı aldı. Bu karara bütün üye sendikalar katıldı. Bƶylece 1976, 1977 ve 1978’de Taksim’de kutlanan 1 Mayıs, 1979 ve 1980’de Taksim dışında kutlandı. 12 Eylül darbesi ile birlikte 1 Mayıs tamamen engellendi ve 12 Eylül yƶnetimi 1 Mayıs’ı genel tatil günü olmaktan Ƨıkardı.
12 Eylül sonrasının ilk yasal 1 Mayıs girişimi 1988’de gerƧekleştirildi. Türk-İş üyesi Kristal-İş, Petrol-İş, Tümtis, Deri-İş sendikaları ile bağımsız Banks ve Otomobil-İş sendikaları, kurdukları tertip komitesi ile İstanbul Valiliği’ne başvurarak 1 Mayıs’ı kutlamak istedi. Ancak Valilik, 1 Mayıs’ın kutlanmasına izin vermedi. Buna rağmen 1 Mayıs günü Taksim’e Ƨıkmak isteyen sendikacılar polisin saldırısıyla karşılaştı. 81 işçi, temsilci ve sendikacı gƶzaltına alındı ve bunlardan bir kısmı tutuklandı.
1989’da bir kez daha Türk-İş üyesi Kristal-İş, Petrol-İş, Tümtis, Deri-İş, Basın-İş ile bağımsız Otomobil-İş, Banks ve Laspetkim-İş sendikaları 1 Mayıs’ı kutlama girişiminde bulundu. Mecidiyekƶy ve Ƈağlayan’da gƶsteri yapmak isteyen işçiler ve sendikacılar gƶzaltına alındı ve uzun süre gƶzaltında tutuldu. 1 Mayıs günü Taksim Meydanı’na yürümek isteyen bir gruba polisin hedef gƶzeterek aƧtığı ateş sonucu Mehmet Akif Dalcı adında 17 yaşında genƧ bir işçi ƶldürüldü.
1990 sonrasında 1 Mayıs giderek daha yaygın biƧimde kutlanmaya başlandı. GeƧmişte 1 Mayıs’a “komünist bayramı” diyen Türk-İş ile 1 Mayıs’ı “müşrik, komünist ve Yahudi bayramı” olarak karalayan Hak-İş tutum değiştirerek 1 Mayıs’ı işçi bayramı ve emek dayanışma günü olarak kabul etti. Bƶylece Türk-İş ve Hak-İş, 1 Mayıs konusunda DİSK’in tutumuna yakınlaştı ve 1 Mayıs’ı birlikte kutlamaya başladı. 1 Mayıs, 1990’lar ve 2000’lerde Taksim yasakları yüzünden İstanbul’da genellikle Ƈağlayan ve Kadıkƶy alanlarında kutlandı. Daha sonra DİSK’in tutumuyla 1 Mayıs’ın tekrar Taksim’de kutlanması talebi ve ısrarı ƶn plana Ƨıktı. 2004’ten 2010’a kadar süren uzun ve zorlu bir mücadele sonucunda Taksim tekrar 1 Mayıs alanı olarak tescillendi. 2009’da DİSK ƶncülüğünde “makul kalabalık” ile Ƨıkılan Taksim’de 2010, 2011 ve 2012’de gƶrkemli 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Ancak 2013’te hükümet sudan bahanelerle Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. Bƶylece işçiler Taksim’de toplam altı kez 1 Mayıs kutlayabildi.
Taksim yasakları konusunda her dƶnem aynı tutumun alındığı sƶylenemez. 1 Mayıs kutlamalarının başını Ƨeken ve Taksim’i 1 Mayıs Meydanı kabul eden DİSK, Taksim yasakları karşısında bazı yıllar İstanbul’un ve ülkenin diğer yerlerinde kutlama kararı alırken, bazı yıllar Taksim’de ısrar etti.[36]
Yani DİSK’in kana bulandığı, yıllarca yasaklandığı Taksim’de 1 Mayıs’a ilişkin tutumu konjonktürel oldu.
ÅžĆ¼kran Soner’in, “Yasaklı 1 Mayıs’ların yaşandığı, orantısız şiddetin kullanıldığı 1 Mayıs’ların Ƨoğunlukta olduğu yıllarla, ülkemizde yaşanan askeri, sivil darbe süreƧleri, hak-hukuk demokrasinin katlediliş tarihleri arasındaki ilişki inanılmaz boyutlarda. Yıllar iƧinde yaşanmış 1 Mayıslar’ın tümünde iƧinden tanıklıklarımla, tek başına 1 Mayıs’ların kutlanma etkinliklerinin gündemi, şiddet iƧerikleri ile, dƶnemin ekonomik-sosyal-siyasal koşulları, hak, hukuk, demokrasi katliamlarının boyutlarına ayna tutuklarını sƶyleyebilirim,”[37] biƧiminde ifade ettiği 1 Mayıs’lar coğrafyamızda sınıf mücadelesinin net gƶrünümüdür; resmi müsamereler değil!

1 MAYIS(’IMIZ)

Mayıs uyanıştır, doğuştur. Her doğuş da bir canlanmadır. Tıpkı toprak ananın bereketli doğurganlığı ile doğanın uyanıp yeşile bürünmesi gibi…
Mayıs’ın 1’iyse işçilerin belleği, sınıfın hafızasıdır...
1 Mayıs sƶmürüye itiraz; zulme karşı direniştir…
Çünkü 1 Mayıs katliamdır…
Havanın dönmesi gereken mücadele günüdür; mücadeleyle tanımlanır!
Ve bu hâl coğrafyamızda da, yerkürede de böyledir.
2018’de de yerkürenin dƶrt bir yanından milyonlarca emekƧi işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ta alanlara Ƨıktı. Eylemlerde güvenceli Ƨalışma, insanca Ƨalışma koşulları ve ƶzgürlük taleplerini yükselttiler.
Ancak bu kutlamalarda politik aƧıdan eksik olan bir şeyler vardı; coğrafyamızda da olduğu üzere…
Kimilerine haklı olarak, “Kendisini ezilenlerin, yoksulların, garibanların temsilcisi diye sunabilen bir iktidarın yƶnetiminde yaşanan on altıncı 1 Mayıs oldu bu. Bu on altı yıl boyunca TEKEL direnişi benzeri bir işçi sınıfı eylemine tanıklık etmedi bu ülke,”[38] dedirten “izinli 1 Mayıs”lar iƧin:
“İstanbul Maltepe’de yapılan 1 Mayıs mitingindeyiz. Olabildiğince kalabalık ve coşkulu. İşçiler, emekƧiler...”[39]
“İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin başlıca il ve ilƧelerinden başlayarak emekƧi semtlerine kadar varan bir yaygınlıkla kutlanan 1 Mayıs, ƶnceki yıllara gƶre kıyaslanamaz bir kitlesellikle kutlandı…”[40] biƧimindeki “resmi” yorumların “Olabildiğince kalabalık ve coşkulu” veya “ƶnceki yıllara gƶre kıyaslanamaz bir kitlesellikte” saptamaları ƶrtük itiraflardan başka bir şey değildi; Kürt illerinde de elbette…[41]
“GeƧen yıllarla karşılaştırıldığında katılımın ikiye katlandığını sƶyleyebiliriz,”[42] notu düşülmeden edilemeyen Maltepe’deki 2018 1 Mayıs’ı; yine kimilerine gƶre, bir “seƧim sınavı”na indirgenivermişti!
Mesela “İstanbul Maltepe’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde bir araya gelen yüz binler 24 Haziran ƶncesi AKP’ye karşı sesini yükseltti”;[43] veya “2018 1 Mayısı, 24 Haziran seƧimleri ƶncesinde ƶnemli bir sınav”[44] deniyordu!
“Ne demeli”? Hele hele 24 Haziran sonrasında!
DİSK Genel Sekreteri Arzu Ƈerkezoğlu, “1 Mayıs emektir. 1 Mayıs meydandır, 1 Mayıs Taksim’dir. Bir kez daha tarih bize ‘Ya sosyalizm ya barbarlık’ diye sesleniyor,”[45] diye konuşsa da; her şey seƧime endekslenince; Taksim’in Ƨok uzağındaki Taksim ajitasyonunun hiƧbir değeri olmuyordu!
“İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde, Maltepe Sahil Etkinlik Alanı’ndaki kutlamalarda herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması iƧin 4 kademeden oluşan güvenlik tedbiri uyguladı. Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye gƶre, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla 8 bini Maltepe, 6 bin 500’ü Beyoğlu, Şişli ve Beşiktaş’ta olmak üzere kent genelinde, 26 bin 174 polis gƶrev yaptı. Kentte, 4 polis helikopteri Ƨalışmalara havadan destek verirken, Ƨeşitli noktalara 85 TOMA ve 67 zırhlı araƧ konuşlandırıldı,”[46] haberindeki üzere devlet yığınağını Maltepe’deki “kitlesel” 1 Mayıs’a değil; Taksim’de ısrarlı “marjinaller”in Beyoğlu, Şişli ve Beşiktaş’ına yapıyorken; neyin ne olduğunu da anlatıyordu!
Maltepe’deki 1 Mayıs mitinginde ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu) İnsan Hakları ve Sendikal Haklar Dairesi Müdürü Jeroen Beirnaert ile ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) Genel Sekreter Yardımcısı Patrick Itschert’in katılması;[47] “ETUC, 39 ülkeden 89 sendika ve 10 federasyon ile 50 milyon işçiyi, ITUC da bünyesinde bağlı 161 ülkeden 325 sendika yoluyla dünya Ƨapında 176 milyon işçiyi temsil ediyor,”[48] vurgusuyla “ƶnemli” gibi sunulmaya kalkışılsa da; sembolik olmanın ƶtesinde bir değer arz etmiyordu.[49]
Tıpkı milletvekili aday adayı olmak iƧin DİSK Genel Başkanlığı gƶrevinden istifa eden Kani Beko’nun, işçi hakları iƧin alanlarda verdiği mücadeleyi Meclis’e taşımak istediği vurgusuyla, “İşçilerin 1 Mayıs alanlarına akacağını” sƶylemesi gibi![50]
Siz bakmayın bir zamanlar, yani DİSK Başkanı iken; “İşçilerin güvensiz davranışından dem vuran yetkililerin ve onların sistemlerinin sorumlu olduğunu her yerde vurgulayacağız.”[51]
“15-16 Haziran karanlığı yenmenin işaret fişeğidir.”[52]
 “DİSK’te Kemal Türkler ve arkadaşlarının ilkeleri devam ediyor. Bu bir uzun yürüyüş. Ben 1 Mayıs ve 50. kuruluş yıldƶnümü konuşmalarımı ‘Kahrolsun faşist diktatƶrlük, yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm’ diye noktaladım. Mutlaka bir gün bu ülkede eşitlik, ƶzgürlük, demokrasi, barış ve kardeşlik mücadelesi verenler iktidar olacak. İşçi sınıfının verdiği mücadeleyi hiƧbir zaman hafife almamak lazım,”[53] diyen Kani Beko’ya; o, CHP vekili olunca İZBAN grevinin karşısına dikilenlerdendir![54]
Hepimize Cemal Süreya’nın, “büyük laflar ediyoruz birbirimize,/ sonra bırakıp gidiyoruz ƶylece.../ hiƧbir şey sƶylenmemiş gibi,/ hiƧbir şey yaşanmamış,/ hiƧ sevmemiş gibi...” dizelerini anımsatan; 2018 1 Mayıs’ının Maltepe’de kutlanmasını ısrarla isteyenlerden birisi de, 1 Mayıs’a İzmir’de katılan CHP’li aday adayı Kani Beko’ydu ve “Eski Genel Başkan Kani Beko, DİSK kortejinin ƶnünde yürüdü. Gündoğdu Alanı, 24 Haziran seƧimlerine yƶnelik mesajlar verdi,”[55] bir habere gƶre…

TAKSİM VE DEVLET

Ankara Tabip Odası, TMMOB, DİSK, Genel İş Sendikası, Eğitim Sen ve Türk İş’in 1 Mayıs’ta Kızılay’dan Tandoğan Meydanı’na gerƧekleştirmek istediği yürüyüşe izin vermeyen Ankara Valiliği, “Bildirilen sloganlar ile ‘İşçiler, EmekƧiler, Kadınlar… Tüm Halkımız’ başlıklı metinde ve ‘Basın Metni’ başlıklı bildiride mevzuata aykırılık gƶrülmüştür,”derken; düzenleme kurulunda yer alan katılımcı kuruluşların, yürüyüşe izin verildiği takdirde kuruluş amaƧları dışında faaliyette bulunacaklarını da savunduğu[56] coğrafyamızda; “Ankara Valisi Ercan Topaca, 1 Mayıs’ın sendikalar ve meslek ƶrgütlerinin amacının dışında olduğu sƶyleyebilmekte”dir![57]
1 Mayıs Dünya Emek ve Dayanışma Günü’nde etkinlik yapmayı yasaklayan Antep Valiliği sitesindeki yapılan aƧıklamada, “Genel asayiş ve kamu düzenin korunması amacıyla 2935 sayılı Olağanüstü hĆ¢l Kanununun 11/m ve 14/c maddeleri ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/c maddesi gereğince 01 Mayıs 2018 - 01 Haziran 2018 tarihleri arasında aƧık alanlarda yapılacak ‘AƧık Yer Toplantısı, Basın AƧıklaması, Stant Kurma, İmza Kampanyası, Bildiri Dağıtma, Pankart Asma, Ƈadır Kurma, Oturma Eylemi vb.’ etkinlikler, Şahinbey ve ŞehitkĆ¢mil ve Oğuzeli İlƧelerimizde, Valiliğimizce YASAKLANMIŞTIR,”[58] denilirken; tüm bunlardan Ƨıkan “sonuƧ”:
 “1 Mayıs kutlamalarına yƶnelik, yargı kararlarını bile uygulamayı reddeden mülki idare amirlerinin yasakları, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayı reddeden birinci derece mahkemelerinin davranışıyla bütünlük iƧinde. Bunların hepsinin arkasında aynı merkezden alınan teşvik, onay ve emir var. 1 Mayıs’ın, devletin tespit ettiği nizamın dar sınırları iƧinde, etliye sütlüye dokunmadan, mostralık gƶsterilerle kutlanmasına izin var,”[59] biƧiminde ƶzetlenebilir!
Yargı kararlarını hiƧe sayarak Ƨeşitli bahanelerle İstanbul Taksim Meydanı’nı yıllardır 1 Mayıs kutlamalarına kapatan hükümetin İƧişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Biz 1 Mayıs’ın şenlik iƧinde geƧmesini istiyoruz. Tüm sendikalarımızın, Ƨalışanlarımızın aynı anlayış iƧinde olmasını istiyoruz. Milletimizin 1 Mayıs’ı en iyi şekilde geƧirmesi hususunda bütün güvenlik ƶnlemlerimizi aldığımızı belirtmek isterim… 1 Mayıs’ı herkes istediği şekilde kutlayacak; ancak PKK, terƶr ƶrgütleri işin iƧinde olurlarsa biz işin rengini değiştiririz. Kamu düzenini sağlamak bizim gƶrevimiz,”[60] derken; devlet kıskacındaki 1 Mayıs’ın ne anlama geldiğinin de ipuƧlarını vermektedir!
Bun(nlar)a “Hayır” demek imkĆ¢n dahilindedir ve bu imkĆ¢na dair Serkan Ɩngel’in, “Peki hava dƶner mi, işçiden yana eser mi yel Can babanın dediği gibi? İstanbul’da 2007’den 2010’a ƶrülen o mücadeleye sırtını dƶnmek de mümkün, o yılların ayak izlerini takip etmek de,”[61] saptamasıysa; hemen her şeyin ƶzetidir.
“1 Mayıs 2018’in “şenlikli, güllük gülistanlık, bayram havasında..” kutlanması Tek adam rejiminin dikte ettirdiği algılarda birkaƧ gündür başı Ƨekmekte”yken;[62] bu elbette bƶyle değildi; Taksim’in, işçi sınıfına yasaklı kılınması Ƨabasının devlet tarafından ipinin ucu kaƧırıldığı üzere…
Bu bƶyleyken; “Bu yıl ‘Taksim tartışması’ gündemi ‘tıkayacak’ kadar yaygın değil; ama, ‘1 Mayıs Taksim’den başka yerde kutlanmaz’ diyen siyasi Ƨevreler de yok değil. Kuşkusuz bu tutum, bu Ƨevrelerin ‘sınıf dışı ideolojik platformları’yla bağlantılı ve onlara sƶylenecek Ƨok şey yok”![63]
“Taksim ilke değildir”![64]
“Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, sendikanın Taksim kararına tepki gƶsterip, ‘İşçiye rağmen altı boş taksim ısrarının anlamı ne!’ dediler”[65] türünden sƶylemler; hakkaniyet ve vicdan ƶlçütlerini yerle yeksan etmekte “beis” gƶrmüyorlardı.
“Sınıf dışı” ilan edilenler (Onları “sınıf dışı” ilan etme hakkını nereden alıyorlarsa) 1 Mayıs’ta 86 kişinin gƶzaltına alındığını; Taksim Meydanı’na Ƨıkan yolların araƧ trafiğine kapatıldığını, Ƨevik kuvvet ekiplerinin de bƶlgeye gittiğini; Beşiktaş’tan Taksim’e yürümek isteyen gruba polisin saldırdığını; Beşiktaş’ta 60, Beyoğlu’da 18, Şişli’de 2 kişinin gƶzaltına alındığını; etrafı bariyerlerle Ƨevrilen Taksim Meydanı’na gazeteciler de dahil kimse alınmadığını bilmiyor olamazlar…
“İyi de neden” mi?
Devletin 1 Mayıs ve Taksim yasakları sürerken
Birleşik Metal-İş, Nakliyat-İş, İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş), DGD-Sen, Umut-Sen, Mücadele Birliği Platformu, Alınteri, Halk Cephesi, Devrimci İşçi Hareketi, Devrimci GenƧlik Dernekleri, Partizan, Halkın Birliği, Proleter Devrimci Duruş, GenƧlik Komiteleri, HKP, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik-DDSB, Devrimci Yolda Ɩzgürlük, vd. kurumlar ortak aƧıklamalarıyla 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını duyurup, “Bizler Taksim’in 1 Mayıs’a kapatılmasını kabul etmeyen ve fiilen Taksim iradesiyle davranacak kurumlar olarak, 1 Mayıs’ta Taksim de olacağımızı ilan ediyoruz.
Bütün işçileri, emekƧileri, kadınları, genƧleri Savaşa Faşizme Kapitalist Sƶmürüye OHAL’e Karşı 1 Mayıs’ta Taksim’de olmaya davet ediyoruz.
1 Mayıs’ta 1 Mayıs Alanında Taksim’de Olacağız! 1 Mayıs Alanı Taksim’dir! Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Mücadelemiz!”[66] dediler de ondan…
Bu geleneği yaşatarak, geleceğin yolunu açmaktı; unutulmasın, unutturulmasın!
“PekĆ¢lĆ¢ 2019’da ne olacak” mı?
DİSK Genel Başkanı Arzu Ƈerkezoğlu, “Başta İstanbul Taksim 1 Mayıs alanı olmak üzere ülkenin dƶrt bir yanında 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününde umudumuz ve hasretimiz olan memleketin resmini Ƨizeceğiz,”[67] diyor; bu iyi bir şey…
Sonra da 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak iƧin İstanbul Valiliğine 15 Nisan 2019 pazartesi günü iƧin randevu talep ettiklerini ama herhangi bir dƶnüşün yapılmadığını belirten Ƈerkezoğlu, “1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününde Taksim alanında olmak, tarihi ve ahlĆ¢ki olduğu kadar, hukuki aƧıdan da hakkımızdır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin ve ulusal mahkemelerin Ƨok sayıda kararı Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamanın bizler aƧısından bir hak ve gƶrev olduğunu tescil etmiş, ancak mahkeme kararlarını yok sayan idare tarafından bu hakkımız defalarca gasp edilerek suƧ işlenmiştir. Yani her nasıl ki, Ramazan ayında Taksim’de iftar Ƨadırları ve etkinlikler yapabiliyorsak, bu ƶzel günler ve bayramlar iƧin ‘ValilikƧe miting alanı olarak belirlenmiş alanlar’ gƶsterilmiyor ise, 1 Mayıs da bu kapsamdadır. Resmi tatil ve bayram günü ilan edilen 1 Mayıs’ın bu istisna kapsamında olmadığını iddia etmek ise aƧıkƧa işçileri yok saymak anlamına gelecektir,”[68] ekliyor ki, burası soru(n)ludur.
Çünkü bir hak talebi ya da bir durumu protesto hukuki olabilir. Ancak iktidar karşısında, hukuki bir hak veya talep, sorunu her zaman Ƨƶzüme kavuşturmayabilir.
Engelleme, bastırma bir iktidar iƧin hiƧ de zor değildir. Bir yasal müeyyideye de ihtiyacı yoktur. Yasaları uygulamaz; olur biter! KaƧ yıldır olageldiği üzere…
Bir an düşünün: Devlet haklara değer mi veriyor ki, bir hukuk olsun? “Hukuk” diye derdi olmayana hukuku hatırlatmak nafiledir...
Temel yanlış: 1 Mayıs Taksim iddiasının hukuki değil, politik bir soru(n) olduğunun görülmemesindedir.
 Politik soru(n)lar, politik aƧıdan ele alınıp, tartışılırsa muteberdir; ƶtesinin kıymet-i harbiyesi yoktur; olmaz da...
Sınıfsalı nihayetinde, rasyonel ya da hukuki argümanlar değil; gerçek güçler ve onların mücadeleleri biçimlendirir.
Rasyonel argümanlarla bir şey(ler)in değişeceğini düşünmek hayalken; 1 Mayıs Taksim iddiasını bir güç mücadelesi olarak ele alıp; “Liberaller işçilere ‘Sizler toplumun sempatisini kazandığınızda güçlü olursunuz,” derken Marksistler işçilere farklı bir şey sƶylerler, onlara: ‘Güçlü olduğunuzda toplumun sempatisini kazanırsınız,’ derler,”[69] gerƧeğini anımsamakta, anımsatmakta 2019’da da büyük yarar var.
Bir de “Yiğit sürücüleri tarihsel akışın/ İşçiler, evren kovanının arıları/ Bir kara somunun Ƨevresinde dƶndükƧe/ Dünyamıza ƶzgürlük getiren kardeşler/ O somunla doğrulur uykusundan akıl/ Ağarır o somunla bitmeyen gecemiz/ O güneşle bağımsızlığa erer kişi,” dizelerini Oktay Rifat’ın…
Sonra da bir zamanlar “Tek yol, tek Ƨƶzüm ƖDP’dir” diyen bir Başkan Yardımcısı iken, ardından CHP Genel Başkan Yardımcı’lığına transfer olan Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın, “KılıƧdaroğlu Dotrininin Türkiye’de başarıya ulaşacağına inananlardan biriydim… Nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk, hakkında alınan idam kararına rağmen yolundan dƶnmedi; onun aƧtığı aydınlık yoldan yürüyen Anadolu’nun Kemali de yolundan dƶnmedi. Kararlarının arkasında durdu, iğneyle kuyu kazar gibi Ƨalıştı… KılıƧdaroğlu Doktrini, 31 Mart’tan sonra Ƨok okunacak, Ƨok tartışılacaktır. Yerel seƧimlerde olduğu gibi, genel seƧimlerde de bizi iktidara taşıyarak, gelecek nesillere rehber olacaktır,”[70] diyen reelpolitiker kıvraklığına inat; Komutan Yardımcısı Marcos’un şu saptamasını haykırarak:
“Yukarıda ne olduğu bizi hiƧ ilgilendirmiyor. Dert ettiğimiz, aşağıdan yükselecek olandır. Bu başkaldırıyı hayata geƧirdiğimiz zaman, bütün politikacılar sınıfını defedeceğiz, kendilerini parlamenter solcu diye adlandıranlar dahil…”

21 Nisan 2019 19:52, İstanbul.

N O T L A R
[1] Newroz, Nisan 2019.
[2] Karl Marx.
[3] 200 milyar dolarlık aktif büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük şirketi konumundaki ve bünyesinde BOTAŞ, PTT, Borsa İstanbul ve THY’nin de bulunduğu Türkiye Varlık Fonu Yƶnetimi AŞ’nin (TVF) başına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geldi. Erdoğan, şirketin Başkan Vekilliğine ise aynı zamanda damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı atadı. (“Varlıklı Hanedan: Bakan Ƈocukları da Kritik Gƶrevlerde”, Cumhuriyet, 13 Eylül 2018, s.9.)
[4] “Kriz KaƧınılmaz Canımız Yanacak”, Cumhuriyet, 15 Haziran 2018, s.11.
[5] “Para da Yok Birikim de”, Cumhuriyet, 7 Mart 2018, s.11.
[6] Ergin Yıldızoğlu, “Kriz mi Dediniz?”, Cumhuriyet, 1 Ekim 2018, s.9.
[7] “Vatandaşın Bankaya Borcu 511 Milyar TL”, 13 Mart 2019… http://siyasihaber4.org/vatandasin-bankaya-borcu-511-milyar-tl
[8] “Para Dışarıya KaƧıyor”, Cumhuriyet, 19 Aralık 2018, s.11.
[9] “Bankacılık KĆ¢rı 13 Milyar TL Oldu”, Cumhuriyet, 4 Mayıs 2018, s.14.
[10] “Deniz Bank 606 Milyon TL KĆ¢r Etti”, Cumhuriyet, 5 Mayıs 2018, s.8.
[11] “Yapı Kredi’nin Net KĆ¢rı 1.24 Milyar TL”, Cumhuriyet, 4 Mayıs 2018, s.14.
[12] “Anadolu Sigorta’dan 184.2 Milyon Lira Net KĆ¢r”, Cumhuriyet, 5 Nisan 2018, s.12.
[13] “Şişecam’dan 2018’in ilk 6 Ayında 1.6 Milyar TL Net KĆ¢r”, Cumhuriyet, 29 Temmuz 2018, s.11.
[14] “Kriz Patronları Etkilemedi, Türkiye’nin En Zengini 3.8 Milyar Dolarla Erman Ilıcak Oldu”, 1 Mart 2019… https://gazetehayir.com/kriz-patronlari-etkilemedi-turkiyenin-en-zengini-3-8-milyar-dolarla-erman-ilicak-oldu/
[15] Ozan Gündoğdu, “Türkiye’de 100 Kişi Milyarlarla Oynuyor”, Birgün, 2 Mart 2019, s.11.
[16] “16 Yılda Yoksul Sayısı 2’ye Katlandı!’”, Birgün, 8 Şubat 2019, s.13.
[17] “AKP’nin ‘Güçlü Türkiye’sinden Manzaralar”, 19 Nisan 2019… https://dehabertr.blogspot.com/2019/04/akpnin-guclu-turkiyesinden-manzaralar.html
[18] “Sefalet Endeksi/ Misery Index” kavramını ilk olarak 1970’lerde Amerikalı iktisatƧı Arthur Okun ortaya attı. Endeks yıllık enflasyon oranı ve işsizlik oranının toplamından oluşuyor. Endeks değerinin yükselmesi zaten iş bulmakta zorlanan insanların daha yüksek enflasyona maruz kalması yani sefaletin arttığı anlamına geliyor. Eğilmez’in sefalet endeksi karşılaştırmasına gƶre, Türkiye’de sefalet endeksi 5.5 yılda artış eğilimi iƧinde gƶrünüyor. 2013’de 18.3 olan endeks Haziran 2018 itibarıyla 31.9’a ulaştı. Sefalet 5.5 yılda ikiye katlandı. Sefalet endeksi karşılaştırması yapıldığında Güney Afrika birinci, Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Beş ülke arasında bu değerlendirme aƧısından en iyi durumda olan ülkeler Endonezya ve Hindistan olarak gƶrünüyor. Türkiye’de sefalet endeksi 31.9 iken, endeks aynı dƶnemde Güney Afrika’da 39.4, Brezilya’da 26.7, Hindistan’da 8.3, Endonezya’da 8.2 seviyesinde gerƧekleşti. (“Sefalette İkinciyiz”, Cumhuriyet, 20 Haziran 2018, s.11.)
[19] Gamze Bal, “32 Milyon Yurttaş Soğuk Eve MahkĆ»m”, Cumhuriyet, 19 Eylül 2018, s.10.
[20] Bartu Soral, “Halkın Yoksulluğu”, Cumhuriyet, 11 Kasım 2018, s.9.
[21] “AƧlık Sınırı Dƶrde Katlandı”, Cumhuriyet, 9 Ağustos 2018, s.10.
[22] Ergün Demir-Güray KılıƧ, “İşte Sakladıkları Yoksulluk GerƧeği”, Birgün, 20 Mart 2019, s.10.
[23] Aziz Ƈelik, “Nereden Baksan Vahim!”, Birgün, 11 Mart 2019, s.10.
[24] “Kredi Kartı Batağına Düşenler Artıyor”, Cumhuriyet, 8 Temmuz 2018, s.11.
[25] Åžehriban KıraƧ, “Batık Krediler Dramatik Boyutlara Ulaştı: İcra Kapıya Dayandı”, Cumhuriyet, 29 Ocak 2018, s.9.
[26] Sinan Tartanoğlu, “Saray’ın İsrafı Zirvede”, Cumhuriyet, 4 Ekim 2018, s.9.
[27] “AKP OHAL’i Sevdi 14 Grevi Yasakladı”, Cumhuriyet, 25 Nisan 2018, s.9.
[28] Åžehriban KıraƧ, “Yaşamı BıƧak Sırtında AƧlığın PenƧesinde”, Cumhuriyet, 1 Mayıs 2018, s.8.
[29] “1 Mayıs Emek ve İşçi Bayramı”, https://www.ntv.com.tr/turkiye/mucadeleden-dogan-bayram-1-mayis,4ZTn3yRupEaPcj5550jTQA
[30] Mustafa Ƈakır, “Memur da Sendikasızlaştı”, Cumhuriyet, 8 Temmuz 2018, s.11.
[31] Can Uğur, “Zafer Aydın: Sendikalar Güç Kaybederken EmekƧinin Yüzü Gülmez”, Birgün, 19 Kasım 2018, s.13.
[32] “Her 100 İşçiden 86’sı Sendikasız”, Birgün, 1 Şubat 2019, s.10.
[33] Mustafa Ƈakır, “İnşaatlarda Sendika Yok”, Cumhuriyet, 2 Ağustos 2018, s.10.
[34] Hacer Boyacıoğlu, “Babadan Oğula Sendikacılık”, Hürriyet, 19 Ocak 2019, s.7.
[35] 1 Mayıs şenliği denilince gƶzünüzün ƶnüne hangi gƶrsel geliyor?
HiƧ kuşkusuz afiş şudur: Üzerinde “1 Mayıs” yazan dünya küresini iki eliyle tutan afiş!
HiƧ kuşkusuz pankart resim şudur: Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi cephesine asılan; arkasında “1 Mayıs” yazılı, 12 metre yüksekliğinde 35 metre genişliğinde, zincirli ellerini iki yana aƧan, tulum giymiş bir işçi resmi!
İlk kez 1 Mayıs 1976’da gƶrülen bu iki gƶrsel -Taksim’de ısrar gibi- 1 Mayıs’ın sembolü hĆ¢line geldi. (1976 yılının diğer ƶzelliği; 50 yıl sonra kutlanmasına izin verilen ilk bayram  olmasıydı! Ɩncüsü, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu/ DİSK idi.)
DİSK’e bağlı Maden İşçileri Sendikası’nın 1 Mayıs gƶrselleri iƧin aradığı kişi, ressam-heykeltraş Orhan Taylan (d. 1941) oldu. Gece yarısı telefon ettiler, “sabaha istiyoruz” dediler.
Orhan Taylan afişi bir saatte Ć§izdi. Dünyayı pergelle Ƨizdi; elleri kara kalemle. O yüzden Ƨizim tekniği aƧısından hafif uyumsuzluk olmuştu. Pek iƧine sinmese de eksiği-yanlışı olsa da zamana karşı yarışıyordu; afişi sabah teslim etti.
Taylan’ın pek beğenmediği bu afiş, Prag’da 1978’de düzenlenen Uluslararası Sendikalar Birliği yarışmasında birinci seƧildi. (ABD ikinci, Sovyetler Birliği üçüncü oldu.) Ɩdülü on günlük Prag gezisiydi…
Orhan Taylan, Atatürk Kültür Merkezi’ne asılan resim pankartı ise genƧlerin yardımıyla bir günde bitirdi.
Orhan Taylan Robert Koleji’ni bitirdikten sonra, 1962’de devlet bursunu kazanıp Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ne gitmişti. Amacı, hayranı olduğu -Ressam Frida’nın kocası, TroƧki’nin arkadaşı- Diego Rivera gibi gƶrkemli duvar resimleri yapmaktı.
Başarılıydı; sınıfları atlayarak geƧti. İtalya’da solcu oldu. Türkiye’de ilk sergisini 1968’de düzenledi. Amerikan 6. Filo’ya karşı yapılan protestoda yer aldı; sırtından bıƧakla yaralandı. Yaralandığı Beşiktaş’ta Türkiye İşçi Partisi ilƧe ƶrgütüne gidip üye oldu. Devrimci SanatƧılar Birliği kuruluşunda yer aldı. Gƶrsel SanatƧılar Derneği başkanı oldu. Keza. 1977’de Barış Derneği kurucu ve yƶnetim kurulu üyeliği yaptı. Aynı zamanda 1978’de Dünya Barış Konseyi üyeliğine seƧildi. 12 Eylül 1980 darbesiyle aranmaya başladı. Eşi hamileydi; oğlu doğduktan sonra gidip teslim oldu.
Askeri yƶnetim 1 Mayıs’ın sembol afiş ve pankartını hiƧ unutmadı. Orhan Taylan’ın eserlerine düşman oldu. Ɩrneğin, Antalya Belediyesi duvarına yaptığı Prometheus’u cunta lideri Evren, Stalin’e benzetip üzerini boyattı!
Bu kadarla kalmadı… Orhan Taylan işkenceli sorgulardan geƧti; Sağmacılar’dan Mamak’a 3.5 yıl hapis yattı; beraat etti. (Babası Tarık Taylan bu acılı sürece dayanamadı; 1983’te vefat etti.) Darbeciler, 1 Mayıs’ın sembol afiş ve pankartının intikamını almışlardı! (Soner YalƧın, “Mithat Paşa’nın Torunu”, Posta, 1 Mayıs 2018, s.10.)
[36] Aziz Ƈelik, “1 Mayıs Tarihinden Sayfalar”, Birgün, 30 Nisan 2018, s.11.
[37] ÅžĆ¼kran Soner, “1 Mayıs’lar Üzerinden İşçi Sınıfımızın Tarihi”, Cumhuriyet, 1 Mayıs 2018, s.11.
[38] Fatih Yaşlı, “1 Mayıs İşçinin, EmekƧinin Bayramı Olsun Diye”, Birgün, 2 Mayıs 2018, s.3.
[39] Nilgün TunƧcan Ongan, “Hangi Eksende Bir Araya Geleceğimizin Yanıtı 1 Mayıs’ta Evrensel, 2 Mayıs 2018, s.16.
[40] Ä°hsan Ƈaralan, “1 Mayıs Coşkusuyla Haydi ‘Tek Adam Rejimine Hayır’ Demeye!”, Evrensel, 2 Mayıs 2018… https://www.evrensel.net/yazi/81384/1-mayis-coskusuyla-haydi-tek-adam-rejimine-hayir-demeye
[41] “Kürt coğrafyasında Newrozlar nasıl halkın ulusal talep ve mücadeleye katılım düzeyini gƶsteriyorsa, 1 Mayıslar da işçi sınıfı ve emekƧilerin ƶrgütlüğünü ve kendi sınıfsal taleplerini sahiplenme düzeyini gƶsteriyor. Bƶlgede son 15 yılda emek ƶrgütlerinin 1 Mayısların kutlanması konusunda bir Ƨabası ve ısrarı olduğunu sƶylemek gerekiyor. Ancak bu Ƨaba ve ısrara rağmen, 1 Mayısların ‘Ƨalışanlar’ın bayramı ve mücadele günü olduğu algısı değiştirilebilmiş değil. Dolayısıyla Kürt coğrafyasındaki 1 Mayıs kutlamaları iƧin genel bir değerlendirme yapılırsa sƶylenebilecek ilk şey, birƧok ilde yapılmasına rağmen bu kutlamaların katılım-kitlesellik bakımından zayıf geƧtiğidir.” (İhsan Ƈaralan, “1 Mayıs Coşkusuyla Haydi ‘Tek Adam Rejimine Hayır’ Demeye!”, Evrensel, 2 Mayıs 2018, s.3.)
[42] Ä°skender Bayhan, “1 Mayıs’ın Coşkusu ve Ɩzgüveniyle 24 Haziran’a Yürüyelim”, Evrensel, 2 Mayıs 2018, s.16.
[43] Zeynep Kuray, “İlk Durak Tamam Sıra 24 Haziran’da”, Birgün, 2 Mayıs 2018, s.2.
[44] Erkan Aydoğanoğlu, “1 Mayıs Sınavı”, Evrensel, 26 Nisan 2018, s.6.
[45] Zeynep Kuray, “İlk Durak Tamam Sıra 24 Haziran’da”, Birgün, 2 Mayıs 2018, s.2.
[46] “Türkiye’de 1 Mayıs... Bayram Gibi Değil”, Yeni Mesaj, 1 Mayıs 2018… http://www.yenimesaj.com.tr/gundem/turkiye-de-1-mayis-bayram-gibi-degil-h13060555.html
[47] Emre Deveci, “Sendikal Haklarda Dünyadaki Sıralamamız Belli Oldu”, Cumhuriyet, 1 Mayıs 2018, s.9.
[48] “1 Mayıs’a Küresel Destek”, Cumhuriyet, 27 Nisan 2018, s.8.
[49] “Yalnızca bir ve tek gerƧek enternasyonalizm vardır: o da insanın kendi ülkesinde devrimci hareket ve devrimci savaşımın gelişmesi iƧin ƶzveri ile Ƨalışmasına, istisnasız tüm ülkelerde, bu aynı savaşımı, bu aynı Ƨizgiyi, ve yalnızca onu (propaganda, yakınlık, maddi bir yardım aracıyla) desteklemesine dayanır. Tüm geri kalanı, yalandan... başka bir şey değildir.” (V. İ. Lenin, Nisan Tezleri ve Ekim Devrimi, Ƈev: Muzaffer Erdost, Sol Yay., 1969.)
[50] Zeynep Kuray, “Kani Beko: İşçiler Kıyımın Ɩfkesiyle 1 Mayıs’a Akacak!”, Birgün, 1 Mayıs 2018, s.11.
[51] Ayşegül Başar, “Kader ya da Fıtrat Değil, Cinayet”, Cumhuriyet, 27 Kasım 2016, s.9.
[52] Kani Beko, “15-16 Haziran Karanlığı Yenmenin İşaret Fişeğidir”, DİSK’in Sesi, No:180, Haziran 2016, s.2.
[53] Kemal Gƶktaş, “Kanal İstanbul’u ‘BES’leyecekler”, Cumhuriyet, 5 Haziran 2017, s.11.
[54] “İZBAN grevi 2019 yerel seƧimlerinin ƶncesine denk geldiği iƧin Ƨeşitli tartışmalara konu oldu. CHP’li İzmir Belediyesi ve aralarında DİSK eski genel başkanı Kani Beko’nun bulunduğu kimi milletvekilleri, bu grevi ‘CHP’li yerel yƶnetimi yıpratmak’ sebebiyle uzatıldığını ileri sürdüler. AKP bütün grevleri yasaklarken İZBAN grevini neden yasaklamıyor muş? Vay ki ne vay!... DİSK eski başkanı ve CHP’li İzmir Belediye yƶnetimi işin kolayına kaƧarak işçileri suƧlamayı tercih ettiler ve CHP’ye oy veren İzmir halkını grevcilere karşı kışkırtmaya Ƨalıştılar.” (Metehan Ud, “İZBAN: Grev Düşmanlığı”, Yeni Yaşam, 9 Ocak 2019, s.5.)
[55] Yusuf Ɩzkan, “İzmir’de 24 Haziran Provası”, Cumhuriyet, 2 Mayıs 2018, s.4.
[56] Mustafa Mert Bildircin, “1 Mayıs Emek Güçlerinin Kuruluşuna Aykırıymış!”, Birgün, 19 Nisan 2018, s.7.
[57] Birkan Bulut, “Fıkra Değil GerƧek: 1 Mayıs’ı Kutlamak Sendikaların İşi Değilmiş”, Evrensel, 19 Nisan 2018, s.7.
[58] “Antep Valiliği’nden 1 Mayıs Yasağı”, 28 Nisan 2018… http://alevinet.com/2018/04/28/G.Antep-valiliginden-1-mayis-yasagi/
[59] Ahmet İnsel, “SeƧim Ɩncesi 1 Mayıs”, Cumhuriyet, 1 Mayıs 2018, s.9.
[60] “İƧişleri Bakanı Taksim’i Yasakladıklarını Unuttu!”, Birgün, 30 Nisan 2018, s.11.
[61] Serkan Ɩngel, “Pehlivanlar ve Sınıf Mücadelesi”, Birgün, 1 Mayıs 2018, s.11.
[62] ÅžĆ¼kran Soner, “1 Mayıs 2018 Bize Nasıl Bir Ayna Tutuyor?”, Cumhuriyet, 2 Mayıs 2018, s.4.
[63] Ä°. Sabri Durmaz, “Daha Yaygın ve Gƶrkemli Bir 1 Mayıs’a Doğru”, Evrensel, 28 Nisan 2018, s.6.
[64] “İstanbul’da 1 Mayıs Kutlaması Alan Tartışmasına İndirgenmemelidir!”, Yeni İşçi Dünyası, Ɩzel Sayı, Nisan 2018, s.3.
[65] “Gebze’de Metal İşçilerinden 1 Mayıs Mektubu”, Evrensel, 26 Nisan 2018, s.7.
[66] “1 Mayıs’ta Taksim’deyiz!”… 27 Nisan 2018… http://www.yenidemokrasi.net/1-mayista-taksimdeyiz.html
[67] “Disk Başkanlar Kurulu: İş, Adalet, Ɩzgürlük Ve Demokrasi İƧin 1 Mayıs’a”, 10 Nisan 2019… http://disk.org.tr/2019/04/disk-kesk-tmmob-ttbden-ortak-1-mayis-2019-aciklamasi/
[68] “Ƈerkezoğlu: 1 Mayıs’ta Taksim İşçinin Hakkı”, Cumhuriyet, 11 Nisan 2019, s.10.
[69] V. İ. Lenin, SeƧme Eserler Cilt:2-Bolşevik Parti İƧin Mücadele (1900-1904), Ƈev: İsmail Yarkın, İnter Yay., 1993, s.21.
[70] Yıldırım Kaya, “KılıƧdaroğlu Doktrini”, Yeni Soluk, 20 Nisan 2019… https://yenisoluk.com/kilicdaroglu-doktrini

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GƜƇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,16,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERƇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEƇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEƇİMLERİ’NE DAİR -GEREKƇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,abd,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ƖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ƖZGÜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,37,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLƂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETƇİ MANEVİYATƇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ƖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKƂRLIĞI İSLƂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,3,ALEVƎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,3,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ƇOKKÜLTÜRCÜLƜĞƜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,34,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,10,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZİMAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKƂNSIZ AŞK” HİKƂYESİ: “AKADEMİ VE ƖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İƇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HƂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERƖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETƇİLİK VE IRKƇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,15,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,13,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESİN DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ƇƖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBƂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,4,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,12,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLƂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ƇƜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,6,dünya,65,düsünce ƶzgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,12,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,20,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,9,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,7,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,2,feminist,1,FİDEL İƇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,4,GERƇEKTEN DE NEDİR TERƖR,1,GƖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,9,gündem,12,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ƖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,2,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,hayat,1,HER GÜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BİR “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,36,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLƂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ƖZGÜR(LƜĞƜ) MÜ,1,İFADE ƖZGÜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,12,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEƇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İƇİN OLABİLECEK EN KƖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,65,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,26,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,8,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESİ İƇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,6,kriz,57,KRİZ SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ÜZERİNE GƖRĆœÅžLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,30,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,15,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZİLYA ƖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREƇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREƇLERİ”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,4,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEƇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,6,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SƖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BİR ƇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,18,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,12,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,10,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TƖRENLERİ,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ƖFKELENİNCE ƇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ƖFORİNİN ORTASINDA,1,ƖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ƖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ƖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,ƶteki,29,ƖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KƖKENİ ÜZERİNE,1,ƖZERKLİKƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ƖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgürlük,5,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,13,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHƇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,rƶportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,4,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,18,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRÜMENİN RESMİNİ ƇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,11,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,4,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,15,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ƖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,14,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,23,tck,2,tck301,1,teknoloji,1,temel demirer,17,tercüme,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TÜRK(İYE) İSLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,85,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ƖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ƖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,26,VURUN “ƖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,24,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YƖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YƖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ƖYLE BİR YEREL YƖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKƇESİ,1,ZORUNLU BİR AƇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚Ć¶zbudun: 2019’UN 1 MAYIS’INA KENAR NOTLARI[1]
2019’UN 1 MAYIS’INA KENAR NOTLARI[1]
https://gazetemanifesto.com/wp-content/uploads/2018/04/1-may%C4%B1s.jpg
sibelšŸ‚Ć¶zbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/04/2019un-1-mayisina-kenar-notlari1.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/04/2019un-1-mayisina-kenar-notlari1.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy