$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

$type=carousel$count=4$sn=0$rm=0$show=post$m=0

YANITLAR[1]

“Sessizce bir türkü söylüyoruz içimizde bir yaraya bakarak.” [2] 1) Öncelikler sizi tanıyabilir miyiz? En zor soru… 1956 İst...



“Sessizce
bir türkü söylüyoruz
içimizde bir yaraya bakarak.”[2]
1) Öncelikler sizi tanıyabilir miyiz?
En zor soru… 1956 İstanbul doğumluyum. Aslında hiç önemi olmasa da; ana tarafından Çerkes, baba tarafından Boşnak; yani Osmanlı’nın çöküş sürecinin yollarını kesiştirdiği iki farklı, ama farklı olduklarının “farkında olmayan”, asimile olmuş iki kültürün ürünüyüm. İstanbul’un 60’lı yıllarında geçen oldukça bir çocukluk; bol kitaplı, bol hayalli, bol şiir-öykü denemeli, düşperest bir ilkgençlik; Deniz Gezmiş’lerin idam gecesi (15 yaşında olmalıyım) düzene ilk başkaldırı… 70’li yılların coşkusu içinde hızlı bir siyasallaşma…
Liseyi İstanbul’da bitirip üniversite için Paris’e gittim. İşe bakın, o yıl eğitim reformu tasarısına karşı tüm üniversiteler bir yıl boyunca grevdeydi. Zaten okuldan daha önemli şeylerin varlığını keşfetmişim; Paris’te okumaktan çok, sendikacılık (CGT’nin Türkiyeli işçiler seksiyonu, FKP üyeliği/militanlığı, Türkiyeli işçiler arasında çalışmalar… Gözümüz-kulağımız, aklımız fikrimiz memlekette. Bir yandan da grev dalgası sona erip üniversiteler yeniden açılınca, Paris VIII (Vincennes) ve Paris X (Nanterre) üniversitelerinde sosyoloji öğrenimi görüyorum. Ama fazla uzun sürmedi… 1977’de yurda “kesin dönüş” yaptım. Nisan sonları olmalı. Ve 1977 1 Mayıs’ında, 500 bin kişi ile birlikte Taksim’deydim. Galiba rüzgârın bize karşı döndüğü gün…
1977-80 arası bir yandan kitap ve dergi yayıncılığı (Havass, ardından Süreç Yayınları), bir yandan da İstanbul Üniversitesi’nde Antropoloji öğrenciliği. Mitingler, yürüyüşler, eylemler… 12 Eylül darbesi olanca karanlığıyla üzerimize çöreklendiğinde, öğrencilik de sona erdi, yayıncılık da… 12 Eylül’ün karanlığı dağılmaya başladıktan sonra, bir süre daha Süreç yayınlarını devam ettirmeye çalıştık arkadaşlarla birlikte. Ama iklim hepten değişmişti. SSCB’nin ve ardından sosyalist sistemin dağılışı, birden her yerden pıtrak gibi biten “tövbekârlar”, darbe rejiminin zindanlarında bedenleri hurdahaş edilmiş yoldaşların dışarı çıktıklarında uğradığı düş kırıklığı; sol saflarda bir Beyoğlu iptilası… İlk kitabım Niçin Feminizm Değil? (küçük bir kitapçık) bu yıllarda yaygınlaşan feminizme yönelik Marksist bir eleştiriydi.
80’lerin karanlığı böylece geçti. Yayınevi kapandıktan sonra çeviriye verdim kendimi; onlarca çevirim yayınlandı çeşitli yayınevlerinde: roman, araştırma-inceleme, hatta şiir. Bu arada dergilerde yazılarım yayınlanıyor; kadın sorunu üzerine. Feministlerle sert tartışmalar yaşıyoruz… 89’daydı sanırım, İstanbul’da bir kadın kurultayı gerçekleşti. Sosyalist ve feminist kadınlar arasında bir kopuş gerçekleşti.
90’larda üniversiteye dönmeye karar verdim. Ankara’ya göç… Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümünde yüksek lisans ve doktora. O yıllarda aynı üniversitede öğretim elemanı olarak çalışmaya başladım. Bu arada yıllar öncesinin, 70’li yılların tanıştığımız, sürgünden dönmüş Temel (Demirer)’le bir 1 Mayıs Meydanı’nda yeniden karşılaşma.
Temel ile Ankara’da bereketli bir birlikteliğimiz oldu: Siyah Beyaz gazetesi, Özgür Gündem, Özgür Üniversite, Öğretim Elemanları Sendikası (ÖES) ve 90’ların yükselen Kürt, öğrenci ve işçi hareketlerine Ankara’dan var gücümüzle katılım. Dört Latin Amerika yolculuğu. Davalar, yargılanmalar… Başta Ankara olmak üzere memleketin dört bir bucağında ve Kürdistan’da yüzlerce, belki de binlerce dostumuz, evladımız oldu, eylemler boyunca. Bir süre ÖDP ile buluştuk.
2010’lu yılların başlarında “gördüğüm lüzum üzerine” H.Ü.’den ayrıldım. Bir süreliğine A.Ü. Latin Amerika Araştırmaları Merkezi, ardından da İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim görevleri… “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin kopardığı fırtınalar içinde akademik hayatım “resmen” sonlandı.
2017’de Temel’le birlikte İstanbul’a nakl-i mekân eyledik. O gün bugündür bu keşmekeşler kentinde, yazı, panel-söyleşi, yargılanma işleriyle uğraşıyoruz… Öyle anlaşılıyor ki bizlere “emeklilik” yok!
2) Sibel Özbudun Antropoloji bilimi üzerinde derin araştırmalarıyla bilinir? Sizi bu insan bilim dalını araştırmaya götüren neydi?
Antropolojiyle sanırım 17 yaşlarında, Frederick Engels’in Ailenin, Devletin, Özel Mülkiyetin Kökeni kitabı aracılığıyla tanıştım. “Bu kitapta yazılanlar üniversitede hangi bölümde okutuluyor?” diye sorduğumda aldığım yanıttı antropoloji. Paris’teki öğrenciliğim sırasında denk düşüremedim (meğer Fransa’da “etnoloji” adı altında okutulurmuş!) ama Türkiye’ye geri döndüğümde girdiğim üniversite sınavlarında tek tercih yapmıştım: İ.Ü. Antropoloji bölümü. O yıllarda “Antropoloji’de okuyorum?” dediğim hemen herkesin şaşkın bakışlarla “ne loji?” diye sorduğunu anımsıyorum. Türkiye’de pek az öğrencinin rağbet ettiği, ancak iki üniversitede okutulan, kuytu bir bilim dalıydı. Oysa Cumhuriyet’in ilk yıllarında fazlasıyla rağbet görürmüş. Ancak o yılların ırkçı vurguları (daha çok bu ülkede yaşayan herkesin “Türk” olduğunu ispata koşulmuş) nedeniyle 2. Dünya Savaşı sonrasında gözden düşerek unutulmuşluğa terk edilmiş. 1990’lı yıllarda yıldızının yeniden parlamasında ülkedeki farklı kimliklerin tartışmaya açılması etken oldu. Pek çok Kürt, Laz, Çerkez, Arap vb. gencinin ilgisini çekti. Umarım bu dönemde H.Ü. Antropoloji bölümündeki eğitim ve yayın faaliyetlerimizin de bir tutam payı olmuştur…
3) Bu bilimden yola çıkarsak insanlığı gelecekte neler bekliyor?
Antropoloji geleceği öngörmeye yönelik bir bilim dalı değil. Yani “fütüroloji” gibi bir iddiası yok. Geçmişteki ve mevcut kültürlerin incelenmesiyle, insanlara çatışmasız, şiddetten uzak, barışçıl bir yaşam tarzı kurmanın yollarını önerebilir ancak. Bu da bu disipline içkin olan kültürel çeşitliliğin arzu edilen bir durum olarak kabulü, etnik merkezcilikten yani kendi kültürünü merkeze yerleştiren ve diğer kültürleri bu standarda göre yargılayan yaklaşımlardan ve bir tahakküm aracından başka bir şey olmayan ırkçılıktan kaçınma, insanların psişik birliği yani tüm insanların yeti ve potansiyellerinde eşit oldukları, onları farklı kılanın farklı fiziksel ve sosyal çevrelere uyarlanma araçları olan kültürleri olduğu, kültürler arasında “ilkel”, “gelişmiş” gibi hiyerarşiler kurmanın nafileliği ve hepimizin herkesten öğrenecek bir şeyleri olduğu gibi önermelerden ibarettir. Evet, toplumları ayrıştıran kültürleri değil, iktisadi-siyasal sömürü ve tahakküm açlıkları. Kültürel farklılıklar sömürü ve tahakküm ilişkileri üzerine yerleştiriliyor ve onları olumlamada araçsallaştırılıyor yalnızca. Antropologlar -tabii bilimlerini piyasaya kiralamamış olanlar- bu konularda bir duyarlık yaratmak için uğraşır dururlar…
4) Gelecekte kadının yeri toplumda nasıl olacak?
Bu hem gelecekte toplumların nasıl biçimleneceğine, hem de kadınların bu biçimlenişteki rol ve işlevlerinin ne olacağına bağlı. Eğer düşlediğimiz ve çabaladığımız üzere, her türlü sömürü ve tahakkümün tarihin çöp sepetine atıldığı, emeğe dayalı eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünyayı kurmayı başarabilirsek, kadınlar bu dünyanın eşit ve özgür bireyleri olarak yerlerini alacak, yaşamın her alanına, toplumun tüm mekanizmalarına özgürce katılacak ve geleceğin belirlenmesinde erkeklerle eşit düzlemde söz ve karar sahibi olacaklar. Kadınlar kocanın, babanın, ailenin, dinin desteğine ihtiyaç hissetmeksizin iki ayakları üzerinde durabilecek, yaratıcılıklarını kimsenin baskı altına almasına izin vermeksizin iç dünyalarını dilediklerince zenginleştirebileceklerdir. Geçmişteki deneyimlerden ders çıkartarak, hiçbir kişi ya da kurumun kendilerini devrim sonrası evlerine geri göndermesine izin vermeyecekler, kendi örgütleri aracılığıyla özgül taleplerini topluma duyurarak karşılık bulmasını sağlayacaklardır.
Ancak dünyanın mevcut hâlinin süregitmesi hâlinde olabilecekleri düşünmek dahi istemiyor insan. Dünyadaki eşitsizlikler devasa bir hızla büyürken, yeryüzü kaynakları hızla tükeniyor. Dört bir bucağı ahtapot kollarıyla sarıp sarmalayan kapitalizmin tükenmek bilmez “kâr daha çok kâr” güdüsü bir süre sonra içecek bir yudum su, soluyacak temiz hava, ekecek bir avuç toprak bulamayacağımız bir boğazlaşma, bir “herkesin herkesle savaşı” distopyasına sürüklüyor insanlığı. Böyle bir dünyada kadınların büyük bölümünün yazgısı, boğaz tokluğuna çalıştırılıp işe yaramaz hâle gelince kapı dışarı edilen ucuz emekçiler, cinsel sömürü nesneleri, şiddetin hedefi, savaş sürgünleri olmaktan ileri gidemeyecektir ne yazık ki…
5) Kadın, sınıf mücadelesinin neresindedir?
Kadınlar sınıf mücadelesinin ta başından beri içindedir. Köle ayaklanmalarında da vardırlar, Ortaçağ’daki köylü ayaklanmalarında da… Paris Komünü’nde Louise Michel öncülüğünde kadın taburları kurmuşlar, 8 Mart 1917’de Petrograd sokaklarını zaptederek Çarlık rejimini devirmişlerdir. Gerilla olmuş elde silah, Angola’da, Kenya’da, Sri Lanka’da, Türkiye’de, Kürdistan’da, Filistin’de, Cezayir’de, Almanya’da, ABD’de ulusal ve sınıfsal kurtuluş mücadelelerine katılmış, grevci olmuş patronlara ve devletin güvenlik güçlerine kök söktürmüşlerdir.
Öte yandan, toplumsal kurtuluş mücadelelerine, üzerlerindeki cinsel tahakkümü silkip atmanın mücadelesini katmayı bilmişlerdir. Devrim öncesi Rusya’da grevci kadın işçi yığınları, ekmek kavgalarının yanı sıra, işyerinde tacizin önlenmesi, küfürlü konuşmanın yasaklanması taleplerini de ekliyorlardı. “Oradaki adam kadınlara arabalara binerken yardım edilmesi, çukurlarda kucakta taşınması, her yerde en iyi yerin verilmesi gerektiğini söylüyor. Kimse arabaya binerken bana yardım etmez, çamurlu çukurları geçerken kucağına almaz ya da kimse bana en iyi yeri vermez. Ya ben kadın değil miyim? Bana bakın! Kollarıma bakın! Çapaladım ve ektim, biçtim ve hiçbir erkek bana efendilik edemedi! Ya ben kadın değil miyim? Bir erkek kadar çalışabilir ve bulabildiğimde bir erkek kadar yiyebilirim - ve kırbaca bir erkek kadar dayanıklıyımdır! Ya ben kadın değil miyim? On üç çocuk doğurdum ve çoğunun köle olarak satıldığını gördüm ve üzüntümden ağladığımda beni İsa’dan başka duyan olmadı! Ya ben kadın değil miyim?” diye haykırıyordu siyah köle kadın Sojourner Truth 19. Yüzyıl ortalarında kölelik karşıtı mücadelesinde… Ve Fransız devrimci Olympe de Gouges, Fransız İhtilali’nin “İnsan ve Yurttaş Hakları” Bildirgesi’nin yalnızca erkekleri özne kabul etmesi karşısında “Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kaleme aldıktan bir süre sonra, giyotinde can veriyordu… Ve İrlandalı kadınlar IRA üyesi olarak silahlı çatışmalara katılabilmek için IRA erkeklerine karşı da mücadele veriyorlardı.
Özetle, toplumsal eşitlik ve özgürlük için verilen mücadeleler ile kadınların özgürleşme mücadelelerinin birbirinden ayrılabileceğini düşünmüyorum. Toplumsal altüstlükler, “en alttakiler”i, emekçileri, kadınları, azınlıkları, tüm ezilenleri öne, üste çıkartır ve tarihin aktörü kılar. Kadınlar bu mücadelelerde kendilerine varlık alanları açmışlardır.
Sorun, devrim momentlerinde edinilen kazanımların, yeni düzen “kurumsallaşırken” yitirilmemesinde. Bunun için kadınların devrimsel dönüşümlerden sonra da örgütlülüklerini ve özerkliklerini korumaları gerek…
6) Kadın mücadelesi içerisinde Feminizm nerede duruyor ve tarihçesindeki kazanımlar nelerdir? Feminizm Kadın mücadelesinde ayrı bir örgütle mi yoksa bütün kadınlar biraz feminist mi olmalı?
20. yüzyıl başındaki ilk, 1968 hareketinden doğan ikinci dalgasıyla, feminizm, kadın hareketlerinin bir varyantıdır. Kadın hareketine, inkâr edilmesi, küçümsenmesi mümkün olmayan, önemli katkıları olmuş bir varyant. Toplumlarda kök salmış ataerkil yönelimlere, jinekofobiye karşı, kadın erkek ilişkilerindeki gündelik eşitsizliklere karşı uyarıcılığıyla, ataerkinin gündelik yaşamdaki yansımalarını, ana akımın “vaka-yi adiye”den addettiği sıradan eril şiddeti gündemleştirmesiyle kadınlara yeni bir farkındalık alanı açmıştır.
19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başlarındaki birinci kuşak feminizm bu konuda genellikle kötü bir sınav vermiştir. Feminizmin ilk dalgasının genellikle sanayi ülkelerinde, sınıf mücadelelerinin yükseldiği bir ortamda boy verdiğini biliyoruz. İşçi hareketlerinden uzak durmaya çalıştığını, emekçi kadınlarla buluşmaya çalıştığı ölçüde onları sınıf mücadelesinden kopartarak kendi taleplerine destek kılma çabası içinde olduklarını da. Bu nedenle Marksistlerin feminizm karşısındaki tutumları bir hayli eleştireldir.
1968 hareketleri bağrında yeşeren ikinci dalga feminizm de bir çeşit patricide (babayı öldürme) gayretiyle, 68’in sol örgütleri ve Marksizm’le eleştirel bir mesafe korumaya çalışmış, kendisi açısından sınıfsal sömürünün değil, sınıfsal ilişkilerden bağımsız olarak bütün toplumları dikey olarak kestiğini düşündüğü kadın-erkek eşitsizliğinin (ya da eril tahakkümü) önceliğini vurgulaya gelmiştir.
Oysa kadınların eşitliği ve özgürlüğü, ya da kadınların kurtuluşu düşüncesi, toplumsal dönüşüm ve eşitlik isteklerinin bir parçasıdır. Ezilenler, sömürülenler ne zaman eşitlik ve özgürlük için ayağa kalksa, bağırlarında kadınların da kendilerine biçilmiş rollerin cenderesini kırma, hayata katılma, kendi yazgılarını ellerine alma düşleri de yeşermektedir. Bizzat feminizmin tarihi, bu hareketin kendini toplumsal dönüşüm, her türlü sömürü ve tahakküm biçiminin ortadan kaldırıldığı yeni ve eşitlikçi bir toplum tahayyülünden ayrı tuttuğu ölçüde, egemen sınıflar tarafından temellük ederek güdükleştiğini, etkisizleştiğini gösteriyor. Kişisel olarak ben feminizm ile Marksizm’in ayrı kulvarlarda yürüyen düşünceler olduğu kanısındayım. Biri cinsel politikalardan kalkınır ve eril tahakkümü sorunsallaştırırken, diğeri ekonomi politikten kalkınır ve tüm sömürü ve tahakküm biçimlerini üretim tarzı ve ilişkileri kavramları çerçevesinde tahlil eder. Feministler açısından kadınların ezilmesi (ve/veya sömürülmesi) eril tahakküm ile bağlantılı ve sınıfsal bağlamdan bağımsızken, Marksistler kadınların ezilen cins oluşunu, toplumsal sömürü ve tahakküm terimleriyle ilintiledirirler.
Bence feministlerle Marksistler, birbirlerine eklemlenme çabasına girişmeksizin, gerektiğinde ortak eylemlere girişebilir, ortak kampanyalar düzenleyebilir, birbirlerinin var olma hakkına saygı duyarak, birbirlerine kulak vererek -ve hiç kuşkusuz ki birbirlerini eleştirerek- ayrı hatlardan yürüyebilir. Bir Marksist olarak kendimi hiçbir zaman feminist (ve tabii ki “antifeminist”) olarak tanımlama gereği duymadım…
6 Mart 2019 13:57:12, İstanbul.
N O T L A R
[1] Özlem Armen, Renkli Kalemler, Mara Yay., 2019… İçinde.
[2] Yannis Ritsos.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Öne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGÖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALÂKÂSI VAR?,1,“NEFRET SUÇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İÇİN NE YAPTI,1,1 mayis,16,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERÇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İÇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA İŞÇİ SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEÇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ’NE DAİR -GEREKÇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,abd,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AÇIK SÖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ÖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,37,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLÂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLÂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKÂR”LIĞI NEYE DENK DÜŞER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETÇİ MANEVİYATÇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ÖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI İSLÂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,3,ALEVÎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,3,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,11,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİÇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,38,AYŞE ÖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,12,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİÇ!,1,BE ZİMAN JÎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKÂNSIZ AŞK” HİKÂYESİ: “AKADEMİ VE ÖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İÇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HÂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İÇİN: GÖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERÖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bölge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ÇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELÂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,15,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,13,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK TERÖR SUÇU MU,1,ÇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ÇÖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBÂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,6,demokratiklesme,1,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,3,devlet,13,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKÎ,1,DEVLETLÛLAR,1,devrim,14,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLÂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ÇÜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,6,dünya,68,düsünce özgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,13,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,8,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,21,emekciler,3,EMEKÇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,9,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ÖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ÇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,7,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,2,feminist,1,FİDEL İÇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,5,GERÇEKTEN DE NEDİR TERÖR,1,GÖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,grev,1,güncel,9,gündem,12,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HÂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HÂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ÖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,2,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,hayat,1,HER GÜN DÖRT İŞÇİ BEŞ KADIN,1,HER KÖYDE BİR “KÖPEK” VARDIR,1,HİÇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ÖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,41,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLÂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ÖZGÜR(LÜĞÜ) MÜ,1,İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLEMEZ ÖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,12,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEÇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,16,İŞÇİ SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,İŞÇİ SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERÇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İÇİN OLABİLECEK EN KÖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,71,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,26,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,8,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİÇİMLENMESİ İÇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,6,kriz,60,KRİZ SAVAŞ VE İŞÇİ SINIFI ÜZERİNE GÖRÜŞLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,33,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,16,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ - 1/ BREZİLYA ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREÇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREÇLERİ”: EL SALVADOR ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,4,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEÇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,6,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DÜŞÜNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ÖĞRENEN BİR ÇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DÜŞÜ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,22,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIÇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLAŞMA/ DÜŞKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: İŞÇİ SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,13,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ÖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ÇALIP ÇIRPTIKÇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORÇUN,1,ortadogu,10,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TÖRENLERİ,1,OTUZÜÇ KOR DÜŞTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ÖFKELENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ÖFORİNİN ORTASINDA,1,ÖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ÖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,öteki,33,ÖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KÖKENİ ÜZERİNE,1,ÖZERKLİKÇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ÖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,özgeçmis,1,özgürlük,5,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,14,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHÇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,röportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,4,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ÇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,18,secimler,4,seçim,5,SEÇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,2,SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel özbudun,2,sinifsal bakis,11,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,4,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,16,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMÎ SÖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,söylesi,1,söyleşi,2,SÖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUÇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,16,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,26,tck,2,tck301,1,teknoloji,1,temel demirer,17,tercüme,2,terör,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TÖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: Gerçekten kadınlar için Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIŞÇI MI,1,TÜRK(İYE) İSLÂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,94,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ÖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İÇİN YEREL SEÇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ÖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,27,VURUN “ÖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,29,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YÖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YÖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ÖYLE BİR YEREL YÖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yök,3,yönetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKÇESİ,1,ZORUNLU BİR AÇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibel♀özbudun: YANITLAR[1]
YANITLAR[1]
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgt0lm71EuRMVd0F9stjR-cpQrBQW5pLCktzlPcez2mycxPumyq_s8_hNroC7EWuDkxwTEy0FuzRTEdKS56YwLLArxhZxKWC_ekVkwEmcwAHsaayyAWtXncUw5oGFn4lH0flZL1rAPB0UI/s320/0.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgt0lm71EuRMVd0F9stjR-cpQrBQW5pLCktzlPcez2mycxPumyq_s8_hNroC7EWuDkxwTEy0FuzRTEdKS56YwLLArxhZxKWC_ekVkwEmcwAHsaayyAWtXncUw5oGFn4lH0flZL1rAPB0UI/s72-c/0.jpg
sibel♀özbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/11/yanitlar1.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2019/11/yanitlar1.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy