$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

ANTÄ°KOMƜNÄ°ZM… VE “BÄ°ZÄ°M OZANLARIMIZ”[*]

  “Bunlar, Engerekler ve Ƨıyanlardır, Bunlar, Aşımıza, ekmeğimize Gƶz koyanlardır, Tanı bunları, Tanı da bĆ¼yĆ¼...” [1] Dƶnemin AKP Manisa mil...


 

“Bunlar,

Engerekler ve Ƨıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Gƶz koyanlardır,

Tanı bunları,

Tanı da bĆ¼yĆ¼...”[1]


Dƶnemin AKP Manisa milletvekili SelƧuk Ɩzdağ 11 Ekim 2012 tarihinde bir kitap yayınladı: Vakitsiz Yazılar... Ɩzdağ, belli ki zamanın KĆ¼ltĆ¼r Bakanı Ertuğrul GĆ¼nay’ın NĆ¢zım Hikmet’in mezarının TĆ¼rkiye’ye getirilmesi ƶnerisine bozulmuş, saydırıyor:

NĆ¢zım Hikmet gibi beni Stalin yarattı diyecek kadar değerlerine yabancı, ahlaki yapısı tartışmalı, insanının inancından uzak bir zatın na’şının TĆ¼rkiye’ye getirilmesi ve vatandaşlığa yeniden kabulĆ¼ iƧin ne kadar bĆ¼yĆ¼k gayret sarf ettiğini bildiğimiz GĆ¼nay’a hatırlatacaklarımız var. ... NĆ¢zım Hikmet neyin kahramanıdır? O komĆ¼nistliğin sergerdesidir. NĆ¢zım Hikmet dilimizin, dinimiz, vatanımızın ve değerlerimizin dĆ¼ÅŸmanıdır.”[2]

“KomĆ¼nizm tehlikesi”nin esamisinin okunmadığı bir dƶnemde bu sƶylem size “anakronik” mi gƶzĆ¼ktĆ¼? TĆ¼rk sağının, (Mehmet Raşit KĆ¼Ć§Ć¼kkĆ¼rtĆ¼l ve Mehmet Yaşar’ın deyişiyle) “sembolik nefret nesnesi”[3] olan NĆ¢zım Hikmet’e yƶnelik duyguları bilinƧaltlarına ƶylesine işlemiştir, Ć¼zerini ƶrtmek iƧin kullanılan cila o denli yĆ¼zeyseldir ki, koşullar ne denli değişirse değişsin, en kĆ¼Ć§Ć¼k sarsıntıda aĆ§Ä±ÄŸa Ƨıkar. 

Aslına bakılırsa, TĆ¼rkiye’de antikomĆ¼nist paranoya ƶteden beri pek Ć¼rkĆ¼ttĆ¼ÄŸĆ¼ kurbağaya değmemiştir. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından 1960’ların ortalarına dek, dek, bırakın komĆ¼nistlerin iktidarı ele geƧirmesini, Ć¼cret artışı, Ƨalışma saatlerinin azaltılması, insanca Ƨalışma koşulları gibi en meşru talepleri dahi savunacak bir iÅŸĆ§i sınıfı ƶrgĆ¼tlenmesinden sƶz etmek zordur. KomĆ¼nistler vardır elbette, Ć¼stelik de Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Karadeniz’de boğdurulmasından bu yana iki-Ć¼Ć§ yılda bir uğradıkları tutuklamalarla, gƶrdĆ¼kleri işkencelere, uzun mahpusluk yıllarına rağmen bĆ¼yĆ¼k bir ısrar ve ƶzveriyle sĆ¼rdĆ¼rmektedirler Ƨabalarını.

Ama antikomĆ¼nist histeriyi hak edecek boyutlarda bir emekƧi ve/ veya halk hareketine yol aƧamamıştır bu Ƨaba. Ta ki… Baskıların biraz hafiflemesiyle TĆ¼rkiye Ä°ÅŸĆ§i Partisi’nin 15 milletvekiliyle meclise girdiği, iÅŸĆ§i sınıfının grevlerle, direnişlerle “varım!” diye haykırdığı, 1960’lı yıllara dek…

Bu nedenledir ki, TĆ¼rkiye’de izi 1930’lara dek sĆ¼rĆ¼lebilen antikomĆ¼nist paranoyanın rasyonellerini başka yerlerde aramak gerek. 

Bu coğrafyada antikomĆ¼nizmin tarihi kabaca Ć¼Ć§ dƶnemde izlenebilir: 

1. 1930’ların sonlarına tekabĆ¼l eden, Cumhuriyetin konsolidasyon yılları: CHP’nin Nazi Almanya’yla flƶrtĆ¼ ile katmerlenen bir AntikomĆ¼nizm ile karakterize olur;

2. Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı’nın “en kĆ¢rlısı” ABD’nin SSCB ile giriştiği nĆ¼fuz Ƨatışması ve bu Ƨatışmada iƧlerinde TĆ¼rkiye’nin de olduğu Ƨeper ve yarı-Ƨeperi kendi hegemonyası altında toplama Ƨabalarıyla karakterize olan “Soğuk Savaş”: Bu kez DP iktidarının kanatları altında palazlanan ve devletƧi vesayetten kurtulmaya Ƨabalayan TĆ¼rk burjuvazisinin Amerikanofil antikomĆ¼nizmidir sƶz konusu olan…

3. 1970’lerde Batı’da Soğuk Savaş’ın sonlanması ve “Barış iƧinde yan yana yaşama” politikalarının devreye girmesine karşın TĆ¼rkiye’de yĆ¼kselen sınıf mĆ¼cadelesini bastırmak iƧin ısrarla sĆ¼rdĆ¼rĆ¼len “yerli ve milli” antikomĆ¼nizm.

NĆ¢zım Hikmet her Ć¼Ć§ dƶnemin de denilebilir ki “kĆ¼lt figĆ¼rleri”ndendir. AƧımlayayım:

 

I) Konsolidasyon Yılları: Alman Patentli AntikomĆ¼nizm

 

Kuruluş yıllarında genƧ Cumhuriyet’e Sovyet desteğinin de getirdiği itidalli “diplomatik Ƨekimserlik” havası uzun sĆ¼rmeyecektir. Vakı’a, biƧimlenmekte olan yeni TĆ¼rk devleti Mustafa Suphi ve yoldaşlarını Karadeniz’de boğdurduğu gĆ¼n, komĆ¼nizme karşı tavrını aƧık etmiştir, ama 1920’lerin ilk yıllarında SSCB de T.C. de bu konu Ć¼zerinde fazla durmamayı seƧecektir.

Bu yıllar NĆ¢zım Hikmet’in Kuvva’cılıktan komĆ¼nizme geƧiş yaptığı yıllardır. 1921’de arkadaşı Vala Nurettin ile birlikte Milli MĆ¼cadele’ye katılmak Ć¼zere geldiği Ankara’dan Ć¶ÄŸretmenlik gƶreviyle Bolu’ya gƶnderilmiş, ancak kentin muhafazakĆ¢r havasından haz etmediği iƧin, Ankara yolunda edindiği sosyalist arkadaşların da etkisiyle rotayı SSCB’ne Ƨevirmiştir. Burada TKP’li olur, Doğu EmekƧileri KomĆ¼nist Ɯniversitesi’nde Ć¶ÄŸrenim gƶrĆ¼r. Ɯlkeye bir TKP’li olarak dƶner, legal olarak yayınlanan Aydınlık ve Orak-ƇekiƧ’de yazar.

1925’te ilan edilen Takrir-i SĆ¼kĆ»n, yalnızca resmi dile gƶre “gerici kalkışmaları” değil, Ć¼lke iƧindeki her tĆ¼rlĆ¼ muhalefeti bastırmaya yƶneliktir, yasaklanan yayınlar, tutuklanan komĆ¼nistler… NĆ¢zım’ın payına “komĆ¼nist parti Ć¼yeliği”nden 15 yıl kĆ¼rek mahkĆ»miyeti dĆ¼ÅŸer. Bir kez daha Moskova… Ancak bu ceza 1926’da kabul edilen yeni ceza yasasıyla bir yıla indirilince yeniden TĆ¼rkiye’ye dƶner (1928). 1927 Tevkifatını atlatmış, hakkındaki Ä°stiklal Mahkemesi hĆ¼kmĆ¼ kaldırılmıştır. Sabiha ve Zekeriya Sertel Ƨiftinin Ƨıkardığı Resimli Ay’da Ƨalışmaya başlar, Ć¼lkenin entelektĆ¼el yaşamında ƶnemli bir yer edinir. Şiir kitapları hakkında davalar aƧılmaktadır tabii, ancak bunlar beraatla sonuƧlanır. Resimli Ay’da yayınlanan “Putları Yıkıyoruz” başlıklı yazı dizisi, statĆ¼kocu yaşlı kuşak edebiyatƧılarının tepkisini Ƨeker, elbette; ama SSCB ile T.C. arasında esen “bahar rĆ¼zgĆ¢rları” gƶreli bir ƶzgĆ¼rlĆ¼k ortamı yaratmıştır; hatta NĆ¢zım’ın bir oyunu (Kafatası) Şehir Tiyatrosu’nda sergilenmektedir.

Ä°klim 1930’ların ortalarında bir kez daha bozulur… Kuruluş yıllarının işgalci gĆ¼cĆ¼ Ä°ngiltere ile ilişkiler onarılırken Sovyetler Birliği’yle kesin kopuş yaşanmıştır; dahası Nazi Almanya ile ƶrtĆ¼k bir “flƶrt” sĆ¼rdĆ¼rĆ¼lmektedir:

“Faşist Almanya’nın II. DĆ¼nya Savaşı yıllarında TĆ¼rkiye’nin siyasi ve iktisadi hayatında kurduğu hĆ¢kimiyetin ƶnemli maddi temelleri vardır. Bu maddi temeller 1930’lu yıllar boyunca gĆ¼Ć§lenen TĆ¼rk-Alman ticaret ilişkileri ile atılmıştır. Yıllar iƧinde TĆ¼rkiye’nin bir numaralı dış ticaret ortağı hĆ¢line gelen Almanya, bu ticari bağları II. DĆ¼nya Savaşı sırasında TĆ¼rkiye’de ticaret sermayesini ve toprak sahiplerini kendi yanında tutmak ve siyasi iktidara bu Ƨevreler aracılığıyla baskı kurmak iƧin kullanmıştır. TĆ¼rkiye’nin dƶviz yokluğunda kliring usulĆ¼yle kurduğu bu ticaret ilişkisi, yani sattığı malın karşılığında mal alması, TĆ¼rkiye ekonomisinin iplerini bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de Almanya’nın eline vermiştir. 18 Haziran 1941’de BĆ¼yĆ¼kelƧi Franz von Papen ile Dışişleri Bakanı ÅžĆ¼krĆ¼ SaraƧoğlu tarafından TĆ¼rk-Alman Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması imzalandığında bu antlaşmanın en fazla memnun ettiği kesimler arasında TĆ¼rk-Alman ticari ilişkilerinden aktif olarak yararlanan sermaye sahipleri yer alıyordu…”[4] 

Ancak Almanya ile “flƶrt” salt ticaret erbabıyla sınırlı değildi; Turan’ın gerƧekleşmesi iƧin Sovyetler’in yıkılmasını bir zorunluluk olarak gƶren Enver Paşa torunları, Turancılar Almanya’nın SSCB’ne saldırısını bĆ¼yĆ¼k bir coşku ile karşılamışlardı: “Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne savaş ilan ettiği tarihten, Alman ilerleyişinin durdurulmasına kadar olan sĆ¼reƧte, pantĆ¼rkĆ§Ć¼ hareketlerin muazzam propaganda faaliyetine giriştiği izlenmektedir. Almanya’nın pantĆ¼rkĆ§Ć¼lĆ¼ÄŸĆ¼ desteklemesi ve Sovyetler Birliği’ne saldırması, Birinci DĆ¼nya Savaşı’nda olduğu gibi pantĆ¼rkĆ§Ć¼lĆ¼k idealinin gerƧekleşebileceği umudunu arttırmıştır. Eğer Sovyetler Birliği parƧalanırsa, burada yaşayan TĆ¼rk kƶkenli halkların oluşturacağı devletler direkt olarak TĆ¼rkiye’ye bağlı bir konuma gelebilir, dĆ¼ÅŸĆ¼ncesi pantĆ¼rkĆ§Ć¼leri heyecanlandırmıştır.”[5]

PantĆ¼rkĆ§Ć¼lerin Alman muhipliğine “zamanın ruhu” gereği antisemitizme belenmiş bir antikomĆ¼nizm hezeyanı eşlik eder ve NĆ¢zım bu hezeyanın doğal hedefidir. 

“Son zamanlarda da Ä°stanbul’da Bir komĆ¼nist Don Kişotu tĆ¼redi,” diyordu Hitler bıyıkları ve kĆ¢kĆ¼lĆ¼yle Nihal Atsız... “O da modası geƧmiş Paslı bir mızrakla ve kafasında yalnız burjuva ‐proleter manisi olduğu hĆ¢lde rasgele saldırıyor, haykırıyor, hırslanıyor, tulumbacı ağzıyla ÅŸiirler (?!) yazıyor.

Gayesi basit, fakat pek yaman: TĆ¼rkiye’de halk rejimi yani komĆ¼nizmi kurarak bu Ƨorak memleketi cennet hĆ¢line getirmek. Ä°ÅŸin doğrusunu sƶylemek icap ederse asıl Don Kişot olanlar bu işin elebaşlarıdır. Onların TĆ¼rkiye’deki mĆ¼sveddesi olan NĆ¢zım Hikmetof Yoldaş da ancak bir Åžanso Pansadır. Fakat TĆ¼rkiye’de başkominist kendisi olduğu veyahut ƶyle geƧindiği iƧin ona, TĆ¼rkiye komĆ¼nistlerine de değer biƧmek Ć¼zere, Don Kişotluk rĆ¼tbesini Ƨok gƶrmĆ¼yorum. Kara vicdanını Mujik cehenneminde kızartan ve Yahudi Marks’ın bayat felsefesinin altına bir kƶle gibi yatan, Karanlık gĆ¼nlerimizde Ä°stanbul’dan Ve Anadolu’dan kaƧarak Moskova’da ense yapan yurt kaƧkını NĆ¢zım Hikmetof Yoldaş’a hiƧbir sƶzĆ¼m yoktu. Ć‡Ć¼nkĆ¼ tĆ¼rlĆ¼ tĆ¼rlĆ¼ maniler ve tĆ¼rlĆ¼ tĆ¼rlĆ¼ manyaklar olduğunu biliyordum. Fakat Hikmetof Yoldaş nebbaşlığa başlayarak bĆ¼yĆ¼k Namık Kemal’in kemiklerine diş uzatınca mesele değişti…”[6]

Nihal Atsız, aynı yazısının ilerleyen sayfalarında hızını alamayıp sƶzĆ¼ “hasep-nesep-şeref-kan” meselesine getiriyor: ”NĆ¢zım Hikmetof Yoldaş hasep, nesep, şeref, kan diye bir şeyler tanımadığını sƶylĆ¼yor, bunları sƶylemeğe lĆ¼zum yoktu. Biz zaten komĆ¼nist taslaklarında bƶyle şeyler olmadığını biliyorduk. Ataları, bu toprağa kan katanlardan, halis kanlı TĆ¼rk olanlardan bir komĆ¼nist Ƨıktığını da zaten şimdiye kadar gƶrmedim. Bunlar daima kanı bozuk, sĆ¼tĆ¼ bozuk, yeri yurdu belirsiz, soyu sopu ÅŸĆ¼pheli ve TĆ¼rk olmayan kimselerdir. Nitekim NĆ¢zım Hikmekof Yoldaşın kendisi de TĆ¼rk değildir. Acundaki komĆ¼nizmin de nasıl bir bozuk kan unsuru olduğunu anlamak iƧin onların ƶnderlerine bakmak kĆ¢fidir. Biz, kanı TĆ¼rk olmayan yurttaşlardan bu yurda ne kadar bağlılık beklenebileceğini birƧok acı denemelerle Ć¶ÄŸrenmiş bulunuyoruz. Onun iƧin Misonlar, Kohenler ve Ƈerkes Ethemlerle NĆ¢zım Hikmetof Yoldaş arasında hiƧbir fark gƶrmĆ¼yoruz.”[7]

NĆ¢zım Hikmet’in “gayrımilli”liği yıllar boyu ona yƶnelik saldırıların başlıca koƧbaşılardan biri olagelmiştir. Mayıs 1950’de NĆ¢zım Hikmet’in cezaevinden Ƨıkartılması iƧin Ä°stanbul/Laleli’de ƇiƧek Palas’ta dĆ¼zenlenen toplantıyı basan faşistlerin ƶnderlerinden Ä°lhan Egemen Darendelioğlu, 1978’de yayınladığı NĆ¢zım ile ilgili kitabında aynı yaveyi tekrarda beis gƶrmeyecektir. Ona gƶre, “anne tarafından Polonya yahudisi, baba tarafındansa Fransız kƶkenli” olup, “Lehistan’da millet, sosyalizmi kurmakla meşgul, gĆ¶ÄŸsĆ¼mĆ¼zĆ¼ kabartmıyor değil, dedelerimden birinin Lehli oluşu” mısralarını sƶyleyen biri, “vatan şairi” olamazdı[8]… Mehmet Kaplan da repliği kapanlardandır: “NĆ¢zım Hikmet’in bir şiirinde Polonya asıllı olduğunu sƶylemesi ve BorzeƧki adını alması, onun kendisini bir TĆ¼rk olarak hissetmediğini gƶsterir. Bence onun komĆ¼nist olmasında bu vakıanın da rolĆ¼ vardır.”[9]

Evet, antikomĆ¼nizm bu Ć¼lkenin bitmeyen nakaratıdır. Ancak, belirttiğim gibi, 2. DĆ¼nya Savaşı ƶncesi antikomĆ¼nizmi, Alman hayranlığı ile tanımlıdır. Ve ardıl(lar)ına “Yahudi dĆ¼ÅŸmanlığı, “safkan” TĆ¼rk(Ć§Ć¼)lĆ¼k, kafatasƧılığa belenmiş bir “Moskof dĆ¼ÅŸmanlığı” damgasını miras bırakmıştır.

“Baş nereye giderse ayak da oraya gider,” der bir atasƶzĆ¼… Ä°stanbul’da yuvalanmış, yazıları anlı şanlı dergilerde, gazetelerde yayınlanan “Reis”lerin taşradaki Ƨƶmezlerine, “usta”larının laflarını kendi “meşrepleri”nce tekrarlamak dĆ¼ÅŸer. Tarsus’ta Ƨıkan GĆ¼lek gazetesinin halk şairi KĆ¢mil Bozkurt 2 Şubat 1952 tarihinde bir “şiir” (?!) dƶktĆ¼rĆ¼r NĆ¢zım iƧin: “Uzaktan uzağa atıyon gĆ¼rzĆ¼/ Kanın bozuk ondan yitirdin ırzı/ Utanmaz hayasız, namussuz dĆ¼rzĆ¼/ Bir de TĆ¼rkĆ¼m diye kuruldun kafir - Sağ sanma kendini her an ƶlĆ¼sĆ¼n/ Boşa Ć¼rme şişkin bağırsak yelisin/ Irkın bozuk bir orospu dƶlĆ¼sĆ¼n/ İşte bu sebepten yerildin kĆ¢fir - Tatlı yemek burda kaldın kĆ¼rklerin/ Yayıl da gel bağlı durur ƶrklerin/ LĆ¼tfuna uğradın arslan TĆ¼rklerin/ ƖlmĆ¼ÅŸ iken geri dirildin kĆ¢fir...[10]

TĆ¼rkiye, Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı’nda, CangĆ¼l Ɩrnek’in isabetli teşhisiyle bir “tarafsızlık” değil, “savaşa fiilen katılmama” politikası izlemiş,[11] ancak gerek Nazi Almanyası ile ballı ilişkiler geliştiren yerli sermaye, gerekse Turan hayalleri hortlayan ırkƧı-Turancıların da itimiyle iktidardaki CHP savaş boyunca Nazilere olan ƶrtĆ¼lĆ¼ sempatiyi elden bırakmamıştır. Nazi Almanyası ise, TĆ¼rkiye bĆ¼yĆ¼kelƧiliği eliyle TĆ¼rk basınını ve radyoyu satın almak Ć¼zere bol miktarda rĆ¼ÅŸvet dağıtarak bu “sempati”yi beslemek iƧin uğraşmıştır. Bƶylece, Ƈınaraltı, Bozkurt, GƶkbƶrĆ¼, Aylı Kurt gibi afişe PantĆ¼rkist yayın organlarının yanısıra, dƶnemin Cumhuriyet ve Tasvir-i Efkar gibi anaakım gazeteleri de aƧık bir Nazi sempatisini taşıyacaktır sayfalarına. Reşat Fuat Baraner tarafından kaleme alınıp[12] 1943’de Faris Erkman imzasıyla yayınlanan En BĆ¼yĆ¼k Tehlike başlıklı broÅŸĆ¼rde Basın-yayın camiasındaki yerli Nazi işbirlikƧileri arasında ise HĆ¼seyin HĆ¼snĆ¼ Erkilet ve Ali Ä°hsan Sabis paşalar ile Nihal Atsız, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya OrtaƧ ve Peyami Safa gibi isimlerin rolleri ƶzel olarak vurgulanır. 

Ne ki, Naziseverlerin dĆ¼ÅŸleri, Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı’ndaki Alman hezimetiyle birlikte yer ile yeksan olacaktır.

 

II) AntikomĆ¼nizm Made in USA

 

Ama Cumhuriyet’in yƶneticileri esnek ve pragmatiktir. Almanya yenilgisinin kendini belli ettiği savaş sonlarının (kısa-ƶmĆ¼rlĆ¼) antifaşist iklimine ayak uydurmayı başarırlar. 1944-45 yıllarında gerƧekleştirilen ve Turancı liderlerden bazılarının hapis cezasına Ƨarptırıldığı “IrkƧılık-Turancılık Davası” (mahkeme kararı YĆ¼ksek Mahkeme tarafından bozulacaktır) bu bakımdan, savaş sonrası biƧimlenecek “yeni dĆ¼nya”ya Ƨakılmış bir selamdır. Hemen ardından, TĆ¼rk antikomĆ¼nizminin ikinci evresi başlayacaktır. Bu evreye damgasını vuran, ABD patentli Soğuk Savaş’tır.

Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı sonrasında Batı’nın yĆ¼kselen hegemonik gĆ¼cĆ¼ ABD Ƨeper ve (TĆ¼rkiye gibi) yarı-Ƨeper Ć¼lkeleri Sovyet nĆ¼fuzundan uzak, kendi etki alanında tutma Ƨabasına girişmiştir. Bu amaƧla ilan edilen Truman Doktrini ve yĆ¼rĆ¼rlĆ¼ÄŸe konulan Marshall Planı, bir yandan savaşta tarumar olmuş Avrupa Ć¼lkelerinin ayağa kalkmalarını finanse etmek, bir yandan da, başta Yunanistan ve TĆ¼rkiye olmak Ć¼zere Ƨeper/ yarı-Ƨeper Ć¼lkeleri “komĆ¼nizm tehdidi”ne karşı korumak amacıyla ABD’nin kesenin ağzını aƧacağı anlamına geliyordu. 

Ve ABD yardımları, TĆ¼rkiye, ƶzellikle de faşizm sonrası esen “demokrasi rĆ¼zgarları”ndan Ć¼zerlerindeki Tek Parti vesayetinden kurtulmak iƧin yararlanmaya Ƨalışan “savaş zengini” burjuvazi iƧin Ƨok cazipti… Bu anlamda, “komĆ¼nizm tehdidi” paranoyası, her iki tarafın birbirleri iƧin ne denli vaz geƧilmez olduklarına birbirlerini ikna etmede işlevsel olmuştur. Uğur Mumcu’nun deyişiyle komĆ¼nist hareketin TĆ¼rkiye’deki varlık ve etkinliğinin “negligeble” (ihmal edilebilir) olduğunun bizzat ABD mahreƧli raporlarda saptandığı bir dƶnemde, TĆ¼rkiye ve ABD birbirlerini (ve iƧ kamuoyunu)[13] “tehlikenin bĆ¼yĆ¼klĆ¼ÄŸĆ¼” konusunda ikna yarışına girmişlerdir.

Bu amaƧla, Ä°talyan Ceza Yasası’ndan tercĆ¼me edilerek kabul edilen (1926) TĆ¼rk Ceza Kanunu’na, yine Ä°talyan Ceza Yasası’na 1931 yılında eklenen mahut 141. ve 142. maddeler dĆ¢hil edilecekti (1936); ancak bununla da yetinilmeyerek 1946 ve 1949 yılında 141. ve 142. maddeler değiştirilerek komĆ¼nizm tanımı yapılmış ve komĆ¼nizm suƧlarına verilen cezanın artırımına gidilmiştir. Bƶylelikle “sınıf esasına gƶre cemiyet teşkili”nin yanısıra, “milli duyguları yok etmeye matuf cemiyetler” de yasaklanacaktı. “1949’da TĆ¼rk Ceza Kanunu 141. ve 142. maddelerinin değiştirilmesini ƶn gƶren tasarı Meclis’te konuşulduğu sırada muhalefet partisi DP, iktidara, CHP’ye maddelerin daha da ağırlaştırılması yƶnĆ¼nde desteğini sunmuştu.”[14] 

Bu değişiklikler bir dizi parti ve yayın organı kapatmanın ve “komĆ¼nist tevkifatları”nın gerekƧesi olacaktır: Bƶylelikle, Şefik HĆ¼snĆ¼’nĆ¼n TĆ¼rkiye Sosyalist EmekƧi KƶylĆ¼ Partisi (TSEKP) ve Esat Adil’in TĆ¼rkiye Sosyalist Partisi (TSP) 1946’da kapatıldı, Sendika, Noror, GĆ¼n, Yığın, Dost gibi yayın organları yasaklandı, yazarlar yargılandı, kapatılan partilerin TKP ile ilişkili gƶrĆ¼len Ć¼yelerine cezalar yağdırıldı… 

Yasal dĆ¼zenlemelere ve baskılara CHP destekli “sokak terƶrĆ¼” eşlik etmektedir: Tan Matbaasının yıkılması, DTCF’deki sol gƶrĆ¼ÅŸlĆ¼ hocalara yƶnelik protestolar, “komĆ¼nizm karşıtı” mitingler…

AntikomĆ¼nizm motifini 1950 seƧimlerinde iktidara gelen Demokrat Parti de bĆ¼yĆ¼k bir şevkle sĆ¼rdĆ¼recekti. Tabii, Kore Savaşı’na asker gƶndermedeki şevki ve NATO’ya dĆ¢hil olmadaki hevesliliği arkaplanında… NATO Ć¼yeliği ve Batı Bloku’na katılma, maddi yardım ve Batılı sermaye ile ballı ilişkiler demekti; komĆ¼nistler ise, bu uğurda seve seve harcanabilecek kolay gĆ¼nah tekeleri.

Bu “şevk ve heves”in en somut gƶstergelerinden biri, DP’nin ABD’ye “sadakat beyanı” 1951 KomĆ¼nist Tevkifatı’dır; o gĆ¼ne dek gerƧekleştirilmiş komĆ¼nist tevkifatları arasında “en kalabalık ve sistemlisi” olarak tarihe geƧen bu tutuklama furyasında Ä°stanbul, Ankara, Adana, Samsun, Ä°zmit ve Zonguldak’ta yapılan aramalarda 200’e yakın kişi gƶzaltına alınıp Ƨoğu tutuklanır. 1951’in “mĆ¼nferit” bir olay olmadığı; ABD’nin uluslararası Ƨaplı bir “antikomĆ¼nist operasyonu”nun bir parƧası olduğu anlaşılmaktadır: bu tevkifatla eşzamanlı olarak Ä°ran’da TUDEH’e yƶnelik bir operasyonun gerƧekleştirildi ve parti Ć¼yesi sekiz kişinin idam edildi. Aynı gĆ¼nlerde Endonezya’da da 15 bin kişilik bir “komĆ¼nist tevkifatı” gerƧekleştirilecektir![15]

Bu koşullarda, Soğuk Savaş antikomĆ¼nizmi, Alman patentli ırkƧı-Turancı sƶylemleri sĆ¼rdĆ¼rmekle birlikte, vurguyu “Sovyet yayılmacılığı” tehdidine yƶneltir; DP iktidarıyla birlikte buna (Tek Parti dƶneminde pek fazla vurgulanmayan) “din dĆ¼ÅŸmanlığı” motifi eklenecektir. Nihayetinde, Kore Savaşı’nın dƶnemin Diyanet İşleri Başkanı tarafından “inananlarla inanmayanlar arasında bir savaş” ilan edildiği, Kore’nin “Allah yolu” olduğunun duyurulduğu, savaşta ƶlen askerlerin “şehit” sayılacağını aƧıkladığı gĆ¼nlerdir![16] DP iktidarıyla birlikte kurulan bir alay antikomĆ¼nist cemiyet, “Allah, vatan, tarih, dil, anane, sanat, aile, ahlak, hĆ¼rriyet, milli mukaddesat”[17] gibi kavramları mezcederek Turancı TĆ¼rkĆ§Ć¼lĆ¼kten Ä°slĆ¢mcı bir TĆ¼rkĆ§Ć¼lĆ¼ÄŸe doğru dĆ¼men kıracaklardır.[18] Ɩrneğin 1950’de yayın hayatına atılan ve yazar kadrosunda Nurettin TopƧu, Arif Nihat Asya, Osman YĆ¼ksel, Cevat Rıfat Atilhan, (Fethi) Tevetoğlu, Mustafa MĆ¼ftĆ¼oğlu, Gƶkhan Evliyaoğlu, Tanrıdağılı Nurettin, Ɩmer ƖztĆ¼rkmen, Reha Oğuz TĆ¼rkkan, Abdullah Taymas ve Mustafa Kayabek Ƈƶmezoğlu gibi antikomĆ¼nizmin “pir”lerini barındıran “Tanrı dağı kadar TĆ¼rk, Hira dağı kadar MĆ¼slĆ¼man” Tanrıdağ dergisinde, komĆ¼nizm “aile yok, tarih yok yok, destan yok, din yok, iman yok, namus, şeref diye bir şey yok, milliyet yok” diye tarif edilmekte ve “ezmek Ć¼zere komĆ¼nist başı” avına Ƨağrılar Ƨıkartılmaktadır.[19] Yine 1950’de yayınlanmaya başlanan KomĆ¼nizme Karşı MĆ¼cadele dergisinde ise komĆ¼nistler, “dini, ahlakı ve manevi kıymetleri kabul etmez” terimleriyle tanımlanmaktadır.[20]

NĆ¢zım Hikmet, tek parti iktidarı konsolidasyon dƶneminin “Almancı” antikomĆ¼nizmi gibi, savaş sonrasının “Amerikancı” antikomĆ¼nizminin de boy hedeflerindendir. 

TĆ¼rkiye’de Nazi hayranlığının tırmandığı yıllarda NĆ¢zım Hikmet ordu mensuplarını “Ć¼slerine karşı kışkırtmak” suƧlamasıyla ƶnce 15 yıl, ardından da “donanmayı isyana teşvik” suƧlamasıyla 20 yıl, indirimlerle birlikte toplam 28 yıl 4 ay hapse mahkĆ»m olmuştu (1938). Bir başka deyişle, Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı sonunu, TĆ¼rkiye’nin eksen değiştirmesini ve DP’nin iktidara gelişini cezaevinde karşılayacaktı. Ancak cezaevindeyken dahi antikomĆ¼nist propagandanın ilgi odağında olmayı sĆ¼rdĆ¼recektir.

Yine de, esas patırtı, CHP iktidarının son gĆ¼nlerinde, esen “demokrasi” rĆ¼zgĆ¢rlarının da verdiği cesaretle 12 yıldır cezaevinde yatan ozanın serbest kalması iƧin yĆ¼rĆ¼tĆ¼len kampanyalar sırasında kopar. Yukarıda zikredilen Tanrıdağ dergisinin sayfalarında ƶrneğin, NĆ¢zım Himet’in af kampanyasına destek verenler tehdit edilmekte, Kore’ye gƶnderilen askerlerin uğurlamasına şaşaa ile katılan TĆ¼rk MilliyetƧiler Derneği, “NĆ¢zım Hikmet’in affını isteyenleri tel’in toplantısı” dĆ¼zenlemekte, MTTB NĆ¢zım’ın affına karşı imza kampanyası ƶrgĆ¼tlemekte, af kampanyasına karşı mitingler yapılmaktadır.

NĆ¢zım Hikmet DP iktidarının ilk aylarında Ƨıkartılan afla tahliye olur; gelen askerlik celbi Ć¼zerine Romanya Ć¼zerinden yurtdışına Ƨıkarak SSCB’ne geƧer. NĆ¢zım’a yƶnelik anti propaganda bundan bƶyle tam anlamıyla dizginlerinden boşalacaktır.[21] 

“Ɩrneğin BĆ¼yĆ¼k Doğu, NĆ¢zım iƧin, ‘kızıl kƶpek’ ifadesine yer vermişti. (…) MilliyetƧi genƧliğin dĆ¼zenlediği bir toplantıda NĆ¢zım kastedilerek ‘vatansız piƧ’ diye slogan atılmıştı. KomĆ¼nizmin salgın bir hastalık gibi yayıldığına iman eden antikomĆ¼nistler, Moskova’da, kendi Ć¼lkelerinde ‘misyonerlik’ yapmak iƧin binlerce kƶle yetiştirildiği, bunlar ‘arasında TĆ¼rkiye’ye salınanların ilk ÅŸĆ¶hretlisi NĆ¢zım Hikmet’ olduğuna inanmışlardı. Onun hakkında, ‘KomĆ¼nizmin ne bĆ¼yĆ¼k ve ne korkunƧ bir bela olduğunun henĆ¼z bilinmediği yıllarda, satılmış kalemine kabadayıca bir eda da vererek yeni şiir diye kızıl Moskof propagandası yapan bu kabadayı, az kimsenin kanına girmedi’ diye yazılar yazılmıştı. Sovyet hayranı olduğunu gizlemeyen

NĆ¢zım Hikmet, antikomĆ¼nist yazına gƶre su gƶtĆ¼rmez ‘kızıl ajan ve vatan haini’ idi.”[22]

Nihal Atsız’ın kardeşi Nejdet Sancar da 1965’de yayınlanan KomĆ¼nizme ve KomĆ¼nistlere Karşı TĆ¼rk Basını başlıklı kitapta yer alan yazısında,” ‘Ć¼Ć§ ağızlı geberik komĆ¼nist’ Hikmetof’un ‘ne iblis’ olduğunu yazmış: ‘Hikmet, TĆ¼rk halkının ıstırabını sƶmĆ¼rerek TĆ¼rkiye’yi Kremlin’e satmak iƧin uğraşmış ve bu hizmete karşılık da mevki ve ÅŸĆ¶hret istemiş ve dĆ¼ÅŸĆ¼nmĆ¼ÅŸtĆ¼r. (...) Bir kere Hikmet, aƧlık grevi yapmamış, aƧlık grevi oyunu oynamıştır. Bu oyun sĆ¼resince gizli gizli yemek yediği de malumdur.’ Aynı yazıda şairin din dĆ¼ÅŸmanlığına vurgu yapılıyor: ‘Burada Ƨok ƶzĆ¼r dileyerek bir mısra okuyacağım; ancak bir kelimeyi sade harf ile gƶstererek: ‘Yeşilin arkasında ne var? B... var...’ Yeşil malum: Din... Yani dinin ardı pisliktir demek isteniyor. Aslında pislik dinin arkasında değil, bu dereceye iğrenƧleşen yaratıkların ağızlarında, damarlarında, beyinlerindedir...”[23]

Ɩrnekler Ƨoğaltılabilir, ama gerek var mı? Şunu sƶylemek yetecektir: NĆ¢zım Hikmet şahsında en iğrenƧ ƶrneklerini dƶkĆ¼p saƧan (ABD patentli) Soğuk Savaş antikomĆ¼nizmi, milliyetƧilik/ÅŸĆ¶venizm + Ä°slĆ¢mcılık + Sovyet dĆ¼ÅŸmanlığının galiz bir bulamacıdır.

 

III) 60 ve 70’li Yılların AntikomĆ¼nizmi

 

Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960 darbesiyle iktidardan indirilir. Ve gƶreli ƶzgĆ¼rlĆ¼kĆ§Ć¼ yeni bir Anayasa hazırlanır. Yeni anayasa, “komĆ¼nizme kapalı” ama sosyalizme aƧıktır. Dahası “Ć¼lkenin bƶlĆ¼nmez bĆ¼tĆ¼nlĆ¼ÄŸĆ¼” iƧin tehdit oluşturmamak koşuluyla toplumun tĆ¼m kesimleri iƧin ƶrgĆ¼tlenme ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼ gĆ¼vence altına almaktadır. 

Her durumda yeni Anayasa’nın sağladığı serbestiyet ƧerƧevesinde sosyalist bir parti, TĆ¼rkiye Ä°ÅŸĆ§i Partisi kuruldu, ƶrgĆ¼tlenme ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ ƧerƧevesinde bir dizi sol dernek sahneye Ƨıktı. DĆ¼ÅŸĆ¼nce ve ifade ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ ƧerƧevesinde, uygulana gelen serbest piyasa ekonomisine karşı eleştiriler yĆ¼kseltilerek devletƧi, giderek sosyalist bir ekonomi, yabancı sermaye karşıtlığı, kƶylĆ¼ye toprak dağıtılması, ƶzel okulların devletleştirilmesi, iÅŸĆ§i Ć¼cretlerinin yĆ¼kseltilmesi, Ƨalışma koşullarının iyileştirilmesi vb. konular kamuoyunun gĆ¼ndemine girecekti. Toplumun her kesimi, ama ƶncelikle Ć¼niversite genƧliği, hele ki dĆ¼nyada 1968 koşullarında, hızlı bir politizasyon iƧine girdi. 1965 seƧimlerinde TÄ°P 15 milletvekiliyle parlamentoya girecekti. Ä°ÅŸĆ§i sınıfı, o gĆ¼ne dek kendisine giydirilen sarı sendika gƶmleğini parƧalayarak sınıf temelli bir sendikacılığa yƶnelirken, kƶylĆ¼ler yığınsal katılımlı mitinglerle toprak, taban fiyatları vb. talepler doğrultusunda harekete geƧmişti. Bir başka deyişle, TĆ¼rkiye’de sol, sosyalist, komĆ¼nist fikirler ilk kez bu denli yığınsal olarak kitlelerle buluşmaktaydı… 

Bir başka deyişle antikomĆ¼nizm ilk kez egemen sınıflar aƧısından “haklı” bir kaygıya yaslanmıştı. Radikalleşerek TÄ°P’ten kopan genƧlik ƶrgĆ¼tlerinin banka soygunu, insan kaƧırma vb. eylemlere yƶnelmesi bu kaygıyı daha da derinleştirecekti.

Sol ƶrgĆ¼tler pıtrak gibi biter, sosyalist fikirler kitleler nezdinde taban bulurken, reaksiyon da gecikmedi: 1963’de kurulup kısa sĆ¼rede Ć¼lkenin en Ć¼cra kĆ¶ÅŸelerine dek ƶrgĆ¼tlenen ve Adalet Partisi’nin “tetikƧiliği” misyonunu Ć¼stlenen (ama aynı zamanda MHP’nin ƶnceli CKMP’ye de gƶz kırpan), ABD destekli[24] TĆ¼rkiye KomĆ¼nizmle MĆ¼cadele Dernekleri (TKMD), 1960’lı yılların aktif antikomĆ¼nist Ć¶ÄŸrenci ƶrgĆ¼tĆ¼ MTTB, ƜlkĆ¼ Ocakları (Kur.: 1968), MĆ¼cadele Birliği (1969), Aydınlar Ocağı (1970) … Ve “kızıl tehlike”ye karşı kalemlerinden kan damlayan savaÅŸĆ§Ä±ların buluştuğu yayınlar: Milli Hareket, TĆ¼rk KĆ¼ltĆ¼rĆ¼, TĆ¼rk Yurdu, KomĆ¼nizme ve KomĆ¼nistlere Karşı TĆ¼rk Basını, KomĆ¼nizmle Savaş, Fedai, Bozkurt, Milli ƜlkĆ¼, Asrın Dini MĆ¼slĆ¼manlık, ƖtĆ¼ken, Tƶre…

Bu yayınlarda komĆ¼nizm “servet dĆ¼ÅŸmanı”[25], Siyonist/mason/Yahudilerin aleti[26], din/Ä°slĆ¢m dĆ¼ÅŸmanı,[27] aile/ namus/ haya/ ırz dĆ¼ÅŸmanı[28] ve tabii “Kızıl emperyalizm/Sovyet yayılmacılığının aracı”[29]… velhasıl, her tĆ¼rlĆ¼ melanet ve şeametin kaynağı olarak betimlenmektedir…

NĆ¢zım Hikmet, 3 Haziran 1963’de Moskova’da yaşamını yitirdi. Yurtdışına gittiği 1951 yılından itibaren, bir yandan edebiyat, bir yandan da barış mĆ¼cadelesinin bir neferi olarak pek Ƨok Ć¼lkeye gitti, şiirleri onlarca dile Ƨevrildi, şiir, ƶykĆ¼, romanları yayınlandı. Ama TĆ¼rkiye’de hep yasaklıydı: onunla ilgili tek ƶzgĆ¼rlĆ¼k, NĆ¢zım’a sƶvme ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ydĆ¼: Vatan hainliği, “Moskof uşaklığı”, dinsiz-imansızlığı…

Ancak bu zincir, 1960’ların ortalarında kırılacaktır. TĆ¼rkiye’de şiir kitaplarına değgin yasak 1960’lı yılların ortalarında kadĆ¼kleşti: 1965’den itibaren NĆ¢zım şiirleri (ve nesir eserleri) gĆ¼n ışığına Ƨıkmaya başladı. Kitapları devrimci genƧler, iÅŸĆ§iler arasında elden ele dolaşmaya, bĆ¼yĆ¼k kentlerin yoksul mahallelerinde, Alevi kƶylerinde, kitaplıklarda yerlerini almaya koyuldu. Mitinglerde, grevlerde, Ć¼niversite işgallerinde yĆ¼ksek sesle okunur oldu…

Bu nedenledir ki antikomĆ¼nistlerin NĆ¢zım nefreti, o ƶldĆ¼kten sonra da peşini bırakmayacaktı… GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde dahi, “NĆ¢zım Hikmet” dendiğinde, Ä°slĆ¢mcısıyla, TĆ¼rkĆ§Ć¼sĆ¼yle “sağ”ın tĆ¼yleri diken diken olmaktadır. İşte Ƨok yakın zaman ƶncesinden, “Soğuk Savaş”ın sonunun ilan edildiği 1990’ların sonrasından kimi ƶrnekler:

● “NĆ¢zım Hikmet kimdir? Dedesi (annesinin babası) aslen Polonya Yahudisi olan Konstantin BorzeƧki adlı bir Yahudi’nin torunudur. Anannesi de Alman kƶkenli Karl Detroit’in kızıdır. NĆ¢zım Hikmet’in AtatĆ¼rkĆ§Ć¼lĆ¼kle de TĆ¼rklĆ¼kle de hiƧbir ilgisi yoktur. Kendisi SSCB aşığı bir komĆ¼nisttir. AtatĆ¼rkĆ§Ć¼ olmak ve NĆ¢zım Hikmet’in izinden gitmek birbirine tamamen zıt şeylerdir. Kendisini “AtatĆ¼rkĆ§Ć¼” olarak tanımlayan pek Ƨok kişi maalesef NĆ¢zım Hikmet’in ne mal olduğunu bilmemektedir.”[30] 

● “Peki Ć¼lkĆ¼cĆ¼ler NĆ¢zım Hikmet’in vatan hainliği konusundaki fikirlerinden vaz mı geƧti? Hayır!.. Birinin yaptığı ya da dĆ¼ÅŸĆ¼ndĆ¼ÄŸĆ¼ birƧok şey yanlış olsa da herşey yanlıştır demek akla uygun olmaz. NĆ¢zım Hikmet’in milli duyguları okşayan şiirleri de mevcuttur. Bu tip şiirlerini yok saymak haksızlık olur. Ancak diğer yandan, NĆ¢zım Hikmet’in soydaşlarımıza katliam yapan Stalin iƧin Budapeşte radyosunda yaktığı ağıtı unutamayız... Kurtuluş Savaşımız esnasında, 80’lik nineler dahi; tek kolu, tek bacağı olmayan gaziler dahi savaşa giderken, onun astımını bahane ederek savaştan kaƧan bir korkak olduğunu unutamayız... AtatĆ¼rk’Ć¼n kapattığı TKP (TĆ¼rkiye KomĆ¼nist Partisi)’nin bir Ć¼yesi olduğunu, AtatĆ¼rk’Ć¼n kurduğu rejime karşı olduğunu unutamayız... Onun AtatĆ¼rk’e hakaret ettiği aşağıdaki şiirini de unutamayız... Bunlar, onun haince fikirleridir.”[31]

● “Tozkoparan bombacısı” olarak bilinen faşist militan Ali Oğuzhan Cengiz ile 2004 yılında yapılmış bir rƶportajdan:

“- NĆ¢zım Hikmet TĆ¼rk ise ben TĆ¼rk değilim’ demişsiniz. O satırları yazmış olduğunuz tarihte yıl 1985. Şu an ise 2004 yılındayız Ƨok aƧık sƶylĆ¼yorum ƶzellikle bu konuda fikirlerinizde bir değişiklik oldu mu?

- Kafa yapım değişmedi, yani geliştim fakat değişmedim. BugĆ¼n de farklı dĆ¼ÅŸĆ¼nmĆ¼yorum. Kore’deki komĆ¼nist kuzey Kore askerlerini mehmetƧiğin kardeşi olarak gƶren zihniyete bugĆ¼n de karşıyım.”[32]

Nihal Atsız’lardan (NĆ¢zım Hikmet’in mezarının TĆ¼rkiye’ye getirilmesi tartışmalarındaki zehir zıkkım Ć¼slubunu yazının başında zikrettiğim) AKP milletvekili SelƧuk Ɩzdağ’lara uzanan ve bu coğrafyanın toplumsal-kĆ¼ltĆ¼rel ortamını Cumhuriyet tarihi boyunca zehirleyen antikomĆ¼nizmin durakları, ƶzetin ƶzetiyle bƶyle.

Bu zehirli dilden en Ƨok nasibini alan kĆ¼ltĆ¼r-edebiyat insanı, NĆ¢zım Hikmet, hiƧ kuşkusuz. Soğuk Savaş’ın evvelinde de sonrasında da NĆ¢zım adı, antikomĆ¼nist histerinin hep boy hedefi olageldi. AntikomĆ¼nist literatĆ¼rde NĆ¢zım hakkında Ƨıkan yazılar bu literatĆ¼rĆ¼n bĆ¼tĆ¼n veƧhelerinin, bĆ¼tĆ¼n “hassasiyetler”inin, bĆ¼tĆ¼n “incelikleri”nin hĆ¼lasasıdır.

Ama NĆ¢zım yalnız değil… Ondan başlayarak nice şair, yazar, romancı, bilim insanı Ƨekti bu zehirli iklimin acısını… NĆ¢zım yaşamının 12 yılını Ć¼lkenin Ƨeşitli cezaevlerinde geƧirmişti. ƖlĆ¼m tarihi onunkinden bir gĆ¼n ƶncesine (2 Haziran 1991) rastladığı iƧin adı NĆ¢zım’la birlikte anılan bir başka ozan, Ahmet Arif ise 1950 ve 1952’de iki kez tutuklanacak, 38 ay sĆ¼ren tutukluluğunda kƶtĆ¼ ÅŸĆ¶hretli Sansaryan Hanı’nda ağır işkencelere uğrayacaktı. Refik Durbaş’a ÅŸĆ¶yle anlatır antikomĆ¼nist histerinin bedeninde ve ruhunda aƧtığı yaraları:

“Yıl 1952. Sansaryan Hanı’nda hĆ¼credeyim. Ƈok hastayım. Sorgu Ƨok uzun sĆ¼rdĆ¼. Ben 9 numaradayım. Sağımda 8 numara, onun yanında kapı gibi girilen 7 numara var. 7 numarada Orhan Suda kalıyor. Suda’yı tanımıyorum o zaman, daha sonra cezaevinde tanıştık. 8 numarada ise Muzaffer Arabul kalıyor. O da Ƨok ağır hasta. Onu da sesinden tanıdım, o kadar. Muzaffer pırlanta gibi bir adam, evli, Ƨocukları var. Devlet memuru.

Solumdaki 10 numaralı hĆ¼crede Zeki Baştımar vardı. 11 numarada rahmetli Kemal Abi, Kemal Ergin.

Bunları nefeslerinden tanıyorum. ƖksĆ¼rĆ¼klerinden.

Benim bulunduğum 9 numaradan bir lağım geƧiyor. Ɯzerinde bir ızgara. Ne kadar akılsızmışım! Lağımı kullanmayıp tuvalete gidiyordum. Tabii kĆ¼Ć§Ć¼k sudan başka bir şey yok. Ć‡Ć¼nkĆ¼ bana gĆ¼nde bir Ƨeyrek ekmek veriyorlardı. O da kuru bir şey. Bir lokma bile yiyemiyordum. O nedenle sadece su iƧiyordum.

Sakalım gĆ¶ÄŸsĆ¼me gelmişti. SaƧlarım keƧe gibi olmuştu. Kendimi merak ediyordum.

KĆ¼Ć§Ć¼k bir kibrit parƧası buldum. Bir Ƨƶp. Onunla duvara Ƨizgiler Ƨizdim. Bƶylece bir takvim yaptım kendime. Şimdi kesin sƶyleyemeyeceğim ama, 128 gĆ¼n saydım. Bulunduğum yerde gĆ¼neş doğmuyordu. Devamlı elektrik yanıyordu. O da Ƨok kısık.

O lağımın ızgarasına rağmen tuvalete gidiyordum. Ne kadar da kurallara uyarmışım. Ƈok Ƨıkıyorsun diye kızıyorlardı. Oysa ben su iƧmek iƧin gidiyordum. Ć‡Ć¼nkĆ¼ bir şişe su, bir boş şişe almayı bile akıl edemiyordum.

Bu arada mucize gibi bir şey oldu. Orada Ƨalışan bir teyze vardı. Ƈok iyi bir kadındı. Temizlik yapıyordu. Ɩteyi beriyi siliyordu. Bir gĆ¼n bir fırsatını buldu geldi bu kadın. NƶbetƧileri nasıl atlatmıştı? Ć‡Ć¼nkĆ¼ hem polisler, hem askerler vardı. Bu kadıncağız bana sokuldu, “Senin adın Ahmed mi?” dedi. Ƈok yavaş ama, fısıltıyla. Ƈok korktum. YĆ¼zĆ¼ne nasıl bir korkuyla bakmışım ki, bana acıdı, bir anne gibi okşadı. Ondan sonra ben “Evet” dedim. “Oğlum iki aydır seni arıyorum ben” diye konuştu. “Niye arıyorsun?” diye cevap verdim.

Gene bir provokasyondan korktum. Kadın gitti, ertesi gĆ¼n bir kesekĆ¢ÄŸÄ±dında iki salkım Ć¼zĆ¼mle geldi. Bir de pijama altıyla. Yeni bir pijama değildi. O zamanlar Tursil yeni Ƨıkmış ve modaydı. Belli ki Tursil’le yıkanmış, Ć§Ć¼nkĆ¼ kemer lastiğinin olduğu yer yıpranmıştı.

YavaÅŸĆ§a o kesekĆ¢ÄŸÄ±dını aƧtım, imkĆ¢n ƶlĆ§Ć¼sĆ¼nde yırtmadım. O Ć¼zĆ¼mĆ¼ yiyemedim, kaƧ gĆ¼n orada kaldı bilmiyorum. Ve hĆ¼ngĆ¼r hĆ¼ngĆ¼r ağladım.Bunu bana kim gƶndermişti? Bir anne mi, bir abla mı, bir arkadaş mı? Bir sevgili mi? Bu kadıncağız kimdir? Bunları dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼rken o Ć¼zĆ¼m Ć§Ć¼rĆ¼dĆ¼, yiyemedim.

KĆ¢ÄŸÄ±dı aƧtım, dƶrt yahut altı sayfa “Yeşil Holivut” adında bir dergi. Şimdi bile hatırımda. ÅžĆ¶yle yazıyordu: “Sosyetenin kurtlarından Vedat Ɩrfi BengĆ¼ gene evlendi.” Derginin kalitesi işte bu. Fakat ben bunu, eski SpartakĆ¼s Ƨağındaki Hıristiyanların gizlice Ä°ncil’in parƧalarını okumaları gibi ƶyle kutsal bir gizlilik iƧinde okudum. Gazete bize yasak olduğundan gazetenin adını bile unutmuşum. Yazılı bir şeye ƶylesine hasrettim.

O gĆ¼ne kadar benim adım tespit edilmemişti. Bir deftere yazılmamıştı. İşte falan oğlu filan, şu tarihte geldi, şu gĆ¼n gƶzaltına alındı gibi… Bƶyle bir işlem yapılmamıştı. Yani ben orada ƶlseydim nasıl bir tutanak hazırlayacaklardı? Bilemiyorum. Bunu nasıl aƧıklayacaklardı aileme? Ɩyle bir kimsesizlik, sahipsizlik iƧindeydim. Ɯstelik de Ƨok hastaydım. Boğazım sĆ¼rekli kanıyordu. Fuzuli’nin dediği gibi: “Ne yanar kimse bana ateşi dilden ƶzge/ Ne aƧar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı.”

Benim orada bad-ı saba bile olamazdı. Ć‡Ć¼nkĆ¼ kapalı bir yer, zencirli. Adı Ć¼stĆ¼nde hĆ¼cre… Ancak bir somya sığıyor. Onun da ƶnĆ¼nde otuz santimetre bir boşluk ya var, ya yok… Ve duvarlar. Duvarlarda kan lekeleri… Tahtakurusu lekeleri… Bunların arasında da isimler. O isimlerin pek Ƨoğuyla sonradan Harbiye Cezaevi’nde tanıştım. Onların Ƨoğu ağabeyim oldu, arkadaşım oldu. Hepsi de bana onur verdiler.

Kimi orada yarım saat kalmış, kimi beş-altı saat. Benim gibi devamlı kalan yok. Beni alırlarken o zamanki Şube MĆ¼dĆ¼rĆ¼ Ahmet Topaloğlu bir de espri yaptı: “Hemşerime iyi bir yer verin.” İşte iyi bir yer de buymuş… (…) 

‘Mahsus mahĆ¢l’deyiz. Bunu bir hile olarak dĆ¼ÅŸĆ¼nmĆ¼ÅŸler. Ben mahsus mahĆ¢lde, yani gƶzaltında 15 gĆ¼nden fazla tutulamazmışım. Ama Ƨoğumuz aylarca kaldık. Zaten mahkemede de bir itirazı, hak aramayı ƶnlemek iƧin “mahsus mahĆ¢l” diyorlar. Yani Sansaryan Hanı’nın hĆ¼creleri…

Şunu anlatayım. Benim onurum kimsesizliğimden dolayı. Gece. Bir kanepede, bir MehmetƧik kolunda tĆ¼feğiyle uyuyor. Bu Ƨocuk buradan sağ Ƨıkmaz, diyor. Belki de ƶlĆ¼mĆ¼mĆ¼ bekliyorlar. Ateşim sanıyorum 39-40’ı bulmuş. Haftalardır ƶyle yatıyorum. Ağzım kuruyor. Kanamam sĆ¼rĆ¼yor. Boğazımda damar Ƨatlaması var. Ama “sevda bu” derler ya… İşte o sevda…

Tuvalete Ƨıkayım dedim. Bir de su iƧeyim. Kapı dışarıdan aƧılıyor tabiatıyla. SĆ¼rgĆ¼lĆ¼. Tıklatıyoruz. Orada bir delik var, onu aƧıp bakıyorlar.

Kapıya elimi dokunur dokunmaz kapı olduğu gibi yıkıldı. O kanepede tĆ¼feğiyle uyuyan asker var ya, onun Ć¼zerine yıkıldı. Benim o kapıyı yĆ¼klenip yıkmamın imkĆ¢nı yok. Bir mukavvayı yırtacak kadar fizik gĆ¼cĆ¼m kalmamış. O kadar hĆ¢lsizim. Erimişim. BĆ¼tĆ¼n kaslarım erimiş. AƧlığa alışmışım, canım hiƧbir şey istemiyor.

O Ƨocuğu, o MehmetƧiği gƶrdĆ¼m. Ƈok utandım. Gƶzleri yuvalarından fırlamış. Bir patırtıdır koptu. 7 numaranın kapısının kapandığını duydum. Fısıltılar, bağırtılar geliyordu daha ƶnce. Sonra bunun olmadığı, bu sesleri hastalığımdan dolayı duyduğum anlaşıldı. Gƶzlerimi hastanede aƧmışım… 

Hastanede beni bağladılar. Yatıştırdılar. Şefkatle davrandılar. Ɩnce ameliyat etmişler. Doktora bağırtıları, sesleri anlattım. “Arkadaşlarımın seslerini duydum” dedim. Tabi bunların hiƧbiri olmamış.

Ä°nsanın bazı organları Ƨalışmayınca ƶteki organlar Ƨok Ƨalışıyor. HĆ¼crede gƶzĆ¼mĆ¼z hiƧ Ƨalışmazdı. HiƧbir şeyi gƶrmezdik. Ƈok kısık, karanlığa yakın bir ışık vardı. İşte o zaman kulak Ƨalışıyordu. Kulakla algılıyordun. Ve insan kendi kendisiyle konuşmaya başlıyor.”[33]

* * *

Evet, antikomĆ¼nizm zehri, bu Ć¼lkenin toplumsal, kĆ¼ltĆ¼rel, entelektĆ¼el, estetik yaşamına Ƨok şey kaybettirdi. DĆ¼ÅŸĆ¼nsel iklimi Ƨoraklaştırdı; dili kabalaştırdı, vĆ¼lgerleştirdi, ilkelleştirdi. Ortalama bilinci Ƨok gerilere Ƨekip hamasete, korkuya, nefrete teslim etti. Vicdanları boğdu… Ve bu coğrafyanın “en iyileri”nin, devrimci genƧlerin, emekƧilerin, aydınların yaşamlarını kuşaklar boyu zindan etti…

Bu zehrin “panzehri” ise, yine “bizim ozanlarımız”ın dupduru, apaydınlık dizelerindedir:

“Daha gĆ¼n o gĆ¼n değil, derlenip dĆ¼rĆ¼lmesin bayraklar.

Dinleyin, duyduğunuz Ƨakalların ulumasıdır.

Safları sıklaştırın Ƨocuklar,

bu kavga faşizme karşı, bu kavga hĆ¼rriyet kavgasıdır…” (NĆ¢zım Hikmet)

Ve:

“Ɩyle yıkma kendini,

Ɩyle mahzun, ƶyle garip...

Nerede olursan ol,

İƧerde, dışarda, derste, sırada,

YĆ¼rĆ¼ Ć¼stĆ¼ne - Ć¼stĆ¼ne,

TĆ¼kĆ¼r yĆ¼zĆ¼ne celladın,

FırsatƧının, fesatƧının, hayının...

Dayan kitap ile

Dayan iş ile.

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, dĆ¼ÅŸ ile

Dayan rĆ¼sva etme beni.” (Ahmet Arif)

 

14 Mayıs 2022 11:22:00, İstanbul

 

N O T L A R

[*] KaldıraƧ Dergisi, No:251, Haziran 2022…

[1] Ahmet Arif

[2] Onur Caymaz, “İşte AKP’nin NĆ¢zım Hikmet Sicili”, Odatv, 3 Haziran 2014, https://odatv4.com/analiz/iste-akpnin-NĆ¢zım-hikmet-sicili-0306141200-59651

[3] Mehmet Raşit KĆ¼Ć§Ć¼kkĆ¼rtĆ¼l ve Mehmet Yaşar, “Soğuk Savaş Dƶneminde Taşrada Ƈıkan KomĆ¼nizm Aleyhtarı Kitaplar”, Uluslararası Stratejik Boyut Dergisi 2021; 1(1), s.38.

[4] CangĆ¼l Ɩrnek, “II. DĆ¼nya Savaşı Yıllarında TĆ¼rkiye’de Anti-KomĆ¼nizm”, https://haber.sol.org.tr/gelenek/ii-dunya-savasi-yillarinda-turkiyede-anti-komunizm-7685

[5] Sami Yılmaz, Ä°kinci DĆ¼nya Savaşı Sonrası TĆ¼rkiye’de Sovyetler Birliği ve KomĆ¼nizm Algısının Toplum ve Kurumların BiƧimlenişindeki Etkisi, Ä°stanbul Ɯniversitesi Sosyal Bilimler EnstitĆ¼sĆ¼ Kamu Yƶnetimi Anabilim Dalı YĆ¼ksek Lisans Tezi, 2010.

[6] Nihal Atsız, KomĆ¼nist Don Kişotu, Proleter Burjuva NĆ¢zım Hikmetof Yoldaşa, (1935) https://huseyinnihalatsiz.com/makale/komunist-donkisotu-proleter-burjuva-gospodin-NĆ¢zım-hikmetof-yoldasa/

[7] Nihal Atsız, a.y.

[8] AbdĆ¼lazim Şimşek, TĆ¼rkiye’de AntikomĆ¼nist Faaliyetler: Propaganda AraƧları, TeşekkĆ¼ler ve Portreler (1945-1971). Doktora tezi. Ankara Ɯniversitesi, TĆ¼rk Ä°nkılap Tarihi EnstitĆ¼sĆ¼, 2018, s.274.

[9] Akt.: Barış Ɩzkul, “Mehmet Kaplan: Şiir Eleştirisinde Anti-KomĆ¼nizm ve MilliyetƧilik”, 28 Şubat 2021, https://birikimdergisi.com/haftalik/10503/mehmet-kaplan-siir-elestirisinde-anti-komunizm-ve-milliyetcilik

[10] Onur Caymaz, “İşte AKP’nin NĆ¢zım Hikmet Sicili”, Odatv, 3 Haziran 2014, https://odatv4.com/analiz/iste-akpnin-NĆ¢zım-hikmet-sicili-0306141200-59651

[11] CangĆ¼l Ɩrnek, “II. DĆ¼nya Savaşı Yıllarında TĆ¼rkiye’de Anti-KomĆ¼nizm”, https://haber.sol.org.tr/gelenek/ii-dunya-savasi-yillarinda-turkiyede-anti-komunizm-7685

[12] Ulaş Başar Gezgin, “En BĆ¼yĆ¼k Tehlike: IrkƧılık BroÅŸĆ¼rĆ¼ ƜstĆ¼ne”, Biamag, 1 Nisan 2017, https://m.bianet.org/biamag/tarih/185024-en-buyuk-tehlike-irkcilik-brosuru-ustune

[13] Bƶylelikle, daha ƶrneğin, “Sovyet Ordularının aƧık Ć¼stĆ¼nlĆ¼ÄŸe sahip olduğu 1944 yılı başlarında Hitler’in, Sovyetler Birliği’ni ‘iki bin yıllık Avrupa uygarlığı iƧin tehdit’ olarak yorumlayan nutku Cumhuriyet gazetesinde, haber formatında, neredeyse bĆ¼tĆ¼nĆ¼yle yayınlanıyordu.” (Bkz. Sami Yılmaz, agy. s.46)

[14] Şimşek, agy. s.31, dn. 108.

[15] Şimşek, ay, s.61.

[16] Ä°rfan KarakoƧ, “NĆ¢zım Hikmet Devlet Arşivlerinde”, Kitap-lık, sayı 188, 2014, s.92.

[17] Şimşek, ay, s.121.

[18] “TĆ¼rkiye’de anti-komĆ¼nizmin iki ana damarından biri milliyetƧilikse diğeri de Ä°slĆ¢mcılık/ MuhafazakĆ¢rlıktır. (…) ABD’de toplumun dine verdiği ƶneme, kiliselere gƶsterilen ilgiye, devletin dine referans veren politikalarına ilişkin ƶrnekler Ä°slĆ¢mcı yayınlarda kendine yer bulmuş ve Batı’da gĆ¼Ć§lĆ¼ dost ABD’nin karşısında, kuzeydeki “kadim” dĆ¼ÅŸman Hıristiyan azınlıkların himayecisi olarak değil; “Allahsız komĆ¼nizm”in ana yurdu Rusya olarak yer almaya başlamıştır.” (Enes Bahadır Kızak, “Soğuk Savaş Ortamında Anti-komĆ¼nizm ve Peyami Safa”, 19 Mayıs Sosyal Bilimler Dergisi, 2021, c. 2, sayı 3, s.655.)

[19] Şimşek, ay, s.135.

[20] Şimşek, ay, s.141.

[21] NĆ¢zım Hikmet’in SSCB’ne gidişinin ertesinde dĆ¼nya basınında yer alan fotoğraflarından biri, Cumhuriyet gazetesinin 12 Temmuz 1951 tarihli nĆ¼shasında şu ibareyle basılacaktır: “Kendi tabiriyle Stalin’in yarattığı NĆ¢zım Hikmet, Moskova’ya varınca hepimizin nefretle okuduğumuz mahut beyanatı verdi. Kızıl propagandası plağa aldırdığı bu demeƧten bol bol istifade etmeye Ƨalıştı. Nihayet onlar da rahat ettiler, biz de rahata kavuştuk derken, bu sefer resim faslı başladı. Sovyetler, NĆ¢zım Hikmet’in Moskova’da aldırdıkları boy boy, şekil şekil resimlerini bĆ¼tĆ¼n dĆ¼nya fotoğraf ajanslarına dağıtmaya başladılar. Yukarda gƶrdĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼z resim, bunlardan biridir. Bu fotoğrafı sĆ¼tunlarımıza geƧirirken şair Eşref’in AbdĆ¼lhamid’e yaptığı tavsiye aklımıza geliyor. Bu tavsiye ‘Resmini teksir edip dağıt ki millet doya doya yĆ¼zĆ¼ne tĆ¼kĆ¼rsĆ¼n’ mealindedir. Biz de yukarıdaki resmi NĆ¢zım hesabına aynı gaye ile basmış bulunuyoruz.” (Fatih Aydın, “Cennetini Kaybetmeyen Şairimize Dair”, ƜrĆ¼n Sosyalist Dergi, Ä°nternet Gazetesi, sayı 9, https://www.urundergisi.com/makaleler.php?ID=124)

[22] Şimşek, ay, s.58.

[23] Onur Caymaz, 2014, ay.

[24] Şimşek, ay. 238

[25] “(KomĆ¼nizm) aile, meşru evlat, servet, mal mĆ¼lk istemez, edep ve haya perdesini bir anda yıkar.” (Asrın Dini MĆ¼slĆ¼manlık, “Ä°slĆ¢miyet ve Bağdaşmadığı Ä°deolojiler: KomĆ¼nizm,” Yıl:1, Sayı:2-3, Haziran- Temmuz 1961, s.10.)

[26] Bu konuda ƶzellikle “Siyonizmle MĆ¼cadele Derneği” kurucusu Kemal Fedai Coşkuner’in Ƨıkarttığı Fedai dergisi, zengin bir kaynak oluşturur. Bkz. Pınar Tokaş, Fedai Dergisinde KomĆ¼nizm, Van YĆ¼zĆ¼ncĆ¼ Yıl Ɯniversitesi, SBE, Tarih A.B.D., Y. Lisans Tezi, 2018.

[27] Ä°slĆ¢mcı antikomĆ¼nist kalem Nevzat Mat’a gƶre bu husumet, karşılıklıdır. Yalnızca komĆ¼nistler “din/Ä°slĆ¢m dĆ¼ÅŸmanı” olmakla kalmaz, aynı zamanda “Allah ve resulĆ¼ de komĆ¼nistleri insan olarak kabul etmez, onları hayvan olarak gƶrĆ¼r.” (Nevzat Mat, Ä°nsanlık DĆ¼ÅŸmanı KomĆ¼nizm’in Maskesi Sosyalizm’dir, Kardeş Matbaası, Ankara, 1973, s.21)

[28] “NazarĆ® KomĆ¼nizmde Ƨocuk, mal ve kadın gibi toplumun mĆ¼ÅŸterek malıdır. KomĆ¼nizm ana babanın Ƨocuğuna velĆ® ve sahip olma, evlĆ¢dına tahsil ve terbiye verme, dinĆ® telkin ve Ć¶ÄŸretme hakkını tanımaz. Ƈocuk kĆ¼Ć§Ć¼k yaşta ailenin elinden alınır. Devlet mĆ¼esseselerinde bir devlet malı olarak KomĆ¼nist prensiplere gƶre yetiştirilir. KomĆ¼nist rejimlerde kadın ve erkek gibi mecburi Ƨalışmak zorunda bırakıldığı iƧin işe giden anne, bebeğini zaruri olarak Ƨocuk bakım yuvalarına terketmektedirler. Ƈocuklar bu kreşlerde anne şefkatinden mahrum olarak bĆ¼yĆ¼tĆ¼lmektedir. (…) Bundan maksat Allah’sız ve dinsiz, uƧkuruna dĆ¼ÅŸkĆ¼n, maddĆ® Ƨıkardan başka bir umde tanımayan bir nesil yetiştirmektir.” (Fehmi Cumalioğlu, “Ä°slĆ¢m KomĆ¼nizm’in Panzehiridir”, Diyanet Dergi, https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=33042.

[29] Ä°lginƧtir ki, Ä°slĆ¢mcısı olsun, TĆ¼rkĆ§Ć¼sĆ¼ olsun, tĆ¼m antikomĆ¼nist cephe, “Amerikan hayranlığı”nda birleşiyordu. Kızıl Tehlike başlıklı kitabın yazarı Tekin Erer, Son Havadis, Ć¼niversite genƧliğinin 6. Filo’yu protestoya hazırlandığı gĆ¼nlerde, Kanlı Pazar’dan hemen ƶnceki Son Havadis gazetesindeki “Dost filo, Hoş geldin” başlıklı yazısında ÅŸĆ¶yle diyordu: “Amerikan 6. Filosu, Sovyetlere karşı TĆ¼rk karasularını koruyacak, bizim yanımızda seve seve Ƨarpışacak, can verecek filodur. Sovyetler boş durmuyorlar, el altından para dağıtarak satın aldıkları bazı adamları ortalığa salıveriyor, bunları 6. Filo aleyhine kışkırtıyorlar.” (Beyza Kural, “Kanlı Pazar’dan Ɩnce Gazeteler, Biamag, 16 Şubat 2013, https://m.bianet.org/biamag/print/144384-kanli-pazardan-once-gazeteler)

[30] https://turkcutoplumcu.org/content/view/1598/139/

[31] https://www.facebook.com/ulkucugd/posts/831208980353099?_rdr

[32] https://www.haber7.com/guncel/haber/23168-ulkucu-bombacidan-itiraflar

[33] Refik Durbaş, “Ahmet Arif anlatıyor: ‘Bana gĆ¼nde bir Ƨeyrek ekmek veriyorlardı’, 30.06.2011, https://www.cafrande.org/ahmed-arif-anlatiyor-bana-gunde-bir-ceyrek-ekmek-veriyorlardi/


Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRƜDEN EŞİTLİĞE: TƜRKLERLE ERMENÄ°LER ARASINDAKÄ° GƜƇ Ä°LİŞKÄ°LERÄ°NÄ° BÄ°R SÄ°VÄ°L HAKLAR MODELÄ° ARACILIĞIYLA DEĞİŞTÄ°RMEK,1,“KOBANƊ’NÄ°N ‘BÄ°Z’Ä°MLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHÄ°RLÄ° KAN” ƜZERÄ°NE,1,1 MAYIS 2015’DE Ä°STÄ°KAMET(Ä°MÄ°Z) -2014’TE OLDUĞU GÄ°BÄ°!- TAKSÄ°M,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)Ä°,1,1 MAYIS’A GÄ°DERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKÄ°M DEVRÄ°MÄ°’NÄ°N ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENÄ° GERƇEĞİNÄ°N TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLƜL 2010 SONRASI,1,12 EYLƜL KÄ°ME KARŞIYDI?,1,12 EYLƜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLƜL’Ɯ YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’Ä°N 50. YILINDA SARI YELEKLÄ°LER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ƜN 1 MAYIS DERSLERÄ°,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YÄ°NE YENÄ°DEN ISRARLA TAKSÄ°M,1,2016,1,2018,1,2019: YERKƜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NÄ°SAN BÄ°TTÄ° ‘KUTLU DOĞUM’ VERELÄ°M,1,24 HAZÄ°RAN SEƇİM(LER)Ä° VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZÄ°RAN 2015 SEƇİMLERÄ°’NE DAÄ°R -GEREKƇELÄ°- TAVRIMIZ,1,7 HAZÄ°RAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BÄ°R YOLCULUK,1,ABD EMPERYALÄ°ZMÄ° VE VENEZƜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLƜ OLMAK Ä°YÄ°DÄ°R (7 HAZÄ°RAN SONRASINA DAÄ°R DEĞERLENDÄ°RME),1,ADALET: ANTROPOLOJÄ°K BÄ°R BAKIŞ,1,afis,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE’N)Ä°N ƖTESÄ°DÄ°R,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE),1,AKADEMÄ°NÄ°N ƖZGƜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMÄ°SYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SÄ°ZLERÄ°,1,akp,36,AKP Ä°KTÄ°DARI VE GƜNDELÄ°K HAYATIN Ä°SLƂMÄ°LEŞTÄ°RÄ°LMESÄ°,1,AKP Ä°SLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NÄ°N ‘KƜLTƜR POLÄ°TÄ°KALARI’?,1,AKP’NÄ°N “DERÄ°N DEVLET”Ä°,1,AKP’NÄ°N “KINDER KUCHE KIRCHE”SÄ°,1,AKP’NÄ°N “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NÄ°N “ORGANÄ°K AYDINLARI” VE HAZÄ°RAN KALKIŞMASI,1,AKP’NÄ°N BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ° MÄ° DEDÄ°NÄ°Z,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°: MÄ°LLÄ°YETƇİ MANEVÄ°YATƇI VE PÄ°YASACI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°YLE Ä°MTÄ°HANI,1,AKP’NÄ°N KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GÄ°BÄ° ƖLMEK,1,AKP’NÄ°N MUHAFAZAKƂRLIĞI Ä°SLƂMCILIĞI NEOLÄ°BERALÄ°ZMÄ° VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktĆ¼el,2,ALEVƎLÄ°K VE SINIF MƜCADELESÄ°: KƜLTƜR VE EKONOMÄ° POLÄ°TÄ°K,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJÄ°: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKÄ°” ƜZERÄ°NE,1,ATAERKÄ°L PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BÄ°RLİĞİ: ƇOKKƜLTƜRCƜLƜĞƜN “KRÄ°ZÄ°”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MÄ°ZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZÄ°MAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERÄ°,1,BEKLE BÄ°ZÄ° -YENÄ°DEN- TAKSÄ°M,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BÄ°R “ELEŞTÄ°RÄ°”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BÄ°R “Ä°MKƂNSIZ AŞK” HÄ°KƂYESÄ°: “AKADEMÄ° VE ƖZGƜRLƜK,1,BÄ°R “PRAKSÄ°S ANTROPOLOJÄ°SÄ°” İƇİN,1,BÄ°R AYDIN(LIK) HƂLÄ° FÄ°KRET BAŞKAYA,1,BÄ°R DAHA ASLA DÄ°YEBÄ°LMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR (YENÄ°DEN-)ƜRETME ARACI OLARAK MOBBÄ°NG[*],1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR ARACI OLARAK KORKU,1,BÄ°R KEZ DAHA “TERƖR” MƜ,1,BÄ°R KÄ°MLÄ°K SÄ°YASETÄ° OLARAK MÄ°LLÄ°YETƇİLÄ°K VE IRKƇILIK,1,BÄ°R MÄ°LAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BÄ°YOLOJÄ° KADER MÄ°? ya da “FITRAT”A DAÄ°R,1,BÄ°ZÄ°M DELÄ°LERÄ°MÄ°Z,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLƜL REJÄ°MÄ°… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANÄ°” KÄ°M),1,BUGƜN ADNAN YƜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTƜKLERÄ° KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VÄ°LLERÄ° VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SÄ°STEMÄ° VEYA BU KADAR YETKÄ°YÄ° BABANIZA VERÄ°R MÄ°YDÄ°NÄ°Z,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESÄ°N DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETÄ°YLE BESLENEN ƜLKE,1,ƇƖZƜMƜN SOSYO-EKONOMÄ°K YANI,1,DAĞLAR ERÄ°RSE – ZEVEBƂN,1,DAÄ°MA YAŞAYACAKTIR Ä°SMÄ°YLE MƜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GÄ°RİŞİMÄ° VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELÄ° DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ɯ ya da YOLSUZLUK RANTIN Ä°KÄ°Z KARDEŞİDÄ°R,1,DEMÄ°RÄ°N TUNCUNA Ä°NSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATÄ°KLEŞ-ME PAKETÄ°,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETÄ°N ERKEKLERÄ° YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETÄ°N KƜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERÄ° VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DÄ°NLER Ä°SLƂM VE KADIN BEDENÄ°,1,dinleti,1,DÄ°RENEN DAMAR[*] ƇƜRƜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dĆ¼nya,53,dĆ¼sĆ¼nce ƶzgĆ¼rlĆ¼gĆ¼,2,EGEMENLERÄ°N “PYRRHUS ZAFERÄ°”: F-TÄ°PÄ°,1,egitim,11,EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° SOSYALÄ°ZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTÄ°RÄ° HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSÄ°ZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALÄ°ZM- T. “C” VE AFRÄ°N,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALÄ°ZM ƜZERÄ°NE NOTLAR,1,ERCAN BÄ°NAY’DAN (BAFRA T TÄ°PÄ°) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGƜRLƜK,1,ermeniler,4,ESKÄ°(MEYEN)/ YENÄ° TƜRKÄ°YE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FÄ°DEL İƇİN SANCAĞI YARIYA Ä°NDÄ°RMEYÄ°N DAHA DA YƜKSELTÄ°N,1,FRIEDRICH ENGELS VE AÄ°LENÄ°N,1,genclik,2,GERƇEKTEN DE NEDÄ°R TERƖR,1,GƖBEKLÄ°TEPE BÄ°ZE NEYÄ° ANLATIYOR,1,gĆ¼ncel,3,gĆ¼ndem,11,GƜNDEM’E DƜNE VE BUGƜNE DAÄ°R,1,HAFIZASINI YÄ°TÄ°RMEYEN “DERSÄ°M’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ƜLKEYÄ° KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GÄ°DİŞ(Ä°MÄ°Z),1,HANGÄ°MÄ°Z ƖZGƜRƜZ KÄ°,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTÄ°R YANÄ° HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GƜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BÄ°R “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTÄ°RÄ°LME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLÄ°LER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLÄ°KELÄ°” BÄ°R KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE Ä°SLƂMCI “FEMÄ°NÄ°STLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,Ä°FADE ƖZGƜR(LƜĞƜ) MƜ,1,Ä°FADE ƖZGƜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELÄ°KLÄ° DEĞERDÄ°R,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,Ä°SLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZÄ°HÄ°N HARÄ°TASINDA BÄ°R GEZÄ°NTÄ°: “NASIL BÄ°R KADIN(LIK),1,Ä°STANBUL SEƇİMÄ° - BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLÄ°AMIN 40. YILINDA TAKSÄ°M,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,Ä°TÄ°RAZ VE ELEŞTÄ°RÄ° “HAZIROL”DA DURMAZ,1,Ä°YÄ° KÄ° YAŞADILAR Ä°YÄ° KÄ° YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRÄ°M(LER),1,KADINLAR KAPÄ°TALÄ°ZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ƜSTƜ” MƜ,1,KADINLAR İƇİN OLABÄ°LECEK EN KƖTƜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAÄ°R,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSÄ°ZM’SÄ°Z OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBÄ°M(Ä°Z) CÄ°ZRE’DEDÄ°R,1,kapitalizm,19,KAPÄ°TALÄ°ZM KƜLTƜR DÄ°RENİŞ,1,KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KENDÄ°NÄ° Ä°MHASI: NEOLÄ°BERALÄ°ZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HƜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTÄ° (YOKSULLARINDAN) TEMÄ°ZLEMEK,1,KEŞFEDÄ°LMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESÄ° İƇİNDÄ° SAMÄ°R AMÄ°N,1,kitap,35,KOBANƊ BÄ°ZÄ°MDÄ°R BÄ°Z KOBANƊ’YÄ°Z,1,KOLEKTÄ°F BÄ°R DEVLET CÄ°NAYETÄ°: HRANT DÄ°NK,1,komĆ¼nizm,4,kriz,49,KRÄ°Z SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ƜZERÄ°NE GƖRĆœÅžLER,1,KRÄ°ZDEN Ä°NSAN MANZARALARI[*],1,KƜLTƜR “YERLÄ° VE MÄ°LLÄ°” MÄ°DÄ°R?YA DA NEDÄ°R,1,kĆ¼ltĆ¼r sanat,29,KƜRESEL KƜLTƜR” MƜ,1,kĆ¼rt sorunu,1,laiklik,1,LAÄ°KLÄ°K MÄ° HANGÄ°SÄ°,1,latin amerika,11,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZÄ°LYA ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNÄ°K DARBE,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DA BARIŞ SƜREƇLERÄ°,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DAN “BARIŞ SƜREƇLERÄ°”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LƜZUM” ƜZERE: BÄ°R KEZ DAHA Ä°STANBUL SEƇİMÄ°,1,MAĞLUP MU DENÄ°R ŞİMDÄ° ONLARA?,1,MARKSÄ°ST-LENÄ°NÄ°ST ROMAN YAZARI : VEDAT TƜRKALÄ°,1,marksizm,5,MARKSÄ°ZM + V. Ä°. LENÄ°N = EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° (NOTLARI),1,MARKSÄ°ZM AÄ°LE AŞK CÄ°NSELLÄ°K ƜZERÄ°NE SƖYLEŞİ,1,MARKSÄ°ZM VE KADIN ƜZERÄ°NE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSÄ°ZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DƜNYASINA BÄ°R SEYAHAT: ETNOLOJÄ° DEFTERLERÄ°,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BÄ°R ƇUKUROVALI: OKTAY ETÄ°MAN,1,MASKELÄ° FAŞİZM: “POPƜLÄ°ST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI Ä°YÄ° BÄ°LMEZDÄ°K,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHÄ°NÄ°LER VE DƜNYAYI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LMEK,1,mĆ¼cadele,12,MƜCADELE BOYU BÄ°R YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MƜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “Ä°MTÄ°YAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KÄ°TLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMÄ°NÄ°ST” MÄ°,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKƜNLEŞME DÄ°YALEKTİĞİ,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’NÄ°N “EN ALTTAKÄ°LER”Ä°: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KƜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,9,newroz,1,NÄ°CE ONYILLARA ‘YENÄ°KAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GƜN BU ƜLKEDE. O GƜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLƜMSƜZDƜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(Ä°MÄ°Z,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BÄ°Z YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BÄ°R KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “Ä°HYA” ETMEK: AKP’NÄ°N TƖRENLERÄ°,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTƜ YƜREĞİMÄ°ZE…,1,ƖFKELENÄ°NCE ƇOK GƜZEL OLUYORSUN TƜRKÄ°YE,1,ƖFORÄ°NÄ°N ORTASINDA,1,ƖĞRETTÄ°KLERÄ° HATIRLATTIKLARIYLA GREÄ°F DÄ°RENİŞİ,1,ƖLƜMSƜZ ABÄ°(MÄ°Z) OKTAY ETÄ°MAN,1,ƖRGƜTLƜ MƜCADELE ETİĞİ VE SOSYALÄ°ST DEMOKRAS,1,ƶteki,25,ƖZEL MƜLKÄ°YETÄ°N DEVLETÄ°N KƖKENÄ° ƜZERÄ°NE,1,ƖZERKLÄ°KƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLÄ°VYA DERSLERÄ°,1,ƖZGECAN’IN KATLÄ°NÄ°N AKP’YLE NE Ä°LGÄ°SÄ° VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgĆ¼rlĆ¼k,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANÄ°NÄ°N (“YENÄ°”) REJÄ°MÄ°,1,PARÄ°S KATLÄ°AMI “BARIŞ SƜRECÄ°” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPƜLER KƜLTƜRE ELEŞTÄ°REL BAKIŞLAR - KISA BÄ°R TARÄ°HƇE,1,protesto,2,RECEP’Ä°N TƜRKƜ(/ŞİİR)LERÄ°,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKÄ°’NÄ°N KANAYAN KARANFÄ°LÄ°,1,rƶportaj,12,SAHÄ° “VESAYET (REJÄ°MÄ°)” KALKTI MI,1,SAHÄ°CÄ° OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ƜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERÄ°N SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRƜMENÄ°N RESMÄ°NÄ° ƇİZEBÄ°LÄ°R MÄ°SÄ°N ABÄ°DÄ°N?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTÄ°M MANZARALARI,1,SEN MÄ°SÄ°N “BARIŞ” DÄ°YEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,8,SÄ°VAS KATLÄ°AMI O GƜN ORADA BÄ°TMEDÄ°,1,siyonizm,2,SÄ°YONÄ°ZM ANTÄ°-SEMÄ°TÄ°ZM VE BÄ°R “MUGALATA” ƜZERÄ°NE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BÄ°LÄ°MLER: BÄ°R ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ƜZERÄ°NE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ƜZERÄ°NE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELÄ° DUMRULLARI: ƖZELLEŞTÄ°RMELER,1,SƜREKLÄ°LEŞTÄ°RÄ°LEN OHAL VE,1,ŞİDDET MÄ° MEŞRUÄ°YET YÄ°TÄ°MÄ° MÄ°,1,ŞİDDET NEDEN KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercĆ¼me,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KÄ°TAPLI Ä°NSANDAN KORKARIM,1,TOTALÄ°TARYANÄ°ZMÄ° SOKAKTA ALT EDEBÄ°LMEK,1,TOTALÄ°TERLEŞMEYE Ä°HVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET Ä°KTÄ°DAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tĆ¼ketim,1,TĆ¼rk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TƜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TƜRK(Ä°YE) Ä°SLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,tĆ¼rkiye,76,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHÄ°T OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,Ć¼niversite,6,ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° ƖLDƜRMENÄ°N SEKÄ°Z YOLU (YA DA ƜNÄ°VERSÄ°TE PÄ°YASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETÄ°N ALTERNATÄ°FÄ° VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZƜELLA VE EMPERYALÄ°ZM KONUSU,1,VESAYET REJÄ°MÄ°” ƖLDƜ YAŞASIN “Ä°LERÄ° DEMOKRASÄ°,1,video,24,VURUN “ƖTEKÄ°”NE,1,YA SEV YA TERKET: BÄ°R BÄ°AT ARACI OLARAK MOBBÄ°NG,1,YA SOSYALÄ°ZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDÄ°NÄ°Z,1,yasam,17,YENÄ° TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENÄ°”,1,yeni yil,2,YENÄ° YƖK YASA TASLAĞI ƜZERÄ°NE: PÄ°YASA ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° YUTARKEN,1,YENÄ°DEN HAYKIRABÄ°LMEK: “YERÄ°MÄ°Z MUTFAK DEĞİL DƜNYA,1,YERELÄ° BÄ°RLÄ°KTE YƖNETMEK - NASIL BÄ°R DƜNYA Ä°STÄ°YORSAK ƖYLE BÄ°R YEREL YƖNETÄ°M,1,YILDIZLARIN GƜNCESÄ°NÄ° TUTAN ADAM: CENGÄ°Z GƜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YƜREĞİMÄ°ZDE,1,ZAPATÄ°STALARIN 33. YILI: BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,ZEYTÄ°NLİĞİ ZÄ°NDAN YAPAN SÄ°STEMATÄ°K ZULME DÄ°RENENLER,1,ZÄ°NDAN(LAR)IN TƜRKƇESÄ°,1,ZORUNLU BÄ°R AƇIKLAMA (II)… VE BÄ°R EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚ƶzbudun: ANTÄ°KOMƜNÄ°ZM… VE “BÄ°ZÄ°M OZANLARIMIZ”[*]
ANTÄ°KOMƜNÄ°ZM… VE “BÄ°ZÄ°M OZANLARIMIZ”[*]
https://cdn.odatv4.com/images/2016_01/2016_01_08/edebiyattaki-antikomunist-histeri-0801161200_l2.jpg
sibelšŸ‚ƶzbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2022/06/antikomunizm-ve-bizim-ozanlarimiz.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2022/06/antikomunizm-ve-bizim-ozanlarimiz.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gƶr BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara BĆ¼tĆ¼n Yayinlar Ä°steğiniz gƶnderi bulunamadı Ana Sayfaya Dƶn Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika ƶnce $$1$$ minutes ago 1 saat ƶnce $$1$$ hours ago dĆ¼n $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy