“Otoriteye kƶrĆ¼ kƶrĆ¼ne inanmak, gerƧeÄin en bĆ¼yĆ¼k dĆ¼Åmanıdır.” [1] La Fontaine’in kurt ile kuzu fabl’ini bilmeyen var mıdır? Yoktur herh...
“Otoriteye kƶrĆ¼ kƶrĆ¼ne inanmak,
gerƧeÄin en bĆ¼yĆ¼k dĆ¼Åmanıdır.”[1]
La Fontaine’in kurt ile kuzu fabl’ini bilmeyen var mıdır? Yoktur herhĆ¢lde, ama ben yine de hatırlatayım:
“Bir varmıÅ, bir yokmuÅ. Bir zamanlar susayan bir kurt su iƧmek iƧin dereye inmiÅ, tam iƧecek, baÅını ƧevirmiÅ; bakmıÅ, bir kuzu. Kƶrpecik, gencecik, tĆ¼yĆ¼ yeni bitmiÅlerden. O da kurdu gƶrmĆ¼Å, bacakları tir tir titreyerek bakıyormuÅ.
Kurt kulaklarını dikleÅtirmiÅ, dik dik sĆ¼zmĆ¼Å kuzucuÄa:
‘Heyy!! Bana baksana sen,’ demiÅ. ‘Ne yapıyorsun ora da, sƶyle bakayım?’
‘HiƧ,’ demiÅ kuzucuk, ‘su iƧiyordum.’ ‘NiƧin doÄru dĆ¼rĆ¼st suyunu iƧmiyorsun, peki?’ ‘Anlamadım,’ demiÅ kuzucuk. ‘AnlamamıÅmıÅ! Ben Åimdi sana anlatırım. Benim iƧeceÄim suyu ne halt etmeye bulandırıyorsun; sende hiƧ utanma arlanma yok mu?’
‘Senin suyunu bulandırmak mı? Ama bu olanaksız. Sen yukardasın, ben aÅaÄıda. Irmak da yukardan aÅaÄıya akıyor. AÅaÄıdan yukarıya deÄil ki…’
‘Demek, ƶyle…’ demiÅ kurt. ‘Demek… Ha ha, Åimdi tanıdım seni, Åimdi. Sen deÄil miydin, geƧen yıl anama bacıma sƶven, ha, sen deÄil miydin?’
Kuzucuk ÅaÅırmıÅ:
‘Kesinlikle hayır’ demiÅ. ‘Ben daha bu yıl doÄdum, geƧen yıl hayatta bile deÄildim.’
‘Ćyle mi? O zaman, sen deÄilsen mutlaka senin kardeÅindi.’
‘O da olanaksız’ demiÅ kuzucuk. ‘Benim hiƧbir zaman kardeÅim olmadı. Ben bir ananın bir babanın tek kuzusuyum.’
‘Vay beni yalancı yerine koyuyorsun ha, ƶyle mi? Saklama, saklama, biliyorum. Ćobanlar sƶylediler, anama bacıma sƶven sizin aileden biriymiÅ. Artık sız Ƨok oldunuz, yĆ¼z verdik diye tepemize Ƨıktınız. Ben Åimdi seni bir yiyeyim de bĆ¼tĆ¼n kuzuların koyunların aklı baÅına gelsin!’
Bƶyle demiÅ, kuzuyu oracıkta haklamıÅ.”
“Hukuk” Ć¼zerine enfes bir ƶykĆ¼.
Nasıl mı? ĆykĆ¼den kurt ile kuzu arasında birkaƧ maddeden oluÅan zımni bir anlaÅma olduÄunu anlıyoruz. Nedir bu maddeler?
1. Kuzunun kurdun suyunu bulandırması, parƧalanıp yenmesi ile cezalandırılacak bir suƧtur.
2. Kuzunun kurda hakaret etmesi, aynı cezayı gerektiren bir suƧtur.
3. Kuzunun kardeÅi ya da akrabalarından birinin, daha kuzu doÄmadan ƶnce kurda ya da yakınlarına sƶvmĆ¼Å olması da yine parƧalanıp yenilme cezasına tabidir.
Ćyle anlaÅılıyor ki kuzu da bu fiillerin “suƧ” olduÄunu bilmekte ve savunmasını ona gƶre yapmaktadır. Yazarın ƶykĆ¼de karÅı Ƨıkmamızı istediÄi olay, kurdun kuzuyu tĆ¼mĆ¼yle dĆ¼zmece iddialarla, yani ortada “cezayı gerektiren” bir “suƧ” olmadan parƧalayıp mideye indirmesi…
“Peki kuzunun da (baÅka Ƨaresi olmadıÄı iƧin, ideolojik bir yanılsama sonucu ya da herhangi bir nedenle) onaylayıp “meÅru” saydıÄı bu yasa(k)ları kim koydu?” diye sorarsanız… Elbette kurdun kendisi. Ya da bir kurtlar meclisi.
Yani kurtlarla kuzular toplumunda kurtların kuzuları ne zaman, hangi nedenlerle, hangi koÅullarda yiyebileceÄi, kurtlar tarafından, her iki tarafın da “meÅru” kabul edip uymayı taahhĆ¼t ettiÄi yasalarla saptanmıÅ.
Hukuk, tam da bu… Karl Marx ve Friedrich Engels ‘KomĆ¼nist Manifesto’da burjuvaziye boÅuna, “Hukukunuz, asli karakteri ve yƶnĆ¼ sınıfınızın varoluÅunun ekonomik koÅullarınca belirlenen, yasaya dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lmĆ¼Å sınıf iradenizdir,” diye seslenmiyor.
Peki, kurtların neden kuzuları yeme eylemini bir kurala, kaideye baÄlamaya gereksinimi var? Friedrich Engels bu sorunun yanıtını ‘Ailenin, Devletin, Ćzel MĆ¼lkiyetin Kƶkeni’nde, devletin (ve dolayısıyla da hukukun) uzlaÅmaz sınıf ƧeliÅkilerinin biƧimlenmesiyle, bu ƧeliÅkileri sınırlamak, bƶylelikle de toplumu kendisini tĆ¼ketmekten ala koymak amacıyla, “sınıflar-Ć¼stĆ¼”[2] bir gƶrĆ¼nĆ¼mde ortaya ƧıktıÄını vurgulayarak verir. ĆykĆ¼mĆ¼ze dƶnecek olursak kurtlar tĆ¼m kuzuları bir anda tĆ¼ketip de sonra aƧlıktan kırılmamak, bu sĆ¼reƧte birbirlerini parƧalamamak iƧin kuzularla birlikte yaÅamayı kimi yasa ve kurallara baÄlamak zorunda kalmıÅlardır…
TĆ¼m o “Hukuk devleti”, “hukukun Ć¼stĆ¼nlĆ¼ÄĆ¼”, “yargı baÄımsızlıÄı” gĆ¼zellemelerinin ardında yatan Ƨıplak gerƧeklik bu… Dr. Engin TopuzkanamıÅ, bu Ƨıplak gerƧekliÄi, “EÅitsizlik hukuku ortaya Ƨıkarır, mĆ¼lkiyet ise hukuk sistemini. MĆ¼lk ve sermaye, kısa vadeli ve ƶngƶrĆ¼lemez bir durumda serpilemez. MĆ¼lkiyetin geliÅmediÄi toplumlarda da elbette hukuk vardır ancak mĆ¼lkiyet, karmaÅık iliÅkilere yol aƧar ve korunması iƧin sistemleÅmiÅ (code), rasyonel kurallara ihtiyaƧ duyar,”[3] sƶzleriyle aƧımlıyor.
TĆ¼m bunlar doÄru. Ama Åunu da teslim etmek gerek; hukuk sistem(ler)i geƧerlilik sĆ¼releri boyunca kendi iƧlerinde tutarlı, tutunumlu, bĆ¼tĆ¼nlĆ¼kler. Ve neyi yapıp neyi yapamayacakları, neyi yapar (ya da yapmaz)larsa hangi cezai yaptırıma tabi tutulacaklarını ve nasıl bir yaptırıma maruz kalacaklarını ƶnceden bilerek davranıÅlarını ona gƶre ayarlama olanaÄını vermekle yurttaÅlara sermayeye olduÄu kadar (olmasa da) istikrarlı varoluÅ koÅulları saÄlıyor. Bir kuzu kurdun suyunu bulandırırsa cezalandırılacaÄını bilir, bunun iƧin her zaman kaynaÄın kurda gƶre aÅaÄı tarafından su iƧmeye dikkat etmek zorundadır.[4] Bu “ƶngƶrĆ¼lebilirlik” ilkesi sayesindedir ki kuzular “gĆ¼vercin tedirginliÄi”ne gerek kalmadan kurtlarla birlikte “huzur ve gĆ¼ven” iƧinde yaÅayabilirler.
Peki ya kurt, La Fontaine’in fabl’inde olduÄu gibi tĆ¼m o kural ve yasaları kuzuyu kendine yem etmenin gerekƧesi olarak kullanıyorsa… Yani kuzunun suyu bulandırıp bulandırmamasını, hakaret edip etmemesini hiƧ mi hiƧ ƶnemsemeyip, bunları sadece kuzuyu midesine indirmek iƧin bahane olarak ƶne sĆ¼rĆ¼yorsa…
TĆ¼rkiye’nin “hukuk” manzarası, bir sĆ¼redir aynen bƶyle… Nasıl mı?
1. Diyelim ki, ƶÄretim elemanı ve avukatsınız. Aynı zamanda hem mesleÄiniz hem de aydın sorumluluÄunuz gereÄi Ć¼lkede haksız bulduÄunuz olayları izliyor ve elinizdeki imkĆ¢nlarla gƶrĆ¼Å ve dĆ¼ÅĆ¼ncelerinizi kamuoyuyla paylaÅıyorsunuz. Bu meyanda, kamuoyunu meÅgul eden Sinan AteÅ cinayetiyle ilgili, MHP ve ĆlkĆ¼ Ocakları mensupları hakkında suƧ duyurusunda bulunuyorsunuz.
Hemen ardından bĆ¼ronuz basılıyor, evraklarınız, bilgisayarınız incelemeye, sizse gƶzaltına alınıyor, “kamu gƶrevlisine hakaret” ve “iftira” suƧlamalarıyla tutuklanıyorsunuz. Arkasından el yĆ¼kseltildikƧe yĆ¼kseltiliyor ve hakkınızda hazırlanan iddianamede “FETĆ/PDY Ć¼yesi olmak”, “ƶrgĆ¼t propagandası yapmak”la suƧlanıyorsunuz. Hatta dava sĆ¼recinde akıl hastanesine sevk ediliyorsunuz. Ä°lk duruÅmanızda tahliye de ediliyorsunuz, ama sizi salıvermiyorlar. BĆ¼tĆ¼n gece nezarethanede bekletilip ertesi gĆ¼n, bu kez iktidar partisi mensubu bir milletvekilinin sosyal medya paylaÅımlarınıza yƶnelik baÅka bir ÅikĆ¢yeti Ć¼zerine tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ediliyor ve bir kez daha tutuklanıyorsunuz. Bu kez Ć¼Ć§ hafta boyunca akıl hastanesinde tutuluyorsunuz. DuruÅmaya ƧıktıÄınızda ise iƧeride bulunduÄunuz sĆ¼renin almanız muhtemel (??) olan cezayı karÅılamaya yeterli olmadıÄı ve kaƧma ÅĆ¼pheniz bulunduÄu gerekƧesiyle tutukluluÄunuzun devamına karar veriliyor.[5]
2. Diyelim ki babasınız. Bir gĆ¼n, bakmaya kıyamadıÄınız, 11 yaÅındaki kızınızın yaralı bedenini dĆ¼kkĆ¢nınızın ƶnĆ¼nde buluyorsunuz. Yavrunuz kurtarılamayıp can veriyor. “Damdan dĆ¼ÅtĆ¼” diyorlar, intihar etti,” diyorlar. Oysa ƧocuÄun Ƨatısından kendini attıÄı sƶylenen ev ile yaralı bedeninin bulunduÄu yer arasında epey bir mesafe var; dahası Ƨatıdan aÅaÄıdaki sundurmaya Ƨarpmadan dĆ¼Åmesi imkĆ¢nsız. “SĆ¼rĆ¼nerek gelmiÅtir,” diyorlar. Ä°nanmıyorsunuz. Olaydan hemen sonra DoÄan Haber Ajansı’nın geƧtiÄi haber, kuÅkularınızı destekler mahiyette: kızınıza bir aracın ƧarptıÄı, sĆ¼rĆ¼cĆ¼nĆ¼n ise kaƧtıÄı bildiriliyor haberde. Adli tıp incelemesinde kızınızın giysilerinde tekerlek izleri bulunuyor. GerƧeÄi ortaya Ƨıkarmak iƧin Ƨırpınıyorsunuz. Ama nafile. Ćarpıp kaƧtıÄı bildirilen araƧ, kentin ekabirinden birinin oÄluna ait, Ć§Ć¼nkĆ¼. GƶrgĆ¼ tanıÄı olduÄu iddia edilen kiÅiler durmaksızın ifade deÄiÅtiriyor. Olayın bastırılması iƧin devreye bakanlar, milletvekilleri filan giriyor. Gƶzaltına alınıyorsunuz. Akli dengenizin yerinde olmadıÄı sƶyleniyor. Aleyhinize cumhurbaÅkanına hakaretten dava aƧılıyor.[6]
3. Diyelim ki (yine) avukatsınız. Sol gƶrĆ¼ÅlĆ¼sĆ¼nĆ¼z. Soma, Ermenek gibi maden katliamlarında, Ćorlu tren kazasında, Hendek havai fiÅek fabrikası patlaması gibi olaylarda maÄdurların haklarını savunmuÅsunuz. Gezi Parkı davasında Taksim DayanıÅması’nın avukatları arasında yer almıÅ, hatta Gezi Parkı planlarını iptal ettirmiÅsiniz. Birden kendinizi Gezi sanıkları arasında buluyorsunuz. Aleyhinize aƧılan iki davada beraat etmenize karÅın, bir dava daha aƧılıyor: “TĆ¼rkiye Cumhuriyeti hĆ¼kĆ¼metini ortadan kaldırmaya teÅebbĆ¼s” suƧlamasıyla. 18 yıla mahkĆ»m ediliyorsunuz, Yargıtay bu kararı onaylıyor. Cezaevindeyken milletvekili seƧiliyorsunuz. Ancak tahliye edilmiyorsunuz. Anayasa Mahkemesi, iki kez haklarınızın ihlal edildiÄine hĆ¼kmediyor, ne ki Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararına dayanarak AYM hĆ¼kmĆ¼ uygulanmıyor, milletvekilliÄiniz dĆ¼ÅĆ¼rĆ¼lĆ¼yor. Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay ilgili daire kararını “yok hĆ¼kmĆ¼nde” sayan kararına raÄmen siz, hapistesiniz…[7]
4. Diyelim ki bir TV dizilerine oyuncu saÄlayan bir ajansın sahibisiniz. Ä°ktidarın tasvip etmediÄi, ancak kamuoyunca beÄenilen pek Ƨok diziye oyuncu saÄlamıÅsınız. Ćok sayıda Ć¼nlĆ¼ oyuncuyla birlikte ƧalıÅıyorsunuz. Derken Rekabet Kurulu’nun kast ajansı ve menajerlik alanında faaliyet gƶsteren bazı kuruluÅlar hakkında sektƶrde tekel oluÅturmak iddiasıyla soruÅturma aƧılması kararı ƧerƧevesinde hakkınızda soruÅturma baÅlatılıyor. YurtdıÅı yasaÄı konulup hesap hareketleriniz inceleme altına alınıyor.
Hemen ardından 12 yıl ƶnceki Gezi Parkı protestolarının “planlayıcıları”ndan olduÄunuz iddiasıyla hakkınızda bir baÅka soruÅturma baÅlatılıyor. Bu kez size yƶneltilen suƧlama, “sektƶrde tekel oluÅturmak”tan Ƨok daha aÄır: “TĆ¼rkiye Cumhuriyeti HĆ¼kĆ¼meti'ni ortadan kaldırmaya veya gƶrevini yapmasını engellemeye teÅebbĆ¼s"[8]… Birlikte ƧalıÅtıÄınız oyuncular ifadeye ƧaÄrılıyor, kendilerine Gezi Parkı eylemlerine kendi kararlarıyla mı, yoksa sizin yƶnlendirmenizle mi katıldıkları soruluyor.[9] Siz, hĆ¢lĆ¢ iƧeridesiniz…
Diyelim ki… Bu “diyelim ki”ler ƧoÄaltılabilir. Bunlar, sadece kamuoyunun dikkatini Ƨekme Åansına sahip olabilmiÅ vakalardan birkaƧı. Ve her gĆ¼n onlarcası, bir gazete kƶÅesinde Ć¼Ć§ santimlik bile bir yer bulamadan unutuluÅ ummanında yok olup gidiyor… Bu tĆ¼r “yaptak” (bricolage) suƧlamalarla kaÅ kiÅinin cezaevinde, ev hapsinde ya da adli kontrolde olduÄunun Ƨetelesini tutmak artık Ƨok zor.
Bu nedenledir ki “hukuk siyasetin longa manus’u[10] hĆ¢line geldi,” diye haykırıyor, emekli Anayasa Hukuku profesƶrĆ¼ Kemal Gƶzler: “Artık hukuk, siyaseti ƧerƧevelendirmiyor; tersine o siyasetin cenderesi altında bulunuyor.
Artık anayasa veya kanunlardaki kurallara bakmak, karÅılaÅılan hukukĆ® sorunun nasıl ƧƶzĆ¼mleneceÄi konusunda bir fikir vermiyor. ĆrneÄin anayasa mahkemelerinin ƶnĆ¼ndeki bir iptal davasının sonucunu tahmin etmek iƧin anayasanın ne dediÄine bakmanın bir yararı yok. Zira artık anayasa mahkemesi kararları anayasaya deÄil, birtakım hukuk dıÅı faktƶrlere baÄlı. Belirli bir davada anayasa mahkemesinin ne yƶnde karar vereceÄini anayasa hukuku profesƶrleri deÄil, gazeteciler daha iyi tahmin ediyorlar.
(…) BugĆ¼n, siyasĆ® niteliÄi olan bir olayda, en kıdemli ceza hukuku profesƶrleri dahi gƶzaltına alınan bir kiÅinin tutuklanıp tutuklanmayacaÄını, sanıÄın mahkm olup olmayacaÄını bize ƶnceden sƶyleyemez. Ceza hukuku profesƶrlerinin bilgileri artık bu konuda bir iÅe yaramıyor.
Olan biteni aƧıklamak bakımından hukuk bilimi Ƨaresizlik iƧinde. Olaya uygulanacak normun ne olduÄu, bu normun olaya nasıl uygulanacaÄı konusunda hukuk profesƶrlerinin derin bilgilerinin, normu uygulayacak hĆ¢kimin hangi hukuk dıÅı faktƶrler altında ƧalıÅtıÄı bilgisi karÅısında pek bir deÄeri bulunmuyor.
Artık hukuk bilimiyle uÄraÅmak, havanda su dƶvmek veya meleklerin cinsiyetini tartıÅmak misali iÅe yaramaz bir faaliyet hĆ¢line geldi…”[11]
Kemal Gƶzer haklı. Ama bir eklemeyle: Kurtlar kendi koydukları kuralları kuzuları boÄazlamak iƧin gƶstermelik bir araƧ olarak ortada hukuk bilimi de kalmaz, bizzat kurtların tanımladıÄı hukuk da…
27 Ocak 2025 15:47:07, MuÄla.
N O T L A R
[*] KaldıraƧ Dergisi, No: 283, Åubat 2025…
[1] Albert Einstein.
[2] Anatole France’ın “Hukuk o muhteÅem eÅitlikƧiliÄi ile, kƶprĆ¼ altında yatmayı, sokaklarda dilenmeyi ve ekmek Ƨalmayı yoksullara da zenginlere de aynı Åekilde yasaklar,” deyiÅi bu “sınıflar-Ć¼stĆ¼” “gƶrĆ¼ntĆ¼”nĆ¼n sahteliÄini mĆ¼kemmelen ifÅa eder…
[3] Dr. Engin TopuzkanamıÅ, “Hukuk ve Ä°ktidar ĆstĆ¼ne Bir Taslak”, Dokuz EylĆ¼l Ćniversitesi Hukuk FakĆ¼ltesi Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 2, 2018.
[4] “Hukuki gĆ¼venlikten bahsedilebilmesi iƧin ƶncelikle hukuk kurallarının ƶngƶrĆ¼lebilir olması gerekir9. Hukuken ƶngƶrĆ¼lebilirlik ilkesi, yalnızca normun belirliliÄini deÄil, daha geniÅ anlamda hukuki belirliliÄi ifade etmektedir. Bu ilkeye gƶre, yasal dĆ¼zenlemelerin hem kiÅiler hem de idare yƶnĆ¼nden herhangi bir duraksamaya ve kuÅkuya yer vermeyecek Åekilde aƧık, net, anlaÅılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karÅı koruyucu ƶnlem iƧermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuksal gĆ¼venlikle baÄlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik iƧinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun baÄlandıÄını bilmelidir.” [Cengiz Otacı (Yargıtay 4. Ceza Dairesi Tetkik HĆ¢kimi) “ĆngƶrĆ¼lebilirlik BaÄlamında Ceza Hukuku İƧtihatları ve İƧtihatların SaÄlaması Gereken Hukuki GĆ¼venlik”, https://hfsa-sempozyum.com/wp-content/uploads/2019/01/HFSA27-Otac%C4%B1.pdf
[5] Dilek EkmekƧi olayı. Bkz. “10 Soruda Dilek EkmekƧi Dosyası”, Velev, https://velev.news/gundem/10-soruda-dilek-ekmekci-dosyasi/, Aynur Tuncer Yazgan, “Dilek EkmekƧi Neden Hala Tutuklu?” Hukukpolitik, https://www.hukukpolitik.com.tr/2025/01/14/dilek-ekmekci-neden-hala-tutuklu/
[6] Åaban Vatan olayı.
[7] Can Atalay olayı.
[8] “AyÅe Barım Kimdir?”, Bianet Haber Merkezi, 24 Ocak 2025, https://bianet.org/haber/ayse-barim-kimdir-303920
[9] “Gezi soruÅturması: Ä°fadeye ĆaÄrılan Oyunculara Tek Soru Soruldu”, BirgĆ¼n, 26 Ocak 2025, https://www.birgun.net/haber/gezi-sorusturmasi-ifadeye-cagrilan-oyunculara-tek-soru-soruldu-594104
[10] Longa manus: “Uzun el/ uzun kol” olarak TĆ¼rkƧeleÅtirilebilecek, Latince bir deyim. Tam karÅılıÄı ise on-line Ä°talyanca sƶzlĆ¼kten aktarıyorum: “Az ya da Ƨok gizli, baÅkaları adına hareket eden veya bir gĆ¼cĆ¼n kendi hedeflerine ulaÅmak iƧin bir araƧ olarak kullandıÄı kiÅiyi (veya muhtemelen grubu, organı, kurumu) belirten, (…) yakın zamanda oluÅmuÅ bir ifade.” [“Espressione, non classica ma di formazione recente, con cui si indica la persona (o eventualmente il gruppo, l’organo, l’istituzione) che, piĆ¹ o meno nascostamente, agisce per incarico e per conto d’altri, o di cui un potere si serve come strumento per conseguire i proprĆ® scopi.] (https://www.treccani.it/vocabolario/longa-manus/)
[11] Kemal Gƶzler, “Hukuk Nereye Gidiyor? Gƶzlemler ve Sorular”, (https://www.anayasa.gen.tr/hukuk-nereye-gidiyor.htm)
Yorum Ekle