SİBEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMİRER “Suskunlukla geƧirilmiÅ tüm gerƧekler zehirlenir.” [1] Tarih, kurgular deÄil, sınıf mücadeleleri ekseninde...
SİBEL ĆZBUDUN-TEMEL DEMİRER
“Suskunlukla geƧirilmiÅ
tüm gerƧekler zehirlenir.”[1]
Tarih, kurgular deÄil, sınıf mücadeleleri ekseninde olgular üzerinden yazılır. Ancak coÄrafyamız Türkiye’de tarihi egemen manipülasyonun kurguları üzerinden Ƨarpıtmak bir alıÅkanlık hĆ¢line geldi. Tıpkı 15 Temmuz’a iliÅkin yapıldıÄı gibi…
İŠbu nedenle darbe giriÅimini anlamak, anlatmak iƧin ƶncelikle 15 Temmuz’a dair yalanları deÅifre etmek “olmazsa olmaz”dır…
Muammalar toplamı olarak tanımlanması mümkün darbe giriÅiminin bir felaket olduÄu su gƶtürmez. Ne var ki, bunu fırsata Ƨevirenler, darbecilerin yetiÅmesine elveriÅli ortam ve koÅulları hazırlayanlardan baÅkası deÄildi; bunu da unutmamak gerek.
Evet, darbe giriÅimiyle ilgili olarak Ƨok Åey yazılıp Ƨiziliyor. Kimileri bunun son derece acemice olduÄunu, kimileri ise tam tersini düÅünüyor. Ancak henüz aƧıÄa ƧıkmamıŠbir nedenle erken patlamıÅ, belki de patlatılmıŠbir giriÅim olması en güçlü ihtimal…
Kaldı ki “15 Temmuz FETĆ darbesi epey zamandır geliyorum diyordu.”[2] Bu bir “sır” ya da “sürpriz” deÄildi…
“15 Temmuz darbe giriÅimi hakkında hazırlanan polis fezlekesine gƶre darbenin altyapısı iƧin ƧalıÅmalar 2016 Ocak ayında baÅlatıldı. Eldeki verilere gƶre, 8 Temmuz’da TSK iƧinde darbenin dumanı Ƨoktan tütmeye baÅlamıÅtı.”[3]
ABD iltisaklı Fethullah Gülen Cemaati (FGC) tarafından gerƧekleÅtirilen giriÅim üzerinden yıllar geƧse de; FGC’nin siyasi ayaÄına iliÅkin herhangi bir inceleme yapılmadı; yapılamadı. Yani muammalar, soru(n)ları ile hĆ¢lĆ¢ yerli yerinde!
Mehmet Y. Yılmaz’ın, “Darbe giriÅimi kıÅlada ƶnlenebilir miydi?”[4]
“Darbe giriÅimini neden ƶnleyemediler?”[5]
“Darbe giriÅimi ƶnlenebilir miydi?”[6]
Veya “15 Temmuz günü darbeye kalkıÅılacaÄına iliÅkin Ƨok emareler belirdiÄini artık biliyoruz. BinbaÅı H.A.’nın MİT’e gidip darbe giriÅimini haber vermesinin dıÅında, saat o sırada 14.45 idi, baÅka emareler de vardı. Bunlara yƶnelik bir soruÅturma baÅlatıldı da ben mi duymadım acaba?”[7] türünden soru(n)lar ile betimlenen darbe giriÅimini tarihƧiler, siyaset bilimciler, hukukƧular vd’leri farklı aƧılardan ele alıyor, irdeliyorken; gerƧekleri tam olarak ƶÄrenebildik mi?
Hayır!
Ortalık “komplo teorileri”nden “efsaneler”den geƧilmese de, muÄlĆ¢k noktalar, ilginƧ soru(n)lar hĆ¢lĆ¢ yanıtlarını arıyor ve bulabilmiÅ de deÄil!
GENEL ĆERĆEVE
Hemen belirtelim: 15 Temmuz’da yaÅanan darbe giriÅimi bir sonuƧtu.
Siyasal İslĆ¢m’ın iktidarda güç paylaÅımı iƧin yaptıÄı mutabakat sınıra dayanmıÅtı. Liberaller iÅlevlerini yitirmiÅ, ideolojik aƧıdan kullanıÅlılar devre dıÅı bırakılmıÅtı. İktidar paylaÅımı artık aƧıkƧa zorlama gücünün kimin denetiminde olacaÄı konusunda düÄümlenmiÅti. “Ne istediler de vermedik” düzeni, AKP ile FGC arasındaki ittifakı geri dƶnülemez bir iktidar savaÅına sürüklüyordu.
AKP, yeni bir rejimin inÅasında engel olarak gƶrdüÄü yapıları tasfiye ederken FGC ƶrgütlenmesinden yararlanmıÅ; FGC yapısı ise iktidarın ƶnünün aƧılmasında sahip olduÄu etkinin ƶzgüveniyle, “gerƧek iktidar benim” vesayetƧiliÄini bu kez AKP üzerinde sınamaya ƧalıÅmıÅtı. 15 Temmuz, bu ƧatıÅmanın son aÅamasıydı.
Darbe giriÅiminin sorumlusu FGC’nin, devlet iƧinde yaklaÅık yarım asırdır ƶrgütlenme faaliyeti yürüttüÄü biliniyor. Ama darbeye kalkıÅacak güce AKP dƶneminde ulaÅtıÄı da bir gerƧek. AKP ve FGC arasındaki “zoraki nikĆ¢h” 17-25 Aralık soruÅturmaları ile bozuldu. Bu süreƧten sonra baÅlayan ‘düÅmanlık’, Türkiye’yi hĆ¢lĆ¢ soru iÅaretleri ile dolu 15 Temmuz gecesine taÅıdı.
15 Temmuz gecesi baÅarısız bir darbe giriÅimine tanık olduk. Darbe giriÅimiyle ilgili yapılabilecek en doÄru tespit ortalıÄa saƧılan birƧok bilgiye raÄmen hĆ¢lĆ¢ karanlık yanlar barındırdıÄıdır.
Darbe giriÅiminin daha ilk anından itibaren FGC kadrolarına yƶnelik baÅlatılan büyük gƶzaltı, tutuklama, tasfiye harekĆ¢tı, zamanla iƧine tüm muhalifleri alarak geniÅletildi. BaÅta asker, polis, yargı mensubu, akademisyen ve ƶÄretmen olmak üzere binlerce kiÅi kamu kurumlarından tasfiye edilirken, 40 bini aÅkın kiÅi de “darbe Åüphelisi” olarak tutuklandı.
Ancak darbe gecesi neler yaÅandıÄı, ƶncesiyle sonrası ile neler olduÄu ve soruÅturmanın iƧeriÄi hakkında kimse kesin bilgiye sahibi deÄil. Darbe kalkıÅmasının saatinden, bir binbaÅının ihbarına raÄmen Milli İstihbarat TeÅkilĆ¢tı’nın (MİT) zaaflarına dek herkesin kafasında kuÅkulara yol aƧan birtakım sorular hĆ¢len cevapsız. Birbiriyle ƧeliÅen iddia ve ifadeler yanında yalanlanmayan iddialar ve cevapsız kalan soru(n)lar darbe kalkıÅmasının, AKP ya da ErdoÄan’ın gücünü arttırmak iƧin hayata geƧirdiÄi bir senaryo olduÄu kuÅkularını ƶne Ƨıkarıyorken; iktidar, “kandırıldık”, “Allah affetsin” dedi. GeƧmiÅe dair, yaÅananlardaki kendi payını gƶrünmez kılmaya ƧalıÅtı. Bir yandan da devlette ve toplum üzerinde sahip olduÄu gücü mutlak hĆ¢le getirmek iƧin adımlarını hızlandırdı.
Ćzetle darbe giriÅiminin hemen ardından ilan edilen kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile devlet restore edilirken; yeni rejim inÅasına hız verildi.
NEDİR, NE OLDU?
Kadir Cangızbay’ın, “Zekeriya Ćz’e kendi zırhlı arabasını tahsis eden, ‘Ben bu davaların (Ergenekon vb…) savcısıyım’ diyen ‘FETĆ’cülükten yargılanmadıkƧa Türkiye’deki devlet hiƧ kimseyi yargılayamaz. 15 Temmuz, bir tertiptir: Kanmayalım,”[8] notunu düÅerken; Selahattin DemirtaŒın da, darbecilerin AKP iƧerisinden milletvekili, bakan düzeyinde güçlü bir destek almıŠolma ihtimalinin Ƨok fazla olduÄunu ileri sürdüÄü[9] darbe giriÅiminin hakikĆ¢t(ler)i ƶzetle Åƶyledir:
1) Darbe giriÅiminin bir “istihbarat zafiyeti” eseri olduÄu Åehir efsanesidir. Birincisi, darbenin baÅı olduÄu iddia edilen “Cemaat”, 2 Ocak 2015’teki MGK toplantısında “iƧ tehdit” olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne resmen dahil edilmiÅtir, takip altındadır. “Cemaat”in TSK’de kendisine baÄlı olmayan unsurlara aƧılmaksızın bir giriÅim baÅlatması, darbe mantıÄına aykırıdır. İkincisi, devlet güvenliÄinin yanısıra 10 milyonu aÅkın üyesiyle bütün AKP teÅkilĆ¢tınca da gƶzetim altında tutulan “Cemaat”in attıÄı ilk adımda devletin kontrolüne girmemesi de devletin olaÄan iÅleyiÅine aykırıdır. Ćçüncüsü, “istihbarat zafiyeti”nin baÅlıca sorumlusu olsalar cezalandırılmaları gereken MİT ve Genelkurmay baÅkanlarının ƶdüllendirilmeleri, “zafiyet” hikĆ¢yesinin bizzat onu anlatanca tekzibidir.
2) 15 Temmuz ƶncesinde bir yıl boyunca hem uluslararası hem iƧ basında “Cemaat” darbesi hazırlıÄı sƶylentileri ayyuka ƧıkmıÅ, Genelkurmay BaÅkanı ve kuvvet komutanları hükümete baÄlılık aƧıklamak zorunda kalmıÅtır. Bu aƧık istihbarat devlet iÅleyiÅinin doÄası gereÄi TSK ve güvenlik aygıtlarının otomatik olarak teyakkuza geƧmiÅ olmasını gerektirir.
3) Darbe giriÅiminin, TSK, yargı ve emniyette muhtemel geniŠçaplı tasfiye haberleriyle kızıÅtırıldıÄı ve hazırlıkların adım adım izlendiÄi, ‘Türkiye’ gazetesi yazarı Fuat UÄur’un 2 ve 21 Nisan 2016 tarihli kƶÅe yazılarında en ince ayrıntısına kadar ifÅa edilmiÅtir. Darbecilerin buna raÄmen giriÅimi sürdürmüŠve harekete geƧmiÅ olmaları ƶnlerinin kesilmek yerine aƧıldıÄını, cesaretlendirilip teÅvik edildiklerine kanıttır.
4) CumhurbaÅkanı ve hükümet, ƶne geƧerek baÅarısızlıÄa mahkĆ»m kıldıkları darbeden bir olaÄanüstü hĆ¢l (OHAL) gerekƧesi olarak yararlanmayı; OHAL’i BaÅkanlık Rejimi’ne geƧiÅ iƧin bir sıƧrama tahtası olarak deÄerlendirmeyi; OHAL kararnameleriyle yeni rejimin yolunu dƶÅemeyi planlamıÅlar ve darbenin olgunlaÅması ve bastırılması iƧin pusuya yatmıÅlardır.
5) Darbe silahsız sivil direniÅle deÄil, harekete geƧirilen birliklerin kıÅlalarından Ƨıkar Ƨıkmaz hükümete sadık birliklerce ezilmesiyle durdurulmuÅtur. Belediyelerin iÅ makineleriyle kıÅlalar ƶnünde kurdukları barikatlar, silahsız ve eÄitimsiz toplulukların polis merkezlerinden darbe karargĆ¢hları üzerine sevk edilmesi, AKP ƶrgütünün darbe sırasında rol üstlenmek üzere taktik hazırlıÄa sahip olduÄunun gƶstergesidir.
6) AKP, darbeyi daha baÅlamadan; yüzlerce insan hayatını kaybetmeden, sıradan erler ve harp okulu ƶÄrencilerinin hayatları karartılmadan bastırabilecek tanık ve kanıtlara sahipti. Hükümet, diktatƶrlüÄün alt yapısını oluÅturacak politik momentumu kazanmak ve siyasi rakiplerinin yanı sıra baÅkanlık rejimine muhalif kadroları idareden, akademiden, medyadan ve sivil toplumdan tasfiye iƧin kaosun doÄmasına izin vermiÅ ve kendi yarattıÄı kaostan “düzen kurucu” rolünü üstlenerek ƧıkmıÅtır.
7) “15 Temmuz demokrasinin kurtuluÅu” anlatısı diktatƶrlüÄün düÄünüdür, “bir yaz gecesi rüyası”dır: Hanedanın yüzünü güldüren bu rüya ƶzgür ve dürüst bir hayat düÅleyen iyi ve sade insanların her gününü geceye Ƨeviren bir kĆ¢bustur.[10]
Devam edersek: Mehmet Tezkan’ın, “Devletin iƧinden Åeytanın ƧıktıÄı gün”;[11] UÄur Dündar’ın, “Kontrolsüz bir darbe giriÅimi”[12] diye betimlediÄi 15 Temmuz bir iktidar savaÅı ƶzetidir. Taraflardan birinin, diÄerini “hile yolu” ile pusuya düÅürdüÄü bir iktidar savaÅı!
Ayrıca coÄrafyamızdaki tüm darbeler gibi 15 Temmuz da emperyalizmin ƶzenle besleyip büyüttüÄü karÅıdevrimcilerin eseridir; baÅlangıcı ve sonuƧları itibariyle…
15 Temmuz’dan bu yana, KHK’lerle, darbe ile uzaktan yakından ilgisi olmayanların da iÅlerinden edildiÄini, darbe giriÅiminin muhalifleri susturma fırsatına dƶnüÅtüÄünü gƶrdük… Yargının ve mahkemelerin tarafsızlıÄına, baÄımsızlıÄına güven sıfırlanmıŠdurumda…
15 Temmuz’la ilgili hĆ¢lĆ¢ pek Ƨok soru iÅareti varken; sonrasında da OHAL altında geƧen iki yılda BaÅkanlık sisteminin ƶnündeki bütün engeller kaldırıldı ve yeni sisteme getiren yolun taÅları dƶÅendi.[13]
251 kiÅinin hayatını kaybedip, 2 bin 194 kiÅinin yaralandıÄı 15 Temmuz darbe giriÅimi ile 21 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 18 Temmuz 2018 günü sona erdi. OHAL toplamda 7 kez uzatılarak 2 yıl sürdü…
OHAL dƶneminde 37 KHK Ƨıkarıldı. OHAL kapsamında Ƨıkarılan KHK’ler ile 131 bin 922 “tedbir” gerƧekleÅti. OHAL’de en az 125 bin 678 kamu gƶrevlisi ihraƧ edildi, 270 kiÅinin ƶÄrencilikle iliÅiÄi kesildi, 2 bin 761 kurum ve kuruluÅ kapatıldı, 3 bin 213 personelin rütbesi alındı…
OHAL sürecinde toplam 204 medya kuruluÅu kapatıldı. Kapatılan 179 medya kuruluÅu arasında 53 gazete, 37 radyo istasyonu, 34 televizyon, 29 yayınevi, 20 dergi ve 6 haber ajansı bulunuyordu…
2 yılda 6 bin 81 akademisyen ve üniversitelerin idari kadrosundan bin 427 personel ihraƧ edildi, bu ihraƧ kararlarından 185’i kaldırıldı…
234 bin 419 pasaport iptal edildi…
OHAL sonrası 2 bin 49 TSK personeli ihraƧ edildi, 176 emekli askerin rütbesi geri alındı…
500 bini aÅkın kiÅi gƶzaltına alındı, 30 binden fazla kiÅi tutuklandı…[14]
FGC İLE AKP SİMBİYOZU
Darbe giriÅimi (bugünlerde “FETĆ” denilen!) FGC ile AKP simbiyozu kavranmadan yerli yerine oturtulamaz!
Evet, 2013’te AKP’nin, “Darbe” diye nitelediÄi rüÅvet ve yolsuzluk soruÅturmalarıyla FGC ile ittifakı berhava oldu olmasına da; bunun bir evveli ve sonrası vardı!
CumhurbaÅkanı ErdoÄan’ın “paralel yapının kendisini aldattıÄını” belirttiÄi[15] FGC’ne iliÅkin bakın kimler neler dememiÅti ki…
Bülent ArınƧ: “Milyonlarca insan, Åu anda gƶzyaÅı dƶkerek bizi izliyor. Bunların arasında biri var ki, gurbette, tek baÅına, hüzünle bizi seyrediyor. Televizyonun baÅında bizi izleyen o güzel insana teÅekkür borcumuz var”...
Binali Yıldırım: “TürkƧe sevgi dilidir, barıŠdilidir. Yunus’un dilidir. ‘AƧ herkese sineni aƧ, onun gibi ilâç’ diyen Fethullah Gülen Hocaefendi’nin dilidir”...
Ahmet DavutoÄlu: “Cemaat’in hedefleriyle, Türkiye’nin hedefleri tamamen ƶrtüÅüyor”...
Hüseyin Ćelik: “Cemaat devleti ele geƧirmiÅ, devlete sızmıŠfilan, bunlar kargaları güldürür”...
Bekir BozdaÄ: “Bu yolu aƧan, bu ateÅi yakan, bu fikri veren muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye gƶnül dolusu saygılar gƶnderiyorum. Kendisine Ƨete diye hitap edilmesi büyük haksızlıktır; vicdansızlıktır”...
Süleyman Soylu: “Aynen 28 Åubat gibi, aynı 12 Eylül ƶncesi gibi senaryodur. Derin devlet harekete geƧti. Cemaati dƶverek, cemaate saldırarak, Türkiye’nin deÄiÅim yƶnünü etkilemeye ƧalıÅıyorlar”...
Faruk Ćelik: “İnsan merkezli bir hizmeti esas alan insanlara, ‘Hizmetinizi durdurun’ denir mi? Aksine teÅvik edilir, desteklenir, elden ne geliyorsa o katkı saÄlanır. Bu gerƧeÄi gƶrmemek ferasetsizliktir”...
Recep AkdaÄ: “Hayatı insanlıÄa hizmetle geƧmiÅ bu büyük zat iƧin suƧlamalarda bulunmak, son derece Ƨirkindir; kara lekedir. Fethullah Gülen Hocaefendi, hayatının her dƶneminde tertemiz kalmıŠbir kiÅidir. Kendisine Åükran borƧluyuz”...
Hüseyin Kocabıyık: “Fethullah Gülen Hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir. Evrensel Türk Rƶnesans’ını baÅlatan Türk mucizesidir. Shakespeare gibi evrenseldir. Ona düÅmanlık edenlerin utanması gerekir”...
Melih GƶkƧek: “Terbiyeni takın, Fethullah Gülen’e “Feto” diyemezsin. Ćzür dile”...
Recep Tayyip ErdoÄan: “MHP’nin Fethullah Hocaefendi’ye saldırısı, bana gƶre ihanet derecesindedir. HiƧ ahlĆ¢ki deÄil; Ƨok Ƨirkin. Yani Hocaefendi iÅi gücü bırakmıŠda MHP ile mi uÄraÅıyor? Bir defa, onun bulunduÄu makam bƶyle bir Åeye müsaade etmez. Ćok Ƨok Ƨirkin. Ćok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum”...[16]
Sƶzünü ettiÄimiz evvele dair daha da fazlası var. Ancak bu kadarı yeter de artar bile…
Sonrasına gelince: AKP ile birlikte iktidar olan Cemaat’in, “Ne istediler de vermedik” diyen AKP ile ittifakı bozulduktan sonra giriÅtiÄi 15 Temmuz darbe kalkıÅması ile ErdoÄan’ın “Allah’ın lütfu” diye niteliÄi bu giriÅimden sonra AKP iktidarı, 20 Temmuz’da OHAL ilan etti ve TBMM’yi devre dıÅı bırakarak ülkeyi KHK yƶnetmeye baÅladı.
Bƶylesi bire evveliyatın sonrası kimilerine “ÅaÅırtıcı” gelse de, kanımızca olanlar eÅyanın tabiatıyla uyumludur…
Ćünkü 15 Temmuz’un evvelinde AKP’nin kamu bürokrasisindeki zayıflıÄını FGC’nin kadroları telafi ediyordu. 2010 referandumu ƶrneÄinde gƶrüldüÄü üzere, baÅta yargı olmak üzere devlet aygıtının neredeyse bütün mekanizmaları adım adım FGC’nin kontrolüne geƧiyordu. Ayrıca Cemaatin Ƨok daha ƶnce liberal aydınlarla kurduÄu iliÅkiler, bu isimlerin AKP ile FGC arasındaki koalisyona desteÄini beraberinde getiriyor, iktidarın meÅruiyeti bu isimlerin yazıp Ƨizdikleri üzerinden üretiliyordu: AB ile iliÅkiler, Ergenekon süreci, referandum, “yetmez ama evet”, “Kürt sorununa Ƨƶzüm” gibi… Hepsi toplumsal rıza üretiminin bir parƧası olarak gündeme getirildi ve hepsinde FGC güdümlü neo-liberaller ciddi bir rol oynadı.
Eski rejimin tasfiyesi ve devlet aygıtının ele geƧirilmesi ortaklar arasında bir egemenlik savaÅının baÅlamasına yol aƧtı. Devletin, kurumların, polisin, ordunun, rantın nasıl paylaÅılacaÄı sorusu ortaklar arası bir mücadeleye dƶnüÅtü. MİT BaÅkanı Hakan Fidan’ın ifadeye ƧaÄrılması, eski Genelkurmay BaÅkanı BaÅbuÄ’un tutuklanması, RoboskĆ® Katliamı, dershanelerin kapatılması, sonrasında da17-25 Aralık bu mücadelenin tezahürleriydi.
Ve denilebilir ki 17 Aralık 2013’de AKP-C koalisyonu resmen sona erse de; bunun inkĆ¢rı ve tevili mümkün olmayan evveli vardı!
i) Darbe giriÅiminin ardından tutuklanan ve etkin piÅmanlık hükümlerinden yararlanıp serbest kalan eski HSYK BaÅkanvekili Ahmet Hamsici 31 sayfalık ifadesinde, 2010’da 160 Yargıtay üyesinin belirlendiÄi seƧim ƶncesi Fetullah Gülen’in HSYK üyelerine, “En az 140 üye alın” talimatı verdiÄini sƶyledi.[17] Hamsici’nin anlatımına gƶre dƶnemin Adalet BakanlıÄı MüsteÅarı Ahmet Kahraman, Yargıtay’a seƧilecek 160 kiÅilik listeden 140 kontenjan isteyen cemaat mensubu HSYK üyelerine, “Aranızda anlaÅın, baÅtan ortaklıÄımız bitmesin” demiÅ.[18] Sƶz konusu itiraflar Yargıtay üyeleri seƧimi iƧin kıran kırana pazarlık yapıldıÄını ortaya koydu…
ii) “FETĆ” üyesi olduÄu iddiasıyla tutuklanan eski HSYK 1. Daire BaÅkanı İbrahim Okur, savcılıÄa verdiÄi ifadede yargıdaki FethullahƧı yapılanmayla ilgili o dƶnem MİT’ten veya diÄer devlet kurumlarından kendisine bir uyarının gelmediÄini, 7 Åubat krizi sonrası gƶrüÅtüÄü MİT MüsteÅarı Hakan Fidan’ın da kendisine bir bilgilendirme yapmadıÄını kaydetti. Yargıtay’a 2011’de atanan 160 üyeden cemaate 110 kontenjan ayrılmasını konusunda Fethullah Gülen cemaatine mensup yüksek yargı üyeleriyle anlaÅmayı hükümetin istediÄini kabul etti…[19]
iii) Eski TRT Genel Müdürü İbrahim Åahin, dƶneminde kuruma alınan 435 kiÅinin 368’inin ‘FETĆ’den ihraƧ edilmesiyle ilgili verdiÄi ifadede, “Samanyolu TV’den TRT’ye geƧenleri AKP yanlısı diye iÅe aldıkları”nı sƶyledi...[20]
iv) Kemal KılıƧdaroÄlu, AKP iƧinde ByLockƧu milletvekillerinin bulunduÄunu sƶyledi…[21]
v) Darbe giriÅimiyle ilgili soruÅturmaların en tartıÅmalı noktası “siyasi ayaÄı kim” sorusu oldu… MİT’ten savcılıklara gƶnderilen ByLock listelerinde hiƧbir bakan, milletvekili ve büyükÅehir belediye baÅkanı gibi üst düzey isimlerin yer almaması dikkat Ƨekti. CHP, ısrarla darbenin siyasi ayaÄının saklandıÄını ve ortaya Ƨıkarılması gerektiÄini savundu. Yargıda bazı savcılar, siyasi ayaÄa dokunan araÅtırmalara girmek istedi. Ancak giriÅim geri teperek, savcıları koltuÄundan etti. ĆrneÄin 15 Temmuz Ƨatı iddianamesini hazırlayan BaÅsavcı Vekili Necip Cem İÅƧimen, FETĆ’nün TSK’yi ele geƧirmesinde iktidarın sorumluluÄuna iÅaret eden ifadeler kullanınca iktidarın hıÅmına uÄradı. Ćnce gƶrevden alınan İÅƧimen, ardından Yargıtay’a düz savcı olarak sürüldü. FETĆ ile ilgisi olmayan muhalifleri bu kapsamda soruÅturan yargı, 17-25 Aralık olayından ƶnce FETĆ’yü aƧıkƧa ƶven, hatta Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret eden AKP’lileri gƶrmezden geldi…[22]
vi) AKP’de birinci derecede yakınları FETĆ veya 15 Temmuz darbe giriÅimi ile ilgili gƶzaltına alınan, tutuklanan veya kamudan ihraƧ edilen milletvekilleri ve parti yƶneticileri Åƶyle:
vi/1: AKP Kilis Milletvekili Mustafa Hilmi Dülger’in kardeÅi Hasan Haluk Dülger Konya’daki FETĆ operasyonu ile tutuklandı. Dülger, Necmettin Erbakan Ćniversitesi’nde ƶÄretim üyesiydi…
vi/2: TBMM İdare Amiri, AKP Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ın kardeÅi İsa Karasayar, Hatay’da FETĆ kapsamında gƶzaltına alındı. Karasayar’ın arasında bulunduÄu 5 kiÅi, FETà üyeliÄi iddiasıyla 6 Ekim’de tutuklandı…
vi/3: Yalnızca milletvekillerinin kardeÅleri tutuklanmadı. AKP Genel BaÅkan Yardımcısı Åaban DiÅli’nin kardeÅi, Genelkurmay Stratejik DƶnüÅüm Dairesi BaÅkanı Tümgeneral Mehmet DiÅli, 15 Temmuz darbe teÅebbüsünden tutuklandı. DiÅli, Genelkurmay BaÅkanı Hulusi Akar’ı darbeye katılması konusunda ikna etmeye ƧalıÅmıÅ, Akıncılar’a gƶtürülürken de ona refakat etmiÅti. Yine Akar’ın darbecilerin elinden kurtulduktan sonra bindiÄi helikopterde DiÅli de vardı…
vi/4: AKP’li İstanbul BüyükÅehir Belediye BaÅkanı Kadir TopbaŒın damadı iÅadamı Ćmer Faruk Kavurmacı, 8 Eylül 2016’da tutuklandı…
vi/5: AKP Aydın Milletvekili Mehmet Erdem’in kardeÅi Ćmer Erdem, 27 Temmuz’da gƶzaltına alındı. Erdem, 4 AÄustos’ta serbest bırakıldı…
vi/6: AKP’de bir dƶnem milletvekilliÄi yapan bazı isimler de FETĆ kapsamında tutuklandı. Bu kapsamda eski AKP milletvekili İlhan İÅbilen, Hasan Hami Yıldırım tutuklanırken, gƶzaltına alınan eski AKP milletvekili İdris Åahin serbest bırakıldı. Eski AKP’li vekil Hakan Åükür hakkında yakalama kararı bulunuyor…
vi/7: AKP Erzurum Milletvekili Orhan Deligƶz’ün Malatya’da Orman ve Su İÅleri BakanlıÄı 15. Bƶlge Müdürü olan kardeÅi Ayhan Deligƶz 20 AÄustos 2016’da tutuklandı. KardeÅi tutuklanan Orhan Deligƶz, TBMM’deki anayasa gƶrüÅmelerinin oylamasında gizli kullanması gereken oyunu, AKP’li yƶneticilere gƶstermesiyle gündeme gelmiÅti…
vi/8: AKP’de bazı milletvekillerinin kardeÅleri de FETĆ ile irtibatlı oldukları gerekƧesiyle kamudan ihraƧ edildi. Bu kapsamda AKP Trabzon Milletvekili Avukat Salih Cora’nın ƶÄretmen ablası Emine Ay, meslekten ihraƧ edildi. AKP Kırıkkale Milletvekili Mehmet Demir’in Kırıkkale’de il milli eÄitim müdür yardımcısı kadrosunda bulunan Hüdaverdi Demir, Ƨıkarılan bir KHK kapsamında ihraƧ edildi. Demir, daha sonraki baÅka bir KHK ile gƶrevine iade edildi. Eski BaÅbakan Yardımcısı Bülent ArınƧ’ın damadı Ekrem Yeter’in de Yıldırım Beyazıt Ćniversitesi Tıp Fakültesi ƶÄretim üyeliÄi gƶrevine son verildi. Melih GƶkƧek, ArınƧ’ın kızı ve damadı Ekrem Yeter iƧin “Fanatik paralelcidir” demiÅti. Bülent ArınƧ’ın kayınbiraderi olan Manisa Halk SaÄlıÄı İl Müdürü Ziya Tay da gƶrevden uzaklaÅtırıldı…[23]
vii) “FETĆ” soruÅturmasında tutuklanan Kozmik Oda Savcısı Mustafa Bilgili, kozmik odada 2009’da yapılan aramanın dƶnemin BaÅbakanı ErdoÄan ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in bilgisi dahilinde yapıldıÄını sƶyledi…[24]
Bu kadarı yeterli deÄil mi?
DARBE GİRİÅİMİ
O hĆ¢lde 15 Temmuz FGC ile AKP simbiyozu ekseninde irdelenmelidir. Ćünkü tarihi boyunca FGC ile aƧık ortaklık yapan AKP iktidarı, dƶnemin BaÅbakanı ErdoÄan’ın “Ne istediler de vermedik” sƶzüyle de kabullendiÄi gibi, aƧıkƧa cemaati besledi, büyüttü ve bƶylelikle de 15 Temmuz’un zemin hazırlarken; darbe giriÅiminin hikĆ¢yesi -muhtelif sunumlarıyla- oldukƧa muallaktır!
ĆrneÄin ‘The Times’a gƶre ErdoÄan tasfiyeyi ƶnceden planlamıÅtı. “Bir darbe yapma kararı, yaklaÅmakta olan tasfiyenin korkusuyla alındı.”
Bruno Waterfield’ın Brüksel’den yazdıÄı habere gƶre de, Avrupa BirliÄi istihbarat merkezi INTCEN’in raporunda Åunlar aktarılıyordu: “AB istihbarat ƶrgütleri, geniŠçaplı bir gƶrevden alma dalgasının baÅlayacaÄı sƶylentisi üzerine ErdoÄan’ın seküler muhalifleri tarafından destek gƶrdü, Suriye’deki duruma ve Kürtlere müdahaleye itiraz edenler tarafından ateÅlendi… ErdoÄan baÅarısız darbe giriÅimini kullandı ve OHAL ilan ederek AKP’ye muhalif olanlara karÅı geniÅ bir baskı kampanyası baÅlattı… Büyük gƶzaltı dalgaları ƶnceden planlanmıÅtı.”[25]
Ayrıca Kemal KılıƧdaroÄlu, 15 Temmuz darbe giriÅimi iƧin “kontrollü darbe” vurgusuyla, “09.30’da darbe mi olur diye sordum ben kendilerine. Onlar da ƶnceden deÅifre oldular ifadelerini kullandılar. Demek ki bu onların ƶnceden bu darbeden haberleri olduÄu anlamına geliyor,”[26] dedi.
Kabul edilmelidir ki darbe giriÅimini Ƨƶzmenin, FGC’ini deÅifre etmenin ƶnünde bir engel var.
Kolay mı? Darbeden sonra, AKP’lilerin zamanında Fethullah Gülen’le ƧektirdiÄi poz poz fotoÄraflar epeyce gündem olmuÅtu…
AKP iktidar genel olarak 17-25 Aralık’ı bir milat olarak belirlemeye ƧalıÅıyorsa da; “2004 MGK kararında, Genelkurmay ve MİT, cemaatin faaliyetleri hakkında ayrıntılı birer rapor sunmuÅtu. MGK ise hükümete cemaate karÅı bir eylem planı ƶnermiÅ. Sonradan ƶÄreniyoruz ki bu MGK kararı ErdoÄan’ın talimatıyla Ćmer DinƧer eliyle sumen altı edilmiÅ.
2004’ü takip eden senelerde ise cemaatin siyasi davalar yoluyla devlette kendisine engel olarak gƶrdüklerini tasfiye ettiÄini gƶrüyoruz. Bu tasfiye davalarına ‘Ben bu davaların savcısıyım’ diyerek destek veren ErdoÄan’dı. Yine 2004’ü takip eden seneler boyunca cemaatin, iktidar tarafından el bebek gül bebek semirtildiÄi de aƧık. ErdoÄan’ın, Gezi’ye katılanları TürkƧe Olimpiyatları’ndaki konuÅmasında cemaate ÅikĆ¢yet etmesi de hĆ¢lĆ¢ akıllarda,”[28] diye hepimizi uyarıyordu Ćzgür Mumcu![29]
FGC FAKTĆRĆ
Hatırlansın!
“Adliye’de, Mülkiye’de veya baÅka bir hayati müessesede bizim arkadaÅlarımızın mevcudiyeti, ƶyle ferdi mecburiyetler Åeklinde ele alınıp ƶyle deÄerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek iƧin, sistemin püf noktalarını keÅfedin. HĆ¢lĆ¢ bu sistem devam ediyor. Bu sistem iƧinde arkadaÅlarımız istikbale yürüyeceklerdir. Ćyleyse o sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım, keÅfetmeleri lazım…
Anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize Ƨekmeden her adım erken. Kıvama ereceÄiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp, taÅıyabilecek güce ulaÅacak ana kadar, o kuvveti temsil edeceÄiniz Åeyler elinizde olacaÄı ana kadar, Türkiye’deki devlet yapısı ƶlçüsüne gƶre bütün anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize ƧekeceÄiz ana kadar her adım erken sayılır,” demiÅti Fethullah Gülen, darbe giriÅiminden ƶnceki bir konuÅmasında…
ĆrneÄin bƶyle bir konuÅmanın ertesinde Gülen aleyhine bir dava aƧılsa ve bu davada savcılık onu “Anayasal düzeni deÄiÅtirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine Åeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacıyla yƶnetimde teÅkilĆ¢tlanmayı, devlet idaresini ele geƧirmeyi hedeflediÄini,” tespit etseydi herhĆ¢lde darbe giriÅimi daha bir hevesken boÄulurdu.
Ancak tam tersi Gülen hakkında dava aƧılmıÅ, kesin hüküm ise af kanunu sebebiyle 2003 senesinde ertelenmiÅti. Oysa MGK 2004’te Gülenci tehlike hakkında karar almıÅtı![30]
Ortada BaÅbakan Binali Yıldırım’ın dediÄi gibi “gizli bir ƶrgüt” yoktu, AKP’nin aƧık bir ƶrgütle “gayri resmi koalisyon” vardı!
“Nasıl” mı? Yanıt AKP’nin FGC ile geƧmiÅinde![31]
Mesela Erzincan Cumhuriyet BaÅsavcısı İlhan Cihaner’in, İsmailaÄa ve Gülen Cemaat’lerini araÅtıran dosyaları nedeniyle Ergenekon operasyonuna dahil edilerek 2010’da tutuklanması… İlk kez bir Cumhuriyet BaÅsavcısı odası basılarak gƶzaltına alınırken iktidar mensupları “yargının baÄımsızlıÄı”ndan dem vuruyordu!
Mesela Ahmet Åık’ın Gülen Cemaati’nin devlet iƧindeki ƶrgütlenmesini inceleyen bir kitap yazması, Nedim Åener’in ise Hrant Dink cinayetini araÅtırması nedeniyle 2011’de tutuklanmaları. O dƶnemin BaÅbakanı ErdoÄan, Åık’ın daha piyasaya ƧıkmamıŠkitabı iƧin “Bazı kitaplar bombadan daha tehlikelidir,” demiÅti!
Mesela TBMM’de muhalefetin Ahmet Åık ve Nedim Åener’in tutuklanmasına yƶnelik sert eleÅtirilerine karÅı dƶnemin AKP Grup baÅkanvekili Bekir BozdaÄ, “Bu kürsüler sanki mahkeme salonu, suƧları soruÅturmakla gƶrevli cumhuriyet savcıları suƧlu gibi, ‘kiÅiler zorla suƧlanıyor’ gibi konuÅuluyor. Fethullah Gülen bu ülkenin yetiÅtirdiÄi deÄerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama deÄerli ve bilge bir insandır. Bu ülkede milli ve manevi deÄerlere baÄlı nesillerin yetiÅmesi iƧin hizmetini yapıyor. Her Åey devletin denetimi ve gƶzetimi altında, aƧık,” diye haykırmıÅtı!
Mesela Ćlkedeki kumpaslara dair Cemaat sorumluluÄuna dikkat Ƨekenlere dƶnemin AKP Genel BaÅkan Yardımcısı Hüseyin Ćelik, “Cemaat devleti ele geƧirmiÅ, devlete sızmıŠbunlar kargaları güldürür,” yanıtını veriyordu!
Mesela Cemaat’e “ne istedilerse veren” ErdoÄan, 2012’de TürkƧe Olimpiyatları’ndaki konuÅmada Gülen’in “hasreti bitirerek” ülkeye dƶnmesini isteyip ekliyordu: “Gurbet hasrettir. Hasret bedeli Ƨok aÄırdır, faturası Ƨok aÄırdır. Biz, gurbette olup, Åu vatan topraklarının hasreti iƧerisinde olanları aramızda gƶrmek istiyoruz”!
Mesela iktidara yakın birƧok “gazeteci”nin (!) Gülen Cemaati hakkındaki “derin araÅtırmaları” (?) kamuoyunun malĆ»muyken; yine aynı isimlerin geƧmiÅteki Gülen ƶvgüleri de belleklerdedir. Bunlar arasındaki en “Åahin”lerden, birƧok alĆ¢kĆ¢sız ismi “FETĆ”ye baÄlayan Cem Küçük 2011’de “Gülen Cemaati” baÅlıklı yazısında, “Beline hĆ¢kim olamayan siyasetƧiler Cemaati suƧladı. Basit bir cevap anahtarı olayını Cemaate baÄladılar. Tutuklanan darbeciler iÅin arkasında Cemaati aradılar. Ama hep duvara tosladılar. Peki bu karanlık adamlar niƧin sahtekarlıklarını AKP ve Cemaat’e yüklediler? Hükümete yüklenmelerinin sebebini biliyoruz. Asla ve asla sandıkta AKP’yi yenemeyeceklerini bildikleri iƧin ne uydursak kĆ¢rdır diye düÅünüyorlar. Gülen Cemaati’ne yüklenme gerekƧeleri farklı. Bugüne kadar dıÅlanan, sistem dıÅına itilen Anadolu insanı Cemaatin izlediÄi saÄlıklı bir politikayla enerjisini doÄru yere kanalize etti,” demiÅti!
Mesela AKP’nin TBMM Darbe GiriÅimini AraÅtırma Komisyonu’nun baÅına “yol arkadaÅlarının” oylarıyla “seƧilen” AKP’li ReÅat Petek de, “Hakkında aƧılan tüm davalardan, Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi’nin beraat etmesine ve bu beraat kararının kesinleÅmesine raÄmen, Ergenekon yapılanmasının parlamentodaki uzantıları tarafından ‘Ƨete’ diye hakkında Meclis kürsüsünden konuÅma yapanlar oldu,” diyebilmiÅti!
Mesela dƶnemin Anakara BüyükÅehir Belediye BaÅkanı Melih GƶkƧek 2012’de “HoÅgƶrünün, barıÅın, diyaloÄun simgesi, deÄerli büyüÄümüz, bu iÅin (TürkƧe Olimpiyatları) deÄerli mimarı Fethullah Gülen hocamıza da sonsuz teÅekkür ediyorum. Rabbim kendisine uzun ƶmür ve sıhhat versin. Dualarını üzerimizden eksik etmesin. Türkiye’nin itibarı, hiƧbir dƶnemle mukayese edilemeyecek derecede arttı,”[32] diye konuÅmuÅtu!
Sƶz konusu FGC/ AKP tablosunda atlanmaması gereken bir diÄer nokta da “FETĆ’nün dıŠaklı”[33] Åifreleriyle gƶlgelenmeye kalkıÅılan ABD emperyalizminin coÄrafyamızdaki 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 vukuatları ve de Türkiye saÄı ile Fethullah Gülen’in de sƶz konusu darbelerin aktƶrleri olmalarındadır.
Bunu sadece biz deÄil; düzenin sadık kalemleri de, “FETĆ subayları sivil yƶneticilerinden talimat almadan hareket edemeyeceÄi gibi, FETĆ de Amerika’nın izni onayı olmadan bƶyle bir Åeye kalkıÅamaz. 15 Temmuz’dan bu yana sƶylüyorum: KarÅımızda olan FETĆ ise arkasındaki Amerika’dır,”[34] biƧiminde ifade ediyor!
Bir Åeyi daha eklemeden/ hatırlatmadan geƧmeyelim: “Zaman gazetesi, Taraf gazetesiyle birlikte, AKP rejimi kurulurken ‘deÄiÅim’, ‘darbe tehlikesi’ gibi sƶylemlerle tüm muhalefete karÅı harekete geƧirilen sınır tanımaz bir simgesel Åiddetin en etkili üreticilerinden biriydi. ĆrettiÄi sƶylem, liberal entelijansiyanın demokrasi fantezilerini, siyasal İslĆ¢mın hegemonya inÅa sürecini yedeÄine alıyor, araƧsallaÅtırıyordu.”[35]
15 TEMMUZ’UN SORU(N)LARI
Soru(n)lar dair kısa hatırlatmalara gelince…
Orhan Bursalı meseleyi Åƶyle izah ediyor: “MİT, darbe gününü-saatini en azından o gün, yani 15 Temmuz günü haber aldı. En azından o gün diyorum. Bunu bize sunulan haberlerden, yazılardan biliyoruz. Bƶyle ƶnemli bir giriÅim üzerinde, iktidar cephesinin elinde Ƨok Ƨok daha farklı bilgiler olduÄunu, biz iktidar cenahının bize sunduÄu kısıtlı bilgi ile olay hakkında senaryolar ƧizdiÄimizi unutmayalım. Bu bakımdan, MİT ve iktidarın ‘darbe olacak’ bilgisine daha ƶnce sahip olabileceÄini kabul etmemiz gerekir…
Bir darbe giriÅimi tezgĆ¢hta, MİT Genelkurmay BaÅkanı toplanıyor, en az 2 saat konuÅuyorlar. Ama CumhurbaÅkanı’na haber verilmiyor. Kime? Darbenin hedef aldıÄı 1 No’lu kiÅiye!
Bu olasılık 1000 kez 0’dır.
Burada sorulacak soru Åudur: Hakan Fidan ve Hulusi Akar, CumhurbaÅkanı ile neler konuÅtular? KaƧ saat haberleÅtiler ve hangi ƶnlemleri kararlaÅtırdılar?
Bizi anlatılmayan ‘karanlık saatler’ veya darbe kronolojisinde gizlenen sayfalar burasıdır.
Tabii bir de darbenin kaƧ gün ƶnceden bilindiÄi de bir sorudur. Ćünkü darbecilerin haberleÅme uygulaması ByLock, darbeden Ƨok ƶnce epey ƧƶzülmüÅtü ve ‘40 bin üyenin isimleri, yerleri, telefon numaralarına varıncaya kadar’ tasnif edilmiÅti. MİT ve siyasi iktidar yapılanmadan haberli. Bilgiler CumhurbaÅkanı’na aktarılıyordu, taa mayıs ayında! Darbeye kalkıÅabilecekleri de, Ƨok daha ƶnce; mesela Fuat UÄur’un iki makalesinden de biliniyordu. Devlet, ‘BaÅlarını kaldırdıkları anda ezilecekler..’ diyordu.
Fuat UÄur’un devletten aldıÄı duyumların tıpkısının aynısı gerƧekleÅti.
BaÅlarını kaldırmaları bekleniyordu ve ezildiler.
Burada, ‘kontrol altında darbe giriÅimi’ yüzde 99 gerƧek durum olarak ortaya Ƨıkıyor.”[36]
i) Darbeyi üç ay ƶnce haber veren -hem de subliminal mesaja gerek duymadan!- iki yazıya imza atan ‘Türkiye’ gazetesi yazarı Fuat UÄur’un yazılarında hem darbenin olacaÄını hem de hükümetin hazırlıkları bildiÄini iddia etmiÅti![37] DoÄru mu, yalan mı?
ii) DoÄu PerinƧek’in, “Darbenin olacaÄını hepimiz biliyorduk. Sayın CumhurbaÅkanı Ƨok ƶnceden biliyordu,”[38] iddiasına dair bir Åeyler sƶylenmesi gerekmiyor mu?!
iii) 15 Temmuz günü MİT’e giderek ihbarda bulunan BinbaÅı O.K’nin sır gibi saklanan ifadesi ortaya Ƨıktı ve aylardır yanıtı aranan soru cevabını buldu: MIT darbeyi 7 saat ƶnceden ƶÄrenmiÅ![39] Dikkat, tam 7 saat ƶnce! O da, en kƶtü ihtimalle…
iv) Ayrıca BinbaÅı O.K.’nin MİT gƶrevlilerine “Darbe faaliyeti olabilir” dediÄi sırada bir MİT gƶrevlisi daha geldi. O.K. aynısını bir kez daha anlattı. Daha sonra hepsinden daha kıdemli olan uzun boylu 4 kiÅi O.K.’nin yanına geldi. Olayı aÄırdan aldıÄı anlaÅılan MİT, O.K.’nin akıl saÄlıÄından Åüphe ederek, getirilen bir gƶrevli tarafından “halüsinasyon gƶrüp gƶrmediÄini” test etmeye ƧalıÅtı. Bir kiÅi de Deniz Aldemir ve Murat Bolat’ın telefon numaralarını aldı. Darbe olabileceÄi ifadesini yeterli bulmayan MİT’Ƨiler, O.K.’ye “Deniz Aldemir’i arayarak olayı bir netleÅtirelim” dedi. Bunun üzerine Aldemir’i arayan O.K, “Kuvvet Komutanı gelecek, ona arz edeceÄim sen de komutan olarak burada bulun” yanıtını aldı![40] Neden?!
v) 15 Temmuz günü darbeciler son toplantılarını yaparken, bir binbaÅı MİT’e gidiyor ve bir baskın ve suikast ihbarında bulunuyordu. MİT bilgiyi Genelkurmay’a iletiyor ve olaÄanüstü bir toplantı yapılıyordu. Toplantıda bir dizi ƶnlem alınıp duyurulurken, bu emirden haberi olmayan bazı komutanlar iki ayrı düÄüne gidiyor![41] Bu nasıl oluyor?!
vi) 15 Temmuz darbe giriÅimiyle ilgili karanlıkta kalan en ƶnemli bƶlüm ise darbenin ƶnceden haber alınmasına karÅın neden kamuoyu ve devletin üst düzey yƶneticileriyle paylaÅılmadıÄı oldu. Kara Havacılık KomutanlıÄı’nda gƶrevli binbaÅı O.K’nin MİT’e 14:30’da giderek darbeyi ihbar etmesine karÅın, bu bilgi sadece Hakan Fidan ile Genelkurmay BaÅkanı Hulusi Akar ile bir grup komutan dıÅında kimseyle paylaÅılmadı. 15 Temmuz gecesi tüm hava sahasının kapatılması kararı, ne BaÅbakan ne de CumhurbaÅkanı ile paylaÅılmadı. Bu durumu Hakan Fidan’a sorduÄunu belirten dƶnemin BaÅbakanı Binali Yıldırım “cevap veremediÄini” sƶylerken, neden gƶrevden almadıÄına iliÅkin soruya ise “Dere geƧerken at deÄiÅtirilmez” yanıtını verdi![42] Bu ne demek oluyor?!
vii) Adil Ćksüz ve Kemal Batmaz gibi “FETĆ”nün sivil imamlarının 15 Temmuz gecesi Akıncı Ćssü’nde bulundukları bƶlümdeki kameralar 12 gün ƶnceden iptal edilmiÅ; bu da demek oluyor ki Akıncı Ćssü’ndeki hazırlıklar 12 gün ƶnceden baÅlamıÅtı![43] Bunlardan haberdar olmamak mümkün mü?!
viii) Darbe kalkıÅmasından birkaƧ gün ƶnce Ankara’da hazırlanan iddianamede, “TSK, 2003’ten sonra FethullahƧı olduÄunu bildiÄi hiƧ kimsenin iliÅiÄini kesmedi. Bundan sonra inisiyatif ƶrgüte geƧmiÅtir. Ergenekon ve diÄer askeri davalar ƶrgütün TSK üzerinde egemen olması iƧin gerƧekleÅtirilmiÅtir” deÄerlendirmesi yapılmıÅtı![44] Gƶrmezden gelinmiÅti…
ix) Darbe giriÅimi gecesi MuÄla’nın Marmaris İlƧesi’nden helikopterle ayrılan ErdoÄan’ı İstanbul’a getiren TC-ATA uƧaÄının, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan THY-8451 koduyla kalkarak saat 00.40’ta Dalaman Havalimanı’na indiÄi ve 01.43’te de buradan THY-8456 koduyla havalandıÄı ortaya Ƨıktı. Yani darbeci askerler otele girdiÄinde ErdoÄan İstanbul’a varmıÅtı![45] Bu -sadece!- bir tesadüf müydü?
x) 15 Temmuz sonrasında oluÅturulan TBMM Darbe AraÅtırma Komisyonu’nun AKP’li yƶnetiminin bazı bilgi ve belgeleri muhalefet partilerinden gizlediÄi ortaya Ƨıktı. Durumu fark eden CHP’li komisyon üyelerinin “bütün bilgi ve belgelerin kendilerine iletilmesi” talebi de “gizli belge statüsü kazandıkları” gerekƧesiyle reddedildi![46] Neden?!
xi) Dƶnemin Genelkurmay BaÅkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT MüsteÅarı Hakan Fidan, TBMM’de bu amaƧla kurulan komisyonun davetine katılmama haklarını kullandılar! Kamuoyuna yapılan sÄ±Ä aƧıklamalar dıÅında bu kurumlardan bilgi sızmadı…[47] Neden acaba?
xii) EskiÅehir’de darbe giriÅimine katılan Havacı General Recep Ćnal, 2 yıl boyunca Adil Ćksüz ile 177 kez gƶrüÅmüŠancak savcılık “onunla ne gƶrüÅtün” demek iƧin Ćnal’ın ifadesini almamıÅ![48] Bu doÄruysa tam bir felaket!
xiii) Darbe giriÅimi sırasında, Genelkurmay BaÅkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı esir alıp Akıncılar Ćssü’ne gƶtüren karargĆ¢h subaylarından Tümgeneral Mehmet DiÅli’nin, savcılıÄa verdiÄi “ek ifade”, darbe giriÅiminin neden engellenemediÄi ile ilgili soru iÅaretlerini de arttırıcı nitelikte![49] Buna dair ne yapıldı?!
xiv) Genelkurmay İkinci BaÅkanı Orgeneral Ćmit Dündar’ın Ankara’da gƶrülmekte olan EÄitim ve Doktrin KomutanlıÄı (EDOK) ile ilgili darbe davasında tanık olarak ifadesinde… son derece dikkatli bir dil kullanması, diyaloglarını aktarmakla yetinip kanaat belirtmekten kaƧınması ifadesine hĆ¢kim olan Ƨizgiyi yansıtıyor![50] Bu nasıl aƧıklanabilir?!
xv) Genelkurmay BaÅkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral YaÅar Güler’in Genelkurmay ana karargĆ¢h davası ƧerƧevesinde düzenlenen ƶzel celsede verdikleri ifadeleri okuduÄumuzda, ƶnemli ƶlçüde daha ƶnceki savcılık ifadelerini tekrarladıklarını gƶrüyoruz. Orgeneral Akar’ın ifadesinde daha ƶnce kendisine sorulmamıŠolan, dolayısıyla altı Ƨizilmesi gereken bir-iki konu var. Ankara 17. AÄır Ceza Mahkemesi heyeti, Akar’a toplam dokuz soru yƶneltmiÅ. Bunlardan dƶrdünde Orgeneral Akar, doÄrudan savcılık ifadesiyle TBMM Darbe AraÅtırma Komisyonu’na gƶnderdiÄi yanıtlara atıf yaparak, ekleyeceÄi yeni bir Åey olmadıÄını sƶylemiÅ![51] Bu nasıl izah edilmeli?!
xvi) TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbe GiriÅimini AraÅtırma Komisyonu Hulusi Akar ve Hakan Fidan’a ƧaÄrı yaptı. Ne yazık ki gelmediler. Sadece hazırlanmıŠ“bilgilendirme notu” gƶndermekle yetindiler.
Akar ve Fidan’ın dinlenmediÄi TBMM komisyonu ƧalıÅmalarına 4 Ekim 2016’da baÅladı. ĆalıÅma süresini, sayısal ƧoÄunluÄu olan AKP’liler istese uzatılabilirdi. Yapmadılar. 4 Ocak 2017’de ƧalıÅma tamamlandı. Rapor 12 Temmuz 2017’de dƶnemin Meclis BaÅkanı İsmail Kahraman’a verildi.
Buraya kadar normal… Komisyon, eksikli de olsa ƧalıÅmasını tamamlamıÅ. Bundan sonrası Meclis BaÅkanlıÄı’nın sorumluluÄunda… Alacak raporu, TBMM matbaasına gƶnderecek, Meclis Genel Kurulu’na getirecek. Bƶylece rapor, TBMM’nin aynı zamanda kendisine yƶnelik bir darbe giriÅimini araÅtırmasının bir sonucu olarak tarihteki yerini alacaktı! Olmadı… 15 Temmuz’un dƶrdüncü yılında TBMM raporu kayıp![52] Nasıl olabilir?!
xvii) Hulusi Akar’a “Darbeyi aƧıÄa Ƨıkaracak o emri neden vermedin” diye sonra Zekai Aksakallı, biliyorsunuz Yüksek Askeri ÅĆ»ra’da (YAÅ) emekli edildi. Aynı YAÅ’ta 600’den fazla albay tasfiye edildi. Bilenlerden ve onları tanıyanlardan aldıÄımız bilgilere gƶre… YAÅ’ta tasfiye edilen 600 albay, o gece darbeyi bastıranlardandı![53] Tablo izaha muhtaƧ deÄil mi?
xviii) Ve nihayet tutuklu TuÄgeneral Erhan Caha, “Darbe teÅebbüsü Akar ve Fidan’ın planı, bilgisi ve kontrolü dahilinde olmuÅtur,”[54] aƧıklaması yaptı! Konuya iliÅkin egemen suskunluÄun hiƧbir yanıtı ol(a)madı!?
xix) Ayrıca Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın, “Erden, uzman ƧavuÅtan hesap sorulacak, ama Genelkurmay BaÅkanı Hulusi Akar muaf tutulacak. İŠmi?”[55] sorusu hĆ¢lĆ¢ yanıtını arıyor!
OHAL YIKIMI
15 Temmuz sonrasında “ErdoÄan darbeyi sürdürdü ve sadece üç gün sonra OHAL ile taƧlandırdı,”[56] saptamasıyla ErtuÄrul Kürkçü’nün dikkat ƧektiÄi tabloya iliÅkin olarak Aydın Engin de ekliyordu: “AnlaÅıldı ki darbeye karÅı Ƨıkma kararlılıÄı kadar hukuku, hukukun üstünlüÄünü, hukuk devletini, yani en kestirme terimiyle ‘demokrasi’yi ısrarla, inatla savunmak suƧ sayılacakmıŔ![57]
GerƧekten de Türkiye 15 Temmuz 2016’dan itibaren 2 yıl boyunca OHAL’le yƶnetildi. Gece yarısı itibariyle kaldırılan OHAL’in yerine getirilen yeni düzenlemelerin iƧeriÄi OHAL’deki hak gasplarını derinleÅtirecek nitelikteyken; gasplar kalıcılaÅtı; geƧici OHAL’den kalıcı OHAL’e geƧildi.
Evet, 21 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 18 Temmuz 2018 itibarıyla sona erdi. OHAL toplamda 7 kez uzatılarak 2 yıl sürdü. Kapatılan kurumlar, susturulan medya, ihraƧ edilen kamu gƶrevlileri, 500 bini aÅkın gƶzaltı, 30 binden fazla tutuklama ile…
Ayrıca OHAL sistemi ile BaÅkanlık sistemine geƧiÅi ve geƧiÅten sonra kısa sürede güçlenmesini saÄlayacak Ƨok sayıda düzenleme yapıldı. Parlamenter sistemin tüm kurumları yaralandı. OHAL sistemi, kendi kurucularını koruyarak “baÅkanlık sistemi”nin zeminini hazırladı…
Tek bir KHK ile, 1 Eylül 2016’da, bir gecede 50 bin 684 kiÅi bile ihraƧ edilebildi. En Ƨok ihraƧ kararı verilen ikinci KHK ise, 18 bin 632 ihraƧla OHAL düzenin son KHK’si oldu…
En Ƨok ihraƧ kararına Milli EÄitim BakanlıÄı ve İƧiÅleri BakanlıÄı personeli iƧin imza atıldı. Milli EÄitim BakanlıÄı’ndan ihraƧ edilen ve hĆ¢lĆ¢ iade edilmeyi bekleyen kamu personeli sayısı 33 bin 50. Bu rakamı 31 bin 170 ile İƧiÅleri BakanlıÄı takip etti…
24 Haziran seƧimlerinin ardından kapatılan BaÅbakanlık merkez teÅkilĆ¢tı personelinin yüzde 7’si, CumhurbaÅkanlıÄı’na baÄlanan TRT personelinin yüzde 10’u, Diyanet İÅleri BaÅkanlıÄı personelinin ise yüzde 67’den fazlası OHAL dƶneminde ihraƧ edildi…
Yine CumhurbaÅkanlıÄı’na baÄlanan MİT’ten ihraƧ edilenlerin sayısı ise 90’a yaklaÅtı…
5 bin 705 akademisyen 119 kamu üniversitesinden ihraƧ edildi…
1064 ƶzel eÄitim kurumu, 360 ƶzel kurs ve etüt merkezi, 847 ƶÄrenci yurdu, 47 ƶzel saÄlık merkezi, 15 ƶzel vakıf üniversitesi, 29 sendika, 1433 dernek, 145 vakıf, 178 medya ve yayın kuruluÅu kapatıldı. 985 Åirket TMSF’de kontrolüne bırakıldı...
Kapatılan ƶzel vakıf üniversitelerinin 3 binden fazla ƧalıÅanı iÅsiz kaldı…
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine gƶre 143 gazeteci ve medya ƧalıÅanı, ĆaÄdaÅ Gazeteciler DerneÄi’ne gƶre 141 gazeteci cezaevine kapatıldı…
Hem KHK’lerle hem de KHK’den alınan yetki üzerine idari kararlarla 70 gazete ve 18 TV kanalı kapatıldı, 25 radyo ve 20 dergi kapatıldı…
Adalet BakanlıÄı’nın 20 Haziran 2018 verilerine gƶre, 2 yıl iƧinde darbe ve terƶr suƧlarından, 441 bin 195 kiÅi hakkında adli iÅlem yapıldı. Bunlardan 89 bin 718’i kadındı…
34 bin 926 kiÅi hakkında mahkĆ»miyet kararı verildi. 13 bin 992 kiÅi ise hakkındaki suƧlamalardan beraat etti…
288 fiili darbe davası aƧıldı. 180 dava tamamlandı, diÄerleri sürüyor. Devam eden davalarda ise 5 bin 370 sanık yargılanıyor. Tamamlanan davalarda ise 636 sandıÄa aÄırlaÅtırılmıŠmüebbet, 888 sanıÄa müebbet kararı verildi...[58]
Ve ViranÅehir’de bir binanın tadilat iÅlerini yapan KHK’lı ƶÄretmen Aslan Durman, ƧalıÅtıÄı binanın Ƨƶkmesi üzerine hayatını kaybetmesi[59] gibi binlerce trajik kareyi de bu dƶküme eklemeli!
Bir Åey daha: “FETĆ” operasyonları kapsamında kamuda aƧıÄa almaları deÄerlendiren dƶnemin BaÅbakan Yardımcısı TuÄrul TürkeÅ, “Husumetler, kiÅisel meseleler, gıcık olmalar da iÅin iƧine karıÅabiliyor. Bƶyle yaygın bir hava var. Cadı avına dƶndürülüyor bu iÅ... Bunu da Ƨok sakıncalı gƶrüyorum,”[60] Ƨok ƶnemli bir gerƧeÄin altını Ƨiziyordu!
ĆrneÄin Ankara 4. AÄır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları yerleÅkesindeki duruÅma salonundaki savunmasında eski TuÄgeneral Gƶkan Åahin SƶnmezateÅ, MuÄla ve Ankara’da yargılandıÄı davalarda duruÅma salonunda kendilerine yƶnelik hakaret edilmesine mahkeme ve savcıların gƶz yumduÄunu belirterek, “Bize sürekli küfür ediliyor. YaÅadıklarımız tarihten hiƧ ders almadıÄımızı gƶsteriyor. Yahudi dƶlü, Ermeni dƶlü Åeklinde bize sƶzler sƶyleniyor. Yahudi ya da Ermeni olsaydım eÄer bunu utanmadan sƶylerdim. Onlar da bu ülkenin vatandaÅları. HDP milletvekili Aysel TuluÄ da aynı Åeyi yaÅadı bu ülkede. Annesine baÅ saÄlıÄı diliyorum. O milletvekili olduÄu iƧin yaÅadıkları gazetelerde yer aldı. Ama bize yapılanlara hiƧ ses Ƨıkmıyor. Bize iÅkence, hakaret serbest. Bu süreƧten herkes gibi ailemiz ve Ƨocuklarımız da nasibini alıyor. Bu dƶnemde Türk solu Ƨok kƶtü bir sınav veriyor. Kendilerine yapılan haksızlıklara ses Ƨıkarıyorlar ama baÅkasına yapılanı gƶrmüyorlar,” dedi.
“FETĆ”cü olmadıÄını tekrarlayan SƶnmezateÅ, “Dilimde tüy bitti. Ne diyeceÄimi ÅaÅırıyorum. ‘FETĆ’cü deÄilim. HiƧbir imamın, tarikat Åeyhinin ƶnünde diz Ƨƶküp, ƶpmedim. Sosyal demokratım, Mustafa Kemal Atatürkçüyüm. Beni zorla FETĆ’cü yapmayın. İftiralara, yalana, boyun eÄmeyeceÄim. 115 bin yıl yatarım ama ‘FETĆ’cü olarak buradan Ƨıkmam. Ćzellikle müÅteki avukatları tarafından bu darbenin ‘FETĆ’cüler tarafından yapıldıÄı kesin, belli. ‘Gülen’e terƶr ƶrgütü baÅı diyebilir misiniz’ diye deÄiÅik sorular soruluyor. Evet diyebilirim, daha fazlasını da diyebilirim. Peki siz bir bakan ya da bakanın oÄlu rüÅvet aldıÄında siz buna ‘hırsızlık der misiniz? Ben derim siz diyemezsiniz. Derseniz Sincan’a yanıma gelirsiniz,”[61] diye haykırıyordu!
AKP DİZAYNI
Siz bakmayın AKP’li kalemlerin, “15 Temmuz ve 16 Nisan halkın büyük zorluklarla kurduÄu Cumhuriyetin aslĆ® dayanaÄı olan halka dƶnerek yeniden restore edilmesidir. Artık adı var ama kendisi olmayan halk, yeni yƶnetimin en büyük dayanaÄıdır. TaÅra, kendi sesine ve liderine kavuÅmuÅtur. Bundan sonrası taÅranın merkezde kendi varlıÄını tahkim etmesidir. Bunu yaparken de kendi medeniyet mirasına uygun, farklılıklara saygılı, hoÅgƶrülü ve kuÅatıcı bir dile ihtiyaƧ vardır. Aynı zamanda modernleÅmenin yıkıcı sonuƧlarına karÅı kaynaÄı 1400 yıllık İslĆ¢m düÅüncesi olan medeniyet mirasımızın bugün yeniden ihyası da hayati gƶzükmektedir,”[62] güzellemelerine…
Bu tür sƶylemler gerƧek dıÅıdır; niyet okumasıdır![63]
Aslında gerƧek Türkiye’nin üzerinde jetlerin sesleri patlarken, BaÅbakan’ın televizyona Ƨıkıp “Bir kalkıÅma olduÄunu” aƧıklayıp; ardından da İstanbul’a indiÄinde “Bu Allah’ın büyük lütfu,” vurgusuyla karakterize olmuÅ ol(durul)an hĆ¢ldir.[64]
Sƶz konusu durumu, “15 Temmuz AKP’nin hezimetidir”[65] biƧiminde sunmaya kalkıÅmak; en hafif deyimle “absürd” iken; neresinden bakarsınız bakın, 15 Temmuz’u “yeni(lenmeci)” bir AKP dizaynı takip etmiÅtir!
Hatırlayın: “15 Temmuz Demokrasi Åenlikleri”nin ertesi günü “demokrasinin korunması” adına süreklileÅmiÅ OHAL manzarası iyice belirginleÅirken; Aslı AydıntaÅbaÅ, “15 Temmuz’da kurtardıÄımız demokrasiyi, 16 Temmuz itibarıyla adım adım kaybettik,”[66] diyor; ve ekliyordu Ali Sirmen de: “15 Temmuz’un, gerƧek sivil darbe 20 Temmuz’un hazırlayıcısı olduÄunu gƶremezsek, sivil darbecilerin cenderesinden de kurtulamayız.”[67]
Bunların yanında Ćrsan Ćymen’e gƶre, “15 Temmuz hakkında AKP iktidarı tarafından halka anlatılanların ƶnemli bir kısmı bir tiyatro”yken;[68] 15 Temmuz’u Gülen ile ErdoÄan arasında bir kayıkƧı kavgası olarak ele almanın ƶtesinde ülkenin bütünü iƧin ortaya ƧıkardıÄı sonuƧlar aƧısından kavramak gerekiyor. ĆrneÄin, “milli bayram” ilan edilmesi ƶnemsiz bir ayrıntı deÄil. Bir milat iddiası taÅıyor. O hĆ¢lde, neyin miladı olduÄu sorulmalı…
15 Temmuz miladı ile birlikte baÅlayan ikinci restorasyon dƶnemi ve onun yürütücüsü olarak ErdoÄan rejimi yüz yıllık Türk saÄı projesinin son taÅeronudur.
Bu ƧerƧevede darbe giriÅimini neden “Uzun BıƧaklar Gecesi”yle mukayese etmeyelim?
15 Temmuz’un 2. yıl dƶnümünde ErdoÄan, ‘Hürriyet’ ve ‘Sabah’ gazeteleri iƧin kaleme aldıÄı makalede; “Siyasi tarihin en büyük ihanetlerinden birinin milletin cesaretiyle bir zafere dƶnüÅtüÄünü” yazdı. “Türk halkı, tıpkı Ćanakkale’de ve İstiklal Harbi’nde olduÄu gibi…” satırları, yeni rejimin ihtiyaƧ duyduÄu bir kahramanlık mitine gƶnderme, kıyaslamadan Ƨok ƶdeÅmeydi.
Aynı makalede, darbe anında, FaceTime yayını ile halkı sokaÄa davet edip, İstanbul Havalimanı’na indikten sonra “Bu Allah’ın lütfudur” diyen ErdoÄan, darbe gecesindeki sƶzlerini tamamlayan ifadeler kullandı: “Ćlkemizde yeni bir dƶnemin kapılarını araladı…” İki yıl arasındaki, iki kısa cümle, bir Ƨƶzmecenin en ƶnemli parƧalarıdır aslında.
Birbirine baÄlı o ifadeler basitliÄinde tarihi gƶndermeler ve tekrarlanan yƶntemle bir ana fikir Ƨıkarmak olanaklıdır. Almanya’da Naziler bir ittifakla iktidara geldi. İktidarın bir kanadı, ‘Kahverengi Gƶmlekliler’ olarak bilinen Sturmabteilung Birlikleri (SA), diÄer kanadı ise Schutzstaffel (SS) yani Gestapo’ydu. I. Dünya savaÅından kalan, kƶhne Kahverengi Gƶmlekliler’ ile Adolf Hitler’e yakın Gestapo birlikleri arasında yaÅanan iktidar savaÅı, 30 Haziran 1934 gecesi yaÅanan “Uzun BıƧaklar” gecesine dƶnüÅtü. Operasyon SinekkuÅu (Kolibri) olarak da anıldı. Uzun BıƧaklar Gecesi deyimi Almanca’da katliamdan ƶnce de kullanılıyor ve “intikam gecesi” anlamı taÅıyordu. BaÄımsız hareket edeceÄi düÅünülen, 85 SA üyesi, ‘ƶnceden hazırlanmıŠlisteler’ dahilinde ortadan kaldırıldı. Politik cinayetler, büyük bir tasfiyeye uzandı. Operasyon, Hitler’in Avrupa sonra da dünya fethi iƧin güçlü bir Alman Ordusu yaratma hazırlıklarını hızlandırdı. Nazi Almanya’sı iƧin bir dƶnüm noktası oldu. TemizliÄin ardından Hitler, yeni rejime giden yolda muhaliflerle de hesaplaÅmaya baÅladı.
Nazi Almanyası’ndaki muhaliflere ve toplumun geniÅ kesimine uzanan, savaÅ, intikam, mutlak ve iktidar kapılarını aralayan “fırsat gecesinden” Türkiye’ye dƶnelim…
Darbe giriÅimi “naylon faaliyet” olarak da deÄerlendirildi, destansı bir kahramanlık ƶyküsü olarak da anıldı. İnce Ƨizgide Åaibelerden uzak kalmak imkĆ¢nsızdır; ‘EniÅte’, Ƨok ƶnceden hazırlanan tasfiye listeleri, MİT BaÅkanı Hakan Fidan, Eski Diyanet iÅleri BaÅkanı Mehmet Gƶrmez ve cihatƧı Muaz el Hatib arasındaki darbe sırası toplantısı, orada okunacak selaların bile konuÅulması, BoÄaz Kƶprüsü davalarında ifade verenlerin, “Bir gün ƶnceden haberimiz vardı, İstanbul’a geldik” sƶzleri gibi ƶnemli ayrıntıları sayfalarca yazmak mümkündür.
Kƶprüde linƧ edilen askerler ve onlardan ele geƧirilen silahlar, ƶnceden hazırlandıÄı belli olan cihatƧı organizasyonunu gƶrmemek imkĆ¢nsızdır. Kƶprüde 2 askerin boÄazı kesildi, biri Murat Tekin diÄeri Ragıp Enes Katran… Ancak linƧ edilen Harp Okulu ƶÄrencileri, askerler deÄil onlara eziyet edenler kollandı, dahası 696 sayılı KHK ile koruma zırhına alındı. Emir komuta zincirindeki genƧlerin yerine, bazı “emri veren” generallerin serbest olması ise ayrı bir konudur.
Darbe gecesi, “tek bir olaydan” Ƨok, ilk kez paramiliter milis pratiÄini gƶrdüÄümüz, bu pratiÄin ise “16 Nisan gƶzdaÄı” ve “24 Haziran aÅinalıÄına” dƶnüÅtüÄü bir süreƧti.
Mecliste, Darbe AraÅtırama Komisyonu’nun feshedilmesi Ƨok ƶnemli baÅka bir konudur.
Türkiye’nin bir dƶnemi “O gece ne oldu?” sorusuna hapsoldu.
15 Temmuz iƧin, en azından sonuƧ kısmı aƧıktır: Evet yol yaptılar, Åerife bacının duran kamyonu üzerinden Türkiye’de yeni bir rejim inÅa ettiler![69]
Sƶz konusu ƧerƧevede darbe giriÅiminin ilk aylarında iktidara Haziran 2013 ayaklanmasının gƶsterdiÄi üzere yitirdiÄi hegemonyayı yeniden tesis etmek ve toplumsal rızayı saÄlayabilmek iƧin muazzam bir fırsat kapısı aƧılmıÅtı. İktidar bu dƶnemde “milli birlik beraberlik” edebiyatına yaslandı, “dıŠgüçlerin ve iƧerideki uzantılarının Türkiye’yi yok etmek iƧin bir operasyon baÅlattıkları ve buna karÅı iktidarın/ tek adamın etrafında toplanarak topyekĆ»n bir direniÅ sergilenmesi” fikri televizyonlardan, radyolardan, gazetelerden halkın zihnine boca edildi.
CHP yƶnetiminin basiretsizliÄi ve KılıƧdaroÄlu’nun Yenikapı Mitingi’ne gidip “milli birlik piyesi”ne figüranlık etmesi, iktidarın iÅini kolaylaÅtırdı. Aynı Åekilde, kıymeti kendinden menkul bir anti emperyalizmin taÅıyıcılıÄını üstlenen kimi ulusalcı Ƨevreler, tam da bu uyduruk anti emperyalizmden yola Ƨıkarak iktidara koltuk deÄnekliÄine soyundular. MHP ise her zamanki tarihsel misyonunu üstlenerek bu piyesteki yerini aldı.
İktidar olanca pragmatizmiyle bu durumdan kendi politik ajandasını hayata geƧirme fırsatını ƧıkarabileceÄini gƶrmüÅtü elbette. OHAL ilanıyla baÅlayan süreƧ baÅkanlık referandumuna uzandı ve anayasanın/ rejimin deÄiÅtirilmesiyle taƧlandırıldı. Referandum gündeme gelene kadar devrede olan “milli birlik piyesi”, referandum konjonktürüyle birlikte yerini bir kez daha hızlıca toplumu tam ortasından ikiye ayıran “Ya bizdensiniz ya terƶristlerden” sƶylemine bıraktı.[70]
Yani ErdoÄan’ın, 15 Temmuz iƧin ƧizdiÄi bu ƧerƧeve dıÅına taÅan herkesi doÄrudan veya dolaylı olarak darbeci olarak algılayacaÄını ortaya koydu. Darbecilik bir suƧ olduÄuna gƶre, bu Åekilde tanımlananların sadece farklı fikir mensubu deÄil, “suƧlu”(?) muamelesi gƶreceÄi kesinlik kazandı…
Zaten CumhurbaÅkanı da, partisi de, destekƧileri de bu noktanın altını Ƨiziyor, yeni bir “tarihi baÅlangıƧ”tan sƶz ediyordu. Ćzetle tüm rejim deÄiÅimlerinde olduÄu gibi, millet, devlet, vatan, tarih, dost, düÅman, her Åey yeniden tanımlanmak durumundaydı. Bƶylece, artık fikir ayrılıÄı gibi bir kategori yoktu; “milletten ve onun kurtarıcı liderinden” yana olmak veya “milletin düÅmanı” olmak gibi iki kategori vardı![71]
KABATAÅ YALANI VE TĆRK(İYE) SAÄI
Tam da bu noktada “15 Temmuz” deyince; Ahmet Hakan’ın, “KabataÅ yalanını yalan yapan Åey”;[72] Fatih YaÅlı’nın, “Tersyüz edilmiÅ hakikĆ¢t,”[73] saptamalarıyla müsemma ya da ‘Star’da yazan Cem Küçük’ün, KabataÅ’ta bir kadına saldırıldıÄı haberlerinin bir kurgu olduÄunu ve iyi yƶnetilemediÄini itiraf ettiÄi[74] KabataÅ Olayı’nı anımsamamak mümkün deÄil…[75]
HatırlanacaÄı üzere Gezi DireniÅi sırasında BahƧelievler Belediye BaÅkanı Osman DevelioÄlu’nun gelini Zehra DevelioÄlu KabataÅ’ta bebeÄi ile birlikte eylemcilerin saldırısına uÄradıÄı iddiaları (“KabataÅ Yalancısı” olarak anılan[76]) gazeteci Elif Ćakır tarafından gündeme taÅınmıÅtı.[77]
“İddia”ya gƶre KabataÅ’ta, baÅƶrtülü ve kucaÄındaki 6 aylık bebeÄi olan bir kadını, belden yukarıları Ƨıplak, ellerinde deri eldivenler, baÅlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kiÅilik grubun, dƶvdüÄü ve üzerlerine idrarlarını yaptıÄı iddiasının en ƶnde gelen savunucularından gazeteci Elif Ćakır’ın o dƶnemdeki avukatlarından Fidel Okan, KabataÅ’ta ƶne sürüldüÄü gibi bir olay yaÅanmadıÄını sƶylese de;[78] KabataÅ yalanı üzerine ErdoÄan’ın emriyle seferber olan polis, Zehra DevelioÄlu’nun taciz edildiÄine dair kanıt bulamadı ama bƶlgedeki esnaf sorgulandı, yurttaÅlar suƧlu muamelesi gƶrdü, 161 kiÅi incelemeye alındı.
ErdoÄan’ın da emriyle İstanbul polisi seferber oldu. SoruÅturma; İstanbul AsayiÅ Åube MüdürlüÄü, İstihbarat Åube MüdürlüÄü, Güven Timleri Åube MüdürlüÄü, Spor GüvenliÄi Åube MüdürlüÄü, BeÅiktaÅ ve BeyoÄlu ilƧe emniyet müdürlükleri, TEM Åube MüdürlüÄü, Güvenlik Åube MüdürlüÄü, Olay Yeri İncelenme Åube MüdürlüÄü ve Organize SuƧlarla Mücadele Åube MüdürlüÄü’nce koordineli olarak yürütüldü.
Yine rapora gƶre olay yeri ve güzergĆ¢hında bulunan Karakƶy-Taksim-Ortakƶy arasında kalan yaklaÅık 8 km’lik bƶlgede bulanan tüm iÅyerleri ve kamu kurumları ile gƶrüÅüldü. Buralara ait güvenlik kameralarının olup olmadıÄının tespiti yapıldı. Yapılan ƧalıÅmalar neticesinde; (151) farklı yere ait Mobese ve güvenlik kameralarının bulunduÄu tespit edildi. Tespit edilen her kameranın olaydan ƶnce ve sonrasını kapsayan 6 saatlik gƶrüntü kaydı talep edildi.
Elde edilen (81) farklı iÅyeri ve Mobese kameralarına ait olan yaklaÅık 1800 saatlik kamera kayıtları, Radyo TV ve Foto Film Åube MüdürlüÄü gƶrevlilerince kayıt edilen 200 saatlik kamera kaydı, Güvenlik Åube MüdürlüÄü’nden alınan 50 saatlik kamera kaydı, TEM Åube MüdürlüÄü’nden alınan 450 saatlik kamera kaydı ve Ćevik Kuvvet Åube MüdürlüÄü’ne baÄlı TOMA araƧlarındaki kameralardan elde edilen 60 saatlik kamera kaydı birleÅtirilip kare kare incelendi. Bu incelemede Karakƶy’den Salıpazarı tarafından KabataÅ’a, BeÅiktaÅ tarafından KabataÅ’a, GümüÅssuyu yƶnünden KabataÅ’a kısaca olayın gerƧekleÅtiÄi yere her alandan gelenler kare kare izlenip tespit edildi.
1 Haziran gününe ait olan gƶrsel medyada ve sosyal paylaÅım sitelerinde yer alan gƶrüntü ve fotoÄraflar da tarandı. Olay günü veya genel olarak olay yeri Ƨevresinde seyyar satıcılık yapan, garson, esnaf, güvenlik gƶrevlisi, tezgĆ¢h aƧtıÄı belirlenen 24 kiÅiyle gƶrüÅüldü, yazılı beyanları alındı. GƶrüÅülen Åahıslar sƶz konusu olaya tanık olmadıklarını beyan ettiler. Güven Timleri Åube MüdürlüÄü’ne baÄlı 20 tim olay yeri civarında tanık bulmaya yƶnelik sokak sokak ƧalıÅtı.[79]
Ancak bunlardan da hiƧbir Åey Ƨıkmazken; KabataÅ gƶrüntülerinin ellerinde olduÄunu dile getiren AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner,[80] canlı yayında Ƨark etti. Gezi olayları sırasında KabataÅ gƶrüntülerini izlediÄini belirten İsmet Berkan da “ƶzür dilemek” zorunda kaldı![81]
KabataÅ iftirası iktidarın ve onun paƧasına yapıÅık yaÅayanların yalanı nasıl Ƨekinmeden siyasi bir enstrüman olarak kullanabildiklerini aƧıkƧa gƶsterirken; KabataÅ yalanı uzun süre gündemde tutuldu. Dƶnemin BaÅbakanı ErdoÄan meydanlarda bu iftirayı gƶzünü kırpmadan savundu. İktidarın medyası da olmayan bir linƧ giriÅimini ƶnce yarattı sonra yaydı…
Hadi ErdoÄan’dan bir alıntıyı hatırlayalım. KabataÅ bir yalan diyenlere ne demiÅti: “Sizin insanlıÄınız ƶldü mü be? Sizin vicdanınız bu kadar mı karardı? Ćocuklarınızın, eÅinizin yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz be? Sizin Ƨocuklarınızın baÅına gelseydi bƶyle mi davranırdınız? Vicdan... Vicdan... Vicdan...”[82]
Bƶylesine bir demagojinin Türk(iye) saÄının temel argümanlarından olduÄunu bir an dahi unutmadan; Ćmit Alan’ın, “KabataÅ yalanı, yaÅayan bir organizmaya dƶnüÅtü,”[83] notunu Türk(iye) saÄı tarihi aƧısından bir kere daha hatırlamakta yarar var.
TĆRK(İYE) SAÄINA NOTLAR
Siyaset bilimci Cangül Ćrnek’in, “DP Ƨizgisindeki saÄ ile İslĆ¢mcı ve ırkƧı sapmalar, uÄursuz Amerikancılık bayraÄını ellerinden düÅürmedi, sürekli daha ileriye taÅıdı”[84] notunu düÅtüÄü zeminde; “Türkiye’nin 1950’de Ƨok partili modele geƧilse de ‘otoriter siyasi kültür’ ve ‘kuvvetler birliÄi ilkesi’ savunuculuÄuyla tam demokratik sistemi uygulanmıyor”ken;[85] “Otoriter Demokrasi”[86] denen bir ucubeden de sƶz etmek mümkündü!
Bugün Tayyip ErdoÄan’ın ve onun peÅinden giden AKP’lilerin Türkiye’ye vermek istedikleri yƶnünün ƶnemli bir kaynaÄı, 1950’lerden sonra yeraltından yeryüzüne Ƨıkan mukaddesatƧı hareketlerle, Türk siyasal yaÅamında hep ayrıcalıklı bir yer edinmiÅ milliyetƧi akımların buluÅmalarıdır. Bu buluÅmanın ƶnemli ilk adımı 1951’de kurulan ve iki yıl sonra kapatılan Türk MilliyetƧiler DerneÄi idi.[87] Bu giriÅimle milliyetƧi-mukaddesatƧı bileÅimin temelinin atıldı. Ćok daha sonra Türk-İslĆ¢m sentezi olarak adlandırılacak terkipte ve Türk milliyetƧiliÄinin muhafazakĆ¢r bir Ƨizgiye oturmasında bu kısa ƶmürlü derneÄin ƶnemli payı vardı.
Bu milliyetƧi-mukaddesatƧı izdivacının bir baÅka uzantısı, 1951’de kurulan ve hĆ¢len faaliyette olan İlim Yayma Cemiyeti’dir. BaÅbakan Yardımcısı Numan KurtulmuÅ’un 2016 Nisan’ında, “Bir milletin diriliŠöyküsünün en ƶnemli safhalarından biri” olarak tanımladıÄı bu cemiyetin yanında Komünizmle Mücadele Derneklerini saymak gerekir. İlim Yayma Cemiyeti’nin dindar genƧlik yetiÅtirme gayretleri yanında; komünizmle mücadele amaƧlı -1950, 1956 ve 1963’te üç- dernek kuruldu.[88]
Kendini Cumhuriyet politikalarının maÄduru olarak gƶrenlerin birleÅtiÄi sƶz konusu dernekler, bugün Ƨok daha aƧık biƧimde AKP yƶneticilerinin dile getirdiÄi, Türk saÄında maÄduriyet saplantısıyla oluÅan hıncın yoÄunlaÅma alanlarıdır.
GeƧmiÅteki laiklik uygulamalarına duyulan tepkiden beslenen ama onu kat be kat aÅan bir hınƧtır bu. Komünizme ve sola karÅı gibi gƶzükse de aslında maÄduriyetin esas kaynaÄı olarak gƶrülen Kemalizm’e ve onun temsil ettiÄi modernlik simge ve pratiklerine karÅıdır.[89]
Komünizmle Mücadele DerneÄi iƧinde ve Ƨevresinde toplananların, reaksiyoner refleksleri güçlü, yerlici/ millici ƶzellikleri aÄır basan kiÅiler olduÄuna dikkat Ƨekip, büyük kentlerin merkezlerindeki Batılı, modern ve laik dünya algılarına karÅı büyük bir hınƧ duymalarına yol aƧtı.
Sol düÅünce ve hareketlere karÅı devletin benimsediÄi sert bastırma politikalarını sahiplenmeye, bunun taÅeronluÄunu, hatta en kirli iÅlerini yapmaya gƶtüren bir hınƧtır bu. ĆrneÄin, 1969’da Kanlı Pazar’ı MTTB (o dƶnem baÅkanı Åimdi Meclis baÅkanı olan İsmail Kahraman’dı) ile el ele gerƧekleÅtirir. Devletin düÅmanlaÅtırma politikalarının en etkili araƧlarından biri olmuÅtur. AP ve CKMP arasındaki ƧekiÅmede, Risale-i Nur talebelerinin de desteÄiyle, 1967’de mukaddesatƧı yƶnü aÄır basan Komünizmle Mücadele DerneÄi, 1971’de sıkıyƶnetim kararıyla kapandı. Gƶrevini baÅarıyla tamamlamıÅtı.
Bugün Türk saÄının milliyetƧi-mukaddesatƧı Ƨizgide oluÅturduÄu büyük ittifakın kaynaklarını ararken 1970 baÅlarında İslĆ¢mcı- milliyetƧi izdivacının ƶnemli bir adresi olan Yeniden Milli Mücadele hareketini ve gƶreli daha iyi bilinen Aydınlar OcaÄı’nı da dĆ¢hil etmek gerekir. Hepsini birlikte ele alınca, Türk saÄ siyasal-toplumsal tahayyülünün haritası bütünüyle ortaya Ƨıkıyor ve bugün Türk saÄının bütün bunlardan beslenmiÅ ama zembereÄinden boÅalmıŠhĆ¢linin iktidarda olduÄu daha aƧık gƶrülüyordu.[90]
BİR UYARI
Giordano Bruno’nun, “Zaman her Åeyi alır ve her Åeyi verir,” saptaması eÅliÄinde diyeceklerimizi toparlarsak; Türk(iye) saÄının bir ürünü olarak 15 Temmuz darbe giriÅimine iliÅkin; “… ‘FETĆ’cülerin de Åunu anlaması gerekiyor; Åifre Ƨƶzüldü, yalanlar bitti, kaybettiniz,”[91] diyen Nedim Åener’i ciddiye almak mümkün deÄilken; Ali Sirmen’in, “15 Temmuz’dan sonra, artık bir daha askeri darbe olur mu? Siz ne dersiniz?”[92] sorusu hĆ¢lĆ¢ gündemdedir.
Bu soru karÅısında denilebilecek olan Åu: 15 Temmuz darbe giriÅiminin bastırılmasının kendisi, Türkiye’de “BaÅkanlık sistemi”ne geƧiÅi saÄlayan bir darbedir. Ve bu “darbe rejimi” sürmektedir.
Bu durumda, “Koyu bir karanlıkla sarıldıÄımızı düÅündüÄümüzde, bir parıltı karanlıkları yararak ıÅıldamaya baÅlamıÅtır bile,”[93] ifadesinde dile getirilen, bir imkĆ¢n ve elbette tehdittir…
“İyi de ne yapmalı” mı?
Ćncelikle “Yeni Gezi: Sandık! ĆıkıŠÅudur: Kazasız, belasız, usulüyle, hakkıyla, hukukuyla sandıÄa gitmek,”[94] halisünasyonlarını bir kenara bırakıp; Ƨƶzümün aÅaÄıdan yukarıya bir kitle hareketiyle mümkün olduÄunun altını Ƨizerek; tüm ƶtekileÅtirilenleri emek eksenli toplumsal muhalefet saflarında top(ar)lamaktır…
Bunun baÅka yolu yoktur ve olmamıÅtır da!
Totaliter rejimlerde, ƶzgürlüklerin yok edilmesine ve yoksulluÄa karÅı tahammülü saÄlamak, kitlesel patlamaları ƶnlemek iƧin birey, kendi gƶzünde deÄersizleÅtirilir. Bireyin kendini geliÅtireceÄi, güçlendireceÄi, ƶÄreneceÄi olanaklar engellenir.
Medya yalan sƶyler. EÄitim-ƶÄretim iÅlevsizleÅtirilir. Sorgulayan, baÅkaldıran insan yok edilirken; rejim güçlü ve haklı gƶrünmek iƧin “biz” ve “ƶtekiler”i yaratır. YarattıÄı ƶtekileÅtirmeden beslenir. Ta ki “ƶtekilerin” tamamı tüketilip, sıra “biz”e gelinceye kadar…
O hĆ¢lde bizi yaratmak iƧin ƶtekileÅtirilenlere -akıl vermeden![95]- sahip Ƨıkmalıyız…
Ćtesi mücadele iÅidir! Ćünkü “15 Temmuz’un kayıp silahları”yla[96] birlikte hemen her Åeyle Cumhuriyet’in dizaynı deÄiÅmiÅtir.[97]
15 Temmuz’dan sonra bir Åeylerin yerli yerine oturması/ oturtulabilmesi büyük/ radikal altüst oluÅlarla mümkündür!
7 Temmuz 2021 12:45:14, İstanbul.
N O T L A R
[1] Friedrich Nietzsche.
[2] Orhan Bursalı, “Geliyorum Diyen Darbe ve Karanlık Sayfalar”, Cumhuriyet, 16 Temmuz 2017, s.6.
[3] Ahmet Åık, “Adım Adım Kanlı Geceye DoÄru”, Cumhuriyet, 10 Aralık 2016, s.11.
[4] Mehmet Y. Yılmaz, “Darbe GiriÅimi KıÅlada Ćnlenebilir miydi?”, Hürriyet, 11 Temmuz 2017, s.19.
[5] Mehmet Y. Yılmaz, “Darbe GiriÅimini Neden Ćnleyemediler”, Hürriyet, 12 Mayıs 2017, s.21.
[6] Mehmet Y. Yılmaz, “Bu Ćnlenemeyecek Bir Darbe GiriÅimi DeÄildi”, Hürriyet, 30 Kasım 2016, s.17.
[7] Mehmet Y. Yılmaz, “15 Temmuz Günü Ćok Belirtiler ĆıkmıÅtı”, Hürriyet, 26 Kasım 2016, s.17.
[8] Kadir Cangızbay, “Bunlara Laf Edilmez”, Birgün, 15 Ekim 2016, s.9.
[9] “DemirtaÅ’tan Ćarpıcı İddia: Darbede AKP’li İzi Ćıkabilir”, 26 Temmuz 2016… http://www.durus24.net/haber/2856/demirtastan-carpici-9
[10] ErtuÄrul Kürkçü, “Bir Yaz Gecesi Rüyası: ‘15 Temmuz Destanı’…”, Yeni YaÅam, 16 Temmuz 2020, s.10.
[11] Mehmet Tezkan, “Devletin İƧinden Åeytan Ćıktı”, Milliyet, 11 Temmuz 2017, s.5.
[12] UÄur Dündar, “Kontrolsüz Darbe!”, Sƶzcü, 2 Kasım 2017, s.4.
[13] Aykut ErdoÄdu-Aytun Ćıray-Sezgin Tanrıkulu-Zeynel Emre, 15 Temmuz GerƧekleri, Haz: Åükrü KüçükÅahin, İmge Kitabevi, 2018.
[14] “15 Temmuz’un BilanƧosu”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2020, s.12.
[15] Ankara Cumhuriyet BaÅsavcısı Yüksel Kocaman, AKP’nin FGC konusunda “KandırıldıÄımızı anladık” diyerek milat ilan ettiÄi 17-25 Aralık’ı soruÅturmalar konusunda toptan bir kriter olarak gƶrmediklerini belirterek, “Ćrgütün yƶnetici takımını alalım, adam himmet toplamıÅ, ƶrgüt adına toplantılar düzenlemiÅ. Sohbetleri o organize etmiÅ. Bu kiÅi 17-25’ten ƶnce de sonra da sorumludur,” dedi. (Alican UludaÄ, “BaÅsavcı Kocaman: ‘17-25 Milat DeÄil’…”, Cumhuriyet, 16 Kasım 2017, s.6.)
[16] Mehmet Y. Yılmaz, “Kandırılanların Sıralı Tam Listesi!”, Hürriyet… http://www.halkinbirligi.net/kandirilanlarin-sirali-tam-listesi/
[17] Mesut Hasan Benli, “HSYK’nın İtirafƧı BaÅkanvekili Yargıtay’daki PazarlıÄı Anlattı: 160’ın 140’ını İstedi”, Hürriyet, 17 Kasım 2016, s.18.
[18] Alican UludaÄ, “Eski HSYK BaÅkanvekili Hamsici: Hocaefendi 140 Ćye İstiyor”, Cumhuriyet, 17 Kasım 2016, s.14.
[19] Alican UludaÄ, “Eski HSYK Yƶneticisi İbrahim Okur’un Gülen İtirafları: Fidan Bizi Uyarmadı”, Cumhuriyet, 7 Ocak 2017, s.6.
[20] Alican UludaÄ, “AKP Yanlısı Diye Aldık”, Cumhuriyet, 20 Aralık 2017, s.4.
[21] “KılıƧdaroÄlu ‘Kontrollü Darbe’ Dedi, Siyaset Dünyası KarıÅtı”, Hürriyet, 3 Nisan 2017… http://www.hurriyet.com.tr/kilicdaroglu-kontrollu-darbe-dedi-siyaset-dunyasi-karisti-40415873
[22] Alican UludaÄ, “MİT Darbeyi DeÄil Akıl SaÄlıÄını AraÅtırdı”, Cumhuriyet, 17 Temmuz 2017, s.11.
[23] Alican UludaÄ, “AKP-FETĆ AkrabalıÄı”, Cumhuriyet, 19 Ocak 2017, s.6.
[24] “FETĆ’den Tutuklanan Savcı: ErdoÄan’ın da Sadullah Ergin’in de Haberi Vardı”, Cumhuriyet, 11 Aralık 2016, s.13.
[25] “AB İstihbaratının Darbe Raporu Ortaya Ćıktı”, 17 Ocak 2017… http://www.politez.com/detail/politez-/7537/ab-istihbaratinin-darbe-raporu-ortaya-cikti#.WH5ZwfmLTIV
[26] “Kemal KılıƧdaroÄlu: Elimde Ćzel Dosya Var”, Cumhuriyet, 4 Nisan 2017, s.4.
[27] “Darbelere KarÅı Tam Demokrasi”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2019, s.5.
[28] Ćzgür Mumcu, “Bir Yıldƶnümünün DüÅündürdükleri”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2017, s.3.
[29] “Ćlkemizde manevi cebir unsurlu sivil darbe olayının gerƧek yüzü gƶrülemediÄinden, zaman zaman kimin eli kimin darbesinde bilinmeyen ortamda, aynı amaca yƶnelik ama ayrı aleyhtarların tezgĆ¢hladıkları birbirlerinin darbelerini yürütüp, üstüne oturma eylemlerine tanık olunmaktadır. 15 Temmuz 2016 darbe teÅebbüsü ile 20 Temmuz 2016 sivil darbesi bu olayın tipik bir ƶrneÄidir.” (Ali Sirmen, “… ‘Darbe’yi AƧıkƧa KonuÅmak-III”, Cumhuriyet, 15 Ocak 2021, s.4.)
[30] Ćzgür Mumcu, “Darbe 1999’da İhbar Edildi”, Cumhuriyet, 3 Haziran 2017, s.3.
[31] “15 Temmuz darbe giriÅimine katıldıÄı gerekƧesiyle yaptırım gƶren askerlerin orduya katılmaları -Hava Harp Okulu kayıt ƶlçüt alınırsa- aÄırlıklı olarak 12 Eylül darbesi sonrası dƶnemde baÅlamıÅ. Analizdeki 43 generalden 21’i, 1980-1983 aralıÄında Hava Harp Okulu’na adım atmıÅtır. Bunlardan 19’unun katılıÅı ise Ćzal’lı yılların ilk dƶnemine denk geliyor. Ćçünün giriÅi ise 1980 ƶncesidir.” (Sedat Ergin, “15 Temmuz ve Hava Kuvvetleri (3) - 15 Temmuz Darbesi 12 Eylül’de BaÅlamıŔ, Hürriyet, 23 Eylül 2017, s.18.)
[32] “… ‘Gizli Ćrgüt’ DeÄil, Koalisyon OrtaÄınızdı!”, Birgün, 15 Ekim 2016, s.8.
[33] Cemil Ertem, “FETĆ’nün ve 15 Temmuz’un Tarihi ve Bugünü...”, Milliyet, 14 Temmuz 2017, s.9.
[34] Nedim Åener, “Darbe DeÄil Suikast”, Hürriyet, 11 Mayıs 2020, s.14.
[35] Ergin YıldızoÄlu, “14 Aralık’ta Ne Oldu?”, Cumhuriyet, 17 Aralık 2014, s.8.
[36] Orhan Bursalı, “Darbe GiriÅiminin Karanlık Sayfası”, Cumhuriyet, 29 Kasım 2016, s.6.
[37] Ahmet Åık, “YandaÅ Yazar İddiası: Hükümet Darbeyi Biliyordu”, Cumhuriyet, 10 Kasım 2016… http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/628777/Yandas_yazar_iddiasi__Hukumet_darbeyi_biliyordu.htm
[38] Cem TV, 2019’a doÄru siyaset programı’ndan…
[39] Alican UludaÄ, “15 Temmuz’un Sırları... MİT 7 Saat Ćnce Duydu”, Cumhuriyet, 21 Mayıs 2017, s.11.
[40] Alican UludaÄ, “MİT Darbeyi DeÄil Akıl SaÄlıÄını AraÅtırdı”, Cumhuriyet, 17 Temmuz 2017, s.11.
[41] Ahmet Åık, “… ‘Faaliyet BaÅlıyor’ Dedi Akar’ın Odasına Gitti”, Cumhuriyet, 11 Aralık 2016, s.6.
[42] “Darbelere KarÅı Tam Demokrasi”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2019, s.5.
[43] Abdulkadir Selvi, “Akıncı Ćssü’nün Bilinmeyenleri”, Hürriyet, 26 Ekim 2017, s.23.
[44] Ahmet Åık, “Cemaat Orduyu Nasıl Ele GeƧirdi”, Cumhuriyet, 9 Aralık 2016, s.7.
[45] “Marmaris İddianamesinden Detaylar... Askerler Otele GirdiÄinde ErdoÄan İstanbul’a VarmıŔ, Cumhuriyet, 3 Aralık 2016, s.4.
[46] Mahmut Lıcalı, “Darbe Komisyonu’nda Bir Skandal Daha”, Cumhuriyet, 22 Aralık 2017, s.5.
[47] Mustafa Balbay, “15 Temmuz 2016...”, Cumhuriyet, 14 Temmuz 2019, s.9.
[48] Alican UludaÄ, “Adil Ćksüz Bilmecesi... GƶrüÅmeleri de Sır KaƧıÅları da”, Cumhuriyet, 5 Nisan 2017, s.13.
[49] Mehmet Y. Yılmaz, “Darbecinin BaÅbakanlık Kriz Masasında Ne İÅi Vardı?”, Hürriyet, 29 Aralık 2016, s.19.
[50] Sedat Ergin, “Orgeneral Ćmit Dündar’ın TanıklıÄı”, Hürriyet, 1 Mart 2018, s.18.
[51] Sedat Ergin, “Orgeneral Akar’ın İfadesinde HĆ¢kim Neleri Merak Etti”, Hürriyet, 28 Mart 2018, s.14.
[52] Mustafa Balbay, “15 Temmuz Raporu Kaybolursa…”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2020, s.6.
[53] Mehmet Ali Güller, “15 Temmuz’u Bastıranların Tasfiyesi”, Cumhuriyet, 3 AÄustos 2020, s.12.
[54] http://www.tr724.com/tutuklu-tuggeneral-darbe-tesebbusu-akar-ve-fidanin-plani-bilgisi-ve-kontrolu-dahilinde-olmustur/
[55] Alican UludaÄ, “Yıldız, YazılmamıŠ15 Temmuz Kitabının PeÅindeler”, Cumhuriyet, 2 AÄustos 2020, s.6.
[56] ErtuÄrul Kürkçü, “15 Temmuz’un Bedelini Kim Ćdeyecek?”, Yeni YaÅam, 23 Ocak 2020, s.7.
[57] Aydın Engin, “İki Yıl Ćnce Bu Gece”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2018, s.8.
[58] Sinan TartanoÄlu, “Yeni Sistemin TaÅları OHAL’de DƶÅendi: Zemin Bƶyle Hazırlandı”, Cumhuriyet, 18 Temmuz 2018, s.7.
[59] “KHK’lı ĆÄretmen İnÅaatta Hayatını Kaybetti”, Birgün, 16 Nisan 2019, s.6.
[60] Saygı Ćztürk, “BaÅbakan Yardımcısı TuÄrul TürkeÅ: FETĆ Operasyonu Cadı Avına Dƶndürülüyor, Bu Ćok Sakıncalı”, Sƶzcü, 14 AÄustos 2016, s.4.
[61] “Akıncı Ćssü Davasında Salon KarıÅtı: İÅkence Gƶrüyoruz”, Cumhuriyet, 7 Kasım 2017, s.6.
[62] Ćmmet Erkan, “15 Temmuz ve 16 Nisan’ın Sosyolojik Analizi”, Yeni Åafak, 12 Mayıs 2017, s.16.
[63] “3. yılında darbe giriÅimini engellemeye ƧalıÅırken Åehit ve gazi olanlar iƧin baÅlatılan kampanyada toplanan paralar hĆ¢lĆ¢ sahiplerine ulaÅmadı.” (Zehra Ćzdilek, “15 Temmuz BaÄıÅları Nerede?”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2019, s.4.) “15 Temmuz iƧin toplanan yüzlerce milyon lira baÄıŠve kurulan vakıf ortada yok. 16 Ocak 2016 tarihi itibarıyla toplandıÄı aƧıklanan 309 milyon TL’nin deÄerlendirileceÄi Türkiye Åehit Yakınları ve Gaziler DayanıÅma Vakfı’nın kayıtlı adresinin boÅ.” (Mahmut Lıcalı, “15 Temmuz Kurulan Vakıf Ortada Yok”, Cumhuriyet, 16 Ekim 2019, s.9.)
[64] “15 Temmuz’un tarihini yazanlar ‘gƶrünmez bir gücün/elin’ yıllarca general terfi ve atamalarına müdahil olduÄunu kayda geƧecektir.” (Nihat Ali Ćzcan, “Darbe GiriÅiminin Anatomisine Dair (2)”, Milliyet, 11 Temmuz 2017, s.14.)
[65] Mustafa Balbay, “15 Temmuz AKP’nin Hezimetidir: Tez, Yeni Bir Sentez...”, Cumhuriyet, 18 Temmuz 2019, s.9.
[66] Aslı AydıntaÅbaÅ, “15 Temmuz Muhasebesi”, Cumhuriyet, 16 Temmuz 2017, s.11.
[67] Ali Sirmen, “Darbeyi AƧıkƧa KonuÅmak - II”, Cumhuriyet, 12 Ocak 2021, s.4.
[68] Ćrsan K. Ćymen, “15 Temmuz Tiyatrosu”, Cumhuriyet, 20 Temmuz 2020, s.12.
[69] Erk Acarer, “Allah’ın Lütfudur, Yeni Dƶnemin Kapıları AƧıldı”, Birgün, 16 Temmuz 2017, s.2.
[70] Fatih YaÅlı, “15 Temmuz’un Birinci Yıldƶnümünde Türkiye”, Birgün, 16 Temmuz 2017, s.3.
[71] Nuray Mert, “15 Temmuz’un Anlamı”, Cumhuriyet, 17 Temmuz 2017, s.5.
[72] Ahmet Hakan, “KabataÅ Yalanını Yalan Yapan Åey”, Hürriyet, 19 Åubat 2015, s.6.
[73] Fatih YaÅlı, “İkinci KabataÅ Vakası ve Tersyüz EdilmiÅ HakikĆ¢t”, Birgün, 22 Haziran 2017, s.3.
[74] “Cem Küçük’ten KabataŠİtirafı: Kurguydu, İyi Yƶnetilemedi”… http://www.siyasetcafe.com/Medya-Haberleri/15392-kucukten-kabatas-itirafi-kurguydu-iyi-yonetilemedi
[75] “KabataÅ’ta Gezi direniÅƧilerinin darp ve cinsel tacizine uÄradıÄını ƶne süren Zehra D. vermiÅ olduÄu ifadede yerlerde sürüklendiÄini, erkeklerin üzerine idrarlarını yaptıÄını, küfürler ettiÄini ƶne sürüyor. Ancak bu ifadeler, gazetecilerin Zehra D’nin sƶylediÄi ifadeler olarak kaleme aldıÄı yazılarla ƶrtüÅmüyor.
Gezi DireniÅi’nde KabataÅ’ta yaÅandıÄı ƶne sürülen olayı kaleme alan Elif Ćakır’la ilgili Taraf Gazetesi yazarı Murat SeƧkin’in 25 Ekim 2015 günü yazdıÄı iddiaların ardından, Elif Ćakır, maÄdur olduÄunu ƶne süren Zehra D’nin ifade tutanaklarını sosyal medya hesabından paylaÅtı. Gezi DireniÅƧilerinin darp ve cinsel tacizine uÄradıÄını ƶne süren Zehra D’nin vermiÅ olduÄu ifade ile Ćakır’ın ve yandaÅ yazarların yazdıkları arasındaki farklılık dikkat Ƨekiyor.
Gezi DireniÅi sırasında KabataÅ’ta baÅƶrtülü bir kadının darp ve cinsel tacize uÄradıÄına iliÅkin sƶyleÅide imzası bulunan Ćakır’ın editƶr ile arasında geƧtiÄi ƶne sürülen diyaloÄu, o dƶnemki Star Gazetesi editƶrü, Taraf gazetesi yazarı Murat SeƧkin kƶÅesinde yazdı. SeƧkin, Ćakır’a editƶrün ‘Bunları bu kadın mı anlattı’ sorusu üzerine ‘Psikolojik olarak bitmiÅ durumda... KonuÅacak hĆ¢li yoktu. Ne anlatabilirdi ki? Ama ne demek istediÄini ben anladım!’ cevabı verdiÄi iddiası kamuoyunun gündemine oturdu. Sƶz konusu iddia üzerine Elif Ćakır da maÄdur olduÄunu ƶne süren Zehra D’nin kiÅilik haklarına saygı gƶstermeksizin, aƧık telefon numaralarının yer aldıÄı ifade tutanaklarını sosyal medya hesabından paylaÅtı. Gezi DireniÅƧilerinin darp ve cinsel tacizine uÄradıÄını ƶne süren Zehra D. ifadede yerlerde sürüklendiÄini, erkeklerin üzerine idrarlarını yaptıÄını, küfürler ettiÄini ƶne sürüyor.
Mobese gƶrüntüleri yayımlandıktan sonra Zehra D’nin darp ve cinsel tacize uÄradıÄını yazan gazeteciler yalancılık ile suƧlanmıŠbunun üzerine de 13 kƶÅe yazarı ‘Diliniz kaba, vicdanınız taÅ’ ortak baÅlıÄı ile ‘Kadının Beyanı Esastır’ iƧerikli kƶÅe yazıları yazmıÅtı. Kadının beyanının esas alınması ilkesine iliÅkin bir grup beyanın baÅka delillerle desteklenmeden tek baÅına mahkĆ»miyete sebep olmadıÄını savunurken, kadın hakları savunucuları ‘taciz ve tecavüz suƧlarında kadının beyanı esastır; aksini ispat erkeÄin yükümlülüÄündedir’ ilkesini benimsemekte. Ancak yargılamalarda bu ilke kararlara sık yansımaz.
Ćte yandan cinsel istismar maÄduru kiÅilerin ilk ifadelerinin ses ve video kaydı ile alındıktan sonra tekrar travma yaÅamaması iƧin bir daha sürecin anlattırılması istenmez. Ancak Zehra D. emniyet birimleri dıÅında iddia ettiÄi istismarı Elif Ćakır, BalƧiƧek İlter, Halime KƶkƧe gibi gazeteciler baÅta olmak üzere hükümete yakın Ƨok sayıda gazetenin yazarına anlatmıŠya da anlatmaya zorlanmıÅtır.
Elif Ćakır, maÄdur olduÄunu ƶne süren Zehra D’nin ifade tutanaklarını sosyal medya hesabından paylaÅtı. Olayla ilgili yorumlar yapan Ćakır, savcıları gƶreve ƧaÄırarak ‘Ben sadece Z.D’nin anlattıklarını aktardım, rƶportaj kayıtlarımı vermeye hazırım’ dedi.
Elif Ćakır: ‘Ćzerleri Ƨıplak, elleri deri eldivenli, baÅlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım.’
Zehra D: ‘Deri eldiven yok’
Zehra D: ‘Bu Åahıslar arasında bulunan erkek Åahısların büyük bir kısmının üst kıyafeti yoktu, kimisinin kafasında siyah renkli bantlar bulunuyordu.’
İsmet Berkan: ‘Gƶrüntüde tacize uÄradıÄını sƶyleyen kadın kucaÄında bebeÄiyle bir kalabalıÄın arasına giriyor. BoÅ bir Ƨocuk arabasını da itiyor. Sonra Ƨocuk arabasının devrildiÄini gƶrüyorsunuz. Sonra kadın da Ƨıkıyor dıÅarıya. Gƶrüntü bu.’
Zehra D: ‘Bebek arabada’
Zehra D: ‘ĆocuÄumun iƧerisinde bulunduÄu bebek arabası ile terminal binasının orada bulunan ıÅıklardan karÅıya geƧmek üzere ıÅıkların oraya geldim.’
Abdülkadir Selvi: ‘KabataŠİskelesi’nin karÅısına geƧerken bir grup eylemciyi gƶrüyor. Bunların Gezi eylemcileri olduÄunu fark ediyor, hatta Ƨevre ve aÄaƧ eylemi yaptıkları iƧin de en ufak bir rahatsızlık hissetmiyor.’
Zehra D: ‘Bu Åahısların son günlerde ülkemizde meydana gelen protesto olaylarında Åahıslar olduÄunu anladım. Hızlı bir Åekilde büfeye gittim. Sonra da alandan uzaklaÅmak iƧin karÅıya geƧtim.’
Selvi: ‘Olay yerindeki bir adam müdahale edip, genƧ anneyi kurtarmaya ƧalıÅıyor. Onu da dƶvüyorlar.’
Zehra D: ‘Ćevrede bulunan insanlar da yardımcı olmadı.” (Damla Yur, “KabataÅ’ta Yalanlar ve GerƧekler”, Cumhuriyet, 27 Ekim 2015, s.7.)
[76] KabataÅ’ta türbanlıya taciz ve Bülent ArınƧ’a suikast iddialarının ardından ErdoÄan’ın kızı Sümeyye ErdoÄan’a suikast yapılacak haberi de ‘yalan’ Ƨıktı. Bülent ArınƧ’a suikast ile KabataÅ’ta türbanlı kadına taciz iddialarının ardından CumhurbaÅkanı Tayyip ErdoÄan’ın kızı Sümeyye ErdoÄan’a suikast iddiası da “boÅ” Ƨıktı. (“… ‘Sümeyye Suikastı’ Sahte Ćıktı”, Cumhuriyet, 9 AÄustos 2015, s.4.)
[77] “KabataÅ Yalancısı Olarak Anılacaksın”, Cumhuriyet, 3 Mart 2015, s. 7.
[78] “Elif Ćakır’ın Avukatından KabataŠİtirafı”, Cumhuriyet, 27 Åubat 2015, s.8.
[79] “2560 Saatlik Gƶrüntü İncelendi... Ćstü Ćıplak Kimse Yok Amirim”, Cumhuriyet, 9 Mart 2015, s.13.
[80] İÅte Metiner’in aƧıklamaları: “O zaman bƶyle bir yalana neden ihtiyaƧ duymuÅsa, bugün de bƶyle bir gerƧeÄe neden ihtiyaƧ hissettiÄini anlayabilmiÅ deÄilim. O zaman kalemini kırsın. Ben izlediÄimi sƶylemedim mesela, katıldıÄım televizyon programlarında bu gƶrüntülerin var olduÄunu sƶyledim. Niye var olduÄunu sƶyledim, çünkü biz iktidar partisiyiz, Emniyet Müdürlerimizi, ilgili birimlerimizi arar sorarız. Deriz ki bu gƶrüntüler var mı? O dƶnemin paralel müdürleri bu gƶrüntülerin elimizde olduÄunu sƶylediler. Biz de namert olduklarını bilmeden onların sƶylemiÅ oldukları sƶze itibar ederek, evet bu olayın gƶrüntüleri var dedik. Ben dedim.” (“Metiner’den Canlı Yayında ‘KabataÅ’ Ćarkı”, Cumhuriyet, 27 Mart 2015, s.5.)
[81] “Gazetecinin gƶrevi, ƶnündeki tanık beyanları veya kanıtlar ne diyor olursa olsun ÅüpheciliÄini korumak, araÅtırmaya-soruÅturmaya devam etmek ve hakikĆ¢te ulaÅmaya ƧalıÅmaktır.
‘KabataÅ yalanı’ meselesinden sƶz ediyorum. Bundan bir yıl ƶnce, tam olarak 14 Åubat 2014’te Hürriyet’te Ƨıkan yazımda da sƶylemeye ƧalıÅtım; vahim bir gazetecilik hatası yapmıÅ, bir haberi yayınlamak-duyurmak iƧin yeterli kontrol sürecini uygulamamıÅtım.
O zaman da ƶyleydi, bugün de: Bir bahane arıyor, bahanelerin arkasına sıÄınmaya teÅebbüs ediyor veya ‘ama’lı, ‘fakat’lı cümleler kuruyor deÄilim; hatamın farkındayım. YapacaÄım herhangi bir aƧıklamanın konuyu daha da büyüteceÄini düÅünüp uzun bir süre sustum. YanılmıÅım.
SuskunluÄum kibir gibi algılandı, bunca yıldır beni okuyan, yazdıklarımı samimiyetle takip edenler hayal kırıklıÄına uÄradılar. Okumayanlar da. Lafı dolandırmadan sƶyleyeyim: BirƧok kiÅinin güvenini sarstıÄım ve onları hayal kırıklıÄına uÄrattıÄım iƧin Ƨok üzgünüm.
Bu satırları okuyanlar da lafı dolandırmadan anlasınlar; ‘Aslında Åunu diyor’, ‘Yok canım bƶyle demek istiyor’, ‘Ćyle deÄil bƶyle’ falan yok. Ćzgünüm. Ve ƶzür diliyorum.” (İsmet Berkan, “KabataÅ”, Hürriyet, 24 Mart 2015... http:// sosyal.hurriyet.com.tr/ yazar/ ismet-berkan_386/ kabatas_28535518)
[82] Ćzgür Mumcu, “KabataÅ Gevezeleri”, Cumhuriyet, 4 Mart 2015, s. 3.
[83] Ćmit Alan, “… ‘KabataÅ Yalanı’ Tek Rƶportaja İndirgenmesin”, Birgün, 28 Ekim 2015, s.7.
[84] OÄuzcan Ćnlü, “Demokrat Parti’nin Amerikancı BayraÄı Elden Ele İleri TaÅındı”, Birgün, 27 Temmuz 2020, s.13.
[85] Alev CoÅkun, “Otoriter Demokrasi”, Cumhuriyet Kitap, No:1624, 1 Nisan 2021, s.4.
[86] Taha Akyol, Kuvvetler AyrılıÄı Olmayınca - Otoriter Demokrasi (1946-1960), DoÄan Kitap, 2021.
[87] Murat KılıƧ, “Allah, Vatan, Soy, Milli Mukaddesat”: Türk MilliyetƧiler DerneÄi (1951-1953), İletiÅim Yay., 2016.
[88] ErtuÄrul MeÅe, Komünizmle Mücadele Dernekleri- Türk SaÄında Antikomünizmin İnÅası, İletiÅim Yay., 2016.
[89] Ahmet Demirel, Tek Partinin İktidarı, İletiÅim Yay., 2013;
[90] Ahmet İnsel, “MilliyetƧi-MukaddesatƧı İktidarın Kƶkenleri”, Cumhuriyet, 15 Kasım 2016, s.11.
[91] Nedim Åener, “Yalanlar Bitti Åifre Ćƶzülüyor”, Posta, 25 Ekim 2017, s.16.
[92] Ali Sirmen, “15 Temmuz’dan Sonra Darbe Olmaz mı?”, Cumhuriyet, 5 Eylül 2017, s.4.
[93] Henri Lefebvre, Modern Dünyada Gündelik Hayat, Ƨev: IÅın Gürbüz, Metis Yay., 1998, s.214.
[94] Mustafa Balbay, “Yeni Gezi: Sandık!”, Cumhuriyet, 30 Mayıs 2021, s.5.
[95] “Ya kimlikƧi Åiddete/ terƶre sarılıp -kiÅiliÄi asıl yok eden- emperyalizmin kuyruÄuna takılmayı/ efendi kƶle iliÅkisini sürdüreceksin… Ya da tam baÄımsız Türkiye Åiarıyla kimseyi ayrıÅtırmadan ülkenin insanıyla kucaklaÅacaksın… Bu HDP’nin de yol ayrımıdır.” (Soner YalƧın, “Bir PKK Analizi”, Sƶzcü, 16 Åubat 2021, s.10.)
[96] “15 Temmuz’un Kayıp Silahları”, Cumhuriyet, 11 Åubat 2018, s.5.
[97] Cinayet sanıÄı 15 Temmuz’da daÄıtıldıÄını itiraf etti, Emniyet ‘zimmet kaydı tutmadan daÄıttık’ dedi. O silahlar 1.5 yıldır hĆ¢lĆ¢ aranıyor. 15 Temmuz darbe giriÅiminde TSK’ye ve Emniyet’e ait silahların bazılarının kayıp olduÄu yƶnündeki soru iÅaretleri giderilemedi. Darbe giriÅiminden iki hafta sonra Milli Savunma Bakanı Fikri IÅık “Kayıp mermi ve silah olabilir” dedi. Aynı günlerde Ankara’da iÅlenen bir cinayette kullanılan silah, sivillere satılmayan MP-5 cinsi olunca ve sanık “Bu tabancayı 15 Temmuz darbe gecesi Ankara Emniyet MüdürlüÄü’nün ƶnünde daÄıtmıÅlardı. Ben de orada almıÅtım” savunmasını yapınca, Ankara ValiliÄi de İl Emniyet MüdürlüÄü’nün talimatı ile silah depolarının kırıldıÄını, uzun namlulu silahların ve mühimmatın personele, kimlikleri kontrol edildikten sonra ama zimmet kaydı tutulmadan verildiÄini aƧıklamıÅtı. AƧıklamada “Hızlı ve etkin karÅı koyulmasını saÄlamak amacıyla, sorumluları beklenmeden, İl Emniyet MüdürlüÄü’nün silah depolarının kapılarının kırılarak uzun namlulu silahların ve mühimmatının personele daÄıtılması talimatını vermiÅtir” ifadeleri kullanılmıÅtı. (“15 Temmuz’da Sivillere DaÄıtılmıÅtı... O Silahlar Nerede?”, Cumhuriyet, 11 Åubat 2018, s.5.)


Yorum Ekle