$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

“BAHAR”(IN)DAN “KAOS”(UN)A TUNUS[*]

      SİBEL ƖZBUDUN-TEMEL DEMİRER   “Her şey değişiyor. Emin olabileceğimiz tek gerƧek bu.” [1]   “Tunus, Türkiye’ye Ƨok benzer,” [2] vurgu...

  



 

SİBEL ƖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Her şey değişiyor.

Emin olabileceğimiz

tek gerƧek bu.”[1]

 

“Tunus, Türkiye’ye Ƨok benzer,”[2] vurgusuyla, aralarında tarihi olarak birƧok paralellik, giderek benzerlik olduğu “iddia” edilen Tunus’ta, yine ve yeniden Ƨok ƶnemli şeyler oluyor. Evveliyatıyla doğrudan bağıntılı olan son Ƨalkantının[3] devamı da mümkün gibi gƶrünüyor…

“Bahardan kaosa,”[4] notu düşülen güzergĆ¢hta Hüseyin Baş’ın, “Tunus nereye?”;[5] Joseph Daher’in, “Tunus’un geleceği ne olacak?”[6] soruları bir kez daha gündeme gelirken; “Arap Baharı”nın başlangıƧ noktası Tunus, ılımlı İslĆ¢m ile sağduyulu[7] diyalogun, “demokratik geƧiş”in test edilip tutmadığı bir coğrafya olarak sırat kƶprüsünden geƧiyor. 

Denilebilir ki “Ilımlı İslĆ¢m” ve “değişim” fantezisinin cazibesine kapılarak siyasal İslĆ¢m’a destek veren liberal entelijensiya ya da egemenlerin “yararlı salakları” Tunus’ta da büyük bir düş kırıklığı yaşıyorlar… 

Oysa Muhammed Buazizi ile birlikte hemen her şey, her olay, her etkinlik, “Devrimden ƶnce”… “Devrimden sonra”… sƶzleriyle başlayıp bitiyordu… 

Ama her şey Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla başlamamıştı… Üniversite diplomalı işsiz sebze meyve satıcısı gencin kendini ateşe vermesiyle başlayan protestolar… IMF dayatmalarına karşı halk ayaklanması… Ülkeyi 23 yıldır yƶneten Bin Ali’nin sonunda tası tarağı toplayıp ülkeyi terk etmesi… 

Devrimci süreƧler devasa birikimlerin sonucudur. Yokluk, yoksulluk, iktidarın Ƨalıp Ƨırpması ve despotluk... Tunus’ta (da) hepsi fazlasıyla birikmişti.

MuhafazakĆ¢r, İslĆ¢mcı En Nahda sonrasındaki gelgitler… Protestolar sonucu iktidarın teknokratlara devredilmesi… Vb’leri, vd’leri…

Kriz giderek ağırlaşırken; “Tarihsel yaşamlarının bir noktasında sosyal sınıflar geleneksel partilerinden koparlar. Bir başka deyişle, o tikel ƶrgütsel biƧimleri iƧinde, onları oluşturan, temsil eden ve yƶneten tikel insanlarla geleneksel partiler sınıf (ya da sınıfın bir kesiti) tarafından kendi ifadesi olarak tanınmaz olur. Bu tür krizlerde durum kırılganlaşır ve tehlikeli bir hĆ¢l alır, çünkü alan, şiddetli Ƨƶzümler, karizmatik ‘kader adamları’nın temsil ettiği bilinmeyen kuvvetlerin faaliyetlerine aƧık hĆ¢le gelir.” 

Bƶylelikle “Kriz kısa erimde tehlikeli durumlar yaratır, çünkü nüfusun Ƨeşitli katmanları yƶnlerini aynı hızda tayin edemez ya da aynı ritimde yeniden ƶrgütlenmeyi başaramaz. Eğitimli kadrolara sahip geleneksel yƶnetici sınıf, insanları ve programları değiştirir ve madun sınıflardan daha hızlı biƧimde elinden kaƧmakta olan denetimi yeniden sağlar. Belki fedakĆ¢rlıklar yapmak, demagojik vaatlerle kendini belirsiz bir geleceğe aƧmak zorunda kalabilir; ama iktidarı elde tutar, onu tahkim eder ve muarızını alt etmek ve Ƨok sayıda ve iyi eğitimli olamayan kadrolarını dağıtmak iƧin kullanır.”[8]

Khedija Arfaoul’un, “Tunus’ta yaza dƶnmeyen bahar,”[9] ironisiyle betimlediği; James Petras’ın, “Arap Baharı’ndan sƶz etmeye devam etmek saƧmalık,”[10] uyarısını dillendirdiği tabloyu ‘The Guardian’dan Rachel Shabi şöyle ƶzetliyor: “Tunus, artık Arap Baharı’nın simgesi değil”![11]

Neden mi?

Tunus hepimize “Siyasal İslĆ¢m ƶzgürlükçü olabilir mi?”[12] sorusuna mündemiƧ bir ders verirken; Aralık 2010’da bu ülkede, “bir tek birey yozlaşmış bir otokrata karşı kitlesel bir devrim başlattı… Şimdilik, devrimin bitişini zorlayan taraf daha kuvvetli gibi gƶzüküyor. Ancak bu kaotik dünyada, yenilenmiş devrimci güçlerin üzerine perdeyi indirmek iƧin henüz gerƧekten Ƨok erken,”[13] diye hatırlatıyor Immanuel Wallerstein…

Şimdi; William Shakespeare’in, “Aptalların kƶrleri yƶnettiği ne feci bir Ƨağ.” “Cehennem boşaldı, bütün şeytanlar burada,” betimlemesinden malĆ»l; Antonio Gramsci’nin, “Aklın kƶtümserliği, iradenin iyimserliği,” formülünden hareketle; geleceğin şimdiki zamanda yaratıldığı ve değişmeyen tek şeyin değişim olduğu gerƧeğine sarılmak gerek; elbette, “Everything will be alright/ Her şey güzel olacak,” ucuzluğuna prim vermeden!

 

ZIRVA(LAYAN)LAR

 

“Arap Baharı” ve Tunus hakkında, “Zırva” demekten başka hiƧbir seƧeneğimizin olmadığı neler denmedi neler?

Ɩncelikle bunların altını Ƨizip, ayıklamak gerek!

Mesela platonik varsayımlar; tek yanlı nafile beklentiler…

“Arap Mağrip ülkeleri Tunus ve Libya devrimlerinden, Fas’ın yaşadığı ƶnemli dƶnüşümler ve Moritanya’nın yıllardır başladığı değişimlerden sonra Ƨıkarların ve müştereklerin güçlendirilmesi, farklı şekil ve sahalardaki sorunlara toplu karşı konulması temelinde gƶnüllü demokratik birliğe varmaya daha yakın bir konumda gƶrülüyor.”![14]

Tunus’ta anayasayı hazırlayacak olan Kurucu Meclis’te sosyalist, komünist, İslĆ¢mcı, merkez sol ve sağdan müteşekkil bir yelpaze yer alabilir.”![15]

“Tunus’un daha epey işi var. Ama Türkiye 1923’te kurulurken bƶyle konferanslardan yararlanma imkĆ¢nı yoktu; şimdi Tunus’un var. Ama bu ülkenin asıl şansı nerede biliyor musunuz, Şanlı Ordusu yok. Ƈok şanslı ülke. Asker yok, elhamdülillah!”![16]

“Araplar, kendileri iƧin de bir Türkiye yaratmak niyetinde. Peki En Nahda’dan yeni bir AKP, Raşid Gannûşî’den de Arap bir Erdoğan Ƨıkar mı?”[17]Tunus’un AKP’si En Nahda, “Medeniyet İttifakı”nın farı olmaya hazırlanıyor”![18]

Tunus’ta En Nahda devrim nƶbeti tutuyor”;[19] “Gannûşî ‘Mısır’a devrim ihraƧ ettik, oradan darbe ithal etmeye hiƧ niyetimiz yok’ diyerek, Tunus’ta olağanüstü başarılı bir uzlaşı siyaseti yürüttü. Aksine Arap uyanışına kaynaklık etmiş olan Tunus, muhtemelen bu Ƨizgiden hemen sapma eğilimi gƶsteren Mısır ve Suriye gibi ülkeler iƧin ortaya koyduğu müzakereci demokrasi pratiğiyle Ƨok sağlam bir model üretmiş oldu… En Nahda ve bilge lideri Gannûşî’nin siyasi Ƨizgisi demokrasi iƧin de İslĆ¢mĆ® siyaset iƧin de referans alınacak yeni bir ƶrneklik ortaya koyuyorlar”![20] 

Tunus’ta AKP tarzı yumuşak siyasi İslĆ¢mcılığın merkez, radikallerin de Ƨevre partiler kuracağı bir süreƧ başlayacak”![21]

En Nahda yƶneticileri, anayasa tartışmalarında seküler Ƨevreleri rahatlatmak iƧin, yeni anayasanın hazırlanmasında şeriatı kaynak olarak almayacaklarını aƧıkladı… Yƶneticiler, tabanlarına gƶre demokratik zihniyete daha yatkın”![22]

Gannûşî, Tunus iƧin iyi bir başlangıƧ yaparak Müslüman bir toplumda Ƨok partili demokrasinin yaşayabileceğine ilişkin yeni bir deneyimi başlatmış gƶrünüyor”![23]

Altını Ƨizdiğimiz hatırlatmaları ve Howard Zinn’in, “Tarihi bilmiyorsan dün doğmuşsun demektir. Dün doğmuşsan her lider sana istediği hikĆ¢yeyi anlatabilir,” uyarısı asla akıldan Ƨıkartılmadan, bugüne geƧmek iƧin biraz da tarih bilgisine başvuralım!

 

TARİH BİLGİSİ

 

Uzun yıllar Osmanlı egemenliğindeki Tunus, Fransa tarafından, Tunuslu bir kabilenin Fransız sƶmürgesi Cezayir’e saldırıda bulunduğu gerekƧesiyle işgal edildi. Tunus’un, 75 yıllık sƶmürge süreci bƶyle başladı. 

İşgalin hemen ardından el-HĆ¢dıra hareketini, GenƧ Tunus Partisi ve DüstĆ»r Partisi’ni ezdi. Derin Ƨalkantılar ardından DüstĆ»r Partisi lideri Habib Burgiba, 11 yıllık hapisliğe rağmen mücadelesinden vazgeƧmedi. 20 Mart 1956’da Tunus Cumhuriyeti’nin kurucu devlet başkanı oldu.

Yeni Tunus Anayasası 1959 yılında yürürlüğe girdi. 78 maddeden oluşan anayasanın birinci maddesine gƶre Tunus; ƶzgür, bağımsız ve “Temsilciler Meclisi” ve “Danışma Meclisi” olmak üzere iki meclisli cumhuriyet idi.

Ancak yine otoriter bir yƶnetim kuruldu. Parti-devlet bütünleşmesi ve partinin devlet organlarında tekeli başladı. Komünist Parti ve muhalif oluşumlar yasaklandı.

Dahası 27 Aralık 1974’de yapılan anayasa değişikliği ile Burgiba ƶmür boyu Cumhurbaşkanı ilan edildi!

Sonrasında Burgiba’yı 1987’de darbeyle yıkan Başbakan Zeynel Abidin Bin Ali otoriterliği sürdürdü. 12 Temmuz 1988, 29 Haziran 1999, 1 Haziran 2002, 13 Mayıs 2003 ve 28 Temmuz 2008’de salt iktidarının devamını sağlamak üzere Anayasa değişiklikleri gerƧekleştirdi. Bunlar iktidarının sonunu getirmeyi durduramadı; müthiş bir toplumsal patlama ile Bin Ali 14 Ocak 2011’de Tunus’tan kaƧmak zorunda kaldı. 

Evet diplomalı işsiz Muhammed Buazizi isimli genƧ bir seyyar satıcının bedenini ateşe vermesiyle başlayan olaylar sonrasında 14 Ocak 2011’de 23 yıllık Zeynel Abidin Bin Ali rejimi yıkıldı.

Ve bütün hikâye de bundan sonra başladı!

O ana kadar ortalıkta olmayan, kırk yıldır İngiliz istihbaratının gƶzetiminde Londra’yı mesken tutmuş Raşid Gannûşî adındaki İhvancı, Humeyni misali ülkeye geri dƶndü. Pusuda bekleyen siyasal İslĆ¢mcılar işsizliğe, yoksulluğa, otoriter yƶnetime karşı oluşan ƶfkenin üzerine konmaya başladılar.

İhvan’ın Tunus kolu olan Gannûşî liderliğindeki En Nahda, İngiltere ve ABD’nin desteğiyle hemen kendi gizli ajandasını hayata geƧirmeye koyuldu. Dalga dalga büyüyen sokakların ƶfkesini Ƨalarak, küresel efendileriyle birlikte “ılımlı İslĆ¢mcı” yeni rejim iƧin kolları sıvadılar.

Bir tarafta uzlaşı, hoşgörüden bahsederlerken diğer tarafta olanca güçleriyle otoriter İslâmcı yeni düzen için, anayasa, yasalar, toplumsal yaşam değiştirilmeye başlandı.

Bu uğurda ƶnüne Ƨıkan herkesi, her şeyi ezdiler. Devletin bütün baskı mekanizmalarıyla toplum sindirilmeye Ƨalışıldı. Toplu gƶzaltılar, tutuklamalar yapıldı. Yetmedi silaha da başvurdular. Laik seküler liderler suikasta uğradı. Sık sık Ankara’da da ağırlanan Gannûşî’nin neferleri pupa yelken yol alırken, kısa sürede şeriat anayasasının ilanına kalkışıldı. O güne kadarki tüm kazanımları yok ederek.

Kadın-erkek eşitliğinden sendikal kazanımlara, temel hak ve özgürlüklerden çalışma yaşamına her alanda büyük yıkım ve tahribat yarattılar. Bütün bunları yaparlarken de ülkeyi neo-liberal küresel sistemin açık bir pazarına dönüştürdüler. ABD ve İngiliz emperyalizmiyle askeri anlaşmalar yaptılar, bu güç odaklarına mavi boncuk dağıttılar.

Ancak Kartacalıların torunları pes etmedi. Yılmadan, korkmadan mücadele ettiler. Küçük ülkede milyonlarca kişiyi bulan eylemler yapıldı.[24]

 

TUNUS’UN “ARAP BAHARI”

 

Nilgün Cerrahoğlu’nun, “2011’deki ‘Yasemin Devrimi’ne kadar, ‘demokrasi’ tecrübesi hiƧ yok, olmamış. 

Bugün Müslüman dünyasına ‘ışık tutan’ ve ‘ufuk sunan bir yol’ olarak gƶsteriliyor. 

Tunus’un ƧiƧeği burnunda ‘demokrasisinin sivil toplum uzlaşmasına’ Nobel ƶdülü verildi. 

Tunus ƶrneğinden alınacak ders Ƨok,”[25] güzellemesiyle tezgĆ¢hlanan Tunus’un “Arap Baharı”, hemen herkese Terry Eagleton’ın, “Ƈok uzun sürmemek oyunun doğasının gereğidir. Sonsuza kadar tiyatroda oturacak değiliz,” saptamasını hatırlattı!

Tunus başkaldırısı elbette bir halk hareketiydi; buna şüphe yok…

Mağrip’in küçük ülkesi Tunus’ta yanan ateş yayılarak bƶlgenin tümünü kapsayıp, ülkelerini demir yumrukla yƶneten ve acımasızca soyup talan eden despot rejimleri tarihin Ƨƶp sepetini yolladı. Her şey de bundan sonra, yani “karikatür devrim”le sınırlanmakla başladı.

Tunus isyanı; Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Yemen, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan, Fas’a yayıldı. Bazı ülkelerde iktidarlar devrildi, bazı ülkelerde yƶnetimler reformlar yapmak zorunda kaldı. Bahreyn’de ise Suudi ordusu isyanı bastırdı. Suriye’de onlarca ülke proxy (vekalet) savaşına girdi. 

Tunus’ta ise ılımlı İslĆ¢m piyonu ile halk hareketi pasifize edilip “Arap Baharı’nın sonuna doğru gidildi.”[26]

Kolay mı? 1986’da kurulan Tunus İşçileri Komünist Partisi (PCOT) (daha sonraki adıyla Tunus EmekƧileri Partisi[27]) genel sekreteri Hamma Hammami’nin, “Eski rejim artıklarının temizlenmesi veya yargılanmaları bakımından bir ilerleme var mı?” sorusunu “Hayır. Eski Destur Partisi (RCD) yeniden başka isimlerle yoluna devam ediyor. Sansür geri geldi, işkenceciler yargılanmadı, politik yargılamalar yapılamadı,”[28] diye yanıtladığı tabloda Buazizi’nin 17 Aralık 2010 günü kendisini yakmasıyla başlayan hareketlilik hep gündem maddesi oldu.

Tıpkı ayaklanmanın beşinci yılında Tunus’un yeniden ayağa kalkması gibi: Tunus’un Cezayir sınırındaki Kasrin kentinde işsizlik ve yoksulluğa karşı başlatılan eylemler, ülke genelinde hükümet karşıtı protestolara dƶnüştü. İşsiz bir adamın protesto amaƧlı belediye binası yakınlarında bir elektrik direğine Ƨıkıp hayatını kaybetmesi olayların fitilini ateşledi. Kamuda Ƨalışan 28 yaşındaki Ridha Yahyaoui, işten Ƨıkarılmasını protesto etmek iƧin elektrik direğine Ƨıktığı sırada, elektrik akımına kapıldı. Olayın ardından şiddetini artıran protestolar, güvenlik güçleriyle halkın Ƨatışmasına dƶnüşürken, salı günü bir polis ƶldü. Tunus İƧişleri Bakanlığı, şiddet olayları nedeniyle ülke genelinde “sokağa Ƨıkma yasağı” ilan etti. Tunus medyası olayın “Arap Baharı”yla benzerliklerini vurgularken, Al-Shuruk gazetesi “2010-2011 yılına geri dƶndük” yorumunda bulundu.[29]

 

ESKİ(MEYEN) -BİN ALİ- REJİMİ

 

Tunus Meclis Başkanı Bin Cafer’in, “Bin Ali’yi patlama noktasına gelen halk devirdi,”[30] diye betimlediği hĆ¢l; J. K. Rowling’in, “Tiranların zulmettikleri insanlardan ne denli korktuklarına dair bir fikriniz var mı? Hepsi, günün birinde kurbanlarından birinin kendilerine karşı ayağa kalkıp karşı darbeyi indireceğini bilir!” biƧiminde formüle ettiği tabloya denk düşüyordu; ama…

Kesintisiz olmayan ya da inkitaya uğrayan her devrimci girişim bir karikatür olmaya mahkĆ»mdu ve Tunus’ta da eski(meyen) -Bin Ali- rejimi[31] “yeni(lenen)” formatıyla mevcudiyetini sürdürdü.

Bağımsızlık günü iƧin 20 Mart 2012’de Burgiba Bulvarı’nda toplanan kalabalık, “Tunus ƶzgürdür, Halife’ye hayır, gericiliğe hayır” yazılı pankartlar taşırken;[32] “Tunus’ta 2011’de devrilen bin Ali diktatƶrlüğünün ardından İslĆ¢mcı ya da liberal eğilimlerin etrafında toplanarak iktidarını sürdürmeye Ƨalışan burjuvazi” gerƧeğine dikkat Ƨeken Tunus EmekƧileri Partisi yƶneticilerinden Mortaza Labidi[33] Ƨok ƶnemli bir noktanın altını Ƨiziyordu.

Ɩrneğin Gilbert Achcar’ın, “Eski zorba cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali dƶneminde bir muhalif olarak Fransa’da sürgün hayatı yaşadığı zamanlardaki fikirleriyle Tunus’un geƧiş dƶnemi cumhurbaşkanı Moncef Marzuki idi. Yaygın kanıya gƶre güç insanı bozar. Moncef Marzuki Tunus’un cumhurbaşkanı olduktan sonra, bir anda bu halkın reddediş ve ısrarlarını ƶyle nahoş buldu ki, zorbaların bildik argümanlarına başvurdu,”[34] saptamasındaki gibi…

GerƧekten de Bin Ali rejiminin her türlü muhalefeti baskı ve işkence ile bastıran İƧişleri Bakanı, devrimden sonra işlenen siyasi cinayetlerin ve kƶtü gidişatın sorumlusu olan En Nahda hükümetinde ise danışman olan Habib Essid’in hükümeti kurmakla gƶrevlendirilmesi UTICA gibi Tunus işveren ƶrgütü ile ABD, Fransa, IMF ve Dünya Bankası tarafından memnuniyetle karşılanırken, diğer yandan Halk Cephesi başta olmak üzere Halk Hareketi gibi sol ƶrgütler ve grupları hayal kırıklığına uğrattı.[35]

Evet, Tunus EmekƧileri Partisi Genel Sekreteri Hamma Hammami’nin, “Bin Ali’nin devrilmesinden sonra gelen hükümetler eski yapıyı, eski ekonomik ve siyasi yapıyı sürdürmeye devam etti ve emperyalizme bağımlılığını sürdürdü. O Ƨizgide siyaset üretmeye ve ekonomik alanda siyaset yapmaya devam etti,”[36] tesbiti gerƧeğin ƶzetiydi!

“Nasıl” mı?

Ortadoğu’daki iktidarları değiştiren ilk isyanın başladığı Tunus’ta genƧler işkenceyle susturulmaya Ƨalışılıyor. İşkence dosyalarının ortaya Ƨıktığı ülkede işkenceye maruz kalanların yüzde 72’sinin genƧlerden oluştuğu aƧıklandı. Tunus İşkenceyle Mücadele Ɩrgütü, 2015’de kendilerine 250’den fazla işkence dosyasının ulaştığını ifade edildi![37]

Nida Tunus ve Müslüman Kardeşlerin Tunus kolu En Nahda’nın kurduğu koalisyon hükümetinin, “terƶrle mücadele” adı altında Ƨıkardığı yasa halk ayaklanmasıyla devrilen Bin Ali rejimi yasalarını hatırlattı. Herhangi bir eleştiri suƧ sayılıyor![38]

En Nahda (Müslüman Kardeşler)-Nida Tunus (Tunus Ƈağrısı) partilerinin oluşturduğu koalisyon hükümetinin aldığı karar, emek hareketini bastırmak iƧin 1978’de Ƨıkartılan bir kararnameye dayandırılıyordu![39]

Ɩzetin ƶzeti: ‘Tunus’u Kurtarmak-Ƈalınan Arap Baharı’ yapıtının yazarı Lütfi Maktuf’un deyişiyle “Tunus’ta Arap Baharı diye bir şey kalmadı artık”![40]

 

HƂL VE GİDİŞ

 

Tunus’ta “Arap Baharı” ile kurulan hükümetin Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam, “Biz ne şeriat ne de laiklik istiyoruz. Devlet tarafsız olmalı. Ne dini ne de laikliği zorla uygulamalı. Devletin gƶrevi vatandaşların ƶzgürlüklerini korumaktır,”[41] dese de “2011’in tek başarı ƶyküsü olarak anılan Tunus’ta da artık bƶlgedeki diğer ülkelerde olduğu gibi demokrasi Ƨƶküşe geƧti. Bir kez daha bu kargaşanın ortasında işsiz genƧler yer alıyor. Tunus’ta ƶfke yine patlıyor,”[42] diyordu Emma Graham-Harrison…

Elizia Volkmann’a gƶre, “Halk sistemden bıkmış durumda”yken;[43] “Ekonomi daha da batarsa, liberal demokrasi karşıtı güçler güç kazanacak. Devrimci genƧler, yine ƶfkeye kapılabilir,”[44] uyarısını dillendiriyordu Joseph Stiglitz…

650 binden fazla kamu Ƨalışanının, maaşlarına zam yapılması talebiyle greve gittiği[45] tabloda Tunus Genel Emek Sendikası (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin Tabubi, “Büyük halk desteğiyle ülkenin siyasi pusulasını yeniden ayarlayacağız”;[46] Tunus EmekƧileri Partisi ise “Tunus’ta devrimi yeniden kuralım,”[47] noktasındayken; Tunus’un ƶnde gelen muhalefet liderlerinden ÅžĆ¼krü Beleyid 6 Şubat 2013’de evinin ƶnünde uğradığı silahlı saldırıyla katledildi.

ÅžĆ¼krü Beleyid’e düzenlenen suikastın ardından büyük Ƨapta protesto gƶsterileri patlak verdi. Koalisyonun büyük ortağı İslĆ¢mcı En Nahda’nın Tunus’taki merkezi saldırıya uğradı.

İki günlük genel greve karşı güvenlik ƶnlemleri arttırılırken Beleyid’in ailesinin cinayetten sorumlu tuttuğu En Nahda’da Ƨatlaklar belirdi. Başbakan Hamadi Cebali 6 Şubat 2013’de koalisyon hükümetini dağıtacağını aƧıklasa da En Nahda iƧerisinde direnƧle karşılaştı. Ƈalışmalarını Fransa’da sürdüren Tunuslu sosyolog Choukri Hmed, Beleyid iƧin şunları diyordu:

“Bin Ali dƶneminde ƶnemli bir muhalifti. Arap milliyetƧiliğini savunan solun liderlerinden biri olarak rejimin baskısına karşı mücadele veriyordu. Bin Ali’yi deviren gƶsterilerde sendikaları yƶnlendirmişti. Devrimden sonra ise aşırı solu temsil etti. Partisi Demokratik Vatanseverler Birliği’nin oy oranı yüksek olmasa da o karizmasıyla etkiliydi. İslĆ¢mcılara karşı Ƨıkıyordu. Son zamanlarda daha geniş katılımlı bir muhalefet kurulması iƧin yapılan tartışmaların iƧindeydi. Ƈok kritik bir dƶnemdeyiz. İki taraflı bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Birincisi, iktidarın iƧerisindeki bƶlünmüşlük su yüzüne Ƨıktı.”[48]

 

ÅžĆœKRÜ BELEYİD[49]

1964

Tunus’un Cebel Cellud kƶyünde doğdu. Bir avukat olarak Bin Ali dƶnemindeki insan hakları ihlĆ¢llerine karşı mücadele verdi. 2008’de maden işçilerinin ayaklanmasının bastırılmasına karşı Ƨıktı.

2011

23 yıllık Bin Ali’yi deviren gƶsterilerde sendikal hareketleri Beleyid ƶrgütledi. Mart 2011’de Demokratik Vatanseverler Partisi yasallaştı. Sosyal sorunlar nedeniyle patlak veren gƶsterileri desteklediği iƧin İƧişleri Bakanı Ali Larayedh tarafından “ortalığı karıştırmakla” suƧlandı.

Kurucu meclis seƧimlerinde partisi Demokratik Vatanseverler Partisi fazla sandalye elde edemese de laik ve ƶzgürlükçü solun sesini duyurmada etkili oldu. Tunus’un en ƶnemli laik siyasetƧilerinden biri olarak hükümeti sertƧe eleştirdi.

2012

Arap milliyetƧileri ve solcu muhalif grupları aynı siyasi Ƨatı altında toplayan Halk Cephesi’ni kurdu.

2013

Tunus’ta aşırı İslĆ¢mcı SelefĆ®lerin yarattığı şiddet ortamına karşı sık sık uyarıda bulundu. “Tunus devriminin savunduğu şeyleri tamamlamayı” umut eden Beleyid, 6 Şubat 2013 günü siyasi bir suikasta kurban gitti.

 

Beleyid’in katliyle; giderek ağırlaşan ekonomik zeminde[50] toplumsal hareketlilik yükseldi…

Ülkeyi sarsan gƶsterilerde polis güçleri, Tunus ve Tabarba gibi kentlerde sokağa dƶkülen kitleye karşı biber gazı kullandı. Kayrevan, Nabil, Susa, Kasrine gibi diğer vilayetlerde de polis ve gƶstericiler Ƨatıştı, bazı kentlerde yine yağma olayları yaşandı. Tunus yƶnetimi, şimdiye kadar 50 polisin yaralandığı gƶsterilerde 237 protestocunun gƶzaltına alındığını aƧıkladı. 55 yaşındaki bir erkek gƶstericinin yaşamını yitirdiği Tabarba’da polis ekipleri bazı evlere baskınlar düzenledi ve yeni gƶzaltılar var. Ülkede ƶnceki gün bir Yahudi okuluna molotofkokteylleri atılmıştı.[51]

Evet Tunus’ta 1984 ekmek isyanlarının 34. , Arap isyanlarını başlatan 2011 “devrimin” 7. yılında, “İsyan etmek iƧin... Daha ne bekliyoruz!” sloganıyla kitlesel protesto dalgası yükseldi. 

L’Economist Maghrebin’de yayımlanan bir yoruma gƶre, “Ɩzgürlükler alanında elde edilenleri, ekonomik alandaki başarılar izleyemedi. Tam aksine bugün ekonomi 2011’den daha kƶtü bir durumda”. Kitlesel gƶsterilerin düzenleyicilerinden Halk Cephesi’nin (Front Populaire) sƶzcüsü, Hamma Hamami de “Hayat daha pahalı, insanların alım gücü düştü, orta sınıf yoksullaştı”... “hükümettekiler durumun farkında değil” diyor. 

GerƧekten de ekonomik büyüme OECD’ye gƶre 2016’da yüzde 1 oldu, 2017’de de yüzde 2 dolayındaydı. Tunus’un dış borƧları ve cari aƧık sırasıyla GSMH’nin, yüzde 70 ve yüzde 10.2 düzeyine ulaşmıştı. Bankaların batık alacaklarının da toplam kredilere oranı yüzde 15.4. Enflasyon yüzde 5.6. Dinar 2011’den sonra sürekli değer kaybediyordu. Resmi verilere gƶre yüzde 15 dolayında olan işsizlik, ‘Radio France International’in aktardığına gƶre üniversite mezunları arasında yüzde 30 düzeyindeydi. 

İktidarda, 2011’de devrilen Bin Ali yƶnetiminin devamı sayılabilecek Nidaa Tounis partisi ile, seƧimleri kazandıktan sonra dinci (totaliter, bağnaz) politikalara yƶnelince, kadınların ve sendikaların protestolarının baskısıyla hükümeti bırakmak zorunda kalan, Müslüman Kardeşler’in Tunus kanadı En Nahda partisi arasında zar zor kurulmuş bir koalisyon var. Bu koalisyon IMF’nin dayattığı neo-liberal Finans Paketini, halk sınıflarının üzerindeki olası etkilerine aldırmadan kabul etmiş. Son protestolar bu paketi, 2018 Finans Yasasını hedef alıyor. 

Henda Ƈennavi, “Ben bu hareketi 2011 devrimin devamı olarak gƶrüyorum. Genel seƧimlerin ƶzgürce yapılmasına olanak veren bir siyasi dƶnüşüm oldu. Şimdi, başından beri talep ettiğimiz ekonomik dƶnüşümleri... Devrimin toplumsal adalet talebinin artık gerƧekleşmesini bekliyoruz”. İktidardakilere “baskı yaparak güçler dengesini tersine Ƨevirmeliyiz” diyordu.[52] 

Nihayet süreƧ iƧinde Tunus’ta işsizlik ve yoksulluğa karşı ƶfke, hükümetin istifası talebiyle yapılan gece eylemlerine dƶnüştü. Sokaklarda olan eylemcilerden gƶzaltına alınanların sayısı bini aştı. Ülkede 12 sol parti eylemlerin desteklenmesi yƶnünde ortak karar aldı.[53]

 

“GÜLERYÜZLÜ” GANNĆ›ÅžĆŽ’NİN CEMAZİYÜLEVVELİ

 

Her ne kadar Hayrettin Karaman, “Gannûşî’yi doğru anlamak”[54] dersleri vermeye kalkışsa da; başlarda “yumuşak bir gƶrünüm” veren En Nahda’lı İslĆ¢mcılar giderek sertleştiler, baskı ve şiddet eylemlerine yƶneldiler.

Cumhurbaşkanı Marzuki “Enşar Şeriya” adındaki terƶr ƶrgütünün temsilcilerini kabul ederken; dƶnüm noktası Halk Cephesi lideri ÅžĆ¼krü Belaid’in 6 Şubat 2013’de evinin ƶnünde katledilmesi oldu. Belaid’in katlini Ekim 2013’de Nasırcı hareketin liderlerinden Brahimi cinayeti izledi. 

Oysa partisinin dini ve siyasi faaliyetlerini birbirinden ayıracağını sƶyleyen Müslüman Kardeşler bağlantılı En Nahda Hareketi’nin (Uyanış Hareketi) lideri Reşid Gannûşî, ‘Le Monde’ rƶportajında, “Arap Baharı sonrası Tunus’ta siyasal İslĆ¢m’a yer yok. Tunus artık bir demokrasi,” deyip;[55] “Siyasal İslĆ¢m’dan vazgeƧtiklerini”[56] duyurmuştu.

“Modernite ile İslĆ¢m arasında bir denge kurmak mümkün,” deyip;[57] “Din devleti değil, demokratik devlet inşa edeceğiz,”[58] vurgusuyla “Ilımlı İslĆ¢m modeline” sadık kalma sƶzü vermişti.[59]

Gannûşî, Tunus’ta artık İslĆ¢mcı politikaya gerek kalmadığını, partinin Müslüman ve modern uygarlıkların değerlerine dayalı bir siyasi Ƨizgi izleyeceğini aƧıklayıp; devlet sekülerizmi zor yoluyla dayatmadığına gƶre, dini siyasi etkinliğin merkezine koymak gerekli değilmiş; İslĆ¢mcı - seküler tartışması da artık geride kalmış. En Nahda siyasi İslĆ¢m’ı terk edecek, Demokratik İslĆ¢m’ı benimseyecek,”[60] demişti.

 “En Nahda lideri Gannûşî de ‘Arap Baharı’na Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının Türkiye’deki deneyimini kopyalayan bir model sunabilir. Bu durum, Arap dünyasında yıkılan diktatƶr rejimlerin enkazı üzerine demokratik uygulamalara sahip İslĆ¢mĆ® rejimler kurmak isteyen dünya ülkeleri iƧin oldukƧa ƶnemli,”[61] türünde spekülasyonlar Ƨoğalırken; Ayşe Bƶhürler, “Şeyh Raşid Gannûşî güleryüzlü ve eşitlikƧi lider,”[62] yalanına sarılsa da “AKP’yi model aldığını” sƶyleyen En Nahda, bir yandan da kendisini eleştiren kesimleri susturup, terƶrize ediyordu.

Ɩrneğin iktidara geldiğinde ifade ƶzgürlüğünü korumaya sƶz veren En Nahda Partisi “kutsal değerlere hakaret”e 4 yıla hapis ƶngƶren bir yasayı meclise sunuvermişti.[63]

Yine Abdurrahman El Raşid’in, “Gannûşî’nin partisinin Tunus’ta iktidara gelmesi hĆ¢linde, iƧkiye ve kadınların bikini giymesine izin verecek derecede hoşgƶrülü olacaklarını ifade etme cesareti gƶstermesi sürpriz olmadı. Kadının saƧının gƶrünmesine dahi karşı Ƨıkarken, kamusal alanda kadının bedeninin Ƨıplak kalmasını kabul ederler mi? Gannûşî’nin bƶyle ƶzgürlükçü bir aƧıklamayı Arap basınında yaptığını duymadık. Bu aƧıklama, Batılılara yƶnelik siyasi sƶylemin ƶtesine geƧmeyebilir,”[64] uyarısına rağmen Gannûşî’nin İngiliz eğitim sistemiyle yetişen sƶzcüsü durumundaki kızı İntisar Gannûşî, “Değerlerimizin kaynağı tabii ki İslĆ¢m. Ancak modern dünyanın da bir parƧasıyız. Biz dinĆ® değil, siyasĆ® bir partiyiz, tıpkı Almanya’daki Hıristiyan Demokratlar gibi,”[65] dese de; Olfa Khalil Arem, En Nahda’nın şeriatı anayasanın temeli yapmak istediğini vurgusuyla ekliyordu: “AmaƧları diktatƶrlük”![66]

Kolay mı?

Bin Ali’nin devrilmesinden sonra yapılan seƧimlerde iktidara gelen İslĆ¢mcı En Nahda Partisi lideri Raşid Gannûşî’nin bir video kaydı ortaya Ƨıktı. İƧki yasağı isteyen, sanat galerilerini talan eden radikal İslĆ¢mcı SelefĆ®lerin liderlerini “takıyye yapmaya” Ƨağıran Gannûşî, “Azınlıkta olsalar da laikler medyayı ve ekonomiyi kontrol ediyorlar. GenƧ SelefĆ® dostlarıma diyorum ki, sabredin. Ordu ve polisten henüz emin değiliz. Neden acele ediyorsunuz ki? Bugün artık sadece bir camimiz yok. Din İşleri Bakanlığımız var. Sadece bir dükkĆ¢nımız yok. Bir devletimiz var. Fakat ekonomi hĆ¢lĆ¢ onların elinde” ifadelerini kullanıyordu![67]

Ayrıca “En Nahda, Ƨoğulcu, demokratik bir sistem propagandası yaparken, Tunus Devletinin dini İslĆ¢m’ dır maddesini hazırlanan Anayasa’ya yazdı.”[68]

Bu kadar da değil!

Olfa Riahi adlı blog yazarının, aynı zamanda damadı olan Tunus Dışişleri Bakanı Refik Bin Abdüsselam’ı, devlet imkĆ¢nlarıyla Sheraton Otel’de oda tutup, evli olmadığı bir kadınla birlikte olmakla suƧlaması Gannûşî’yi kızdırdı. Gannûşî, münafıklıkla suƧladığı Riahi iƧin, “Şeriat yasalarınca yargılanmalı; 80 kırbaƧ cezasına Ƨarptırılmalı” dedi ve sƶylenti yayan kişiler iƧin “münafıklar” ifadesini kullandı![69]

İşte “güleryüzlü” Gannûşî’nin İslĆ¢mcı hareketinin cemaziyülevveli!

 

İSLƂMCILARIN TERƖRƜ

 

2014 tarihli ‘ABD State Department’in raporuna gƶre, yaklaşık 7 bin genƧ IŞİD’e katılmak iƧin Suriye, Irak ve Libya’ya giderken;[70] IŞİD’e en Ƨok katılım Tunus’tandı.[71]

İƧişleri Bakanı Lütfi bin Cido’nun meclis kürsüsünden “Tunuslu kızlar 20, 30, 100 isyancı arasında dolaştırılıyor ve seks cihadı adına kurdukları ilişkilerin meyvelerini taşıyarak geri geliyorlar,” diyerek ülkesindeki kadınların “seks cihadı” iƧin Suriye’ye gittiğini, orada İslĆ¢mcı savaşçılarla ilişkiye girdiğini ve hamile kalarak Tunus’a geri dƶndüğünü sƶylediği;[72] ve Tunuslu Ć¢lim Şeyh Ferid El Baci’nin de kızları bazı fetvalar ya da dini tebliğlere uyarak “seks cihadı”na katılmış, Ƈambi dağlarına ya da Suriye’ye gitmiş aileler tanıdığını ifade ettiğinin[73] altını Ƨizerek ilerlersek: “Arap Baharı”nın Müslüman Kardeşler’e ilaveten ortaya Ƨıkardığı ƶnemli siyasi unsurlardan biri SelefĆ®ler oldu. 

Yani “Arap Baharı” bƶlgede “İhvan” kuşağı yanında, daha ƶnceden esamisi pek de okunmayan, bir SelefĆ® kuşağı da olduğunu ortaya koydu. SelefĆ®ler Tunus’ta sıklıkla anılmaya başlandı. ‘Le Monde’ SelefĆ®lerin Tunus’ta etkin olmaya başladıklarını 30 Ekim 2012 tarihli manşetinde “Tunus SelefĆ® baskısını kuşatmaya Ƨalışıyor” başlığı ile haberleştirdi. 

Ɩrneğin Tunus’ta bin Ali’nin devrilmesinin ardından sokaktaki gƶrünürlükleri birden bire artan SelefĆ®ler, İslĆ¢mcı En Nahda iktidarını zorladı. Ensar el Şeria hareketinin Kayravan kentinde yapmayı planladığı yıllık kongrenin yasaklanması üzerine Tunus’a yürüyen SelefĆ®lerle polis arasında 19 Mayıs 2013’de Ƨatışmalar Ƨıktı.[74]

Burada siyasal İslĆ¢m’ın iki ƶzelliğini vurgulamadan ilerleyemeyiz!

Çünkü liberaller, siyasal İslĆ¢m hareketinin şu iki ƶzelliğini anlamakta büyük zorluk Ƨekiyorlar; kendilerine sunulan yüzeysel aƧıklamaları, tembelce (bir teorik Ƨaba harcamadan), kimi zaman da kısa dƶnemde işlerine geldiği iƧin kabul ediyorlar: Siyasal İslĆ¢m parlamenter demokrasiyi bir yƶnetim biƧimi olarak değil, iktidara ulaşmanın aracı olarak gƶrür. Onun yƶnetim paradigmasına, iktidardan seƧimleri kaybederek gitmek esas olarak uymaz. Bu yüzden seƧilmiş siyasiler, başbakan, hatta devlet başkanı bile olsalar, Mısır ƶrneğinde gƶrdüğümüz gibi, yasal partinin değil, hareketin yƶnetici kurumlarına ve karar mekanizmalarına bağımlıdırlar.

İkincisi, siyasal İslĆ¢m her zaman popülist (Ƨok sınıflı ve akımlı) bir koalisyondur. Bu koalisyonun istikrarı, iktidara ulaşmanın, orada kalmanın olmazsa olmaz ƶnkoşuludur. Bu yüzden “ılımlı” kanattan, radikal kanadı tasfiye etmesi beklenemez. Aksine, “ılımlı kanat” ortak ideolojik zemine dayanarak radikal kesimin muhalifleri sindirmeye, yok etmeye yƶnelik eylemlerine gƶz yumar, hatta yeşil ışık yakar.

Siyasal İslĆ¢m’ın koalisyonu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da, Batı’ya uygun siyasi ekonomik biƧimler sergileyen Müslüman Kardeşler, Kur’an’ı harfiyen uygulamaktan yana olan SelefĆ® akım, Batı’ya karşı silahlı cihat ilan etmiş El Kaide tipi “terƶrist” gruplardan oluşuyor. SelefĆ®ler MK’ye ideolojik baskı uygulayarak kendi gündemlerini dayatmaya Ƨalışıyorlar. 

El Kaide tipi gruplar, bu yƶnetimlerin sunduğu iklimden, güvenlikli ortamdan ƶrgüt, kadro inşa etmek, kaynak biriktirmek iƧin yararlanıyor. Her üçü de modern, laik siyasi hareketlerin, düşüncelerin, kurumların toplumdan temizlenmesi, medyanın, sanatƧıların, eğitimcilerin susturulması, kadınların burjuva kültür iƧinde elde ettikleri hakların yok edilmesi konularında birleşiyorlar. MK ve benzeri kanatlar, liberal kamuoyuna, Batı’ya ılımlı uyumlu, uzlaşmacı bir yüz sunarken diğer iki kanat her türlü muhalefeti imha etmek konusunda Ƨok etkin olabiliyor.[75]

Bunlar kavranmadan En Nahda ile Selefîler ve diğerlerinin diyalektik içiçeliği anlaşılamaz.

O hĆ¢lde Tunus’ta En Nahda ile SelefĆ®leri konuşurken; solcu milletvekili Muhammed Brahmi’nin 25 Temmuz 2013’de kurşun yağmuruna tutulmasını; ÅžĆ¼krü Belaid’in 6 Şubat 2013’de yine evinin ƶnünde katliyle patlak veren protesto hareketlerine karşı İslĆ¢mcı En Nahda partisi yandaşlarını sokağa dƶkerek yanıtladığı[76] gƶz ardı edilmemelidir…

Ruze Cendeli, “Tunus İhvanı” olarak bilinen En Nahda partisinin gizli aygıtına dikkat Ƨekerken; ortaya Ƨıkardığı belgelerde “motosikletle adam katletme sanatı” başlığının ciddi bir şekilde tarif edildiğini ifade ederek ekledi: “Belge, suikastlarla ilgili ciddi veriler iƧeren 4 sayfadan oluşuyor. Belgede; Vespa marka motosiklette, sürücüde ve arkasında binen suikastƧıda bulunması gereken ƶzellikler belirtiliyor. Ayrıca motordan inme zamanı, nasıl hareket edeceği ve kendini korumak iƧin giyeceği kask türü bile tarif ediliyor,”[77] dedi.

Bu kadar da değil; Tunus’ta Bardo Müzesi’ne giren silahlı saldırganların saldırısında 17’si turist, 21 kişinin hayatını kaybettiğini aƧıkladı.[78]

 

MUHALEFETİN MÜCADELESİ

 

Her şey karşın Tunus sokakları hĆ¢lĆ¢ hareketli. Çünkü Simón Cordall’ın ifadesiyle, “GeƧmişte protesto gƶsterileri yılgınlık ve fakirleşmeden patlak verdi. Halk tekrar bunu yapacak çünkü başka bir seƧeneği yok”![79]

Aslı sorulursa Arap coğrafyasındaki ayaklanmalar iƧin başlangıƧ noktası olarak gƶsterilen Tunus ayaklanmasından Ƨok ƶnce madenlerde başlayan grev ve direnişler, başkaldırının anlık bir kıvılcımın sonucu olmadığını; uzun bir mücadelenin ürünü olduğunu gƶstermişti ve Tunus EmekƧileri Partisi Genel Sekreteri Hamma Hammami deyişiyle, “Devrimin tek hedefi diktatƶrlük değildi.”[80] Hammami muhalefetin hükümeti devirme hedefinde birleşmesi gerektiğini sƶylüyordu![81]

Ve de “Tunus’taki direniş hareketi… neo-liberal ve yeni-sƶmürgeci saldırılara karşı kaynayan bir halk direnişi kazanı olduğunu gƶsteriyor”du.[82]

“Nasıl” mı?

Mesela… Tunus’un turizm merkezlerinden Cerbe adasında daha ƶnce kapatılan Ƨƶp depolama alanının yeniden aƧılması halkı isyan ettirdi. Ɩfkeli protestocularla polis arasında Ƨıkan Ƨatışmada 50 polis yaralandı![83]

Mesela… Tunus’ta 17 Ocak 2016’da 28 yaşındaki üniversite mezunu Ridha Yahyaoui, başvurduğu işe alınmadığını öğrenince protesto iƧin bir elektrik direğine tırmandı. Yahyaoui direkteki tellere dolanarak elektrik Ƨarpmasıyla hayatını kaybetti. Yahyaoui’nin ƶlümü, beş yıl sonra Tunus’ta yine kitlesel bir isyan dalgasını tetikledi. HikĆ¢yesi Yahyaoui’nin hikĆ¢yesinden farklı olmayan yüzbinlerce insan sokaklara indi, kamu kurumlarına saldırdı ve polisle sayısız Ƨatışmaya girdi… Yeniden ortaya Ƨıkan Tunus halk isyanının gƶrünür nedeni, 2010’dakine benzer şekilde, aşırı enflasyon, aşırı yolsuzluk, genƧ nüfus arasında yüzde 40’a varan işsizlik ve benzeri ekonomik nedenler![84]

Mesela… Arap coğrafyasında, kamu emekƧilerinin başlattığı ve Tunus tarihinin en büyüklerinden olan grev gündemin başköşesine oturdu… 22 Kasım 2018’de 700 bin kişinin katılımıyla tüm kamu kurumlarında grevi gerƧekleştirdi![85]

Mesela… Buazizi’nin kendisini yakmasıyla başlayan eylemlerin yıldƶnümünde Buazizi’nin kardeşi “Mücadele devam etmeli” Ƨağrısında bulunuyordu![86]

 

KADINLAR İSYANDA

 

Elbette sƶzünü ettiğimiz mücadelenin en ƶn safında kadınlar vardı; kadınlar ayaktaydı, isyandaydı, kazanılmış hakları yitirmemek, geri adım atmamak iƧin savaş vermekteydiler Tunus’ta! 

“Tunuslu kadınlar diktatƶrlüğe karşı giriştikleri mücadelede bir Ƨok deneyim elde ettiler. Şimdilerde bu deneyimlere dayanarak mücadeleyi daha ileriye taşıyorlar,” vurgusuyla kadın mücadelesini şöyle ƶzetliyordu -Uluslararası İnsan Hakları Derneği Başkan Yardımcısı, Tunus Demokrat Kadınlar Birliği yƶneticisi ve Jeune Afrique Dergisi editƶrü- Sophie Bessis:

“Kadınlar bir değişim sürecindeler. Ve şu anda bulundukları konum neredeyse Arap dünyasında tek. Tunuslu kadınlar diğer Arap ülkelerindeki kadınlara oranla daha fazla haklara sahipler, ƶrneğin Mısır’a, Fas’a gƶre... Fakat kadınlar anayasada bazı haklara sahip olmalarına rağmen eşit değiller. Erkeklerle eşit haklara sahip değiller. Ɩrneğin bir erkek Tunus’ta Arap olmayan bir kadınla evlenebilirken, kadının bƶyle bir hakkı yok. Şu sıralarda ise Tunuslu kadınlar İslĆ¢mcı hükümetlerin dayatmalarıyla karşılaşıyorlar. İktidar, Tunus’ta kadınların bu zamana kadar kazandığı hakları İslĆ¢mĆ® kurallara gƶre evirmeye Ƨalışıyor… Kadınlar şimdilerde anayasada gerƧek bir eşitliğin sağlanması iƧin mücadele ediyorlar. Bu zamana kadar elde ettikleri kazanımlar kadınlara olanak sağlıyor. Kadınlar eski mücadele deneyimlerine yaslanarak, eşitlik mücadelesi veriyorlar.”[87]

GerƧekten de “Arap Baharı”nın ilk kıvılcım noktası Tunus’ta binlerce kişi kadın hakları iƧin sokaklara dƶkülerek İslĆ¢mcı hükümeti protesto etti. Ülkede kadın kuruluşları başta olmak üzere birƧok kesim, geƧen yılki halk ayaklanmasıyla Bin Ali yƶnetimimin devrilmesinin ardından iktidara gelen En Nahda’nın anayasa Ƨalışmaları ƧerƧevesinde kadın haklarını tırpanlayacak yasalar geƧirmesine karşı Ƨıkıyorlar ve kadınların haklarına darbe vurmasından endişe ediyordu.[88]

Kolay mı?

Tunus’ta 1956 Anayasası, kadınlarla erkeklere eşit haklar tanımış, erkeğin dƶrt kadınla evlenmesi yasaklanmış, resmi evlilik, resmi boşanmayı yürürlüğe koymuştu. En Handa’nın anayasasındaki 28. madde bardağı taşıran damla oldu. 

Sƶz konusu madde kadınları “aile iƧinde erkeklerin tamamlayıcısı/ bütünleyicisi” olarak tanımlıyordu. Yani aile dışında zaten kadın yok; kadın olmayınca herhangi bir hakkı da yok. BekĆ¢r anneleri, evlilik dışı beraber yaşayanları, aile kurmamayı seƧen kadınları yok sayan, onları aile iƧinde ise eşit haklara değil ancak “tamamlayıcı” rolüyle, erkeğe, Ƨocuğuna, anne babasına tabi olan ve ancak o zaman hak sahibi olabilecek varlıklar olarak gƶren bir maddeydi bu![89]

Ayrıca Tunus Meclisi’nde kürsüye Ƨıkan sağcı El Karama koalisyonu milletvekili Muhammed el Affas’ın “Evlilik dışı Ƨocuk sahibi olan kadınlar” diye bir konu aƧarak hakarete varan ifadeler kullanması ve buna tepki gƶsteren kadın parlamenterleri darp etmesi de işim cabasıydı![90]

 

NAFİLE SEƇİM(SİZLİK)LER

 

Tunus’ta 2011’de Bin Ali diktatƶrlüğünün devrilmesinden 10 ay sonra seƧime ilişkin, “13 Ocak gecesi Bin Ali’ye ‘Git’ diye meydana Ƨıkanlardanım. Ɩzgürlükten mutluyum ama yeni dƶneme ilişkin umudum giderek azalıyor. Sanki tüm partiler ve siyasetƧiler birbirinin aynı gibi,”[91] diyen 25 yaşındaki Rania’nın umutları ta o günden yitmişti.

Ardından yapılan seƧim(sizlik)lerde oyların yüzde 40’ını alan En Nahda hareketinin gücünün ortaya Ƨıkmasıyla birlikte laikler seƧimlerde şiddetli biƧimde sarsıldı.”[92]

SeƧimleri, İslĆ¢mcı En Nahda partisi kazandı. Gannûşî’nin liderliğindeki partinin seƧim stratejileri ve kampanyasında AKP’nin kampanyalarını düzenleyen Erol OlƧak, “Gƶnüllü hizmet verdim. En Nahda’yı geleceğe hazırladık,”[93] derken; 23 Ekim 2011’deki Ulusal Kurucu Meclis seƧimlerinin ardından Tunus İşçileri Komünist Partisi, “SeƧim sürecinde yapılan usulsüzlüklerin seƧimlerin şeffaflığına gƶlge düşürdüğü”nü dile getirdi.[94]

Bƶylelikle Müslüman Kardeşler hareketinin Tunus uzantısı En Nahda Partisi, Ekim 2011’deki Kurucu Meclis seƧimlerinden birinci parti olarak Ƨıktı. İki merkez partisinin desteğini sağlayarak Başbakanlığı üstlendi. Ɩnceki dƶnemde Bin Ali rejimi ile iƧli-dışlı olan Fransa ve ABD, “ılımlı İslĆ¢mcı” En Nahda’yı, halk ayaklanmasının ƶzlemlerini frenleyecek seƧenek olarak gƶrdü ve desteklemeyi kararlaştırdı.

Ne var ki, En Nahda’nın ılımlı İslĆ¢mcılığı, Ƨok daha radikal bir programın sadece dış gƶrüntüsü idi. Giderek açığa Ƨıkan bir işbƶlümü sƶz konusu idi: En Nahda, Anayasa gƶrüşmelerine, kamu yƶnetimine hükmedecekti. CihatƧı kƶktendinciler ise “Tunus toplumunu yeniden İslĆ¢mĆ®leştirme” işlevini üstlenecekti. “Devrimi Koruma Komiteleri” diye adlandırılan milis güçler, demokratik kitle ƶrgütlerini yeniden biƧimlendirmeye kalkıştı; film, resim, müzik, giyim-kuşam, eğitim, basın-yayın, ibadet alanlarında “İslĆ¢m’ın değerleriyle uzlaşmayan” sembollere, ürünlere, mekĆ¢nlara, kişilere karşı ağır baskılar, giderek şiddet uyguladı.

Demokratik kitle ƶrgütleri Bin Ali dƶneminde ayakta kalmıştı. Birleşik, güçlü, bağımsız niteliğini koruyabilmiş sendika hareketi (CGTT), İslĆ¢mcı sızmaları frenledi; parƧalama girişimini etkisiz bıraktı. Marksist ve Nasır’cı kƶklerden gelen sosyalist, ilerici akımlar canlandı; ƶnemli bir bƶlümü bir “Halk Cephesi” iƧinde ƶrgütlendi.

Daha sonraki seƧimlerde “İki ana düşünce akımı ya da ideoloji yarıştı. Laikler ve siyasal İslĆ¢mcılar. SeƧimi kazanan Nida Tunus (Tunus’un Ƈağrısı ya da Sesi) laikliği; iktidardaki En Nahda Hareketi de siyasal İslĆ¢mcı gƶrüşü savunuyordu.”[95] Bu elbette düzen-iƧi bir dikotomiydi!

26 Ekim 2014’de parlamento seƧimleri yapılmış, En Nahda hükümeti yenilirken “laik”, ancak devrik diktatƶr bin Ali’nin eski yol arkadaşlarını da iƧeren Nida Tunus sandıktan birinci parti Ƨıkmıştı.[96]

“İslĆ¢m’la demokrasiyi birleştirme” iddiasıyla AKP’yi ƶrnek alıp, seƧim kampanyasında AKP’nin reklamlarını kopyalayan En Nahda 6 puan ve 21 vekil civarında kaybederek ikinci oldu.[97]

Sosyalistlerden oluşan Halk Cephesi ise yüzde 5.52 oy oranıyla kayda değer bir başarı elde ederken;[98] seƧimden sandalye sayısını dƶrde katlayarak Ƨıkan Halk Cephesi Halk Cephesi sƶzcülerinden Mounir Kachouk, “Cephe hem İslĆ¢mcı En Nahda’yla hem de mecliste Ƨoğunluğu kazanan seküler sağ ile mücadele edecek,”[99] diyordu. Kuruluşundan iki buƧuk yıl sonra, Nida Tunus (Tunus’un Sesi) Partisi parlamento seƧimlerinde oyların Ƨoğunluğunu alarak iktidara geldi. Eski rejimin unsurlarını iƧinde barındırsa da, halkın beklentilerine seslenen laik parti oyların yüzde 38.24’ünü toplamıştı. 

Cumhurbaşkanlığı seƧimini Nida Tunus’un adayı -laik ve liberallerin yanı sıra devrik Bin Ali taraftarlarınca da desteklenen- Baci Kaid Sibsi[100] kazandı.[101]

Tüm bunlarla birlikte ezilenler iƧin hiƧbir şey değişmezken; CNN’e gƶre, “Tunus seƧimleri Arap demokrasisi iƧin umutları küresel Ƨapta artırdı”. Lübnan’da Ƨıkan liberal ‘The Daily Star’ gazetesinde Rami Khouri’nin yorumuna bakılırsa, Tunus seƧimleri “Arap dünyasının modern tarihindeki en ƶnemli olaydı.” 

‘The New York Times’ın başyazısına gƶre, “Müslüman dünyasının Tunus’tan öğreneceği Ƨok şey var”dı...[102] Fareed Zakaria, Huntington’un “Eğer bir ülkede iktidar, barışçı biƧimde, üst üste iki genel seƧimle iki kez değişebiliyorsa, demokrasi orada konsolide olmuştur” ƶlçütünden hareketle, Mısır’ın aksine, “Tunus’ta demokrasinin artık kƶk saldığını” savunuyordu![103]

Bir ‘The Daily Signal’daki yoruma gƶre, “Tunus Amerika’nın Arap dünyasındaki tek, gerƧekten demokratik müttefiki olabilir”ken; ‘The Economist’, seƧim sonuƧları iƧin “Seküler güçler kazandı”, “İslĆ¢mcılığın, cihatƧı terƶrün, iƧ savaşların elindeki bir bƶlgede istisnai bir gelişme,” diyordu. 

Tunus gazeteleri de iyimserdi! ‘RealitĆ©’nin bir yorumuna gƶre, “İkinci Cumhuriyet doğdu”; ‘Tunis Times’, “Arap dünyasında demokrasi güçlendi”; ‘L’Economist MaghrĆ©bin’, “Bir Tunus mucizesi” derlerken; ‘Asharq Al Awsat’ gibi Suudi yanlısı, ‘Al Ahram’ gibi Mısır gazeteleri de ‘Müslüman Kardeşler’in Tunus ayağının seƧimleri kazanamamış olmasının keyfini Ƨıkarıyorlar… 

Ancak bu “mükemmele yakın”(?) “demokratikleşme”(!) resminin aslında Ƨok kırılgan bir temeli vardı;[104] ve sonrası da kaƧınılmazdı…

Yani Michel Chossudovski’nin, “Ƈağımız kapitalizminde demokrasi ilüzyonu ile kitleler yƶnetilir. Yerleşik toplumsal düzeni tehdit etmediği sürece ‘muhalefet’, egemen elitlerin Ƨıkarınadır. AmaƧ muhalefeti bastırmak değil muhalefetin sınırlarını belirlemek, muhalif hareketi şekillendirmek ve kalıba sokmaktır,” diye betimlediği “oyun”un Tunus’ta da bir “sonu” vardı, oldu da!

 

DARBE: “NE SAİD NE EN NAHDA”

 

Buse Zengin’in, “Siyasal İslĆ¢mcılığın demokrasi adı altında zehirlediği Arap Baharı’nın ilk vurduğu ülke olan Tunus, panzehirini buldu. Tunus’ta, AKP’yi model olarak aldığını sƶyleyen, iktidardaki İslĆ¢mcı Nahda partisine karşı, laik Nida hareketi bir seƧim zaferi elde etti,”[105] kolaycılığını tarihin yerle yeksan ettiği koordinatlarda Bedri Baykam’ın da, “Tunus, dinci siyaseti nasıl alt etti?”[106] sorusuna verdiği “yanıt(sızlık)lar”ın kıymet-i harbiyesi yoktur! Çünkü…

Sibsi’nin Temmuz 2019’da ƶlmesi, egemenler arası dengeleri bir kez daha değiştirecekti. Ekim 2019’daki seƧimleri, En Nahda’nın desteklediği, yolsuzluklara karşı mücadele ve seƧim sistemini iyileştirme vaadlerine dayalı seƧim kampanyasıyla dikkatleri Ƨeken muhafazakĆ¢r bağımsız aday Kays Said, oyların yüzde 72.71’ini alarak yeni devlet başkanı oldu. 

Ancak efendilerin ƶzlediği istikrar, bir türlü sağlanamıyordu. Uzun süredir siyasal/ toplumsal istikrarsızlığın kollarında sarsılan Tunus’ta aƧlık, yoksulluk ve Covid-19’un yol aƧtığı ƶfke selinin altında kalmaktan korkan egemenler, 2021’de Cumhurbaşkanı Kays Said’in darbesine yeşil ışık yaktı. 

Başbakan gƶrevden alındı, parlamentonun yetkileri donduruldu, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. En Nahda “parlamento darbesi”ni kendisine doğru yontsa da aslında orduyu arkasına alan muhafazakĆ¢r Said, halkın biriken ƶfkesine “darbe” vurdu, kitlelerin ƶnüne set Ƨekti. 

Said, 25 Temmuz 2021’de “parlamentoyu bekleme odasına” aldı. Bunu yaparken; “Ulusun kurumlarını ve ülkenin güvenliğini ve bağımsızlığını tehdit eden, kamu kurumlarının düzenli işleyişini bozan aƧık bir tehlike durumunda, Cumhurbaşkanı, bu istisnai durumun gerekli kıldığı ƶnlemleri, (…) alabilir. Bu ƶnlemler, kamu kurumlarının düzenli işleyişine en kısa sürede dƶnüşü güvence altına alan amaƧlara yƶnelik olmalıdır. Bu süre boyunca halkın temsilcileri Meclisi, sürekli toplantı hĆ¢linde olur...” (md.80) maddesini usul ve esas bakımından ihlĆ¢l etti![107]

Ekonomik kriz, işsizlik, Covid-19 pandemisi ve hükümetteki yolsuzluk delilleri nedeniyle aylardır belli aralıklarla protestoların düzenlendiği Tunus’ta, Said’in ordu desteğiyle hükümeti dağıtması ile ülkede yeni bir siyasi dƶnem aƧmış oldu!

Gannûşî’nin başkanı olduğu Meclis’i 30 gün boyunca feshederek parlamento üyelerinin dokunulmazlıklarını askıya aldı. Başbakan Hişam el Meşişi’yi de gƶrevden aldı. Gannûşî ile diğer 64 meclis üyesi hakkında da yurtdışına Ƨıkma yasağı konuldu.

Gannûşî darbeye sessiz kalmadı. Said’in aƧıklamaları sonrasında taraftarlarını sokağa Ƨağırıp, “Cumhurbaşkanının yasal bir dayanağı olmayan kararları bir darbedir, anayasayla yorumlamak yanlıştır. Halkı demokrasiyi yeniden tesis etmek iƧin barışçıl mücadeleye Ƨağırıyoruz,” dedi.

Gannûşî aƧıklamalarla yetinmeyip, gecenin ilerleyen saatlerinde Meclis’e gitti. Ancak Said’in talimatıyla ordu güçleri, Gannûşî ve beraberindeki heyetin iƧeri girmesini engelledi. 

Hükümetin feshedilmesi kararı Tunus sokaklarında genel olarak “kutlama havasına” dƶnüşürken, bazı En Nahda binalarının da hedef alındığı gƶrüntüler kamuoyuna yansıdı. 

Munastır, Sfaks, El KĆ¢f ve Susa gibi kentlerde sokağa Ƨıkan eylemcilerin En Nahda binalarını bastığı ve baskın girişiminde bulunduğu belirtilirken, Tuzer kentinde ise En Nahda’nın bƶlge merkezinin ateşe verildiği gƶrüntüler sosyal medyada paylaşıldı. 

Ɩte yandan ülkede EmekƧiler Hareketi, Demokrat Yurtseverler Partisi, Devrimci Sosyalist Parti, İşçi Bayrağı Hareketi ve Devrimci Marksistler’in aralarında bulunduğu 12 sol parti, sokak protestolarını ortak olarak destekleme kararı alarak “Tunus’un Kalbi ve En Nahda Hareketi’nin oluşturduğu koalisyon hükümeti halkın taleplerine cevap vermiyor. Mevcut yƶnetim değişene kadar halkı protestoları sürdürmeye Ƨağırıyoruz,” aƧıklaması yaptı.[108]

Said, 2011’de “Arap Baharı”na yol aƧan gelişmeler ƶncesinde de yolsuzluk ve kaƧakƧılıkla suƧlanan yaklaşık 450 üst düzey yetkilinin dosyasını gündeme getirmişti. Bu kişilerin en az 5 milyar dolar kaƧakƧılıkta bulunduğu ƶngƶrülüyordu.

Vatandaşın satın alım gücünü gƶz ƶnünde bulundurarak tüccarlardan gıda fiyatlarını düşürmelerini de talep eden Said, 2011’den bu yana devlet bütƧesinin dƶvizle finanse edildiği ülkedeki nadir doğal kaynaklardan olan fosfat üretiminin yeniden başlatılması Ƨağrısı yaptı. Aynı zamanda üretimin durdurulması dosyasında yolsuzluk şüphelerinin Ƨevrelediği, “dokunulmazlıktan yararlanan milletvekillerine,” değindi.[109]

İyi de neden ve darbeci Said kimdi?

Haırlayın ƶnce Mısır’da ABD tezgĆ¢hı darbe oldu; Ä°hvan “ezildi”.

Şimdi de Tunus darbesi ile En Nahda “eziliyor”.

Yıllardır sola, ulusal hareketlere karşı “ılımlı” İslĆ¢mĆ® hareketleri kullanan emperyalizm, şimdi kullanım tarihi geƧenleri hedefine koydu.

“Ɩrneğin… Rachida Ennaifer, ‘darbeci’ Cumhurbaşkanı Kays Said’in başkanlık ofisindeki iletişim başkanı bir gazeteci… Tunus’ta yayın yapan günlük Fransızca La Presse gazetesinin yƶneticisi idi. Gazete, İhvan’a karşı kontr-terƶr mücadelesinden dolayı ABD’den fonlandı. (Gazete, Tunuslu ve Fransız Yahudi doktor Henri Smadja tarafından 1934’de kurulmuştu. Kardeş gazetesi ArapƧa Assahafah.)

Tunus’ta halkın ayaklanmasıyla gerƧekleşen ‘Yasemin Devrimi’nin ardından başkan Zeynel Abidin Bin Ali’nin ülkeden kaƧmasıyla birlikte ABD bu ülkeye bol keseden para akıtmaya başladı. 2011’de toplam para desteği 7.20 milyon dolar iken 2016’da bu rakam 134.4 milyon dolara ulaştı…

ABD’nin Tunus kurumlarına yaptığı parasal yardımlar 517 sayfa tutuyor. Bilgiler gizli değil; www.foreignassistance.gov adresinden öğrenebilirsiniz.

Para yardımlarının gerekçesini şöyle açıklıyorlar:

i) ‘2014 ve 2015 ABD-Tunus Stratejik Diyalogları’ndan sonra başlatılan kritik programlara dayanmaktadır. ABD yardımı şunları amaƧlamaktadır:

ii) Demokratik süreƧleri, iyi yƶnetişimi, şeffaflığı ve kapsayıcı katılımı kurumsallaştırmak…

iii) Tunus polisi, jandarması ve ordusunun Tunus halkının güvenliğini sağlama ve bƶlgesel güvenliğe katkıda bulunma becerisini desteklemek…

iv) Artan rekabet gücü, kapsayıcı fırsatlar ve iyileştirilmiş ekonomik yƶnelim temelinde sürdürülebilir ekonomik büyüme…’

Fonların büyük Ƨoğunluğunun güvenlik/terƶrle mücadele alanında verildiği gƶrülüyor. Başka alanlara da veriyor. Ɩrneğin: ABD ilk parasal yardımı 48 bin 129 dolar ile hukukun üstünlüğünü savunan kurumlara dağıttı. Benzeri fonların 159 bin 130 dolar vs. listesi uzayıp gidiyor. Hemen her sayfada ‘hukuk yardımları’ olması dikkat Ƨekici. Çünkü: Nahda’ya karşı darbe yapan Cumhurbaşkanı Kays Said, hukukƧu eski öğretim üyesi. 1995’den 2019 yılına kadar Tunus Anayasa Hukuku Derneği başkanlığını yaptı. Tunus anayasasını yazan ekipteydi.

Peki, bu fonlama bilgisi Kays Said’in ‘darbeciliği’ konusunda bize yeterli bilgi sağlar mı?”[110]

Elbette; ancak bu noktada ABD palavralarına da itibar etmemekte fayda var!

“Nasıl” mı?

“Tunus’taki darbeye… Beyaz Saray’ın ilk tepkisi Basın Sekreteri Jen Psaki tarafından dillendirildi. Biden yƶnetiminin, “Tunus’taki gelişmelerden endişe duyduğu”, “durum hakkında daha fazla bilgi edinmeyi amaƧladığı”, ve tüm taraflara sükĆ»net ve “demokratik ilkeler doğrultusunda ilerleme” Ƨağrısında bulunduğu ifade edildi,”[111] manipülasyonundaki gibi…

El ƶzet: Kim ne derse, desin “Tunus’ta darbe halkın taleplerine yƶneliktir.”[112]

Bu noktada yapılması gereken: “Ne darbe, ne En Nahda, Ƨƶzüm halk demokrasisi iƧin mücadele”dir…

Bilindiği gibi Tunus solu, “Ne Said ne En Nahda” diyerek Ƨƶzümün ilerici güçlerin ortak mücadelesinden geƧtiğini vurguladı sistemin bütününün değişmesi gerektiğini sƶyledi. 

Tunus EmekƧileri Partisi aƧıklamasında da “Ne darbe ne En Nahda, Ƨƶzüm halk demokrasisi iƧin mücadele” denildi. Said’in müdahalesini darbe olarak nitelediği, En Nahda hareketiyle bir ittifakın da reddedilmesi gerektiğinin altının Ƨizildiği aƧıklamada, “Cumhurbaşkanı kendisinden bekleneni yaptı. İstisnai anti-demokratik ƶnlemler, Said’in uzun süredir yürütme, yasama ve yargının yani tüm yetkileri tekeline alma Ƨabasını somutlaştırmaktadır. Mutlak otokrasi sistemini yeniden kurmaya yƶnelik adımlar atıyor” denildi.[113]

 

YENİ DALGA

 

Tunus’ta tarihin gündem maddesine şimdi “Ne Said/Darbe ne En Nahda/İslĆ¢mcılık” diyen yeni bir dalga ihtiyacı damgasını vurmaktadır; tıpkı. Martin Luther King Jr.’un, “Ɩzgürlüğün hiƧbir zaman egemen tarafından gƶnüllüce verilmediğini, ezilenlerce talep edilmesi gerektiğini acılı deneyimler sonucu öğrendik,” haykırışındaki üzere…

2010’da yüzde 12 olan işsizliğin, 2015’te yüzde 15’in üzerine Ƨıktığı Tunus’ta, işsizlerin en az üçte birini üniversite mezunları oluştururken;[114] emekƧilerin ve genƧlerin hiƧbir temel sorunu Ƨƶzülememişken; işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, pahalılık, geleceksizlik, despot yƶnetim devredeyken her şey mümkündür.

Mevcut sistemin hangi versiyonuyla olursa olsun köklü toplumsal sorunları çözmeleri mümkün değildir.

Evet, 14 Ocak 2011’de Bin Ali diktası yıkmasına yıkmıştı; ama burjuva üretim ilişkilerine dokunmadan aslĆ® soru(n)lar asla Ƨƶzülemezdi ve Ƨƶzülemedi de. İşte Tunus tarihinin gündeminde “devrimi tamamlamak” var. 23 yıllık diktatƶr Bin Ali’nin kaƧmasıyla ilk siyasi zaferini elde edilse de; yarım kalan başkaldırı ya tamamlanacak veya darbeci karikatürün sınırları devre dışı kalacaktır.

Sözünü ettiğimiz yönelime, kimileri -özellikle de liberaller- şüpheyle bakabilirler!

Ancak Raymond Aron’un, “ÅžĆ¼phecilik, devrim dilini konuşsa da devrimci olamaz,” uyarısı eşliğinde; V. İ. Lenin’in, “GerƧeklik her türlü kuramdan daha sinsidir,” saptaması kulaklara küpe edilmelidir. 

Ayrıca hayat, onu yaşayarak yaratıp, değiştirebildiğimiz kadardır; ötesi ya beklentidir.

Mesele umutla yapmak, yaratmak, değiştirmektir. Bunlar olduğunda bir yol bulunur. Ancak belirtmeden geçmeyelim: Bedel ödemeden, hiç bir şey elde edilemezken; başarılar fedakârlıklarla, cesaretle elde edilir.

“Cesaret” dedik; o korkmamak değil, korkuya, tehditlere rağmen cürete edebilmektir.

Zaten sözünü ettiğimiz cüreti değerli kılan, yerküre mutsuzluk içinde kendilerini yiyip bitiren insanlarla doluyken; bunlara aldırmadan gerçeğe ulaşmak için göze alabildiği ısrardır/ vazgeçilemezdir.

Malum; “Hayata değer vermeyen onu hak etmemiştir,” der Leonardo da Vinci…

O hĆ¢lde Turgut Uyar’ın, “Bir ihtimalken bile güzelsin,” diyen umuduyla; George Orwell’in, “Geleceğin resmini istiyorsan, insan yüzü üzerinde sonsuza dek tepinen bir Ƨizme düşle,”[115] tespitine itibar etmeyenler olarak diyeceklerimizi noktalarsak:

Emek eksenli insan(lık) hareketi ya da kolektif proletarya hayal ettiği her şeyi yaratabilir.

Federico GarcĆ­a Lorca’nın, “Yeryüzünde attığımız her adım bizi yeni bir dünyaya ulaştırır,” diye formüle ettiği bu güzergĆ¢hta kapitalist kƶtülüğün/ düzensizliğin tedavisi, daha fazla ƶzgürlüktür. Çünkü emeğin ƶzgürlüğünden daha ƶnemli bir şey yoktur.

 

23 Eylül 2021, 19:11:45, Ƈeşme Kƶyü. 

 

N O T L A R

[*] KaldıraƧ, No:243, Ekim 2021…

[1] Doris Lessing.

[2] Hüsnü Mahalli, “Tunus Dersleri”, Yurt, 29 Ekim 2014, s.8.

[3] Bkz: Temel Demirer, “Tunus’tan Mısır’a İsyanın Ɩğrettiği”, Newroz, Yıl:4, No:162, 9 Şubat 2011; Newroz, Yıl:4, No:163, 16 Şubat 2011; Newroz, Yıl:5, No:164, 23 Şubat 2011… Temel Demirer, “İkinci Perde: Tunus ile Mısır’dan Libya ile Suriye’ye”, Newroz, Yıl:5, No:195, 8 Aralık 2011; Newroz, Yıl:5, No:196, 15 Aralık 2011; Newroz, Yıl:5, No:197, 22 Aralık 2011; Newroz, Yıl:5, No:198, 30 Aralık 2011; Newroz, Yıl:6, No:199, 12 Ocak 2012; Newroz, Yıl:6, No:200, 19 Ocak 2012…

[4] “Bahardan Kaosa...”, Cumhuriyet, 27 Temmuz 2013, s.12.

[5] Hüseyin Baş, “Tunus Nereye?”, Cumhuriyet, 12 Mart 2012, s.8.

[6] Joseph Daher, “Tunus’un Geleceği Ne Olacak?”, Gündem, 4 Kasım 2011, s.12.

[7] “Sağduyu dağınık kavramların kaotik bir toplamıdır, kişi burada işine gelen her şeyi bulabilir.” (Antonio Gramsci, Hapishane Defterleri (Felsefe ve Politika Sorunları SeƧmeler), Ƨev: Adnan Cemgil, Belge Yay., 1986.)

[8] Antonio Gramsci, Hapishane Defterleri (Felsefe ve Politika Sorunları SeƧmeler), Ƨev: Adnan Cemgil, Belge Yay., 1986.

[9] Alev Yıldırım, “Khedija Arfaoul: Tunus’ta Yaza Dƶnmeyen Bahar”, Evrensel, 16 Temmuz 2012, s.8.

[10] Murat Selenoğlu-Evrim Kepenek, “Tunus’ta İslĆ¢mcılar Kazandı Denemez”, Evrensel, 12 Kasım 2011, s.8.

[11] Rachel Shabi, “Tunus, Artık Arap Baharı’nın Simgesi Değil”, Radikal, 12 Şubat 2013, s.17.

[12] Orhan Bursalı, “Tunus Ders Veriyor: Siyasal İslĆ¢m Ɩzgürlükçü Olabilir mi?”, Cumhuriyet, 7 Nisan 2015, s.6.

[13] Immanuel Wallerstein, “Tunus ve Mısır’daki Ƈalkantılar Devrimlerin Başlangıcı mı, Sonu mu?”, Gündem, 26 Şubat 2013, s.11.

[14] Ureyb Errentavi, “Marzuki ve Birlik Yolunda ‘Beş Ɩzgürlük’…”, Zaman, 17 Şubat 2012, s.24.

[15] Serge Halimi, “Tunus’ta Demokrasinin İlk Adımları Atılıyor”, Counter Punch, 9 Ekim 2011.

[16] Baskın Oran, “Dertli Ama Şanslı: Tunus”, Radikal İki, 26 Haziran 2011, s.12.

[17] Abdurrahman Er Raşid, “Tunus Arapların Türkiye’si Olur mu?”, Şark ül Evsat, 28 Ekim 2011.

[18] Nilgün Cerrahoğlu, “Ennahda’dan Laiklik Dersi”, Cumhuriyet, 21 Mayıs 2016, s.7.

[19] Yasin Aktay, “Tunus’ta Nahda’nın Devrim Nƶbeti”, Yeni Şafak, 14 Kasım 2013, s.10.

[20] Yasin Aktay, “Devrim İhraƧ Eden Tunus Darbe İthal Etmiyor”, Yeni Şafak, 10 Şubat 2014, s.8.

[21] Koray Ƈalışkan, “Tunus’un Gƶzü AKP’de”, Radikal, 28 Ekim 2011, s.16.

[22] Yüksel Taşkın, “Tunus-Türkiye Benzerliği”, Radikal, 1 Mayıs 2012, s.18.

[23] Murat Yetkin, “Bravo Gannûşî, Yaşasın Cumhuriyet”, Radikal, 29 Ekim 2011, s.12.

[24] İbrahim Varlı, “Siyasal İslĆ¢m’a Karşı Tunus Dersleri”, Birgün, 15 Ocak 2019, s.4.

[25] Nilgün Cerrahoğlu, “Tunus Kadar Olamamak”, Cumhuriyet, 17 Ekim 2015, s.10.

[26] Hüseyin Hayatsever, “Hüseyin Pazarcı: Arap Baharı’nın Sonuna Doğru Gidiliyor”, Cumhuriyet, 28 Temmuz 2021, s.8.

[27] Tunus İşçileri Komünist Partisi (PCOT) bünyesinde bir süredir devam eden isim değişikliği tartışması sonuçlandı. Parti, yoluna Tunus Emekçileri Partisi olarak devam edecek. Partinin Genel Sekreteri Hamma Hammami bunun, daha geniş kitlelere ulaşabilmek için taktik bir hamle olduğunu söyledi. Hammami, komünizmin din düşmanlığıyla özdeş tutulmasının da bu kararı almalarında etkili olduğunu ifade etti.

Hammami, partinin adındaki değişikliğin politik Ƨizgide değişiklik anlamına gelmediğini, Tunus EmekƧileri Partisinin Marksist Leninist bir parti olarak mücadeleye devam edeceğini ifade etti. Partinin program ve tüzüğünde ise herhangi bir değişiklik yapılmadı. Hammami, “Taktik bir seƧim yapmak zorundaydık; ya İslĆ¢mcıların komünizm ‘din karşıtlığıdır’ şeklindeki propagandasının doğru olmadığını anlatmak iƧin zaman harcayacaktık ya da gücümüzü, halkın parti programı etrafında birleşmesi iƧin kullanacak ve bƶylece işçileri, genƧleri, diğer kesimleri sosyalizm iƧin mücadeleye kazanabilecektik” dedi. (“PCOT İsmini Değiştirdi”, Evrensel, 31 Temmuz 2012, s.8.)

[28] Rıza Saygılı-Mehmet Ɩzer, “Ekmek, Ɩzgürlük ve Ulusal Onur”, Evrensel Hayat, 31 Temmuz 2011, s.9.

[29] “Tunus, Arap Baharı Günlerine Dƶndü”, Milliyet, 23 Ocak 2016, s.21.

[30] Nur Batur, “Devrimi Zaten Bekliyorduk”, Sabah, 28 Ocak 2012, s.17.

[31] Zeynel Abidin Bin Ali’nin kirli Ƨamaşırları da birer birer dƶkülüyor. Bin Ali, uyuşturucu ve silah bulundurmaktan 15 yıl hapse mahkĆ»m edildi. Halk ayaklanmasından sonra eşiyle birlikte Suudi Arabistan’ın yolunu tutan Bin Ali’nin evlerinde ve saraylarında yapılan aramalarda uyuşturucu ve silahın dışında 23 milyon dolar nakit para da bulunmuştu. (“Bin Ali’nin Kirli Ƈamaşırları Dƶkülüyor”, www.sendika.org, 5 Temmuz 2011.)

Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin bin Ali ve eşi Leyla Trabelsi’nin gıyabında yargılandıkları davada 35’er yıl hapis cezasına Ƨarptırıldıkları bildirildi. Tunus’ta gƶrülen davada Bin Ali Ƨifti zimmetlerine para geƧirmekten suƧlu bulundu. Mahkeme hapis cezasının yanı sıra, Bin Ali’yi 50 milyon Dinar (25 milyon Avro) ve eşini de 41 milyon Dinar (20.5 milyon Avro) para cezası ƶdemeye mahkĆ»m etti. Bin Ali’ye karşı aynı zamanda, cinayet, yetkinin kƶtüye kullanılması, arkeolojik eser kaƧakƧılığı ve para aklanması şüpheleriyle inceleme başlatılmış durumda. (“Tunus’un Devrik Liderine 35 Yıl Hapis”, Cumhuriyet, 22 Haziran 2011, s.10.)

Bin Ali’nin ailesine ait araba, halı, ayakkabı ve mücevherler dĆ¢hil olmak üzere tahmini değeri 10 milyon euroluk (13 milyon dolar) 12 bin parƧa eşya başkent Tunus’taki lüks Kleopatra Oteli’nde bir ay boyunca gƶrülebilecek. Halkın da 30 dinarlık (yaklaşık 20 dolar) biletle gƶrebileceği müzayedede, nadide saatler, rokoko mobilyalar ve altın kaplama şahinler de var. Eski first lady Leyla Bin Ali’ye ait ayakkabı veya Ƨantaları da satılık. Tunus Maliye Bakanlığı tarafından gerƧekleştirilen müzayede iƧin Fransızca www.confiscation.tn adlı internet sitesi de hazırlandı. Dün Tunus Başbakanı Hamadi Cebali tarafından aƧılan müzayededen 20 milyon dinar veya yaklaşık 13 milyon dolar (23 milyon 140 bin TL) gelir bekleniyor. 

Müzayedede 300’den fazla gümüş veya altın mücevher, Ƨini eşyalar, porselen ev eşyaları, Ƨok sayıda yerel ve yabancı sanat eseri, binlerce kıyafet, 2 Lamborghini Gallardo, bir Bentley Continental spor araba, bir zırhlı Cadillac, bir Maybach 62 ve bir Aston Martin Vanquish dĆ¢hil olmak üzere 39 lüks otomobil satılacak. 23 yıl ülkesini yƶneten Bin Ali’nin takım elbiselerinin dƶrder bin euroya, eşine ait paltoların da dƶrder bin euroya satılması bekleniyor. Ƈantalar üçer bin euro, ayakkabılar ise 100 ila 300’er eurodan satışa Ƨıkarılacak. Maliye Bakanı Slim Besbes, 5 bin eurodan az değeri olan eşyaların doğrudan satılacağını, daha pahalılarının da aƧık artırmaya Ƨıkarılacağını sƶyledi. (“Diktatƶr Müzayedesi”, Sabah, 23 Aralık 2012, s.25.)

[32] “Tunus’ta ‘Gericiliğe Hayır’…”, Cumhuriyet, 22 Mart 2012, s.13.

[33] Elif Gƶrgü-Deniz Uztopal, “Mortaza Labidi: Burjuvaziye Karşı Halk İttifakı Tercih Değil Zorunluluktur”, Evrensel, 21 Kasım 2014, s.9.

[34] Gilbert Achcar, “Oportünistler ve Devrim Ana”, Gündem, 8 Şubat 2012, s.11.

[35] Hüseyin Saygılı, “Tunus’ta Eski Tas Yeni Hükümet”, Evrensel, 9 Ocak 2015, s.11.

[36] Rüya Yüksel, “Hamma Hammami: Devrim Yeni Bir Aşamaya Girebilir”, Birgün, 30 Ekim 2012, s.10.

[37] “Tunus’un İşkence Dosyası Kabarık”, Gündem, 9 Mayıs 2016, s.13.

[38] “Tunus’ta Bin Ali’yi Hatırlatan Yasa Taslağı”, Evrensel, 8 Mayıs 2015, s.10.

[39] “Tunus EmekƧileri Partisi’nden OHAL’e Tepki Bildirisi”, Evrensel, 13 Temmuz 2015, s.11.

[40] Sami Kohen, “Devrimden Üç Yıl Sonra Tunus”, Milliyet, 17 Aralık 2013, s.12.

[41] Nur Batur, “Model Türkiye Ama Yeni Anayasa Laik Olmayacak”, Sabah, 29 Ocak 2012, s.19.

[42] Emma Graham-Harrison, “Tunus’ta Ɩfke Yine Patlıyor”, Birgün, 22 Ocak 2018, s.5.

[43] Elizia Volkmann, “Halk Sistemden Bıkmış Durumda”, Birgün, 29 Temmuz 2021, s.5.

[44] Joseph Stiglitz, “Sağlıklı Demokrasi İƧin Tunus’a Yardım Eli Uzatın”, The Financial Times, 25 Mayıs 2011.

[45] “Tunus’ta 650 Bin EmekƧi Hayatı Durdurdu”, Birgün, 18 Ocak 2019, s.4.

[46] “Genel Grev Hazırlığı: Tunus’un Pusulasını Yeniden Ayarlayacağız”, Evrensel, 9 Ocak 2019, s.9.

[47] Ali Karataş-Yusuf Ertaş, “Tunus, Sudan, Lübnan: Yeni Halk Hareketine Doğru”, Evrensel, 21 Ocak 2019, s.9.

[48] Gülsin Harman, “Choukri Hmed: Ordu Darbe Yapabilir”, Milliyet, 8 Şubat 2013, s.25.

[49] “Beleyid’in Cenazesinde Ƈatışma”, Cumhuriyet, 9 Şubat 2013, s.12.

[50] Bir Tunus Dinarı’nın karşılığı 2 TL idi... Bizde doların sürekli yükselişte olması bu oranları da etkiler mi, bilmiyorum. Sonraki günlerde aylık asgari ücretin 360, ortalama ücretin 700 dinar olduğunu, öğretim üyelerinin maaşlarının en az 1200 en Ƨok 2 bin 200 olduğunu öğrenecektim. Başkentte ortalama ev kirası 700-800 dinar. Bu rakam bana maaş ve ücretlere gƶre yüksek gƶründü. Meyve-sebze fiyatları bizdekiyle aynı düzeylerde. Buna karşılık, ƶrneğin ev hizmeti gƶren bir gündelikƧinin ücretinin 15-20 dinar (demek ki yaklaşık 50 TL) olduğunu öğrenince şaşırdım. (Ataol Behramoğlu, “Şair Gƶzüyle Tunus-2”, Cumhuriyet, 5 Mayıs 2020, s.8.)

[51] “Tunus’ta Gƶsteriler Hız Kesmedi”, Birgün, 12 Ocak 2018, s.4.

[52] Ergin Yıldızoğlu, “Daha Ne Bekliyoruz!”, Cumhuriyet, 15 Ocak 2018, s.9.

[53] “Dipten Gelen Dalga”, Birgün, 23 Ocak 2021, s.5.

[54] Hayrettin Karaman, “Gannûşî’yi Doğru Anlamak”, Yeni Şafak, 29 Temmuz 2012, s.2.

[55] “Dinin Siyasette Yeri Yok”, Hürriyet, 20 Mayıs 2016, s.16.

[56] Ceyda Karan, “Tek Adam Olmadılar... Seküler Damarın Zaferi”, Cumhuriyet, 21 Mayıs 2016, s.7.

[57] “Dünyanın Merak Ettiği Adam”, Hürriyet, 27 Ekim 2011, s.11.

[58] Nihal Bengisu Karaca, “Türkler Olmasaydı Bugünkü Gibi Bir Müslümanlık Olmayabilirdi”, Habertürk, 22 Ekim 2012.

[59] “Arap Baharı Yeşillendi”, Hürriyet, 25 Ekim 2011, s.14.

[60] Le Monde, 19 Mayıs 2016, Foreign Affaires’in Eylül/ Ekim 2016.

[61] Racih Elhuri, “Nahda’nın Tunus’u Nasıl Olur?”, Nehar, 29 Ekim 2011.

[62] Ayşe Bƶhürler, “Güleryüzlü ve EşitlikƧi Lider”, Yeni Şafak, 3 Mart 2013, s.17.

[63] “Tunus’un İslĆ¢mcıları Liberalleri Kandırdı mı?”, Milliyet, 3 Ağustos 2012, s.21.

[64] Abdurrahman El Raşid, “Gannûşî’nin Vaatleri GerƧek mi?”, Şark ül Evsat, 18 Temmuz 2011.

[65] Cumali Ɩnal, “Tunus, Devrimden Sonra Bƶlgede Demokrasinin de Ɩncüsü Olmak İstiyor”, Zaman, 27 Ekim 2011, s.21.

[66] Leyla Tavşanoğlu, “Olfa Khalil Arem: Amacı Diktatƶrlük”, Cumhuriyet, 30 Temmuz 2012, s.6.

[67] Mehmet Y. Yılmaz, “Gannûşî de Dişini, Yumruğunu Sıkıp Bekliyormuş!”, Hürriyet, 16 Ekim 2012, s.21.

[68] Kamil Tekin Sürek, “Tunus’un AKP’si”, Evrensel, 27 Ekim 2012, s.2.

[69] “80 KırbaƧ Yesin”, Hürriyet, 31 Aralık 2012, s.17.

[70] Ergin Yıldızoğlu, “Müzede Katliam”, Cumhuriyet, 23 Mart 2015, s.9.

[71] Mustafa K. Erdemol, “Tunus Halkı Farkını Gƶsterdi”, Birgün, 12 Ocak 2017, s.4.

[72] “Tunus İƧişleri Bakanı’ndan ‘Cihad El Nikah’ AƧıklaması”, Hürriyet, 20 Eylül 2013… http://www.hurriyet.com.tr/planet/24752382.asp

[73] “Aileler ‘Seks Cihadı Yalan’ Diyor Ama...”, Radikal, 30 Ekim 2013, s.25.

[74] “Tunuslu SelefĆ®ler İslĆ¢mcı İktidara Meydan Okuyor”, Radikal, 20 Mayıs 2013, s.20.

[75] Ergin Yıldızoğlu, “Tunus’ta ‘Kırmızı Pazartesi’…”, Cumhuriyet, 11 Şubat 2013, s.11.

[76] “Tunus’ta Bu Sefer İslĆ¢mcılar Sokakta”, Milliyet, 10 Şubat 2013, s.27

[77] Ali Karataş, “Tunus’ta Hükümet Krizi ve İhvan’ın İnfaz Timleri”, Evrensel, 15 Ekim 2018, s.10.

[78] “Tunus’ta Müzeye Kanlı Baskın: 21 Ɩlü”, Cumhuriyet, 19 Mart 2015, s.17.

[79] Ekin Akyaz, “Tunus’ta Sokaktan Başka SeƧenek Yok”, Birgün, 14 Ocak 2019, s.4.

[80] Hüseyin Saygılı, “Hamma Hammami: Devrimin Tek Hedefi Diktatƶrlük Değildi”, Evrensel, 3 Ocak 2013, s.11.

[81] Yeşim Turan, “Tunus Solundan Birleşme Ƈağrısı”, Birgün, 5 Ocak 2019, s.4.

[82] Hamza Hamouchene, “Tunus: Kemer Sıkma Karşıtı Protesto ve Egemenlik Talebi”, 2 Mart 2018… http://sendika62.org/2018/03/tunus-kemer-sikma-karsiti-protesto-ve-egemenlik-talebi-hamza-hamouchene-478024/

[83] “Tunus’ta Ƈƶp İsyanı”, Cumhuriyet, 8 Ekim 2012, s.9.

[84] Soner Torlak, “Tunus: Bir Bahar Denemesi, Yeniden!”, 19 Şubat 2016… http://sendika9.org/2016/02/tunus-bir-bahar-denemesi-yeniden-soner-torlak/

[85] “Tunus’ta Genel Grevler Zamanı”, Evrensel, 26 Kasım 2018, s.10.

[86] Selin Asker, “Tunus Halkı İsyanda: Ƈaldığınız Devrimi Geri Verin”, Birgün, 18 Aralık 2020, s.4.

[87] Ɩzlem Temena, “Kadınlar GerƧek Bir Eşitlik İƧin Mücadele Ediyor”, Evrensel, 2 Haziran 2013, s.2.

[88] “Tunus’ta Kadınların İsyanı”, Cumhuriyet, 15 Ağustos 2012, s.12.

[89] Zeynep Oral, “Arap Baharı - Kadınların Sonbaharı...”, Cumhuriyet, 16 Ağustos 2012, s.17.

[90] “Gericiliğe ve Saldırılara Karşı Kadın Vekiller AƧlık Grevinde”, Birgün, 15 Ocak 2021, s.5.

[91] Utku Ƈakırƶzer, “Tunus ‘Demokrasi’ Arıyor”, Cumhuriyet, 24 Ekim 2011, s.8.

[92] Bater Muhammed Verdem, “AKP’nin Arap Modeli: Nahda”, Düstur, 27 Ekim 2011.

[93] Utku Ƈakırƶzer, “Ennahda’ya Gƶnüllü Destek”, Cumhuriyet, 25 Ekim 2011, s.12.

[94] “SeƧimler Adil Değildi”, Evrensel, 5 Kasım 2011, s.8.

[95] Yakup Kepenek, “Tunus Sayıları”, Cumhuriyet, 3 Kasım 2014, s.11.

[96] Hüseyin Saygılı, “Tunus’ta Koalisyon Pazarlıkları Başladı”, Evrensel, 6 Kasım 2014, s.11.

[97] “AKP Kampanyası Ters Tepti”, Cumhuriyet, 28 Ekim 2014, s.15.

[98] Noureddine Baltayeb, “Tunus’ta İslĆ¢mcılar Neden Kaybetti?”, 8 Kasım 2014… http://www.sendika.org/2014/11/tunusta-İslĆ¢mcilar-neden-kaybetti-noureddine-baltayeb/

[99] Onur Erem, “Tunus Halk Cephesi: Mücadele Şimdi Başlıyor”, Birgün, 6 Kasım 2014, s.13.

[100] Paris’te hukuk eğitimi almış olan Sibsi, Tunus’un bağımsızlıktan sonraki ilk cumhurbaşkanının zamanında iƧişleri bakanı, Bin Ali dƶneminde meclis başkanı, “Arap Baharı” sonrası geƧici başbakan olmuş deneyimli biri. 1963-1965 kesitindeMilli İstihbarat Başkanlığı da yapan Sibsi, diktatƶrlük dƶnemindeki siyasi kariyeri yüzünden “ülkeyi eskiye dƶndürecek suƧlamaları”yla karşılaştı.

Sibsi, seƧim kampanyalarında Merzuki’nin Yasemin Devrimi’nin Arap Baharı’nın yarattığı fırsatları mahvettiğini, ülkeyi İslĆ¢mcılara teslim ettiğini iddia etti. Korku faktƶrünü devreye soktu. “Terƶrü azaltacağım, istikrar sağlayacağım,” sƶylemiyle popüler oldu. Ekonomik reform, İslĆ¢mcı militanların yarattığı tehdidi azaltma sƶzü verdi. Zengin kıyı bƶlgelerinde, başkentin büyük Ƨoğunluğunda laik eğilimli zenginlerin, orta sınıfın oylarını aldı. Güçlü sendikalar da onu destekledi. (“Cumhurbaşkanlığı da Laiklerin”, Hürriyet, 23 Aralık 2014, s.19.)

[101] İbrahim Varlı, “Tunus’un SeƧimi”, Birgün, 23 Aralık 2014, s.11.

[102] The New York Times, 30 Ekim 2014.

[103] The Washington Post, 30 Ekim 2014.

[104] Ergin Yıldızoğlu, “Yeni ‘Model’ Ülke”, Cumhuriyet, 3 Kasım 2014, s.11.

[105] Buse Zengin, “AKP’nin Kopyası Tunus’ta Kaybetti”, Yurt, 29 Ekim 2014, s.8.

[106] Bedri Baykam, “Tunus, Dinci Siyaseti Nasıl Alt Etti?”, Cumhuriyet, 6 Ocak 2015, s.13.

[107] İbrahim Ɩ. Kaboğlu, “AKP, Anayasa Darbesi, Ennahdha”, Birgün, 12 Ağustos 2021, s.9.

[108] “KılıƧlar Ƈekildi”, Birgün, 27 Temmuz 2021, s.4.

[109] “Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Ekonomik Ƈıkış Arayışında”, Cumhuriyet, 31 Temmuz 2021, s.13.

[110] Soner YalƧın, “Tunus’un Fonlanması”, Sƶzcü, 28 Temmuz 2021, s.12.

[111] Nader Hashemi, “Tunus’a Karşı Biden’ın Umursamazlığı”, Birgün, 4 Ağustos 2021, s.5.

[112] “Tunus’ta Halkın Taleplerine Darbe”, Atılım, Yıl:1, No:22, 30 Temmuz 2021, s.21.

[113] “Ne Said Ne Nahda Ƈare Halkın İktidarı”, Birgün, 28 Temmuz 2021, s.4.

[114] “Tunus’ta Yeniden Başlayan İsyan, Tüm Ülkeye Yayılıyor”, Cumhuriyet, 24 Ocak 2016, s.8.

[115] George Orwell, 1984, çev: Celal Üster, Can Yay., 2000.


Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GƜƇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,16,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERƇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEƇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEƇİMLERİ’NE DAİR -GEREKƇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,abd,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ƖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ƖZGÜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,37,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLƂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETƇİ MANEVİYATƇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ƖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKƂRLIĞI İSLƂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,3,ALEVƎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,3,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ƇOKKÜLTÜRCÜLƜĞƜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,34,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,10,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZİMAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKƂNSIZ AŞK” HİKƂYESİ: “AKADEMİ VE ƖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İƇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HƂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERƖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETƇİLİK VE IRKƇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,15,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,13,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESİN DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ƇƖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBƂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,4,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,12,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLƂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ƇƜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,6,dünya,65,düsünce ƶzgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,12,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,19,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,9,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,7,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,2,feminist,1,FİDEL İƇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,4,GERƇEKTEN DE NEDİR TERƖR,1,GƖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,9,gündem,12,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ƖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,2,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,hayat,1,HER GÜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BİR “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,36,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLƂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ƖZGÜR(LƜĞƜ) MÜ,1,İFADE ƖZGÜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,12,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEƇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İƇİN OLABİLECEK EN KƖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,64,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,26,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,8,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESİ İƇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,6,kriz,57,KRİZ SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ÜZERİNE GƖRĆœÅžLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,30,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,15,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZİLYA ƖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREƇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREƇLERİ”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,4,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEƇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,6,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SƖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BİR ƇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,18,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,12,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,10,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TƖRENLERİ,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ƖFKELENİNCE ƇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ƖFORİNİN ORTASINDA,1,ƖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ƖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ƖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,ƶteki,29,ƖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KƖKENİ ÜZERİNE,1,ƖZERKLİKƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ƖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgürlük,5,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,13,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHƇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,rƶportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,4,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,18,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRÜMENİN RESMİNİ ƇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,11,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,4,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,15,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ƖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,14,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,22,tck,2,tck301,1,teknoloji,1,temel demirer,17,tercüme,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TÜRK(İYE) İSLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,85,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ƖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ƖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,26,VURUN “ƖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,24,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YƖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YƖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ƖYLE BİR YEREL YƖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKƇESİ,1,ZORUNLU BİR AƇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚Ć¶zbudun: “BAHAR”(IN)DAN “KAOS”(UN)A TUNUS[*]
“BAHAR”(IN)DAN “KAOS”(UN)A TUNUS[*]
https://perspektif.eu/wp-content/uploads/2021/08/Tunus-scaled.jpg
sibelšŸ‚Ć¶zbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2021/10/baharindan-kaosuna-tunus.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2021/10/baharindan-kaosuna-tunus.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy