$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

ROSA ÖZGÜRLÜĞÜN TA KENDİSİYDİ…[*]

  “Hareket etmeyenler, zincirlerin  ne kadar ağır olduğunu bilmezler.” [1]   “… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte so...



 

“Hareket etmeyenler, zincirlerin 

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]

 

“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda. 

Bebel ise 16 Ağustos 1910 tarihinde şöyle yanıtlıyordu Adler’i: “Bütün o rezil kadınca zehir püskürtmelerine karşın, partiyi onsuz bırakamam.”[2]

Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin bu iki ağır topunun sözünü ettiği “zehirli kaltak”, Rosa Luxemburg’dan başkası değildi. Alman Sosyal Demokrat İşçi hareketine dahil olduğu andan itibaren, Bernstein’dan başlayarak partinin bütün köklü, yerleşik, müessesleşmiş, gerontokratik, reformist, parlamenterist, “âkil” yönetimine savaş açmaktan kaçınmayan o dikbaşlı, uzlaşmaz, uslanmaz, ateşli devrimci kadın.

Rozalia Luxenburg 5 Mart 1871’de, tüccar bir baba ve önde gelen bir haham ailesine mensup bir annenin beş çocuğunun en küçüğü olarak, o dönemde Rus İmparatorluğu’nun bir parçası olan Polonya’nın küçük bir kenti, Zamosc’da doğdu. Aile Yahudi Aydınlanması haskala’dan güçlü bir biçimde etkilenmişti, çocuklarını yurtsever Polonyalılar olarak yetiştirmeyi önemsiyorlardı.

Ailesi Rozalia iki yaşındayken Varşova’ya taşındı. Kendisini yaşamı boyunca aksak bırakacak bir kalça zedelenmesine karşın, sıcak, sevgi dolu bir ailenin içinde mutlu bir çocukluk geçirecekti. 

Ama bu mutluluk onun Çar III. Alexander’ın Polonya üzerindeki demir yumruğunu hissetmekten ve tanık olduğu haksızlıklara başkaldırmaktan alakoymuyordu. Polonya 1863’de Rusya’ya karşı ayaklanmış ve yenilmişti. Çarlık o gün bugündür Polonyalılar üzerinde amansız bir Ruslaştırma siyaseti uygulamaktaydı. Yoğun antisemit tonlar içeren bir siyasa… 1881’de Varşova’daki pogroma çocuk gözleriyle tanık oldu. Polonyalı, Yahudi, kadın… Üçlü bir boyunduruk…

Boyun eğenlerden olmadı. Henüz lise yıllarında çarlık karşıtı çevrelere dahil olacaktı. Ama daha o yaşlarda eğilimi milliyetçilikten çok sınıflar savaşınaydı. Zenginlere ve muktedirlere öfke dolu şiirler dökülüyordu yeni yetme kaleminden… Okulu bitirir bitirmez devrimci sosyalist bir gruba katılacak ve kısa sürede çarlık gizli polisiyle tanışacaktı.

O yıllarda Polonya’da üniversite kapıları kadınlara kapalıydı. Pek çok Avrupa ülkesinde de öyle. İsviçre bir istisnaydı; Rozalia ağabeyi Jozef’in yanına yerleşerek Zürih Üniversitesi’ne kayıt oldu. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi, botanik, zooloji ve matematik öğrenimi gördü, 1897’de Polonya’da sanayinin gelişimi üzerine teziyle doktorasını tamamladı.

Ama İsviçre onun için üniversite öğreniminden ibaret değildi. Kent, Avrupa’nın dört bir yanından gelme politik göçmen ve ilticacılarla kaynıyordu. İçlerinden biri, yaşam boyu yoldaşı ve yaşamının bir kesitinde sevgilisi oldu: Litvanyalı Yahudi devrimci Leo Jogiches’le tanışması Zürih’teki ilk yıllarında olmalı. Adını Rosa Luxemburg’a çevirmesi de bu yıllara rastlar. Jogiches ile birlikte Polonya Krallığı Sosyal Demokrasi Partisi’ni (SDKP) kurması da öyle (1893 - Bu parti gelecekte Polonya Komünist Partisi’ne dönüşecekti). 18. yüzyıl sonlarında ülkelerini paylaşan Avusturya, Almanya ve Rusya karşısına Polonya’nın bağımsızlığı talebiyle dikilmeyen “aykırı” bir parti. Bağımsızlık burjuva talebiydi. Bunun yerine, SDKP’ye göre Polonya çokuluslu Avrupa sosyalist devletinin bir parçası olmalıydı. 

Ulusların Kaderini Tayin Hakkı’na karşı duruşu onu dönemin sosyal-demokrat intelligentsia’sıyla karşı karşıya getiren itirazlarının ilkiydi. Bu tutumunu yaşamının sonuna dek sürdürecek, bu konuda Lenin ve Bolşeviklerle ters düşmekten geri durmayacaktı.[3] 

Rosa Sosyalist Enternasyonal toplantılarında partisini temsil ediyor, İsviçre ve Paris’te partinin gazetesini yayınlıyordu. 1898’de anlaşmalı bir evlilikle Almanya’ya göçüp Berlin’e yerleşti… Ve yerleşir yerleşmez de (o dönemler dünyanın en güçlü sınıf hareketi olan) Alman işçi hareketinin saflarına katıldı. Teorisyendi, eylemciydi, sözünü sakınmaz bir eleştirmendi; sosyalist devrim hedefinden sapan, düzenle uzlaşıyı seçen hiçbir politik figür, adı ne denli büyük olursa olsun, onun “zehir püskürten” dilinden kaçınamıyordu. “İnsanları bir gök gürültüsü gibi etkilemek istiyorum,” diyordu Leo Jogiches’e mektubunda. “süslü sözcüklerle değil, görümün genişliği, kanaatlerimin gücü ve ifademin kudreti ile…”[4]

Almanya’daki ilk hedefi, “kapitalizmin temelde bir dönüşümü gerçekleştirdiğini, büyük kriz ve savaşların bu nedenle artık söz konusu olmayacağını, sosyalizme geçişin artık devrimi gerektirmediğini, bunun reformlarla mümkün olacağını”[5] öne sürerek Marx’ı “revize eden” Bernstein çizgisiydi. “Reform ya da Devrim”i, Bernstein’ın revizyonist görüşlerine karşı sert bir polemik niteliği taşıyordu. 

SPD’nin ağır topları, yaklaşan tehlikeyi sezinlemiş olmalılar ki[6] onu “kadın sorunu”nda tecrit etmek istediler, başlangıçta.[7] Sığmadı, sığmak istemedi, sığamazdı. 

Rosa feminist çevrelerce kadın sorununa, revizyonizme ve reformizme karşı omuz omuza mücadele ettiği arkadaşı, yoldaşı Clara Zetkin gibi kafa yormamakla eleştirilmiştir.[8] Gerçekten de kadın sorunu üzerine, pek de özgün sayılmayacak, dönemin seçme-seçilme hakkının işçi sınıfı kadınlarını kapsayacak şekilde genişletilmesini savunan bir yazısı[9] dışında kadınların kurtuluşu üzerine fazla yazıp çizdiği söylenemez. O, “kadınların kurtuluşu”nu, bu özet yaşamöyküsünde izlemeye çalıştığımız üzere, hem bireysel yaşamında hem de toplumsal mücadelesinde yaşamıştır.

Rosa izleyen yıllarda Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) önde gelen siyasal figürlerinden biri oldu ve Karl Kautsky, August Bebel, Clara Zetkin gibi liderlerle yakın ilişkiler geliştirdi. Aynı zamanda yüzyıl başında Litvanya’daki dengiyle birleşerek SDKPiL adını alan Polonya partisinin önde gelen kuramcısıydı.

1905’te Rusya’da patlak veren ve Çarlık rejimini kökünden sarsan devrim, Polonya’yı da derinden etkilemişti. 1905 kalkışması Rosa için salt bir burjuva devrimi değil, aynı zamanda proleter devrimlerin öncüsüydü. Ve “geri” Rusya proletaryası işçi sınıfının artık grevlerle ve sendikal mücadeleyle yetinmeyip sokağa inmesi, kitlesel gösterilere yönelmesi gerektiğini gösteriyordu, “ileri” ülkelerin proleterlerine. Kitlesel Grev, Parti ve Sendikalar’da (1906) kitlelerin kendiliğinden eylemlerinin düşüncelerinde kazanmaya başladığı öncelik, belirgindir. Parlamentarizme ve bürokratizme belenmiş sendikacılık anlayışına karşı kitlelerin kendiliğinden eylemini ve radikal çıkışlarını sahiplenişi, onun Paylaşım savaşına destek vererek “dönek” yaftasını yemesinden çok önce, Karl Kautsky ile karşı karşıya getirecekti.

Jogiches, kaynayan Polonya’dadır o sıralar. Hem o, hem de SPD yöneticileri, Polonya’nın “bir kadın için” güvenli bir yer olmadığına ikna etmeye çalışırlar. Ama Rosa pek kulak asmaz. 30 Aralık 1905 günü, Polonya’dadır ve Dunayevskaya’nın deyişiyle, “manifestolar, makaleler, bildiriler ve broşürler kaleme alıp elinde tabanca, matbaacıyı bunları basmaya ikna etmeye, grev ve gösterilere katılmaktan fabrika kapılarında sonsuz konuşmalar yapmaya”[10] yapmadığı şey kalmaz. Ve tutuklanır - Leo Jogiches ile birlikte. Ancak Almanya’daki yoldaşlarının nüfuzu sayesinde birkaç ay içinde serbest kalacaktır. Jogiches ise Sibirya’ya sürgüne gönderilir. 

Luxemburg 1906-1914 yıllarını Parti okulunda eğitim verip, çok sayıda kuramsal yapıt ürettiği Berlin’de geçirdi. Bu yapıtlar arasında en önemlisi, 1913’te yayınlanan ve Marx’ın Kapital’i ile bir tartışma yürüttüğü Sermaye Birikimi: Emperyalizmin İktisadi Açıklamasına Katkı idi. Kapitalist sermaye birikiminin kapitalist-olmayan dünyadan değer aktarmaksızın mümkün olamayacağı savıyla bu çalışma, yalnızca 1960’larda yazan Andre Gunther Frank, Immanuel Wallerstein gibi “dünya sistemi” kuramcılarının değil, emperyalizm konusundaki tüm sosyalist yazının öncüsüdür. (Lenin Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması’nı 1916’da kaleme alacaktı.) 

Bu yıllarda Rosa’nın emperyalizm üzerinde odaklanan ilgisi, onu Avrupa’nın tepesinde sallanan paylaşım savaşı tehdidine karşı duyarlı kılıyordu. Avrupalı Sosyalist liderlerin kararlılıkla savaşa karşı çıkıp kapitalizmin ve otokrasinin çöküşü için savaşmayı taahhüt ettikleri Enternasyonal Sosyalist Kongre’nin 1907 tarihli “Stuttgart Kararı”na yaşamı boyunca sadık kalacaktı. 1913’de Alman işçilerine savaş durumunda Fransız ya da Britanyalı sınıf kardeşlerine silah doğrultmayı reddetmeleri çağrısı yaptığı konuşmanın ardından tutuklandı. İddianamesinde kaçma riski olduğunu söyleyen savcıya yanıtı, tarihe geçen cümleleri arasındaydı: “Savcı bey, sanırım kaçacak olan sizsiniz, bir sosyal demokrat asla kaçmaz. İşinin başında kalır ve sizin hükmünüze gülüp geçer. Şimdi verin hükmünüzü!” 

Rosa birkaç yoldaşıyla birlikte (Karl Liebnecht, Franz Mehring, Clara Zetkin, Leo Jogiches…) Stuttgart Kararı’na sadık kaldı, ama Avrupalı sosyal demokrat liderlerden çoğu, çark edecekti. Savaş başlar başlar başlamaz, birbiri ardısıra hükümetlerinin savaş politikalarına desteklerini açıkladılar. 

İhanete uğramış, yalnız kalmışlardı. Rosa’nın ilk düşüncesi, partisinin kararını protesto için intihar etmek oldu; ama hızla vazgeçti. Bunun yerine, sonradan Spartakist Liga’ya dönüşecek olan Enternasyonal Grubu örgütledi. Savaş karşıtı eylemlerinin sonucu kovuşturmalar ve hapis cezaları olacaktı; Rosa neredeyse tüm savaşı cezaevinde geçirdi. Ama ne yapıp edip düşüncelerini ve mücadelesini dışarıya aktarmayı başarıyordu: “Savaş metodik, örgütlü, devasa bir cinayettir,” diyordu dışarıya sızdırmayı başardığı Junius broşüründe (1915). 

1917 Şubat devrimini cezaevinde coşkuyla, Ekim devrimini ise eleştirel tonu biraz daha yüksek bir coşkuyla cezaevinde karşıladı… 1918’de yayınladığı Rus Devrimi’nde Brest Litovsk Barış Anlaşmasını, Bolşeviklerin toprak ve milliyet politikalarını ve Lenin ile Troçki’nin muhaliflerine karşı antidemokratik uygulamalarını eleştiriyordu: “Yalnızca hükümet destekçileri için özgürlük, -sayıları ne kadar çok olursa olsun- yalnızca bir partinin üyeleri için özgürlük, özgürlük değildir. Özgürlük her zaman ve münhasıran farklı düşünenin özgürlüğüdür.”

Kasım 1918’de, savaşın yıkıcı ve Sovyet devriminin esinleyici etkileriyle Alman proletaryası ayaklanır; Kaiser II. Wilhelm’i devirerek cumhuriyetin ilanını sağlar. Devrim tüm siyasal tutsakları serbest bırakacaktır, Rosa dahil. Özgürlüğünün ikinci günü, Rosa, 1917’de SPD’den ayrılan Alman Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi (USPD)’nin radikal kanadı Spartakist Liga’nın başında, görevdedir. 

1918 Kalkışması, Luxemburg’un parti okulundan öğrencisi Friedrich Ebert başkanlığındaki SPD’yi iktidara getirmiştir, ama iyiden iyiye evcilleşmiş, düzen-içileşmiş bir SPD’yi. SPD iktidarının soldan tek muhalifi, bir süre sonra USPD’den koparak Almanya Komünist Partisi (KPD) adını alacak olan Spartakist Liga’ydı. 

Alman işçi hareketi yeni kurulan Komünist Parti’ye kulak verdi… Ocak ayı başında asker ve denizci konseyleri Reich’ın başkanlık binasını kuşatarak hükümeti rehin aldı. 5 Ocak 1919 günü Berlin’de 200 bin işçi Genelkurmay’la ittifak hâlinde isyanı bastırmaya çalışan SPD iktidarına karşı yürüdü. SPD yayın organı Vorwärts’ın işgaliyle başlayan “Spartakist hafta” aşağıdan gelen, kendiliğinden bir kitle patlamasıydı; hazırlıksız ve zamansız olduğunu düşünen Rosa’nın kalkışmaya tümüyle destek vermekten başka bir seçeneği yoktu… Öngördüğü ve savunduğu gibi, kitleler inisyatifi ele almıştı…

Karşı devrim ise, dişinden tırnağa silahlı ve hazırlıklıydı. Ebert’in savunma bakanı Noske üç bin kişilik freikorps birliğiyle Berlin’e yürüdü. Yüzün üzerinde isyancıyı öldürüp binlercesini yaralayarak. “Spartakist ayaklanma”, bastırılmış, Berlin’de “düzen sağlanmıştı”…

“ ‘Berlin’de düzen hüküm sürüyor!’ Siz budala uşaklar. ‘Düzen’iniz kum üzerine kurulu. Yarın devrim bir kez daha başını kaldıracak ve sizi dehşete salarak haykıracak: Vardım, varım, var olacağım!”

Bunlar kayda geçen son sözleri. 15 Ocak’ta Rosa ve KarlLiebknecht tutuklandılar. Ve vahşice katledildiler. Rosa’nın bedeni, aylar sonra atıldığı kanalda bulunacaktı…

* * *

Yukarıda bir yerde değindim, bir kez daha vurgulayayım. Rosa Luxemburg -Clara Zetkin’le yakın dostluğu ve pek çok konuda aynı görüşü paylaşması dışında- bir “kadın sorunu kuramcısı” değildi, olmadı. Ama emekçi kadınlar tarafından bayraklaştırılmasını gerektiren başka bir şeyi gerçekleştirdi. O safını emekçilerden, ezilenlerden yana seçtiği lise yıllarından itibaren, bizatihi “kadınların kurtuluşu”nu hayata geçirdi. Yaşamını, sevgilisi ve yoldaşı Jogiches dahil, kimsenin iradesine teslim etmeden, özgürce yaşadı… Düşüncelerini hiçbir çekinceye tabi kılmadan, her türlü bedeli göze alarak açıklamaktan çekinmedi. Uzun süre militanı olduğu SPD’nin hiçbir “put”u önünde eğilmedi, Bernstein’lara, Kautsky’lere kafa tutmaktan çekinmedi. Yeri geldi Marx’ın “sermaye birikimi”, yeri geldi Lenin’in “ulusal sorun” konusunda yanıldığını öne sürdü; Bolşeviklerle “muhaliflerini bastırdıkları” için sert polemiklere girişti. Ve hep devrimin saflarında oldu; Freikorps’un sopalarıyla hurdahaş edilen bedeni kanala atılana dek. Ve sonrasında da…

O, özgürleşmeyi başarmış bir kadın, Lenin’in Üçüncü Enternasyonal’in açılış konuşmasında belirttiği üzere, “Bütün hatalarına rağmen bir kartaldı ve bir kartal olarak kalacaktır…”

Gölgesi özgürlüğün peşindeki kadınların üzerinden eksik olmasın…

 

24 Aralık 2022 14:44:07, İstanbul.

 

N O T L A R

[*] Alevîlerin Sesi, No:276, Nisan 2023…

[1] Rosa Luxemburg.

[2] Akt. Raya Dunayevskaya, Rosa Luxemburg, Women’s Liberation and Marx’s Philosophy of Revolution. Sussex: Harvester Press Ltd. 1982: 27.

[3] 1918 yılında kaleme aldığı “Rus Devrimi” başlıklı kitabın üçüncü bölümü, Bolşeviklerin “ulusal sorun” ve “ulusların kendi kaderini tayin hakkı” üzerine görüş ve uygulamalarının sert bir eleştirisini içerir. Bkz.: https://www.marxists.org/archive/luxemburg/1918/russian-revolution/ch03.htm

[4] Rory Castle, “Rosa Luxemburg: A Revolutionary Life”, Rosa Remix, Stefanie Ehmsen ve Albert Scharenberg (der.), Rosa Luxemburg Stiftung, New York, 2016: 15. Rosa’nın biyografisinde Raya Dunayevskaya’nın birinci dipnotta zikredilen kitabının yanı sıra, bu makaleyi esas aldım.

[5] Hilal Onur İnce, “Rosa Luxemburg 150 Yaşında ve Hâlâ Genç”, Bianet, 5 Mart 2021, https://m.bianet.org/bianet/toplum/240326-rosa-luxemburg-150-yasinda-ve-hala-genc

[6] Karl Kautsky 1913’de Bebel’i, Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin’i kast ederek, “bu iki kadın ve izleyicileri tüm merkez pozisyonlara saldırmayı planlıyorlar,” diye uyaracaktı. (Dunayevskaya, a.y. s.27)

[7] Dunayevskaya, a.y. s.2.

[8] Bkz. Nancy Holmstrom, “Rosa Luxemburg: A Legacy for Feminists?”, Socialist Studies/ Études socialistes 12 (1) Bahar 2017 ss.187-190.

[9] Bkz. “Women’s Suffrage and Class Struggle”(1908), https://www.marxists.org/archive/luxemburg/ 1912/05/12.htm

[10] Dunayevskaya, a.y. s.5.


Yorum Ekle

BLOGGER: 1
İlk Yorumunuzu Yazın 😃

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Öne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGÖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALÂKÂSI VAR?,1,“NEFRET SUÇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İÇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERÇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İÇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA İŞÇİ SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEÇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ’NE DAİR -GEREKÇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AÇIK SÖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ÖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,36,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLÂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLÂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKÂR”LIĞI NEYE DENK DÜŞER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETÇİ MANEVİYATÇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ÖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI İSLÂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,2,ALEVÎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,2,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİÇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ÖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİÇ!,1,BE ZİMAN JÎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKÂNSIZ AŞK” HİKÂYESİ: “AKADEMİ VE ÖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İÇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HÂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İÇİN: GÖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERÖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bölge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ÇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELÂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,14,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK TERÖR SUÇU MU,1,ÇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ÇÖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBÂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,2,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKÎ,1,DEVLETLÛLAR,1,devrim,9,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLÂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ÇÜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dünya,56,düsünce özgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,12,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKÇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,8,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ÖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ÇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FİDEL İÇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,2,GERÇEKTEN DE NEDİR TERÖR,1,GÖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,4,gündem,11,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HÂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HÂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ÖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GÜN DÖRT İŞÇİ BEŞ KADIN,1,HER KÖYDE BİR “KÖPEK” VARDIR,1,HİÇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ÖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,33,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLÂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ÖZGÜR(LÜĞÜ) MÜ,1,İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLEMEZ ÖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEÇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,İŞÇİ SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,İŞÇİ SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERÇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İÇİN OLABİLECEK EN KÖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,57,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,22,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİÇİMLENMESİ İÇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,5,kriz,53,KRİZ SAVAŞ VE İŞÇİ SINIFI ÜZERİNE GÖRÜŞLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,29,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,11,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ - 1/ BREZİLYA ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREÇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREÇLERİ”: EL SALVADOR ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,3,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEÇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,5,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DÜŞÜNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ÖĞRENEN BİR ÇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DÜŞÜ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,13,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIÇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLAŞMA/ DÜŞKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: İŞÇİ SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,11,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ÖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ÇALIP ÇIRPTIKÇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORÇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TÖRENLERİ,1,OTUZÜÇ KOR DÜŞTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ÖFKELENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ÖFORİNİN ORTASINDA,1,ÖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ÖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,öteki,26,ÖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KÖKENİ ÜZERİNE,1,ÖZERKLİKÇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ÖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,özgeçmis,1,özgürlük,3,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,12,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHÇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,röportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ÇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,18,secimler,4,seçim,5,SEÇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel özbudun,1,sinifsal bakis,10,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,4,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,12,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMÎ SÖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,söylesi,1,söyleşi,2,SÖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUÇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,12,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,15,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercüme,2,terör,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TÖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: Gerçekten kadınlar için Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIŞÇI MI,1,TÜRK(İYE) İSLÂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,79,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ÖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İÇİN YEREL SEÇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ÖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,24,VURUN “ÖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,18,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YÖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YÖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ÖYLE BİR YEREL YÖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yök,3,yönetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKÇESİ,1,ZORUNLU BİR AÇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibel🍂özbudun: ROSA ÖZGÜRLÜĞÜN TA KENDİSİYDİ…[*]
ROSA ÖZGÜRLÜĞÜN TA KENDİSİYDİ…[*]
https://akilfikir.net/wp-content/uploads/2019/01/rosa_luxemburgo_arte.jpg
sibel🍂özbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2023/05/rosa-ozgurlugun-ta-kendisiydi.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2023/05/rosa-ozgurlugun-ta-kendisiydi.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy