Bir Kez Daha Haykırıyoruz: Mahmut Konuk Yalnız Değildir![1]

“Her şeyin başlangıcı küçüktür.” [1] Mahmut Konuk’un işinin iade edilmesi için bu hafta onbirinci kez birlikteyiz. Ama bu sefer...

“Her şeyin

başlangıcı

küçüktür.”[1]

Mahmut Konuk’un işinin iade edilmesi için bu hafta onbirinci kez birlikteyiz.

Ama bu seferki farklı.

Bu sefer, arkamızda geçtiğimiz günlerde Taksim’i, Kızılay’ı, Gündoğdu’yu, Adana, Konya, Dersim, Elazığ, Muğla, Bursa, Antalya, Kocaeli, Mersin, Samsun, Tekirdağ, Antakya, Denizli, Afyon, Kayseri, Sakarya, Trabzon, Bolu, Van, Artvin, Urfa… hasılı İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre 48 ilde meydanları dolduran yüzbinlerin sesi, direnişi var.

“Birkaç ağaç” mı dediniz?

Yanılıyorsunuz.

Bir yandan küresel neo-liberal sistemin taşeronluğunu üstlenip, bir yandan da sermayeyi kendi cenahlarına kanalize etmeye uğraşan AKP iktidarının ceberutluğuna karşı bir halk ayaklanmasıdır yaşadığımız.

Yüzbinler, yaşam alanlarının teker teker uluslar arası sermayeye peşkeş çekilmesine, taşeronlaştırmalara, işsizliğe, yaşam tarzlarına yönelik müdahalelere, “Ben yaptım oldu”cu keyfîliğe, “ileri demokrasi” riyakârlığı altında uygulanan polis rejimine, yolsuzluklara… karşı “Yeter Artık!” haykırışıyla ayaklandı.

AKP iktidarı emekçilerin yaşamını cehenneme çevirmeye yeminli.

İstihdam güvencesini tümüyle tasfiye eden, emeğin haklarını sıfırlayan taşeronlaştırma tüm sektörlerde olanca hızıyla devam ederken, iktidar, patronlara, “işten çıkarma stratejileri” konusunda yol gösterici paneller organize ediyor.

Emekçilerin mücadeleleri sonucu kazanılmış tüm haklar, bir bir işçi sınıfının elinden alıyor.

Sağlık hizmetlerinin neredeyse tümüyle özel sektörün yağmasına terk edilmesi, emeklilik yaşının ötelenmesi, çalışma yaşamının “esnekleştirilmesi” adı altında işçileri kölelik koşullarına boyun eğdirme çabaları, emekliliklerinde bile çalışmak zorunda bırakılan emekçilerden maaşlarının geri alınması, kamudaki cemaatçi kadrolaşma ve bunun getirisi olarak kamu emekçilerinin, özellikle de sendikal mücadele veren emekçilerin keyfî biçimde sürülmesi…

Yoldaşımız, kardeşimiz, sağlık emekçisi ve SES işyeri temsilcisi Mahmut Konuk sendikal mücadele verdiği için hazretlerin dudakları arasından çıkan bir buyrukla, keyfî bir biçimde sürgün edilenlerden biri.

Oysa yasa son derece açık; hiçbir emekçi, sendikal mücadele verdiği için işten atılamaz ya da isteği dışında işyeri değiştirilemez. Bu durum, işyeri temsilcileri için haydi haydi geçerlidir.

Zaten bu nedenledir ki, Çankaya ilçe sağlık müdürü Fatih Muhammet Taşlıçay, yoldaşımız Mahmut Konuk’un işyerini değiştiren “fermanı” imzalarken, onun sendikal çalışmalarını gerekçe göstermiyor.

“Görevini yapmıyor,” diyor sadece. “Görevini yapmıyor…” Nokta.

Fatih Muhammet, bununla da yetinmiyor.

Hakkındaki keyfî uygulamaya karşı meşru bir direniş başlatan Mahmut Konuk’a, “eylem yapıyor” diye soruşturma da açtırıyor.

Öyle bir sistem düşünün ki, bir kamu emekçisinin yaşamı, geleceği, amirinin dudakları arasından çıkacak tek bir cümleye bağlı olsun.

Hazretin biri, “sürgün edile” buyursun, kamu emekçisi sürgün edilsin; “Soruşturula” buyursun soruşturma başlatılsın…

AKP iktidarı işte bunu başardı…

Ama baskının, mobbing’in, sindirme, susturma çabalarının da bir sınırı var.

Dün bu ülkenin sokaklarını, meydanlarını iktidara dar eden yüzbinler, bu sınırı çizdi…

Onların “Yeter artık!”ları, Mahmut Konuk’un aylardır buradan haykırdığı “Yeter Artık!”a katılarak çoğaldı, yükseldi.

Bundan böyle Tayyip Erdoğangillerin, Fatih Muhammetgillerin bir emekçinin kılına dokunacak bir buyruğu terennüm ederken dokuz kez yutkunmaları gerekecek.

Son bir haftada iktidara ve sermayeye dünyayı dar eden emekçiler, bundan böyle sürüye sayılmaya rıza göstermeyeceklerini net bir biçimde gösterdiler, hem dosta, hem de düşmana…

Fatih Muhammetgilleri uyarıyoruz, son günlerde bu ülkede bir şeyler değişti. Karşınızda, üzerine serptiğinizi sandığınız ölü toprağını silkelemiş, korku duvarını aşmış, “Hayır!” diye, “Yetti Artık!” diye haykırmayı yeniden belleyen bir halk var.

Bundan böyle iki dudağınız arasından çıkan buyruklarla, altını çalımla imzaladığınız fermanlarla yönetemeyeceksiniz bu ülkeyi.

Pervasızca, umursamazca haklarını gaspettiğiniz, işinden ettiğiniz, onurunu çiğnediğiniz emekçiler Taksim’le Kızılay’ı, Dersim’le Trabzon’u, Antakya’yla İzmit’i buluşturdu çünkü.

Ve öfkelendikleri zaman güçlerinin nelere yeteceğini gösterdiler elaleme…

Sizleri uyarıyoruz. Bu öfkeden sakının… Zira tarihîdir, zira kavîdir, zira ne zaman, nasıl patlayacağı öngörülemez…

Bugün bir kez daha, yepyeni bir güç ve bilinçle haykırıyoruz: Mahmut Konuk yalnız değildir!

3 Haziran 2013 11:29:20, Ankara.

N O T L A R

[*] Newroz, Yıl:7, No:237, 12 Temmuz 2013…

[1] Çankaya İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde çalışan, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İşyeri Temsilcisi Mahmut Konuk’un işi isteği dışında değiştirildi. 4 yıldır geçici görev adı altında burada çalışan Konuk’a, görev tanımı dışında işler yaptırıldı ve görevini yapamadığı ileri sürülerek bir başka yere, Dikmen Toplum Sağlığı Merkezine geçici görevle gönderildi.