$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

NEO-FAŞİZM(LER) ā€œFEMÄ°NÄ°STā€ MÄ°?[1]

ā€œGƶrĆ¼nen değişiyor, gƶrĆ¼nmeyen değişmiyor.ā€ [2] GĆ¼nĆ¼mĆ¼zĆ¼n faşizm(ler)i, iki savaş arası faşizm(ler)den farklı olarak, bir yan...




ā€œGƶrĆ¼nen değişiyor,
gƶrĆ¼nmeyen değişmiyor.ā€[2]

GĆ¼nĆ¼mĆ¼zĆ¼n faşizm(ler)i, iki savaş arası faşizm(ler)den farklı olarak, bir yandan rejim ve partilerin kadınlara yƶnelik tutum ve politikaları, bir yandan da kadınların bu rejim ve partilere yƶnelik tutumları aƧısından bir hayli ikircim yĆ¼klĆ¼dĆ¼r. Kimi yazarları ā€œfeminist yĆ¼zlĆ¼ faşizmā€den[3] sƶz ettirecek kertede. Ɩyle ki, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z neo-faşist parti ve hareketleri ā€œpopĆ¼list aşırı sağā€ olarak niteleyip onları 20. YĆ¼zyıl faşizm(ler)inden ayırt etmeye Ƨabalayan akademik titizlik, birincilerin ā€œkadın-dostuā€ tutumlarını, onları klasik faşizmden ayırt eden nitelikler arasında sayar.
Neo-faşizmin kadınlara yƶnelik gƶrĆ¼ÅŸ ve tutumları gerƧekten ne kadar ā€œezber bozucuā€dur? Ɯzerinde dĆ¼ÅŸĆ¼nmeye değerā€¦
Sƶz konusu ā€œikircimā€, mevcut faşizm(ler)in, selefleri gibi, kadınların geleneksel rollerini ve ƶzellikle de doğurganlıklarını ƶne Ƨıkarmadıkları anlamına gelmez. Eskisi ya da yenisi, faşizm gelenekƧidir, ataerkildir, ā€œkadın ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ā€ fikrine karşı derin bir alerjiyle maluldĆ¼rā€¦ Kadının yerinin evi olduğu dĆ¼ÅŸĆ¼ncesine bir saplantı derkesinde bağlıdır.
Ä°ki savaş arası faşizm(ler) deneyimi bu tutumun ā€œklasikā€ ƶrneğini verir. En iyi belgelenmiş iki ƶrneği, Mussolini Ä°talyasıā€™nda da, Hitler Almanyasıā€™nda da olanca aƧıklığıyla gƶrebiliriz:
a) Kadının ā€œaslĆ® gƶreviā€ konusunda:
Adolf Hitlerā€™in Nasyonal Sosyalist Alman Ä°ÅŸĆ§i Partisiā€™ndeki vekili Rudolf Hess FĆ¼hrerā€™in gƶrĆ¼ÅŸlerini ÅŸĆ¶yle yankılandırır, ƶrneğin: ā€œBir kadının toplumuna yapabileceği en bĆ¼yĆ¼k hizmet, ulusun hayatta kalmasını sağlayacak, ırksal aƧıdan sağlıklı Ƨocukları dĆ¼nyaya getirmektir.ā€[4]
Nazi ā€œyancıā€sı Alman yazar Angriff de ā€œAnneler GĆ¼nĆ¼ā€ mĆ¼nasebetiyle destek Ƨıkar FĆ¼hrerā€™ine ve onun vekiline: ā€œAnneler GĆ¼nĆ¼ dĆ¼ÅŸĆ¼ncesi, Alman dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼nĆ¼ en iyi simgeleyen varlığa: Alman anasına duyduğumuz saygıyı dile getirecek niteliktedir. Kadın ve ana ancak yeni Almanyaā€™da bu gƶrevi yĆ¼klenmektedir. O, aile yaşamının bekƧisi, halkımızı doruklara doğru gƶtĆ¼recek gĆ¼Ć§lerin yeşerdiği fidanlıktır. Alman ulusu dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼nĆ¼ tek başına taşıyan oā€™dur, Alman anasıdır. Ana olmak sonsuza dek Alman ulusunun malı olmak demektir. Bizleri, hep birlikte analara gƶsterdiğimiz saygıdan daha Ƨok birleştiren bir dĆ¼ÅŸĆ¼nce var mıdır yeryĆ¼zĆ¼nde?ā€ [5]
Ve ā€œIl Duceā€, 1927 Ekimā€™inde kendisini ziyaret eden Faşist Parti kadın kolları Ć¼yelerine ÅŸĆ¶yle seslenir: ā€œEvlerinize dƶnĆ¼n ve kadınlara doğuma ihtiyacım olduğunu sƶyleyin. Bol bol doğursunlar.ā€[6]
Gerek Alman, gerek Ä°talyan faşizmleri, ulusa ā€œĆ§ok ve ā€˜Ä±rksal aƧıdan sağlıklıā€™ Ƨocukā€ doğurma sƶylemini tavsiye dĆ¼zleminde bırakmamış, bunu hayata geƧirecek politikaları da uygulamaya sokmuşlardır: analık madalyaları, maddi teşvikler, krediler, kĆ¼rtaj ve doğum kontrolĆ¼ yasakları, kadınların istihdama katılmasının ƶnĆ¼ne dikilen engellerā€¦
b) Kadın istihdamı konusunda:
HĆ¢l bƶyle olunca, ne Hitler ne de Mussolini kadınların Ƨalışmasına ā€œsıcakā€ bakmamışlardır. Mussolini Ä°talyasıā€™nda kadınların istihdam dışı bırakılması, bir yandan kadınların belirli mesleklerden (ā€œerilā€ meslekler: kamusal hukuk, politika, askerlik, gemi kaptanlığı, diplomasiā€¦) yasaklanması ya da kısıtlı kotalar uygulanması, bir yandan da, (ƶzellikle sanayide) ā€œaşırı koruyucu ƶnlemlerā€ [gebeliğin son ayı ve doğumdan sonra bir ayı kapsamak Ć¼zere zorunlu ve Ć¼cretli iki aylık doğum izni, annelerin istemeleri durumunda gebeliğin altıncı ayından itibaren doğumdan sonra 6 hafta (bĆ¼ro iÅŸĆ§ileri iƧin 3 ay) Ć¼cretsiz izin hakkı, doğumla ilgili hastalık durumunda ekstra bir ay daha izin hakkı; elliden fazla kadının Ƨalıştığı işyerlerinde emzirme odası zorunluluğu, emzikli kadınlara Ƨocuk bir yaşına gelene kadar emzirme izni; doğum başına 150 liretlik doğum yardımı ile 400 lireti bulan (ortalama iki aylık Ć¼cret) işsizlik yardımlarıā€¦] aracılığıyla gerƧekleştiriliyordu.[7] Bu ƶnlemler dƶnemin feministlerinin takdirini kazansa da, patronların kadın iÅŸĆ§ileri Ƨalıştırmada gƶnĆ¼lsĆ¼z davranmalarına yol aƧmaktaydı. Hele grevlerin ve her tĆ¼rlĆ¼ iÅŸĆ§i eyleminin yasaklandığı, gerƧek sendikaların kapatıldığı, sosyalistlerin cezaevlerine kapatıldığı ya da ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼ bir ortamda erkek iÅŸĆ§ilerin Ć¼cretlerinin son derece dĆ¼ÅŸĆ¼k olduğu gƶz ƶnĆ¼nde bulundurulduğundaā€¦
Nazi Almanyası da kƶtĆ¼ ÅŸĆ¶hretli ā€œKinder, KĆ¼che, Kirscheā€ (Ƈocuk, Mutfak, Kilise) formĆ¼lĆ¼ne sığınarak, kadınların Ƨalışma hayatına katılmasını engellemek iƧin benzer ƶnlemleri devreye sokacaktı: işten Ƨıkartmalar (30 Haziran 1933 tarihli kararnameyle evli kadınlar işten Ƨıkartılacaktır[8]) teşvikler, yasaklar, sınırlamalarā€¦
Yine de, milyonlarca erkeğin silahaltında ƶldĆ¼ÄŸĆ¼ savaş koşullarında kadınların ƶzellikle de alt kademe işlerden uzak tutulması olanaksızdı. Nazi ve faşistlerin kadınların Ƨalışmasını sınırlandırma politikası, onların Ć¼cretlerini en alt dĆ¼zeylerde tutarak iÅŸĆ§ilik maliyetlerini dĆ¼ÅŸĆ¼rmeye hizmet etmiştir esas olarak.
c) Kadınların siyasete katılması konusunda:
Bu koşullarda Ä°talyan faşizmi de, Alman Nazizmi de kadınları siyasal alandan alabildiğine uzak tutmak iƧin ellerinden geleni artlarına koymamışlardır. Mussolini daha serĆ¼veninin başlarında, 12 Kasım 1922ā€™de Journal muhabiri Maurice de Valeffeā€™e şu demeci veriyordu: ā€œBenim genel oy hakkını sınırlama niyetinde olduğumu sƶyleyenler var. Hayır! Her yurttaş Roma Parlamentosu iƧin sahip olduğu oy hakkını koruyacaktır (...) Ayrıca size itiraf edeyim ki, kadınlara oy hakkı tanımayı dĆ¼ÅŸĆ¼nmĆ¼yorum. Bir yararı yok bunun. Almanyaā€™da ve Ä°ngiltereā€™de kadın seƧmenler erkekler iƧin oy kullanıyorlar. Bƶyle olunca, ne anladım ben bundan? (...) Kadınların Devlet işlerine katılmaları konusundaki kanım her tĆ¼rlĆ¼ feminizme karşı niteliktedir. Elbet, kadın bir kƶle olmamalı, ama ona oy hakkı verirsem tefe koyarlar beni. Bizim Devletā€™imizde, kadın hesapta olmamalıdır.ā€[9]
Kadınların eğitim gƶrmesini her kademede sınırlandıran Nazizm ise, 1918 Kasım Devrimiā€™yle seƧme ve seƧilme hakkını kazanmış olan Alman kadınların siyasal haklarını, 1933 yılında geri alacaktı.
