SÄ°BEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMÄ°RER “Hayatımıza giren hayatların sayısı hesap edilemez.”[1] HĆ¢lĆ¢ “Oldu mu, olmadı mı?” demogojilerine ...
SÄ°BEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMÄ°RER
“Hayatımıza giren hayatların
sayısı hesap edilemez.”[1]
HĆ¢lĆ¢ “Oldu mu, olmadı mı?” demogojilerine kurban edilmek istenen Meds Yeghern’in (BĆ¼yĆ¼k KƶtĆ¼lĆ¼k’Ć¼n) Ć¼zerinden bir asır geƧtiÄi hĆ¢lde; NĆ¢zım Hikmet’in, 1950’de kaleme aldıÄı (Ermeni Soykırımı’ndan sƶz ettiÄi iƧin sansĆ¼rlenen!) Åiirinin ‘AkÅam Gezintisi’ bƶlĆ¼mĆ¼nde, “MĆ¼rettip Refik’le SĆ¼tĆ§Ć¼ Yorgi’nin/ Ortanca kızı ƧıkmıÅlar akÅam piyasasına/ Parmakları birbirine dolanmıÅ/ Bakkal Karabet’in ıÅıkları yanmıÅ/ Affetmedi bu Ermeni vatandaÅ/ KĆ¼rt daÄlarında babasının kesilmesini/ Fakat seviyor seni Ć§Ć¼nkĆ¼ sen de affetmedin/ Bu karayı sĆ¼renleri TĆ¼rk halkının alnına” dediÄinden bihaber olanların sayısı kĆ¼Ć§Ć¼msenmeyecek kadar Ƨoktur coÄrafyamızda…
Bu mĆ¼thiÅ acı bir ulusu yerkĆ¼renin dƶrt yanına savuracak kadar bĆ¼yĆ¼k bir sarsıntıydı…
Yani 1915 Mezalimi, 1915 BĆ¼yĆ¼k SuƧu, 1915 Soykırımı ile... Adına her ne derseniz deyin! Ä°Åte bu felaketl Ermeni toplumunu, kendi iradesi dıÅında bir dĆ¼nya toplumu hĆ¢line getirdi; insanlar dƶrt bir bucaÄa savrulup, oradan oraya sĆ¼rĆ¼ldĆ¼; tarihin tanık olduÄu en korkunƧ trajediler, kƶr gƶzlerin gƶrmek istemeyen bakıÅları ve duyarsızlıklar eÅliÄinde yaÅandı/ yaÅatıldı.
“Duyarsızlık” dedik…
Antonio Gramsci’nin, 11 Mart 1916’da ‘Il Grido del Popolo/ Halkın ĆıÄlıÄı’nda yayımlanan ‘Ermeni Sorunu Ćzerine’ baÅlıklı makalesinde, “TĆ¼rklerin milyonlarca Ermeni’yi katlettiÄini gƶrdĆ¼ÄĆ¼mĆ¼zde, ıstıraplara ve can ƧekiÅmelere ya da Almanların BelƧika’yı istila ediÅine tanık olduÄumuzda yaÅadıÄımız aynı keskin acıyı acaba yaÅıyor muyuz?”[2] sorusunda ya da Victor Hugo’nun, “Li ParĆ®sĆŖ mirovek bĆŖ kuÅtin cinayet e, LĆŖ li RojhilatĆ® 50 hezar mirov bĆŖ serjĆŖkirin ev tenĆŖ gelÅek e,”[3] deyiÅinde altını Ƨizdikleri tam da bu deÄil miydi?
Bu duyarsızlıklar, bakıp gƶremeyen kƶr gƶzlerle unutuluÅa teslim edilirken; “Kelimeler ve sayılar, iÅledikleri cĆ¼rĆ¼mleri gizliyor ki, o cĆ¼rĆ¼mler unutulsun. Unutulan, affedilmiÅ demektir. Zihne nakÅolan affetmez,” diyen John Berger’in saptamasına sarılmak “olmazsa olmaz” olup ƧıkmıÅtı…[4]
* * * * *
Tam da bunun iƧin hiƧbir Åey unutulmasın diye “FotoÄraf gƶsterdiÄinden daha fazlasını saklar” gerƧeÄine ƶmrĆ¼nĆ¼ veren militan fotoÄrafƧı Mehmet Ćzer, ‘Kuyunun Dibindeki TaŒını derledi arkadaÅlarıyla; Ermeni Soykırımı unutulmasın diye…[5]
Mehmet Ćzer’in kolektif ƧalıÅması, bir fotoÄraf (Ć¼zerinden tarih) okuması…
FotoÄraf(lar) geƧ(me)miÅin aynasıdır, hakikĆ¢tin kilometre taÅlarıdır. HakikĆ¢t bir fotoÄraf karesinde ƶlĆ¼msĆ¼zleÅtirilmiÅ anı/ bƶlĆ¼mĆ¼dĆ¼r.
Bu ƶzelliÄiyle her fotoÄraf bir tanık(lık)/ taraf(lık)tır.
Evet, evet fotoÄraf kareleri eski(meyen) zamanının yeniden canlandıran ƶlĆ¼msĆ¼zlĆ¼k ƶykĆ¼sĆ¼dĆ¼r.
Ve bunlar bƶyleyse fotoÄraflar, bir yolculuÄun, hesaplaÅmanın nirengi noktalarıdır.
Bƶylesi bir hesaplaÅma yolunda Mehmet Ćzer’in 1915 iliÅkin “TanıÄız! Buradayız!” ƧıÄlıÄıyla mĆ¼semma kolektif ƧalıÅması, Sergei Mikhailovich Prokudin, Armin Wegner, Leslie Davis, Henry Atkinson’un fotoÄraflarındaki gerƧeÄi, A. Nevin Yıldız, Ahmet Abakay, Ahmet Telli, Ali Balkız, Bardig Kouyoumdjıan, Beril TĆ¼rkoÄlu, Ćınar Livane Ćzer, David Barsamian, Demet Ä°slĆ¢mbay, Fatin Kanat, GƶkƧer TahincioÄlu, Kadir Celep, Kemal GƶktaÅ, Mustafa DurmuÅ, Nejla Kurul, Neval OÄan Balkız, Pakrat Estukyan, Roxanne Makasdjian, Sait ĆetinoÄlu, Seda Byruat, Sibel Ćzbudun, Åeyhmus Diken, ÅĆ¼krĆ¼ ErbaÅ, Temel Demirer’in kaleminde dillendirerek okuyor…
Anıları, gerƧekleri dĆ¼nĆ¼n kuyusundan Ƨıkarıp, bugĆ¼nde ƶnĆ¼mĆ¼ze dikiyor…
* * * * *
Mehmet Ćzer ve arkadaÅları ƶnemli bir iÅ yapıyor(lar): Anadolu’nun kadim “Ermeni GerƧeÄi”ni bir kez daha gĆ¼ndem maddemiz kılıyorlar.
“Ermenilerin rolĆ¼ hiƧbir yerde Osmanlı Ä°mparatorluÄu’ndaki kadar ƶnemli olmadı; Konstantinopolis sarayında yer aldılar. Mimarlar (‘DoÄu’nun Mikelanjı’ Sinan), tabipler, mĆ¼zisyenler, tercĆ¼manlar, ressamlar, terziler. Hampartursum Limonciyan’la, Osmanlı klasik mĆ¼ziÄine uyarlanacak bir mĆ¼zik nota sistemi yarattılar…”
“Ermeni zanaatkĆ¢r ve tĆ¼ccardan oluÅan ƶnemli kent nĆ¼fusu Anadolu, Kilikya ve Ä°ran kƶy ve kasabalarında kadim meslek ve ticaret geleneklerini sĆ¼rdĆ¼rĆ¼r. En canlıları arasında Erzurum ve Van bulunan kentlerde, profesyonel hayatın bĆ¼tĆ¼n taraflarını dĆ¼zenleyerek meslekler, bƶlgelere ve loncalara -Osmanlı Ä°mparatorluÄu’nda esnaf, Pers Ä°mparatorluÄu’nda hamkar- gƶre gruplandırılır. Ćok canlı olan Ermeni esnafı bĆ¼tĆ¼n meslek birliklerini temsil eder (terzi, ayakkabıcı, saatƧi, kalaycı, deÄirmenci, fırıncı, vs) ve bĆ¼tĆ¼n sanayi Ć¼retim kollarına yakın durur: Erzurum, Tokat, Merzifon’da metal, bilhassa da bakır iÅleme, Van ve Erzurum’da silahƧılık, deri, yĆ¼n, ipek ve neredeyse her yerde pamuk iÅleme. Van’da kuyumculuk, halıcılık, nakıŠve seramik sanatıyla birlikte, zanaat sanat seviyesine yĆ¼kselir ve Ermeni halkının yaratıcı zihnini kanıtlar. Ticaret yĆ¼zyıllardır Ä°sfahan, Tebriz, Tiflis, Trabzon, Erzurum, Van, Ä°stanbul, Ä°zmir ve Ä°skenderiye’de uluslararası bĆ¼yĆ¼k ticaret kavÅaklarında oluÅan, az sayıda fakat zengin bir Ermeni burjuvazisinin baÅında bulunduÄu ƧerƧi, seyyar satıcı, dĆ¼kkĆ¢n sahibi, ƧarÅı esnafı gibi farklı toplumsal unsurları iƧinde barındırırdı…”[6]
Ermeni Soykırımı’nın tarihsel nedenlerini daha iyi anlayabilmek iƧin Osmanlı Ä°mparatorluÄu’nda 1876 yılında II. AbdĆ¼lhamid tarafından ilan edilen I. MeÅrutiyet dƶnemine gitmek gerekir. 1876-1923 yılları arasında Ermeni, SĆ¼ryanĆ® ve Rumlar soykırıma uÄratılmıÅtır, yok edilen sĆ¼rgĆ¼n edilen bu halkların ardından tek ulus, tek din temeli Ć¼zerinde yeni bir devlet inÅa edilmiÅtir.
Bu soykırım, 1915’e, 24 Nisan’a sıÄdırılamaz. 1876 ile 1923 yılları arasında Osmanlı vatandaÅı olarak bilinen 4.5 milyon Hıristiyan hayatlarını kaybetti, binlerce yıldır yaÅadıkları topraklarından sĆ¼rgĆ¼n edildi.[7]
Burada durup, bir parantez aƧarak ilerleyelim: Ermeni Soykırımı sĆ¼recinde, Osmanlı Ä°mparatorluÄu’nda yaÅayan Ermenilerle ilgili bazı sayısal veriler Åƶyledir:
“Uygulama sonucunda, operasyonun beyni Talat PaÅa’nın ƶzel defterinde 972 bin 246 Ermeni’nin o ana kadarki topraklarından koparıldıÄını gƶstermektedir. 1911 yılında 1 milyon 256 bin 403 olan Osmanlı Ermenileri’nin kayıtlı nĆ¼fusu, tehcir sonrası 284 bin 157’ye dĆ¼ÅĆ¼rĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼r.”[8]
1906 yılında yapılan resmĆ® nĆ¼fus sayımına gƶre, Osmanlı Ä°mparatorluÄu’nda, 1.031.708 - 1.140.563 Ermeni yaÅadıÄı, bu nĆ¼fusun genel nĆ¼fusa oranının yĆ¼zde 5.07-yĆ¼zde 5.46 dĆ¼zeyinde olduÄu gƶrĆ¼lmektedir.
1914 Osmanlı Ä°mparatorluÄu nĆ¼fus sayımında, toplam nĆ¼fusun 13.390.000, Ermeni nĆ¼fusunun 1.173.422, Rum nĆ¼fusunun 1.564.939 olduÄu saptanmıÅtır.[9]
“1927 yılı nĆ¼fus sayımından sonra da TĆ¼rkiye’den Ermeni gƶƧleri devam etmiÅtir. 1935 nĆ¼fus sayımında 1927 sayımına gƶre daha az sayıda Ermeni tespit edilmiÅtir. Kategoriler deÄiÅtiÄi iƧin doÄru mukayese yapmak mĆ¼mkĆ¼n olamayacaktır. Ancak 1935 yılındaki Gregoryen sayısını, 1927 yılındaki Ermeni dininde olanların sayısı ile karÅılaÅtırıldıÄında yĆ¼zde 42’lik bir azalma olduÄu gƶrĆ¼lmektedir.”[10]
Bu veriler soykırımın boyutunu yeterince net olarak sergilerken; Ermeni Soykırımı konusunda sĆ¼rekli belge isteyenlere, Mustafa Kemal’in kurucu meclis konuÅması bile yeterlidir, anlayana!!!
Yıllardır sĆ¼rekli arÅivleri aƧtık diyen iktidarlar bilmeli ki Soykırım; salt bir evrak sahtekĆ¢rlıÄıyla aƧıklanacak basit bir olay deÄildir. Soykırım; toplumsal ve politik bir olay olup, demografik yapının ve sermayenin el deÄiÅtirmesidir aynı zamanda.
Kemalist cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal, ilk kurucu meclisin aƧılıÅının ikinci gĆ¼nĆ¼, 24 Nisan 1920’de yaptıÄı bir konuÅmada “Ermeni katliamından “utanılacak bir eylem” olarak sƶz etti. On iki gĆ¼n sonra, Ordu Komutanı Kazım Karabekir’e gƶnderdiÄi bir mesajda, “yeni bir Ermeni katliamı “ ihtimali karÅısında duyduÄu endiÅeyi dile getirirken, aƧıkƧa “katliam” kelimesini kullandı. Mustafa Kemal’in bu katliamları kabul etmesi, katliam kurbanı Ermenilerin toplam sayısının 800.000 olduÄunu aƧıkƧa sƶylemesiyle bu tavır ƶzel bir anlam kazandı.”
Sayının 1.5 milyon ya da 800.000 olması bu topraklarda yaÅatılan acı gerƧeÄi deÄiÅtirmez. 1915 soykırımı ve akabinde Ä°slĆ¢mlaÅtırma ve asimilasyon politikaları sonucunda 1927 yılında yapılan ilk nĆ¼fus sayımında Ermeni nĆ¼fusu 123.612’e dĆ¼ÅmĆ¼ÅtĆ¼r. Genel toplam iƧindeki gayri MĆ¼slim nĆ¼fusu ise yĆ¼zde 1.1’e dĆ¼ÅmĆ¼ÅtĆ¼r. Nasıl oluyor da 1915’e kadar her 5 kiÅiden birinin gayri MĆ¼slim olduÄu Anadolu’da, nĆ¼fus 1927 yılında yĆ¼zde 1.1’e dĆ¼ÅtĆ¼?
24 Nisan 1915 tarihi, bu Ć¼lkenin kadim Hıristiyan halkları iƧin bĆ¼yĆ¼k bir felaketi, kanlı ve kirli tarihi simgeler. Elbette bu topraklarda acılar ve zorla MĆ¼slĆ¼manlaÅtırmalar 1915’le baÅlamadı. Osmanlı’da uygulanan zımmi sƶzleÅmesiyle elleri, kolları baÄlanan gayri MĆ¼slim halklar 1842-1844 Nasturi Katliamı ile baÅlayan, 1915-1924’e kadar sistematik bir Åekilde devam eden katliamlar yĆ¼zĆ¼nden, evlerinden, yurtlarından, acımasızca sĆ¼rĆ¼ldĆ¼, yok edildi.
Ancak 1915’te baÅlayan tehcirlerin koÅulları daha ƶnce yapılanlardan Ƨok farklıydı. Ä°ki ay iƧindeki uygulamalar sadece Ermenileri deÄil, DoÄu Anadolu’daki tĆ¼m Hıristiyanları kapsıyordu. Belirlenen yerler yaÅanabilecek koÅulları taÅımadıÄı iƧin bu tehcir yeniden iskan olunarak dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼lemezdi. Bu yerlere ulaÅabilenlerin sayısı da azdı. BirƧok kiÅi, doÄdukları ve yaÅadıkları yerleÅim birimleri iƧinde ya da dıÅında hemen ƶldĆ¼rĆ¼lmĆ¼Å, diÄerleri yaya Ƨıkarıldıkları yollarda ƶlmĆ¼Å ya da ƶldĆ¼rĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼. ĆldĆ¼rĆ¼lenlerin ƧoÄu erkekti. Kadın ve Ƨocuklar gĆ¼ney Ƨƶllerine doÄru sĆ¼rĆ¼len kafilelerin en bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼ oluÅturuyordu… Yeniden iskan gibi bir amaƧ taÅınmadıÄından tehcir edilen nĆ¼fusun nereye gittiÄi ya da fiziken yaÅayıp yaÅayamayacaÄı, yƶnetimi de orduyu da ilgilendirmiyordu. Talat PaÅa, yanılgı iƧinde son noktayı Åƶyle koyuyordu: “Artık Ermeni sorunu diye bir Åey yok”.[11]
* * * * *
Ermeni Soykırımı, sermayenin TĆ¼rkleÅtirilip/ MĆ¼slĆ¼manlaÅtırılması hareketinden baÅka bir Åey deÄilken; “… ‘Ćtekinin Ćtekisi’ MĆ¼slĆ¼man Ermeniler”[12] akıl ve hafsala almaz bir asimilasyonun maÄdurlarıydılar.[13]
Bu uÄurda Alman militarizmi-Ä°ttihat ve Terakki ortaklıÄı, Almanların emperyalist amaƧları doÄrultusunda biƧimlenirken, Ä°ttihat ve Terakki’nin TĆ¼rk-Ä°slĆ¢m sentezi ekseninde ÅekillendirdiÄi ulus imalatı siyaseti de Åiddetle uygulandı.
1914 yılı Temmuz ayı sonunda Almanya ile Rusya’nın karÅılıklı olarak birbirlerine savaÅ ilan etmeleri Ć¼zerine, Osmanlı hĆ¼kĆ¼meti, 2 AÄustos’ta Almanya ile gizli bir ittifak antlaÅması imzalayarak savaÅta safını belirledi. Bƶylece Osmanlı ordusunun emir ve komutası TĆ¼rk subayı Ć¼niforması giyen Alman askeri heyetine verilmiÅ oldu. AntlaÅmanın imzaladıÄı gĆ¼n, Berlin Genelkurmayı’nın isteÄi Ć¼zerine, hĆ¼kĆ¼metin bir kararı olmadan, sadece Enver ve Talat paÅaların emriyle seferberlik ve sıkıyƶnetim ilan edildi.
TĆ¼rkiye’nin Almanya’nın yanında savaÅa girmesi ile birlikte Rumlara ve Ermenilere yƶnelik etnik arındırma politikaları uygulanmaya baÅlandı. 1914’te Ayvalık’ta Rum tehcirinin yapılması General Liman von Sanders’in resmi talebiyle gerƧekleÅti.
Servet ve ticaret TĆ¼rkleÅtirilip MĆ¼slĆ¼manlaÅtırılırken, Almanya da kendi bankaları ve Åirketleriyle payını alıyordu. MĆ¼slĆ¼manların, ithal etme hakkı kaldırılan Rumlarla ticari iliÅkileri yasaklanmıÅtı. HĆ¼kĆ¼met, gƶƧ edenlerin tĆ¼m mĆ¼lklerine el koyma kararı veriyordu. Kullanılan bir diÄer araƧ ise zorla MĆ¼slĆ¼manlaÅtırmaydı. General Liman von Sanders, Hıristiyan nĆ¼fustan vergi toplayarak Bandırma’da bir yetimhane kurdu. Erkek Ƨocuklar burada asimile edilirken, kız Ƨocukları TĆ¼rklerle evlenmeye zorlanıyordu. Hıristiyan aileler TĆ¼rk kƶylerine gƶnderiliyor ve hiƧbir Åekilde kƶyden ayrılmalarına izin verilmiyordu.
1914’te ƧoÄunlukla Rumlara yƶnelik baÅlayan ve daha sonra Ermenileri de kapsayacak Åekilde uygulanan iki evreli politika tek bir amaca yƶnelikti; Osmanlı’nın kendisini saf TĆ¼rk ve MĆ¼slĆ¼man bir devlete dƶnĆ¼ÅtĆ¼rebilmesi iƧin Hıristiyan unsurun yok edilmesi. MĆ¼slĆ¼man olmaları nedeniyle TĆ¼rklĆ¼k iƧinde eritilebilecekleri dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼len KĆ¼rtler bu politikanın dıÅında bırakılırken, KĆ¼rt ve Ćerkes Ƨeteleri bu katliamın iƧinde rol alıyorlardı. Almanya’nın DoÄu’daki Ƨıkarlarına yƶnelik politikaları ile Ä°ttihat ve Terakki’nin homojenleÅtirme politikaları ƶrtĆ¼ÅmĆ¼ÅtĆ¼. YaÅananlara eleÅtirel bir tavır alan Almanya BĆ¼yĆ¼kelƧisi Kont Matternich’in kayser tarafından “Hıristiyanların lehinde mĆ¼dahale ederek TĆ¼rklerin haysiyetini zedelemek ve Almanya’nın Ƨıkarlarına uygun hareket etmemek” gerekƧesiyle merkeze alınması bunu aƧıkƧa gƶstermekte. HıristiyanlıÄı kabul etmiÅ ilk halk olan Ermeniler Rus Ƨekici ile TĆ¼rk-Alman ƶrsĆ¼nĆ¼n arasında eziliyordu.
Yukarıda da iÅaret ettiÄimiz gibi, 1 AÄustos 1926’da ‘Los Angeles Examiner’da yayımlanan sƶyleÅisinde Mustafa Kemal, “Milyonlarca Hıristiyan uyruÄumuzun acımasızca, kitleler hĆ¢linde evlerinden sĆ¼rĆ¼lĆ¼p katledilmesinden sorumlu tutulması gereken bu eski Jƶn TĆ¼rk Fırkası’nın artıkları Cumhuriyet yƶnetiminde de rahat durmamıÅlardır,” deyiÅindeki Ć¼zere; Henry Morgenthau da, ‘BĆ¼yĆ¼kelƧi Morgenthau’nun ĆykĆ¼sĆ¼’ baÅlıklı yapıtında da Åƶyle yazıyordu: “Ä°ttihatƧı otoriteler tehcir emrini vererek bir ırkın ƶlĆ¼m ilanını ƧıkartmıŠoluyorlardı; bunu iyi biliyorlar ve benimle yaptıkları sohbetlerde gerƧeÄi gizlemeye kalkıÅmıyorlardı.”[14]
Belirtmeden geƧmeyelim: Prof. Dr. Ayhan Aktar’ın ifadesiyle, “XX. yĆ¼zyılın ilk ‘psikolojik operasyonu’ belki de ‘Ermeniler isyan ediyor’ palavrası”yken;[15] Khatchig Mouradian’ın, “Der Zor’dan ƧoÄu zaman Ermeni Soykırımı’nın Auschwitz’i diye bahsedilir,”[16] vurgusu yerli yerindedir.
ĆĆ¼nkĆ¼ her Åey TarihƧi Taner AkƧam’ın, dƶnemin III. Ordu Kumandanı olan Mahmut Kamil PaÅa’nın Ermenilerin sĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼ bƶlgelere gƶnderdiÄi telgrafında, “Ermenileri evlerinde saklayanların evlerinin yakılacaÄını ve evinin ƶnĆ¼nde idam edilecektir,”diyebildiÄi kadar vahimdi![17]
* * * * *
Devasa bir “el koyma”da somutlanan Ermeni Soykırımı, sermayenin TĆ¼rkleÅtirilip/ MĆ¼slĆ¼manlaÅtırılması, resmĆ® tarihteki “emvĆ¢l-i metrĆ»ke” hikayesidir!
Her Ermeni ferdi “emvĆ¢l-i metrĆ»ke”yi bilir, dinleyen olursa anlatır. ĆĆ¼nkĆ¼ tĆ¼m Ermeniler emvĆ¢l-i metrĆ»ke fırtınası maÄdurudur. TĆ¼rk milliyetƧiliÄinin ekonomi politiÄiyle Ermeni milletinin malı-mĆ¼lkĆ¼ yaÄmalanmıÅtır.[18] Yani 1914’deki Rum ve 1915’deki Ermeni tehciri ile Anadolu’daki belli baÅlı aileler yabancılardan kalan mĆ¼lke kolay yoldan konmuÅlardı.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki ƶzel sermaye, dƶnme ya da Selanik’den gƶƧ edenler (Bezmen, Titiz, Yalman vb.) tarafından oluÅturuldu. Sonraları TĆ¼rkiye’de ƶne Ƨıkan bĆ¼yĆ¼k sermaye gruplarının bazılarının kƶkenleri Cumhuriyetin ilk yıllarına dek uzanmaktadır. Ä°Å Bankası bu dƶnemde en hızlı geliÅimi sergilemiÅ ve sonraki dƶnemlerde de bĆ¼yĆ¼mesini sĆ¼rdĆ¼rmĆ¼ÅtĆ¼. Bunun dıÅında KoƧ, Sabancı, Ćukurova gibi bĆ¼yĆ¼k grupların kurucuları 1920’lerde iÅ dĆ¼nyasında henĆ¼z ilk adımlarını atıyorlardı.
Vehbi KoƧ kendi adına ilk Åirketini kurup Ä°stanbul’dan Ankara’ya mal getirip satmaya ve Ford, Mobil gibi firmaların temsilciliÄini yapmaya baÅlarken; Hacı Ćmer Sabancı, Adana’da pamuk ticareti ile uÄraÅmaktaydı. YaÅar grubunun kurucusu DurmuÅ YaÅar, 1927 yılında Rodos’tan Ä°zmir’e gelerek baÅladıÄı boya ve gemicilik malzemesi ticaretini sĆ¼rdĆ¼rĆ¼yordu. Ćukurova grubunun kurucuları EliyeÅil ve Karamehmet aileleri ise Tarsus bƶlgesinde bĆ¼yĆ¼k toprak sahipleriydi.
Ancak, Ćukurova grubu, 1887’de Rum azınlıklar tarafından kurulan bir iplik fabrikasını 1925 yılında ele geƧirerek erken bir tarihte sanayici kimliÄi de kazanacaktı. Adana’da Fransız iÅgalinin 1921’de sona ermesinin ardından Ermeni Aristidis SimyonoÄlu’nun bez fabrikası, Kayseri milletvekili Nuh Naci Yazgan tarafından (Kadir Has’ın babası) Nuri Has ve diÄer iki ortakla beraber devralınarak Milli Mensucat Fabrikası’na dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼.[19]
Konuya iliÅkin olarak kadim TKP’li Vartan Ä°hmalyan anılarında “22 Mart 1913’te Konya’da doÄmuÅum” der ve ekler: “Derken, gĆ¼nĆ¼n birinde katar katar hayvan vagonlarına binmiÅ, DoÄu’ya gidiyoruz. Bende bir sevinƧ, bir sevinƧ ki trene binmiÅim diye. Oysa sĆ¼rgĆ¼ne gidiyormuÅuz.”
“Babam Ä°stanbul’a yerleÅmeyi kararlaÅtırmıŠve annem de, ƧiftliÄi satmayı ƶnermiÅ. 2000 altın verirlermiÅ Ć§iftliÄe, ama babam satmak istememiÅ. Biz Ä°stanbul’a gidince “babamın ƧiftliÄi ‘emvĆ¢l-i metrĆ»ke’ olarak millĆ®cilere geƧmiÅ” ve biz de hava almıÅız.”[20]
Bunlarla baÄıntılı olarak Ermeni Soykırımı’nın en az bilinen boyutlarından biri tehcir ve katliamların sonucu yetim kalan Ermeni Ƨocuklarının akıbetidir. Bunların bir kısmı MĆ¼slĆ¼man ailelere daÄıtılmıÅ, genƧ kadın ve kızların bir kısmı MĆ¼slĆ¼manlarla “evlendirilmiÅ”, hemen hepsi zorla MĆ¼slĆ¼man edilerek Ermeni kimliklerini unutmaları saÄlanmıÅtır.
Sayıları konusunda kesin bir Åey sƶylemek imkĆ¢nsızdır, ancak bazı kaynaklar 200.000 civarında bu tĆ¼r MĆ¼slĆ¼manlaÅtırılmıŠErmeni yetimden sƶz etmektedir. (Yetimhaneler konusunda en yetkin ƧalıÅmalardan biri Nazan Maksudyan’ın kitabıdır.[21]
Yetim Ƨocuklar Ä°ttihatƧılar tarafından bir tĆ¼r “sosyal sermaye” olarak, adeta iÅlenip istenen kalıba sokularak topluma kazandırılacak bir hammadde olarak gƶrĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼r.[22]
GerƧekten de Ermeni Soykırımı esnasında kadınlar kadar cinsel istismara uÄrayan bir baÅka kesim Ƨocuklardı. Soykırım sĆ¼recinde hayatta kalıp yaÅadıklarını aktarabilen ArÅaluys Mardiganyan’ın anlatısı bu konuda aydınlatıcıdır![23]
Evet, soykırım bir gasp ve temellĆ¼k harekĆ¢tıdır. Yalnız sermayenin deÄil, insanların da!
* * * * *
DĆ¼nden bugĆ¼ne deÄiÅ(mey)en ne?
Toplumsal mĆ¼hendislik, Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin devlet ve toplum iliÅkilerinin kurulmasında kullandıÄı ƶnemli yƶntemlerdenken; iskĆ¢n, asimilasyon ve kırım baÄlamında ƶzetlenebilecek sƶz konusu politika, Ä°ttihat Terakki’nin imparatorluÄu TĆ¼rkleÅtirme ve MĆ¼slĆ¼manlaÅtırmasında somutlanır; ve Kemalistler ve resmĆ® ideoloji tarafından da devralınarak sĆ¼rdĆ¼rĆ¼le gelmiÅtir.
“Nasıl” mı?
1915 sonrasında azınlık mĆ¼lklerinin TĆ¼rkleÅtirilmesini amaƧlayan Tasfiye Kanunu, Yahudilere karÅı pogrom, Antakya’nın ilhakı, Varlık Vergisi, 6-7 EylĆ¼l Olayları, Kıbrıs Ä°stilası vb’leri tanıklıÄında gayet basit: BaÅbakan Binali Yıldırım, “1915’de 1. DĆ¼nya SavaÅı Åartlarında yaÅanmıÅ, her Ć¼lkede yaÅanan sıradan olaylardan biri,” derken;[24] Ermeni cemaatinin patrik seƧimini yıllardır engelleyen devlet, desteklediÄi Aram AteÅyan’ın kaybettiÄi seƧime mĆ¼dahale edip, sonucun aƧıklanması ardından ortaya Ƨıkarılan bir yazıyla “seƧimin hukuksuz olduÄu” ilan ediverdi![25]
* * * * *
“Kuyunun dibindeki taÅ” tam da bu: hepimizin ayaÄına baÄlanmıÅ, bugĆ¼nĆ¼mĆ¼zĆ¼ karartan, lanetli bir geƧmiÅ.
“Hepimizin ayaÄına baÄlanmıŔ dedik, bu coÄrafyada eÄer Ermeni (ya da gayrımĆ¼slim) soykırımı sermayenin ve kadınlarla Ƨocukların temellĆ¼kĆ¼ ise, bu, her bir hanede gaspa uÄrayanların hakkından bir pay, bir vebal olduÄu anlamına gelir.
Bu vebal, kulaklarını tıkayan, gƶzlerini kapatan bir vurdumduymazlık ve saÄa sola efelenmelerle giderilemez. Ancak dĆ¼rĆ¼st, aƧık, cesur ve yalın bir yĆ¼zleÅme saÄaltmaya doÄru bir adım olabilecektir.
Mehmet Ćzer ve arkadaÅlarının kolektif tanıklıÄı, bƶyle bir yĆ¼zleÅmeye ƧaÄırıyor gƶrmeye/duymaya aƧık olanları.
“Kuyunun dibindeki taÅ”, yĆ¼zyılı aÅkın sĆ¼redir bastırılan ve hĆ¢lĆ¢ kanayan bir yarayı saÄaltabilmek adına, elbirliÄiyle Ƨıkartılmayı bekliyor.
25 Haziran 2017 16:39:58, Ä°stanbul.
N O T L A R
[*] Newroz, EylĆ¼l 2017…
[1] John Berger.
[2] “Antonio Gramsci’nin 1916’da YazdıÄı ‘Ermeni Sorunu Ćzerine’ Adlı Makalesi”, Yeniyol Dergisi, No:13, Mart-Nisan 2015.
[3] “Paris’te bir adam ƶldĆ¼rĆ¼lĆ¼rse cinayet, DoÄu’da 50.000 insan boÄazlanırsa, bu sadece bir meseledir.”
[4] “Herhangi bir imge -ƶrneÄin retinanın okuduÄu imge- kaybolacak bir gƶrĆ¼nĆ¼mĆ¼ kaydeder. Gƶrme yetisi, sĆ¼rekli deÄiÅen beklenmedik olasılıklara karÅı etkin bir yanıt olarak geliÅti. GeliÅmesi arttıkƧa da, olaylardan yorumlayabileceÄi gƶrĆ¼nĆ¼m dizilerinin karmaÅıklıÄı arttı. (Kendi iƧinde bir olayın gƶrĆ¼nĆ¼mĆ¼ yoktur.) Fark etmek, bu yorumlama olgusunun can alıcı yƶnlerinden biridir. Fark etmek de, bitmez tĆ¼kenmez bir gƶzden kaybolma akıÅının iƧinde zaman zaman ortaya Ƨıkan yeniden gƶrĆ¼nme olgusuna baÄlıdır. O hĆ¢lde, verili herhangi bir anda, gƶrĆ¼nĆ¼mler ƶnceden gƶrĆ¼nmĆ¼Å olan Åeylerin enkazından yorumlanıyorsa, tam da bu yorumun her Åeyin bir gĆ¼n fark edilebilir hĆ¢le geleceÄi ve gƶzden kaybolma akıÅının sona ereceÄi fikrine yol aƧması anlaÅılabilir.” (John Berger, O Ana AdanmıŠ(SeƧme Yazılar), Metis Yay., 1988, s.11.)
[5] Kuyunun Dibindeki TaÅ, Derleyen: Mehmet Ćzer, Notabene Yayınları, 2017, 128 sayfa
[6] Ermeni Halkının Tarihi, Der: Gerard Dedeyan, Ćev: Åule ĆiltaÅ, Ayrıntı Yay., 2015.
[7] Tamer Ćilingir, “Ermeni Soykırımında Karadeniz’e Ćuvallarla Atılan Ä°nsanlık”, http://devrimcikaradeniz.com/ermeni-soykiriminda-karadenize-cuvallarla-atilan-insanlik/
[8] ErdoÄan Aydın, Ermeniler Ne YaÅadı? SorumluluÄu Nerede Aranmalı? UtanƧ ve Onur, 1915-2015 Ermeni Soykırımı’nın 100. Yılı, Evrensel Basım Yayın, 2015, s.38.
[9] Vikipedi, ĆzgĆ¼r Ansiklopedi.
[10] TĆ¼rkiye’de Kalan Ermeni NĆ¼fus, AtatĆ¼rk AraÅtırma Merkezi... www.atam.gov.tr/dergi/sayi-62/turkiyede-kalan-ermeni-nufus
[11] Ćmit KardaÅ, “Ermeni Meselesi: 1915-2016”, 8 Haziran 2016… https://www.yarinabakis.com/2016/06/08/ermeni-meselesi-1915-2016/
[12] Vercihan ZiflioÄlu, “… ‘Ćtekinin Ćtekisi’ MĆ¼slĆ¼man Ermeniler”, Anatolian Armenians, 13 Temmuz 2016... http://www.aljazeera.com.tr/…/otekinin-otekisi-musluman-erm
[13] “NOR” Ermenice “yeni” demek. Nor ƶneki ile isimlendirilmiÅ birƧok yerleÅim yeri var. Kemalist Cumhuriyet’in isim deÄiÅtirme kampanyasında bunların hepsine yeni TĆ¼rkƧe adlar uydurulmuÅtu. ĆrneÄin MuÅ-Bitlis arasındaki tarihi NorÅĆ®n, “GĆ¼roymak” yapılmıÅtı.
Eski yerleÅim yerlerinin orjinal isimlerinin iadesi hususunda geƧtiÄimiz yıllarda bir ilerleme kaydedilince yeni bir “mobbing” ile karÅılaÅıyoruz. Aslı Ermenice olan yer isimlerine dƶnĆ¼Åte kimse istekli olmazken, ses benzerliÄi olan durumlarda bunu TĆ¼rkƧeye, bazıları da KĆ¼rtƧeye benzeÅtirilerek deÄiÅtirme eÄilimleri ƶne Ƨıkıyor.
En Ƨok tacize uÄrayan isim ise NORÅÄ°N veya NORÅĆN! Bir tane deÄil, en az 9-10 tane NorÅin, NorÅen var. Yeni Ä°slĆ¢mcı BĆ¼rokrasi NOR’ların hepsini NĆR’landırma hevesinde! DeÄil mi ki NorÅin, Åeyhleriyle Ć¼nlĆ¼dĆ¼r, O hĆ¢lde oraya da “NĆ»rlu” olmak yaraÅır, anlayıÅıyla olsa gerek Ermenice “NorÅĆ®n” (Yeniyer) oldu bize “NĆRÅÄ°N”, yani “Nurluca” gibi bir Åey...
Tabi baÅka bir fetva da Molla Said’in doÄduÄu Bitlis Hizan’a baÄlı “NORS” kƶyĆ¼nĆ¼n ismine izafeten “NURSĆ” (Nurslu) lakabı alarak, “Nur”landırma iÅine baÅlanmıŠolması. KĆ¼Ć§Ć¼k bir harf deÄiÅimiyle NOR, NUR olur ama NORS’un anlamı ne? Ne NORS’un, ne de NURS’un TĆ¼rkƧede hiƧ bir anlamı yok ki...
Ama Ermenicede var: NORS ismi “nor” (YENÄ°) kƶkĆ¼ne dayanır, “YENÄ°LER” ve ya “YENÄ° EVLER” olarak Ƨevrilebilir. Nors’un etrafındaki kƶy ve mezraların isimleri de Ermenicedir: NIRPAN, LVAR, NERKÄ°N GODENS, HARKÄ°N, TAÄÄ°K, ANT, AROS, PANDIS... (Narinler, Ćanak, Nadaslık, Mahallecik vd... anlamlarında...)
Ä°Åte “Nor” ƶn ekiyle bulunan isimler: Noravanis: (Esenpınar) Van, Tımar… Nordin: (Kayacık) Erzincan, Ä°liƧ… Nordin: (Nurettin) MuÅ, Malazgirt… Norduz: (Yalınca) Van, GĆ¼rpınar… Norgah: (Akyazı) Erzincan, Merkez… Norgeh: Orta / (KĆ¼mbettepe) Erzurum, Pazaryolu… Norgeh: AÅaÄı / (AlıƧlı) Erzurum, Pazaryolu… Norgeh: Yukarı / (Pazaryolu) Erzurum., Pazaryolu… Norik: (Murat) Bingƶl, Solhan… NorkaÄak: (İƧboÄaz) MuÅ, Korkut… Norkoh: (YolaÅan) Van, GĆ¼rpınar… Norkuh: (Hasbey) Van, GevaÅ… Norla: (Aydınlı) Diyarbakır, ĆĆ¼ngĆ¼Å… Nornik: (Bƶlmebelen) Tunceli, ĆemiÅgezek, AkƧapınar… Norpert: (YeÅilbaÄlar) Erzurum, Olur… Norpet: (GƶztaÅı) Adana, Kadirli… Norput: (Yıldızlı) ElazıÄ, KarakoƧan, Ćan… Nors: (Kepirli) Bitlis, Hizan… NorÅen: (Karlı) Erzurum, Tortum… NorÅen: (Kumluyazı) Erzurum, Ilıca… NorÅen: (Esenyurt) Erzurum, Åenkaya, Gaziler… NorÅen: (AlıƧlı) Siirt, Kozluk… NorÅin: (GĆ¼roymak) Bitlis, Merkez… NorÅin: (Ćukur) Bitlis, Tatvan… NorÅin: (Heybeli) Bitlis, Adilcevaz… NorÅin: (Balcılar) Diyarbakır, ĆĆ¼ngĆ¼Å… NorÅin: (Sungu) MuÅ, Merkez… NorÅin: (Kumluca) Van, Timar… NoreÅin: (SƶÄĆ¼tƶnĆ¼) Siirt, Pervari… NorÅincik: (Harmantepe) Bitlis, Adilcevaz… NorÅun: (Akbulak) GĆ¼mĆ¼Åhane, Åiran… NorÅun: (Altınelma) MaraÅ, AfÅin… NorÅun: (Eskibeyli) Sivas, DivriÄi (Recep MaraÅlı, “Nor = Yeni, NorÅin = Yeniyer”, 9 Temmuz 2016.)
[14] Henry Morgenthau, BĆ¼yĆ¼kelƧi Morgenthau'nun ĆykĆ¼sĆ¼, Ćev: Attila Tuygan, Belge Yay., 2006.
[15] Tunca ĆÄreten, “Prof. Ayhan Aktar: Hem Tehcir, Hem Soykırım”, 24 Nisan 2015… http://m.t24.com.tr/haber/prof-ayhan-aktar-hem-tehcir-hem-soykirim,294516
[16] Vartan Estukyan, “Khatchig Mouradian: Ermeni Soykırımı’nın ĆlĆ¼m Kampları”, Agos, 29 Ocak 2016… http://www.agos.com.tr/tr/yazi/14200/ermeni-soykiriminin-olum-kamplari
[17] Taner AkƧam, “Mahmut Kamil PaÅa’nın Ä°lk Telgrafı: Evinde Ermeni Saklayanın Evi Yakılacak ve Evi ĆnĆ¼nde Ä°dam Edilecektir”, 3 Mayıs 2017… http://www.agos.com.tr/tr/yazi/18403/evinde-ermeni-saklayanin-evi-yakilacak-ve-evi-onunde-idam-edilecektir
[18] Nevzat Onaran, “Vartan Ä°hmalyan’ın Ermeni Deyip de Yaz[a]madıÄı!”, Evrensel, 12 Ocak 2017… https://www.evrensel.net/haber/303724/vartan-ihmalyanin-ermeni-deyip-de-yaz-a-madigi
[19] Sait Yılmaz, “KoƧ ve Sabancı: 1915’ten Sonra TĆ¼rkiye’de Kim Nasıl Zengin Oldu?”, 28 Ocak 2016… http://www.devrihaber.com/fikir-yorum-1/koc-ve-sabanci-1915-ten-sonra-turkiye-de-kim-nasil-zengin-oldu.html
[20] Vartan Ä°hmalyan, Bir YaÅam ĆykĆ¼sĆ¼, Cem Yayınevi, 2. Basım, 1989, s.16-18.
[21] Nazan Maksudyan, Orphans and Destitute Children in the Late Otoman Empire, Syracuse University Press, 2014.
[22] Selim Deringil, “Ermeni Yetimlerin Asimilasyonu: Antura Yetimhanesi”, AltĆ¼st Dergi, No:15, 30 Haziran 2015… http://www.altust.org/2015/06/ermeni-yetimlerin-asimilasyonu-antura-yetimhanesi-selim-deringil/
[23] ArÅaluys Mardiganyan, ParƧalanmıŠErmenistan, Ćev: Diran Lokmagƶzyan, Pencere Yay., 2014.
[24] “BaÅbakan’dan ‘Ermeni Soykırımı’ AƧıklaması: Sıradan Olaylardan Biri”, Cumhuriyet, 2 Haziran 2016, s.5.
[25] “Ermeni PatriÄi SeƧimi... Patrikhaneye Bir Kayyım”, Cumhuriyet, 2 Nisan 2017, s.10.
Yorum Ekle