$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI, İSLÂMCILIĞI, NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR[*]

“Hevrîşmê deranî agir wergirt Kemînê danî mirinê wergirt.” [1] 14 yıllık AKP iktidarının tahripkâr varlığını bazı toplum kesimle...



“Hevrîşmê deranî agir wergirt
Kemînê danî mirinê wergirt.”[1]

14 yıllık AKP iktidarının tahripkâr varlığını bazı toplum kesimleri, daha yoğun hissediyor: Kürtler, Alevîler, işçiler; milliyetçiliğin, (Sünnî) İslâmcılığın ve de neoliberalliğin gelmiş geçmiş en koyu ve geçirimsiz karışımı olan bu partinin hedef tahtasındalar.
Tahribatın en yoğun gözlemlendiği toplumsal kesimlerden biri de, hiç kuşku yok ki kadınlar. AKP iktidarıyla birlikte, kadınların yaşamlarının her yönü, uzun bir sürece yayıldığı için geniş kesimlerce pek duyumsanmayan, ancak her seferinde bir boğum daha daraltılan bir cendereye mahkûm kılındı.
Kadınların yaşam tarzları, giyim-kuşamları, bedenleri, emekleri, İslâm referanslı bir muhafazakârlığın koyu ve tavizsiz uygulayıcısı olarak AKP’nin doğrudan ilgi ve müdahale alanına giriyor.
Giriyor, çünkü AKP tarzı ideolojik bagajı yüklü ve doktriner partiler için “kadın sadece kadın değildir”. Bedeni, emeği ve kimliğiyle kadın, kendi kabullerini dayatabileceği bir savaş alanı, konturları bir hakikat rejimi eliyle çizilen bir yaşam tarzının cisimleşmesidir.
Bu nedenledir ki, kendini içine yerleştirmekten hoşlandığı muhafazakâr-popülist “Türk sağı” geleneğinin hibrid, eklektik ve muğlak çerçevesinin tersine, AKP’nin kadınlar konusunda oldukça net, tutunumlu, kendi içinde tutarlı bir projesi var. Dilerseniz bu “proje”yi birkaç başlık hâlinde irdeleyelim.

Kadının bir “Aile Varlığı” Olarak Tescili

“Proje”nin “resmî” ayağını, kadının “müstakil” bir varlık, bir kişi olarak yok sayılması ve aileyle tanımlanması oluşturuyor.
İşin ilginç yanı, bunun, Türkiye’nin taraf olduğu kadın eşitliğini sağlamaya yönelik (CEDAW gibi) sözleşmeler gereği oluşturduğu kurumlar üzerinden gerçekleştirilmesidir.
Böylelikle, Türkiye’de kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve kadına karşı ayırımcılığı önlemek misyonuyla kurulan 1990’da kurulan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve bu Müdürlüğün bağlı olduğu Devlet Bakanlığı, Önce Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı olarak takdis edilecek; ancak AKP iktidarı bakanlığın adındaki “Kadın” sözcüğünden rahatsız olmuş olacak ki, 2011’de, dönemin başbakanı Erdoğan’ın “Biz muhafazakâr demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli,” kerametleri eşliğinde bu bakanlık kaldırılarak yerine “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ihdas edilecekti. Ama bu yetmedi; Meclis İçtüzüğünde değişiklik yapılarak Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) kaldırılarak “Aile ve Sosyal Politikalar Komisyonu”na dönüştürülmesi yolunda teşebbüste bulundu iktidar partisi;[2] ancak muhalefetin ve kadın örgütlerinin sert tepkileri sonucu bu adımdan geri dönülecekti.[3]
Evet, AKP, kadının aileden bağımsız, müstakil bir özne olarak varlığına tahammül edemediğini, teorik olarak kadın-erkek eşitliğini sağlamakla yükümlü kurumların adlarıyla (ve hiç kuşku yok ki görevleriyle) oynayarak gösteriyor.
Bunun son örneğini ise, kamuoyunda kısaca “Boşanma komisyonu” olarak bilinen, tam adıyla “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin” kurulan Araştırma Komisyonu oluşturuyor. İktidar partisinin, ne hikmetse 2002’den bu yana yüzde 1400 artan kadın cinayetlerini değil de, boşanmalardaki yüzde 1.7’lik artışı “sorun” edinerek oluşturduğu komisyonun birbirinden tüyler ürpertici önerileri, kamuoyunda bir hayli tartışıldı. Hadi biz en “parlak” birkaçını anımsayalım: tecavüzcünün, kurbanıyla beş yıl boyunca “sorunsuz” bir evlilik sürdürmesi durumunda, denetimli serbestlikten yararlanabilmesi. Özcesi, mağdurenin tecavüzcüsüyle başgöz edilmesi! Boşanma davalarında arabuluculuk yoluna gidilmesi… Şiddet durumunda uygulanacak tedbir süresinin, kocayı mağdur etmemek için 15 günle sınırlandırılması… Aile hukukuna ilişkin tüm davalarda “gizlilik” uygulanması… Ve “altın vuruş”: İlahiyat mezunlarının aile danışmanı olabilmesi…[4]
Evet, AKP indinde kadın, bir hak öznesi değil, bir aile varlığıdır. Onun yeri kamusal yaşamdan çok, yuvası, görevi politika (ya da bilim, sanat…) ile uğraşmaktan çok kocasına, çocuklarına sıcak bir yuva sunmaktır. Bu amaçla değil midir ki, devlet kademeleri tedricen kadınlara kapatılır: Günümüzde 900 kaymakamdan 13’ü, 448 vali yardımcısından 10’u, 80 müsteşar yardımcısından 5’i, 140 genel müdürden sadece 9’u kadındır.[5] 81 ilin valileri arasında kadın sayısı ise, 2’dir!
“Tepe”de hâl böyleyken, tabanda durum hiç farklı değil. Kız öğrencilerin yüzde 40’ının lise öncesinde öğrenimi terk ettiği[6] bir tablo, 10-15 yıl içinde bugünkü durumu mumla arayacağımızı göstermiyor mu?
“Kadın birey değil, aile varlığıdır” görüşünün en ete-kemiğe bürünmüş tezahürünü bu partinin “beden politikaları”nda da görmüyor muyuz?

AKP’nin “Beden Politikaları”

Önce İstanbul Belediye Başkanı sıfatıyla kıydığı, sonraları Başbakan ve Cumhurbaşkanı vasfıyla tanık olarak katıldığı nikâh törenlerinde, geline, “en az 3 çocuk” talkınıyla tanıştık. Önceleri, kendine “Başkan baba”lık payesi biçen bir işgüzarın genç çiftlere “ayar çekmesi” gibi göründü. Ama iş, bununla kalmadı. Derken tam Roboskî tartışılırken gelen “Her kürtaj bir Uludere’dir!” absürdlüğü… Hemen ardından sökün eden kürtaja (ve sezaryene) ilişkin devletsel kısıtlamalar… “Çoğalın ki ben de ahirette ümmetimin çokluğuyla övüneyim,” dediği rivayet edilen bir peygamberin, “Biz milletimizi güçlü kılmak için hem nüfus itibariyle daha çok genç nüfusa, dinamik nüfusa ihtiyacımız var,”[7] deyip çocuk sahibi olmayan kadınları “yarım” ilan eden gayretkeş tilmizi… Böylelikle Türkiye sınırları dahilinde kürtaj ve sezaryen fiilen yasaklanmış oldu; Diyanet İşleri’nin fetvası eşliğinde.[8]
Ama AKP burada durmadı… Kadın bedenine müdahalelerini sözel ve fiiliyatta sürdürüyor. Kâh “Hamile kadınlar sokaklarda dolaşmasınlar” buyuran bir din âlimi; kâh “kadın iffetli olmalı, herkesin içinde kahkaha atmamalı,” diyebilen bir meclis başkanı; “Dolmabahçe’deki ofisimde, Kadıköy’den gelenlerin durumuna bakıyorum da…” deyip yutkunan bir başbakan; devletlû’nun “kızlı erkekli oturuyorlar” lafı üzerine öğrenci evlerini basmaya koyulan kolluk kuvvetleri; ilk-orta okullarda kız ve erkek öğrencilerin kullandıkları merdivenleri ayıran yöneticiler, örtünme “serbesti”sinin ilkokullara dek inmesi…
Ve bu coğrafyada herkesin bildiği “sır”: çocuk gelinler. “Her ne pahasına olursa olsun nüfusu arttıralım,” dürtüsü, kız çocuğu bir an önce kazasız belasız sahibine devredilmesi gereken patlayıcı olarak gören namus anlayışı, kız çocukların “başlık parası” kisvesiyle alınıp satıldığı yoksulluk sahnesi, 8-9 yaşında kocaya verilmelerine cevaz veren dinsel gelenekler birleştiğinde, “Kadınların yüzde 40’ının çocuk gelin”[9] olması, karşısında AKP’nin ne yapmasını bekliyorsunuz?
Ortalama erkek yurttaşlar bu “beden politikaları”nı son derece doğrudan okudular. Ve AKP iktidarı boyunca, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri kat be kat arttı…

Kadına Yönelik Şiddet

Denk düşürdükçe (ya da “başı sıkıştıkça” mı demeli?) toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin kavrayışımıza “Eşitlik kadının fıtratına aykırıdır”[10]; “Kız mıdır kadın mıdır, bilemem!”[11]; “Anneliği reddeden kadın eksiktir, yarımdır”[12] kerametlerini buyuran “imam” karşısında erkek cemaat coştukça coşuyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, kriminoloji literatüründe içine yerleştirildikleri “namus/töre cinayetleri – şehvet suçları” kapsamını çoktan aşarak, “yaratıcı işkence yöntemleri” boyutuna büründü: tüfek harbisiyle tecavüz; tırnak sökme; burun kesme; baltayla, pompalı tüfekle, yakarak, parçalayarak öldürme; bütün bir kasaba ricalinin bir kız çocuğuna topluca ve yıllar boyu tecavüz etmesi; devletin kurumlarında, “koruma altındaki” kadın ve/veya çocuklara yönelik süregiden cinsel istismarlar… Ve karşılarındaki, kravat takıp el pençe divan duran faillere karşı sonsuz ve suç ortaklığı sınırlarına varan bir hoşgörü gösteren hâkimler…[13] Günde en az üç kadın cinayeti…
Ve bütün bunları dert edinmeyen, tüm çabasını “evlilikte acı günler de olur, tatlı günler de… Sen de kocanı idare ediver, kızım,” “Kol kırılır yen içinde kalır,” “Koca bu, döver de sever de” kıvamında “aile yuvasının dağılmamasına”, boşanmaların azaltılmasına yoğunlaştırmış bir iktidar!

Bütün Bunların Sonucu: Boğaz Tokluğuna Kadın Emeği

Olayların buraya kadarı, İslâm referanslı bir muhafazakârlığı toplumsal yaşama nüfuz ettirme, toplumun kodlarını dinsel bir çerçeveye uyacak tarzda dönüştürme konusunda uzun soluklu ve sebatkâr bir stratejiye işaret etmeye yetiyor. Ancak hikâyenin tamamı bu değil. İşin bir de, AKP’nin bu ülkede “şampiyonluğu”nu üstlendiği neoliberal iktisat politikalarıyla bağlantılı yönü var.
AKP’nin “İslâmcılığı”nın iktisadî alandaki karşılığı, yıllarca Marmara sermayesi karşısında “ötelenmiş” Anadolu sermayesinin ulusal pastadaki payını büyütme ve küresel piyasayla bütünleşme çabasının motoru olmak. Bunu bir yandan (TSMF gibi) devlet aygıtları, bir yandan hileli ihaleler, bir yandan da bu sermayenin istihdam ettiği işgücünü alabildiğine ucuzlatarak gerçekleştiriyor.
İşgücünü ucuzlatmak… Bu girişimin bir yanı başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacıları boğaz tokluğuna dayanıyorsa eğer; çok önemli bir boyutu, kadınları düzenli istihdam piyasasının dışına iterek kayıtdışına mahkûm kılmaktır.
Gerçekten de AKP iktidarı boyunca formel sektörlerde çalışan kadınların sayısı neredeyse istikrarlı bir tempoda azalıyor. Kadın emekçiler kayıtlı istihdamın üçte birinden daha azını oluşturuyor.[14] “Doğurun, daha çok doğurun” söylemleriyle kadınlar -eğitim düzeylerine bakılmaksızın[15] evlere doğru itiliyor. AKP hükümetlerinin birbiri ardısıra açtığı “kadın istihdamı paketleri” de, kadın istihdamını arttırmaktan çok, kadın doğurganlığını arttırmayı hedeflemekte.
Evlere püskürtülen, ancak çoğunlukla kendilerini derinleşen bir yoksulluk içinde bulan kadınların önünde ise, büyük çoğunluğunun içinde yer aldığı muhafazakâr ortamda, “aile bütçelerine katkıda bulunabilecekleri” tek seçenek bulunmaktadır: esnek, son derece düşük ücretli, güvencesiz, kayıtsız işler.[16] Bunlar işyerinde değil de çoğunlukla aile ortamında gerçekleştirildikleri için, bu kadınlar kendilerini “işçi/ emekçi” olarak değil, aile bütçelerine katkıda bulunan “ev kadınları” olarak tanımlamaktadır: bu nedenledir ki örgütlenmezler, hak mücadelesine yabancıdırlar, talepkârlık düzeyleri son derece düşüktür. “(Kadın istihdamını arttırma ve ‘çok çocuk doğurun’ söylemleri arasında) ciddi bir çelişki var. Bu mantığı ancak esnek çalışma modeline dayandırabilirseniz olur. Zaten yapılmaya çalışılan da bu. Biz bu sistemin kadın istihdamı için tehlikeli olduğunu düşünüyoruz,” diyor Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu’ndan Nevra Akdemir.[17]
“Esnek çalışma”… yani işçi olduğunun, sömürüldüğünün, sırtından devasa artık değer devşirildiğinin bilincine varmadan, çoğunlukla mahalleden bir aracı, konu-komşudan bir elci, akrabadan ya da cemaatten bir taşeron-patron için, ürettiklerinin uluslararası markalar tarafından el yakan fiyatlarla pazarlandığının farkında dahi olmadan, günde 13-14 saat, boğaz tokluğuna çalışmak… Bu arada ev işlerini, çocukları, bulaşığı, çamaşırı da ihmal etmemek… Yani hem üretimi, hem de yeniden üretimi, boğaz tokluğuna üstlenmek… Ve milliyetçi-muhafazakâr Anadolu sermayesini uçuşa geçirmek… 10-15 yıl öncesine dek birer imalathaneden ibaret işletmeleri, “dünya zenginleri” listesinde yer alan dev holdinglere dönüştürmek. Ramazanlarda lüks arabalarıyla mahallelerine teşrif edip iftarlık dağıtan Ray-Ban gözlüklü, Vuitton çantalı, ipek tesettürlü patron aileleriyle “din kardeşi” olmanın gururunu yüreğinde hissederek!
Evet, gerçekten de AKP’nin muhafazakârlığı, İslâmcılığı ve neoliberalizmi, toplumun geniş kesimlerini, ama özellikle de kadınları yıkıma uğratan tutarlı, tutunumlu ve -kabul etmeli ki etkili- bir pakettir.

14 Haziran 2016 08:51:4, İstanbul.

N O T L A R
[*] Halkın Günlüğü, No:124, 16-30 Haziran 2016…
[1] “Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük/ Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz.” (Murathan Mungan.)
[2] Ve dönemin “yandaş” yazarları, bu tutuma arka çıkmak için fora ediyorlardı kalemlerini. Örneğin Nazife Şişman, Zaman’dan şöyle seslenmekteydi: “… ‘Kadın’ vurgusu illa aile karşıtı olmayabileceği gibi, ‘aile’ vurgusu da kaçınılmaz bir şekilde kadını ikincilleştiren, bizatihi onu ezen bir konumlandırmayı ihsas ettirmiyor olabilir.” (Nazife Şişman, “Kadına Karşı Şiddet mi, Kadına Karşı Aile mi?”, Zaman, 10 Mart 2012, s.22.) Bir kadın “sosyolog”un ağzından, şiddete uğrayan kadınlara ilişkin vakaların neredeyse tamamında failin bir erkek aile bireyi (koca, baba, erkek kardeş) olduğuna ilişkin verilerin ortaya saçıldığı bir dönemde fazla “gayretkeş” bir saptama!
[3] Türey Köse, “Kadının Adı Devletten Siliniyor”, Cumhuriyet, 5 Aralık 2013, s.10; Işıl Özgentürk, “Devlet Kadını Siliyor”, Cumhuriyet, 3 Aralık 2013, s.8… Ama hâl-i hazırda bu komisyonun başkanı, bir erkek! (“İlk Fırsat Eşitliği Erkeklere Oldu” Evrensel, 2 Aralık 2015.) İşlevselliğini siz tahmin edin…
[4] “TBMM Boşanma Komisyonu Kadın Ve Çocuk Haklarını Sıfırladı”, Evrensel, 16 Mayıs 2016... http://www.evrensel.net/haber/280306/tbmm-bosanma-komisyonu-kadin-ve-cocuk-haklarini-sifirladi
[5] “CHP’li Dudu: AKP İktidarında Kadın Yönetici Sayısı Düştü”, 8 Mart 2016, Cihan HA… https://www.cihan.com.tr/tr/chp-hatay-milletvekili-mevlut-dudu-8-mart-dunya-emekci-kadinlar-gunu-akp-kadin-yonetici-sayisi-dusus-2031243.htm
[6] Mustafa Çakır, “Sistem Kızları Eve Kapatıyor”, Cumhuriyet, 23 Mart 2015, s.15.
[7] “Doğum Kontrolü İhanet”, Hürriyet, 23 Aralık 2014,s.15.
[8] AKP iktidarının “Şeyhülislâm”ı, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 4 Haziran 2012 tarihinde Sapanca İl Müftüleri toplantısında yaptığı konuşmada, “Anne karnındaki ceninin, bebeğin de kendisine ait hayat hakkı vardır. Ne annesinin, ne de babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi, onun hayatı üzerinde vazgeçme, sonlandırma yetkisi de yoktur,” buyurmuştu (“Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Annenin Hayatı Sonlandırma Hakkı Yoktur”, Milliyet, 5 Haziran 2012, s.17). Ancak cenin “haklarını” ana-babasına karşı savunan hazretin, 12-13 yaşında evlendirilen kız çocukları, dini vakıflarda tecavüze uğrayan çocuklar, PKK’ye karşı savaşta öldürülen Kürt bebelerin hakları konusunda bir şey söylediğini duymadık!
[9] “Kadınların Yüzde 40’ı ‘Çocuk Gelin’…”, Milliyet, 17 Mayıs, 2015, s.18.
[10] Hatırlayalım: “Kadın ile erkeği eşit hale getiremezsiniz. Fıtratları farklı. Bazen erkek-kadın eşitliği diyorlar. Kadın kadına eşitlik doğru olanıdır. Erkek erkeğe eşitlik doğru olanıdır.” (1. Uluslararası Kadın ve aile Zirvesi’nde yaptığı konuşmadan, “Eşitlik Kadının Fıtratına Aykırı”, Cumhuriyet, 25 Kasım 2014, s.6)…
[11] Konya mitinginde, Hopa’daki olayları protesto etmek için tank üzerine çıkan ve polis müdahalesi sonucu kalçası kırılan Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş’a yönelik sözleri! (4 Haziran 2011.)
[12] KADEM hizmet binası açılış töreninden. (5 Haziran 2016.)
[13] “Kadın sosyal paylaşım sitesine ilişki durumunu evli yazmamıştı, adam öldürdü, tahrik edilmiş sayıldı. Adam duruşma salonundaki avukatları ‘karısına yaptığı gibi’ öldürmekle tehdit etti, görülmedi, ‘iyi hâl’ aldı. Adam kadını erotik filmdeki başrol oyuncusuna benzetti, mahkeme ‘benzetmiş olabilir’ diyerek kararını ‘tahrik’ indirimli verdi. Kadın belki sevdi, kaçtı ancak adam fiziksel şiddet uyguladı, mahkeme kaçma geçmişini dikkate alıp ‘rıza’ saydı. Kız çocuğu bira içti, akrabası olan adam cinsel istismarda bulundu, heyet ‘rıza var’ dedi.” (Damla Yur, “Kırmızı Mont, Beyaz Pantolon Yargı İçin Tahrik Sebebi”, Cumhuriyet, 13 Kasım 2015, s.15.)
[14] “Son 12 ayda artan 15 yaş üstü nüfusun, yani potansiyel işgücünün ancak yüzde 27’si işgücü piyasasına çıkmış. Ya diğerleri? 15 yaşını geçen bu nüfustan bir kısmı öğrenci, bunu anlarız, ama esas irkilten, ‘ev kadını-ev kızı’ konumuna geçirilenler. 12 ayda yaklaşık 500 bin kadın evlere tıkıldı ve ‘ev kadını’ olarak kodlanan kadın sayısı 12.2 milyona çıktı.” (Mustafa Sönmez, “500 Bine İş, 500 Bine de Ev Kadınlığı”, Cumhuriyet, 16 Haziran 2012, s.12.)
[15] İstihdamın dışına itilmekten yüksek öğrenimli kadınlar da kaçınamıyor: Mayıs 2008 itibariyle kadın işsiz sayısı 129 bin dolaylarında iken, 2013’te bu sayı ikiye katlanmıştı: 265 bin. (“Kadının İşle İlişkisi Kesiliyor”, Birgün, 19 Ağustos 2013, s.4.)
[16] “Çalışan Her 100 Kadından 53’ü Kayıt Dışı Çalıştırılıyor” Evrensel, 18 Kasım 2013, s.4.
[17] “Patriarkal Kapitalizm ‘Kadın’ Üzerinden Besleniyor”, Cumhuriyet, 11 Mart 2013, s.9.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Öne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGÖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALÂKÂSI VAR?,1,“NEFRET SUÇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İÇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERÇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İÇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA İŞÇİ SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEÇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ’NE DAİR -GEREKÇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AÇIK SÖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ÖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,36,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLÂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLÂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKÂR”LIĞI NEYE DENK DÜŞER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETÇİ MANEVİYATÇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ÖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI İSLÂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,2,ALEVÎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,2,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİÇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ÖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİÇ!,1,BE ZİMAN JÎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKÂNSIZ AŞK” HİKÂYESİ: “AKADEMİ VE ÖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İÇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HÂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İÇİN: GÖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERÖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bölge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ÇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELÂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,14,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK TERÖR SUÇU MU,1,ÇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ÇÖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBÂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,2,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKÎ,1,DEVLETLÛLAR,1,devrim,9,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLÂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ÇÜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dünya,56,düsünce özgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,12,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKÇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,8,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ÖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ÇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FİDEL İÇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,2,GERÇEKTEN DE NEDİR TERÖR,1,GÖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,4,gündem,11,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HÂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HÂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ÖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GÜN DÖRT İŞÇİ BEŞ KADIN,1,HER KÖYDE BİR “KÖPEK” VARDIR,1,HİÇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ÖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,33,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLÂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ÖZGÜR(LÜĞÜ) MÜ,1,İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLEMEZ ÖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEÇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,İŞÇİ SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,İŞÇİ SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERÇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İÇİN OLABİLECEK EN KÖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,57,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,22,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİÇİMLENMESİ İÇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,5,kriz,53,KRİZ SAVAŞ VE İŞÇİ SINIFI ÜZERİNE GÖRÜŞLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,29,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,11,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ - 1/ BREZİLYA ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREÇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREÇLERİ”: EL SALVADOR ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,3,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEÇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,5,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DÜŞÜNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ÖĞRENEN BİR ÇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DÜŞÜ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,13,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIÇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLAŞMA/ DÜŞKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: İŞÇİ SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,11,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ÖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ÇALIP ÇIRPTIKÇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORÇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TÖRENLERİ,1,OTUZÜÇ KOR DÜŞTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ÖFKELENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ÖFORİNİN ORTASINDA,1,ÖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ÖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,öteki,26,ÖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KÖKENİ ÜZERİNE,1,ÖZERKLİKÇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ÖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,özgeçmis,1,özgürlük,3,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,12,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHÇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,röportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ÇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,18,secimler,4,seçim,5,SEÇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel özbudun,1,sinifsal bakis,10,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,4,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,12,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMÎ SÖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,söylesi,1,söyleşi,2,SÖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUÇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,12,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,15,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercüme,2,terör,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TÖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: Gerçekten kadınlar için Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIŞÇI MI,1,TÜRK(İYE) İSLÂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,79,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ÖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İÇİN YEREL SEÇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ÖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,24,VURUN “ÖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,18,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YÖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YÖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ÖYLE BİR YEREL YÖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yök,3,yönetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKÇESİ,1,ZORUNLU BİR AÇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibel🍂özbudun: AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI, İSLÂMCILIĞI, NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR[*]
AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI, İSLÂMCILIĞI, NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR[*]
sibel🍂özbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2016/06/akpnin-muhafazakarligi-islamciligi.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2016/06/akpnin-muhafazakarligi-islamciligi.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy