$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

ENGELS, KADIN, AÄ°LE[*]

  “ƖzgĆ¼rlĆ¼kten yanayız ve bunun, kƶkeni ve biƧimi ne olursa olsun, ister dayatılmış, ister seƧilmiş olsun, kralcı ya da cumhuriyetƧi olsun h...

 





“ƖzgĆ¼rlĆ¼kten yanayız ve bunun,

kƶkeni ve biƧimi ne olursa olsun,

ister dayatılmış, ister seƧilmiş olsun,

kralcı ya da cumhuriyetƧi olsun

herhangi bir iktidarın varlığıyla

bağdaşmayacağına inanıyoruz...

Eşitlik olmadan ƶzgĆ¼rlĆ¼k olamaz!

Bizim istediğimiz eşitlik,

ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼n ƶnkoşulu olan fiili eşitliktir!”[1]

 

Konu “Marksizm ve kadın”a geldiğinde, ilk akla gelen kişidir Friedrich Engels. Ve onun ilk baskısı 1884’de, Bismarck’ın “Anti-sosyalist yasa”sına takılmamak iƧin ZĆ¼rih’te yapılan Der Ursprung der Familie, des Privateigenthums und des Staats: Im Anschluss an Lewis H. Morgan’s Forschungen (Ailenin, Ɩzel MĆ¼lkiyetin, Devletin Kƶkeni: Lewis H. Morgan’ın Araştırmaları Işığında - AƖMDK) başlıklı, bugĆ¼ne dek yeryĆ¼zĆ¼ndeki hemen bĆ¼tĆ¼n dillere Ƨevrilip yĆ¼zlerce baskısı yapılan kitabı.

AƖMDK, Engels’in dostu, yoldaşı Karl Marx’ın ƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼n ardından, evraklarını incelerken bulduğu, ABD’li hukukƧu-antropolog Lewis Henry Morgan’ın 1877 tarihinde Londra’da yayınlanan Ancient Society’si Ć¼zerine 1880-81 yıllarında aldığı notları gƶzden geƧirip Yunan, Roma, Ä°rlanda ve Cermen tarihi konusunda kendi bilgileriyle beslediği ve Mart 1884 sonlarında başlayıp aynı yılın Mayıs’ı sonlarında bitirdiği bir Ƨalışma. Ä°ki ayda bitirilmiş olması, materyalin (Morgan + Marx[2]) bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de hazır olduğuna delalet eder. Bir başka deyişle Engels, AƖMDK’yı bir antropolog/etnolog olarak değil, bir “yorumcu” olarak yazmıştır. Hedefini ise, kitap iƧin kaleme aldığı ƶnsƶzde kendisi dile getirir: “Morgan’ın (Marx’dan bağımsız olarak vardığı) bulgularını birlikte geliştirdikleri maddeci tarih irdelemesi sonuƧlarıyla aƧıklamak.” (AƖMDK, “Ɩnsƶz”) 

Engels, Karl Kautsky’ye yazdığı 26 Nisan 1884 tarihli mektupta da Morgan’ın bulgularının, Ƨağdaş sınıf mĆ¼cadelesinin tarih ƶncesine değgin, o gĆ¼ne dek mevcut olmayan “olgusal bir zemin” sağladığını belirtir: “Tekeşlilik Ć¼zerine olan bƶlĆ¼mĆ¼ ve ƶzel mĆ¼lkiyet Ć¼zerine olan son bƶlĆ¼mĆ¼ hem sınıf karşıtlıklarının bir kaynağı ve kadim cemaat sisteminin dağılmasının levyesi olarak tanımlayıp hem de Anti-Sosyalist Yasa’dan kaƧınacak biƧimde kaleme alamazdım. (…) Morgan prehistoryasında bugĆ¼ne dek mevcut olmayan olgusal bir temel sağlamakla bizlere yepyeni bir bakış aƧısı sunuyor.”[3]

Yani Engels’in (ve tabii Marx’ın da) Morgan “okuma”sı antropolojik değil, sınıf mĆ¼cadelelerine değgin, siyasal bir okumadır. Temel tez ise, aile, ƶzel mĆ¼lkiyet, devlet vs. kurumların, ezelden ebede mevcut, değişmez, meşruiyetlerini kadimliklerinden alan değil; belirli iktisadi-siyasal, tarihsel/toplumsal koşulların Ć¼rĆ¼nleri, dolayısıyla da “değişime tabi/değiş(tiril)ebilir” olduklarını gƶstermektir. Bunu yaparken, “Kadınların ƖzgĆ¼rleşmesi” sorunsalına tarihsel maddeci/Marksist yanıtlar getirir.

Engels’in 200. doğum yıldƶnĆ¼mĆ¼nde vesilesiyle, benden istenen “Engels, Kadın ve Aile” başlığına bƶylesi “teknik” sayılabilecek bir girizgĆ¢hla başlamam, nedensiz değil. Buradaki amacım, Engels’in (Morgan’a ve 19. yĆ¼zyıl antropolog ve tarihƧilerine dayanan) antropolojik “veri”lerinin geƧerliliğini tartışmak değil. HiƧ kuşku yok ki, Morgan’ın Ancient Society’sinde tartışılan olguların isabetliliğine yƶneltilebilecek her tĆ¼rlĆ¼ eleştiri, Engels’in AƖMDK’si iƧin de geƧerlidir. Bu bakımdan, Engels’in bir antropolog olarak vasıflılığını tartışmak, abestir, Ć§Ć¼nkĆ¼ ne Marx, ne de Engels antropolog değillerdir, bƶyle bir iddiaları da yoktur! (Yine de her ikisinin dƶnemlerinin antropolojik/etnografik literatĆ¼rĆ¼ne son derece hĆ¢kim oldukları, yadsınamaz.)

Engels tartışılacaksa, Ailenin, Devletin, Ɩzel MĆ¼lkiyetin Kƶkeni’ndeki verilerin isabetliliği aƧısından değil, bu verilere dayanarak ƶne sĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ temel tezler aƧısından tartışılmalıdır. Ɩzel mĆ¼lkiyet ve devleti bir yana bırakacak olursak, nedir Engels’in kadın ve aile konusundaki (gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde de geƧerliliğini yitirmeyen) tezleri? BirkaƧ başlık altında toparlayalım:

1) Aile, Musa’nın Beş Kitabı’nda (Pentateque) kaydedilen ilk (ataerkil) biƧiminden gĆ¼nĆ¼mĆ¼ze değişmeksizin sĆ¼regiden bir kurum değildir. Tarih iƧinde ve farklı coğrafyalarda farklı biƧimlenişler sergilemiştir. Aile biƧimlenişlerinin Morgan (ve diğer 19. yĆ¼zyıl evrimci antropologlarının) varsaydığı Ć¼zere evrensel bir dĆ¼zlemde tekil bir hat hĆ¢linde (kandaş-punaluan-syndasmian-ataerkil-tekeşli…) evrimleşmiş olmadığının, hatta ataerkiden ƶnce evrensel bir “anaerki”nin hĆ¼kĆ¼m sĆ¼rmediğinin anlaşılması, bu tezi Ć§Ć¼rĆ¼tmez. (Kaldı ki ne Morgan ne de Engels, “anaerki”den sƶz etmektedir. Engels’in Bachofen’den ƶdĆ¼nƧ aldığı “Analık hukuku” (Mutterrecht) kavramı, soyun anayanlı olması, yani anneden izlenmesi ve anayanlı dışevlilikƧi gens (klan) toplumlarında kadınlarla erkekler arasında daha eşitlikƧi ilişkilerin geƧerli olduğu, kadınların karar alma mekanizmalarında etkin olduğu anlamına gelir). 

Morgan’ın teknolojik evrimle karakterize olan evrensel toplumsal evrim şeması (yabanıllık-barbarlık-uygarlık), yeryĆ¼zĆ¼ndeki toplumların her birinin bu evrelerden birine dĆ¢hil olduğu, her bir evreye bir aile ƶrgĆ¼tlenişi, bir yƶnetim biƧimi ve bir mĆ¼lkiyet tipinin denk dĆ¼ÅŸtĆ¼ÄŸĆ¼ fikri, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde kabul gƶrmĆ¼yor; bu doğru. Ama toplumların değişen Ć¼retim ilişkileri ƧerƧevesinde değişim geƧirdiği ve toplumsal kurumların bu değişimlere uyarlandığı, yeni biƧimlenişler aldığı fikrine karşı Ƨıkmak, kolay değil. 

2) Ailenin aldığı biƧimleniş(ler), bĆ¼nyesinde yer aldığı toplumun maddi yaşamlarını Ć¼retim tarzlarıyla yakından ilişkilidir. Bir başka deyişle, toplumların geƧim faaliyetlerini ƶrgĆ¼tleyiş tarzları, geƧim araƧlarını nasıl Ć¼retip toplum iƧinde nasıl bir paylaşıma tabi tuttukları ile ailenin ve akrabalık ilişkilerinin biƧimlenişi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Ɩncelikle, aile ve akrabalık, ƶzellikle kĆ¼Ć§Ć¼k ƶlƧekli toplumlarda toplumsal ƶrgĆ¼tlenişin ana ilkesini oluşturduğu iƧin.

Engels’in AƖMDK’de ana tezini oluşturan bu saptamayı gĆ¼nĆ¼mĆ¼z antropolojik verileri ışığında ÅŸĆ¶ylece ƧerƧevelendirmek, mĆ¼mkĆ¼n: HortikĆ¼ltĆ¼ralist (Ƨapa tarımcısı), Ƨoban, hatta kırsal tarımcı toplumlarda aile ve akrabalık Ć¼retim araƧlarına ve kaynaklara erişimin, Ć¼retime katılmanın ve Ć¼rĆ¼nĆ¼ paylaşmanın bĆ¼nyesinde gerƧekleştiği temel ƶrgĆ¼tleniş biƧimidir. Devletsiz toplumlarda yƶnetim mekanizmaları akrabalık ilişkileri tarafından tayin edilir. Bu gƶreli eşitlikƧi toplumlarda kadınlar ile erkekler arasında, kadınların genelde toplayıcılık, ekip biƧme, hasat, besinlerin, giyeceklerin hazırlanması, Ƨocukların bakımı vb. Ć¼retimci ve yeniden-Ć¼retimci faaliyetlere yƶneldiği, erkeklerinse toprakların hortikĆ¼ltĆ¼re aƧılması, barınak inşası, avcılık, sĆ¼rĆ¼lerin gĆ¼dĆ¼lmesi gibi faaliyetlerde yoğunlaştığı bir işbƶlĆ¼mĆ¼ gƶrĆ¼lĆ¼r. 

Bu tip (kĆ¼Ć§Ć¼k ƶlƧekli) toplumlarda kadınlarla erkekler arasında daha (Engels’in de vurguladığı Ć¼zere) eşitlikƧi ilişkiler hĆ¢kimdir. Yine de, Ƨoğunlukla kolay oluşup ƧƶzĆ¼len Ƨekirdek aileler ve bunların az-Ƨok arızi kĆ¼melenişi biƧiminde ƶrgĆ¼tlenen avcı-toplayıcılarda kadınlar daha ƶzerk bir varoluş sergilerken, yerleşiklik gereği toplumsal bağ ve yĆ¼kĆ¼mlĆ¼lĆ¼klerin ƶnem kazandığı ve kimin gruba dĆ¢hil olup kimin olmadığı hususunda daha ayrıntılı tanımlamalara gereksinim duyulan hortikĆ¼ltĆ¼ralist ve pastoral (Ƨoban) toplumlarda, kadın-erkek (ve de akrabalık) ilişkileri daha katı kurallara bağlanacaktır. Ortak bir atanın (bu “ata” kadın da olabilir, erkek de) soyunu izleyen bireylerin birbiriyle akraba sayıldığı ve ensest tabusuna tabi oldukları dışevlilikƧi soy grupları (antropoloji terminolojisinde klanlar; Morgan ve Engels’in başvurduğu tanımla “gens”ler) aslĆ® toplumsal ƶrgĆ¼tlenme birimleridir bu tip toplumlarda. Siyasal ƶrgĆ¼tlenme ise, (genellikle birbirlerinden evlenen) bu soy gruplarının toplandığı, iƧevlilikƧi kabile/aşirettir (tribĆ¼). 

Kabile toplumlarında soyun kadın ya da erkek atadan izlenebileceğini (yani topluluğun anayanlı ya da babayanlı olabileceğini) sƶylemiştim. Bu tip toplumlar arasında sık sık patlak veren savaşlar, eşlerini dışarıdan alan akraba erkekler grubunu daha avantajlı kıldığı iƧin babayanlılık daha sık gƶrĆ¼len bir biƧimdir.

Kadın ile erkek arasındaki eşitlikƧiliğin bozulduğu toplumsal prototip, Fransız Marksist antropolog Claude Meillassoux’nun[4] da gƶsterdiği Ć¼zere bu hortikĆ¼ltĆ¼ralist (ve kuşku yok ki Ƨoban) babayanlı, dışevlilikƧi soy gruplarıdır. Grubun ortaklaşa yararlandığı “mĆ¼lk”lerin (hortikĆ¼ltĆ¼r alanları, sĆ¼rĆ¼ler…) Ć¼zerinde Ƨalışmak, Ć¼rĆ¼nlerinden yararlanmak, mĆ¼lkĆ¼n ve soyun sĆ¼reğenliğini sağlamak vurgulu hĆ¢le geldikƧe, grup iƧine doğan Ƨocukların gruba dĆ¢hil erkeklerden olması ƶnem kazanır. Bu, bir yandan domestik işgĆ¼cĆ¼nĆ¼n birincil kaynağı olan, bir yandan da (eril) soyu sĆ¼rdĆ¼ren kadınların emek ve bedenleri Ć¼zerindeki eril denetimin yoğunlaştırılmasını gerekli kılar… Ä°ktidarın Ƨekirdek hĆ¢li: “Tarihte kendini gƶsteren ilk sınıf Ƨatışması, erkekle kadın arasındaki uzlaşmaz karşıtlığın karı-koca evliliği iƧindeki gelişmesiyle; ve ilk sınıf baskısı da dişi cinsin erkek cins tarafından baskı altına alınmasıyla dĆ¼ÅŸĆ¼mdeştir,” der Engels.[5] 

3) Toplumsal-siyasal kurumlar arasında geƧim araƧlarını Ć¼retme tarzının başat olduğu karmaşık bir karşılıklı-bağlantılılık vardır. Yeni teknolojilerin devreye girmesi, Ć¼retimin yoğunlaşması, yƶnetilmesi gereken bir artı Ć¼rĆ¼nĆ¼n ortaya Ƨıkması, farklı ekolojik nişlere yerleşmiş, farklı geƧim faaliyetlerinin başat olduğu toplumlar arasındaki ilişkilerin giderek daha karmaşık bir nitelik kazanması, tarımsal Ć¼retimden kopmuş yeni meslek gruplarının yoğunlaştığı kentlerin ortaya Ƨıkışı, savaşlar vb. etkenler bir yandan kolektif mĆ¼lkiyetin temellerini aşındırırken, bir yandan da toplumdan kendini ayırmış, kalıcı, merkezi bir yƶnetim aygıtının ortaya Ƨıkmasını getirecektir. Devletin farklı bƶlgelerde farklı zamanlarda ve birbirinden bağımsız olarak ortaya Ƨıktığı biliniyor. Bir kez ortaya Ƨıktıktan sonra bƶlgesel hĆ¢kimiyet mĆ¼cadelesinde Ƨevredeki kabile toplumları hızla yok (ya da asimile) ettiği de… Kabile ilişkileri aşındıkƧa, ailenin daha geniş akraba topluluğundan koparak bağımsız bir birime dƶnĆ¼ÅŸmesi, beklenebilir bir gelişmeydi; ƶzellikle ticari ve zanaat faaliyetlerinin yoğunlaştığı kentlerde aile temel toplumsal ƶrgĆ¼tlenme biƧimine dƶnĆ¼ÅŸĆ¼rken, iktidar hem siyasette (devlet) hem de toplumda (aile) eril hĆ¢liyle kristalleşecekti. Ɩyle gƶrĆ¼lĆ¼yor ki babayanlı, dışevlilikƧi, yaşlı erkeklerin kadınların (ve de genƧlerin) beden ve emek gĆ¼Ć§lerine hĆ¼kmettiği kabile toplumları, (“komĆ¼nal” karakterlerine karşın) “uygarlık” (= devletli toplumlar)a “rol modeli” olmuştur. Dahası, bu biƧimlenişler (Ć¼retim ve/ile mĆ¼lkiyet ilişkileri, siyasal kurumlar ve toplumsal ƶrgĆ¼tleniş tarzları) arasında, iktisadi ƶrgĆ¼tlenişin başat olduğu karmaşık bir ilişkiler ağı vardır. Ve hemen vurgulamalı, aile iƧi eril iktidar ile devlet iktidarı, ƶzel mĆ¼lkiyetin dolayımladığı bir bağlantılılık iƧindedir.

Bir başka deyişle, erkek egemenliği diğer (sƶmĆ¼rĆ¼ ve) tahakkĆ¼m ilişkilerinden yalıtılmış bir durum değildir.

4) Engels’e gƶre kadın ile erkek arasındaki eşitsizlik, bir yandan uygarlıkla birlikte domestik-kamusal alanların ayrışması, ƶzel mĆ¼lkiyetin (kamusal alana hĆ¼kmeden erkeğin elinde) yoğunlaşması, bir yandan da Ć¼retim ile yeniden Ć¼retimin ayrışması ile bağlantılı olarak biƧimlenir: 

“Materyalist anlayışa gƶre, tarihte, egemen etken, sonunda, maddi yaşamın Ć¼retimi ve yeniden-Ć¼retimidir. Ama bu Ć¼retim, ikili bir ƶzlĆ¼ÄŸe sahiptir. Bir yandan, yaşam araƧlarının, beslenmeye, giyinmeye, barınmaya yarayan nesnelerin, ve bunların gerektirdiği aletlerin Ć¼retimi; ƶbĆ¼r yandan bizzat insanların Ć¼retimi, tĆ¼rĆ¼n Ć¼remesi. Belirli bir tarihsel dƶnem ve belirli bir Ć¼lkedeki insanların ·iƧinde yaşadıkları toplumsal kurumlar, bu iki tĆ¼rlĆ¼ Ć¼retim tarafından, bir yandan emeğin, ƶbĆ¼r yandan da ailenin erişmiş bulunduğu gelişme aşaması tarafından belirlenir. Emeğin erişmiş bulunduğu gelişme aşaması ne kadar dĆ¼ÅŸĆ¼k, toplam emek Ć¼rĆ¼nĆ¼ ve bunun sonucu, toplumun sahip bulunduğu servet ne kadar az ise, kan bağının ağır basan etkisi, toplumsal dĆ¼zen Ć¼zerinde o kadar Ƨok belirleyici gƶrĆ¼nĆ¼r. Ama kan bağına dayanan bu toplumsal yapı ƧerƧevesinde, emek Ć¼retkenliği gitgide artar; ve onunla birlikte, ƶzel mĆ¼lkiyet ve değişim, servetler arasında eşitsizlik, başkasının emek gĆ¼cĆ¼nden yararlanabilme olanağı, sonuƧ olarak, sınıflar arasındaki karşıtlıkların temeli de gelişir; bĆ¼tĆ¼n bu yeni toplumsal Ć¶ÄŸeler, kuşaklar boyunca, eski toplumsal kuruluşu yeni koşullara uyarlamak iƧin, bunların arasındaki bağdaşmazlık tam bir devrim sonucu verene kadar, var gĆ¼Ć§leriyle etkide bulunurlar.”[6]

Ɯretkenliğin artışı, kontrol edilmesi gereken bir artı-Ć¼rĆ¼nĆ¼n ortaya Ƨıkışı, işbƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼n Ƨeşitlenmesi, tarım-dışı faaliyetlerle, ya da uzman mesleklerle (zanaat, yƶneticilik, din) yaşamını sĆ¼rdĆ¼rebilen kentsel bir nĆ¼fusun ortaya Ƨıkması, toplumu akrabalık dışı bir ƶrgĆ¼tlenme ilkesine yƶneltir: Ć¼retim araƧlarının mĆ¼lkiyeti ve siyasal iktidar Ć¼zerinde denetim yetkesi ƧerƧevesinde biƧimlenmiş sınıflar… Soy grubu ilişkileri bir Ƨok yerde domestik alanda hane reisinin eş(ler)i, evlenmemiş kızları, (evli ve bekĆ¢r) oğulları, gelinleri ve kƶleleri Ć¼zerinde hĆ¼kĆ¼m sĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ babayanlı ve ataerkil aileye bırakırken, kamusal alanın ve mĆ¼lkiyetin kontrolĆ¼nĆ¼n (mĆ¼lk sahibi sınıflarda) erkeklere, domestik alan ve yeniden Ć¼retim faaliyetlerinin (Ƨocuk doğurma, Ƨocukların yetiştirilmesi, tĆ¼ketimin ƶrgĆ¼tlenmesi, bakım…) kadınlara tahsis olduğu bir işbƶlĆ¼mĆ¼ yaygınlaşacaktı. 

5)  Kapitalizm bağrında geliştiği prekapitalist (sınıflı) toplumlardan, Ƨokeşli (poligamik) ya da tekeşli (monogamik), ikiden fazla kuşağı (geniş aile) ya da yalnızca iki kuşağı (Ƨekirdek aile) kapsayan, ama erkin “reis” olan erkeğin elinde yoğunlaştığı, kamusal alanın (siyaset, din, sanat…) erkeklerin denetiminde olduğu, kadınlarınsa domestik alanda sınırlandığı bir aile biƧimini tevarĆ¼s etmişti. Sınai evresinde iki sĆ¼reci tetikledi: Ɯretim faaliyetlerinin haneden uzaklaştırılarak kamusal alana dĆ¢hil edilmesi (buharla Ƨalışan makinelerin kullanıldığı atƶlye ve fabrikalar); kadınların yığınsal olarak Ć¼retime, dolayısıyla da hane dışına (kamusal alana) Ƨekilmesi. Makineler Ć¼retim iƧin fiziksel gĆ¼cĆ¼ gereksiz kılmış, buharın Ć¼retiminde devreye ilk girdiği dokuma sanayii ise kadın (ve Ƨocuk)ların ince, esnek parmaklarını ve gerisindeki binlerce yıllık ataerkil gelenek sayesinde dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼crete razı oluşlarını, itaate alışkınlıklarını artan ƶlĆ§Ć¼de gereksinir olmuştu:

“Makinelerin giderek insan emeğinin yerini daha Ƨok alışı gerƧeğini biraz daha yakından inceleyelim. Eğirme ve dokuma işindeki insan emeği, esas olarak kopan iplikleri bağlamaktan ibarettir; gerisini makine yapar. Bu iş, adale gĆ¼cĆ¼ istemez, kıvrak parmaklar ister. O nedenle yalnızca erkeklere bu işte gerek olmayışı bir yana, el adalelerinin daha da gelişkin oluşu nedeniyle, bu işe kadınlardan ve Ƨocuklardan daha az uygundurlar; .bu yĆ¼zden de yerlerini, doğal olarak onlar alır. İşte bu ƧerƧevede, kol gĆ¼cĆ¼ ve kuvvet kullanımı buhar ya da su gĆ¼cĆ¼ne ne kadar Ƨok aktarılabilirse o kadar daha az erkeğin Ƨalıştırılmasına gerek vardır; kadınlar ve Ƨocuklar da daha ucuza Ƨalıştırıldıkları ve bu branşta erkeklerden daha iyi oldukları iƧin onların yerini alırlar. Ä°plik eğirme fabrikalarında trasılların başında yalnızca kadınlar ve kızlar gƶrĆ¼lĆ¼r; Ƨıkrık makineleri arasında bir erkek, yetişkin bir eğirici (otomatik makinelerde o bile gereksizleşiyor) ve iplikleri bağlayan genelde kadın ya da Ƨocuk bazan onsekiz-yirmi yaşlarında genƧ erkek birkaƧ yardımcı, şurada ya da burada, başka bir işten Ƨıkarılmış eski bir eğirici. Makine dokuma tezgĆ¢hlarında genelde onbeş-yirmi yaş arasında kadınlar ve az sayıda erkek Ƨalıştırılır; ancak bu kadınlar yirmibirinci yaşlarından sonra bu meslekte pek nadir kalırlar. Hazırlama makinelerinde de kadınların Ƨalıştığı gƶzlenir; arada bir tarakları temizleyen ve bileyen erkek iÅŸĆ§ilere de rastlanır. Bunların dışında fabrikalar Ƨocuk iÅŸĆ§iler -dofferler- Ƨalıştırırlar; bunlar bobinleri takar Ƨıkarırlar; birkaƧ erkek nezaretƧi, buharlı makineler iƧin makinist ve teknisyen, marangoz ve hamal, vb. Ƨalıştırılır; ama fabrikadaki asıl işi kadınlar ve Ƨocuklar yapar. Ä°malatƧıların yadsıdığı budur. BirƧok durumda, kadının Ƨalışması aileyi tĆ¼mden dağıtmaz, ama tepetaklak eder. Ailenin geƧimini kadın sağlar; baba evde oturur, Ƨocuklara bakar, evi temizler, yemek pişirir. Bu Ƨok sık olur; yalnızca Manchester’da, ev işlerine mahkĆ»m olmuş yĆ¼zlerce erkekten sƶz edilmiştir. Ɩteki toplumsal koşulların aynı kaldığı bir durumda, aile-iƧi ilişkilerdeki bu tersyĆ¼z oluşun emekƧi erkeklerde yarattığı ƶfkeyi tahmin etmek kolaydır.”[7]

Engels’in bu paragrafı, kapitalist sanayileşmenin aile (ƶzellikle de emekƧi sınıf aileleri) Ć¼zerindeki etkilerini Ƨarpıcı bir dille aktarmaktadır; gerƧekten de “kapitalist Ć¼retim ilişkilerinin aileye yaptığı ƶzel katkı onun atomize edilmesiydi. Ailenin her ferdi iÅŸĆ§i pazarında ayrı ve tek başına durmaya başladı.”[8] 

“Pek Ƨok gƶzlemciye gƶre iÅŸĆ§i ailesi ortadan kayboluyor ya da en azından parƧalanıyordu. Eşler ve Ƨocuklar artık eski ataerkil otoriteye bağlı değildi. Ɯcretler ve Ƨalışma koşulları onlara daha ƶnce hiƧ sahip olmadıkları bir ƶzgĆ¼rlĆ¼k sağladı. Kadının emeği evde yaptıkları tarafından belirlenmiyordu. Sadece cinsler arasındaki işbƶlĆ¼mĆ¼nde değişiklik olmadı, aynı zamanda geleneksel ev işlerinin bir kısmı pazarda alınıp satılan mallara dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼.”[9]

Ancak kadınların hane-dışı Ć¼retime (ve kamusal alana) yığınsal katılımı, beklendiği Ć¼zere ataerkinin zayıflamasını, kadınların ƶzgĆ¼rleşmesini getirmedi. Kapitalizm ataerkine yeni bir biƧim kazandırarak, onu dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rerek temellĆ¼k etti. Vurgulandığı Ć¼zere kapitalistlerin kadın (ve Ƨocuk) işgĆ¼cĆ¼nĆ¼ tercih etmesinin nedeni, onların erkeklere gƶre Ƨok daha dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretlerle Ƨalıştırılabilecek, itaatkĆ¢r, ƶrgĆ¼tsĆ¼z işgĆ¼cĆ¼ deposunu oluşturmalarıydı; bu doğru. Ne ki bu doğru, patronların kadın işgĆ¼cĆ¼nĆ¼ sınırsız ve insafsız sƶmĆ¼rĆ¼sĆ¼ şeklinde tecelli etmekteydi:

“1830 ve 1840’larda ailenin tĆ¼m fertleri uygun olan her yerde Ć¼cretli iÅŸĆ§iler olarak Ƨalıştılar. OldukƧa Ƨok sayıda evli kadın Ƨalıştı; aynı şekilde kĆ¼Ć§Ć¼k Ƨocuklar ve bazen daha da kĆ¼Ć§Ć¼k Ƨocuklar da Ƨalıştı. Kadınların Ƨalışma dışında kalan zamanları uyumaya bile yetmiyordu. Bu yĆ¼zden aile iƧi işleri yapamaz durumdaydılar. GĆ¼nde on iki saatten fazla Ƨalışmak yaygındı. Yolda geƧen zaman ve yemek araları da eklenince Ƨalışma saati on dƶrt ya da on beş saatte Ƨıkıyordu. Ƈocuk doğurmak tehlikeliydi ve fabrika Ƨalışması bunu daha da kƶtĆ¼ bir hĆ¢le sokuyordu. Kadınlardan doğumdan hemen sonra makinelerinin başına dƶnmeleri isteniyordu. KĆ¼Ć§Ć¼k bebekler anne sĆ¼tĆ¼yle değil mamalarla besleniyordu. Ƈalışamayacak kadar kĆ¼Ć§Ć¼k olan Ƨocuklar bebek bakıcılığı yapıyorlardı. Bebekleri hastaların kullandığı ilaƧlarla uyutarak sessizleştiriyorlardı.”[10]

Bir başka deyişle kadın iÅŸĆ§iler Ć¼retimde artan ƶlĆ§Ć¼lerde yer alıyorlardı; ama bu yeniden-Ć¼retimdeki geleneksel rollerine ilişkin beklentileri değiştirmiyordu. Yani kapitalizm kadınların Ć¼retimdeki konumlarını yeniden tanımlarken, onların “domestik” gƶrevlerini dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rme yƶnĆ¼nde parmağını kımıldatmadığı gƶrĆ¼lmektedir. 

19. yĆ¼zyıl başlarında en Ƨarpıcı gƶrĆ¼nĆ¼mĆ¼ sanayi devriminin beşiği Ä°ngiltere’de sergilenen bu durum, emekƧi sınıflar ve burjuva filantropizmini harekete geƧirmekte gecikmedi. Ama akıllara gelen Ƨare, ƶrneğin kreşler, yuvalar, yemekhaneler, Ƨamaşırhaneler vb. aracılığıyla kadınların domestik yĆ¼kĆ¼nĆ¼ hafifletmek olmadı. “1830 ve 1840’lardaki bĆ¼yĆ¼k Ƈartist hareketi bu koşullara tepkinin bir sonucuydu. Sefalet ve yoksulluk ƶyle bir dereceye gelmişti ki pek Ƨok burjuva eleştirmen ve yardımsever bu durumu protesto etmeye başlamıştı. KĆ¼Ć§Ć¼k Ƨocuklar ve kadınların ya hiƧ Ƨalışmamalarına ya da Ƨalışma saatlerinin ve koşularının yasalarla kontrol altına alınmasına yƶnelik talepler arttı.”[11] Kadın ve Ƨocukların Ƨalışmasını sınırlandıran, bazı işlerde Ƨalışmasını yasaklayan Ƨalışma yasaları birbiri ardından devreye girdi. Buna, kadınların aslĆ® gƶrevlerinin sağlıklı kuşaklar yetiştirmek olduğuna ilişkin bir propaganda kampanyası eşlik edecekti. “Yeniden Ć¼retim”i kamusal alana taşımanın maliyetini hesaplayan ve bunun kendisine pahalıya patlayacağını sezinleyen kapitalist sistem, bu alanı yeniden hane iƧine dĆ¢hil ediyor ve neredeyse mĆ¼nhasıran geleneksel taşıyıcısı kadınların sırtına yıkıyordu.

Ɩte yandan, kadınların Ć¼retime yığınsal katılımlarının ƶnĆ¼nĆ¼ aƧtığı, eğitim ve siyasal yaşama katılabilme mĆ¼cadelesi, yaşamlarını daha doğrudan etkilediği burjuva sınıfı kadınları aƧısından da bir “ƶzgĆ¼rleşme” sağlayamadı. Burjuva aile hukuku, bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de erkeklerden oluşan mĆ¼teşebbis sınıfın elinde biriken servetin Ƨocuklara, ƶzellikle de erkek evlatlara devredilmesi mantığına dayanıyordu. Kadın “aile”ye dĆ¢hil olduğu sĆ¼rece babasının ya da kocasının servetinden yararlanabilmekteydi; istisnai olarak tevarĆ¼s edebildiği mĆ¼lklerin idaresi konusunda donanımsız ve deneyimsizdi; bunun iƧin (bĆ¼yĆ¼k Ƨoğunlukla) kendi sınıfından bir kocanın delaletine ihtiyacı vardı. (Burjuva aile, akraba evliliği aƧısından dışevlilikƧidir; ama katı bir sınıf-iƧi iƧevliliği (endogami) toplumun yazısız, ama katı kurallarındandır.) Sadakatsizliği, hatta serkeşliği “mesut aile yuvası”nın dışına itilmesine yol aƧmaktaydı Ƨoğunlukla. Kadınları bir hĆ¼kmi şahsiyetten yoksun sayan ve ruhu 19. yĆ¼zyıl boyunca “uygar” (= kapitalist) dĆ¼nyanın bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ne damgasını vuran Napolyon Yasası, ancak yĆ¼zyıl sonlarında, iÅŸĆ§i-emekƧi sınıfların yoğun mĆ¼cadelelerinin ardından tarihin ƧƶplĆ¼ÄŸĆ¼ne atılabilmişti. Kadınların yĆ¼ksekĆ¶ÄŸrenime dĆ¢hil olma, mesleklere girme, mirastan pay alma, seƧme ve seƧilme haklarını elde etmeleri, kapitalizm sayesinde değil, kapitalizmin tahkim ettiği ataerkine karşı şiddetli bir mĆ¼cadeleyle elde edilebilmiştir.

Şu hĆ¢lde, kapitalizm ile ataerki arasındaki kritik ilişki, “yeniden Ć¼retim” Ć¼zerinden kurulmaktadır. “Yeniden-Ć¼retim”in locus’u, hĆ¢lĆ¢ ve bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de ailedir. Kapitalist sistemin hĆ¢lĆ¢ ve her yerde kadınların bĆ¼yĆ¼k Ƨoğunluğunu daha dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretli, daha niteliksiz işlerde istihdam ettiği doğrudur. Bu Ć¼cret farklılığı sistemin devasa kĆ¢rlar devşirmesini olanaklı kılar. Bu durumun nedeni ise, ataerkil işbƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼n “yeniden Ć¼retim” faaliyetlerini hĆ¢lĆ¢ ve bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de kadınlara yĆ¼klemesidir; kapitalizmin bu durumun sağladığı avantajlardan kolay vaz geƧemez. Bu nedenledir ki kadının yerini esas olarak aile, aslĆ® gƶrevini ise domestik alan olarak saptar. Ɯretimde dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretlere ve elverişsiz koşullara razı olan kadının eve dƶndĆ¼ÄŸĆ¼nde domestik gƶrevleri de (herhangi ekstra bir ƶdeme talep etmeksizin) Ć¼stlenmesi, sistemin en ƶnemli girdilerinden biridir. DĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretli ve uysal işgĆ¼cĆ¼nĆ¼n ana deposu Ć¼reticiler, ama aynı zamanda “kutsal analık” adına gelecek işgĆ¼cĆ¼ kuşağını doğurup sĆ¼reğenliğini sağlayan tĆ¼keticiler olarak kadınlara kapitalist sistemin vaad edebileceği ƶzgĆ¼rlĆ¼k, asla “domestik alan”dan ƶzgĆ¼rleşmek olamaz; ancak ev iƧinde ve dışında daha Ƨok Ƨalışmak, daha Ƨok tĆ¼ketmek ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ olabilir. “Ya cinsel ƶzgĆ¼rlĆ¼k?” diye sorulacak olursa... GerƧek cinsel ƶzgĆ¼rlĆ¼k, ancak cinselliğin metalaştırılmadığı, hiƧbir maddi kazanƧ ya da kazanım (para, itibar, iktidar…) kaygısı gĆ¼tmeyen, buna gereksinim duymayan yetişkin bireyler arasında karşılıklı sevgi, istek ve rızaya dayalı olarak gerƧekleştirilen ilişkidir. TahayyĆ¼l edilebilecek herşeyi (hatta hayalleri bile) metalaştırmaya ve kĆ¢r kaynağına dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rmeye yƶnelik bir sistemde bu, olası değildir…

6) Bu nedenlerledir ki Engels’e gƶre kadınların ƶzgĆ¼rleşmesi, ancak Ć¼cretli kƶlelik ve ƶzel mĆ¼lkiyet sisteminin ilgasıyla mĆ¼mkĆ¼ndĆ¼r. AƖMDK’deki o Ć¼nlĆ¼ pasajı bir kez daha anımsayalım:

“Ɩyleyse, sĆ¼pĆ¼rĆ¼lmesi yakın gƶrĆ¼nen kapitalist Ć¼retimden sonra, cinsel ilişkilerin dĆ¼zenleme biƧimi Ć¼zerine bugĆ¼nden dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼lebilecek şey, ƶzellikle olumsuz bir nitelik taşır, ve ƶz bakımından, ortadan kalkacak olanla yetinir. Ama bu işe hangi yeni Ć¶ÄŸeler katılacak? Bu, yeni bir kuşak yetişince belli olacak: yaşamlarında, bir kadını asla parayla ya da başka bir toplumsal gĆ¼Ć§ aracıyla satın almamış olacak yeni bir erkekler kuşağı; kendini gerƧek aşktan başka hiƧbir nedenle bir erkeğe vermeyecek, ya da bunun iktisadi sonuƧlarından korkarak kendini sevdiği kimseye vermekten vazgeƧmeyecek olan yeni bir kadınlar kuşağı. İşte bu insanlar dĆ¼nyaya geldiği zaman, bugĆ¼n onların nasıl davranmaları gerektiği Ć¼zerine dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼len şeylere hiƧ kulak asmayacaklar; kendi pratiklerini ve herkesin davranışını yargılayacakları kamuoyunu kendileri yaratacaklardır- bir nokta, işte bu kadar.][12]

Engels’in bıraktığı yerden Alexandra Kollontai alır sƶzĆ¼: 

“Erkek, kadın yaşamında işgal ettiği yerden Ƨıktığında, başarısızlığa dĆ¼ÅŸmemeyi sağlamak iƧin, kadının ruhunda ƶnemli bir değişiklik, entelektĆ¼el yaşamında gĆ¼Ć§lĆ¼ bir zenginleşme, kendi ƶz değerlerinde bĆ¼yĆ¼k bir birikim gerekti. ApaƧık bir şey bu, Ć§Ć¼nkĆ¼, ruhunda kişiliğini yaratan gereksinim ve ilgi birikimi olduğu sĆ¼rece kadının yaşamı, sadece aşka indirgenemez…”[13]

Bunun iƧin Kollontai’ın formĆ¼lĆ¼ aƧıktır: “Mutfak ile evliliğin birbirinden ayrılması”[14] … Bir başka deyişle, ailenin kadınlar iƧin bir “domestik gƶrevler alanı” olmaktan Ƨıkartılması. 

Bunun iƧin yalnızca kadınlara kamusal alana (eğitim, istihdam, siyaset…) eşit erişim hakkı sağlamak yetmez, aynı zamanda kadınların aile iƧinde gerƧekleştirdikleri yeniden-Ć¼retim faaliyetlerinin tĆ¼mĆ¼nĆ¼n toplumsallaştırılması, toplum tarafından Ć¼stlenilmesi gerektir. 

* * *

Engels’in sezinleyip AƖMDK’da işaret fişeğini Ƨaktığı, Sovyet devriminin ƶncĆ¼ kadınlarının biƧimlenişine ƶnayak oldukları “Yeni Kadın, Yeni Aile”, savaşların, sosyalizmi “Ć¼retim artışı”na ya da “kapitalist sistemle yarış”a indirgeyen ideolojik deformasyonların, silahlanma yarışının… tozu dumanı ardında yitip gitti.

Ama onları yeniden biƧimlendirmenin yolunu gƶsteren yapıtlar ortada… Engels, Bebel, Kollontai, Zetkin… 

Diyeceğim o ki, Engels’in Ailenin, Devletin ve Ɩzel MĆ¼lkiyetin Kƶkeni, bir etnoloji kitabındansa, kadınların sosyalist bir dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m ile kesişen topyekĆ»n ƶzgĆ¼rleşmesine bir girizgah, ataerkinin ezelden ebede sĆ¼regidecek bir “kader”, bir “fıtrat” meselesi değil, eşitlikƧi ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸe tutkun kadınların ƶncĆ¼lĆ¼ÄŸĆ¼nde aşılabilecek bir tarihsel form olduğunu anlatan bir kılavuz olarak okunmalı…

 

12 Ekim 2020 11:09:07, Ä°stanbul’dan.


N O T L A R

[*] Yeni E Dergisi, No:49, Kasım 2020…

[1] Louise Michel.

[2] Marx’ın L. H. Morgan’ın Ancient Sociey’si Ć¼zerine notları TĆ¼rkƧesi de yayınlanmış olan Ethnological Notebooks (Etnoloji Defterleri)’nden izlenebilir. Bkz. Karl Marx, Etnoloji Defterleri, Ƈeviri: KıvanƧ Tanrıyar. Hil Yayınları, Aralık 2013.

[3] Engels’in Karl Kautsky’ye 26 Nisan 1884 tarihli mektubu, (Karl Marx and Frederick Engels, Selected Correspondence, Progress Publishers,Moskova, 1975, s.132).

[4] Claude Meillassoux (1981). Maidens, Meal and Money, Capitalism and the Domestic Community, Cambridge University Press.

[5] F. Engels, Ailenin, Ɩzel MĆ¼lkiyetin ve Devletin Kƶkeni (AƖMDK), Sol Yayınları Ƨev.: Kenan Somer), 9. Baskı, 1990: 70-71.

[6] AƖMDK s.12.

[7] F. Engels, Ä°ngiltere’de EmekƧi Sınıfın Durumu, Sol Yayınları, 1997, s.204.

[8] Aktaran: Lindsey German, Cinsiyet, Sınıf ve Sosyalizm, Babil Yayınları, 2006

[9] German, a.y. s.31.

[10] German, a.y. s.33.

[11] German, a.y. s.34.

[12] AƖMDK s.87.

[13] Alexandra Kollontai, Marksizm ve Cinsel Devrim,  TĆ¼m Zamanlar Yayıncılık, 1992, ss.80-81.

[14] “…Dolayısıyla erkekler karılarını, iyi hamur yoğurabildikleri iƧin değil, değerli olan şeyleri, kişisel yetenekleri ve insan benleri iƧin sevmeyi ve değerlendirmeyi Ć¶ÄŸrenmelidirler... ‘Mutfak ve evliliğin birbirinden ayrılması’, devletle kilisenin ayrılmasından daha az ƶnemli olmayan, en azından kadının tarihsel alın yazısı yƶnĆ¼nden bĆ¼yĆ¼k bir reformdur.” (Kollontai, a.y. s.169)


Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRƜDEN EŞİTLİĞE: TƜRKLERLE ERMENÄ°LER ARASINDAKÄ° GƜƇ Ä°LİŞKÄ°LERÄ°NÄ° BÄ°R SÄ°VÄ°L HAKLAR MODELÄ° ARACILIĞIYLA DEĞİŞTÄ°RMEK,1,“KOBANƊ’NÄ°N ‘BÄ°Z’Ä°MLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHÄ°RLÄ° KAN” ƜZERÄ°NE,1,1 MAYIS 2015’DE Ä°STÄ°KAMET(Ä°MÄ°Z) -2014’TE OLDUĞU GÄ°BÄ°!- TAKSÄ°M,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)Ä°,1,1 MAYIS’A GÄ°DERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKÄ°M DEVRÄ°MÄ°’NÄ°N ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENÄ° GERƇEĞİNÄ°N TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLƜL 2010 SONRASI,1,12 EYLƜL KÄ°ME KARŞIYDI?,1,12 EYLƜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLƜL’Ɯ YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’Ä°N 50. YILINDA SARI YELEKLÄ°LER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ƜN 1 MAYIS DERSLERÄ°,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YÄ°NE YENÄ°DEN ISRARLA TAKSÄ°M,1,2016,1,2018,1,2019: YERKƜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NÄ°SAN BÄ°TTÄ° ‘KUTLU DOĞUM’ VERELÄ°M,1,24 HAZÄ°RAN SEƇİM(LER)Ä° VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZÄ°RAN 2015 SEƇİMLERÄ°’NE DAÄ°R -GEREKƇELÄ°- TAVRIMIZ,1,7 HAZÄ°RAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BÄ°R YOLCULUK,1,ABD EMPERYALÄ°ZMÄ° VE VENEZƜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLƜ OLMAK Ä°YÄ°DÄ°R (7 HAZÄ°RAN SONRASINA DAÄ°R DEĞERLENDÄ°RME),1,ADALET: ANTROPOLOJÄ°K BÄ°R BAKIŞ,1,afis,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE’N)Ä°N ƖTESÄ°DÄ°R,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE),1,AKADEMÄ°NÄ°N ƖZGƜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMÄ°SYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SÄ°ZLERÄ°,1,akp,36,AKP Ä°KTÄ°DARI VE GƜNDELÄ°K HAYATIN Ä°SLƂMÄ°LEŞTÄ°RÄ°LMESÄ°,1,AKP Ä°SLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NÄ°N ‘KƜLTƜR POLÄ°TÄ°KALARI’?,1,AKP’NÄ°N “DERÄ°N DEVLET”Ä°,1,AKP’NÄ°N “KINDER KUCHE KIRCHE”SÄ°,1,AKP’NÄ°N “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NÄ°N “ORGANÄ°K AYDINLARI” VE HAZÄ°RAN KALKIŞMASI,1,AKP’NÄ°N BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ° MÄ° DEDÄ°NÄ°Z,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°: MÄ°LLÄ°YETƇİ MANEVÄ°YATƇI VE PÄ°YASACI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°YLE Ä°MTÄ°HANI,1,AKP’NÄ°N KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GÄ°BÄ° ƖLMEK,1,AKP’NÄ°N MUHAFAZAKƂRLIĞI Ä°SLƂMCILIĞI NEOLÄ°BERALÄ°ZMÄ° VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktĆ¼el,2,ALEVƎLÄ°K VE SINIF MƜCADELESÄ°: KƜLTƜR VE EKONOMÄ° POLÄ°TÄ°K,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJÄ°: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKÄ°” ƜZERÄ°NE,1,ATAERKÄ°L PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BÄ°RLİĞİ: ƇOKKƜLTƜRCƜLƜĞƜN “KRÄ°ZÄ°”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MÄ°ZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZÄ°MAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERÄ°,1,BEKLE BÄ°ZÄ° -YENÄ°DEN- TAKSÄ°M,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BÄ°R “ELEŞTÄ°RÄ°”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BÄ°R “Ä°MKƂNSIZ AŞK” HÄ°KƂYESÄ°: “AKADEMÄ° VE ƖZGƜRLƜK,1,BÄ°R “PRAKSÄ°S ANTROPOLOJÄ°SÄ°” İƇİN,1,BÄ°R AYDIN(LIK) HƂLÄ° FÄ°KRET BAŞKAYA,1,BÄ°R DAHA ASLA DÄ°YEBÄ°LMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR (YENÄ°DEN-)ƜRETME ARACI OLARAK MOBBÄ°NG[*],1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR ARACI OLARAK KORKU,1,BÄ°R KEZ DAHA “TERƖR” MƜ,1,BÄ°R KÄ°MLÄ°K SÄ°YASETÄ° OLARAK MÄ°LLÄ°YETƇİLÄ°K VE IRKƇILIK,1,BÄ°R MÄ°LAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BÄ°YOLOJÄ° KADER MÄ°? ya da “FITRAT”A DAÄ°R,1,BÄ°ZÄ°M DELÄ°LERÄ°MÄ°Z,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLƜL REJÄ°MÄ°… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANÄ°” KÄ°M),1,BUGƜN ADNAN YƜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTƜKLERÄ° KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VÄ°LLERÄ° VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SÄ°STEMÄ° VEYA BU KADAR YETKÄ°YÄ° BABANIZA VERÄ°R MÄ°YDÄ°NÄ°Z,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESÄ°N DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETÄ°YLE BESLENEN ƜLKE,1,ƇƖZƜMƜN SOSYO-EKONOMÄ°K YANI,1,DAĞLAR ERÄ°RSE – ZEVEBƂN,1,DAÄ°MA YAŞAYACAKTIR Ä°SMÄ°YLE MƜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GÄ°RİŞİMÄ° VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELÄ° DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ɯ ya da YOLSUZLUK RANTIN Ä°KÄ°Z KARDEŞİDÄ°R,1,DEMÄ°RÄ°N TUNCUNA Ä°NSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATÄ°KLEŞ-ME PAKETÄ°,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETÄ°N ERKEKLERÄ° YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETÄ°N KƜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERÄ° VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DÄ°NLER Ä°SLƂM VE KADIN BEDENÄ°,1,dinleti,1,DÄ°RENEN DAMAR[*] ƇƜRƜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dĆ¼nya,53,dĆ¼sĆ¼nce ƶzgĆ¼rlĆ¼gĆ¼,2,EGEMENLERÄ°N “PYRRHUS ZAFERÄ°”: F-TÄ°PÄ°,1,egitim,11,EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° SOSYALÄ°ZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTÄ°RÄ° HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSÄ°ZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALÄ°ZM- T. “C” VE AFRÄ°N,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALÄ°ZM ƜZERÄ°NE NOTLAR,1,ERCAN BÄ°NAY’DAN (BAFRA T TÄ°PÄ°) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGƜRLƜK,1,ermeniler,4,ESKÄ°(MEYEN)/ YENÄ° TƜRKÄ°YE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FÄ°DEL İƇİN SANCAĞI YARIYA Ä°NDÄ°RMEYÄ°N DAHA DA YƜKSELTÄ°N,1,FRIEDRICH ENGELS VE AÄ°LENÄ°N,1,genclik,2,GERƇEKTEN DE NEDÄ°R TERƖR,1,GƖBEKLÄ°TEPE BÄ°ZE NEYÄ° ANLATIYOR,1,gĆ¼ncel,3,gĆ¼ndem,11,GƜNDEM’E DƜNE VE BUGƜNE DAÄ°R,1,HAFIZASINI YÄ°TÄ°RMEYEN “DERSÄ°M’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ƜLKEYÄ° KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GÄ°DİŞ(Ä°MÄ°Z),1,HANGÄ°MÄ°Z ƖZGƜRƜZ KÄ°,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTÄ°R YANÄ° HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GƜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BÄ°R “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTÄ°RÄ°LME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLÄ°LER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLÄ°KELÄ°” BÄ°R KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE Ä°SLƂMCI “FEMÄ°NÄ°STLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,Ä°FADE ƖZGƜR(LƜĞƜ) MƜ,1,Ä°FADE ƖZGƜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELÄ°KLÄ° DEĞERDÄ°R,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,Ä°SLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZÄ°HÄ°N HARÄ°TASINDA BÄ°R GEZÄ°NTÄ°: “NASIL BÄ°R KADIN(LIK),1,Ä°STANBUL SEƇİMÄ° - BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLÄ°AMIN 40. YILINDA TAKSÄ°M,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,Ä°TÄ°RAZ VE ELEŞTÄ°RÄ° “HAZIROL”DA DURMAZ,1,Ä°YÄ° KÄ° YAŞADILAR Ä°YÄ° KÄ° YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRÄ°M(LER),1,KADINLAR KAPÄ°TALÄ°ZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ƜSTƜ” MƜ,1,KADINLAR İƇİN OLABÄ°LECEK EN KƖTƜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAÄ°R,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSÄ°ZM’SÄ°Z OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBÄ°M(Ä°Z) CÄ°ZRE’DEDÄ°R,1,kapitalizm,19,KAPÄ°TALÄ°ZM KƜLTƜR DÄ°RENİŞ,1,KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KENDÄ°NÄ° Ä°MHASI: NEOLÄ°BERALÄ°ZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HƜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTÄ° (YOKSULLARINDAN) TEMÄ°ZLEMEK,1,KEŞFEDÄ°LMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESÄ° İƇİNDÄ° SAMÄ°R AMÄ°N,1,kitap,35,KOBANƊ BÄ°ZÄ°MDÄ°R BÄ°Z KOBANƊ’YÄ°Z,1,KOLEKTÄ°F BÄ°R DEVLET CÄ°NAYETÄ°: HRANT DÄ°NK,1,komĆ¼nizm,4,kriz,49,KRÄ°Z SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ƜZERÄ°NE GƖRĆœÅžLER,1,KRÄ°ZDEN Ä°NSAN MANZARALARI[*],1,KƜLTƜR “YERLÄ° VE MÄ°LLÄ°” MÄ°DÄ°R?YA DA NEDÄ°R,1,kĆ¼ltĆ¼r sanat,29,KƜRESEL KƜLTƜR” MƜ,1,kĆ¼rt sorunu,1,laiklik,1,LAÄ°KLÄ°K MÄ° HANGÄ°SÄ°,1,latin amerika,11,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZÄ°LYA ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNÄ°K DARBE,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DA BARIŞ SƜREƇLERÄ°,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DAN “BARIŞ SƜREƇLERÄ°”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LƜZUM” ƜZERE: BÄ°R KEZ DAHA Ä°STANBUL SEƇİMÄ°,1,MAĞLUP MU DENÄ°R ŞİMDÄ° ONLARA?,1,MARKSÄ°ST-LENÄ°NÄ°ST ROMAN YAZARI : VEDAT TƜRKALÄ°,1,marksizm,5,MARKSÄ°ZM + V. Ä°. LENÄ°N = EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° (NOTLARI),1,MARKSÄ°ZM AÄ°LE AŞK CÄ°NSELLÄ°K ƜZERÄ°NE SƖYLEŞİ,1,MARKSÄ°ZM VE KADIN ƜZERÄ°NE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSÄ°ZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DƜNYASINA BÄ°R SEYAHAT: ETNOLOJÄ° DEFTERLERÄ°,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BÄ°R ƇUKUROVALI: OKTAY ETÄ°MAN,1,MASKELÄ° FAŞİZM: “POPƜLÄ°ST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI Ä°YÄ° BÄ°LMEZDÄ°K,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHÄ°NÄ°LER VE DƜNYAYI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LMEK,1,mĆ¼cadele,12,MƜCADELE BOYU BÄ°R YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MƜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “Ä°MTÄ°YAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KÄ°TLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMÄ°NÄ°ST” MÄ°,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKƜNLEŞME DÄ°YALEKTİĞİ,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’NÄ°N “EN ALTTAKÄ°LER”Ä°: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KƜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,9,newroz,1,NÄ°CE ONYILLARA ‘YENÄ°KAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GƜN BU ƜLKEDE. O GƜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLƜMSƜZDƜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(Ä°MÄ°Z,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BÄ°Z YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BÄ°R KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “Ä°HYA” ETMEK: AKP’NÄ°N TƖRENLERÄ°,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTƜ YƜREĞİMÄ°ZE…,1,ƖFKELENÄ°NCE ƇOK GƜZEL OLUYORSUN TƜRKÄ°YE,1,ƖFORÄ°NÄ°N ORTASINDA,1,ƖĞRETTÄ°KLERÄ° HATIRLATTIKLARIYLA GREÄ°F DÄ°RENİŞİ,1,ƖLƜMSƜZ ABÄ°(MÄ°Z) OKTAY ETÄ°MAN,1,ƖRGƜTLƜ MƜCADELE ETİĞİ VE SOSYALÄ°ST DEMOKRAS,1,ƶteki,25,ƖZEL MƜLKÄ°YETÄ°N DEVLETÄ°N KƖKENÄ° ƜZERÄ°NE,1,ƖZERKLÄ°KƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLÄ°VYA DERSLERÄ°,1,ƖZGECAN’IN KATLÄ°NÄ°N AKP’YLE NE Ä°LGÄ°SÄ° VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgĆ¼rlĆ¼k,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANÄ°NÄ°N (“YENÄ°”) REJÄ°MÄ°,1,PARÄ°S KATLÄ°AMI “BARIŞ SƜRECÄ°” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPƜLER KƜLTƜRE ELEŞTÄ°REL BAKIŞLAR - KISA BÄ°R TARÄ°HƇE,1,protesto,2,RECEP’Ä°N TƜRKƜ(/ŞİİR)LERÄ°,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKÄ°’NÄ°N KANAYAN KARANFÄ°LÄ°,1,rƶportaj,12,SAHÄ° “VESAYET (REJÄ°MÄ°)” KALKTI MI,1,SAHÄ°CÄ° OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ƜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERÄ°N SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRƜMENÄ°N RESMÄ°NÄ° ƇİZEBÄ°LÄ°R MÄ°SÄ°N ABÄ°DÄ°N?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTÄ°M MANZARALARI,1,SEN MÄ°SÄ°N “BARIŞ” DÄ°YEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,8,SÄ°VAS KATLÄ°AMI O GƜN ORADA BÄ°TMEDÄ°,1,siyonizm,2,SÄ°YONÄ°ZM ANTÄ°-SEMÄ°TÄ°ZM VE BÄ°R “MUGALATA” ƜZERÄ°NE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BÄ°LÄ°MLER: BÄ°R ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ƜZERÄ°NE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ƜZERÄ°NE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELÄ° DUMRULLARI: ƖZELLEŞTÄ°RMELER,1,SƜREKLÄ°LEŞTÄ°RÄ°LEN OHAL VE,1,ŞİDDET MÄ° MEŞRUÄ°YET YÄ°TÄ°MÄ° MÄ°,1,ŞİDDET NEDEN KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercĆ¼me,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KÄ°TAPLI Ä°NSANDAN KORKARIM,1,TOTALÄ°TARYANÄ°ZMÄ° SOKAKTA ALT EDEBÄ°LMEK,1,TOTALÄ°TERLEŞMEYE Ä°HVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET Ä°KTÄ°DAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tĆ¼ketim,1,TĆ¼rk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TƜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TƜRK(Ä°YE) Ä°SLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,tĆ¼rkiye,76,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHÄ°T OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,Ć¼niversite,6,ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° ƖLDƜRMENÄ°N SEKÄ°Z YOLU (YA DA ƜNÄ°VERSÄ°TE PÄ°YASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETÄ°N ALTERNATÄ°FÄ° VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZƜELLA VE EMPERYALÄ°ZM KONUSU,1,VESAYET REJÄ°MÄ°” ƖLDƜ YAŞASIN “Ä°LERÄ° DEMOKRASÄ°,1,video,24,VURUN “ƖTEKÄ°”NE,1,YA SEV YA TERKET: BÄ°R BÄ°AT ARACI OLARAK MOBBÄ°NG,1,YA SOSYALÄ°ZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDÄ°NÄ°Z,1,yasam,17,YENÄ° TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENÄ°”,1,yeni yil,2,YENÄ° YƖK YASA TASLAĞI ƜZERÄ°NE: PÄ°YASA ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° YUTARKEN,1,YENÄ°DEN HAYKIRABÄ°LMEK: “YERÄ°MÄ°Z MUTFAK DEĞİL DƜNYA,1,YERELÄ° BÄ°RLÄ°KTE YƖNETMEK - NASIL BÄ°R DƜNYA Ä°STÄ°YORSAK ƖYLE BÄ°R YEREL YƖNETÄ°M,1,YILDIZLARIN GƜNCESÄ°NÄ° TUTAN ADAM: CENGÄ°Z GƜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YƜREĞİMÄ°ZDE,1,ZAPATÄ°STALARIN 33. YILI: BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,ZEYTÄ°NLİĞİ ZÄ°NDAN YAPAN SÄ°STEMATÄ°K ZULME DÄ°RENENLER,1,ZÄ°NDAN(LAR)IN TƜRKƇESÄ°,1,ZORUNLU BÄ°R AƇIKLAMA (II)… VE BÄ°R EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚ƶzbudun: ENGELS, KADIN, AÄ°LE[*]
ENGELS, KADIN, AÄ°LE[*]
https://www.sosyalistalternatif.com/wp-content/uploads/Engels-ve-Kad%C4%B1n-%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BC%C4%9F%C3%BC-1.jpg
sibelšŸ‚ƶzbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2020/11/engels-kadin-aile.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2020/11/engels-kadin-aile.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gƶr BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara BĆ¼tĆ¼n Yayinlar Ä°steğiniz gƶnderi bulunamadı Ana Sayfaya Dƶn Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika ƶnce $$1$$ minutes ago 1 saat ƶnce $$1$$ hours ago dĆ¼n $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy