āGƶrĆ¼nen deÄiÅiyor, gƶrĆ¼nmeyen deÄiÅmiyor.ā [2] GĆ¼nĆ¼mĆ¼zĆ¼n faÅizm(ler)i, iki savaÅ arası faÅizm(ler)den farklı olarak, bir yan...
āGƶrĆ¼nen deÄiÅiyor,
gƶrĆ¼nmeyen deÄiÅmiyor.ā[2]
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zĆ¼n faÅizm(ler)i, iki savaÅ arası faÅizm(ler)den farklı olarak, bir yandan rejim ve partilerin kadınlara yƶnelik tutum ve politikaları, bir yandan da kadınların bu rejim ve partilere yƶnelik tutumları aƧısından bir hayli ikircim yĆ¼klĆ¼dĆ¼r. Kimi yazarları āfeminist yĆ¼zlĆ¼ faÅizmāden[3] sƶz ettirecek kertede. Ćyle ki, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z neo-faÅist parti ve hareketleri āpopĆ¼list aÅırı saÄā olarak niteleyip onları 20. YĆ¼zyıl faÅizm(ler)inden ayırt etmeye Ƨabalayan akademik titizlik, birincilerin ākadın-dostuā tutumlarını, onları klasik faÅizmden ayırt eden nitelikler arasında sayar.
Neo-faÅizmin kadınlara yƶnelik gƶrĆ¼Å ve tutumları gerƧekten ne kadar āezber bozucuādur? Ćzerinde dĆ¼ÅĆ¼nmeye deÄerā¦
Sƶz konusu āikircimā, mevcut faÅizm(ler)in, selefleri gibi, kadınların geleneksel rollerini ve ƶzellikle de doÄurganlıklarını ƶne Ƨıkarmadıkları anlamına gelmez. Eskisi ya da yenisi, faÅizm gelenekƧidir, ataerkildir, ākadın ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼ā fikrine karÅı derin bir alerjiyle maluldĆ¼rā¦ Kadının yerinin evi olduÄu dĆ¼ÅĆ¼ncesine bir saplantı derkesinde baÄlıdır.
Ä°ki savaÅ arası faÅizm(ler) deneyimi bu tutumun āklasikā ƶrneÄini verir. En iyi belgelenmiÅ iki ƶrneÄi, Mussolini Ä°talyasıānda da, Hitler Almanyasıānda da olanca aƧıklıÄıyla gƶrebiliriz:
a) Kadının āaslĆ® gƶreviā konusunda:
Adolf Hitlerāin Nasyonal Sosyalist Alman Ä°ÅƧi Partisiāndeki vekili Rudolf Hess FĆ¼hrerāin gƶrĆ¼Ålerini Åƶyle yankılandırır, ƶrneÄin: āBir kadının toplumuna yapabileceÄi en bĆ¼yĆ¼k hizmet, ulusun hayatta kalmasını saÄlayacak, ırksal aƧıdan saÄlıklı Ƨocukları dĆ¼nyaya getirmektir.ā[4]
Nazi āyancıāsı Alman yazar Angriff de āAnneler GĆ¼nĆ¼ā mĆ¼nasebetiyle destek Ƨıkar FĆ¼hrerāine ve onun vekiline: āAnneler GĆ¼nĆ¼ dĆ¼ÅĆ¼ncesi, Alman dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼nĆ¼ en iyi simgeleyen varlıÄa: Alman anasına duyduÄumuz saygıyı dile getirecek niteliktedir. Kadın ve ana ancak yeni Almanyaāda bu gƶrevi yĆ¼klenmektedir. O, aile yaÅamının bekƧisi, halkımızı doruklara doÄru gƶtĆ¼recek gĆ¼Ć§lerin yeÅerdiÄi fidanlıktır. Alman ulusu dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼nĆ¼ tek baÅına taÅıyan oādur, Alman anasıdır. Ana olmak sonsuza dek Alman ulusunun malı olmak demektir. Bizleri, hep birlikte analara gƶsterdiÄimiz saygıdan daha Ƨok birleÅtiren bir dĆ¼ÅĆ¼nce var mıdır yeryĆ¼zĆ¼nde?ā [5]
Ve āIl Duceā, 1927 Ekimāinde kendisini ziyaret eden FaÅist Parti kadın kolları Ć¼yelerine Åƶyle seslenir: āEvlerinize dƶnĆ¼n ve kadınlara doÄuma ihtiyacım olduÄunu sƶyleyin. Bol bol doÄursunlar.ā[6]
Gerek Alman, gerek Ä°talyan faÅizmleri, ulusa āƧok ve āırksal aƧıdan saÄlıklıā Ƨocukā doÄurma sƶylemini tavsiye dĆ¼zleminde bırakmamıÅ, bunu hayata geƧirecek politikaları da uygulamaya sokmuÅlardır: analık madalyaları, maddi teÅvikler, krediler, kĆ¼rtaj ve doÄum kontrolĆ¼ yasakları, kadınların istihdama katılmasının ƶnĆ¼ne dikilen engellerā¦
b) Kadın istihdamı konusunda:
HĆ¢l bƶyle olunca, ne Hitler ne de Mussolini kadınların ƧalıÅmasına āsıcakā bakmamıÅlardır. Mussolini Ä°talyasıānda kadınların istihdam dıÅı bırakılması, bir yandan kadınların belirli mesleklerden (āerilā meslekler: kamusal hukuk, politika, askerlik, gemi kaptanlıÄı, diplomasiā¦) yasaklanması ya da kısıtlı kotalar uygulanması, bir yandan da, (ƶzellikle sanayide) āaÅırı koruyucu ƶnlemlerā [gebeliÄin son ayı ve doÄumdan sonra bir ayı kapsamak Ć¼zere zorunlu ve Ć¼cretli iki aylık doÄum izni, annelerin istemeleri durumunda gebeliÄin altıncı ayından itibaren doÄumdan sonra 6 hafta (bĆ¼ro iÅƧileri iƧin 3 ay) Ć¼cretsiz izin hakkı, doÄumla ilgili hastalık durumunda ekstra bir ay daha izin hakkı; elliden fazla kadının ƧalıÅtıÄı iÅyerlerinde emzirme odası zorunluluÄu, emzikli kadınlara Ƨocuk bir yaÅına gelene kadar emzirme izni; doÄum baÅına 150 liretlik doÄum yardımı ile 400 lireti bulan (ortalama iki aylık Ć¼cret) iÅsizlik yardımlarıā¦] aracılıÄıyla gerƧekleÅtiriliyordu.[7] Bu ƶnlemler dƶnemin feministlerinin takdirini kazansa da, patronların kadın iÅƧileri ƧalıÅtırmada gƶnĆ¼lsĆ¼z davranmalarına yol aƧmaktaydı. Hele grevlerin ve her tĆ¼rlĆ¼ iÅƧi eyleminin yasaklandıÄı, gerƧek sendikaların kapatıldıÄı, sosyalistlerin cezaevlerine kapatıldıÄı ya da ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼ bir ortamda erkek iÅƧilerin Ć¼cretlerinin son derece dĆ¼ÅĆ¼k olduÄu gƶz ƶnĆ¼nde bulundurulduÄundaā¦
Nazi Almanyası da kƶtĆ¼ Åƶhretli āKinder, KĆ¼che, Kirscheā (Ćocuk, Mutfak, Kilise) formĆ¼lĆ¼ne sıÄınarak, kadınların ƧalıÅma hayatına katılmasını engellemek iƧin benzer ƶnlemleri devreye sokacaktı: iÅten Ƨıkartmalar (30 Haziran 1933 tarihli kararnameyle evli kadınlar iÅten Ƨıkartılacaktır[8]) teÅvikler, yasaklar, sınırlamalarā¦
Yine de, milyonlarca erkeÄin silahaltında ƶldĆ¼ÄĆ¼ savaÅ koÅullarında kadınların ƶzellikle de alt kademe iÅlerden uzak tutulması olanaksızdı. Nazi ve faÅistlerin kadınların ƧalıÅmasını sınırlandırma politikası, onların Ć¼cretlerini en alt dĆ¼zeylerde tutarak iÅƧilik maliyetlerini dĆ¼ÅĆ¼rmeye hizmet etmiÅtir esas olarak.
c) Kadınların siyasete katılması konusunda:
Bu koÅullarda Ä°talyan faÅizmi de, Alman Nazizmi de kadınları siyasal alandan alabildiÄine uzak tutmak iƧin ellerinden geleni artlarına koymamıÅlardır. Mussolini daha serĆ¼veninin baÅlarında, 12 Kasım 1922āde Journal muhabiri Maurice de Valeffeāe Åu demeci veriyordu: āBenim genel oy hakkını sınırlama niyetinde olduÄumu sƶyleyenler var. Hayır! Her yurttaÅ Roma Parlamentosu iƧin sahip olduÄu oy hakkını koruyacaktır (...) Ayrıca size itiraf edeyim ki, kadınlara oy hakkı tanımayı dĆ¼ÅĆ¼nmĆ¼yorum. Bir yararı yok bunun. Almanyaāda ve Ä°ngiltereāde kadın seƧmenler erkekler iƧin oy kullanıyorlar. Bƶyle olunca, ne anladım ben bundan? (...) Kadınların Devlet iÅlerine katılmaları konusundaki kanım her tĆ¼rlĆ¼ feminizme karÅı niteliktedir. Elbet, kadın bir kƶle olmamalı, ama ona oy hakkı verirsem tefe koyarlar beni. Bizim Devletāimizde, kadın hesapta olmamalıdır.ā[9]
Kadınların eÄitim gƶrmesini her kademede sınırlandıran Nazizm ise, 1918 Kasım Devrimiāyle seƧme ve seƧilme hakkını kazanmıŠolan Alman kadınların siyasal haklarını, 1933 yılında geri alacaktı.
Ancak ilginƧtir ki her iki faÅizmin iktidara geliÅinde kadınların desteÄi kritik bir rol oynamıÅtır. 5 ĆrneÄin, Macciocchiāye gƶre, āMussoliniānin iktidara geliÅi, kĆ¼Ć§Ć¼k-burjuva kadınlar tarafından, genƧ ilkokul ƶÄretmeni kadınlar tarafından, proleterlerin Ć¼stĆ¼ne atılan (kimi zaman, ellerinde kınından sıyrılmıŠhanƧerlerle) dulların ve annelerin meydana getirdiÄi bĆ¼tĆ¼n bir ƶlĆ¼m alayı tarafından Ƨılgınca desteklenmiÅtir. AnlatıldıÄına gƶre, 1922 ilkbaharında, Udine eyaletinin kĆ¼Ć§Ć¼k bir kasabasında, bir grup sosyalist, yedikleri mĆ¼thiÅ bir meydan dayaÄının ƶcĆ¼nĆ¼ almak iƧin, faÅist parti merkezini iÅgal etmeye kalkmıÅ... FaÅistlerin haydut yataÄını ele geƧirmek ve onun altını Ć¼stĆ¼ne getirmek pek zor olmayacaktı, birdenbire, yĆ¼kselen bir āyetiÅin!ā ƧıÄlıÄı Ć¼zerine Sipe bombaları ve coplarla silahlanmıÅ, baÅları miÄferli, bacaklarında Åerit dolaklar bulunan otuz kadar kadın, dĆ¼Åmanın Ć¼stĆ¼ne atıldı ve onu geri Ƨekilmek zorunda bıraktı. Bu amazonların baÅında, daha sonraları, Salo Cumhuriyeti sırasında, yardımcı SS yĆ¼zbaÅısı olarak atanacak olan Madam Scarpa adlı bir kadın vardı.ā[10]
GƶrĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼ Ć¼zere faÅizmin palazlanma dƶneminde kadınların oy desteÄinin yanısıra, fiili desteÄi de bĆ¼yĆ¼k ƶnem taÅımaktadır. Bu ƶnemin Hitler de farkındadır: Nasyonal Sosyalist Parti, ā1926ādan itibaren modern kitle partilerini ƶrnek alarak farklı toplumsal kesimlerle baÄlantı kurmak ve bunları bĆ¼nyesinde toplamak amacıyla Almanyaānın ƧeÅitli yerlerinde kadınlara yƶnelik birƧok ƶrgĆ¼t ve dernek kurmuÅtu. Ä°lk baÅlarda parti Ć¼yeleri ile SA mensuplarının eÅlerinden ve akrabalarından oluÅan bu kadınlara, zamanla milliyetƧi-muhafazakĆ¢r cenahtan birƧok kadın katılmıÅtı. Nazi ideolojisine yakın duran bu kadınlar, genel olarak yerel ƶlƧekli bu gibi ƶrgĆ¼tlere katılarak Nazi hareketine destek olsalar da bu destek, parti yƶnetiminin arzu ettiÄi bir ƶlƧekte deÄildi. Nitekim Mart 1932 seƧimlerindeki yenilgisinden sonra Hitler, daha Ƨok kadının Nazi hareketine dĆ¢hil edebilmesi iƧin harekete geƧmiÅ ve kadınlara yƶnelik bir dizi yeni kampanyalar baÅlatmıÅtı. Bu baÄlamda Nazi hareketinin ikinci ismi olan propaganda Åefi JosĆ©ph Goebbelsāin gĆ¼nlĆ¼ÄĆ¼ne kaydettiÄi Åu cĆ¼mleler dikkate Åayandır:
āFĆ¼hrer, kadın konusundaki tutumumuzla ilgili yeni dĆ¼ÅĆ¼nceler geliÅtirmekte. Bu, bir sonraki seƧimler iƧin Ƨok ƶnemli, zira bir ƶnceki seƧimlerde buradan Ƨok eleÅtiri aldık. Kadın, bir erkeÄin hem cinsellikte hem de ƧalıÅmada eÅidir. Hep bƶyle olmuÅtur ve hep bƶyle olacaktır. BugĆ¼nĆ¼n ekonomik koÅullarında da durum bƶyledir. [...] Erkek, hayatın organizatƶrĆ¼; kadın ise onun yardımcısı ve uygulayıcısıdır. Bu dĆ¼ÅĆ¼nceler modern olup bizi tĆ¼m Alman ulusalcıların ƶfkesinden beri tutmaktadır.ā
Nitekim Hitlerāin kadınlara yƶnelik yaptıÄı bu kampanyalar etkili olmuÅ; oylarını Nazi partisine veren kadınlar, NSDAPānin Weimar Reichstagāta en gĆ¼Ć§lĆ¼ parti olmasında ƶnemli bir rol oynamıÅtı.ā[11]
Evet, iki savaÅ arası faÅizm(ler)i iktidara gelirken kamusal alandan dıÅlamak iƧin ellerinden geleni artlarına koymadıkları kadınlardan hatırı sayılır bir destek devÅirmiÅlerdi. Birinci DĆ¼nya SavaÅıānın meydana getirdiÄi yıkım koÅulları, (Almanya iƧin) yenik dĆ¼ÅmĆ¼Å uluslarının ƧiÄnenen onurunun onarılması, kapitalist dĆ¼nyayı saran bĆ¼yĆ¼k ekonomik bunalımın etkileri (Almanyaāda 1922 baÅlarında 1 ABD doları 1000 marka eÅitti. Bu miktar Kasım 1922āde 6000 marka, 4 Ocak 1923āde 8000 marka yĆ¼kseldi. Bir hafta kadar sonra, 15 Ocak 1923āde 1 ABD doları 56 000 marka eÅitlenmiÅti. Ve aynı yılın EylĆ¼l ayı baÅlarında 1 dolar 60 milyon markı gƶrdĆ¼. 1923 sonlarında ise mark tedavĆ¼lden kalkmıÅtı; insanlar alıÅveriÅlerini ya altın ya da trampa usulĆ¼yle gerƧekleÅtirmeye baÅlamıÅlardı. Mark ƶylesine deÄer yitirmiÅti ki ya yakılarak ısınmada kullanılıyordu ya da duvar kaÄıdı olarak [12]ā¦), BolÅevizm korkusu, āAlman ulusunu yeniden ayaÄa kaldırmaāyı vaad eden Nasyonal sosyalistleri bir Ƨekim merkezi hĆ¢line getiriyordu. SavaÅın (ve yenilginin) getirdiÄi yıkım, ekonomik kriz, toplumsal ve moral ƧƶkĆ¼ntĆ¼, yaÅamlarını sĆ¼rdĆ¼rebilmeleri toplumsal ve siyasal istikrara baÄlı kadınlar iƧin durum bĆ¼sbĆ¼tĆ¼n bƶyleydiā¦ Politik kaos, oy hakkı gibi kazanımları ƶnemsizleÅtiriyorduā¦ ĆƧ kuruÅ kazanabilmek iƧin uzun saatler boyu yıpratıcı iÅlerde ƧalıÅmaktansa, kendilerini evlerinde oturup Ƨocuk doÄurmaya, evlerinin kadını olmaya ƧaÄıran faÅist liderlerin tınısı, savaÅ ve iktisadi ƧƶkĆ¼ntĆ¼ yılgını yĆ¼zbinlerce milyonlarca kadına son derece hoÅ geliyordu. Hele ki bu liderler, kendilerini,
āHanımlar, Åimdi bu kĆ¼rsĆ¼den dĆ¼ÅĆ¼ncelerimi BĆ¼yĆ¼k SavaÅāın acılarını ve ƶzverilerini onurla, sessizce sırtlamıŠmilyonlarca anneye ve eÅe Ƨeviriyorum; Åu anda burada temsil edilmiÅ olmasalar da, onlar, bĆ¼tĆ¼n o dƶnemde, ulusal yaÅamın akıÅındaki sĆ¼rekliliÄi koruma konusunda Ƨok bĆ¼yĆ¼k katkıda bulunmuÅlardır,ā[13] (Mussolini) yollu ƶvgĆ¼lere boÄuyorsaā¦
GĆ¼nĆ¼mĆ¼z FaÅizm(ler)i
BugĆ¼n Avrupalı neo-faÅist (ya da popĆ¼ler deyimiyle: āpopĆ¼list aÅırı saÄā) partilerin hatırı sayılır bir kısmı, kadınlarca yƶnetilmekte: Fransaāda Milli Cephe lideri Marine Le Pen; Almanyaāda Alternative fĆ¼r Deutschland (AfD) eski lideri Frauke Petry ve Alice Weidel; Polonyaāda Yasa ve Adalet Partisi (PiS) baÅkan yardımcısı Beata Szydl; NorveƧāte Ä°lerleme Partisi baÅkanı Siv Jensen; Ä°talyaāda Ä°talyaānın Erkek KardeÅleri Partisi kurucusu ve lideri Giorgia Meloni; Danimarka Halk Partisi kurucusu ve eski lideri Pia Kjaersgaardā¦
Ćte yandan, neo-faÅist partilerin ulusal parlamentolardaki kadın milletvekilleri de Ć¼lke ortalamasına gƶre deÄiÅkenlik gƶsterseler bile, Hitler ve Mussolini zamanlarını Ƨok geride bırakmıÅlardırā¦ Mevcut parlamentolarda Danimarka Halk Partisiānin vekillerinin yĆ¼zde 36āsını (ulusal ortalama: yĆ¼zde 39); Hollandaāda Geert Wildersāin partisi PVVānin vekillerinin yĆ¼zde 20āsini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 39); Fransaāda FN vekillerinin yĆ¼zde 25āini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 38.7); Almanāya da AfD vekillerinin yĆ¼zde 12āsini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 30); Ä°sveƧāte Ä°sveƧ Demokratları vekillerinin yĆ¼zde 20āsini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 46); NorveƧāte Ä°lerleme Partisiānin vekillerinin yĆ¼zde 20.7āsini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 41.4)ā¦ kadınlar oluÅturmaktadır.
Ve Avrupa ƶlƧeÄinde yapılan seƧim analizleri aÅırı saÄ partilerin oylarının yĆ¼zde 40āının kadınlardan gelmekte olduÄunu ortaya koymaktadır.[14]
Ne oluyor? Avrupa faÅizmi āfeministleÅiyorā mu?
Sorun bence bundan biraz daha karmaÅıkā¦
1980āli yıllarda kapitalist dĆ¼nyada yĆ¼rĆ¼rlĆ¼Äe sokulan neo-liberal politikalar, sistemin krizine deva olamadıÄı, mali krizleri kronikleÅtirdiÄi gibi, bir yandan gelir daÄılımını hem ulusal hem de uluslararası ƶlƧekte devasa ƶlĆ§Ć¼de bozdu. GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde ulaÅtıÄımız tabloda, dĆ¼nyanın en zengin 26 milyarderinin toplam servetinin, dĆ¼nya nĆ¼fusunun en yoksul yarısının toplam varlıÄına eÅitlendiÄi bildiriliyor (Ocak 2019 itibariyle OXFAM verisi). YeryĆ¼zĆ¼ kaynaklarının azami ƶlĆ§Ć¼de bir avuƧ Ƨokuluslu Åirkete aktarılması demek olan neo-liberalizm, emekƧilerin hem Kuzey hem de GĆ¼ney Ć¼lkelerinde kazanılmıŠhaklarına el koyarken, sosyal fonları da alabildiÄine yaÄmalayarak ƧalıÅanları kamusal desteklerden yoksun bırakıyor. TaÅeronlaÅmanın, kayıtdıÅının yeryĆ¼zĆ¼ ƶlƧeÄinde yaygınlaÅtıÄı kırılgan istihdam ortamında iÅsizlik, iÅsizlik tehdidi ve ƧalıÅan yoksulların sayısı katlanırken, GĆ¼neyāde kırsalın boÅaltılması, geƧim ƶrĆ¼ntĆ¼lerinin Ƨƶkmesi, savaÅlar, ekolojik dengelerin altĆ¼st olması gibi nedenler, milyonlarca mĆ¼ltecinin kuzey Ć¼lkelerine hĆ¼cum etmesine yol aƧıyor.
Bu koÅullarda dĆ¼nyada artık (bir avuƧ mĆ¼reffeh azınlıÄın dıÅında) kimse āƧok ÅĆ¼kĆ¼r, yuvarlanıp gidiyoruz,ā diyebilme lĆ¼ksĆ¼ne sahip deÄil. Ä°Åsizlik ya da iÅsizlik korkusu, geƧim sıkıntısı, yarına yƶnelik kaygılar GĆ¼neylileri olduÄu kadar Kuzeyāi de sarmıŠdurumda. Ve sosyalist blokun ƧƶzĆ¼lmesinden bu yana geƧerli bir sol alternatifin bulunamadıÄı ƶlĆ§Ć¼de, Kuzeyāde ākozmopolit ve hırsız elitlereā, āsokakları dolduran, kĆ¼ltĆ¼rel dokuyu bozan, sınırlı miktardaki sosyal yardımları yaÄmalayarak yurttaÅların ekmeÄini kĆ¼Ć§Ć¼lten gƶƧmenlereā duyulan ƶfke, radikal saÄ, neo-faÅist partilere desteÄe dƶnĆ¼Åmektedir. Bu istikrarsız, giderek kaotik koÅullarda, herkesin iÅinde gĆ¼cĆ¼nde olduÄu, herkesin birbirini tanıdıÄı, herkesin kendini, ailesini ve geleceÄini gĆ¼vende hissettiÄi, herkesin kĆ¼Ć§Ć¼k dĆ¼nyasında mamur mĆ¼reffeh bir yaÅam sĆ¼rdĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼, sefil yabancılarla ākirlenmemiÅā kĆ¼Ć§Ć¼k āmahalliā cennetlere olan ƶzlem, ābizāe, āyerli ve milliā olana, aileye, āvatanāa, dine, cemaate seslenen neo-faÅist partilerin āaileā olarak gƶrĆ¼lmesine yol aƧtı.
KĆ¼resel kapitalizmin kozmopolitleÅtirdiÄi, āyersiz-yurtsuzlaÅtırdıÄıā (deteritoriyalizasyon) bu iklimde neo-faÅist partilerin bu āevcimenlikā ƶzlemini, bu ābiz bir aileyizā duygusunu (ki her tĆ¼rlĆ¼ milliyetƧiliÄin temelinde mevcuttur) ustaca manipĆ¼le ettiÄi vurgulanmalıdır.
āPopĆ¼list, kendilerine evcimen bir ulus yaratabilmek iƧin saÄ bu ikiz tehlikelerin bertaraf edilmesi gerektiÄini ƶne sĆ¼rer,ā diyor Umut Erel. āNe ki zaman ve kuÅaklararası sĆ¼reÄenlik bu argĆ¼manda ƶnemli bir rol oynamaktadır. Bƶylelikle bu saÄcı sƶylemler evcimen ulus gƶrĆ¼sĆ¼nĆ¼ geƧmiÅe yansıtırlar. BirleÅik bir ulusal kimlik etrafında toplumsal ve kĆ¼ltĆ¼rel tutunumla tezahĆ¼r eden bu altın ƧaÄın ailenin geleneksel versiyonu tarafından oluÅturulup bir arada tutulduÄunu iddia ederler. Bu saÄcı sƶylemler, ulusun geleceÄini aile aracılıÄıyla tahayyĆ¼l ederek tikel bir aciliyet ve meÅruiyet iddiasında bulunur. GerƧekten de kendilerini ulusun meÅru, yani beyaz, heteroseksĆ¼el Ƨocuklarının koruyucusu olarak gƶrmektedirler. Toplumsal cinsiyet, cinsellik, gƶƧ ve ırk Ƨevresindeki bu popĆ¼list saÄcı mĆ¼cadelelerde asli olan, ulusun kuÅaklar boyu yeniden Ć¼retimidir.ā[15]
āPopĆ¼lizm,ā[16] diyor Susi Meret ve Birte Siim, āYuva/ulusāa ait idealize bir ulusal ve tĆ¼rdeÅ cemaate gƶnderme yaparak āhalkāa seslenir. (ā¦) PopĆ¼lizm halk ile siyasal ve entelektĆ¼el elitler, halk ile yabancılar/gƶƧmenler arasındaki ana yarılmayı tanımlayan āBizā ile āonlarā arasındaki ikili zıtlıkları tanımlar ve iƧerir. Bu bakımdan popĆ¼listler kendilerini pozisyonları hĆ¼kĆ¼metler, anaakım partiler ve medya tarafından tarihsel olarak gƶrmezden gelinmiÅ popĆ¼ler, ortak, paylaÅılan deÄer ve gƶrĆ¼Ålerin tek meÅru sesi ilan eder. (ā¦) Ulus-devlet inÅasına ait hemen bĆ¼tĆ¼n halkın meÅru ses ve Ƨıkarlarını temsil iddiası gĆ¼derken (=āBiz halkızā) popĆ¼list politika cemaate dĆ¢hil edilenler ve dıÅlananlar arasında keskin bir ayırım koyar ve destekler. (ā¦) Kimlik ve aidiyet popĆ¼list gĆ¼Ć§lerin tikel bir ulusun ortak geleneksel deÄer, ilke ve ahlĆ¢kı olarak gƶrĆ¼len Åeyleri yeniden canlandırmalarına olanak saÄlar. (ā¦) Tehdit altındaki kimlikler kendilerini ƶtekilere (elitler, gƶƧmenler, diÄerleri) karÅı koruma gereksinimi hissetmeye ve neo-milliyetƧi ve popĆ¼list ƧaÄrılara kulak vermeye daha yatkındır.ā[17]
Ruth Wodakāa gƶre de AB bĆ¼nyesindeki āulusa dƶnĆ¼Åā eÄilimlerinin āulus devlet ile yurttaÅlıÄı (yurttaÅlıÄa kabul) (genellikle cinsiyetlendirilmiÅ ve kƶktendinci) yerlici (nativist) beden politikalarına baÄlayan yeni sınırlar (hatta duvarlar) yaratması, saÄcı popĆ¼list ideolojilerin ƶzĆ¼nĆ¼ oluÅturur. Bƶylelikle saÄcı popĆ¼list partilerin ayrılıkƧı sƶyleminde āVolkā ve āVolkskƶrperāin yeniden diriliÅini deneyimlemekteyiz sanki. Aynı zamanda āfarklı ve sapkınā olarak tanımlanan āƶtekilerāi dıÅarıda tutmak Ć¼zere gerƧek taÅ, tuÄla ve beton duvarlar inÅa ediliyor. Bƶylelikle beden politikaları sınır politikalarıyla ƶrtĆ¼ÅĆ¼yor.ā[18]
Bu saf ve katıÅıksız ābizālik, aynı aileye mensup olma duygusu, en iyi, Fransaāda baba-kız-torun-damat iliÅkileriyle āaileviā dĆ¼zlem ile āpolitikā dĆ¼zlemin ilginƧ bir karıÅımını oluÅturan, Le Penālerin āMilli Cepheāsinde (Fronte Nationale - FN) ƶrneklenir. Parti organları ve faaliyetleri Ć¼zerine bir alan ƧalıÅması gerƧekleÅtiren Dorit Geva, partinin ākarizmatikā ve sert lideri Jean-Marie Le Penāden baÅkanlıÄı devralan kızı Marine Le Penāin iki eski eÅi ve mevcut partnerinin de parti saflarından olduÄuna iÅaret edip, devam eder: āPartinin patrimonyal liderlik yapısı onu parti apparachikāleri geliÅtirmekten alıkoyar; aile kavgaları magazin medyasında bir hanedan pembe romanı tarzında dramatize edilmesi, partinin āsıradanlaÅmasıāna yardımcı olmuÅtur.ā[19]
Geva katıldıÄı bir galada Avrupa Parlamentosu Ć¼yesi bir FN Ć¼yesinin kendisine ābiz burada kocaman bir aile gibiyiz; CumhuriyetƧilerāin (merkez saÄ parti) bƶyle galalar dĆ¼zenlemediÄine eminim,ā dediÄini aktarır.
Marine Le Pen, ƶyle gƶzĆ¼kĆ¼yor ki, yalnız Jean Marie Le Penāin deÄil, tĆ¼m Ulusal Cepheānin ākızı/ kızkardeÅi/ anasıā imgesine dayanarak saÄlamaktadır popĆ¼lerliÄini:
āGĆ¼neydoÄuādaki daha yaÅlı Milli Cephe Ć¼yeleri Marine Le Penāden āMarineā olarak sƶz ederler. Her biri Marineāi kĆ¼Ć§Ć¼k bir kızken tanıdıÄını sƶylemekte, bƶylelikle kuÅaksal dƶnĆ¼ÅĆ¼mlere karÅın partiye baÄlılıklarını vurgulamaktadırlar. Jean Marie Le Penāin AÄustos 2015āde partiden ihraƧ edilmesinden sonra dahi, gƶrĆ¼Åmeciler Marine Le Penāe baÄlı kaldıklarını ve bu eyleme giriÅmesindeki āsiyasal zorunluluÄuā anladıklarını ifade etmiÅlerdir. Jean Marie Le Penāin uzaklaÅtırılması kimi ƶmĆ¼r boyu partiye sadık kalmÄ±Å Ć¼yeleri partiden kopmasına yol aƧmasına karÅın, Lyonālu emekli bir mĆ¼hendis olan 85 yaÅındaki partili Ernest bana bundan Marine Le Penāi sorumlu tutmadıÄını sƶylemiÅti.ā
YaÅlı partililerin ākızıā Marine, genƧlerin ise āannesiādir: Milli Cepheānin genƧ bir aktivisti Åƶyle demektedir Gevaāya: āMarine Le Pen temelde bir ana ve siyasal olarak da baÅarıya ulaÅmıŠbir kadın imgesini taÅıyor. Siyasal bakımdan angaje, Åeyleri deÄiÅtirmeye kararlı; o bir erkek deÄil, ama siyasete yeni bir imge veriyor, anaerkil bir imge. Ä°Åte tam da bu, o bir matriyark, bir ana. Ćocuklarıyla, kĆ¼Ć§Ć¼k Fransız insanlarıyla ilgileniyor ve onları doÄru yola sokmaya ƧalıÅıyorā¦ā
Ya da: āMarine Le Pen anamız olabilirdi; Jean-Marie Le Pen ise dedemiz. Tanımı itibariyle kiÅi anasına dedesine olduÄundan daha yakındır.ā[20]
YabancılaÅtırıcı, yersiz-yurtsuzlaÅtırıcı bir dĆ¼nyada bu ākendini evinde, ailesinde hissetmeāye deÄgin simgeler sistemi, ƶyle gƶzĆ¼kĆ¼yor ki gĆ¼nĆ¼mĆ¼z neo-faÅist partilerinde kadınları iki dĆ¼nya savaÅı arası ƶncellerine gƶre daha merkezi bir konuma yerleÅtiriyor.
Ćte yandan, bu āaileā metaforu, Avrupaānın neo-faÅistleri iƧin ābizā ve āƶtekilerā arasındaki sınırı Ƨizmede iÅlevsel bir rol Ć¼stlenmiÅtir.
Bilinir, milliyetƧiliÄin uƧ biƧimi olan faÅizm, āĆtekiāsiz yapamaz. Toplumsal ƶfkenin, dĆ¼Å kırıklıklarının, tepkilerin Ć¼zerine boÅaltılabileceÄi gĆ¼nah tekelerine, iƧ ve dıŠdĆ¼Åmanlara gereksinimi vardır.
Ä°ki savaÅ arası faÅizm(ler)inde ādĆ¼Åmanā, BolÅeviklerin, eÅcinsellerin, Ƨingenelerin vb. yanısıra, esas olarak sermayeye, maliyeye, medyaya hĆ¢kim olan, Alman ulusunu yozlaÅtıran āhırsız ve sƶmĆ¼rĆ¼cĆ¼ā Yahudilerdi. āUluslararasılaÅma bugĆ¼n yalnızca YahudileÅme anlamına geliyor,ā diyordu Hitler. āBiz Almanyaāda bu noktaya geldik: altmıŠmilyonluk bir halk bir avuƧ Yahudi bankerin elinde oyuncak durumunda. Bu yalnızca uygarlıÄımızın yahudileÅmiÅ olmasıyla mĆ¼mkĆ¼n olabildi.ā[21]
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zdeyse dĆ¼Åman, artık āBatı dĆ¼nyasına nĆ¼fuz ederek onun kĆ¼ltĆ¼rel dokusunu Ć§Ć¼rĆ¼ten, ucuza ƧalıÅarak Avrupalıların iÅlerini elinden alan, milyonlarca Avrupalıānın emeÄinden oluÅan sosyal fonları gasp ederek onların sırtından asalak bir yaÅam sĆ¼rdĆ¼ren, sokakları kirleten, kız Ƨocuklara kadınlara sarkıntılık eden, hırsız, terƶristā gƶƧmenler, ƶzellikle de MĆ¼slĆ¼manlardır. AÅırı durumlarda, Avrupa ya da ABDādeki MĆ¼slĆ¼man azınlıkların āBatı dĆ¼nyasını Ä°slĆ¢mlaÅtırmakā gibi bir gizli gĆ¼ndemleri olduÄu paranoyasına dek varan bu Ä°slĆ¢mofobi/ gƶƧmen karÅıtlıÄı, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z Kuzeyāinde orta ve alt sınıf kitleleri mobilize eden temel motif hĆ¢lini almıÅtır.
ā1998āden bu yana Avrupaāda yaÅayan bir Amerikalı olarak,ā deniliyor ƶrneÄin Bruce Bawerāin kaleme aldıÄı Avrupa Uyurken: Radikal Ä°slĆ¢m Batıyı İƧeriden Nasıl Yıkıyor? BaÅlıklı kitabın tanıtımında, āBruce Bawer bu sorunu yakından gƶrdĆ¼. Kıta boyunca -Amsterdamāda, Osloāda, Kopenhagāda, Parisāde, Berlināde, Madridāde ve Stokholmāde- kadınların ezildiÄi ve suiistimal edildiÄi, eÅcinsellerin kovuÅturulup ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼, āzındıklarınā tehdit edilip aÅaÄılandıÄı, Yahudilerin ÅeytanlaÅtırılıp saldırıya uÄradıÄı, (namus cinayetleri ve zorla evlendirme gibi) barbarca geleneklerin uygulandıÄı, ifade ve din ƶzgĆ¼rlĆ¼klerinin reddedildiÄi geniÅ, hızla bĆ¼yĆ¼yen MĆ¼slĆ¼man ceplerle karÅılaÅtı.
Avrupaānın anaakım siyaset ve medya kurumları tĆ¼m bunları gƶrmezden gelerek radikal Ä°slĆ¢mcıları yatıÅtırmak ve ƧokkĆ¼ltĆ¼rcĆ¼ uyum yanılsamasını sĆ¼rdĆ¼rebilmek adına kadınları, Yahudileri, eÅcinselleri ve genelde demokratik ilkeleri satıÅa getiriyor. MĆ¼slĆ¼man aÅırıları eleÅtirme cĆ¼retini gƶsterip gerƧek liberal deÄerlere sahip Ƨıkan bir avuƧ kahraman ise sistemli biƧimde baÄnaz faÅistler damgasını yiyor. (ā¦)
Avrupaānın MĆ¼slĆ¼man cemaatleri, gƶƧmenlerin kendilerini reddeden kĆ¢fir bir topluma karÅı derin nefretlerinden beslenen bir yabancılaÅmayla dolu barut fıƧılarıdır; bu durum onlara ayırımcılıÄı dayatan ve iƧlerindeki aÅırıları besleyen hatalı gƶƧ politikalarıyla daha da vahimleÅmektedirā¦ā
ABDāde 11 EylĆ¼l saldırıları ve Avrupaānın belli baÅlı merkezlerinde gerƧekleÅtirilen radikal Ä°slĆ¢mcı katliamlarla beslenen bu dĆ¼ÅĆ¼nceler, faÅist parti, grup ve ideologlarca halk indinde MĆ¼slĆ¼man karÅıtlıÄı ve gƶƧmen fobisi olarak tercĆ¼me edilir. Bƶylelikle sınırlar, yeniden Ƨizilmektedir: āUygar, rafine, kadın-erkek eÅitliÄi ilkesine baÄlı, ƶzgĆ¼rlĆ¼Äe tutkun, aydınlanmıÅ, hĆ¼manist, mĆ¼reffeh ābizāler ile barbar, saldırgan, ƶzgĆ¼rlĆ¼k dĆ¼Åmanı, seks dĆ¼ÅkĆ¼nĆ¼, kadınları kƶleleÅtiren, cahil, baÄnaz, yoksul, aƧgƶzlĆ¼ āƶtekiālerāā¦ Kısacası āBatılıā ve āBatlı-olmayanāā¦ Bu iki dĆ¼nyayı birbirinden ayıran sınırlar vurgulanmalı; uygarlıÄın ve AydınlanmıŠdĆ¼nyanın kaleleri, bu yeni barbar akınlarına karÅı Ƨok geƧ olmadan savunulmalıdır.
Ve kadınlar, bu āsınırlarāın vurgulanmasında ƶnemli roller Ć¼stlenmektedir. ĆrneÄin:
Ve kadınlar, bu āsınırlarāın vurgulanmasında ƶnemli roller Ć¼stlenmektedir. ĆrneÄin:
ā(Finlandiyaāda) Sosyal medyada ve aÅırı saÄcı gruplarda ƶrgĆ¼tlenen beyaz kadınlar sınırların kapatılması talebini ƶne sĆ¼rerken aynı zamanda MĆ¼slĆ¼man ve siyahi karÅıtı ırkƧılıÄı da etkin biƧimde yaygınlaÅtırıyorlar. Yeni faaliyet biƧimleri de geliÅtirildi: teritoryal sahiplenmenin sergilendiÄi eylemler baÅlatıldı. Schengen anlaÅması ve AB iƧinde sınır denetimlerinin azaltılması sonucu pratikte ortadan kalkmıŠolan Ä°sveƧ-Finlandiya sınırında insan zincirleri oluÅturuldu. Gƶstericilerin mesajı āSınırları kapatınā (Rajat kĆ¼nni) hareketin adı olarak da benimsendi. Beyaz kadınlar bu gayrıresmi sınır devriyelerine etkin biƧimde katılıyor ve gƶsteriler medya tarafından ayrıntılı biƧimde iÅleniyordu: ulusal yayın kuruluÅu ve birkaƧ gazete Kuzey Finlandiya sınır bƶlgesindeki gƶsterilere katılan kadınların fotoÄraflarını ve onlarla yapılmıŠsƶyleÅileri yayınladı. Orta yaÅlı kadınlar yanlarında sarıÅın yeniyetme kızlarıyla, ellerinde Finlandiya bayrakları, Ć¼stlerinde ulusal simgelerle sĆ¼slĆ¼ tiÅƶrtleriyle boy gƶsteriyorlardı. Kadınlar ilticacıların cinsel tacizlerine karÅı kız evlatlarının bedensel bĆ¼tĆ¼nlĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ savunan anneler olarak konuÅuyorlardı. Annelerin sƶzleri, beyaz-olmayan erkeklerin cinsel ƶtekiliÄini aƧıÄa Ƨıkartıyor ve onların sarıÅın kızlara yƶnelik arzularının Ƨocukları iƧin bir tehlike oluÅturduÄunu ifade ediyorlardı. MĆ¼slĆ¼man erkeklerin gĆ¼venliklerini tehdit ettiÄi beyaz kadın ve Ƨocuklar adına konuÅmak, beyaz sınır muhafızı kadınların mobilizasyonunun ana ƶgesiydi.ā[22]
Åu hĆ¢lde, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z faÅizm(ler)inde kadınların daha bir gƶrĆ¼nĆ¼rlĆ¼k kazanmasında, kendini Ä°slĆ¢m ve gƶƧmenlere karÅı kurgulayan Avrupa (uygarlık?)- merkezci bir āBizālik tanımı da etkin olmaktadır. Kadın-erkek eÅitliÄi, (en azından kadınları burkaya sokan, kƶleleÅtiren, alıp satan, kĆ¼Ć§Ć¼k yaÅta evlendiren, namus cinayetlerine kurban edenā¦) Ä°slĆ¢māa karÅı ābizāi tanımlayan bir uygarlık deÄeridir. Bu yolla faÅistler, kadınların ve sosyalistlerin yĆ¼zyıllar boyunca canları pahasına savunduÄu āeÅitlikā Ć¼lkĆ¼sĆ¼nĆ¼ temellĆ¼k etmektedir. Fransız Milli Cepheānin 144 maddelik Manifestoāsunda āKadınların haklarını savunmak; kadınları temel ƶzgĆ¼rlĆ¼klerinden yoksun bırakmak isteyen Ä°slĆ¢mcılıÄa karÅı mĆ¼cadele etmek; erkeklerle kadınlar arasında eÅit Ć¼creti saÄlamak iƧin ulusal bir plan oluÅturmak ve mesleki ve toplumsal gĆ¼vencesizliÄe karÅı mĆ¼cadele etmekā hedefi yer almaktadır! Hollandaānın faÅist partisi PVV ise Ä°slĆ¢māda kadınlara yƶnelik Åiddet Ć¼zerine raporlar hazırlamakta, zorla evlendirmelere, kadınların tecrit edilmesine, namus temelli Åiddete, kadın sĆ¼nnetine karÅı Ƨıkmaktadır. āAncak sorun Åuradadır ki parti kadına karÅı Åiddeti salt Ä°slĆ¢mcı bir konu olarak gƶrmektedir. Partinin Hollanda parlamentosundaki oy verme davranıÅına bakıldıÄında, kadın hakları iƧin bir kez olsun parmak kaldırmadıkları gƶrĆ¼lĆ¼r. ĆrneÄin parti, kadınlara karÅı Åiddetle mĆ¼cadeleyi ƶngƶren Ä°stanbul Konvansiyonuānun ve kadın sĆ¼nnetiyle mĆ¼cadeleyi ƶngƶren bir yasa ƶnerisi aleyhine oy kullanmıÅtı.ā[23]
Ä°sviƧreāde faÅistlerin āminarelerin yasaklanmasıā yolundaki kampanyası da ākadın hakları savunusuā kisvesiyle yĆ¼rĆ¼tĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼: Propagandaya gƶre camiler ākadınlar Ć¼zerindeki tahakkĆ¼mĆ¼ ve ayırımcılıÄı onaylayanā erkek-egemen MĆ¼slĆ¼man mekĆ¢nlardı.[24]
Avrupaānın neo-faÅist partileri, MĆ¼slĆ¼man kadınların ātesettĆ¼rāĆ¼nĆ¼n Ä°slĆ¢m dĆ¼nyasında kadınlar Ć¼zerindeki eril tahakkĆ¼mĆ¼n gƶstergesi olduÄu konusunda tam bir gƶrĆ¼Å birliÄi iƧindedir. Ancak bu kadarla da kalmaz; tesettĆ¼r, aynı zamanda Avrupa kĆ¼ltĆ¼rĆ¼ne, Avrupa deÄerlerine de bir saldırı, bir ƧeÅit āsinsi istila aracıādır. Bƶylelikle ƶrneÄin Hollandaānın PVVāsinin kƶtĆ¼ Åƶhretli lideri Geer Wilders, āHollanda kĆ¼ltĆ¼rĆ¼nĆ¼ kirlettiÄiā iƧin baÅƶrtĆ¼sĆ¼ne vergi uygulanmasını ƶnermektedir![25]
Evet, āBatı Avrupaāda saÄcı popĆ¼list (siz āneo-faÅistā diye okuyun!) partiler toplumsal cinsiyet eÅitliÄini grubun modernliÄinin gƶstereni ve Yahudi-Hıristiyan Avrupalı kimliÄini koruma mĆ¼cadelelerinde bir araƧ olarak kullanmaktadırlar. GƶƧmen-karÅıtı, AB-karÅıtı ve elit-karÅıtı duyguların harekete geƧirdiÄi kampanyalarda, kadınların bedenleri ulusal kimliÄin anahtar savaÅ alanı hĆ¢line gelmiÅtir.ā[26]
GƶƧmen (ve Ä°slĆ¢m) karÅıtı savaÅımlarında ākadınların eÅitliÄiā Avrupaānın faÅist partileri iƧin deÄerli bir retorik araƧtır; bu doÄruā¦ Peki ya gerƧekte? Bir kez daha soralım: FaÅizm gerƧekten de āfeministleÅmekteā midir?
Avrupaānın Neo-faÅizm(ler)i ne kadar āFeministā?
Bu sorunun yanıtı, net bir āHayırādır. Avrupalı neo-faÅistler Ä°slĆ¢m karÅısında hızlı ākadın hakları savunucusuā pozuna bĆ¼rĆ¼nseler de, ākadın sorunuānun āAÅil TopuÄuānu oluÅturan baÅlıklarda, iki savaÅ arasındaki seleflerini hiƧ de aratmamaktadırlar.
Bu baÅlıklardan en ƶnemlisi, āaileādir. Ve aile, Avrupaānın tĆ¼m neo-faÅist partileri iƧin temel bir deÄerdir; tĆ¼mĆ¼ āailenin gĆ¼Ć§lendirilmesiānden yana olduklarını bildirmektedir. ĆrneÄin Danimarkaānın Halk Partisiānin programında, āDanimarka ailelere sunduÄu koÅullara baÄımlıdır,ā denilmektedir. āKoca ile karı ve Ƨocuklar arasındaki yakınlık baÄları, Danimarka toplumunun taÅıyıcı sĆ¼tunlarıdır ve Ć¼lkenin geleceÄi bakımından bĆ¼yĆ¼k ƶnem taÅımaktadırā¦ā[27]
Benzer biƧimde Hollandaānın PVVāsi de ailenin ve Ƨocukları yetiÅtirmenin ƶneminin altını Ƨizer. Her iki parti de ailelerin Ƨok sayıda Ƨocuk sahibi olma konusunda teÅvik edilmesi gerektiÄini savunmaktadır.
Neo-faÅistler kĆ¼rtaj konusunda da fena hĆ¢lde āgƶnĆ¼lsĆ¼zādĆ¼rler. PVV kĆ¼rtaj iƧin sĆ¼re sınırının kısaltılmasını ve kĆ¼rtaj masraflarının taliplere yĆ¼klenmesini savunmaktadır. Danimarka Halk partisi ise, kĆ¼rtajın bir āhakā olduÄunu teslim etmekle birlikte, ābu kadar Ƨok insanın kĆ¼rtaj olmayı seƧmesinden kaygı duyduÄunuā bildirmektedir. Her iki parti de cinsiyetler arası eÅitliÄi kabul ettiÄini bildirmekle birlikte, devletin bu konuda herhangi bir rol oynamasını, pozitif ayırımcılıÄı reddeder.
Ne Danimarka Halk Partisi, ne de Hollandaānın PVVāsinin āyerliā kadınların hak ve konumlarını ilerletmek gibi bir gĆ¼ndemleri yoktur. Ve Mudde ve Kaltwasserāin deyiÅiyle, ātĆ¼m retoriÄe karÅın, bu tartıÅma saÄcı popĆ¼list partiler iƧin cinsiyetler arası eÅitlikten Ƨok, ulusal kĆ¼ltĆ¼r Ć¼zerinedir.ā[28]
Almanyaānın AfDāsi ise, Kuzeyli muadillerine gƶre, kadınların eÅitliÄi konusunda daha āsertātir: Ailenin korunmasının siyasal odaÄı olduÄunu aƧıkƧa beyan edip, geleneksel cinsiyet rollerini tahrip ettiÄini ve toplumun ācinselleÅtirilmesiniā teÅvik ettiÄini dĆ¼ÅĆ¼ndĆ¼ÄĆ¼ cinsiyetler arası eÅitliÄin anaakıma taÅınması konusundaki giriÅimleri durduracaÄını, toplumsal cinsiyet araÅtırmalarını sonlandıracaÄını ilan eder. AfD toplumsal cinsiyetler arası eÅitlik, evlilikte eÅitlik yasası ve LGBT haklarına karÅı protestoları etkin biƧimde desteklemektedir. HĆ¼kĆ¼metin prezervatif kullanımını teÅvik politikalarına da karÅı Ƨıkarken, bunun yerine āgƶnĆ¼llĆ¼ bekarlıÄıān teÅvik edilmesini savunur. AfDāye gƶre kadın istihdamı ākariyer sahibi kadınları anne ve ev kadınlarından Ć¼stĆ¼n tutan feminizmin yanlıŠanlaÅılmıŠbir gƶrĆ¼ÅĆ¼dĆ¼r.ā Kadın ancak ailenin mali durumu gerektiriyorsa ƧalıÅmalıdır.
AfD (eÅcinsel kadın liderine karÅın) aynı zamanda homofobik bir partidir. Parti programına gƶre, ātoplumsal cinsiyet eÅitliÄini ana akıma dĆ¢hil etme Ƨabalarının ideolojik etkisi gibi, sınıflarda eÅcinsellik ve transseksĆ¼alite Ć¼zerine tek yanlı vurgu da reddedilir. Geleneksel aile imgesi zarar gƶrmemelidir. Ćocuklarımız okulda gĆ¼rĆ¼ltĆ¼cĆ¼ bir azınlıÄın cinsel yƶneliminin oyuncaÄı olmamalıdır.ā[29] AfDāye gƶre Ƨekirdek heteronormatif aile Ć¼lkenin gerileyen doÄurganlık oranını tersine Ƨevirebilir; Ƨocuk sahibi olmak kiÅisel bir ātercihā deÄil, anavatana karÅı bir āgƶrevādirā¦ Tabii āyerlilerā iƧin!
NĆ¼fusu (tabii ki āyerliā nĆ¼fusu) arttırma isteÄi, Avrupaānın tĆ¼m neo-faÅist partilerince paylaÅılmaktadır. Fransız Milli Cepheāsi Ƨok Ƨocuklu āFransızā Ƨekirdek ailelere vergi desteÄi saÄlayacaÄını vaad eder. KĆ¼rtaj konusu parti iƧinde de tartıÅılmaktadır, Ƨok sayıda Ć¼ye, kĆ¼rtajın devlet tarafından finanse edilmemesi gerektiÄi gƶrĆ¼ÅĆ¼ndedir. Marineāin yeÄeni Marion MarĆ©chal Le Pen tarafından temsil edilen kanat ise tĆ¼m aile planlaması uygulamalarına karÅıdır.
Bunun yanısıra, Fransız Milli Cephe de, Alman AfD de, Hollandalı PVV de kadın kotasına Åiddetle karÅıdır.
Neo-faÅizm, Batı Avrupaādan uzaklaÅıldıkƧa ve iktidara yaklaÅtıkƧa, daha antifeminist bir konum edinir. ĆrneÄin Orbanāın Macaristanāında Ć¼niversitelerdeki toplumsal cinsiyet araÅtırmaları yasaklandı, tĆ¼m mali destekler geri Ƨekildi, bĆ¼tĆ¼n akreditasyonlar kaldırıldı. Brezilyaāda devlet baÅkanlıÄına seƧilen Bolsonaro bir adım daha atarak ƶÄrenim kademelerde ātoplumsal cinsiyetā ve ācinsel yƶnelimā terimlerinin kullanılmasını yasaklayan bir yasayı getirdi gĆ¼ndeme. Ve bundan bƶyle eÄitim sistemine aile deÄerlerinin damgasını vuracaÄını ilan ettiā¦[30]
Neo-faÅizmin, āmuhafazakĆ¢r deÄerlerāin, ailenin, dinin, geleneklerin kutsandıÄı genel bir saÄcılaÅma iklimiyle uyumlu olduÄu ve bu iklimi destekleyecek, gĆ¼Ć§lendirecek ve radikalleÅtirecek bir strateji izlediÄini sƶyleyebiliriz. āUygarlık deÄerleriāne sahip ƧıkıyormuÅ, ākadın haklarıāndan yanaymıŠgibi gƶzĆ¼kĆ¼p, kadınların ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼ ve eÅitliÄi aleyhine iÅleyen muhafazakĆ¢r iklimā¦ Bƶylelikle, ƶrneÄin kĆ¼rtaj sivil toplum iƧinde tartıÅmaya aƧılabilmekte (Fransa, Ä°talya, Almanya, Romanya, Hırvatistanā¦) insan ve kadın hakları ƶrgĆ¼tleri kovuÅturulmakta, gƶrmezden gelinmekte, mali kaynakları kesilmekte, hatta saldırılara uÄramakta.[31] TĆ¼m Avrupaāyı saran aile odaklı sƶylem ve politikalar geleneksel cinsiyet rollerini gĆ¼Ć§lendirirken kadınları da iktisadi aƧıdan kocalarına baÄımlı kılmaktadır. Genel eÄilim, kadınları anneliÄe yƶnlendirirken annelikle profesyonel yaÅamı baÄdaÅtırmak gittikƧe zorlaÅtırılmaktadır. AnneliÄe teÅvik ise, annelere kurumsal destek saÄlamaktansa, doÄumlarda bir kereliÄine verilecek ƶdĆ¼llerle sınırlandırılmaktadır. Ve Ƨekirdek aileye saÄlanan destek, LGBTI bireylerin ve tek ebeveynli ailelerin ayrımcılıÄa maruz kalması anlamına gelmektedir genellikleā¦[32]
SonuƧ olarak, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z āpopĆ¼list aÅırı saÄā parti ve hareketlerinin ākadınsıā yĆ¼zĆ¼nĆ¼, kimi kuramcıların ve kamuoyu oluÅturucularının yaptıÄı Ć¼zere onları faÅizmden ayıran bir āolumlulukā olarak gƶrmek, āaÅırı dozā bir iyimserlikten ƶte bir anlam taÅımaz. Åu unutulmamalıdır: āPopĆ¼list aÅırı saÄā olarak nitelenen parti ve hareketler, tĆ¼m potansiyellerini tĆ¼ketmiÅ deÄillerdir, hatta denilebilir ki henĆ¼z yolun baÅındadırlar. Nereye varabilecekleri, kendilerini var eden krizin boyutları ve karÅılaÅacakları toplumsal direniÅin gĆ¼cĆ¼yle baÄlantılı bir olasılıklar dizisidir.
Bu, onların kadın politikaları iƧin de bƶyledir. Nihayetinde āfeministlikleriā kadınların eÅitliÄine adanmıÅlıklarından deÄil, Ä°slĆ¢māa karÅıtlıklarından kaynaklanmaktadır ve onunla sınırlıdır. Yoksa ultra milliyetƧiliÄin ve faÅizmin tĆ¼m varyantları gibi, onlar iƧin kadınların hak ve ƶzgĆ¼rlĆ¼kleri, korporat bir toplumun en kĆ¼Ć§Ć¼k birimi olarak gƶrdĆ¼kleri aile iƧin feda edilebilir bir Åeydir.
āYa bu parti ve hareketleri yƶneten ve destekleyen kadınlarā mı dediniz? Matheus Hagedornyānin deyiÅiyle onlar, āƶzgĆ¼r seƧim haklarını her tĆ¼rlĆ¼ ƶzgĆ¼rleÅmeye karÅı kullananā āanti-feminist cepheā kadınlarıdır![33]
4 Mayıs 2019 14:04:18, İstanbul.
N O T L A R
[1] 24 Mayıs 2019 tarihinde Ä°stanbul ĆzgĆ¼r Ćniversiteāde yapılan konuÅmaā¦ KaldıraƧ No:215, Haziran 2019ā¦
[2] Platon.
[3] Naomi Wolf, āFascism with a feminist faceā, Project Syndicate, https://www.project-syndicate.org/commentary/naomi-wolf-examines-the-rise-of-women-to-leadership-positions-in-major-far-right-european-political-parties?barrier=accesspaylog
[4] Aktaran: Martin Durham, Women and Fascism, Londra-New York, Routledge, 1998: 18.
[5] Aktaran: Wilhelm Reich; FaÅizmin Kitle Ruhu AnlayıÅı, (Ćev. Bertan onaran), Ä°stanbul,1979, s.94.
[6] Aktaran: Victoria de Grazia, How Fascism Ruled Women, Italy 1922-1945. University of California Press, 1992: 41.
[7] Victoria de Grazia, How Fascism Ruled Women, Italy 1922-1945. University of California Press, ss.174-178.
[8] Hakan Akman, āFaÅizm ve āKadın Ailede GĆ¼zeldirā, http://www.angelfire.com/oz/sosyo/fasizmvekadin.htm
[9] Maria Antonietta Macciocchi, FaÅizmin Analizi, (Ćev. Cemal SĆ¼reya), Ä°stanbul,1979, s.129
[10] Macciocchi, s.113.
[11] OÄuzhan Ekinci, āNasyonal Sosyalizm Dƶneminde Kadınlarā, AtatĆ¼rk Ćniversitesi Sosyal Bilimler EnstitĆ¼sĆ¼ Dergisi, Aralık 2018 22(Ćzel Sayı), s.2917.
[12] William A. Pelz, A Peopleās History of Modern Europe, Pluto Press, 2016, s.129.
[13] Macciocchi, s.130.
[14] Cynthia Miller-Idriss ve Hilary Pilkington, āWomen are joining the far right ā we need to understand whyā, The Guardian, 24 Ocak 2019.
[15] Umut Erel, āSaving and reproducing the nation: Struggles around right-wing politics of social reproduction, gender and race in austerity Europeā, Womenās Studies International Forum 68 (2018), s.174.
[16] āPopĆ¼lizmā, Batı akademiaāsının ve liberal kamuoyu oluÅturucuların Avrupa Ć¼lkeleri ve ABDāde yĆ¼kseliÅine tanık olduÄumuz āneo-faÅistā parti ve hareketlere, āpolitik doÄrulukā adına yƶnelttikleri niteleme. Bu nitelemenin bir eleÅtirisi iƧin bkz. Sibel Ćzbudun, āMaskeli FaÅizm: PopĆ¼list AÅırı SaÄā.
[17] Susi Meret and Birte Siim, āA Janus-faced feminism: Gender in women-led right wing populist partiesā 2017 European Conference on Politics and Gender (ECPG), 8-10 Haziran 2017, Lausanne Ćniversitesi, Ä°sviƧre.
[18] Ruth Wodak, The Politics of Fear. What Radical right Wing Populism Means, Londra, Sage, 2015, s.1.
[19] Dorit Geva, āDaughter, Mother, Captain: Marine Le Pen, Gender and Populism in the French National Frontā, Social Politics: International Studies in Gender, State & Society, jxy039, https://doi.org/10.1093/ sp/jxy039
[20] Akt. Geva.
[21] Adolf Hitlerāin 18 EylĆ¼l 1922 MĆ¼nih konuÅması, Adolf Hitler Collection of Speeches, (1922-1945), s.29.
[22] Suvi Keskinen, āThe ācrisisā of White hegemony, neonationalist femininities and antiracist feminismā, womenās Studies International Forum, 68 (2018), s.160.
[23] Matilda Fleming, Oriane Gilloz, Nima Hairy, āGetting to know you: mapping the anti-feminist face of right-wing populism in Europeā, Open Democracy, 8 Mayıs 2017, https://www.opendemocracy.net/en/can-europe-make-it/mapping-anti-feminist-face-of-right-wing-populism-in-europe/
[24] U. M. Vieten, āFar Right Populism and Women: The Normalisation of Gendered Anti-Muslim Racism and Gendered Culturalism in Netherlandsā, Journal of Intercultural Studies, 37(6), 2016.
[25] Liza Kane-Hartnett, The Populist Right in Western Europe, Part 1 ā Womenās Bodies and National Belonging, Mayıs 2018, https://centreforfeministforeignpolicy.org/ journal/2018/5/6/ the-populist-right-in-western-europe-part-1-womens-bodies-and-national-belonging
[26] A.y.
[27] Cas Mudde ve CrıstĆ³bal Rovira Kaltwasser, āVox Populi or Vox Masculini? Populism and Womenā, Patterns of Prejudice, 2015, Vol. 49, Nos.1ā2, 16ā36, http://dx.doi.org/10.1080/0031322X. 2015.1014197
[28] Mudde ve Kaltwasser, a.y.
[29] Matilda Fleming, Oriane Gilloz, Nima Hairy, āGetting to know you: mapping the anti-feminist face of right-wing populism in Europeā, Open Democracy, 8 Mayıs 2017, https://www.opendemocracy.net/en/can-europe-make-it/mapping-anti-feminist-face-of-right-wing-populism-in-europe/
[30] Mari LilleslĆ„tten, Podcast: A threat to academic freedom is a threat to womenās rights, 19 Kasım 2018, http://kjonnsforskning.no/en/2018/11/threat-academic-freedom-threat-womens-rights
[31] āMacaristanāda kadın ve insan hakları grupları sĆ¼rekli saldırı altında, tehditler alıyor ve hayatta kalabilmek iƧin mali kaynakları bulmakta zorlanıyorlar. Haziran 2017āde kabul edilen yeni āSivil Toplum ĆrgĆ¼tleriā yasası sivil toplum ƶrgĆ¼tlerinin yabancı fonlardan yararlanmasını yasakladı. Ćlkede baÄımsız medya kalmadı, ve tek partinin tĆ¼m siyasal yaÅama egemen olması, iÅ bulabilmek ve diÄer avantajlardan yararlanabilmek iƧin kiÅinin mutlaka parti Ć¼yesi olması gerektiÄi anlamına geliyor. Ćlkede aynı zamanda insanların baÅka Ć¼lkelere gƶƧ etmek zorunda kaldıÄı bir beyin gĆ¶Ć§Ć¼ yaÅanıyor. Polonyaāda medya artan ƶlĆ§Ć¼de hĆ¼kĆ¼metin denetimi altına giriyor ve hĆ¼kĆ¼met de bu denetimi kadın ve insan hakları konusunda kamuoyunu biƧimlendirmek Ć¼zere kullanıyor. Yetkililer bĆ¼rolarını basarak kadın hakları ƶrgĆ¼tlerini taciz ediyor ve yeni yƶnetmeliklerle Ć¼lkede gƶsteri hakkı kısıtlanıyor. Hırvatistanāda saÄcı politikacılar, hĆ¼kĆ¼met-dıÅı ƶrgĆ¼tlere yƶnelik devlet desteÄinin kesilmesi iƧin Ƨaba gƶsteriyorlar.ā (Feminist Initiative, āFeminist Responses to Growing Nationalism in the European Unionā, https://feministinitiative.eu/assets/uploads/2018/05/feminist_responses_to_growing_nationalism_in_the_eu_a4_digit.pdf)
[32] Feminist Initiative, a.y.
[33] Matheus Hagedorny, āAnti-feminist front womenā, https://www.movingdocs.org/anti_feminist_front_women
Yorum Ekle