Ancak ilginƧtir ki her iki faşizmin iktidara gelişinde kadınların desteği kritik bir rol oynamıştır. 5 Ɩrneğin, Macciocchiā€™ye gƶre, ā€œMussoliniā€™nin iktidara gelişi, kĆ¼Ć§Ć¼k-burjuva kadınlar tarafından, genƧ ilkokul Ć¶ÄŸretmeni kadınlar tarafından, proleterlerin Ć¼stĆ¼ne atılan (kimi zaman, ellerinde kınından sıyrılmış hanƧerlerle) dulların ve annelerin meydana getirdiği bĆ¼tĆ¼n bir ƶlĆ¼m alayı tarafından Ƨılgınca desteklenmiştir. Anlatıldığına gƶre, 1922 ilkbaharında, Udine eyaletinin kĆ¼Ć§Ć¼k bir kasabasında, bir grup sosyalist, yedikleri mĆ¼thiş bir meydan dayağının ƶcĆ¼nĆ¼ almak iƧin, faşist parti merkezini işgal etmeye kalkmış... Faşistlerin haydut yatağını ele geƧirmek ve onun altını Ć¼stĆ¼ne getirmek pek zor olmayacaktı, birdenbire, yĆ¼kselen bir ā€˜yetişin!ā€™ Ć§Ä±ÄŸlığı Ć¼zerine Sipe bombaları ve coplarla silahlanmış, başları miğferli, bacaklarında şerit dolaklar bulunan otuz kadar kadın, dĆ¼ÅŸmanın Ć¼stĆ¼ne atıldı ve onu geri Ƨekilmek zorunda bıraktı. Bu amazonların başında, daha sonraları, Salo Cumhuriyeti sırasında, yardımcı SS yĆ¼zbaşısı olarak atanacak olan Madam Scarpa adlı bir kadın vardı.ā€[10]
GƶrĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼ Ć¼zere faşizmin palazlanma dƶneminde kadınların oy desteğinin yanısıra, fiili desteği de bĆ¼yĆ¼k ƶnem taşımaktadır. Bu ƶnemin Hitler de farkındadır: Nasyonal Sosyalist Parti, ā€œ1926ā€™dan itibaren modern kitle partilerini ƶrnek alarak farklı toplumsal kesimlerle bağlantı kurmak ve bunları bĆ¼nyesinde toplamak amacıyla Almanyaā€™nın Ƨeşitli yerlerinde kadınlara yƶnelik birƧok ƶrgĆ¼t ve dernek kurmuştu. Ä°lk başlarda parti Ć¼yeleri ile SA mensuplarının eşlerinden ve akrabalarından oluşan bu kadınlara, zamanla milliyetƧi-muhafazakĆ¢r cenahtan birƧok kadın katılmıştı. Nazi ideolojisine yakın duran bu kadınlar, genel olarak yerel ƶlƧekli bu gibi ƶrgĆ¼tlere katılarak Nazi hareketine destek olsalar da bu destek, parti yƶnetiminin arzu ettiği bir ƶlƧekte değildi. Nitekim Mart 1932 seƧimlerindeki yenilgisinden sonra Hitler, daha Ƨok kadının Nazi hareketine dĆ¢hil edebilmesi iƧin harekete geƧmiş ve kadınlara yƶnelik bir dizi yeni kampanyalar başlatmıştı. Bu bağlamda Nazi hareketinin ikinci ismi olan propaganda şefi JosĆ©ph Goebbelsā€™in gĆ¼nlĆ¼ÄŸĆ¼ne kaydettiği şu cĆ¼mleler dikkate şayandır:
ā€˜FĆ¼hrer, kadın konusundaki tutumumuzla ilgili yeni dĆ¼ÅŸĆ¼nceler geliştirmekte. Bu, bir sonraki seƧimler iƧin Ƨok ƶnemli, zira bir ƶnceki seƧimlerde buradan Ƨok eleştiri aldık. Kadın, bir erkeğin hem cinsellikte hem de Ƨalışmada eşidir. Hep bƶyle olmuştur ve hep bƶyle olacaktır. BugĆ¼nĆ¼n ekonomik koşullarında da durum bƶyledir. [...] Erkek, hayatın organizatƶrĆ¼; kadın ise onun yardımcısı ve uygulayıcısıdır. Bu dĆ¼ÅŸĆ¼nceler modern olup bizi tĆ¼m Alman ulusalcıların ƶfkesinden beri tutmaktadır.ā€™
Nitekim Hitlerā€™in kadınlara yƶnelik yaptığı bu kampanyalar etkili olmuş; oylarını Nazi partisine veren kadınlar, NSDAPā€™nin Weimar Reichstagā€™ta en gĆ¼Ć§lĆ¼ parti olmasında ƶnemli bir rol oynamıştı.ā€[11]
Evet, iki savaş arası faşizm(ler)i iktidara gelirken kamusal alandan dışlamak iƧin ellerinden geleni artlarına koymadıkları kadınlardan hatırı sayılır bir destek devşirmişlerdi. Birinci DĆ¼nya Savaşıā€™nın meydana getirdiği yıkım koşulları, (Almanya iƧin) yenik dĆ¼ÅŸmĆ¼ÅŸ uluslarının Ƨiğnenen onurunun onarılması, kapitalist dĆ¼nyayı saran bĆ¼yĆ¼k ekonomik bunalımın etkileri (Almanyaā€™da 1922 başlarında 1 ABD doları 1000 marka eşitti. Bu miktar Kasım 1922ā€™de 6000 marka, 4 Ocak 1923ā€™de 8000 marka yĆ¼kseldi. Bir hafta kadar sonra, 15 Ocak 1923ā€™de 1 ABD doları 56 000 marka eşitlenmişti. Ve aynı yılın EylĆ¼l ayı başlarında 1 dolar 60 milyon markı gƶrdĆ¼. 1923 sonlarında ise mark tedavĆ¼lden kalkmıştı; insanlar alışverişlerini ya altın ya da trampa usulĆ¼yle gerƧekleştirmeye başlamışlardı. Mark ƶylesine değer yitirmişti ki ya yakılarak ısınmada kullanılıyordu ya da duvar kağıdı olarak [12]ā€¦), Bolşevizm korkusu, ā€œAlman ulusunu yeniden ayağa kaldırmaā€yı vaad eden Nasyonal sosyalistleri bir Ƨekim merkezi hĆ¢line getiriyordu. Savaşın (ve yenilginin) getirdiği yıkım, ekonomik kriz, toplumsal ve moral ƧƶkĆ¼ntĆ¼, yaşamlarını sĆ¼rdĆ¼rebilmeleri toplumsal ve siyasal istikrara bağlı kadınlar iƧin durum bĆ¼sbĆ¼tĆ¼n bƶyleydiā€¦ Politik kaos, oy hakkı gibi kazanımları ƶnemsizleştiriyorduā€¦ ƜƧ kuruş kazanabilmek iƧin uzun saatler boyu yıpratıcı işlerde Ƨalışmaktansa, kendilerini evlerinde oturup Ƨocuk doğurmaya, evlerinin kadını olmaya Ƨağıran faşist liderlerin tınısı, savaş ve iktisadi ƧƶkĆ¼ntĆ¼ yılgını yĆ¼zbinlerce milyonlarca kadına son derece hoş geliyordu. Hele ki bu liderler, kendilerini,
ā€œHanımlar, şimdi bu kĆ¼rsĆ¼den dĆ¼ÅŸĆ¼ncelerimi BĆ¼yĆ¼k Savaşā€™Ä±n acılarını ve ƶzverilerini onurla, sessizce sırtlamış milyonlarca anneye ve eşe Ƨeviriyorum; şu anda burada temsil edilmiş olmasalar da, onlar, bĆ¼tĆ¼n o dƶnemde, ulusal yaşamın akışındaki sĆ¼rekliliği koruma konusunda Ƨok bĆ¼yĆ¼k katkıda bulunmuşlardır,ā€[13] (Mussolini) yollu ƶvgĆ¼lere boğuyorsaā€¦

GĆ¼nĆ¼mĆ¼z Faşizm(ler)i

BugĆ¼n Avrupalı neo-faşist (ya da popĆ¼ler deyimiyle: ā€œpopĆ¼list aşırı sağā€) partilerin hatırı sayılır bir kısmı, kadınlarca yƶnetilmekte: Fransaā€™da Milli Cephe lideri Marine Le Pen; Almanyaā€™da Alternative fĆ¼r Deutschland (AfD) eski lideri Frauke Petry ve Alice Weidel; Polonyaā€™da Yasa ve Adalet Partisi (PiS) başkan yardımcısı Beata Szydl; NorveƧā€™te Ä°lerleme Partisi başkanı Siv Jensen; Ä°talyaā€™da Ä°talyaā€™nın Erkek Kardeşleri Partisi kurucusu ve lideri Giorgia Meloni; Danimarka Halk Partisi kurucusu ve eski lideri Pia Kjaersgaardā€¦
Ɩte yandan, neo-faşist partilerin ulusal parlamentolardaki kadın milletvekilleri de Ć¼lke ortalamasına gƶre değişkenlik gƶsterseler bile, Hitler ve Mussolini zamanlarını Ƨok geride bırakmışlardırā€¦ Mevcut parlamentolarda Danimarka Halk Partisiā€™nin vekillerinin yĆ¼zde 36ā€™sını (ulusal ortalama: yĆ¼zde 39); Hollandaā€™da Geert Wildersā€™in partisi PVVā€™nin vekillerinin yĆ¼zde 20ā€™sini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 39); Fransaā€™da FN vekillerinin yĆ¼zde 25ā€™ini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 38.7); Almanā€™ya da AfD vekillerinin yĆ¼zde 12ā€™sini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 30); Ä°sveƧā€™te Ä°sveƧ Demokratları vekillerinin yĆ¼zde 20ā€™sini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 46); NorveƧā€™te Ä°lerleme Partisiā€™nin vekillerinin yĆ¼zde 20.7ā€™sini (ulusal ortalama: yĆ¼zde 41.4)ā€¦ kadınlar oluşturmaktadır.
Ve Avrupa ƶlƧeğinde yapılan seƧim analizleri aşırı sağ partilerin oylarının yĆ¼zde 40ā€™Ä±nın kadınlardan gelmekte olduğunu ortaya koymaktadır.[14]
Ne oluyor? Avrupa faşizmi ā€œfeministleşiyorā€ mu?
Sorun bence bundan biraz daha karmaşıkā€¦
1980ā€™li yıllarda kapitalist dĆ¼nyada yĆ¼rĆ¼rlĆ¼ÄŸe sokulan neo-liberal politikalar, sistemin krizine deva olamadığı, mali krizleri kronikleştirdiği gibi, bir yandan gelir dağılımını hem ulusal hem de uluslararası ƶlƧekte devasa ƶlĆ§Ć¼de bozdu. GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde ulaştığımız tabloda, dĆ¼nyanın en zengin 26 milyarderinin toplam servetinin, dĆ¼nya nĆ¼fusunun en yoksul yarısının toplam varlığına eşitlendiği bildiriliyor (Ocak 2019 itibariyle OXFAM verisi). YeryĆ¼zĆ¼ kaynaklarının azami ƶlĆ§Ć¼de bir avuƧ Ƨokuluslu şirkete aktarılması demek olan neo-liberalizm, emekƧilerin hem Kuzey hem de GĆ¼ney Ć¼lkelerinde kazanılmış haklarına el koyarken, sosyal fonları da alabildiğine yağmalayarak Ƨalışanları kamusal desteklerden yoksun bırakıyor. Taşeronlaşmanın, kayıtdışının yeryĆ¼zĆ¼ ƶlƧeğinde yaygınlaştığı kırılgan istihdam ortamında işsizlik, işsizlik tehdidi ve Ƨalışan yoksulların sayısı katlanırken, GĆ¼neyā€™de kırsalın boşaltılması, geƧim ƶrĆ¼ntĆ¼lerinin Ƨƶkmesi, savaşlar, ekolojik dengelerin altĆ¼st olması gibi nedenler, milyonlarca mĆ¼ltecinin kuzey Ć¼lkelerine hĆ¼cum etmesine yol aƧıyor.
Bu koşullarda dĆ¼nyada artık (bir avuƧ mĆ¼reffeh azınlığın dışında) kimse ā€œĆ§ok ÅŸĆ¼kĆ¼r, yuvarlanıp gidiyoruz,ā€ diyebilme lĆ¼ksĆ¼ne sahip değil. İşsizlik ya da işsizlik korkusu, geƧim sıkıntısı, yarına yƶnelik kaygılar GĆ¼neylileri olduğu kadar Kuzeyā€™i de sarmış durumda. Ve sosyalist blokun ƧƶzĆ¼lmesinden bu yana geƧerli bir sol alternatifin bulunamadığı ƶlĆ§Ć¼de, Kuzeyā€™de ā€œkozmopolit ve hırsız elitlereā€, ā€œsokakları dolduran, kĆ¼ltĆ¼rel dokuyu bozan, sınırlı miktardaki sosyal yardımları yağmalayarak yurttaşların ekmeğini kĆ¼Ć§Ć¼lten gƶƧmenlereā€ duyulan ƶfke, radikal sağ, neo-faşist partilere desteğe dƶnĆ¼ÅŸmektedir. Bu istikrarsız, giderek kaotik koşullarda, herkesin işinde gĆ¼cĆ¼nde olduğu, herkesin birbirini tanıdığı, herkesin kendini, ailesini ve geleceğini gĆ¼vende hissettiği, herkesin kĆ¼Ć§Ć¼k dĆ¼nyasında mamur mĆ¼reffeh bir yaşam sĆ¼rdĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼, sefil yabancılarla ā€œkirlenmemişā€ kĆ¼Ć§Ć¼k ā€œmahalliā€ cennetlere olan ƶzlem, ā€œbizā€e, ā€œyerli ve milliā€ olana, aileye, ā€œvatanā€a, dine, cemaate seslenen neo-faşist partilerin ā€œaileā€ olarak gƶrĆ¼lmesine yol aƧtı.
KĆ¼resel kapitalizmin kozmopolitleştirdiği, ā€œyersiz-yurtsuzlaştırdığıā€ (deteritoriyalizasyon) bu iklimde neo-faşist partilerin bu ā€œevcimenlikā€ ƶzlemini, bu ā€œbiz bir aileyizā€ duygusunu (ki her tĆ¼rlĆ¼ milliyetƧiliğin temelinde mevcuttur) ustaca manipĆ¼le ettiği vurgulanmalıdır.
ā€œPopĆ¼list, kendilerine evcimen bir ulus yaratabilmek iƧin sağ bu ikiz tehlikelerin bertaraf edilmesi gerektiğini ƶne sĆ¼rer,ā€ diyor Umut Erel. ā€œNe ki zaman ve kuşaklararası sĆ¼reğenlik bu argĆ¼manda ƶnemli bir rol oynamaktadır. Bƶylelikle bu sağcı sƶylemler evcimen ulus gƶrĆ¼sĆ¼nĆ¼ geƧmişe yansıtırlar. Birleşik bir ulusal kimlik etrafında toplumsal ve kĆ¼ltĆ¼rel tutunumla tezahĆ¼r eden bu altın Ƨağın ailenin geleneksel versiyonu tarafından oluşturulup bir arada tutulduğunu iddia ederler. Bu sağcı sƶylemler, ulusun geleceğini aile aracılığıyla tahayyĆ¼l ederek tikel bir aciliyet ve meşruiyet iddiasında bulunur. GerƧekten de kendilerini ulusun meşru, yani beyaz, heteroseksĆ¼el Ƨocuklarının koruyucusu olarak gƶrmektedirler. Toplumsal cinsiyet, cinsellik, gƶƧ ve ırk Ƨevresindeki bu popĆ¼list sağcı mĆ¼cadelelerde asli olan, ulusun kuşaklar boyu yeniden Ć¼retimidir.ā€[15]
ā€œPopĆ¼lizm,ā€[16] diyor Susi Meret ve Birte Siim, ā€œYuva/ulusā€™a ait idealize bir ulusal ve tĆ¼rdeş cemaate gƶnderme yaparak ā€˜halkā€™a seslenir. (ā€¦) PopĆ¼lizm halk ile siyasal ve entelektĆ¼el elitler, halk ile yabancılar/gƶƧmenler arasındaki ana yarılmayı tanımlayan ā€˜Bizā€™ ile ā€˜onlarā€™ arasındaki ikili zıtlıkları tanımlar ve iƧerir. Bu bakımdan popĆ¼listler kendilerini pozisyonları hĆ¼kĆ¼metler, anaakım partiler ve medya tarafından tarihsel olarak gƶrmezden gelinmiş popĆ¼ler, ortak, paylaşılan değer ve gƶrĆ¼ÅŸlerin tek meşru sesi ilan eder. (ā€¦) Ulus-devlet inşasına ait hemen bĆ¼tĆ¼n halkın meşru ses ve Ƨıkarlarını temsil iddiası gĆ¼derken (=ā€˜Biz halkızā€™) popĆ¼list politika cemaate dĆ¢hil edilenler ve dışlananlar arasında keskin bir ayırım koyar ve destekler. (ā€¦) Kimlik ve aidiyet popĆ¼list gĆ¼Ć§lerin tikel bir ulusun ortak geleneksel değer, ilke ve ahlĆ¢kı olarak gƶrĆ¼len şeyleri yeniden canlandırmalarına olanak sağlar. (ā€¦) Tehdit altındaki kimlikler kendilerini ƶtekilere (elitler, gƶƧmenler, diğerleri) karşı koruma gereksinimi hissetmeye ve neo-milliyetƧi ve popĆ¼list Ƨağrılara kulak vermeye daha yatkındır.ā€[17]
Ruth Wodakā€™a gƶre de AB bĆ¼nyesindeki ā€œulusa dƶnĆ¼ÅŸā€ eğilimlerinin ā€œulus devlet ile yurttaşlığı (yurttaşlığa kabul) (genellikle cinsiyetlendirilmiş ve kƶktendinci) yerlici (nativist) beden politikalarına bağlayan yeni sınırlar (hatta duvarlar) yaratması, sağcı popĆ¼list ideolojilerin ƶzĆ¼nĆ¼ oluşturur. Bƶylelikle sağcı popĆ¼list partilerin ayrılıkƧı sƶyleminde ā€˜Volkā€™ ve ā€˜Volkskƶrperā€™in yeniden dirilişini deneyimlemekteyiz sanki. Aynı zamanda ā€˜farklı ve sapkınā€™ olarak tanımlanan ā€˜Ć¶tekilerā€™i dışarıda tutmak Ć¼zere gerƧek taş, tuğla ve beton duvarlar inşa ediliyor. Bƶylelikle beden politikaları sınır politikalarıyla ƶrtĆ¼ÅŸĆ¼yor.ā€[18]
Bu saf ve katışıksız ā€œbizā€lik, aynı aileye mensup olma duygusu, en iyi, Fransaā€™da baba-kız-torun-damat ilişkileriyle ā€œaileviā€ dĆ¼zlem ile ā€œpolitikā€ dĆ¼zlemin ilginƧ bir karışımını oluşturan, Le Penā€™lerin ā€œMilli Cepheā€sinde (Fronte Nationale - FN) ƶrneklenir. Parti organları ve faaliyetleri Ć¼zerine bir alan Ƨalışması gerƧekleştiren Dorit Geva, partinin ā€œkarizmatikā€ ve sert lideri Jean-Marie Le Penā€™den başkanlığı devralan kızı Marine Le Penā€™in iki eski eşi ve mevcut partnerinin de parti saflarından olduğuna işaret edip, devam eder: ā€œPartinin patrimonyal liderlik yapısı onu parti apparachikā€™leri geliştirmekten alıkoyar; aile kavgaları magazin medyasında bir hanedan pembe romanı tarzında dramatize edilmesi, partinin ā€˜sıradanlaşmasıā€™na yardımcı olmuştur.ā€[19]
Geva katıldığı bir galada Avrupa Parlamentosu Ć¼yesi bir FN Ć¼yesinin kendisine ā€œbiz burada kocaman bir aile gibiyiz; CumhuriyetƧilerā€™in (merkez sağ parti) bƶyle galalar dĆ¼zenlemediğine eminim,ā€ dediğini aktarır.
Marine Le Pen, ƶyle gƶzĆ¼kĆ¼yor ki, yalnız Jean Marie Le Penā€™in değil, tĆ¼m Ulusal Cepheā€™nin ā€œkızı/ kızkardeşi/ anasıā€ imgesine dayanarak sağlamaktadır popĆ¼lerliğini:
ā€œGĆ¼neydoğuā€™daki daha yaşlı Milli Cephe Ć¼yeleri Marine Le Penā€™den ā€œMarineā€ olarak sƶz ederler. Her biri Marineā€™i kĆ¼Ć§Ć¼k bir kızken tanıdığını sƶylemekte, bƶylelikle kuşaksal dƶnĆ¼ÅŸĆ¼mlere karşın partiye bağlılıklarını vurgulamaktadırlar. Jean Marie Le Penā€™in Ağustos 2015ā€™de partiden ihraƧ edilmesinden sonra dahi, gƶrĆ¼ÅŸmeciler Marine Le Penā€™e bağlı kaldıklarını ve bu eyleme girişmesindeki ā€˜siyasal zorunluluğuā€™ anladıklarını ifade etmişlerdir. Jean Marie Le Penā€™in uzaklaştırılması kimi ƶmĆ¼r boyu partiye sadık kalmış Ć¼yeleri partiden kopmasına yol aƧmasına karşın, Lyonā€™lu emekli bir mĆ¼hendis olan 85 yaşındaki partili Ernest bana bundan Marine Le Penā€™i sorumlu tutmadığını sƶylemişti.ā€
Yaşlı partililerin ā€œkızıā€ Marine, genƧlerin ise ā€œannesiā€dir: Milli Cepheā€™nin genƧ bir aktivisti ÅŸĆ¶yle demektedir Gevaā€™ya: ā€œMarine Le Pen temelde bir ana ve siyasal olarak da başarıya ulaşmış bir kadın imgesini taşıyor. Siyasal bakımdan angaje, şeyleri değiştirmeye kararlı; o bir erkek değil, ama siyasete yeni bir imge veriyor, anaerkil bir imge. İşte tam da bu, o bir matriyark, bir ana. Ƈocuklarıyla, kĆ¼Ć§Ć¼k Fransız insanlarıyla ilgileniyor ve onları doğru yola sokmaya Ƨalışıyorā€¦ā€
Ya da: ā€œMarine Le Pen anamız olabilirdi; Jean-Marie Le Pen ise dedemiz. Tanımı itibariyle kişi anasına dedesine olduğundan daha yakındır.ā€[20]
Yabancılaştırıcı, yersiz-yurtsuzlaştırıcı bir dĆ¼nyada bu ā€œkendini evinde, ailesinde hissetmeā€ye değgin simgeler sistemi, ƶyle gƶzĆ¼kĆ¼yor ki gĆ¼nĆ¼mĆ¼z neo-faşist partilerinde kadınları iki dĆ¼nya savaşı arası ƶncellerine gƶre daha merkezi bir konuma yerleştiriyor.
Ɩte yandan, bu ā€œaileā€ metaforu, Avrupaā€™nın neo-faşistleri iƧin ā€œbizā€ ve ā€œĆ¶tekilerā€ arasındaki sınırı Ƨizmede işlevsel bir rol Ć¼stlenmiştir.
Bilinir, milliyetƧiliğin uƧ biƧimi olan faşizm, ā€œĆ–tekiā€siz yapamaz. Toplumsal ƶfkenin, dĆ¼ÅŸ kırıklıklarının, tepkilerin Ć¼zerine boşaltılabileceği gĆ¼nah tekelerine, iƧ ve dış dĆ¼ÅŸmanlara gereksinimi vardır.
Ä°ki savaş arası faşizm(ler)inde ā€œdĆ¼ÅŸmanā€, Bolşeviklerin, eşcinsellerin, Ƨingenelerin vb. yanısıra, esas olarak sermayeye, maliyeye, medyaya hĆ¢kim olan, Alman ulusunu yozlaştıran ā€œhırsız ve sƶmĆ¼rĆ¼cĆ¼ā€ Yahudilerdi. ā€œUluslararasılaşma bugĆ¼n yalnızca Yahudileşme anlamına geliyor,ā€ diyordu Hitler. ā€œBiz Almanyaā€™da bu noktaya geldik: altmış milyonluk bir halk bir avuƧ Yahudi bankerin elinde oyuncak durumunda. Bu yalnızca uygarlığımızın yahudileşmiş olmasıyla mĆ¼mkĆ¼n olabildi.ā€[21]
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zdeyse dĆ¼ÅŸman, artık ā€œBatı dĆ¼nyasına nĆ¼fuz ederek onun kĆ¼ltĆ¼rel dokusunu Ć§Ć¼rĆ¼ten, ucuza Ƨalışarak Avrupalıların işlerini elinden alan, milyonlarca Avrupalıā€™nın emeğinden oluşan sosyal fonları gasp ederek onların sırtından asalak bir yaşam sĆ¼rdĆ¼ren, sokakları kirleten, kız Ƨocuklara kadınlara sarkıntılık eden, hırsız, terƶristā€ gƶƧmenler, ƶzellikle de MĆ¼slĆ¼manlardır. Aşırı durumlarda, Avrupa ya da ABDā€™deki MĆ¼slĆ¼man azınlıkların ā€œBatı dĆ¼nyasını Ä°slĆ¢mlaştırmakā€ gibi bir gizli gĆ¼ndemleri olduğu paranoyasına dek varan bu Ä°slĆ¢mofobi/ gƶƧmen karşıtlığı, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z Kuzeyā€™inde orta ve alt sınıf kitleleri mobilize eden temel motif hĆ¢lini almıştır.
ā€œ1998ā€™den bu yana Avrupaā€™da yaşayan bir Amerikalı olarak,ā€ deniliyor ƶrneğin Bruce Bawerā€™in kaleme aldığı Avrupa Uyurken: Radikal Ä°slĆ¢m Batıyı İƧeriden Nasıl Yıkıyor? Başlıklı kitabın tanıtımında, ā€œBruce Bawer bu sorunu yakından gƶrdĆ¼. Kıta boyunca -Amsterdamā€™da, Osloā€™da, Kopenhagā€™da, Parisā€™de, Berlinā€™de, Madridā€™de ve Stokholmā€™de- kadınların ezildiği ve suiistimal edildiği, eşcinsellerin kovuşturulup ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼, ā€˜zındıklarınā€™ tehdit edilip aşağılandığı, Yahudilerin şeytanlaştırılıp saldırıya uğradığı, (namus cinayetleri ve zorla evlendirme gibi) barbarca geleneklerin uygulandığı, ifade ve din ƶzgĆ¼rlĆ¼klerinin reddedildiği geniş, hızla bĆ¼yĆ¼yen MĆ¼slĆ¼man ceplerle karşılaştı.
Avrupaā€™nın anaakım siyaset ve medya kurumları tĆ¼m bunları gƶrmezden gelerek radikal Ä°slĆ¢mcıları yatıştırmak ve ƧokkĆ¼ltĆ¼rcĆ¼ uyum yanılsamasını sĆ¼rdĆ¼rebilmek adına kadınları, Yahudileri, eşcinselleri ve genelde demokratik ilkeleri satışa getiriyor. MĆ¼slĆ¼man aşırıları eleştirme cĆ¼retini gƶsterip gerƧek liberal değerlere sahip Ƨıkan bir avuƧ kahraman ise sistemli biƧimde bağnaz faşistler damgasını yiyor. (ā€¦)
Avrupaā€™nın MĆ¼slĆ¼man cemaatleri, gƶƧmenlerin kendilerini reddeden kĆ¢fir bir topluma karşı derin nefretlerinden beslenen bir yabancılaşmayla dolu barut fıƧılarıdır; bu durum onlara ayırımcılığı dayatan ve iƧlerindeki aşırıları besleyen hatalı gƶƧ politikalarıyla daha da vahimleşmektedirā€¦ā€
ABDā€™de 11 EylĆ¼l saldırıları ve Avrupaā€™nın belli başlı merkezlerinde gerƧekleştirilen radikal Ä°slĆ¢mcı katliamlarla beslenen bu dĆ¼ÅŸĆ¼nceler, faşist parti, grup ve ideologlarca halk indinde MĆ¼slĆ¼man karşıtlığı ve gƶƧmen fobisi olarak tercĆ¼me edilir. Bƶylelikle sınırlar, yeniden Ƨizilmektedir: ā€œUygar, rafine, kadın-erkek eşitliği ilkesine bağlı, ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸe tutkun, aydınlanmış, hĆ¼manist, mĆ¼reffeh ā€˜bizā€™ler ile barbar, saldırgan, ƶzgĆ¼rlĆ¼k dĆ¼ÅŸmanı, seks dĆ¼ÅŸkĆ¼nĆ¼, kadınları kƶleleştiren, cahil, bağnaz, yoksul, aƧgƶzlĆ¼ ā€˜Ć¶tekiā€™lerā€ā€¦ Kısacası ā€œBatılıā€ ve ā€œBatlı-olmayanā€ā€¦ Bu iki dĆ¼nyayı birbirinden ayıran sınırlar vurgulanmalı; uygarlığın ve Aydınlanmış dĆ¼nyanın kaleleri, bu yeni barbar akınlarına karşı Ƨok geƧ olmadan savunulmalıdır.
Ve kadınlar, bu ā€œsınırlarā€Ä±n vurgulanmasında ƶnemli roller Ć¼stlenmektedir. Ɩrneğin:
ā€œ(Finlandiyaā€™da) Sosyal medyada ve aşırı sağcı gruplarda ƶrgĆ¼tlenen beyaz kadınlar sınırların kapatılması talebini ƶne sĆ¼rerken aynı zamanda MĆ¼slĆ¼man ve siyahi karşıtı ırkƧılığı da etkin biƧimde yaygınlaştırıyorlar. Yeni faaliyet biƧimleri de geliştirildi: teritoryal sahiplenmenin sergilendiği eylemler başlatıldı. Schengen anlaşması ve AB iƧinde sınır denetimlerinin azaltılması sonucu pratikte ortadan kalkmış olan Ä°sveƧ-Finlandiya sınırında insan zincirleri oluşturuldu. Gƶstericilerin mesajı ā€˜Sınırları kapatınā€™ (Rajat kĆ¼nni) hareketin adı olarak da benimsendi. Beyaz kadınlar bu gayrıresmi sınır devriyelerine etkin biƧimde katılıyor ve gƶsteriler medya tarafından ayrıntılı biƧimde işleniyordu: ulusal yayın kuruluşu ve birkaƧ gazete Kuzey Finlandiya sınır bƶlgesindeki gƶsterilere katılan kadınların fotoğraflarını ve onlarla yapılmış sƶyleşileri yayınladı. Orta yaşlı kadınlar yanlarında sarışın yeniyetme kızlarıyla, ellerinde Finlandiya bayrakları, Ć¼stlerinde ulusal simgelerle sĆ¼slĆ¼ tiÅŸĆ¶rtleriyle boy gƶsteriyorlardı. Kadınlar ilticacıların cinsel tacizlerine karşı kız evlatlarının bedensel bĆ¼tĆ¼nlĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼ savunan anneler olarak konuşuyorlardı. Annelerin sƶzleri, beyaz-olmayan erkeklerin cinsel ƶtekiliğini aĆ§Ä±ÄŸa Ƨıkartıyor ve onların sarışın kızlara yƶnelik arzularının Ƨocukları iƧin bir tehlike oluşturduğunu ifade ediyorlardı. MĆ¼slĆ¼man erkeklerin gĆ¼venliklerini tehdit ettiği beyaz kadın ve Ƨocuklar adına konuşmak, beyaz sınır muhafızı kadınların mobilizasyonunun ana ƶgesiydi.ā€[22]
Şu hĆ¢lde, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z faşizm(ler)inde kadınların daha bir gƶrĆ¼nĆ¼rlĆ¼k kazanmasında, kendini Ä°slĆ¢m ve gƶƧmenlere karşı kurgulayan Avrupa (uygarlık?)- merkezci bir ā€œBizā€lik tanımı da etkin olmaktadır. Kadın-erkek eşitliği, (en azından kadınları burkaya sokan, kƶleleştiren, alıp satan, kĆ¼Ć§Ć¼k yaşta evlendiren, namus cinayetlerine kurban edenā€¦) Ä°slĆ¢mā€™a karşı ā€œbizā€i tanımlayan bir uygarlık değeridir. Bu yolla faşistler, kadınların ve sosyalistlerin yĆ¼zyıllar boyunca canları pahasına savunduğu ā€œeşitlikā€ Ć¼lkĆ¼sĆ¼nĆ¼ temellĆ¼k etmektedir. Fransız Milli Cepheā€™nin 144 maddelik Manifestoā€™sunda ā€œKadınların haklarını savunmak; kadınları temel ƶzgĆ¼rlĆ¼klerinden yoksun bırakmak isteyen Ä°slĆ¢mcılığa karşı mĆ¼cadele etmek; erkeklerle kadınlar arasında eşit Ć¼creti sağlamak iƧin ulusal bir plan oluşturmak ve mesleki ve toplumsal gĆ¼vencesizliğe karşı mĆ¼cadele etmekā€ hedefi yer almaktadır! Hollandaā€™nın faşist partisi PVV ise Ä°slĆ¢mā€™da kadınlara yƶnelik şiddet Ć¼zerine raporlar hazırlamakta, zorla evlendirmelere, kadınların tecrit edilmesine, namus temelli şiddete, kadın sĆ¼nnetine karşı Ƨıkmaktadır. ā€œAncak sorun şuradadır ki parti kadına karşı şiddeti salt Ä°slĆ¢mcı bir konu olarak gƶrmektedir. Partinin Hollanda parlamentosundaki oy verme davranışına bakıldığında, kadın hakları iƧin bir kez olsun parmak kaldırmadıkları gƶrĆ¼lĆ¼r. Ɩrneğin parti, kadınlara karşı şiddetle mĆ¼cadeleyi ƶngƶren Ä°stanbul Konvansiyonuā€™nun ve kadın sĆ¼nnetiyle mĆ¼cadeleyi ƶngƶren bir yasa ƶnerisi aleyhine oy kullanmıştı.ā€[23]
Ä°sviƧreā€™de faşistlerin ā€œminarelerin yasaklanmasıā€ yolundaki kampanyası da ā€œkadın hakları savunusuā€ kisvesiyle yĆ¼rĆ¼tĆ¼lmĆ¼ÅŸtĆ¼: Propagandaya gƶre camiler ā€œkadınlar Ć¼zerindeki tahakkĆ¼mĆ¼ ve ayırımcılığı onaylayanā€ erkek-egemen MĆ¼slĆ¼man mekĆ¢nlardı.[24]
Avrupaā€™nın neo-faşist partileri, MĆ¼slĆ¼man kadınların ā€œtesettĆ¼rā€Ć¼nĆ¼n Ä°slĆ¢m dĆ¼nyasında kadınlar Ć¼zerindeki eril tahakkĆ¼mĆ¼n gƶstergesi olduğu konusunda tam bir gƶrĆ¼ÅŸ birliği iƧindedir. Ancak bu kadarla da kalmaz; tesettĆ¼r, aynı zamanda Avrupa kĆ¼ltĆ¼rĆ¼ne, Avrupa değerlerine de bir saldırı, bir Ƨeşit ā€œsinsi istila aracıā€dır. Bƶylelikle ƶrneğin Hollandaā€™nın PVVā€™sinin kƶtĆ¼ ÅŸĆ¶hretli lideri Geer Wilders, ā€œHollanda kĆ¼ltĆ¼rĆ¼nĆ¼ kirlettiğiā€ iƧin baÅŸĆ¶rtĆ¼sĆ¼ne vergi uygulanmasını ƶnermektedir![25]
Evet, ā€œBatı Avrupaā€™da sağcı popĆ¼list (siz ā€œneo-faşistā€ diye okuyun!) partiler toplumsal cinsiyet eşitliğini grubun modernliğinin gƶstereni ve Yahudi-Hıristiyan Avrupalı kimliğini koruma mĆ¼cadelelerinde bir araƧ olarak kullanmaktadırlar. GƶƧmen-karşıtı, AB-karşıtı ve elit-karşıtı duyguların harekete geƧirdiği kampanyalarda, kadınların bedenleri ulusal kimliğin anahtar savaş alanı hĆ¢line gelmiştir.ā€[26]
GƶƧmen (ve Ä°slĆ¢m) karşıtı savaşımlarında ā€œkadınların eşitliğiā€ Avrupaā€™nın faşist partileri iƧin değerli bir retorik araƧtır; bu doğruā€¦ Peki ya gerƧekte? Bir kez daha soralım: Faşizm gerƧekten de ā€œfeministleşmekteā€ midir?

Avrupaā€™nın Neo-faşizm(ler)i ne kadar ā€œFeministā€?

Bu sorunun yanıtı, net bir ā€œHayırā€dır. Avrupalı neo-faşistler Ä°slĆ¢m karşısında hızlı ā€œkadın hakları savunucusuā€ pozuna bĆ¼rĆ¼nseler de, ā€œkadın sorunuā€nun ā€œAşil Topuğuā€nu oluşturan başlıklarda, iki savaş arasındaki seleflerini hiƧ de aratmamaktadırlar.
Bu başlıklardan en ƶnemlisi, ā€œaileā€dir. Ve aile, Avrupaā€™nın tĆ¼m neo-faşist partileri iƧin temel bir değerdir; tĆ¼mĆ¼ ā€œailenin gĆ¼Ć§lendirilmesiā€nden yana olduklarını bildirmektedir. Ɩrneğin Danimarkaā€™nın Halk Partisiā€™nin programında, ā€œDanimarka ailelere sunduğu koşullara bağımlıdır,ā€ denilmektedir. ā€œKoca ile karı ve Ƨocuklar arasındaki yakınlık bağları, Danimarka toplumunun taşıyıcı sĆ¼tunlarıdır ve Ć¼lkenin geleceği bakımından bĆ¼yĆ¼k ƶnem taşımaktadırā€¦ā€[27]
Benzer biƧimde Hollandaā€™nın PVVā€™si de ailenin ve Ƨocukları yetiştirmenin ƶneminin altını Ƨizer. Her iki parti de ailelerin Ƨok sayıda Ƨocuk sahibi olma konusunda teşvik edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Neo-faşistler kĆ¼rtaj konusunda da fena hĆ¢lde ā€œgƶnĆ¼lsĆ¼zā€dĆ¼rler. PVV kĆ¼rtaj iƧin sĆ¼re sınırının kısaltılmasını ve kĆ¼rtaj masraflarının taliplere yĆ¼klenmesini savunmaktadır. Danimarka Halk partisi ise, kĆ¼rtajın bir ā€œhakā€ olduğunu teslim etmekle birlikte, ā€œbu kadar Ƨok insanın kĆ¼rtaj olmayı seƧmesinden kaygı duyduğunuā€ bildirmektedir. Her iki parti de cinsiyetler arası eşitliği kabul ettiğini bildirmekle birlikte, devletin bu konuda herhangi bir rol oynamasını, pozitif ayırımcılığı reddeder. 
Ne Danimarka Halk Partisi, ne de Hollandaā€™nın PVVā€™sinin ā€œyerliā€ kadınların hak ve konumlarını ilerletmek gibi bir gĆ¼ndemleri yoktur. Ve Mudde ve Kaltwasserā€™in deyişiyle, ā€œtĆ¼m retoriğe karşın, bu tartışma sağcı popĆ¼list partiler iƧin cinsiyetler arası eşitlikten Ƨok, ulusal kĆ¼ltĆ¼r Ć¼zerinedir.ā€[28]
Almanyaā€™nın AfDā€™si ise, Kuzeyli muadillerine gƶre, kadınların eşitliği konusunda daha ā€œsertā€tir: Ailenin korunmasının siyasal odağı olduğunu aƧıkƧa beyan edip, geleneksel cinsiyet rollerini tahrip ettiğini ve toplumun ā€œcinselleştirilmesiniā€ teşvik ettiğini dĆ¼ÅŸĆ¼ndĆ¼ÄŸĆ¼ cinsiyetler arası eşitliğin anaakıma taşınması konusundaki girişimleri durduracağını, toplumsal cinsiyet araştırmalarını sonlandıracağını ilan eder. AfD toplumsal cinsiyetler arası eşitlik, evlilikte eşitlik yasası ve LGBT haklarına karşı protestoları etkin biƧimde desteklemektedir. HĆ¼kĆ¼metin prezervatif kullanımını teşvik politikalarına da karşı Ƨıkarken, bunun yerine ā€œgƶnĆ¼llĆ¼ bekarlığıā€n teşvik edilmesini savunur. AfDā€™ye gƶre kadın istihdamı ā€œkariyer sahibi kadınları anne ve ev kadınlarından Ć¼stĆ¼n tutan feminizmin yanlış anlaşılmış bir gƶrĆ¼ÅŸĆ¼dĆ¼r.ā€ Kadın ancak ailenin mali durumu gerektiriyorsa Ƨalışmalıdır.
AfD (eşcinsel kadın liderine karşın) aynı zamanda homofobik bir partidir. Parti programına gƶre, ā€œtoplumsal cinsiyet eşitliğini ana akıma dĆ¢hil etme Ƨabalarının ideolojik etkisi gibi, sınıflarda eşcinsellik ve transseksĆ¼alite Ć¼zerine tek yanlı vurgu da reddedilir. Geleneksel aile imgesi zarar gƶrmemelidir. Ƈocuklarımız okulda gĆ¼rĆ¼ltĆ¼cĆ¼ bir azınlığın cinsel yƶneliminin oyuncağı olmamalıdır.ā€[29] AfDā€™ye gƶre Ƨekirdek heteronormatif aile Ć¼lkenin gerileyen doğurganlık oranını tersine Ƨevirebilir; Ƨocuk sahibi olmak kişisel bir ā€œtercihā€ değil, anavatana karşı bir ā€œgƶrevā€dirā€¦ Tabii ā€œyerlilerā€ iƧin!
NĆ¼fusu (tabii ki ā€œyerliā€ nĆ¼fusu) arttırma isteği, Avrupaā€™nın tĆ¼m neo-faşist partilerince paylaşılmaktadır. Fransız Milli Cepheā€™si Ƨok Ƨocuklu ā€œFransızā€ Ƨekirdek ailelere vergi desteği sağlayacağını vaad eder. KĆ¼rtaj konusu parti iƧinde de tartışılmaktadır, Ƨok sayıda Ć¼ye, kĆ¼rtajın devlet tarafından finanse edilmemesi gerektiği gƶrĆ¼ÅŸĆ¼ndedir. Marineā€™in yeğeni Marion MarĆ©chal Le Pen tarafından temsil edilen kanat ise tĆ¼m aile planlaması uygulamalarına karşıdır.
Bunun yanısıra, Fransız Milli Cephe de, Alman AfD de, Hollandalı PVV de kadın kotasına şiddetle karşıdır.
Neo-faşizm, Batı Avrupaā€™dan uzaklaşıldıkƧa ve iktidara yaklaştıkƧa, daha antifeminist bir konum edinir. Ɩrneğin Orbanā€™Ä±n Macaristanā€™Ä±nda Ć¼niversitelerdeki toplumsal cinsiyet araştırmaları yasaklandı, tĆ¼m mali destekler geri Ƨekildi, bĆ¼tĆ¼n akreditasyonlar kaldırıldı. Brezilyaā€™da devlet başkanlığına seƧilen Bolsonaro bir adım daha atarak Ć¶ÄŸrenim kademelerde ā€œtoplumsal cinsiyetā€ ve ā€œcinsel yƶnelimā€ terimlerinin kullanılmasını yasaklayan bir yasayı getirdi gĆ¼ndeme. Ve bundan bƶyle eğitim sistemine aile değerlerinin damgasını vuracağını ilan ettiā€¦[30]
Neo-faşizmin, ā€œmuhafazakĆ¢r değerlerā€in, ailenin, dinin, geleneklerin kutsandığı genel bir sağcılaşma iklimiyle uyumlu olduğu ve bu iklimi destekleyecek, gĆ¼Ć§lendirecek ve radikalleştirecek bir strateji izlediğini sƶyleyebiliriz. ā€œUygarlık değerleriā€ne sahip Ƨıkıyormuş, ā€œkadın haklarıā€ndan yanaymış gibi gƶzĆ¼kĆ¼p, kadınların ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ ve eşitliği aleyhine işleyen muhafazakĆ¢r iklimā€¦ Bƶylelikle, ƶrneğin kĆ¼rtaj sivil toplum iƧinde tartışmaya aƧılabilmekte (Fransa, Ä°talya, Almanya, Romanya, Hırvatistanā€¦) insan ve kadın hakları ƶrgĆ¼tleri kovuşturulmakta, gƶrmezden gelinmekte, mali kaynakları kesilmekte, hatta saldırılara uğramakta.[31] TĆ¼m Avrupaā€™yı saran aile odaklı sƶylem ve politikalar geleneksel cinsiyet rollerini gĆ¼Ć§lendirirken kadınları da iktisadi aƧıdan kocalarına bağımlı kılmaktadır. Genel eğilim, kadınları anneliğe yƶnlendirirken annelikle profesyonel yaşamı bağdaştırmak gittikƧe zorlaştırılmaktadır. Anneliğe teşvik ise, annelere kurumsal destek sağlamaktansa, doğumlarda bir kereliğine verilecek ƶdĆ¼llerle sınırlandırılmaktadır. Ve Ƨekirdek aileye sağlanan destek, LGBTI bireylerin ve tek ebeveynli ailelerin ayrımcılığa maruz kalması anlamına gelmektedir genellikleā€¦[32]
SonuƧ olarak, gĆ¼nĆ¼mĆ¼z ā€œpopĆ¼list aşırı sağā€ parti ve hareketlerinin ā€œkadınsıā€ yĆ¼zĆ¼nĆ¼, kimi kuramcıların ve kamuoyu oluşturucularının yaptığı Ć¼zere onları faşizmden ayıran bir ā€œolumlulukā€ olarak gƶrmek, ā€œaşırı dozā€ bir iyimserlikten ƶte bir anlam taşımaz. Şu unutulmamalıdır: ā€œPopĆ¼list aşırı sağā€ olarak nitelenen parti ve hareketler, tĆ¼m potansiyellerini tĆ¼ketmiş değillerdir, hatta denilebilir ki henĆ¼z yolun başındadırlar. Nereye varabilecekleri, kendilerini var eden krizin boyutları ve karşılaşacakları toplumsal direnişin gĆ¼cĆ¼yle bağlantılı bir olasılıklar dizisidir.
Bu, onların kadın politikaları iƧin de bƶyledir. Nihayetinde ā€œfeministlikleriā€ kadınların eşitliğine adanmışlıklarından değil, Ä°slĆ¢mā€™a karşıtlıklarından kaynaklanmaktadır ve onunla sınırlıdır. Yoksa ultra milliyetƧiliğin ve faşizmin tĆ¼m varyantları gibi, onlar iƧin kadınların hak ve ƶzgĆ¼rlĆ¼kleri, korporat bir toplumun en kĆ¼Ć§Ć¼k birimi olarak gƶrdĆ¼kleri aile iƧin feda edilebilir bir şeydir.
ā€œYa bu parti ve hareketleri yƶneten ve destekleyen kadınlarā€ mı dediniz? Matheus Hagedornyā€™nin deyişiyle onlar, ā€œĆ¶zgĆ¼r seƧim haklarını her tĆ¼rlĆ¼ ƶzgĆ¼rleşmeye karşı kullananā€ ā€œanti-feminist cepheā€ kadınlarıdır![33]

4 Mayıs 2019 14:04:18, İstanbul.

N O T L A R
[1] 24 Mayıs 2019 tarihinde Ä°stanbul ƖzgĆ¼r Ɯniversiteā€™de yapılan konuşmaā€¦ KaldıraƧ No:215, Haziran 2019ā€¦
[2] Platon.
[4] Aktaran: Martin Durham, Women and Fascism, Londra-New York, Routledge, 1998: 18.
[5] Aktaran: Wilhelm Reich; Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı, (Ƈev. Bertan onaran), Ä°stanbul,1979, s.94.
[6] Aktaran: Victoria de Grazia, How Fascism Ruled Women, Italy 1922-1945. University of California Press, 1992: 41.
[7] Victoria de Grazia, How Fascism Ruled Women, Italy 1922-1945. University of California Press, ss.174-178.
[8] Hakan Akman, ā€œFaşizm ve ā€œKadın Ailede GĆ¼zeldirā€, http://www.angelfire.com/oz/sosyo/fasizmvekadin.htm
[9] Maria Antonietta Macciocchi, Faşizmin Analizi, (Ƈev. Cemal SĆ¼reya), Ä°stanbul,1979, s.129
[10] Macciocchi, s.113.
[11] Oğuzhan Ekinci, ā€œNasyonal Sosyalizm Dƶneminde Kadınlarā€, AtatĆ¼rk Ɯniversitesi Sosyal Bilimler EnstitĆ¼sĆ¼ Dergisi, Aralık 2018 22(Ɩzel Sayı), s.2917.
[12] William A. Pelz, A Peopleā€™s History of Modern Europe, Pluto Press, 2016, s.129.
[13] Macciocchi, s.130.
[14] Cynthia Miller-Idriss ve Hilary Pilkington, ā€œWomen are joining the far right ā€“ we need to understand whyā€, The Guardian, 24 Ocak 2019.
[15] Umut Erel, ā€œSaving and reproducing the nation: Struggles around right-wing politics of social reproduction, gender and race in austerity Europeā€, Womenā€™s Studies International Forum 68 (2018), s.174.
[16] ā€œPopĆ¼lizmā€, Batı akademiaā€™sının ve liberal kamuoyu oluşturucuların Avrupa Ć¼lkeleri ve ABDā€™de yĆ¼kselişine tanık olduğumuz ā€œneo-faşistā€ parti ve hareketlere, ā€œpolitik doğrulukā€ adına yƶnelttikleri niteleme. Bu nitelemenin bir eleştirisi iƧin bkz. Sibel Ɩzbudun, ā€œMaskeli Faşizm: PopĆ¼list Aşırı Sağā€.
[17] Susi Meret and Birte Siim, ā€œA Janus-faced feminism: Gender in women-led right wing populist partiesā€ 2017 European Conference on Politics and Gender (ECPG), 8-10 Haziran 2017, Lausanne Ɯniversitesi, Ä°sviƧre.
[18] Ruth Wodak, The Politics of Fear. What Radical right Wing Populism Means, Londra, Sage, 2015, s.1.
[19] Dorit Geva, ā€œDaughter, Mother, Captain: Marine Le Pen, Gender and Populism in the French National Frontā€, Social Politics: International Studies in Gender, State & Society, jxy039, https://doi.org/10.1093/ sp/jxy039
[20] Akt. Geva.
[21] Adolf Hitlerā€™in 18 EylĆ¼l 1922 MĆ¼nih konuşması, Adolf Hitler Collection of Speeches, (1922-1945), s.29.
[22] Suvi Keskinen, ā€œThe ā€˜crisisā€™ of White hegemony, neonationalist femininities and antiracist feminismā€, womenā€™s Studies International Forum, 68 (2018), s.160.
[23] Matilda Fleming, Oriane Gilloz, Nima Hairy, ā€œGetting to know you: mapping the anti-feminist face of right-wing populism in Europeā€, Open Democracy, 8 Mayıs 2017, https://www.opendemocracy.net/en/can-europe-make-it/mapping-anti-feminist-face-of-right-wing-populism-in-europe/
[24] U. M. Vieten, ā€œFar Right Populism and Women: The Normalisation of Gendered Anti-Muslim Racism and Gendered Culturalism in Netherlandsā€, Journal of Intercultural Studies, 37(6), 2016.
[25] Liza Kane-Hartnett, The Populist Right in Western Europe, Part 1 ā€“ Womenā€™s Bodies and National Belonging, Mayıs 2018, https://centreforfeministforeignpolicy.org/ journal/2018/5/6/ the-populist-right-in-western-europe-part-1-womens-bodies-and-national-belonging
[26] A.y.
[27] Cas Mudde ve CrıstĆ³bal Rovira Kaltwasser, ā€œVox Populi or Vox Masculini? Populism and Womenā€, Patterns of Prejudice, 2015, Vol. 49, Nos.1ā€“2, 16ā€“36, http://dx.doi.org/10.1080/0031322X. 2015.1014197
[28] Mudde ve Kaltwasser, a.y.
[29] Matilda Fleming, Oriane Gilloz, Nima Hairy, ā€œGetting to know you: mapping the anti-feminist face of right-wing populism in Europeā€, Open Democracy, 8 Mayıs 2017, https://www.opendemocracy.net/en/can-europe-make-it/mapping-anti-feminist-face-of-right-wing-populism-in-europe/
[30] Mari LilleslĆ„tten, Podcast: A threat to academic freedom is a threat to womenā€™s rights, 19 Kasım 2018, http://kjonnsforskning.no/en/2018/11/threat-academic-freedom-threat-womens-rights
[31] ā€œMacaristanā€™da kadın ve insan hakları grupları sĆ¼rekli saldırı altında, tehditler alıyor ve hayatta kalabilmek iƧin mali kaynakları bulmakta zorlanıyorlar. Haziran 2017ā€™de kabul edilen yeni ā€œSivil Toplum ƖrgĆ¼tleriā€ yasası sivil toplum ƶrgĆ¼tlerinin yabancı fonlardan yararlanmasını yasakladı. Ɯlkede bağımsız medya kalmadı, ve tek partinin tĆ¼m siyasal yaşama egemen olması, iş bulabilmek ve diğer avantajlardan yararlanabilmek iƧin kişinin mutlaka parti Ć¼yesi olması gerektiği anlamına geliyor. Ɯlkede aynı zamanda insanların başka Ć¼lkelere gƶƧ etmek zorunda kaldığı bir beyin gĆ¶Ć§Ć¼ yaşanıyor. Polonyaā€™da medya artan ƶlĆ§Ć¼de hĆ¼kĆ¼metin denetimi altına giriyor ve hĆ¼kĆ¼met de bu denetimi kadın ve insan hakları konusunda kamuoyunu biƧimlendirmek Ć¼zere kullanıyor. Yetkililer bĆ¼rolarını basarak kadın hakları ƶrgĆ¼tlerini taciz ediyor ve yeni yƶnetmeliklerle Ć¼lkede gƶsteri hakkı kısıtlanıyor. Hırvatistanā€™da sağcı politikacılar, hĆ¼kĆ¼met-dışı ƶrgĆ¼tlere yƶnelik devlet desteğinin kesilmesi iƧin Ƨaba gƶsteriyorlar.ā€ (Feminist Initiative, ā€œFeminist Responses to Growing Nationalism in the European Unionā€, https://feministinitiative.eu/assets/uploads/2018/05/feminist_responses_to_growing_nationalism_in_the_eu_a4_digit.pdf)
[32] Feminist Initiative, a.y.
[33] Matheus Hagedorny, ā€œAnti-feminist front womenā€, https://www.movingdocs.org/anti_feminist_front_women

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

ā€œHOŞGƖRƜDEN EŞİTLİĞE: TƜRKLERLE ERMENÄ°LER ARASINDAKÄ° GƜƇ Ä°LİŞKÄ°LERÄ°NÄ° BÄ°R SÄ°VÄ°L HAKLAR MODELÄ° ARACILIĞIYLA DEĞİŞTÄ°RMEK,1,ā€œKOBANƊā€™NÄ°N ā€˜BÄ°Zā€™Ä°MLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,ā€œNEFRET SUƇLARIā€ VE ā€œZEHÄ°RLÄ° KANā€ ƜZERÄ°NE,1,1 MAYIS 2015ā€™DE Ä°STÄ°KAMET(Ä°MÄ°Z) -2014ā€™TE OLDUĞU GÄ°BÄ°!- TAKSÄ°M,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)Ä°,1,1 MAYISā€™A GÄ°DERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKÄ°M DEVRÄ°MÄ°ā€™NÄ°N ANIMSATTIKLARI,1,100ā€™E 1 KALA ERMENÄ° GERƇEĞİNÄ°N TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLƜL 2010 SONRASI,1,12 EYLƜL KÄ°ME KARŞIYDI?,1,12 EYLƜL YARGILANDIā€¦ MI?,1,12 EYLƜLā€™Ćœ YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968ā€™Ä°N 50. YILINDA SARI YELEKLÄ°LER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013ā€™ĆœN 1 MAYIS DERSLERÄ°,1,2015,1,2015 1 MAYISā€™INDAN 2016ā€™YA YÄ°NE YENÄ°DEN ISRARLA TAKSÄ°M,1,2016,1,2018,1,2019: YERKƜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NÄ°SAN BÄ°TTÄ° ā€˜KUTLU DOĞUMā€™ VERELÄ°M,1,24 HAZÄ°RAN SEƇİM(LER)Ä° VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZÄ°RAN 2015 SEƇİMLERÄ°ā€™NE DAÄ°R -GEREKƇELÄ°- TAVRIMIZ,1,7 HAZÄ°RANā€™DAN 1 KASIMā€™A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYAā€™YA UNUTULMAZ BÄ°R YOLCULUK,1,ABD EMPERYALÄ°ZMÄ° VE VENEZƜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLƜ OLMAK Ä°YÄ°DÄ°R (7 HAZÄ°RAN SONRASINA DAÄ°R DEĞERLENDÄ°RME),1,ADALET: ANTROPOLOJÄ°K BÄ°R BAKIŞ,1,afis,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YEā€™N)Ä°N ƖTESÄ°DÄ°R,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE),1,AKADEMÄ°NÄ°N ƖZGƜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMÄ°SYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SÄ°ZLERÄ°,1,akp,36,AKP Ä°KTÄ°DARI VE GƜNDELÄ°K HAYATIN Ä°SLƂMÄ°LEŞTÄ°RÄ°LMESÄ°,1,AKP Ä°SLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKPā€™NÄ°N ā€˜KƜLTƜR POLÄ°TÄ°KALARIā€™?,1,AKPā€™NÄ°N ā€œDERÄ°N DEVLETā€Ä°,1,AKPā€™NÄ°N ā€œKINDER KUCHE KIRCHEā€SÄ°,1,AKPā€™NÄ°N ā€œMUHAFAZAKƂRā€LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKPā€™NÄ°N ā€œORGANÄ°K AYDINLARIā€ VE HAZÄ°RAN KALKIŞMASI,1,AKPā€™NÄ°N BAŞKANā€LIĞI,1,AKPā€™NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ° MÄ° DEDÄ°NÄ°Z,1,AKPā€™NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°: MÄ°LLÄ°YETƇİ MANEVÄ°YATƇI VE PÄ°YASACI,1,AKPā€™NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°YLE Ä°MTÄ°HANI,1,AKPā€™NÄ°N KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GÄ°BÄ° ƖLMEK,1,AKPā€™NÄ°N MUHAFAZAKƂRLIĞI Ä°SLƂMCILIĞI NEOLÄ°BERALÄ°ZMÄ° VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktĆ¼el,3,ALEVƎLÄ°K VE SINIF MƜCADELESÄ°: KƜLTƜR VE EKONOMÄ° POLÄ°TÄ°K,1,aleviler,1,amerika,3,ANADOLUā€™NUN ā€œYA BASTAā€SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJÄ°: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKÄ°ā€ ƜZERÄ°NE,1,ATAERKÄ°L PAZARLIK BOZULDU,1,AVMā€™LER,1,AVRUPA BÄ°RLİĞİ: ƇOKKƜLTƜRCƜLƜĞƜN ā€œKRÄ°ZÄ°ā€,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,29,AYŞE ƖĞRETMEN ā€œDAVAā€SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,9,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MÄ°ZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZÄ°MAN JƎYAN NA BE,1,BEJDARā€™IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERÄ°,1,BEKLE BÄ°ZÄ° -YENÄ°DEN- TAKSÄ°M,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BÄ°R ā€œELEŞTÄ°RÄ°ā€YE KISA KENAR NOTLARI,1,BÄ°R ā€œÄ°MKƂNSIZ AŞKā€ HÄ°KƂYESÄ°: ā€œAKADEMÄ° VE ƖZGƜRLƜK,1,BÄ°R ā€œPRAKSÄ°S ANTROPOLOJÄ°SÄ°ā€ İƇİN,1,BÄ°R AYDIN(LIK) HƂLÄ° FÄ°KRET BAŞKAYA,1,BÄ°R DAHA ASLA DÄ°YEBÄ°LMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR (YENÄ°DEN-)ƜRETME ARACI OLARAK MOBBÄ°NG[*],1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR ARACI OLARAK KORKU,1,BÄ°R KEZ DAHA ā€œTERƖRā€ MƜ,1,BÄ°R KÄ°MLÄ°K SÄ°YASETÄ° OLARAK MÄ°LLÄ°YETƇİLÄ°K VE IRKƇILIK,1,BÄ°R MÄ°LAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BÄ°YOLOJÄ° KADER MÄ°? ya da ā€œFITRATā€A DAÄ°R,1,BÄ°ZÄ°M DELÄ°LERÄ°MÄ°Z,1,BM DB VE IMFā€™NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLƜL REJÄ°MÄ°ā€¦ BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA ā€œGULYABANÄ°ā€ KÄ°M),1,BUGƜN ADNAN YƜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTƜKLERÄ° KAN,1,cevre,15,CHARLIE HEBDOā€™YA SALDIRI TEā€™VÄ°LLERÄ° VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,13,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SÄ°STEMÄ° VEYA BU KADAR YETKÄ°YÄ° BABANIZA VERÄ°R MÄ°YDÄ°NÄ°Z,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESÄ°N DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETÄ°YLE BESLENEN ƜLKE,1,ƇƖZƜMƜN SOSYO-EKONOMÄ°K YANI,1,DAĞLAR ERÄ°RSE ā€“ ZEVEBƂN,1,DAÄ°MA YAŞAYACAKTIR Ä°SMÄ°YLE MƜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GÄ°RİŞİMÄ° VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELÄ° DUMRULā€™UN ā€œKENTSEL DƖNĆœÅžĆœMā€Ćœ ya da YOLSUZLUK RANTIN Ä°KÄ°Z KARDEŞİDÄ°R,1,DEMÄ°RÄ°N TUNCUNA Ä°NSANIN...,1,demokrasi,4,DEMOKRATÄ°KLEŞ-ME PAKETÄ°,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETÄ°N ERKEKLERÄ° YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETÄ°N KƜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,10,DİĞERLERÄ° VE KENT HAKLARIā€¦[*],1,dinler,7,DÄ°NLER Ä°SLƂM VE KADIN BEDENÄ°,1,dinleti,1,DÄ°RENEN DAMAR[*] ƇƜRƜMEYEN,1,direnis,3,dunya,6,dĆ¼nya,60,dĆ¼sĆ¼nce ƶzgĆ¼rlĆ¼gĆ¼,2,EGEMENLERÄ°N ā€œPYRRHUS ZAFERÄ°ā€: F-TÄ°PÄ°,1,egitim,12,EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° SOSYALÄ°ZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTÄ°RÄ° HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,17,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSÄ°ZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,9,EMPERYALÄ°ZM- T. ā€œCā€ VE AFRÄ°N,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALÄ°ZM ƜZERÄ°NE NOTLAR,1,ERCAN BÄ°NAYā€™DAN (BAFRA T TÄ°PÄ°) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAYā€™A ƖZGƜRLƜK,1,ermeniler,4,ESKÄ°(MEYEN)/ YENÄ° TƜRKÄ°YEā€DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA ā€œHAYIRā€,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,7,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,2,feminist,1,FÄ°DEL İƇİN SANCAĞI YARIYA Ä°NDÄ°RMEYÄ°N DAHA DA YƜKSELTÄ°N,1,FRIEDRICH ENGELS VE AÄ°LENÄ°N,1,genclik,2,GERƇEKTEN DE NEDÄ°R TERƖR,1,GƖBEKLÄ°TEPE BÄ°ZE NEYÄ° ANLATIYOR,1,gĆ¼ncel,8,gĆ¼ndem,11,GƜNDEMā€™E DƜNE VE BUGƜNE DAÄ°R,1,HAFIZASINI YÄ°TÄ°RMEYEN ā€œDERSÄ°Mā€™E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ƜLKEYÄ° KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GÄ°DİŞ(Ä°MÄ°Z),1,HANGÄ°MÄ°Z ƖZGƜRƜZ KÄ°,1,hareketler,2,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!ā€ā€,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTÄ°R YANÄ° HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GƜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BÄ°R ā€œKƖPEKā€ VARDIR,1,HİƇLEŞTÄ°RÄ°LME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLÄ°LER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,34,IŞILTILI VE ā€œTEHLÄ°KELÄ°ā€ BÄ°R KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE Ä°SLƂMCI ā€œFEMÄ°NÄ°STLERā€,1,ibrahim kaypakkaya,1,Ä°FADE ƖZGƜR(LƜĞƜ) MƜ,1,Ä°FADE ƖZGƜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELÄ°KLÄ° DEĞERDÄ°R,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,Ä°SLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZÄ°HÄ°N HARÄ°TASINDA BÄ°R GEZÄ°NTÄ°: ā€œNASIL BÄ°R KADIN(LIK),1,Ä°STANBUL SEƇİMÄ° - BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(ā€™IMIZ) VE KATLÄ°AMIN 40. YILINDA TAKSÄ°M,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,Ä°TÄ°RAZ VE ELEŞTÄ°RÄ° ā€œHAZIROLā€DA DURMAZ,1,Ä°YÄ° KÄ° YAŞADILAR Ä°YÄ° KÄ° YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRÄ°M(LER),1,KADINLAR KAPÄ°TALÄ°ZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE ā€œSINIFLAR-ƜSTƜā€ MƜ,1,KADINLAR İƇİN OLABÄ°LECEK EN KƖTƜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAÄ°R,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSÄ°ZMā€™SÄ°Z OLUR MU,1,kadin,63,kadinlar,11,KALBÄ°M(Ä°Z) CÄ°ZREā€™DEDÄ°R,1,kapitalizm,24,KAPÄ°TALÄ°ZM KƜLTƜR DÄ°RENİŞ,1,KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KENDÄ°NÄ° Ä°MHASI: NEOLÄ°BERALÄ°ZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HƜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTÄ° (YOKSULLARINDAN) TEMÄ°ZLEMEK,1,KEŞFEDÄ°LMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESÄ° İƇİNDÄ° SAMÄ°R AMÄ°N,1,kitap,35,KOBANƊ BÄ°ZÄ°MDÄ°R BÄ°Z KOBANƊā€™YÄ°Z,1,KOLEKTÄ°F BÄ°R DEVLET CÄ°NAYETÄ°: HRANT DÄ°NK,1,komĆ¼nizm,6,kriz,54,KRÄ°Z SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ƜZERÄ°NE GƖRĆœÅžLER,1,KRÄ°ZDEN Ä°NSAN MANZARALARI[*],1,KƜLTƜR ā€œYERLÄ° VE MÄ°LLÄ°ā€ MÄ°DÄ°R?YA DA NEDÄ°R,1,kĆ¼ltĆ¼r sanat,30,KƜRESEL KƜLTƜRā€ MƜ,1,kĆ¼rt sorunu,1,laiklik,1,LAÄ°KLÄ°K MÄ° HANGÄ°SÄ°,1,latin amerika,12,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZÄ°LYA ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: ā€œTEKNÄ°K DARBE,1,LATÄ°N AMERÄ°KAā€™DA BARIŞ SƜREƇLERÄ°,1,LATÄ°N AMERÄ°KAā€™DAN ā€œBARIŞ SƜREƇLERÄ°ā€: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KAā€™NIN DESAPARECIDOā€™LARI,1,leninizm,4,LƜZUMā€ ƜZERE: BÄ°R KEZ DAHA Ä°STANBUL SEƇİMÄ°,1,MAĞLUP MU DENÄ°R ŞİMDÄ° ONLARA?,1,MARKSÄ°ST-LENÄ°NÄ°ST ROMAN YAZARI : VEDAT TƜRKALÄ°,1,marksizm,6,MARKSÄ°ZM + V. Ä°. LENÄ°N = EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° (NOTLARI),1,MARKSÄ°ZM AÄ°LE AŞK CÄ°NSELLÄ°K ƜZERÄ°NE SƖYLEŞİ,1,MARKSÄ°ZM VE KADIN ƜZERÄ°NE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSÄ°ZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARXā€™IN DĆœÅžĆœNCE DƜNYASINA BÄ°R SEYAHAT: ETNOLOJÄ° DEFTERLERÄ°,1,MARXā€™TAN ƖĞRENEN BÄ°R ƇUKUROVALI: OKTAY ETÄ°MAN,1,MASKELÄ° FAŞİZM: ā€œPOPƜLÄ°ST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI Ä°YÄ° BÄ°LMEZDÄ°K,1,milliyetci,2,mizah,2,MURATā€™IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHÄ°NÄ°LER VE DƜNYAYI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LMEK,1,mĆ¼cadele,15,MƜCADELE BOYU BÄ°R YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MƜCADELEYE DEVAMā€[1] ā€œBU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O ā€œÄ°MTÄ°YAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KÄ°TLEā€YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) ā€œFEMÄ°NÄ°STā€ MÄ°,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YEā€™DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKƜNLEŞME DÄ°YALEKTİĞİ,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YEā€™NÄ°N ā€œEN ALTTAKÄ°LERā€Ä°: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KƜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,12,newroz,1,NÄ°CE ONYILLARA ā€˜YENÄ°KAPIā€™LI YOLDAŞLAR,1,O GƜN BU ƜLKEDE. O GƜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLƜMSƜZDƜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(Ä°MÄ°Z,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BÄ°Z YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,10,ORTADOĞUā€™DA BÄ°R KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLIā€™YI ā€œÄ°HYAā€ ETMEK: AKPā€™NÄ°N TƖRENLERÄ°,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTƜ YƜREĞİMÄ°ZEā€¦,1,ƖFKELENÄ°NCE ƇOK GƜZEL OLUYORSUN TƜRKÄ°YE,1,ƖFORÄ°NÄ°N ORTASINDA,1,ƖĞRETTÄ°KLERÄ° HATIRLATTIKLARIYLA GREÄ°F DÄ°RENİŞİ,1,ƖLƜMSƜZ ABÄ°(MÄ°Z) OKTAY ETÄ°MAN,1,ƖRGƜTLƜ MƜCADELE ETİĞİ VE SOSYALÄ°ST DEMOKRAS,1,ƶteki,29,ƖZEL MƜLKÄ°YETÄ°N DEVLETÄ°N KƖKENÄ° ƜZERÄ°NE,1,ƖZERKLÄ°KƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLÄ°VYA DERSLERÄ°,1,ƖZGECANā€™IN KATLÄ°NÄ°N AKPā€™YLE NE Ä°LGÄ°SÄ° VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgĆ¼rlĆ¼k,5,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANÄ°NÄ°N (ā€œYENÄ°ā€) REJÄ°MÄ°,1,PARÄ°S KATLÄ°AMI ā€œBARIŞ SƜRECÄ°ā€ VE HESAPLAŞMA,1,politika,13,POPƜLER KƜLTƜRE ELEŞTÄ°REL BAKIŞLAR - KISA BÄ°R TARÄ°HƇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEPā€™Ä°N TƜRKƜ(/ŞİİR)LERÄ°,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKÄ°ā€™NÄ°N KANAYAN KARANFÄ°LÄ°,1,rƶportaj,12,SAHÄ° ā€œVESAYET (REJÄ°MÄ°)ā€ KALKTI MI,1,SAHÄ°CÄ° OLMAK,1,savas,4,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ƜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULUā€™NA,1,secim,18,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERÄ°N SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRƜMENÄ°N RESMÄ°NÄ° ƇİZEBÄ°LÄ°R MÄ°SÄ°N ABÄ°DÄ°N?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTÄ°M MANZARALARI,1,SEN MÄ°SÄ°N ā€œBARIŞā€ DÄ°YEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,11,SÄ°VAS KATLÄ°AMI O GƜN ORADA BÄ°TMEDÄ°,1,siyonizm,4,SÄ°YONÄ°ZM ANTÄ°-SEMÄ°TÄ°ZM VE BÄ°R ā€œMUGALATAā€ ƜZERÄ°NE,1,SOMA ā€œSONā€ OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BÄ°LÄ°MLER: BÄ°R ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,13,SOYKIRIM ƜZERÄ°NE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ƜZERÄ°NE,1,suriye,2,SURUƇā€™UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELÄ° DUMRULLARI: ƖZELLEŞTÄ°RMELER,1,SƜREKLÄ°LEŞTÄ°RÄ°LEN OHAL VE,1,ŞİDDET MÄ° MEŞRUÄ°YET YÄ°TÄ°MÄ° MÄ°,1,ŞİDDET NEDEN KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N ā€œOLMAZSA OLMAZIā€DIR,1,taksim,3,tanitim,13,TANTALOSā€™U YARATMAK,1,tarih,17,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercĆ¼me,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KÄ°TAPLI Ä°NSANDAN KORKARIM,1,TOTALÄ°TARYANÄ°ZMÄ° SOKAKTA ALT EDEBÄ°LMEK,1,TOTALÄ°TERLEŞMEYE Ä°HVANā€™LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET Ä°KTÄ°DAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tĆ¼ketim,1,TĆ¼rk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TƜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TƜRK(Ä°YE) Ä°SLƂMIā€™NDA KADIN OLMAK,1,tĆ¼rkiye,82,ULAŞ ULAŞā€™TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHÄ°T OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,Ć¼niversite,6,ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° ƖLDƜRMENÄ°N SEKÄ°Z YOLU (YA DA ƜNÄ°VERSÄ°TE PÄ°YASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETÄ°N ALTERNATÄ°FÄ° VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZƜELLA VE EMPERYALÄ°ZM KONUSU,1,VESAYET REJÄ°MÄ°ā€ ƖLDƜ YAŞASIN ā€œÄ°LERÄ° DEMOKRASÄ°,1,video,26,VURUN ā€œĆ–TEKÄ°ā€NE,1,YA SEV YA TERKET: BÄ°R BÄ°AT ARACI OLARAK MOBBÄ°NG,1,YA SOSYALÄ°ZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞIā€ MI DEDÄ°NÄ°Z,1,yasam,20,YENÄ° TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR ā€œYENÄ°ā€,1,yeni yil,2,YENÄ° YƖK YASA TASLAĞI ƜZERÄ°NE: PÄ°YASA ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° YUTARKEN,1,YENÄ°DEN HAYKIRABÄ°LMEK: ā€œYERÄ°MÄ°Z MUTFAK DEĞİL DƜNYA,1,YERELÄ° BÄ°RLÄ°KTE YƖNETMEK - NASIL BÄ°R DƜNYA Ä°STÄ°YORSAK ƖYLE BÄ°R YEREL YƖNETÄ°M,1,YILDIZLARIN GƜNCESÄ°NÄ° TUTAN ADAM: CENGÄ°Z GƜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YƜREĞİMÄ°ZDE,1,ZAPATÄ°STALARIN 33. YILI: BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,ZEYTÄ°NLİĞİ ZÄ°NDAN YAPAN SÄ°STEMATÄ°K ZULME DÄ°RENENLER,1,ZÄ°NDAN(LAR)IN TƜRKƇESÄ°,1,ZORUNLU BÄ°R AƇIKLAMA (II)ā€¦ VE BÄ°R EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚ƶzbudun: NEO-FAŞİZM(LER) ā€œFEMÄ°NÄ°STā€ MÄ°?[1]
NEO-FAŞİZM(LER) ā€œFEMÄ°NÄ°STā€ MÄ°?[1]
https://ilerihaber.org/images/userfiles/karsinizda-neo-fasizm.png
sibelšŸ‚ƶzbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/06/neo-fasizmler-feminist-mi1.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/06/neo-fasizmler-feminist-mi1.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gƶr BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara BĆ¼tĆ¼n Yayinlar Ä°steğiniz gƶnderi bulunamadı Ana Sayfaya Dƶn Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika ƶnce $$1$$ minutes ago 1 saat ƶnce $$1$$ hours ago dĆ¼n $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy