SİBEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMİRER “Li vir aÅtĆ® dinivĆ®sĆ®ne!” [1] Sivas’ta yakılan BehƧet Aysan’ın, “Yok baÅka cehennem/ yaÅıyorsunuz iÅte,”...
SİBEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMİRER
“Li vir aÅtĆ® dinivĆ®sĆ®ne!”[1]
Sivas’ta yakılan BehƧet Aysan’ın, “Yok baÅka cehennem/ yaÅıyorsunuz iÅte,” diye betimlediÄi coÄrafya(mız)da gerƧeklerden sƶz etmek, insana ister istemez F. Nietzsche’nin, “Ben bu kulaklara gƶre bir aÄız deÄilim,” sƶzünü anımsatır.
O hĆ¢lde turnusollerle dolu tarih(imiz)in güncel yarası Cizre meselesini irdelerken; Nietzsche’nin uyarısını bir an dahi “es” geƧmeden; OruƧ Aruoba’nın, “İnsanca ƶzlemler dünyaya uymuyorsa, bozuk olan dünyadır; insanca ƶzlemler, deÄil”;[2] YaÅar Kemal’in, “İnsan, evrende gƶvdesi kadar deÄil, yüreÄi kadar yer kaplar”; Can Yücel’in, “O Ƨocuklar, o yapraklar,/ o Åarabi eÅkiyalar/ onlar da olmasalar/ benim gayrı kimim var?” saptamalarını da aktarmamazlık etmeyelim…
KuÅku yok: İnsanların ekmek almak iƧin dahi sokaÄa ƧıkamadıÄı, elinde beyaz bayrakla evden dıÅarı Ƨıkan kadınlara ateÅ aƧıldıÄı, küçücük Ƨocukların keskin niÅancılar tarafından babasının kucaÄında vurulduÄu Cizre bir turnusol oldu.
Buna ihtiyaƧ da yoktu gerƧi! Ama bir kez daha milliyetƧi, İslĆ¢mcı tayfanın nasıl da ortalıÄa kan ve irin bulaÅtırdıÄını bir kez daha gƶrmüŠolduk. Cizre yanıp yıkılırken -kıvırta kıvırta- bir Åeyler geveliyorlardı.
“Ama”sız bir tek cümle kuramamaları, ne olduklarını yeterince net sergiliyordu! Kolay mı, onlar yakmaktan yıkmaktan, kan dƶkmekten baÅka bir Åey bilmeyen yaratıklar, medyada ve heryerdeki tetikƧilerdi…
“Cizre iƧin sƶylenmedik bir Åey; haykırılmadık gerƧek kalmasın!” iƧtenliÄiyle kaleme alacaklarımızı bu konuda “Ama”sız tek cümle kuramayanlardan “Oh olsun” diyenlere uzanan yelpazedeki “insan(cık)”lar beÄenmeyecek beÄenmesine de; bu umurumuzda deÄil; hiƧ de olmadı!
Ve nihayet egemenlerin yine ve yeniden kaybettiÄi, kaybedeceÄi bir savaÅ olarak Cizre bizim, yani bu satırları kaleme alan -komünist geleneÄin takipƧilerinden- iki sıradan insan iƧin, Naziler karÅısında direnen VarÅova Yahudi gettosu, Stalingrad veya Frankistler karÅısında Madrid’i savunanlar ya da Filistin’in Gazze’siyle aynıdır; bu hĆ¢liyle de hepimize, tüm insanlıÄa insan olmak ve kalmak gerƧeÄini bir kez daha hatırlatmaktadır!
CİZRE NERESİDİR, NEDİR?
Bugün MaÄduristan’ın baÅkentidir -bir zamanlar alimler ocaÄı olan- Cizre...
DoÄusunda Nusaybin, batısında Silopi, kuzeyinde Åırnak’la Ƨevrili Cizre Ƨok sıcak bir yeridir. Åırnak’ın en büyük ve bir o kadar geliÅmiÅ ilƧesi olup, nüfusu Åırnak’tan büyüktür. Dicle Nehri bu ilƧeyi ikiye ayırır.
Vakti zamanında saldırılara karÅı, Dicle Nehri’nin suyu Åehrin Ƨevresindeki hendeklere akıtılarak savunma yapıldıÄından, kent bir ada hĆ¢line gelirdi. Bu nedenledir ki kente, “ada” anlamına gelen “cezire” denmiÅ; Cizre adı, cezire sƶzcüÄünün bugün aldıÄı biƧimdir...
Tarih boyunca herkesin ele geƧirmek iƧin uÄraÅtıÄı, Babil, Arap, Asur, Med, Pers, Selevkos, Sasani, Emeviler, Abbasiler, SelƧuklular gibi ƧeÅitli emir ve Åeyhlikler ve Osmanlı İmparatorluÄu tarafından yƶnetilmiÅ Cizre, bir yanda Gabar, ƶte yanda Cudi’ye bakar.
İnanıÅa gƶre tufanın ardından, Nuh Peygamber’in sular Ƨekildikten sonra karaya ayaÄını basıp, ikinci evini yaptıÄı yerdir. Mezopotamya’nın en eski yerleÅim birimlerinden olan Cizre Ehmede Xane’nin, İsmail Ebulis’in, Bedirxanlıların kentidir.
Tor Kapısı mevkisinde yer alan “kesikbaÅ hazretleri türbesi” ve Åifa hikĆ¢yesiyle de anılan Cizre’de Mem-u Zin türbesinin yanında, Nuh Peygamber’e mal edilen bir sandukanın olduÄu türbe bulunmaktadır; ilk robotu yaptıÄı kabul edilen El CezerĆ®’nin türbesi de buradadır. Bunun hemen yanında, Cizre beyliÄi dƶneminden kalan kırmızı medrese bulunmaktadır.
Ćok eskilere dayanan tarihiyle, dünyanın en eski kalelerinden birine sahiptir. Her yeri tarihtir. Guti imparatorluÄunun eski baÅkentidir.
Tarihte ‘Bazibda’, ‘Bakarda’, ‘Bakarda Karday’, ‘Cezire’, ‘Ceziret-ül İbni Ćmer’ ve yƶre halkı tarafından ‘Cizir’ olarak anılagelmiÅtir; DoÄu Roma dƶneminde ‘Dazebda’ adını taÅıyan Cizre, burayı fetheden Hz. Ćmer tarafından “Ceziretül İbni Ćmer” olarak adlandırılmıÅtır; bugünkü adı bundan türemiÅtir.
Bütün tarihĆ® ve kültürel zenginliÄiyle, yani dünyada robotun ilk icat edildiÄi, aÅk destanlarıyla ünlü, tasavvuf ve medeniyetin merkezi ve simgesiyken Cizre XXI. yüzyılın baÅında Kenan Evren’e rahmet okutturacak uygulamalarla hukukun rafa kaldırıldıÄı; insanların salt kentte yaÅayan bir vatandaÅ oldukları iƧin devletin saldırısına uÄradıkları ve bunun meÅru gƶrüldüÄü; “düzeni saÄlamak” adına yasaların ƧiÄnendiÄi; Penguen medyasının gƶrmezden gelip, “terƶrist” ilan edilen bebeklerin ƶlüme terk edildiÄi bir kent olup ƧıkmıÅtır!
Devlet katliamının olaÄanlaÅtıÄı ve halkın devlet terƶründen bıktıÄı kentte, akrepler, TOMA’lar, sivil polisler -eylem olsun olmasın!- her gün ƧarÅıda, mahallelerde tur atar. Akrepler Ƨocukların attıÄı Ƨakıl taÅlarını bahane ederek bütün mahalleyi gaza boÄar. Polis evlere gaz bombası atıp Mehmet Uytun’ları ƶldürür. ĆoÄunluÄun, neredeyse her ailenin bir yakını ya faili meƧhul kurbanıdır; ya daÄda ƶlmüÅtür ya da zindandadır. Ancak, baskılarla boyun eÄecek bir halk deÄildir Cizreliler…
Murathan Mungan’ın, “ĆoÄunuz bildiÄi gibi bu topraklarda her inkĆ¢rın ardında yakın ya da uzak tarihli toplu mezarlar yatar,” sƶzüyle betimlenmesi mümkün olan Cizre, delik deÅiktir; yakılmıŠyıkılmıÅtır. (Polis araƧlarının plakasız dolaÅtıÄı kentteki emniyet müdürü Hrant Dink cinayeti soruÅturmasında “Åüpheli” olarak ifade veren Ercan Demir’di…)
Hemen herkese Dersim (“Tunceli”) miydi? dedirten Cizre; bir yanıyla Gazze, bir yanıyla Kerbela, bir yanıyla Srebrenitsa’dır (kim bilir Kosova mı desek oraya?); ve de Belfast’tır…
Bizim neslin Dersim’i olarak anılması mümkün olan Cizre devlet güçlerince koca bir hapishaneye dƶnüÅtürülmüÅtür; erzaksız, susuz, hastalarını hastaneye gƶtüremeyen, ƶlülerini evde saklamak zorunda kalan!
Bu özellikleriyle bir vicdan turnusolüdür; vicdan(lar)ın sınavıdır Cizre...
Ya da günümüz dünyasında insanlıÄın ƶldüÄü sayısız yerden birisidir! Kolay mı? Zulüm altındaydı Cizre: Ambargo, abluka, keskin niÅancılar, havan saldırıları, kan ve ateÅ...
Veya üzerinde devletin kent savaÅı tatbikatı yaptıÄı direniÅ mekĆ¢nıdır; ƶzsavunmadır; siyasal ve sosyolojik gerƧekler iƧeren “ulusal” bir ƧıÄlıktır!
Yapılanların, sƶylenenlerin, yazılanların asla unutulmayacaÄı; ƶldürülen Ƨocukların, katillerin kĆ¢busu olacaÄı hakikĆ¢tin ta kendisidir!
OLANLARLA CİZRE’NİN HĆLİ
Cizre, egemen Åiddettin, linƧ saldırılarının cinnet boyutuna vardıÄı; sokaÄa Ƨıkma yasaÄı, saldırganlıÄı ve ablukasıyla bir yangın yeriydi; kelimenin tam anlamıyla bir insanlık dramı yaÅanmıÅtı; Cizre’ye düÅen mermiler, top obüslerinin hedefinde en Ƨok, siviller vardı; ve de Ƨocuklar…
Cizre’deki uygulama askeri mantık olarak İsrail’in Gazze’de yaptıklarına benziyor; itirazı olan var mı? Ama ƶyle gƶrünüyor ki Cizre son deÄil; Michel Foucault’nun, “İktidar, ƶncelikle boyun eÄdirilmiÅ bedenler yaratmayı amaƧlar,” diye tanımladıÄı devletin, Cizre sonrasında ƶnünde engel gƶrdükleri baÅkaları var. Toplumsal muhalefet var. AlevĆ®ler, solcular liberaller, ateistler, sosyalistler var.
CoÄrafyamızın iƧine girdiÄi savaÅ sarmalını halka karÅı devlet terƶrünü artırarak ve faÅist Ƨeteleri devreye sokarak Ƨƶzmeye ƧalıÅmak, AKP’nin gücünün deÄil, ƧaresizliÄinin ilanıdır. İktidarın bu Ƨabaları yalnızca halka karÅı iÅlediÄi suƧların ƧoÄalmasına, dolayısıyla verecekleri hesabın kabarmasına neden olur. Cizre’de AKP bir bataklıÄa saplanmıÅtır ve bu bataklıÄı kanla kurutmak yalnızca miadını doldurmuÅ diktatƶrlerin projesi olabilir.
Kolay mı? Cizre’ye saldıran zihniyet, yoga merkezlerinde misyonerlik yapılmasın diye, Buda heykeli ve müziÄini bile yasakladı!
Birbirlerine ve ƶlülerine sarılarak hayata tutunan Cizre’de, savaÅ hĆ¢linde bile baÅvurulmaması gereken aÄır hak ihlĆ¢lleri yaÅanmıÅtır. Su, ekmek ve elektrik yoktu Cizre’de...
Ćocukların katlinin meÅrulaÅtırıldıÄı coÄrafya; AKP devletinin yok etmeye ƧalıÅtıÄı ilƧeydi.
OlaÄanüstü hĆ¢l veya sıkıyƶnetim hĆ¢linde uygulanan sokaÄa Ƨıkma yasaÄı sıradan bir uygulamaymıŠgibi sergilendi!
Siyasal iktidar olaÄanüstü hĆ¢l rejimini olaÄan bir rejimmiÅ gibi sunup, kendi hukukunu ihlĆ¢l etti; gƶzlerimizin iƧine baka baka!
Ve nihayet verili durum Türkiye’deki siyasal iktidarın totaliterleÅmenin hangi boyuta ulaÅtıÄını gƶstermektedir!
Ahmet Ćmit’in ifadesiyle, “IrkƧı, dinci, cinsiyetƧi olması fark etmez, faÅizm, nefretin ƶrgütlenmiÅ hĆ¢lidir”; ve “Kürt halkı, Cizre’de yaÅananları unutmaz,”[3] notuyla eklemektedir Ergun Babahan, “6-7 Eylül olaylarının Kürt versiyonu devrede… 6-7 Eylül olayları hakkında yıllar sonra gazeteci Fatih GüllapoÄlu’na konuÅan emekli general Sabri YirmibeÅoÄlu, ‘6-7 Eylül de bir Ćzel Harp iÅidir. MuhteÅem bir ƶrgütlenmeydi. Amacına da ulaÅtı’ demiÅti. Bugün benzer saldırıların Kürt yurttaÅlara karÅı gerƧekleÅtiÄini gƶrüyoruz”![4]
Bu kadarla sınırlı deÄil; Cizre ilƧesi, 100 yıl ƶnce de, 1915’in benzer büyük acılarına sahne olmuÅtu. Raymond Kevorkian’ın ‘Ermeni Soykırımı’ yapıtında[5] iÅaret ettiÄi gibi, 1915 Ermeni Soykırımı süreci baÅladıÄında en aÄır darbeyi alan yerlerden biri Diyarbakır Vilayeti’ne baÄlı, Mardin SancaÄı iƧinde yer alan Cizre’ydi. Patrikhane’nin yaptıÄı nüfus sayımına gƶre 12 yerleÅimde 4 bin 281 Ermeni yaÅadıÄı Cizre, Mardin sancaÄının en yoÄun Ermeni nüfusuna sahipti. 2.716 Ermeni’nin yanı sıra Hıristiyan olmakla birlikte KürtleÅmiÅ 1565 gƶƧebe Ermeni de bƶlgede bulunuyordu.
İttihat ve Terakki mebusu olan PirinƧƧizade Feyzi’nin Kürt aÅiretlerine “dini vecibe”lerini hatırlatarak kƶylüleri kıÅkırttıÄı gƶrgü tanıkları tarafından ifade edilirken, bƶlgede yükselen bir slogan da anımsanıyordu: “Ey Allah’ım Ƨocukları yetim kalsın, karıları dul kalsın ve malları Müslümanlara kalsın!”[6]
Acıları Ƨok eski olan Cizre’nin bugününde, 12 Eylül mevcut sistem ile sürüyor ve yakılan/ yıkılan evler, anadilini konuÅtuÄu iƧin ƶldürülenler, Mustafa Kemal büstü ƶptürülenlerle somutlanıyordu…
Kim ne derse desin: Cizre’de olup da bitmeyeni kƶtülüÄün sıradanlıÄı ile aƧıklayabiliriz! (“Delilik, aynı Åeyi defalarca yapıp farklı sonuƧ beklemektir,” diye boÅuna dememiÅler…)
Burada bir parantez aƧalım: Teorik olarak “devlet vatandaÅına zulmetmez”(miÅ), “devlet sivilleri ƶldürmez”(miÅ), “devlet suƧ iÅlemez”(miÅ), “devlet bireyin iÅlediÄi suƧları suƧluların ailelerine, Ƨoluk Ƨocuklarına mal etmez”(miÅ), “devlet Åahısların malına mülküne gƶz dikmez”(miÅ), “devlet savaÅta bile hukuksuzluk yapmaz”(mıÅ) yalanlarının yerle yeksan olduÄu ve Levent Gƶk’ün dahi, “Cizre’de neler olup bittiÄini bilemiyoruz. ĆÄrenmek istiyoruz, ƶÄrenemiyoruz. Ćünkü Cizre’de elektrik yok, internet baÄlantısı yok, haberleÅme yok,”[7] dediÄi Cizre’de uygulanan, kitlesel ev hapsidir. SokaÄa Ƨıkma yasaÄı dediÄin, darbe dƶneminde dahi günün belirli saatlerinde uygulanırdı. Ama bunun beteri gƶrüldü/ yaÅandı Cizre’de…
Bu kadar da deÄil; artısı da var: CoÄrafyamız nice darbeler, OHAL koÅulları gƶrdü ama bir Åehrin devlet tarafından günlerce ablukaya alınıÅına, doÄu/ güneydoÄudaki (yani Kürt illerindeki) bir Åehrin otobüs firmalarının ülkenin batısına bir gün boyunca seyahat edememesine tanık olmadı.
Günlerce ateÅ altındaki Cizre’de silah sesleri hiƧ kesilmedi, ana caddeler zırhlı araƧlarca iÅgal edildi. Yaralıların tedavisine, ƶlülerin de gƶmülmesine izin verilmedi. SokaÄa Ƨıkma yasaÄına hazırlıksız yakalanan vatandaÅın evindeki erzak bitmesine raÄmen, ekmek dahi alamadı. YurttaÅlar kendi evinde dahi güvende deÄildi; zira her hayat belirtisine kurÅun sıkılarak karÅılık veriliyordu. Hastaneler abluka altındaydı, eriÅim yoktu, hastalar ƶlüme terk edilmiÅti. GSM Åirketleri daha ƶnce Kürt illerindeki operasyonlarda olduÄu üzere yine hizmet kısıtlamasına gitti.
Ćok sayıda tank, panzer, top ve zırhlı araƧla binlerce polis, asker ve ƶzel harekĆ¢t timlerinin sevk edilip, konuÅlandıkları ve kelimenin tam anlamıyla düÅman hukuku uygulanan Cizre’de feci olaylar yaÅandı.
İsrail’in Filistin’lilere uyguladıÄı ambargoya benzer baskı, tehdit ve saldırılar sƶz konusuydu. Oysa savaÅın bile kuralları vardı/ olmalıydı; ƶlüler gƶmülür, kadınlara, Ƨocuklara saldırılmazdı.
Cizre, kaƧ-AK saray ve AKP’nin ƶzel olarak gƶrevlendirdiÄi kolluk güçlerince abluka altına alınarak, hakikĆ¢tin taammüden katledildiÄi icraatıyla “düÅman hukuku” uygulamasının ucube bir ƶrneÄini teÅkil etti.
Evet, BaÅbakan DavutoÄlu “Cizre’de ƶlen sivil yoktur” dese de Ƨocukların serƧe gibi avlandıÄı ilƧede günler süren bir vahÅet yaÅandı; ancak Kürt halkı AKP despotizmi, faÅist uygulamaları karÅısında diz Ƨƶkmedi. DireniÅ yeni evresiyle karÅımıza dikildi.
Ve kimsenin inkĆ¢r edemeyeceÄi üzere, Dante’nin tasvirindeki, “Cehennemin en dibi”ni andıran Cizre’deki ƶlümlerden devlet sorumluydu, asli suƧ devlete ve ona hĆ¢kim olan iktidara ve ona güdümlü pasif iktidara (muhalefete) aitti.
Boyun eÄmemek, teslim olmamaktı Cizre ve bu hĆ¢liyle de Malcolm X’in, “Zulüm kısmak istediÄi sesi nĆ¢ra yapar. Ve bazı ƶlüler, yaÅayanlardan daha yüksek sesle konuÅur,” saptamasını doÄruluyordu.
ONLARIN MEDYASI VE DĆRT CİZRE HABERİ
Cizre yolunda polisin, devletin bakanına geƧit vermediÄi ve “olaÄanüstü savaÅ hĆ¢li”nin yaÅandıÄı kentte olanlar ana akım medyada sansürlenirken; Gezi/ Haziran’da “hiƧbir Åey televizyonda anlatıldıÄı gibi deÄil” diye haykıran(lar); iÅ Cizre olunca, “İsyan edersen devletin sopasını yersin,” diyorlar; bu iki yüzlülük karÅısında aÄzımız aƧık kalıyor gerƧekten!
Bu zulüm de, onların medyasının ikiyüzlülüÄü de tarihe geƧecek; insanlıktan Ƨıkanların tarihine bir utanƧ notu daha düÅülecek; aÅaÄıdaki asla unutulmayacak haberlerle!
Birinci haber!
“Cudi mahallesi aÅkın sokakta yaÅayan 8 Ƨocuk annesi MaÅallah Edin, resmi nikahı olmayan gelini Zeynep TaÅkın ve 11 aylık torunu Berxwedan ile beraber, Habur sınır kapısında bekletilen eÅi ile konuÅabilmek iƧin sabit telefonun bulunduÄu komÅularının evine gitti. Gece saat 22.00 sıralarında telefonla konuÅtuktan sonra evlerine dƶnmek üzere sokaÄa Ƨıkan aile keskin niÅancıların hedefi oldu.
Vücuduna isabet eden kurÅunla yaÅamını yitiren Zeynep TaÅkın, kucaÄındaki bebeÄi ile yere yıÄıldı. Katledilen gelinini ve seken kurÅun Åarapnellerinin ayaÄına isabet ettiÄi torununu komÅusunun bahƧesine Ƨekmeye ƧalıÅan kayınvalidesi MaÅallah Edin de keskin niÅancılarca vurularak katledildi.
Can veren kayınvalide ve gelini ile yaralanan bebeÄi sokaktan kurtarmaya ƧalıÅan AyÅe Edin ile Ekrem Dayan isimli yakınları da keskin niÅancılarca vurularak yaralandı.
Sait Nayıcı isimli 16 yaÅındaki Ƨocuk ise, kasaphane civarında yine keskin niÅancıların hedefi olarak, can verdi.
Yine Nur mahallesinde, İdil caddesi’ne yakın bir sokakta bulunan EÅref Edin, zırhlı araƧtan sıkılan kurÅunla yaÅamını yitirdi.”[8]
İkinci haber!
“Åırnak’ın Cizre ilƧesinde 8. gününe giren sokaÄa Ƨıkma yasaÄında 12 Eylül 2015 gecesi keskin niÅancılar tarafından vurulan 14 yaÅındaki Bünyamin İzci hastahaneye gƶtürülemediÄi iƧin hayatını kaybetti.
12 Eylül 2015 gecesi Selman AÄar adındaki 10 yaÅında bir Ƨocuk keskin niÅancılar tarafından vurulmuÅ ve güçlükle hastaneye gƶtürülen AÄar’ın hastanede hayatını kaybettiÄi belirtilmiÅti.”[9]
Ćçüncü haber!
Cizreli olan Åırnak Tabip Odası BaÅkanı Azad Karagƶz, 9 Eylül 2015 gecesi 2 ƧocuÄu ve hamile eÅiyle birlikte Cizre’den gizlice kaƧtıklarını sƶyledi. Olaylardan ƶnce buÄday hasadı yapıldıÄını ve insanların buÄdayları kaynatıp yediÄini sƶyleyen Karagƶz, “İƧecek ve su yok. Olan az miktardaki su da bebeklere iƧiriliyor. İnsanlar susuzluktan kırılmak üzere. Evler arasında dayanıÅma da saÄlanamıyor. Ćünkü kimse kimsenin yanına gidip gelemiyor,” dedi.
“Bir ƧatıÅma deÄil, toplar atılıyor, hiƧbir Åey televizyonlarda anlatıldıÄı gibi deÄil, sesimizi duyurun” diye isyan eden Karagƶz, 20’nin üzerinde sivil ƶlümün olduÄunu kaydetti. SokaÄa deÄil, balkon ve pencereye Ƨıkmanın yasak olduÄunu sƶyleyen Karagƶz, “Ben Cizre’de 90’ları yaÅadım. Bƶyle bir eziyet gƶrmedim. Bƶyle devam ederse onarılamaz Åeyler olacak” diye konuÅtu.[10]
Dördüncü haber!
Cizre’de ekmek almaya giderken vurulan ve sokaÄı Ƨıkma yasaÄı nedeniyle cesedi sabaha kadar sokakta kalan 74 yaÅındaki Mehmet ErdoÄan’ın geƧimin saÄlamak iƧin Ƨƶpten hurda toplayıp 10 liraya sattıÄı ortaya Ƨıktı. Mehmet ErdoÄan, Cizre’de yasak sürerken “Ben yaÅlıyım, bana kimse bir Åey yapmaz” diyerek evden ƧıkmıÅtı.[11]
Bu kadarı bile Cizre’deki terƶrist devlet gerƧeÄinin deÅifresine yetip artsa bile, devam edelim…
CİZRE’DE TERĆRİST DEVLET GERĆEÄİ
Karl Marx’ın, “Siyasal iktidar denen Åey, bir sınıfın bir baÅka sınıfı ezmek amacıyla ƶrgütlenmiÅ gücünden baÅka bir Åey deÄildir”; Max Stirner’in, “Devlet, kendi Åiddetine hukuk; bireyinki ne ise suƧ adını verir”; SelƧuk KozaÄaƧlı’nın, “Hukukun adaletle ilgisi yoktur; hukuk bir yƶnetme aracıdır,” sƶzleriyle betimlenen kapitalist devlet; BaÅbakan DavutoÄlu’nun, “Cizre’de tek bir sivil kayıp yok,”[12] dediÄi zorba manipülasyondur; Beyaz bayraklarla Cizre’ye yürümeye ƧalıÅanlara, polis tarafından gaz bombası atılmasıdır!
Evet egemenler kabul etmese de tarih boyunca en büyük terƶrist(ler) devlet(ler)dir. Ve T.C. bir istisna deÄildir!
“Nasıl” mı? Sadece bir haber bile yeter de artar!
“4 Eylül 2015’de sokaÄa Ƨıkma yasaÄı ilan ederek Cizre’ye saldırı baÅlatan Åırnak Valisi Ali İhsan Su’nun İƧiÅleri BakanlıÄı’na gƶnderdiÄi 2 sayfalık yazıda, ‘kent genelinde artan terƶr ve toplumsal olaylara daha etkili müdahale ve olaylarla daha etkin mücadele edebilmek iƧin emniyetin personel ve araƧ bakımından takviye edilmesine ihtiyaƧ duyulduÄunu belirtti’. Valinin istekleri, ‘42 Kobra, 20 silahlı Ejder, 170 Shortlan, 50 TOMA, 20 silahlı/zırhlı kepƧe, 1 helikopter, 3 İHA, 60 zırhlı Ford Ranger, 2 bin polis daha gƶnderin,’ oldu”![13] Bunların hepsi, 140 bin nüfuslu bir ilƧe iƧin!
Vali ve “demokratik” denilen devletinin, bunlarla Cizre’de ne yaptıÄı saÄır sultanın bile bilgisi dahilinde!
Bu noktada V. İ. Lenin’in, ‘Devlet ve Devrim’de “Demokrasi yalnızca biƧimsel eÅitlik demektir,”[14] saptamasını asla “es” geƧmeden; iki Åeyin daha altını Ƨizmeliyiz:
Birincisi Slavoj Zizek’den: “Kapitalizm, artık kendi demokratik kurallarıyla dahi iÅleyebilecek durumda deÄildir.”[15]
İkincisi de Samir Amin’den: “Kapitalizm dünyamızı artık savaÅ konjonktürü olmadan yƶnetemez durumdadır.”
Sürdürülmez kapitalizmle malĆ»l coÄrafyamızda herkes her an terƶrist ilan edilebilir; bu gerƧeÄi gƶzümüzle gƶrdük. VatandaÅ Ali İsmail’in tekmelenerek ƶldürülmesini de, vatandaÅ Ethem Sarısülük’ün gündüz vakti vurulmasını da sahiplendi bu devlet. Hrant Dink’in katilleri de nasıl korunuyor hep beraber tanık olduk.
Ve onların medyası, İstanbul KabataÅ’ta güpegündüz baÅƶrtülü bir kadın ile bebeÄinin tartaklanıp üzerlerine iÅendiÄi yalanını aylarca enjekte etti ve hĆ¢lĆ¢ bu medyanın haberlerine inanmamız bekleniyor!
İnsanlıktan ƧıkmıŠözel harekĆ¢tƧıların faÅist fantezilerine kurban edilen Cizre, bir Eylül ƶncesi iƧin laboratuvar seƧilmiÅti; “yeni” Kenan Evren’imiz devreye girip, baÅkanlıÄıyla her yeri Cizre’ye Ƨevirme provası yapıyordu; Cizre’nin baÅına Tansu Ćiller’li günlerde gelenler tarihin kayıtlayken…
Nihayet ‘CNN Türk’de Diyarbakır Baro BaÅkanı Tahir ElƧi’nin, “Darbesinde, OHAL dƶneminde bile bƶyle bir sokaÄa Ƨıkma yasaÄı olmadı,” dediÄi Cizre’de bir kez daha gƶrdüÄümüz Åey, 6-7 Eylül’lerin, Madımak’ların, 1992 Cizre Newroz’unda yaÅananların tarih deÄil, güncel olmaya devam ettiÄiydi…
Cizre’de yaÅananlar, devletin halkla iliÅkilerinde her Åeyin eski tas eski hamam olduÄunu gƶsterdi bir yanıyla da…
GeƧen onlarca yılda hiƧbir yapısal ilerlemenin yaÅanmadıÄını...
Hatta yüzlerce yılda: Devletin Yavuz Sultan Selim’in zihniyetiyle yƶnetilmeye devam ettiÄini ve kendi dayatmalarına boyun eÄmeyenleri süründürmekte tereddüt etmediÄi…
Adeta küçük bir Saraybosna, bir Gazze ƶrneÄiydi Cizre’de yaÅananlar…
O hĆ¢lde kesif devlet terƶrüne maruz bırakılan coÄrafyada Belediye BaÅkanı Leyla İmret’in, “Biz buradan Türkiye’ye karÅı bir iƧ savaÅ sürdürüyoruz,” saptaması neden bu kadar abartılıyordu ki?
Hem devlet terƶrü, “Qui non est nobiscum, adversus nos est/ Bizimle olmayan, aleyhimizde demektir,” biƧiminde tanımlama, Cizre’de uygulan da bu deÄil miydi?
AKP milletvekili ve kalemÅƶrü Orhan MiroÄlu’nun bile, “Meselenin insani boyutunu, olmuÅsa eÄer hak ihlĆ¢llerini elbette konuÅabilir ve sorgulayabiliriz,”[16] itirafını dillendirmek zorunda kaldıÄı; Ergun Babahan’ın, “En korkunƧ terƶr devlet terƶrüdür… Cizre’de sadece devletin gücü gƶsterilmiyor, nankƶrlük yaptıÄı düÅünülen bir halka bedel ƶdetiliyor”;[17] Levent Kƶker’in, “Devletin temel gƶrevinin suƧların fĆ¢illerini yakalayıp yargı ƶnüne Ƨıkarmak olduÄunu, bunu yaparken de hukuka baÄlı kalması gerektiÄini Åiddetli bir vurgu ile, üstüne basa basa hatırlatma ihtiyĆ¢cı duyuyorum,”[18] notlarını düÅtüÄü Cizre iƧin tek cümle yetiyor: Ortada devlet terƶr var! On yaÅında kız ƧocuÄunun ƶldürülmesinin bir aƧıklaması olamaz/ olamaz! İster hendek kazılsın, ister baÅka bir Åey yapılsın, on yaÅında bir kızın ƶldürülmesi kabul edilemez!
Cizre’de bir gün sokaÄa Ƨıkma yasaÄı uygulanıp, hastane devlet tarafından kapatılıyorsa, “kamu düzenini koruyoruz” denilemez!
DüÅünün ki hafta boyunca evden adımınızı atamıyorsunuz, balkona Ƨıkanlara bile keskin niÅancılar ateÅ ediyor. Ekmek yok, Åu yok. Hayat yok. Nerede kamu düzeni?
Bunun aƧıklanabilir hiƧbir tarafı yok! (İstanbul’da bunu yapabilir misiniz?)
Bu bir cinnet hâlidir. Bu cinnet hâlini savunan herkes tedaviliktir.
Bir halkı bƶyle dıÅla, iÅyerlerine saldır, ƶlen Ƨocuklarına “iyi olmuÅ” diye kostaklan... IMC’ye canlı baÄlanan Sibel YiÄitalp’in aktardıÄı üzere, polislerin sürekli “Bu gece sizin son geceniz” anonsunu geƧtiÄi Cizre’de; devlet, kendi yasalarını da ƧiÄneyip, aleni olarak -fütursuzca- suƧ iÅlemiÅtir…
“Naptı lan size bu devlet?” mi dediniz?!
Cizre! deriz… Ardında da Dersim, Ćorum, MaraÅ, Sivas, RoboskĆ®, Reyhanlı vd’leri diye ekleriz!
CİZRE’YE DAİR TEPKİ(SİZLİK)LER VE TAVIR(IMIZ)
Jorge Luis Borges’in, “Diktatƶrlük rejimleri, baskı, biat ve gaddarlık doÄurur. Ama en kƶtüsü, aptallıÄı yaygınlaÅtırmasıdır,” saptamasına; Wilhelm Reich’ın, “Kitleler aldatılmadı, faÅizmi arzuladılar,” sƶzünü eklediÄinizde Cizre (ile ulusal mesele) konusundaki tepki(sizlik)leri yerli yerine oturtabilirsiniz.
Kolay mı? “… ‘Hepiniz Ermenisiniz’ ƧıÄlıklarıyla Cizre halkına karÅı saldırıya geƧen polisler ırkƧı zihniyetlerini ortalıÄa saƧtılar. KuÅkusuz, memleketin cumhurbaÅkanının ‘Afedersiniz Ermeni’ ifadesini sarfettiÄi bir yerde aÅaÄıdakilerin bu ifadeyi tercüme ederek, durumdan vazife Ƨıkarmaları da doÄal oluyor. Aslında sarfedilen bu sƶzler, Cizre’de neler olup bittiÄinin de ƶzünü su yüzüne Ƨıkarıyor.
Türk ırkƧı Åovenistinin ve onun etrafında dolaÅabilenlerin zihnindeki düÅman Ermeni’dir, muktedire karÅı direnen kim varsa o da Ermeni’dir. Bir ırkƧının ilk iÅi direniÅƧinin sünnetli olup olmadıÄına bakmak olur. Ćok meraklıdır bu konuda. Ermeni halkını 1915 soykırımıyla Anadolu’dan yok edip, malını mülkünü gaspetmek yeterince tatmin etmemiÅ olacak ki düÅmanı Ermenilikle ƶzdeÅleÅtirir.”[19]
Ayrıca, “Kürtler kardeÅimizdir. PKK Ermeni’dir, bu Ermeni dƶllerinin peÅinden gitmeyin. Artık uyanın,” diyorlar. Kürt’ün insan olduÄunu kabul etmeye baÅlayanların(?), Ermeni’nin de insan olduÄunu ƶÄrenmesi uzun sürecek gibi gƶrünüyor. Tabii daha bunun Yahudi’si, Rum’u falan da varken!
Bu sefer de “pek vatansever”(!) ama askerden kaƧmak iƧin elinden geleni ardına koymayan tiplerin alkıÅları eÅliÄinde katliam yapılan Cizrelilerin evi, mahallesi, kenti yıkıldı. ĆocukluÄu, baÅını yastıÄa koyup uyuduÄu, karnını doyurduÄu mekĆ¢ndı orası!
İstanbul, Ankara, İzmir’deki… Karadeniz, Ege, İƧanadolu veya Akdeniz’dekiler; gün boyunca aƧ, susuz, evladının cesediyle camdan bile dıÅarı bakamadan yaÅadın mı hiƧ?
Trafik sıkıÅtıÄında saniyede korna Ƨalan; elektrik kesildiÄinde buzluktakiler ya bozulursa diyen; kredi aldık bizim oÄlan bedelli yapacak diye sevinen; Almanya’daki teyzeme gideceÄim vize alamıyorum diye aÄlayan; Cizre yapılanlar iƧin ne diyorsunuz?
Bu katliamları alkıÅlayanlar her zaman ezilmeye mahkĆ»m yaÅayacak; “Devletim Ƨok yaÅa” diye ƧıÄıracak; baÅkasının kendisiyle eÅit haklar istemesine karÅı Ƨıkacak; kƶlelikleri sürecek…
Nihayet unutmayın: Devletin sınırsız ve denetlenemeyen gücüne güzellemeler yapanlar; Cizre sizin eserinizdir…
Cizre yanarken suskun kalan yarın konuÅsa da hiƧbir bir kıymeti olmayacaktır; susmak cinayete ortaklıktır; kimileri Cizre iƧin küfretmeden konuÅmakta (yazıÅmakta) zorlanıyorlar ki, bunlar da faÅistlerdir. Malum, onlar gerƧekle yüzleÅince hep küfrederler…
ĆoÄunluÄun nefret ettiÄini “iddia” ettiÄi İsrail’in aÄzı ve pratiÄiyle konuÅtuÄu coÄrafyamızda, Cizre, toptan havaya uƧurulsa alkıÅlayacaklar varken; aynı olaylar Filistin’de olsa aÄlayacak olan Rabiacı sizler, ƶlülere kimlik sormayı ne zaman bırakacaksınız da tekrar insan olduÄumuz günlere dƶneceÄiz? Bugün olmasa ne zaman bu kadarı da artık fazla diyebileceksiniz?
Evet, her zaman bir bahane bulunur, bahane bulmak dünyanın en kolay Åeyidir. Ama Ƨƶzüm deÄildir!
Her Åeyden vazgeƧtik. Ya katledilen bebeler? “Ailesi dikkat etseydi… SokaÄa Ƨıkmasalardı… Polise taÅ atmasalardı… Elinde silah vardı” diyerek bu ayıbı ortadan kaldırabileceÄinizi mi zannediyorsunuz?
İrlandalılar karÅısında tuzu kuru İngiliz, Filistinli karÅısında tuzu kuru İsrailli, siyahlara karÅı güney Afrikalı apartheid yanlısı bir beyaz ne sƶylüyorsa ve yazıyorsa; hangi “terƶr edebiyatı”na sarılıyorsa aynısı yapanlar! Bu kadar mı kƶrsünüz? Benzerini Gezi’de, Haziran günlerinde yaÅamadık mı? Polis olmadıÄında gayet barıÅƧıl geƧen eylemler, polisin müdahalesiyle savaÅa dƶnmedi mi?
Sen orayı ablukaya alır, operasyon düzenler, müdahalede bulunursan karÅındaki de karÅılık verir. İnsanlar evlerinde ƶlümü bekleyemezler, nasıl ki Gezi’dekiler de polise karÅı tepkisiz kalıp gaz fiÅeklerinin kendilerini vurmasını beklemedilerse. Tabi Gezi’de tankla, topla, tüfekle saldırılmadıÄı iƧin sonuƧları bƶyle olmadı.
Cizre, Türk(iye’nin) akıl tutulmasının zirvesiyken; insanların ne kadar ikiyüzlü ve duyarsız olduklarını bize gƶsterdi; canımız yandı. Biliriz sƶmürgeci iƧin sƶmürge insanının -canının- bir kıymeti yoktur. Ćldürülen her sƶmürge insanı mutlaka suƧlu ve bunun aksini iddia etmek de “vatan hainliÄi”dir; “Bir ƧıplaÄı bin zırhlı soyamaz,” diyen Bulgar atasƶzünü doÄrulayan 140 bin nüfuslu Cizre’nin onbinlerce ƧocuÄu ya da hepsi yarınlarda nasıl olabilir?
2015 Eylül’ünde bir halka bunları reva gƶrebilmek, 1527’lerde, 1915’lerde, 1938’lerde, 1990’larda yapılanları benimsemek ve sürdürmektir.
Kolay mı?
ElektriÄi suyu kesilse de; ekmeksiz de kalsa; kafasını kapıdan Ƨıkaran vurulsa da; yaralılar düÅtükleri yerde kalsa da; sokaklarında “güvenlik” güçlerinin “Sizleri ƶldüreceÄiz” anonsları yankılansa da; günlük hayatın donakalsa da; XXI. yüzyılda Kerbela hissi uyandıran; insanların susuzluktan kavrulduÄu; hamile, hasta, Ƨoluk Ƨocuk demeden topyekĆ»n devletin tasallutuna maruz kalan; mütedeyyinlerin “hoÅgƶrü dini” olduÄu iddia edilen İslĆ¢m kardeÅliÄine metelik vermediÄi, suyun Batı tarafında yaÅayanların büyük bƶlümünün Åom bir “Oh olsun” sevinciyle ellerini ovuÅturduÄu Cizre, direnmeye devam edecek; bu uÄurda yok olması gerekse dahi, direnecek...
Ćünkü tarihe not düÅüyor Türkiye’nin Filistin’i, ƶlümle yaÅamı ayıran Ƨizgiyle…
“Yakın, yıkın, bitirin, ƶldürün, gebertin! Ne mutlu Türk’üm diyene kadar vurun! vs…
Sallamak kolay! Vatan-millet-Sakarya muhabbeti de! Siz askere gitmemek iƧin bedelli yolunu gƶzleyenler…
Gezi/ Haziran günlerinde polis vahÅetini gƶrüp/ yaÅadıktan sonra ‘Polis ƶlürse üzülmem,’ deyip, ardından da Åimdi ‘Askerimiz polisimiz’ diye yırtınan ikiyüzlüler!
Zulme uÄrayan, katledilen Kürtler olduÄunda baÅını ƶte tarafa Ƨevirenler, kafalarını kuma gƶmenler... AraƧlarını, pencerelerini bayraklarla donatanlar...
HiƧ bir Åeyin artık eskisi gibi ol(a)mayacaÄını gƶsteren Cizre bu günleri de atlatır. Ama sizin bu barbarlıÄınız, ikiyüzlülüÄünüz baki kalır, unutulmaz.
Sırf Cizre’ye bakarak bile, sırtını yasladıÄı ƧoÄunluktan farklı olanlara, yani Ermenilere, AlevĆ®lere, ve kendisine muhalefet edenlere ne yaptıÄı gƶrülebilir bu devletin.
Bu bir milattır; dayanmanın/ direnmenin doruÄudur; ipleri koparacak noktadır ve zalim devlete karÅı direnen halkın yaÅadıÄı “Cizre ƶnce Cizrelilerindir”.
KobanĆŖ’nin kardeÅi Cizre halkı susmaz, Kürt halkı da direnmeye devam ederken; Cizre’ye, reva gƶrülenleri, hiƧbir vicdan sahibinin kabullenmesi mümkün deÄil.
Ancak bugün güçlü silahları ellerinde tutanlar, iktidar sarhoÅluÄuyla istediÄi kadar hakikĆ¢ti gizlemeye ƧalıÅsın, gerƧek er ya da geƧ ortaya Ƨıkacaktır.
Biz “Türk” olarak Cizre’deki devlet terƶrünü alkıÅlayan “Türkleri” anlamıyoruz; anlamak da istemiyoruz. Bu kin ve ƶfkeye “akıl sır” erdiremiyoruz.
BaÅka insanların geleceÄini tayin etme, ona iliÅkin tasarruflarda bulunma hakkını kimden alıyorlar?
Hümanist geƧinenlerin, “Ama Kürtler/ama terƶr…” diye baÅlayan cümlelerini duymak istemiyoruz.
Cizre’de de alnımıza Ƨalınan bu kara lekeyi kabullenemiyoruz.
12 Eylül’ün lanetinden kurtulmak iƧin Ƨabalarken, Cizre’yi “kahramanlık destanı” olarak sunanları affedemiyoruz.
HiƧbir hafıza Cizre kĆ¢busunu unutturamayacak; bu zulmü meÅrulaÅtıramayacak!
İnsan(lıÄım)ızı çürüten nefretten; kalb(imiz)i kurutan ƶfkeden; habis ırkƧılık ayıbından (ki bu sƶz Ƨok hafif kalır) nasıl kurtulacaÄız?
Cizre utancı hepimizin ruhuna iÅledi.
Bunun hesabı verilmeli.
Birileri/ veya bir Åeyler coÄrafyamıza utanmayı ƶÄretmeli. UtanƧ/ utanmak zorunlu ders hĆ¢line getirilmeli. Bu utancı kimse unutamaz. Kan hepimizin eline bulaÅtı.
Bu koordinatlarda; “Clausewitz demiÅti yanlıŠanımsamıyorsam: ‘SavaÅ politikanın baÅka araƧlarla devamından baÅka bir Åey deÄildir.’ Bu soÄuk analiz Ƨıldırtıyor beni, hem zamanın ƶtesinden Clausewitz’e, hem baÅımıza bu belayı saranlara, hem de televizyonlarda savaŠçıÄırtkanlıÄı yapanlara haykırmak istiyorum: ‘SavaŠörgütlü cinayettir. Nokta.’ SavaÅtan ƶnce Ƨocuklar ƶlmez, savaÅla birlikte Ƨocuklar ƶlmeye baÅlar. Nokta. Politika yapacaksanız yapın, bunu baÅka araƧlarla devam ettirmeyin, yeter artık!”[20] türünden soyut hümanizm(ler)e; “Åunu kafanıza sokun: Åiddet daha dün baÅlamıŠbir Åey olsaydı, baskı ve sƶmürü yeryüzünde hiƧ var olmamıŠolsaydı, belki de sergilediÄiniz Åiddetsizlik ƧatıÅmayı yatıÅtırabilirdi. Ama tüm rejim, hatta sizin Åiddet karÅıtı gƶrüÅleriniz bile bin yıllık bir ezme iliÅkisi ile yƶnetiliyorsa, pasifliÄiniz, sizi ezenlerin safına katılmaktan baÅka bir amaca hizmet etmez,” yanıtını veren Jean-Paul Sartre’ın tutumunu unutmadan vurgulayalım: Cizre’de yaÅanan/yaÅatılanlarla Kürtlerin hafızası tazelenmiÅtir!
Cizre’deki insanların yaÅadıkları travmayı düÅünebiliyor musunuz?
Bu travmayı ƶmür boyu unutmayacak onlar; “merak etme, “onlar alıÅık” denilse de bƶyle bu!
Gƶnüllü iÅitme/ gƶrme/ engelliler ve düÅünme ƶzürlüler haricinde herkes bunu farkında…
Tam da bu noktada siz aldırmayın, “gizli istihbarat”lar, “gizli gündem”ler, “emperyalist güçler” yaygaralarına sarılan komplo teorisyenlerine!
Cizre’deki ƧocuÄun bomba sesiyle titremesini anlamaya ƧalıÅın!
Bu baÄlamda Ethem’i, Berkin’ vuran; Ali İsmail’i linƧ edenlerle Cizre’de olanlar arasında bir baÄıntı kurmamak mümkün mü?
Polisin Gezi/ Haziran günlerinde “destan” yazdıÄı ÅiÅirmesine kulak asmayanların, Cizre’de destan yazıldıÄına inanması ne kadar korkunƧ deÄil mi?
Bu kƶtülüÄü, bu yoksul insanlara niƧin yapıyorsunuz? Bu nasıl bir insanlıktır? Nedir Kürtlerden istediÄiniz?
HiƧ kusura bakmayacaksınız! “Potansiyel terƶrist” diyerek Ƨocukların ƶldürülmesini normalleÅtirecek kadar alƧalabiliyorsanız; ucundan kıyısından da olsa insan falan deÄilsiniz!
Ziyadesiyle yüreksizsiniz. Kalpsizsiniz.
BirƧoÄunuz da eminiz ki, mesela, Filistin’de yaÅananlara falan Ƨok üzülüyorsunuz! Ve hatta Gezi/ Haziran’a katılanlar, orada polis zulmüne uÄrayanlar, yine orada iƧinde bulunduÄu kalabalıÄın verdiÄi güven ve rahatlıkla polise “ülkeyi terkedin” diye haykıranlar var aranızda… Ya da daha neler neler?
Ama ikiyüzlüsünüz; tutarsızsınız! Mevzu Kürt illerine geldiÄi an hepiniz aniden en azılı devlet seviciler oluveriyorsunuz. Ve ƶyle olmayan herkese gƶzünüzü kırpmadan ƶlüm temenni ediyorsunuz.
IrkƧısınız; Åƶvenistsiniz; kafatasƧısınız; dibine kadar faÅistsiniz. Midemizi bulandırıyorsunuz.
Åu gerƧek, sakın ola “es” geƧilmesin: Aklının/ yüreÄinin bir kƶÅesi sürekli Cizre’de olmayan insan(lar) ya coÄrafyamızda yaÅamıyordur ya da ırkƧıdır…
Cizre bize, hepimize, herkes “demokrasi/ demokratikleÅme”, “uzlaÅma/ diyalog”, “barıÅ/ süreƧ” gibi laf-ı güzaf üzerine bir gelecek inÅa edilemeyeÄini gƶsterirken; Bertolt Brecht’in, “Bir doÄa yasası deÄildir savaÅ./ BarıÅsa bir armaÄan olarak verilmez insana,/ savaÅa karÅı barıŠiƧin katillerin ƶnüne dikilmek gerek,/ ‘hayır, biz yaÅayacaÄız!’ demek gerek”; Ahmet Telli’nin, “YaÅamak bir inat oldu artık/ YaÅamak bir direnme oldu zulme”; Ahmet Erhan’ın, “AyaÄa kalk!/ Yurdumsun her rüzgĆ¢rda/ eÄilen bir yaprak deÄilsin,” dizelerindeki kararlılıÄı anımsatır...
Evet Cizre, sadece postmodern bir Kerbela deÄil; aynı zamanda bir Madrid, bir Stalingrad’dır. Ama bunların ƶtesinde bir kilometre taÅıdır; yol gƶsteren Ƨoban ateÅi; iÅaret fiÅeÄidir; “Acının baÄrından/ mavi bir Ƨelik gibi fıÅkıran ƶfke/ dünyayı deÄiÅtirecektir mutlaka/ yeni hayat kendini yeniden yaratacaktır/ ona sahip Ƨıkan ellerde/ ve bu yüzden ƶfke/ sevda gibidir kimilerinde,” Ahmet Telli’nin, ‘Sevdalar Duman Olmayacak’ dizelerindeki üzere!
CİZRE “ULUSAL MESELE”DİR
Cizre’yi bu kadar ƶnemli kılan onun sadece Cizre deÄil; bir Kürt ulusal meselesi olmasıdır…
Bu noktada Friedrich Engels’in, “BaÅka bir ulusu ezen bir ulus kendi tutsaklık zincirini kendi hazırlar”!
V. İ. Lenin’in, “Bir ülkede ezen ve ezilen ulus problemi varsa ezen ulusun iÅƧileri sürekli kendi zincirleri iƧin demir dƶver.” “Ulusların kendi kaderini tayin hakkını koÅulsuz desteklemeyen sosyalistlere sosyal-Åoven diyebiliriz.” “Her ulus kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir”!
George Politzer’in, “Bir halkı ƶzgürlüÄünden alıkoyan bir halk kendisi de ƶzgür olamaz”!
İbrahim Kaypakkaya’nın, “Ćnce tam hak eÅitliÄi, ondan sonra halkların kardeÅliÄi,” uyarıları eÅliÄinde Cizre iƧin Orhan Kemal Cengiz’in, “Kürt sorunu nedir? Anlayamıyoruz diyorlar... Kürt sorunu iÅte tam da bugün Cizre’de olanlardır!”;[21] Ergun Babahan’ın, “Türk ile Kürt kardeÅ midir!”[22]; Tarık Ziya Ekinci’nin, “KardeÅlik sƶylemi kƶleleÅtirici; Kürtler kardeÅ olmak deÄil, eÅit haklı vatandaÅlık istiyor,”[23] saptamalarının altını Ƨizelim…
Ne yazıktır ki hĆ¢lĆ¢ Kürt ve Türk’ün farklı olduÄunu idrak edemeyenler var! Farklı olmak kƶtü bir Åey deÄil. Farklıyız ve kardeÅ olmak zorunda deÄiliz; yeter ki eÅit olalım.
Bu durumda Kürtler nasıl istiyorlarsa ƶyle yaÅayabilmeliler. Bu insanlar, “Türk deÄiliz ve ‘Türk’üm doÄruyum ƧalıÅkanım,’ demek zorunda olmamalıyız” diyorlarsa; buna ve daha da fazlasına hakları olmalı. Birisinin size zorla “İngilizim,” dedirttiÄini düÅünün. “Bütün dünya İngiliz çünkü dünyada en yaygın dil bizim dilimiz,” dedirttiÄini düÅünün. Ne kadar korkunƧ olurdu…
CİZRE DERS(LER)İ VE HATIRLATTIKLARI
Cizre bize, herkese; Karl Marx’ın, “Ćnemli olan eleÅtiri silahı deÄil, silahlı eleÅtiridir”!
Emma Goldman’ın, “En dipteki bireysel Åiddeti yaratan, en tepedeki ƶrgütlü Åiddettir”!
Spartacus’ün, “Onlara nefes alan herkesin eÅit olduÄunu gƶstereceÄiz”!
Pericles’in, “Ćzgürlük, onu savunma cesaretini taÅıyanların hakkıdır”!
Hüseyin İnan’ın, “Bizler yarınlara ümitle bakıyoruz. Ćünkü tarih Ƨok büyük saltanatları yerle bir etmiÅtir. Buna inancım tamdır”!
Cihan Alptekin’in, “Biz ne Ƨılgınız ne de maceraperestiz. Baskı ve zulüm altındaki bir kurtuluÅ davasının ƶncüleriyiz”!
Sinan Cemgil’in, “Bir kısmımız ƶlebiliriz ama ƶyle bir ateÅ yakacaÄız ki bu ateÅ bir daha hiƧ sƶnmeyecek, sƶndürülemeyecek”!
Nasuh Mitap’ın, “Devrimci olmak, gerektiÄinde arkana bile bakmadan tüm dünyaya meydan okuyabilmektir tek baÅına”!
Cafer Cangƶz’ün, “Zafere mahkĆ»m olanlar, bedel ƶdemekten Ƨekinmezler. O bedeli niƧin ƶdediklerinin bilincindedirler”!
Sibel YalƧın’ın, “Biz Åeyh Bedrettinlerin, Kaygusuz Abdalların soyundan geliyoruz, Onlar gibi olmalıyız”!
Hrant Dink’in, “Biz yaÅadıÄı cehennemi cennete Ƨevirmeye talip insanlardandık”!
Hüseyin Cevahir’in, “Teslim olmak yok baÅlar dik, namlular kızgın olsun yoldaÅlar”!
Mahir Ćayan’ın, “Varsın bütün oklar üstümüze yaÄsın. Biz, doÄru gƶrdüÄümüz bu yolda sonuna kadar yürüyeceÄiz.” “Asıl siz teslim olun!” haykırıÅlarını anımsatırken; bu yaÅananlardan sonra hĆ¢lĆ¢ “Ƨƶzüm süreci” mi? Bunun barıÅla alĆ¢kĆ¢sı yok. “Ćƶzüm süreci”, her daim kocaman bir hiƧti. Kocaman bir hiƧle halkı kandırdılar, ezdiler.
“BarıŠumudu”yla kandırıldı insanlar; emin olabilirsiniz.
SuruƧ’ta bombalar patlamasaydı hĆ¢lĆ¢ aynı Åeyleri ısıta ısıta konuÅuyor olacaktık.
“Ćƶzüm süreci”, egemenlerin bir oyalama taktiÄiydi; er ya da geƧ Cizre’de yaÅa(tıl)anların, SuruƧ’un kanıtladıÄı gibi…
Soru(n) sadece Kürtlerin meselesi deÄil, devlet sorunudur; devletin resmi ideolojik yapısıdır. Ćünkü bu yapı varlıÄını sürdürmek iƧin kendine ve zulmüne meÅruiyet kazandıracak bir kurban/ düÅman bulur her zaman!
Berkin yerine Baran’ı ƶldürür her hĆ¢lukĆ¢rda.
Unutmayın: Berkin Elvan’ın kaderi, UÄur Kaymaz Mardin Kızıltepe’de ƶldürüldüÄünde belirlendi.
Ćzetin ƶzeti Cizre’de olup bitenle eÅ zamanlı yükselen ve “toplumsal tepkiler” adı verilen Åiddet olayları, iƧ savaÅ psikolojisine girildiÄini gƶsteriyor. HiƧbir ƶfke kusan Åiddet olayı, “toplumsal tepki” diye adlandırılamaz… Ćldürülen hiƧbir asker, hiƧbir polis, silahsız sivillerin, hamile kadınların, ihtiyarların, Ƨocukların katledilmesini, bir ilƧenin günlerce aƧ-susuz bırakılmasını, evlerin kurÅun yaÄmuruna tutulmasını haklı gƶsteremez çünkü... Cizre, Kürt halkının yüreÄinde yeni ve derin bir yara aƧmıÅtır; bƶyle devam ederse acı meyvelerini yakın bir gelecekte tadacaÄımız bir yara...
“Sri Lanka mı model mi alınmak isteniyor?” sorusu ortadayken; Cizre’de “De te fabula narratur/ Anlatılan senin hikĆ¢yendir”!
Cizre saldırısının manası, coÄrafyamızda cehenneme gidiÅ biletiyken; parƧalanmıŠbir toplum ile nefret kokan bir ortam karÅımızdayken; Ƨƶzüm uzun ve sancılı bir sürece gebe; kolay falan da deÄil! Dine, mezhebe, ırka dayalı siyaset gütmemek, sınıf eksenli arayıÅlara yƶnelmek kalıcı barıŠiƧin tek yoldur hĆ¢lĆ¢…
18 Eylül 2015 14:42:29, ĆeÅme Kƶyü.
N O T L A R
[*] KaldıraƧ, No:173, Aralık 2015…
[1] “Burada barıŠyazıyor!”
[2] OruƧ Aruoba, İle, Metis Yay., 10. Basım, 2014, s.70.
[3] Ergun Babahan, “Kürt halkı, Cizre’de YaÅananları Unutmaz”, 11 Eylül 2015… http://www.millet.com.tr/kurt-halki-cizrede-yasananlari-unutmaz-yazisi-1273845
[4] Ergun Babahan, “6-7 Eylül Olaylarının Kürt Versiyonu Devrede”, 10 Eylül 2015… http://www.millet.com.tr/6-7-eylul-olaylarinin-kurt-versiyonu-devrede-yazisi-1273805
[5] Raymond Kevorkian, Ermeni Soykırımı, Ƨev: AyÅen EkmekƧi, İletiÅim Yay., 2015.
[6] Serdar Korucu, “100 Yıllık HikĆ¢ye: 1915’te Cizre’de Ne YaÅandı?”, Radikal, 13 Eylül 2015… http://www.radikal.com.tr/turkiye/100_yillik_HikĆ¢ye_1915te_cizrede_ne_yasandi-1433105
[7] http://www.milliyet.com.tr/chp-den-Cizre-konusunda-hdp-ye-destek-ankara-yerelhaber-965346/
[8] http://yarinhaber.net/news/22181
[9] “Kızıltepe’de Yaralanan Ćocuk YaÅamını Yitirdi”, 13 Eylül 2015… http://hayattv.net/site/kiziltepede-yaralanan-cocuk-yasamini-yitirdi/
[10] “Cizre’den KaƧan Doktor İsyan Etti”, 11 Eylül 2015… http://ilerihaber.org/cizreden-kacan-doktor-isyan-etti/21751/
[11] İdris Emen, “Cizre’de Vurulan Mehmet ErdoÄan, Günlük 10 Lira Kazanıyordu”, Hürriyet, 15 Eylül 2015… http:// www.hurriyet.com.tr/gundem/30075191
[12] http://www.diken.com.tr/
[13] “Åırnak Valisi’nin Cizre Ordusu”, 16 Eylül 2015… http://direnisteyiz.net/haber/sirnak-valisinin-Cizre-ordusu/
[14] V. İ. Lenin, Devlet ve Devrim, Ćev: Ferit Budak Aydar, Agora Yay., 2009.
[15] Evrim AltuÄ, “Slavoj Zizek: Bir Kapitalizm Ćrünü: IÅİD”, Cumhuriyet, 27 Temmuz 2015, s.6.
[16] Orhan MiroÄlu, “Cizre ve Ćzerklik”, Star, 14 Eylül 2015… http://haber.star.com.tr/yazar/cizre-ve-ozerklik/yazi-1056434
[17] Ergun Babahan, “En KorkunƧ Terƶr Devlet Terƶrüdür!”, 12 Eylül 2015… http://www.millet.com.tr/en-korkunc-teror-devlet-terorudur-yazisi-1273923
[18] Levent Kƶker, “Devlet Hukuka BaÄlı Kalmak Zorundadır”, Zaman, 17 Eylül 2015... http://www.zaman.com.tr/yorum_devlet-hukuka-bagli-kalmak-zorundadir_2316839.html
[19] Ferhan Umruk, “Cizre Ćzsavunması”… https://yalansz.wordpress.com/2015/09/13/cizre-ozsavunmasi/
[20] AyÅe Emel Mesci, “İstisnalar Kaideyi Bozsun Artık!”, Cumhuriyet, 3 AÄustos 2015, s.17.
[21] Orhan Kemal Cengiz, “Kürt Sorunu Nedir?”, Bugün, 12 Eylül 2015… http://www.bugun.com.tr/kurt-sorunu-nedir-yazisi-1828831
[22] Ergun Babahan, “Türk ile Kürt KardeÅ midir!”, 15 Eylül 2015… http://www.millet.com.tr/turk-ile-kurt-kardes-midir-yazisi-1274068
[23] Tarık Ziya Ekinci, “KardeÅlik Sƶylemi KƶleleÅtirici; Kürtler KardeÅ Olmak DeÄil, EÅit Haklı VatandaÅlık İstiyor!”, 17 Eylül 2015… http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=2380&yazarId=45
Yorum Ekle