“GerƧek, hiƧbir yalana benzemeyen bir Åeydir...” [1] Aslına bakacak olursanız, iki konuda yazmak ve konuÅmak zordur: biri, Ć¼zerine h...
“GerƧek, hiƧbir yalana
benzemeyen bir Åeydir...”[1]
Aslına bakacak olursanız, iki konuda yazmak ve konuÅmak zordur: biri, Ć¼zerine hiƧ yazılmamıÅ/ konuÅulmamıŠkonularda. TartıÅmaların namevcut, kaynakların kıt olduÄu konularda, pusulasız bir gemi gibi, nereye varacaÄınızı kestiremeden el yordamıyla ilerlemeye ƧalıÅırsınız.
Bu durumda, ikinci vak’aya gƶre daha Åanslı sayılabilirsiniz; nihayetinde, ortaya tartıÅılabilir bir zemin Ƨıkartabilme Åansınız vardır; sonradan ne denli yanılmıŠolduÄunuzu acı acı kavrasanız da, en azından sizden sonra bu tehlikeli sularda seyredecek olanlara, yıkacakları ya da Ć¼zerine bir Åeyler inÅa edebilecekleri bir temel bırakmıŠolursunuz.
Ä°kincisi ise, Ć¼zerine Ƨok yazılmıÅ, konuÅulmuÅ konulardır. Bunlar genellikle gĆ¼ncel, yakıcı, Ƨetrefilli, ve ideolojik kutuplaÅma alanlarına denk dĆ¼Åerler. Bazı durumlarda okuru-dinleyiciyi ƶylesine bezdirmiÅtir ki, “konuÅ-konuÅ, bir sonuƧ Ƨıkmıyor iÅte” yılgınlıÄında, sƶyledikleriniz, buharlaÅır, uƧar gider.
BugĆ¼n benden istediÄiniz konu, “TĆ¼rkiye’de kadın olmak”, ikinci tipe dahil. Ćok acil, Ƨok gĆ¼ncel, Ƨok yakıcı, Ƨok Ƨetrefil, ve de Ƨok ideolojik(leÅmiÅ)...
Acil, gĆ¼ncel, yakıcı olmasının nedeni aƧık: TĆ¼rkiye’de her gĆ¼n 2-3 kadın, eril Åiddete kurban gidiyor. “Kadın cinayetleri” bu Ć¼lkede kadın ƶlĆ¼mlerinin belli baÅlı nedenlerinden biri hĆ¢line geldi.
DĆ¼ÅĆ¼nebiliyor musunuz, bu topraklarda 2000-2014 yılları arasında (bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ bir yakını tarafından) ƶldĆ¼rĆ¼len kadın sayısı 10 793. TĆ¼m KurtuluÅ SavaÅı boyunca cephede ƶlen subay ve er sayısı ise 9 167![3]
GĆ¼n geƧmiyor ki bir erkek, karısını, eski karısını, kızını, kız kardeÅini, sevgilisini mini etek giydi, kendisini reddetti,[4] aldattıÄından ÅĆ¼phelendi,[5] boÅanmak istedi,[6] yabancı bir erkeÄe iÅveli iÅveli saati sordu, kƶfte-patates gibi pratik yemekler yaptı,[7] rĆ¼yasında striptiz yaptı, rĆ¼yasında baÅka bir erkekle seviÅti,[8] ƧalıÅmak istedi, okumak istedi, internette chat’leÅti, cep telefonunda mesajlaÅtı, dar pantolon giydi, yemeÄi vaktinde hazırlamadı.. diye boÄarak, keserek, vurarak, ÅiÅleyerek, yakarak... ƶldĆ¼rmesin.
Ćstelik de katiller yargı ƶnĆ¼ne getirildiklerinde, ƶnlerini ilikleyip ƶne doÄru kaykıldıklarında, “iyi hĆ¢l”,[9] ya da en entipĆ¼ften nedenlerle “tahrik”[10] indirimlerinden yararlanıyorlar genellikle.
Sadece kadın cinayetleri, taciz, tecavĆ¼z,[11] hatta “Ƨocuk gelinler”[12] mi? Bu Ć¼lkede kadınlarla ilgili bĆ¼tĆ¼n veriler, “felaket” kıvamında... ĆrneÄin eÄitim: BirleÅmiÅ Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) ‘Ä°nsani GeliÅme Endeksi’ne gƶre, TĆ¼rkiye’de en az ortaƶÄrenim gƶrmĆ¼Å kadınların oranı yĆ¼zde 39. Bu oran erkeklerde yĆ¼zde 60. Ortalama ƶÄrenim gƶrme sĆ¼resi kadınların 6.4 yıl, erkeklerin 8.7 yıl.[13] Bir baÅka deyiÅle, kadınların yĆ¼zde 60’ı ilkƶÄretim ya da daha geride bir ƶÄrenim dĆ¼zeyiyle idare etmek zorunda... YĆ¼zde 20’si ise hiƧ formel temel eÄitim gƶrmemiÅ ve/veya formal bir temel eÄitimi tamamlamamıŠdurumda![14]
ĆrneÄin gelir dĆ¼zeyi: Aynı endekse gƶre kiÅi baÅına dĆ¼Åen gayri safi milli hasıla, kadınlarda sadece ama sadece 8 bin 813 dolar, erkeklerde 28 bin 318 dolar. Yani erkeklerin milli gelirden kiÅi baÅına aldıkları pay kadınların tam 3.5 katı. Salt bu veriler dahi, TĆ¼rkiye’yi endeksin hesaplandıÄı 148 Ć¼lke iƧinde 118. sıraya yerleÅtirmeye yetiyor![15]
Devam edeyim... ĆrneÄin, siyasete katılım oranı: kadınların siyasete katılması, parlamentoda temsili konusunda yıllardır kopartılan onca gĆ¼rĆ¼ltĆ¼ye, bu konudaki sivil toplum Ƨabalarına, siyasal partilerin vaadlerine karÅın, parlamentoda kadın oranı hĆ¢len yĆ¼zde 14.3’te seyrediyor; akƧalı iÅlerin gerƧeklendiÄi alan olan yerel yƶnetimlerde ise durum daha vahim: yĆ¼zde 1.2.[16] (Oysa, ƶrneÄin, SeƧme ve seƧilme hakkını 1960 yılında elde eden ve ilk kadın milletvekilini 1982 yılında seƧen Burundi’de kadınlar parlamentoda yĆ¼zde 35 oranında temsil ediliyor.[17]) HĆ¼kĆ¼metteki 26 bakandan 1’i, 2 bin 924 belediye baÅkanından 26’sı,[18] 34 bin 210 muhtardan 65’i, 81 validen 1’i kadın... 26 mĆ¼steÅar arasında hiƧ kadın yok! BDDK, Yargıtay, SayıÅtay baÅkanlıklarında hiƧ kadın yok! TĆ¼rk-Ä°Å, HAK-Ä°Å, KAMU-SEN, MEMUR-SEN, TOBB, MĆSÄ°AD, TZOB, TESK yƶnetiminde hiƧ kadın yok![19]
Tekrar ediyorum; “TĆ¼rkiye’de kadınlık durumu”, Ƨok acil, Ƨok gĆ¼ncel, Ƨok yakıcı, Ƨok Ƨetrefil, ve de Ƨok ideolojik(leÅmiÅ) bir konudur.
Evet, “ideolojik(leÅmiÅ)”: ĆĆ¼nkĆ¼ bu Ć¼lkede “rejim tartıÅmaları” bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de kadınlar Ć¼zerinden gerƧekleÅtirilmiÅtir ve bu durum hĆ¢len devam etmektedir. GeƧ Osmanlı ve Cumhuriyet dƶneminde BatıcılıÄın en ƶnemli isimlerinden biri kabul edilen Abdullah Cevdet’in, TĆ¼rkiye’nin modernleÅmesi iƧin “Kur’an’ı kapat, kadınları aƧ,” formĆ¼lĆ¼nĆ¼ ileri sĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼ bildirilir. Kadınların bedeni, giyimleri, kamusal alanda nasıl boygƶsterecekleri, o gĆ¼n bugĆ¼ndĆ¼r, modernleÅmeciler ile muhafazakĆ¢rlar; laiklerle Ä°slĆ¢mcılar ateÅli bir savaÅın konusu olagelmiÅtir. ĆaÄdaÅlaÅmacı-laiklerin indinde, kadınların ƧarÅaftan kurtulması, eÄitim gƶrmesi, ƧalıÅma hayatına girmesi, sembolik de olsa siyaset alanında temsil edilmesi, Ć¼lkenin “gerilikten sıyrılması”nın, “ƧaÄdaÅ uygarlık dĆ¼zeyine ulaÅması”nın simgesi sayılmaktadır. Ćte yandan, muhafazakĆ¢rlar, Ä°slĆ¢mcılar, hem geƧ dƶnem Osmanlı reformistlerinin, hem de yeni rejimde galebe Ƨalan ƧaÄdaÅlaÅmacıların, laiklerin, kısacası Kemalist rejimin kadınlar konusundaki her tasarrufunu, halkı MĆ¼slĆ¼manlıktan uzaklaÅtırmaya, dinden soÄutmaya, bƶylelikle de “yĆ¼zyıllar boyunca Ä°slĆ¢m sancaÄını zaferden zafere ulaÅtırmıŔ bir devleti Ƨƶkertmeye Ƨabalayan Batı’nın ve onun yardakƧılarının oyunu olduÄunu dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼rler.
Aslına bakarsanız bugĆ¼n bu topraklarda “kadın olmak” bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bedenini bu bitmeyen savaÅın “muharebe alanı” kılınmasına seyirci kalmak anlamına gelmektedir. Ve kanımca, 2002 yılından beri hĆ¼kĆ¼met, son birkaƧ yılda da “iktidar” olmaya baÅlayan Ä°slĆ¢m referanslı AKP’nin ricalinin kadına iliÅkin sƶylemleri[20] ve bir ƧeÅit “rƶvanÅ”a dƶnĆ¼Åen icraatları, bu saptama ıÅıÄında deÄerlendirildiÄinde daha iyi anlaÅılabilecektir.
Ancak tarafların Ć¼zerinde zımnen anlaÅtıkları bir konu vardır ki, bu da kamusal alandaki gƶrĆ¼nĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼ ne olursa olsun, “ƶzel alan”ın kadın iƧin baÅatlıÄıdır. Gerek muhafazakĆ¢r/ Ä°slĆ¢mcılar iƧin, gerekse Kemalistler iƧin kadın, “ƶncelikle anne”dir;[21] “dıÅarıda” yaptıÄı iÅ ne olursa olsun, ƶzel/ domestik alan kadının birincil sorumluluk alanıdır.
Bu durumu, aynı zamanda “Ä°slĆ¢mĆ® aile hukukundan bir kopuÅ olarak da tasarlanan ve 1926’da kabul edilen MedenĆ® Kanun’da aƧıkƧa gƶrmek, mĆ¼mkĆ¼ndĆ¼r. ĆrneÄin, kadını evleninceye dek kendi kararlarını alma hak ve sorumluluÄuna sahip, tam ehliyetli birey olarak kabul eden MedenĆ® Kanun, kadını evlendiÄi andan itibaren bu haklarının bĆ¼yĆ¼k kısmını elinden alarak bir ƧeÅit sınırlı ehliyetli konumuna sokar. Evli kadın, “evlilik birliÄine iliÅkin hiƧbir konuda tek baÅına karar alamamaktadır. Evi, Ƨocukları, hatta kendi malları hakkında bile tĆ¼m hak ve sorumluluklar kocaya aittir. Medeni yasa evli kadını, kendi kararlarını alamayacak, bunların sorumluluÄunu taÅıyamayacak, kocasının yardımına muhtaƧ bir varlık olarak gƶrmektedir. EÅlerin evlenme isteklerini beyan edecekleri makam, kocanın ikametgĆ¢hı belediyesidir. Bu hĆ¼kĆ¼mle kadın kimliÄini kaybetmeye baÅlamakta, artık yasal iÅlemlerini kocanın ikametgĆ¢hında yapmaktadır. Evlenmeyi kabul ettiÄi anda kendi soyadını terk etmekte, evleninceye kadar varolan kimliÄini evlenme kararı ile geride bırakmaktadır. EÅlerin ortak yaÅamını yĆ¼rĆ¼tecekleri konutu seƧme hakkı kocaya bırakılmıÅ, kadına bu konuta bir sƶz hakkı tanınmamıÅtır. Aile reisliÄi diye bir kurum yaratılarak aile iƧinde hiyerarÅik bir yapı oluÅturulmuÅ, bu yetki de kocaya verilerek aile ile ilgili tĆ¼m konularda karar alma hak ve yetkisi kocaya bırakılmıÅtır. Bu kararlar evin seƧiminden ortak malların idaresine, ortak Ƨocuklarla ilgili konularda karar almaya deÄin uzanmaktadır. Kadını kocasının yardımcısı olarak kabul etmiÅ ama her konuda son sƶzĆ¼ sƶyleme hakkı kocaya bırakılmıÅtır. BirliÄi kocanın temsil edeceÄini, kadının ailenin sĆ¼rekli ihtiyaƧları bakımından temsil yetkisine sahip olduÄu kabul edilmiÅ, ancak bu yetkiyi geniÅletme ve daraltma konusunda kocayı yetkilendirdiÄi iƧin kadına tanıdıÄı bir lĆ¼tuf niteliÄini almaktadır.”[22]
MedenĆ® Kanun’un bazı hĆ¼kĆ¼mleri, 1990’lı yıllarda, kadın hakları aktivistlerinin, ƶzellikle de feminist hukukƧuların Ƨabaları sayesinde deÄiÅikliÄe uÄratıldı. Ancak, Yasa’nın ƧizdiÄi genel ƧerƧeve, yani kadının birincil varlık alanının “ƶzel/domestik alan” olduÄu gƶrĆ¼ÅĆ¼ ve erkeÄe tabi konumu, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde, Kemalistleri bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bertaraf ederek dĆ¼mene geƧen muhafazakĆ¢r/ Ä°slĆ¢mcılarca siyasallaÅtırılarak yaygınlaÅtırılmaktadır. Bu durum, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde genelgeƧer bir “toplumsal mutabakat” konusudur. Ve kanımca “TĆ¼rkiye’de kadın olmak” sorusunun tĆ¼m sinir uƧları, dƶnĆ¼p dolaÅıp domestik alanın baÅlıca aktƶrĆ¼ olan “ev kadınlıÄı”nda dĆ¼ÄĆ¼mlenmektedir.
Bu nedenledir ki, bu sƶyleÅide temel tezimi “TĆ¼rkiye’de kadın olmak” sorusunun belkemiÄini, “ev kadınlıÄı” oluÅturduÄu savıyla ifade ediyorum.
TĆ¼rkiye’de “Ev KadınlıÄı” HĆ¢li
“Ev kadınlıÄı”nın ne olduÄunu anlayabilmek iƧin, dilerseniz bir miktar Marksist literatĆ¼re mĆ¼racaat edelim.
BilindiÄi Ć¼zere Karl Marx, insanın temel, yaÅamsal faaliyeti olan emek sĆ¼reci, Ć¼retim ve tĆ¼ketim, ya da daha doÄru bir deyiÅle “yeniden Ć¼retim” olmak Ć¼zere birbirinden ayrılamaz iki evreden oluÅmaktadır. Ćretim, insan(lar)ın doÄanın saÄladıÄı nesneleri dƶnĆ¼ÅtĆ¼rerek gereksinimlerini karÅıladıkları sĆ¼reƧ, yeniden Ć¼retim ise, Ć¼retimi gerƧekleÅtirmelerini saÄlayan insana iƧkin bir potansiyel olan “iÅgĆ¼cĆ¼”nĆ¼ Ć¼retmek Ć¼zere yapıp ettikleridir. Kadınların toplumsal konumunu kavrayabilmek Ć¼zere “Yeniden Ć¼retim” nosyonuna baÅvuran Lisa Vogel, sınıflı toplumlarda iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼n yeniden Ć¼retimini Ć¼Ć§ tip sĆ¼recin oluÅturduÄunu sƶyler: 1) DoÄrudan Ć¼reticilerin emek gĆ¼Ć§lerini, ertesi gĆ¼n iÅbaÅı yapmalarına olanak saÄlayacak tarzda restore eden gĆ¼ndelik faaliyetler; 2) Madun sınıfın ƧalıÅmayan Ć¼yelerine (Ƨocuklar, yaÅlılar, hastalar ya da baÅka nedenlerden dolayı iÅgĆ¼cĆ¼ne katılmayan kiÅiler) yƶnelik benzer faaliyetler; 3) Madun sınıfın, herhangi bir nedenle artık ƧalıÅmayan Ć¼yelerinin yerine yenilerini ikame eden faaliyetler. Titi Bhattacharya ise, Vogel’in hattını Åƶyle devam ettirir: “Toplumsal yeniden Ć¼retim kocasını ertesi gĆ¼n iÅe gƶndermek Ć¼zere yemek piÅirip evi temizleyen ev kadınından ibaret deÄildir. Patron iÅƧinin toplumsal olarak nasıl ve ne ƶlĆ§Ć¼de yeniden Ć¼retildiÄinin ƶzgĆ¼lleriyle ilgilidir. Bu anlamda ƶnemli olan salt yiyecek, giysi ve sabahleyin sermayenin kapısında hazır olmak deÄil, mevcut iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼n niteliÄini etkileyen, eÄitimden ‘dil yetilerine… genel saÄlıÄa’, hatta ‘iÅe yatkınlıÄa’ her Åeyi kapsar. (…) Bu nedenledir ki, toplumsal yeniden Ć¼retimin iƧ iƧe Ć¼Ć§ tarzda gerƧekleÅen toplumsal yeniden Ć¼retime iliÅkin anlayıÅımızı bilemeliyiz: a) Artan ƶlĆ§Ć¼de hem erkekler, hem de kadınlar tarafından gerƧekleÅtirilen aile iƧi Ć¼cretsiz emek; b) Ev iƧindeki ƶdenmemiÅ emeÄi kısmen telafi etmek Ć¼zere devletin toplumsal Ć¼cret olarak saÄladıÄı hizmetler; c) piyasada kĆ¢r iƧin satılan hizmetler.”[23]
Bir baÅka deyiÅle, “yeniden Ć¼retim”, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde kamusal alanda gerƧekleÅtirilen Ć¼retimin aksine, evlerde, yani domestik alanda gerƧekleÅtirilen faaliyetlerden oluÅur; ve TĆ¼rkiye’de aÄırlıklı olarak kadınların sırtına yĆ¼klenmiÅtir. Bu nedenle, ev iÅlerini Ć¼cretli olarak bir baÅkasına gƶrdĆ¼rmeyen her kadın, TĆ¼rkiye standartlarında, dıÅarıda ƧalıÅsın ya da ƧalıÅmasın, aynı zamanda “ev kadınıdır” ve de ƶyle olması beklentisiyle sosyalleÅtirilmektedir.
Bunu, dilerseniz kimi somut verilerle destekleyelim.
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde TĆ¼rkiye’de iÅsizliÄin (resmi rakamlara gƶre) yĆ¼zde 10 dolaylarında seyrettiÄi biliniyor. Kentsel bƶlgelerde bu oran yĆ¼zde 12’yi buluyor. “Ä°Åsizlik”ten farklı olarak da, “iÅgĆ¼cĆ¼ne katılım” oranı, yĆ¼zde elli dolaylarında. Bir baÅka deyiÅle, bu Ć¼lkede 15-65 yaÅ arası nĆ¼fusun kabaca yarısı ƧalıÅırken diÄer yarısı ise istihdamın dıÅında yer alıyor.
Peki, “iÅsiz” olmamakla birlikte, “istihdam dıÅı” olan nĆ¼fusun yarısı kimlerden oluÅuyor? ĆÄrenciler, engelliler, yaÅlılar vb.
Ancak burada Ƨarpıcı bir durum var. “Ä°ÅgĆ¼cĆ¼ne katılım”da, yani ƧalıÅan nĆ¼fus iƧerisinde kadınlarla erkekler arasında bir uƧurum gƶzlemleniyor. TĆ¼rkiye’de 15 yaÅ Ć¼stĆ¼ erkeklerin yĆ¼zde 70 kĆ¼suru (2013 verilerine gƶre yĆ¼zde 71.5), kadınların ise ancak yĆ¼zde 30 kadarı (2013 verilerine gƶre yĆ¼zde 30.8) iÅgĆ¼cĆ¼ne katılıyor.[24] Bu arada, belirteyim: ƧalıÅan kadınların yĆ¼zde 30 kadarı ise, “Ć¼cretsiz aile iÅƧisi” konumunda, yani bir Ć¼cret almıyor![25] Onları dıÅta tutacak olursak, bir baÅka deyiÅle, bu Ć¼lkede, ƧalıÅabilir yaÅtaki kadınların yĆ¼zde 70’i ƧalıÅmıyor. Hayır, onlar “iÅsiz” olarak da tanımlanmıyorlar (“iÅsiz” olduÄunu beyan eden kadınların sayısı, DÄ°SK-AR’a gƶre EylĆ¼l 2014 itibariyle 3 330 000’dir; yani istihdam edilen kadınların ¼’Ć¼![26]); onların resmĆ® istatistiklerdeki yeni adları “ev iÅleriyle meÅgul”dĆ¼r! Sayıları ise, 12.2 milyonu buldu: bir baÅka deyiÅle, aktif nĆ¼fus dilimi iƧerisindeki (15-64 yaÅ grubu, ki sayıları kabaca 22 milyon dolayındadır) kadınların yarıdan fazlası, “ev kadını”dır![27]
Evet, iktidar partisinin “kadın istihdamını arttıracaÄız!” yollu parlak sƶylemlerine karÅın[28] Ć¼lkenin aktif kadın nĆ¼fusunun yarıdan fazlası, ev kadınıdır. Ve bu durum yakın gelecekte de deÄiÅeceÄe benzemiyor. Neden mi? Nedeni anlamak iƧin ĆalıÅma BakanlıÄı ile Aile ve Sosyal Politikalar BakanlıÄı’nın hazırladıÄı “Kadın Ä°stihdamı Paketi”ne bir gƶz atmak yetecektir. Pakette, bildiÄiniz Ć¼zere kadına verilecek doÄum izninin 18 haftaya Ƨıkarılması, doÄumdan itibaren 69 ay sĆ¼reyle devlet memuru kadınların yarızamanlı ƧalıÅması, ƧalıÅılmayan sĆ¼relerin emeklilik kesenek ve karÅılıklarının devletƧe karÅılanması gibi maddeler yer almaktaydı. Bir baÅka deyiÅle “Kadın Ä°stihdamı Paketi”, her vesileyle “En az Ć¼Ć§ Ƨocuk!” ısrarını dile getiren CumhurbaÅkanı ErdoÄan eliyle “devlet politikası”na dƶnĆ¼Åen “kadınlar, doÄurun!” buyrultusu doÄrultusunda hazırlanmıÅtı; ve “kadın istihdamını arttırmak” cilasının ardında, kadınları eve kapatmak yatıyordu! Patronlar, mesajı almakta gecikmediler; ve daha tasarı yasalaÅmadan, “bu durumda kadın iÅƧi almayacaklarını” duyurmaya baÅladılar.[29]
Yani “resmĆ® devlet politikası” hĆ¢line gelen “Ƨok Ƨocuklu aileler” ve “gayrıresmĆ®” Ƨocukların bĆ¼tĆ¼n yĆ¼kĆ¼nĆ¼ kadınların sırtına yĆ¼kleme politikası sĆ¼rdĆ¼kƧe, kadınlar “ev kadını” olarak yaÅamlarına devam edeceklerdir. Nitekim, Hak-Ä°Å’in 8 Mart vesilesiyle ƶrgĆ¼tlĆ¼ olduÄu iÅ yerlerindeki 1000 kadın iÅƧiye uyguladıÄı anket, kadın iÅƧilerin yĆ¼zde 45’inin Ƨocuksuz, yĆ¼zde 26’sının tek, yĆ¼zde 23’Ć¼nĆ¼n ise iki Ƨocuklu olduÄunu ortaya koyuyordu. 3 Ƨocuklu kadın iÅƧilerin oranı yĆ¼zde 5, beÅten fazla Ƨocuk sahibi olanların oranıysa yĆ¼zde 1’in altındaydı![30] Bir baÅka deyiÅle, hem “Ƨok Ƨocuk” hem de “kadın istihdamı”, (Ƨocuklar mĆ¼nhasıran kadınların sorumluluk alanı olarak gƶrĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼, devlet bu konuda erkeÄin ve/veya kendisinin sorumluluÄunu -kreÅ, Ć¼cretsiz bakım hizmetleri vb. aracılıÄıyla- Ć¼stlenmedikƧe) bir arada yĆ¼rĆ¼memekteydi, yĆ¼rĆ¼mez de!
TĆ¼rkiye’nin mevcut durumunda, ev kadınlarının sayısının sĆ¼rekli olarak ÅiÅmesi, sistem tarafından pek bir “sorun” olarak gƶrĆ¼lmemekte. Tersine, bu durumun Ć¼lkenin dĆ¼menini elinde tutanlar aƧısından pek Ƨok avantajı var.
ĆrneÄin, kadınların kendilerini “iÅsiz” olarak deÄil de “ev kadını” olarak tanımlamaları, bir yandan iÅsizlik sayı ve oranlarını “sĆ¼rdĆ¼rĆ¼lebilir” bir dĆ¼zeyde tutmaya yarıyor. Ćte taraftan ise, kadınların talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyini dĆ¼ÅĆ¼rĆ¼yor: Ćyle ya, bir gĆ¼n gelip de 12.5 milyon kadın, “biz ev kadını deÄil iÅsiziz; bize iÅ verin” diye sokaklara dƶkĆ¼lse, hĆ¢lleri nice olur? Bu kadınlara ƧalıÅmalarına yetecek vasıf, insanca bir gelir saÄlayabilecekleri bir iÅ ve devletin onları bakmakla yĆ¼kĆ¼mlendirdiÄi Ƨocuklara kreÅ, bakımevi vb.’ni TĆ¼rkiye’nin alaturka neo-liberal kapitalist sistemi, nasıl saÄlayacak?
Ne diyor iktisatƧı Mustafa Sƶnmez?
“Ekonominin hedef kĆ¼Ć§Ć¼lttĆ¼ÄĆ¼ 2012’de, ‘iÅsizlik yatay seyir izliyor’ kerametini yumurtlayanlar, 15 yaÅ Ć¼stĆ¼ nĆ¼fustan iÅgĆ¼cĆ¼ olabilecekken, muhtemelen de iÅsiz olarak kayıtlara geƧerek iÅsizlik oranını Ƨift haneye taÅıyacakların, nereye gittiklerini araÅtırmamıŠgƶrĆ¼nĆ¼yorlar. AraÅtırsalar, son 12 ayda 500 bin kadının ‘iÅgĆ¼cĆ¼’ meydanı yerine ‘eve’ yƶneldiklerini, bunun da iÅsizlik oranını bir hayli dĆ¼ÅĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ gƶreceklerdi.
Ev kadınlıÄı, TĆ¼rkiye iƧin hiƧ gƶz ardı edilmeyip hem sosyal politikada, sosyolojide, hem siyasette bir hayli ƶnemli bir kategori. ĆalıÅan, yani istihdamdaki nĆ¼fusun yarısı kadar nĆ¼fus, ev kadını. Her 2 ƧalıÅana, 1 ev kadını dĆ¼ÅĆ¼yor. 12.2 milyondan, yani sivil nĆ¼fusun yĆ¼zde 17’sinden, 15 yaÅ Ć¼stĆ¼ nĆ¼fusun yĆ¼zde 23’Ć¼nden sƶz ediyoruz. SeƧmen olarak tek bir partiye oy verseler, Åaka deÄil, ortaya CHP cesametinde bir ev kadınları ana muhalefet partisi Ƨıkar!
Ev kadınlıÄı, tutucu AKP’nin beslediÄi bir rol. En az 3 Ƨocuk yapacak, erkeÄin ve Ƨocukların beklentilerine cevap verecek bir rol. O nedenle de ‘Eve yƶneliÅ’lerin hiƧ ƶnĆ¼nĆ¼ kesmiyor AKP rejimi. Sayı da pek gerilemiyor. Yıldan yıla, daha Ƨok kadının iÅgĆ¼cĆ¼ piyasasına Ƨıkması beklenirken 2012 Mart’ındaki ev kadını sayısı 2006’dan pek geride deÄil. Hatta, 2006’da her 10 aile efradına 4.5 ev kadını hizmet verirken, sayı 2012 baÅlarında 5’e ƧıkmıÅ. Ev kadınının ‘iÅ yĆ¼kĆ¼’ artmıÅ, anlayacaÄınız.”[31]
Mustafa Sƶnmez’in “ev kadınının iÅ yĆ¼kĆ¼” dediÄi Åey, yemek piÅirme, bulaÅık, Ƨocukların bakımı, temizlik, ƧamaÅır, Ć¼tĆ¼ gibi, piyasadan karÅılanmaya kalkıÅılsa, kĆ¼lliyetli bir maliyet getirecek, yani Ć¼retim iƧin kullanılacak olan iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼n maliyetini bir hayli yĆ¼kseltecek olan “yeniden Ć¼retim” faaliyetleri. Ev kadınları bu faaliyetleri boÄaz tokluÄuna gerƧekleÅtirdikleri ƶlĆ§Ć¼de, demek ki diÄer “yarar”larının yanısıra, Ć¼cretleri dĆ¼ÅĆ¼k tutma gibi bir “fayda” daha saÄlıyorlar sisteme...
Bu nedenledir ki iktisatƧılar -Ć¼stelik yalnızca sol eÄilimli olanlar deÄil, liberaller de- kadın istihdamınını artıÅının ƶnemine, bunun Ć¼lke ekonomisini nasıl canlandıracaÄına dikkat Ƨekerken, sosyalist saflarda, “ƶdenmeyen emek” olarak gƶrĆ¼len ev kadınlarının ev iƧinde harcadıkları Ƨabaya iliÅkin farklı talepler geliÅtirilmektedir. Bunlardan biri, devletin (ya da meÅrebe gƶre, kocanın veya patronun) ev kadınlarına “Ć¼cret” ƶdemeleridir.[32]
Bu, Ƨok akıl kĆ¢rı bir “ƧƶzĆ¼m” gibi gƶzĆ¼kmĆ¼yor. ĆĆ¼nkĆ¼ nihayetinde ev kadınlarına bir Ć¼cret baÄlamak, onları mĆ¼ebbeden evlerinin dƶrt duvarı arasına mahkĆ»m etmek, hĆ¢llerini tartıÅma konusu olmaktan Ƨıkartmaktır ve bu konuda geliÅtirilebilecek farklı taleplerin (ev hizmetlerinin kamusal olarak, Ć¼cretsiz ya da dĆ¼ÅĆ¼k Ć¼cretlerle karÅılanması, ƧalıÅabilir durumdaki bĆ¼tĆ¼n kadınların, insanca yaÅamalarına olanak verecek istihdam saÄlanması, ev iÅleri ve Ƨocuk bakımının erkeklerce paylaÅılması vb.) ifadelendirilmesinin ƶnĆ¼nĆ¼ kapatmaktadır. Ćcretin gerƧekten kadınlar tarafından kullanılmasını garantileyecek mekanizmaların olanaksızlıÄı bir yana, bƶylesi bir uygulama, kadın-erkek iÅbƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼ geri dƶnĆ¼ÅsĆ¼z biƧimde sabitleyecek, kadınların dıÅarıya yƶnelmesinin ƶnĆ¼nĆ¼ bĆ¼tĆ¼n bĆ¼tĆ¼n kapatacaktır.
Dahası, “ev kadınlıÄı”nı bir “meslek” olarak gƶren bu tip ƶneriler, “iktisadĆ® indirgemecilik”ten malĆ»ldur. Yani soruna salt iktisadĆ® aƧıdan bakmaktadırlar.
Oysa ev kadınlıÄı hĆ¢lini yalnızca kadın istihdamı, iÅsizlik, iktisaden faal nĆ¼fus, iÅgĆ¼cĆ¼ maliyeti vb. terimler ƧerƧevesinde dĆ¼ÅĆ¼nmek, onun kadınlar Ć¼zerindeki yıkıcı etkilerini perdelemektir.
Bilmem denk dĆ¼ÅtĆ¼nĆ¼z mĆ¼? Radikal gazetesinde -Almanya’da oldukƧa muhafazakĆ¢r bir Ƨevre iƧerisinde yetiÅtiÄi anlaÅılan, Zehra Yavuz imzalı, TĆ¼rkiye’de ev kadınlıÄını ƧerƧevelendiren psikolojiye deÄgin Ƨarpıcı bir yazı yayınlanmıÅtı. Yavuz Åƶyle betimliyordu “Tipik TĆ¼rk Kadını”nı (ƶzetle):
• Kocasından dayak yese de aÅaÄılansa da boÅanmak istemez. Buna da kılıf uydurur: Kocaya itaat, sabır.
• Kocasız bir hayat tasavvur edemez. Evlenmek demek, hayatını garanti altına almak demektir. Evlenebilmek iƧin okumaktan, meslek edinmekten dahi vazgeƧebilir, bu kadar ƶnemlidir evlilik. Evde boÅ oturmanın, komÅularla dedikodu etmenin Ä°slĆ¢mĆ® olduÄunu dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼r.
• Kendisi okuyamamıÅsa okuyan kızları ƧekiÅtirir, ahlĆ¢klarını gƶzetler.
• EvliliÄi iyi gitmiyorsa kocayı elinden kaƧırmamak iƧin hemen tekrardan hamile kalır.
• Anne olduysa Ƨocukları Ć¼zerinde sĆ¼rekli tahakkĆ¼m kurar, annelik hakkım der, sĆ¼t hakkım der, doÄururken ƧektiÄim acılar der.
• BeÅ Ć§ocuk doÄursa da Ƨocuk psikolojisi hakkında 5 kitap okumamıÅtır. Televizyonda eÄitim programları izleyebildiyse ve ƶÄrendiklerini doÄru uyguluyorsa ne Ć¢lĆ¢. Ne kadar Ƨok Ƨocuk doÄurursa hayatını o kadar garanti altına almıÅtır (!). Asla yalnız kalmayacaÄını dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼r. Ćocuklarını kendi malı gibi gƶrĆ¼r.
• Erkek Ƨocuk doÄurduÄunda Åımarır, daha fazla huysuzluk eder.
• Ćok genƧ yaÅta evlendiÄi iƧin ƧeÅitli erkeklerden ilgi-sevgi gƶrememiÅtir.Evlilikten birkaƧ yıl sonra kocasından ilgi gƶremeyince doÄurduÄu oÄullarının sevgi ve ilgisiyle yaÅamaya baÅlar, bu yĆ¼zden oÄullarına tapar, onları Åımartır.
• Kızlarını evin hizmetƧisi olarak kullananları fazla sayıdadır. ‘Anneye yardım’ derler ama aslında kızı bĆ¼tĆ¼n iÅleri yapar, anne kızına yardım ediyor gibi yapar.
• BaÅını ƶrttĆ¼yse, 5 vakit namaz kılıyorsa kendisini Hazreti Fatıma zanneder.
• Hobileri: Dizi izlemek. TĆ¼ketim. Gƶzetim. Denetim. Ä°letiÅim. Dedikodu etmek, gıybet etmek, kınamak. Tabii bunları “DertleÅiyoruz” diyerek yapar.
• Kendisini namus-ahlĆ¢k abidesi zanneder. Evde yaptıÄı iÅleri, aile arasında yaÅadıÄı birkaƧ olayı “Ćok acılar Ƨektim ben” diyerek anlatır. DĆ¼nyada Ƨekilen Ƨetin ıstıraplardan habersizdir.
• Silahları: 1- Bebek doÄurarak sosyal statĆ¼ elde etmek, ƶvĆ¼nmek, hayatını garantilemek, evdeki Ć¼cretsiz iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼ yĆ¼kseltmek. 2- OÄlan ƧocuÄunu Åımartarak gelin Ć¼zerinde tahakkĆ¼m kurabilmek. 3- CinselliÄi kullanarak kocasından elde edemeyeceÄi Åeyleri koparabilmek.
• ErkeÄe muhtaƧtır, bu yĆ¼zden erkekleri eleÅtir(e)mez. Ä°taatkĆ¢r hanım rolĆ¼nĆ¼ oynar. Erkekleri Ƨok sevdiÄini de unutmayalım. Kocasının ahlĆ¢ksızlıklarını, karakter bozukluklarını destekler. Kocası adam ƶldĆ¼rse “Kocam haklıdır, kıÅkırtılmıÅtır” der.
‘Standart TĆ¼rk kadını’ yapımı budur. Ortalama Ć¼stĆ¼ zekĆ¢ ve sinsilik, aÄlamaklı dini duygular, ortalama Ć¼stĆ¼ yemek zevki... GeliÅme: Ćocuk doÄurmaya ve tĆ¼ketmeye yƶnelik![33]
Ćok mu acımasız? Ćok mu sert? Belki. Ancak yukarıda betimlenen portre, tĆ¼m yaÅamı evinin dƶrt duvarı, kocası, Ƨocukları, akrabaları, kayınları, komÅuları, en iyi ihtimalle ƧarÅı-pazar esnafı ile sınırlandırılmıÅ, hayatındaki neredeyse tek sosyalleÅme aracı TV olan bir kadının ne olabileceÄiyle ilintilidir. Ćevremizde Ƨok sık karÅılaÅtıÄımız bir tipoloji... Denilebilir ki TSE damgalı...
Ćevresinin darlıÄı, iƧinde dƶnenip durduÄu kısır dƶngĆ¼yĆ¼ kırmasına olanak tanımaz. TahayyĆ¼lĆ¼ TV’deki evlilik, mutfak, moda, pratik bilgiler, Survivor vb. programlarıyla sınırlandırılmaktadır. Elindekileri yitireceÄi korkusu, hiƧ deÄilse eve ekmek getiren bir kocaya, baÅını sokacak bir yuvaya sahip olabilmenin gĆ¼vencesi, ƶtesini dĆ¼ÅĆ¼nmesini engeller. Zaten tĆ¼m bir kurgu, TV’deki kadın programları, gazetelerin kadın sayfaları, konu-komÅu, akraba-ı taallukat, ƶtesini bırakın dĆ¼ÅĆ¼nmesine, hayal kurmasına dahi mahĆ¢l bırakmazlar. Ev kadınlıÄı, kendisini sĆ¼rekli olarak yeniden Ć¼reten bir “mahalle baskısı” altındadır. Daha yaÅlı, tecrĆ¼beli kadınlar, taze gelinlere “rol modeli” olur...
EÄer “aile iƧi Åiddet”in dozajı fazla yĆ¼ksek deÄilse ve eÄer aile fazla fakr Ć¼ zaruret iƧerisinde deÄilse, bu sınırlandırılmıŠyaÅamın kendisine ƶzgĆ¼ cazibeleri de vardır: sabahın kƶrĆ¼nde kalkıp iÅe gitmek Ć¼zere tıklım tıkıŠtoplu taÅıma araƧlarına binmek zorunda olmamak; gĆ¼nde 9-10 saat patronun, amirin, ustabaÅının, mĆ¼dĆ¼rĆ¼n aÄız kokusunu Ƨekmemek, “ƧalıÅan kadın” olarak konu-komÅunun dedikodularına malzeme olmamak, kendi zamanını kendi bildiÄince kullanmak, yemeÄi temizliÄi bitirip televizyon karÅısına kurularak Seda Sayan’ı, MĆ¼ge Anlı’yı, ne bileyim, magazin programlarını izleyebilme lĆ¼ksĆ¼...
Ancak bu “lĆ¼ks”Ć¼n bedeli, Ƨok vahim bir iƧsel yoksunlaÅma, donanımsızlıktır. Kitap okumayan, sinemaya, tiyatroya gitmeyen,[34] Ƨevresindeki dĆ¼nyayla hemen hiƧ ilgilenmeyen, dĆ¼ÅĆ¼nce dĆ¼nyası sıÄ, olayların akıÅına seyirci, kendi yaÅamı Ć¼zerinde dahi sƶz sahibi olmayan, Ć¼stelik bunu pek de istemeyen bir kadın tipi...
Bƶylesi bir tipolojinin bu Ć¼lkedeki “kadınlık durumu”nu, tĆ¼m sorunları ve boÄuculuÄuyla yeniden Ć¼retilmesinde katkıda bulunmadıÄını ƶne sĆ¼rebilir miyiz?
ĆrneÄin insanca bir yaÅam sĆ¼rmesine olanak saÄlayacak baÄımsız bir gelirden yoksun bir kadın, koca Åiddetine karÅı ne kadar durabilir - hele ki kadını “aile”si dıÅında dĆ¼ÅĆ¼nmeye dahi tahammĆ¼l edemeyen Ä°slĆ¢m referanslı neo-liberal muhafazakĆ¢rlıÄın iktidarı koÅullarında...
Nitekim, KONDA Hayat Tarzı AraÅtırması bulguları, kadınların yĆ¼zde 25’inin, eÅinden Åiddet gƶrmesi durumunda “hiƧbir Åey yapmam, hayat bƶyle” dediÄini ortaya koyuyor. YĆ¼zde 39’u ise, kıyafeti nedeniyle komÅunun tacizine uÄradıÄında da “bir Åey yapamam, hayat bƶyle” demekte.[35] Ve kadınların yĆ¼zde 54’Ć¼, kadınların ƧalıÅmasının kocanın iznine baÄlı olması gerektiÄini dĆ¼ÅĆ¼nmekte...[36]
Ama bu kadar deÄil... AraÅtırmalar, bu kısır dƶngĆ¼nĆ¼n gelecek kuÅaklara da devredilmekte olduÄunu gƶsteriyor. NĆ¼fus Bilim DerneÄi’nin BM NĆ¼fus Fonu ile ortaklaÅa Ankara, Aydın ve Erzurum’daki okullarda gerƧekleÅtirdiÄi “Kadına yƶnelik Åiddet konusunda ilkƶÄretim ikinci kademe ve lise ƶÄrencilerinin tutumları araÅtırması” TĆ¼rkiye’de kadınlıÄa iliÅkin tutum ve deÄerlerin yeniden Ć¼retilmesi konusunda Ƨarpıcı bir serdi gƶzler ƶnĆ¼ne. ĆrneÄin, ƶÄrencilerin ev iÅlerini erkeklerin yapması ve kadınların iÅ hayatında olmasına dair yorumları:
* Aydın-10.sınıf-kız: “Baba gider ƧalıÅır, eve ekmek getirir. Kadın evindedir. Evinde olması zaten gerekiyor. Ben Åu an okuyorum ama benim de yerim aslında ev yani. Bunu biliyorum ben. Hani okumam bana bir fayda etmeyecek. Kadının evde oturması Åart.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Herkes yapabileceÄi Åeyleri yapmalı. Mesela bi bayan gidip su faturasını yatırmamalı.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Sadece bayanın bir alıÅveriÅe Ƨıkması, bakkala, markete falan gitmesi doÄuda biraz hoÅ gƶrĆ¼lmĆ¼yor.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Kadının erkeÄin karıÅacaÄı iÅlere karıÅmaması gerekir. Evde mesela, bir kredi Ƨekilmesi gerekiyordur bankadan... Ben bazen Åahit olurum, kadınlara sinirlenirim bƶyle. Para iÅ erkekten sorulur.
Ćocukların Åiddete yƶnelik duygu ve dĆ¼ÅĆ¼nceleri:
* Erzurum-12. sınıf erkek: “Mesela zaten Allah bayanı erkeÄe eÅit olarak yaratsaydı, karÅılıklı olarak Åiddet uygulayabilirlerdi. Ama zaten Allah erkekten biraz daha kuvvetsiz, gĆ¼Ć§sĆ¼z olarak yaratmıÅ. Kulları koruması gerekirken Åiddet uygulaması haksızlık.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Hani kadın zaten haksızsa erkeÄin de yani bir yere kadar sabretme gĆ¼cĆ¼ var, ordan olabiliyor, sabrı taÅabiliyor bir erkeÄin.”
* Erzurum-12.sınıf-erkek: “Hak ettiÄi durumlar olabilir mesela laftan anlamıyor, Mesela hayvana laf anlatılmaz, Åiddet uygulanır. Hayvanlar dĆ¼ÅĆ¼nemez, ƶyle insanlar var ki onlar da dĆ¼ÅĆ¼nemez. Yani hayvandan bir farkı olmayan insanlar var. Onlara da Åiddet uygulamak lazım.”
* Erzurum-9.sınıf-erkek: “Ä°Åten gelince erkek mesela bazen sinirli olabilir. KarÅısındakinin onu anlaması, alƧakgƶnĆ¼llĆ¼ davranması iyidir.”
* Aydın- 11.sınıf-erkek: “Benim anlayabileceÄim tek Åiddet namus. Namus konu olursa ben gerƧekten dayanamam kendi aƧımdan sƶyleyeyim.”
* Erzurum-12.sınıf-erkek (Ćocuk hakkında): “Ama daha birinci olmamıÅ, yok ben kariyer yapıcam yok ben onu yapıcam. Adam da sonuƧta yani evlat ister, ƧocuÄunu sevmek ister. Bayan istemiyorsa o da biraz yanlıŠolur.”
* Ankara-11.sınıf-erkek: “ĆocuÄu erkek ister kadın istemezse erkeÄin saldırması Åiddet olmaz. TecavĆ¼z deÄil ki bir kere onun helali olmuÅ.”
* Ankara-6.sınıf-erkek: “Bence Ƨok kırılgan hanımların da evlendiÄinde biraz huylarını deÄiÅtirmesi gerekir. Ben olsam o kadının aÄzını burnunu daÄıtırdım yani. Yani hergĆ¼n kĆ¼sen bir kadına kimse dayanamaz.”
* Ankara 6.sınıf-kız: “Bence her Åey Åiddete girmez. ĆĆ¼nkĆ¼ her ailede bir kavga, ƧatıÅma olur. Ama Ƨok aÅırı bir Åekilde, kadını acayip bir Åekilde dƶvmek Åiddete girer bence.”[37]
* * *
Toparlıyorum...
SonuƧ olarak, kadın sorununun, farklı toplumlarda farklı biƧimler alabilen, farklı vurgular edinen Ƨetrefil bir konu olduÄunu sƶyleyebiliriz. Bir eril iktidar formu olarak ataerki tek biƧimli deÄildir; farklı sƶmĆ¼rĆ¼ biƧimleriyle farklı bileÅimler oluÅturabilmektedir.
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde Batı Avrupa ve Kuzey Amerika Ć¼lkelerinde ataerki, neo-liberal kapitalizmle uyarlı bir hĆ¢lde, esas olarak kadın istihdamındaki eÅitsizliklerde Ƨıkmaktadır ortaya. Kadınlar aynı iÅi yaptıkları erkeklerden daha dĆ¼ÅĆ¼k Ć¼cretlerle ƧalıÅmakta, daha Ƨok esnek, yarı-zamanlı, dĆ¼ÅĆ¼k Ć¼cretli geƧici iÅlerde istihdam olmaktadır; ve genel olarak erkeklerden daha yoksuldurlar.
Buna karÅılık ƶrneÄin SuudĆ® Arabistan’da ataerki, kadınların hukuksal ƶzne kabul edilmeyiÅinde tezahĆ¼r etmektedir. Kadınlar yaÅları ne olursa olsun, erkek bir veli tarafından temsil edilmektedirler: baba, koca, aÄabey... Oy hakları yoktur, vb.
Ya da cinsiyete dayalı kĆ¼rtaj nedeniyle her yıl yĆ¼zbinlerce kız ƧocuÄun daha doÄmadan ƶldĆ¼ÄĆ¼ Hindistan’da, kadınlar kast sisteminin cenderesinde kıstırılmıŠdurumdadır.
Kadın-erkek eÅitliÄine hem hukuken, hem de eÄitim, siyasal katılım, ƧalıÅma yaÅamında, yani kamusal alanda bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de saÄlayabilmiÅ olan sosyalist sistemde ise ataerki, domestik alanın neredeyse tĆ¼mĆ¼yle kadınlara deruhte edilmiÅ olmasında tezahĆ¼r ediyordu. Erkeklerle eÅit eÄitim gƶrmĆ¼Å, her alanda ƧalıÅabilen, politikada temsil oralnları yĆ¼ksek sosyalist Ć¼lke kadınları, mutfakta yapayalnız bulmaktaydılar kendilerini. Ve uzun, yorucu iÅ gĆ¼nĆ¼nĆ¼n ardından gĆ¼nde 3-4 saatlerini yemek hazırlamaya, bulaÅıÄa, ƧamaÅıra, Ć¼tĆ¼ye, camları silmeye, Ƨocuklarla ilgilenmeye ayırmak durumundaydılar...
TĆ¼rkiye’de ise kadın sorunları, “ev kadınlıÄı” olgusu etrafında dizilmiÅe benzemektedir. ĆalıÅabilir durumdaki kadınların yarıdan fazlası, ev kadını konumunda, baÄımsız bir gelir kaynaÄından yoksun, koca eline bakarak sĆ¼rdĆ¼rmektedir yaÅamını. Bu durum, yaÅamlarını son derece kırılgan kılar: koca Åiddetine karÅı yapabilecekleri, bir hayli sınırlıdır.
TĆ¼rkiye’de kadınların yĆ¼zde 60’ının ilkƶÄrenim ile yetindiÄi ya da formel bir eÄitimden yoksun olduÄunu belirtmiÅtim. Son dƶnemde yĆ¼ksek ƶÄrenim mezunu kadınlar arasında iÅsizliÄin tırmanıyor olmasına karÅı,[38] bu Ć¼lkedeki ev kadınlarının ana gƶvdesini, eÄitim dĆ¼zeyi dĆ¼ÅĆ¼k kadınlar oluÅturmaktadır. Bƶylelikle, iƧinde bulundukları kısır dƶngĆ¼, sĆ¼regitmektedir; “meslekleri”nin onlara vaadedebileceÄi dĆ¼nya, son derece kĆ¼Ć§Ć¼ktĆ¼r: koca, Ƨocuklar, akrabalar, kayınlar, konu-komÅu ve televizyon: ufukları yerli dizilerin, reklamların, evlilik, magazin, yarıÅma programlarının kendilerine sunduÄu kadardır...
Ćte yandan, koca-odaklı yaÅam pratikleri, onları dar bir Ƨevre iƧerisinde koyu bir yalnızlıÄa mahkĆ»m kılmaktadır; ortak sorunlar doÄrultusunda birlikte davranabilme yetisinden yoksundur pek ƧoÄu. Bu durum, Ć¼cretli bir iÅte ƧalıÅmıyor olmanın kendilerine saÄladıÄı boÅ zaman avantajını kullanmalarını engeller. Nihayetinde, mahalledeki tek Ƨocuk parkının kaldırılarak yerine bina dikilecek olmasına karÅı eylemlere giriÅmek, bu uÄurda imza toplamak, belediye kapılarını aÅındırmak, evin ekmek getiricisi, mutlak otorite kocanın pek hoÅuna gitmeyebilir.
Yanısıra, ev kadınlarının oranının bu denli yĆ¼ksek olması, ƧalıÅan kadınların durumunu da kırılganlaÅtırmaktadır. Hem “kadınlık”a iliÅkin rollerin ev kadınlıÄı modeline dayandırılmasından: Kadınların yarıdan fazlasının “ev kadını” olarak tanımlandıÄı bir Ć¼lkede, ƧalıÅan kadınların kocalarını yemek-Ć¼tĆ¼-temizlik yapmaya ikna etmeleri, bir hayli zor olacaktır. Hem de cinsiyetler arasındaki servet ve prestij daÄılımı bu nedenle bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de kadınların aleyhinde gerƧekleÅmektedir.
TĆ¼rkiye’de kadınlıÄa iliÅkin deÄer ve beklentiler, bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bir ƧeÅit toplumsal “standart” kabul edilen ev kadınlıÄı Ć¼zerinden biƧimlenmektedir: yuvayı yapan diÅi kuÅ, fedakĆ¢r ana, hamarat, titiz, tutumlu, eserip beseren, piÅirip kotaran becerikli kadın, kocasının namusuna hĆ¢lel getirmeyen iffetli kadın, gƶzĆ¼ dıÅarıda olmayan uysal kadın...
Ancak, bir kez daha altını Ƨizmek gerekir; bu model, yalnızca toplum tarafından Ć¼retilen kĆ¼ltĆ¼rel bir gƶrĆ¼ngĆ¼ deÄil; biƧimleniÅinde siyasetin payı bĆ¼yĆ¼k.
Yukarıda, TĆ¼rk siyasetinde iki rakip akımın, laik-ƧaÄdaÅlaÅmacılık ile Ä°slĆ¢mcılıÄın, domestik alanı, ya da “yeniden Ć¼retim” alanını kadına mĆ¼nhasır bir alan olarak gƶrmekte uzlaÅtıklarına deÄinmiÅ, bunu TĆ¼rkiye’de toplumsal yaÅamın sekĆ¼lerleÅmesinin temel metni olan MedenĆ® Kanun’dan ƶrneklemiÅtim. Bir anekdotla destekleyeyim bu gƶrĆ¼ÅĆ¼mĆ¼:
“GĆ¼nĆ¼mĆ¼zden tam 67 yıl ƶnce, 28 Åubat 1942 tarihli “Ä°nkılapƧı GenƧlik” dergisinin birinci sayfasında “Bulut GeƧti” adlı bir Åiir yayımlanır. Åiir Åƶyledir: Sen Åimdi kocanın evinde oturursun/ Ve saƧların artık eskisi gibi deÄil/ Geceleri yemekten sonra/ Ćorap sƶkĆ¼ÄĆ¼ dikersin/ Belki de ellerin soÄan kokar/Senin kocan bir suratı Ƨirkin adam/ AÄzı aƧık uyur/ Ve senin vĆ¼cudun bozulur Ƨocuk doÄurdukƧa…
Åair Salah Birsel’in bu Åiirden dolayı baÅına gelmedik kalmaz. Ulus gazetesinden Sabahattin Sƶnmez, Tan’da Refik Halit Karay, onu topa tutarlar: Åair “millĆ® aile deÄerlerine saldırmakta”, “yalnız evlenmeyi kƶtĆ¼lememekte; genƧ kızları ere varmaktan, evli olmaktan Åiddetle tiksindirdikten baÅka, onları sadece bir eÄlence ve nefis kƶrletme vasıtası olarak tanıdıÄını da anlatılmakta, oynaÅlıÄa, sĆ¼rtĆ¼klĆ¼Äe heveslendir”mektedir! Ä°Å, Birsel’in “aile mevcudiyetini ve aile kurmak esasını sarsacak ve kadınlıÄın ana olmak hususundaki fikri temayĆ¼lĆ¼nĆ¼ zayıflat”mak; “aƧıkƧa Ƨocuk doÄurmamayı telkin et”mek suƧlamasıyla yargılamasına dek varır![39]
Bu tip ƶrnekler ƧoÄaltılabilir, ama bence yeri deÄil.
Her durumda, 2002’den bu yana sĆ¼regitmekte olan Ä°slĆ¢m referanslı AKP iktidarı, kadınları ƶncelikle (hatta zımnen “mĆ¼nhasıran”) ev kadınları olarak gƶrmek istediÄini hem sƶylem hem de icraatıyla ortaya koyarken, seleflerini bu alanda tartıÅmasız bir biƧimde geride bırakmıÅtır.
Ä°ki gerekƧeyle: KuÅku yok ki AKP’nin hareket noktası, bir hayli eril terimlerle yorumlanmıŠbir SĆ¼nnĆ® Ä°slĆ¢m’dır. Epigonları, “Kadın-erkek eÅitliÄine inanmadıÄı”nı her vesileyle beyan eden, durup durup “feministler”e Ƨatan, genƧ kadınlarla erkkeklerin bir arada bulunmasından duyduÄu rahatsızlıÄı sık sıkdile getiren, kadınlara genƧ yaÅta evlenmelerini ve Ć¼Ć§-beÅ, Allah ne kadar verirse Ƨocuk yapmalarını salık veren, “her kĆ¼rtaj bir RoboskĆ®’dir” diyen bir liderin aƧtıÄı yoldan coÅkuyla ilerlerken, toplumu partinin SĆ¼nnĆ®-Ä°slĆ¢m eksenli muhafazakĆ¢r projesi ƧerƧevesinde dƶnĆ¼ÅtĆ¼rmeyi hedefleyen adımlar birbirini izlemektedir.
Diyanet’in okul kıran Ƨocuklardan banka faizlerine dek her konuda hĆ¼kĆ¼m veren bir fetva merciine dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lmesi, eÄitimin imam-hatipleÅtirilmesi, “hafız yetiÅtirmeye baÅlamanın ideal yaÅı 9’dur” diyerek baÅtan aÅaÄı deÄiÅtirilen eÄitim sistemi, dinle iliÅkili derslerin yoÄunlaÅtırılması, okullarda kız ve erkek ƶÄrencileri birbirinden ayırma Ƨabaları, kız ve erkek ƶÄrencilerin aynı merdivenleri kullanmasını yasaklayan mĆ¼dĆ¼rler, erkek ƶÄrencilerden kısa etek giyen kızları “taciz timleri” kurduran idareciler, TRT ve “yandaÅ” kanallarda yoÄunlaÅan dinsel propaganda, iƧki yasakları, ulusal bayramların dinselleÅtirilmesi, TCK’nın din ve peygambere hakaret maddelerindeki cezaların aÄırlaÅtırılması, baÅ Ć¶rtĆ¼sĆ¼nĆ¼n kamusal alanda serbest bırakılması...
Yalnızca toplumsal yaÅam mı, Batı ile iliÅkiler “serinletilirken” Ä°slĆ¢m coÄrafyası ile iliÅkilerin sıkılaÅtırıldıÄı, OrtadoÄu’da SĆ¼nnĆ® eksenini gĆ¼Ć§lendirmeye yƶnelik ƧalıÅmaların yoÄunluk kazandıÄı dıÅiÅleri, “helal ticaret”in desteklendiÄi, faiz politikalarının bıƧak sırtında yĆ¼rĆ¼tĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼ ekonomi, emekƧilerin hakları iƧin mĆ¼cadele edecek yerde dinsel telkinlerde bulunan “sendikacı”ların boyverdiÄi, tĆ¼m “hak” tartıÅmalarının “helal-haram” ƧerƧevesine yerleÅtirildiÄi ƧalıÅma yaÅamı; heykellerin sƶkĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼, sanat yapıtlarının “mĆ¼stehcen” damgasıyla sergilerden kaldırtıldıÄı, tiyatro oyunlarının yasaklandıÄı, devlet eliyle dinsel vurgulu yapımların desteklendiÄi kĆ¼ltĆ¼r-sanat dĆ¼nyası...
Uzatmaya gerek var mı; AKP iktidarı kamusal yaÅamın bĆ¼tĆ¼n veƧhelerini, Ä°slĆ¢mĆ®-Osmanlıcı bir esinle yeniden dizayn etme Ƨabasında.
Kadınların eve yƶnlendirilmesi, bu”muhafazakĆ¢r proje”nin bir parƧası. MalĆ»m, Ä°slĆ¢m’ın baÅat yorumu, kadınların kamusal alanda boygƶstermesinden pek haz etmez! Camilerin ƶnlerinde, Ä°slĆ¢mcı kitabevlerinde satılan ilmihĆ¢ller, Ä°slĆ¢mcı kanalların akıl hocalarının programları, dinci internet siteleri, “muhafazakĆ¢r” yazarların sĆ¼tunları, kadınlara evden pek Ƨıkmamalarını, Ƨıktıkları zaman hicaplarını ihmal etmemelerini, yabancı erkeklerin aklını Ƨelecek davranıŠve tavırlardan uzak durmalarını, mĆ¼mkĆ¼n olduÄunca Ƨok doÄurup Ć¼mmeti ƧoÄaltmalarını... salık veren telkinlerle dolup taÅmaktadır. KĆ¼rtajın yanısıra sezaryeni de sınırlandıran, anne adaylarını hamileliÄin tespit edildiÄi andan itibaren takip altına alan beden politikaları, kadının siyasete katılımını seƧim ƶncesi seferber edilip kapı kapı dolaÅtırılan kadın kolları ile Meclis’e zevahiri kurtarmak Ć¼zere sokulacak birkaƧ kadın milletvekiliyle sınırlandıran, bĆ¼rokrasiyi “kadınsızlaÅtıran” politik yaÅam, kadınları doÄrganlıÄa teÅviki esas alan, iÅyerlerinde kreÅ koÅulunu kaldıran, evdeki yaÅlı ve hastalara bakan kadınlara maaÅ baÄlamayı “kadın istihdamını arttırmak” sayan ƧalıÅma politikaları...
Bu zihniyetle kadınları evlerinin dƶrt duvarı dıÅına Ƨıkartmak, mĆ¼mkĆ¼n deÄil.
Ama iÅin bir baÅka yƶnĆ¼ daha var. AKP iktidarının muhafazakĆ¢r kadın politikalarının, Åevkle sĆ¼rdĆ¼rĆ¼cĆ¼lĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ Ć¼stlendikleri neo-liberal ekonomik uygulamalarla uyarlılıÄı...
AKP’nin, 1980’lerden bu yana TĆ¼rkiye’de olanca Åiddetiyle uygulanmakta olan neo-liberal politikaların kararlı sĆ¼rdĆ¼rĆ¼cĆ¼sĆ¼ olduÄu biliniyor. Sermayenin kĆ¢rlılıÄı ve yeryĆ¼zĆ¼ndeki servet bƶlĆ¼ÅĆ¼mĆ¼ndeki eÅitsizliÄin azamĆ®leÅmesi iƧin her yolu mubah kabul eden bu politikaların, konumları kırılgan olan toplumsal kategorilerin (yaÅlılar, engelliler, Ƨocuklar, kadınlar, etnik azınlıklar...) alabildiÄine aleyhine iÅlediÄi, kısa sĆ¼rede gƶrĆ¼lecekti. “Devletin (sermayenin ƶnĆ¼nĆ¼ alabildiÄine aƧacak tarzda) kĆ¼Ć§Ć¼ltĆ¼lmesi” retoriÄinin sosyal gĆ¼venlik ve destek mekanizmalarının tasfiyesi anlamına geldiÄi de... Bƶylelikle, bir yandan istihdamın “esnekleÅtirilmesi”, gĆ¼vencesizleÅtirilmesi, bir yandan da “sosyal devlet/refah devlet”in tasfiyesi, kadınları vuracaktı: kadınların esnek, yarı-zamanlı, kayıtdıÅı iÅlere, Ć¼cretsiz aile iÅƧiliÄine yƶnlendirilerek emeklerinin deÄersizleÅtirilmesi, devletin yeniden Ć¼retime yƶnelik faaliyetlerden desteÄini Ƨekmesi sonucunda bu hizmetlerin neredeyse tĆ¼mĆ¼yle kadınların sırtına yıkılması; ƧƶzĆ¼len devletlerin, etnik-dinsel savaÅların, dĆ¼nya kaynaklarının, enerji hatlarının yeniden paylaÅımı savaÅlarının, ekolojik felaketlerin yerinden ettiÄi kadınların kĆ¼resel ƶlƧekte bir kadın trafiÄinin (kƶlelik koÅullarında ƧalıÅtırılmaktan fuhÅa, organ kaƧakƧılıÄına) konusu olmasına yol aƧacaktı.
TĆ¼rkiye bu “trend”in dıÅında kalmadı. Neo-liberal politikaların TĆ¼rkiyeli kadınlar aƧısından tercĆ¼mesi, kadın emeÄinin -Ƨeyizini dĆ¼zmek, aile bĆ¼tƧesine katkıda bulunmak kaygısıyla- birkaƧ yıl ƧalıÅıp evlendikten sonra evine Ƨekilen genƧ kadınlara irca edilmesiydi: Esas yerini fabrika, bĆ¼ro, atƶlye vb.nde deÄil de “yuvası”nda gƶren “ev kadınlıÄı” ƶz algısı, AKP iktidarıyla birlikte ataÄa kalkan “Anadolu Kaplanları”na ucuz, geƧici, ƶrgĆ¼tsĆ¼z, uysal, disiplinli, sigortasız, kıdem tazminatsız, talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyi dĆ¼ÅĆ¼k, masrafsız iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼ saÄlayacaktı. Ä°Åe alırsın, Ć¼Ć§-dƶrt yıl ƧalıÅtırır, sonra kendi ellerinle evlendirir, bir de Ƨeyrek altın takarsın. Hem maliyetleri dibe cekmiÅ hem de “baba patron” imajına hĆ¢lel getirmemiÅ olursun!
Gencecik yaÅlarında Ƨoluk ƧocuÄun yĆ¼kĆ¼nĆ¼, evdeki yaÅlıların, hastaların bakımını, bulaÅıÄı, ƧamaÅırı, temizliÄi Ć¼stlenip devletin sosyal harcamalarını, ƧarÅı-pazar dolaÅıp en ucuzu, en hesaplıyı bulup buluÅtururken kocalarının talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyini dĆ¼ÅĆ¼rmeleri de cabası! Ceplerine sıkıÅtırdıÄın birkaƧ kuruÅun lafı mı olur?
Evet, TĆ¼rkiye’de kadınlar, emekleri, bedenleri ve kimlikleriyle, neo-liberal kapitalizm ile Ä°slĆ¢mcı muhafazakĆ¢rlıÄın “tuhaf” dansının sahnesini oluÅturuyorlar.
AKP’nin “Kinder, Kuche, Kirche”si, bir hayli mesafe kat etti!
23 Mayıs 2015 08:15:33, Ankara.
N O T L A R
[1] “Ćocuk, mutfak, kilise”. Alman Kayseri II. Wilhelm’e atfedilen, ve Hitler’in III. Reich’ında doÄurganlık teÅvikleri, ƧeÅitli sosyal destek politikaları ve istihdamda ayırımcılık uygulamalarıyla somut politikalara dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼len, kadının aslĆ® gƶrevinin evi, kocası, Ƨocukları ve ibadetle sınırlı olduÄunu vurgulayan deyiÅ… 27 Mayıs 2015 tarihinde ‘Kadın ve YaÅam DerneÄi’nin Ä°zmir’de dĆ¼zenlediÄi “TĆ¼rkiye’de Kadın Olmak” baÅlıklı sƶyleÅi metni… KaldıraƧ, No:168, Haziran 2015…
[2] MƔnes Sperber.
[3] “KurtuluÅ SavaÅı BilanƧosu”. http://www.frmtr.com/turkiye-ye-sahip-cik/350323-kurtulus-savasi-bilancosu-sayisal-askeri-kayiplarimiz.html
[4] “Ćorum’da 28 yaÅındaki H.G. kendisinden hoÅlanan ve flƶrt etmek isteyen Ä°.A.’yı reddetti. Olaydan birkaƧ gĆ¼n sonra pazara giden H.G. reddettiÄi genƧ adam tarafından herkesin gƶzĆ¼ ƶnĆ¼nde vurularak ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼.” (TuÄƧe Tatari, “Size KaƧ Kadın Cesedi Lazımdı?”, AkÅam, 25 AÄustos 2012, s.5.)
[5] “NiÄde’de oturan fırıncı 17 yaÅındaki Ä°.A. ile resmi nikahsız evlendirilen 13 yaÅındaki H.Ć., 21 Ekim’de odasında gƶÄsĆ¼nden tabancayla vurulmuÅ hĆ¢lde bulundu. Bir aylık evli H.Ć’nĆ¼n intihar ettiÄi ileri sĆ¼rĆ¼lĆ¼rken, vurulduÄu tabancanın nikahsız eÅinin babası Rahmi A.’ya ait olduÄu ortaya Ƨıktı. Tutuklanan 59 yaÅındaki Rahmi A.’nın, kĆ¼Ć§Ć¼k gelinini, oÄlunu aldattıÄı gerekƧesiyle ƶldĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼ iddia edildi. Kendini ƶldĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼ iddia edilen talihsiz kızın ‘uzak atıŒ sonucu ƶldĆ¼ÄĆ¼ ortaya Ƨıktı. H.Ć’nĆ¼n sosyal paylaÅım sitesinde tanıÅtıÄı nikahsız eÅinin tecavĆ¼zĆ¼ne uÄradıÄı, bu durum nedeniyle Ä°.A. ile kaƧarak evlenmek zorunda kaldıÄı da anlaÅıldı.”( UÄur Mart- Adnan Ćelebi, “13 YaÅında TecavĆ¼zcĆ¼sĆ¼yle Evlendi, 1 Ay Sonra AldattıÄı Ä°ddiasıyla ĆldĆ¼rĆ¼ldĆ¼”, HĆ¼rriyet, 15 Mart 2015… http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28458312.asp)
[6] “BoÅanmak isteyen eÅi Beyaz Bal’ı 9 AÄustos 2013’te, BeyoÄlu Ä°lƧe Emniyet MĆ¼dĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼’ne 100 metre mesafede 27 bıƧak darbesiyle ƶldĆ¼ren Osman Bal’ın yargılanmasına devam edildi.” (AyÅegĆ¼l Usta, “Kadın Cinayetine KarÅıyım”, HĆ¼rriyet, 18 Aralık 2014, s.3.)
[7] “Ä°ki aylık hamile Mahmure Karakule’yi 47 bıƧak darbesiyle ƶldĆ¼ren ZĆ¼lfikar B.’den kan donduran ifade! Kƶfte-patates gibi pratik yemekler yapınca beni aldattıÄını anladım...” (Levent Albayrak, “Kƶfte Patates Yapınca Beni AldattıÄını Anladım”, AkÅam, 23 Temmuz 2012, s.11.)
[8] “Ä°zmir GĆ¼ney Mahallesi’nde meydana gelen olayda, M.G’nin rĆ¼yasında eÅi 18 yaÅındaki F.G.’nin, kendisini aynı mahallede oturan bir kiÅiyle aldattıÄını gƶrdĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ sƶylemesi Ć¼zerine tartıÅma Ƨıktı. BĆ¼yĆ¼yen tartıÅma sonucu M.G, F.G.’yi vĆ¼cudunun 15 yerinden bıƧakla yaralayarak kaƧtı.” (“Kadına Åiddet: 2 ĆlĆ¼, 2 Yaralı”, Cumhuriyet, 28 Mart 2012, s.3.)
[9] “Evini yakan, karısını ve sevgilisi olduÄunu iddia ettiÄi komÅusunu ƶldĆ¼ren koca, iyi hĆ¢l ve tahrik indirimiyle 31 yıl hapis cezası aldı.” (Salih ĆƧtepe, “O Kocaya Ä°ndirimli 31 Yıl”, HĆ¼rriyet, 19 Aralık 2014, s.3.) “Devletten koruma isteyen bir kadın daha 17 Kasım 2011’de vahÅice ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ sevgilisini parƧalara ayıran sanık ise iyi hĆ¢lden yararlandırıldı. (SavaÅ KĆ¼rklĆ¼, “Kadın Cephesinde DeÄiÅen Bir Åey Yok”, Cumhuriyet, 18 Kasım 2011, s.8.)
[10] “Sakarya’da 14 yaÅındaki kız ƧocuÄuna cinsel istismar davasında sanık avukatı Ä°smail GĆ¼rses, duruÅma sırasında, Hz. Muhammed’in evliliklerinden ƶrnekler verdi. GĆ¼rses, ‘Peygamberimizin de benzer evlilikleri var. MĆ¼slĆ¼man Ć¼lkede yaÅıyoruz’ dedi.
Ä°skenderun’da eski sevgilisi Y.D.’nin taciz ve ƶlĆ¼m tehditlerine maruz kalan kadına savcı: ‘Niye iliÅkiye girip sonra bizi uÄraÅtırıyorsun?’
Gebze’de, boÅanma davası aƧtıÄı eÅi tarafından polis korumasında olmasına raÄmen ƶldĆ¼rĆ¼len Mehtap Civelek’in davasında savcı, ‘EÅini aldattıÄı kuÅkusu var’ diyerek tahrik indirimi istedi.
Ä°stanbul’da trans kadın Seda’yı dƶverek ƶldĆ¼ren ve hakkında mĆ¼ebbet istenen R.S.’ye Bakırkƶy 4. AÄır Ceza Mahkemesi, maktulĆ¼n kendisine iliÅki teklif etmiÅ olabileceÄi gerekƧesiyle haksız tahrik indirimi uyguladı, cezayı 18 yıla dĆ¼ÅĆ¼rdĆ¼, sonra 15 yıla indirdi.
Ä°zmir’de Sevgi AguÅ’u Ƨocuklarının gƶzleri ƶnĆ¼nde bıƧaklayarak ƶldĆ¼ren Åahsa Ä°zmir 11. AÄır Ceza mĆ¼ebbet verdi. Sonra, ‘Kadın kot pantolon giymiÅ, tanımadıÄı erkeÄe cilveli Åekilde saat sorarak adamı tahrik etmiÅtir’ gerekƧesiyle cezayı 24 yıla, ardından da piÅmandır diye 20 yıla indirdi.
Yargıtay CGK 9’a karÅı 14 oyla, 15 yaÅındaki ƶz kızına defalarca tecavĆ¼z edip hamile bırakan adamın 17,5 yıllık cezasını oy ƧokluÄuyla onadı. Muhalif yargıƧların gƶrĆ¼ÅĆ¼: Kız uzun sĆ¼re olayı kimseye anlatmamıÅ, demek ki zor kullanılmamıÅ,rızası var. Sızlanmak, isteksizlik ve direnme sayılmaz. Rızaya dayanan cinsi mĆ¼nasebet suƧu vardır.
Åahıs, 17’lik erkek ƧocuÄuna Osmaniye’de bir kere tecavĆ¼z ediyor, sonra da ‘herkese anlatırım’ tehdidiyle devam ediyor. Yargıtay 5. Ceza’nın kararı: ‘MaÄdur 9 ay boyunca ÅikĆ¢yet etmemiÅtir, olayda cebir ve tehdit yoktur, rıza vardır’. (...)Dumanı Ć¼stĆ¼nde Ć¼Ć§ yeni haber:
1) Apartman boÅluÄunda cesedi bulunan Nazlı Sinem ErkƶseoÄlu’nun katil zanlılarına mahkeme beraat verdi. GerekƧe: “Daha ƶnceden sadece selamlaÅtıÄı bir erkekle alkol alıp evine giden, cinsellik yaÅayan maÄdurenin ne yaptıÄını tespit etmek mĆ¼mkĆ¼n deÄildir”.
2) Japon turiste taciz davasında mahkeme sanıÄa cinsel saldırı suƧundan 2 yıl ceza kesti, sonra duruÅmadaki iyi hĆ¢li nedeniyle 1 yıl 8 aya indirip erteledi.
3) BoÅandıÄı eÅini 8 yerinden bıƧaklayıp bir de otomobille Ć¼zerinden geƧerek ƶldĆ¼ren Kamil Ćolak iƧin savcı, aÄırlaÅtırılmıŠmĆ¼ebbet yerine, haksız tahrik indirimi uygulanarak 18-24 yıl hapis istedi. (Baskın Oran, “Ćzgecan’ın Katilini Kim Azmettirdi?”, Agos, 20 Åubat 2015. http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10640/ozgecanin-katilini-kim-azmettirdi)
[11] Ä°Åte sadece bir yılın (kısmĆ®) verileri: “Ä°stanbul’da 2011 yılında 1.486 tecavĆ¼z, 2.488 Ƨocuk istismarı, 2.223 taciz davası aƧılmıÅ. Ä°zmir’de 568 Ƨocuk istismarı davası, Ankara’da 1162 Ƨocuk istismarı davası. Adana’da 461 tecavĆ¼z, 656 Ƨocuk istismarı ve 291 taciz davası aƧılmıÅ. Antalya 432 tecavĆ¼z, 548 Ƨocuk istismarı, 473 taciz davası. Gaziantep 558, Bursa 545, Mersin’de 500 Ƨocuk istismarı davası aƧılmıŠKayseri’de de 263 tecavĆ¼z davası, 374 Ƨocuk istismarı davası ve 273 taciz davası gƶrĆ¼lmĆ¼Å. Konya, 609 Ƨocuk istismarı davasıyla ilk 5 il arasında yer almıŠayrıca aynı kentte 354 tecavĆ¼z ve 438 taciz davası gƶrĆ¼lmĆ¼Å. Liste uzayıp gidiyor. Ama tĆ¼m bu davalar buzdaÄının gƶrĆ¼nen kısmı. Neden mi? TecavĆ¼ze, tacize uÄrayan kadınların Ƨocukların ortaya Ƨıkıp uÄradıkları saldırıyı ifade edebilmeleri Ƨok zor da ondan.” (Bilge SeƧkin Ćetinkaya, “Kadının Beyanı Esastır”, BirgĆ¼n, 21 Åubat 2014, s.4.)
[12] “Ćocuk gelinler konusunda ƧalıÅma baÅlatan ve baÅta Diyanet olmak Ć¼zere pek Ƨok kurum ile iÅbirliÄi yapan Aile ve Sosyal Politikalar BakanlıÄı, 8 Mart DĆ¼nya Kadınlar GĆ¼nĆ¼’nde Ƨocuk gelinler tablosunu ortaya koydu. Rakamlara gƶre, 11 yılda yaklaÅık yarım milyon Ƨocuk (504 bin 957), 16-17 yaÅında resmi olarak gelin oldu.” (Meltem ĆzgenƧ, “… ‘Resmi’ Ćocuk Gelinler Oldu”, Radikal, 8 Mart 2014, s.6.) ve: “18 yaÅ altındaki her 100 kız ƧocuÄundan 32’si evlendiriliyor TĆ¼rkiye’de; Avrupa Konseyi Ć¼lkeleri arasında GĆ¼rcistan’dan sonra 2. (Murat Yetkin, “Sabancı, KĆ¼rt Sorunu ve Ćocuk Gelinler”, Radikal, 12 Åubat 2013, s.12.) Nihayet: “TĆ¼rkiye’de 181 bin Ƨocuk yaÅta evlendirilerek istismar edilmiÅ kız ƧocuÄu var ve bunlar sadece resmi, kaydedilebilmiÅ rakamlar: i) Her Ć¼Ć§ evlilikten biri Ƨocuk yaÅta yapılıyor… ii) DĆ¼nyada Ƨocuk yaÅta evliliklerin en Ƨok gƶrĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼ ikinci Ć¼lkeyiz… iii) SıÄınma evlerindeki kadınların 3’te biri “Ƨocuk gelin”… iv) ReÅit olmadan evlendirilen kız Ƨocuklarının sayısı ise erkek Ƨocuklarının sayısından 20 kat fazla… v) 18 yaÅından kĆ¼Ć§Ć¼k kızlarını evlendirdikleri iƧin dava aƧılan aile sayısı da yĆ¼zde 94.2 artmıŠdurumda... (Adile DoÄan, “Kader ile Tek Farkımız HĆ¢lĆ¢ YaÅıyor Olmamız”, 23 Ocak 2014)
[13] Åebnem Turhan, “Cinsiyete Dayalı GeliÅmede TĆ¼rkiye Sınıfta Kaldı”, HĆ¼rriyet, 4 EylĆ¼l 2014, s.12.
[14] Esin Ergin, “XXI. YĆ¼zyılın BaÅında TĆ¼rk Kadını: Sadece Adı DeÄil, Kendisi de Yok”, Cumhuriyet Bilim Teknoloji, No:1372, 5 Temmuz 2013, s.10-11-13.
[15] Åebnem Turhan, “Cinsiyete Dayalı GeliÅmede TĆ¼rkiye Sınıfta Kaldı”, HĆ¼rriyet, 4 EylĆ¼l 2014, s.12.
[16] Seher KırbaÅ CanikoÄlu, “Siyasette GƶrĆ¼nmeyen Kadın”, Radikal, 27 Mart 2014, s.19.
[17] Esin Ergin, “XXI. YĆ¼zyılın BaÅında TĆ¼rk Kadını: Sadece Adı DeÄil, Kendisi de Yok”, Cumhuriyet Bilim Teknoloji, No:1372, 5 Temmuz 2013, s.10-11-13.
[18] “TĆ¼rkiye Ekonomi Politikaları AraÅtırma Vakfının (TEPAV) raporuna gƶre 2009 yerel seƧimlerinde seƧilen 301 bin 759 yerel yƶneticiden yalnızca 3 bin 708’i kadındı. (...) TEPAV araÅtırmasına gƶre 2004 yılı yerel seƧimlerinde TĆ¼rkiye genelinde 18 olan kadın belediye baÅkan sayısı, 2009 yılındaki yerel seƧimlerde 26’ya yĆ¼kselebildi. Ćlkenin 2 bin 498 belediyesinde yalnızca 26 kadın belediye baÅkanı bulunuyor. Yerel yƶnetimlerde de kadın sayısı oldukƧa az. Åu an Ć¼lkede belediye meclis Ć¼yesi 1340, il genel meclis Ć¼yesi 110, 65 kƶy muhtarı, 329 kƶy ihtiyar meclisi Ć¼yesi, 429 da mahalle muhtarı kadın var. Toplama bakıldıÄında ise ortaya Ƨıkan tablo tam bir uƧurum: TĆ¼rkiye’nin 301 bin 759 yerel yƶneticisinden yalnızca 3 759’u kadın. Yani yaklaÅık yĆ¼zde biri!” (Birkan Bulut, “Yerel Yƶnetimlerin Sadece YĆ¼zde 1’i Kadın”, Evrensel, 31 Ocak 2014, s.6.)
[19] Zeynep GƶÄĆ¼Å, “Erkek ErkeÄe Ä°lerleme Olmaz”, Cumhuriyet, 8 Mart 2012, s.9
[20] Nedret Akova’nın derlediÄi bir “seƧki”: i) Tayyip ErdoÄan: Kadın erkek eÅitliÄi doÄaya aykırıdır, kĆ¼rtaj bir cinayettir, her kĆ¼rtaj bir Uludere’dir, kadının ƶncelikli rolĆ¼ anneliktir… ii) BĆ¼lent ArınƧ: Kadın herkesin iƧinde kahkaha atmayacak. BĆ¼tĆ¼n hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacak… iii) SaÄlık Bakanı Mehmet MĆ¼ezzinoÄlu: Anneler, annelik kariyerinin dıÅında bir baÅka kariyeri merkeze almamalıdır… iv) Maliye Bakanı Mehmet ÅimÅek: Ä°Åsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Ćzellikle kadınlar arasında kriz dƶnemlerinde iÅgĆ¼cĆ¼ne katılım oranı artıyor. (...) v) AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer ĆstĆ¼n: TecavĆ¼ze uÄrayan kadınlar doÄurmalı, kĆ¼rtaj yaptıranlar tecavĆ¼zcĆ¼den daha bĆ¼yĆ¼k suƧlu… vi) Eski Milli Savunma Bakanı Vecdi GƶnĆ¼l: TĆ¼rk hanımları evinin sĆ¼sĆ¼dĆ¼r… vii) Ćevre ve Orman BakanıVeysel EroÄlu (iÅ isteyen kadına): Evdeki iÅler yetmiyor mu? viii) Ankara Anakent BelediyeBaÅkanı Melih GƶkƧek: Kadın ahlĆ¢klı olsun, kĆ¼rtaj yaptırmak zorunda kalmasın… ix) AKP Ä°l Genel Meclis Ćyesi: Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor. (Selda GĆ¼neysu, “Ä°Åte AKP’nin ‘Åiddet’ Karnesi”, Cumhuriyet, 30 Ocak 2015, s.13.)
[21] “Kadının en bĆ¼yĆ¼k vazifesi analıktır! Ä°lk terbiye verilen yerin ana kucaÄı olduÄu dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼lĆ¼rse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaÅılır.” (M. Kemal)(http://www.yenimakale.com/ataturkun-kadinlar-ile-ilgili-sozleri.html#ixzz3ambqjigZ ) ve: “Kadınlarımızın genel gƶrev ve ƧalıÅmalarda paylarına dĆ¼Åen iÅlerden baÅka, en ƶnemli, en hayırlı, en faziletli bir ƶdevleri de “iyi anne” olmalarıdır. (M. Kemal) (http://www.yenimakale.com/ ataturkun-kadinlar-ile-ilgili-sozleri.html#ixzz3amcDF1Vv)
[22] T. Asma, H. Kaynak ve M. F. TarakƧı (1996). “MedenĆ® Hukuk ve Kadın”, ĆaÄdaÅ Hukuk (ĆaÄdaÅ HukukƧular DerneÄi Merkez Yayın organı, yıl 4/5, sayı 46-49; Mart-Haziran 2006, Kadın Hukuku Dosyası iƧinde).
[23] Titi Bhattacharya (2013-14). “Explaining gender violence in the neoliberal era”, International Socialist Review, 91.
[24] TĆÄ°K Haber BĆ¼lteni, sayı 16015, 6 Mart 2014, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16015
[25] “Ćcretsiz aile iÅƧisi olarak ƧalıÅan kadın oranı 2011 yılında TĆ¼rkiye genelinde yĆ¼zde 31,8, erkek oranı ise yĆ¼zde 3,8”di. (“Ä°ÅgĆ¼cĆ¼ne Katılım Oranı YĆ¼zde 25, Aile Ä°ÅƧisi Kadın Oranı YĆ¼zde 31!”, BirgĆ¼n, 6 Mart 2014, s.4.)
[26] Åehriban KıraƧ, “Milyonlarca Kadın Ä°ÅsizliÄe MahkĆ»m Edilecek”, Cumhuriyet, 14 Ocak 2015, s.11.
[27] TĆ¼rkiye Ekonomi Politikaları AraÅtırma Vakfı’na (TEPAV) gƶre, TĆ¼rkiye’de iÅgĆ¼cĆ¼ dıÅında kalan ev kadını nĆ¼fusu 12.2 milyon kiÅiye ulaÅtı. TEPAV Ä°stihdam Ä°zleme BĆ¼lteni’nin 8’inci sayısı yayımlandı. BĆ¼ltende, Åu deÄerlendirmeler yer alıyor: “BaÅka bir ifadeyle 15 yaÅın Ć¼stĆ¼nde olup iÅgĆ¼cĆ¼ topluluÄuna katılması mĆ¼mkĆ¼n nĆ¼fusun, bunun yerine iÅgĆ¼cĆ¼ dıÅı nĆ¼fusa dahil olduÄu, ƶzellikle ‘ev kadını’ statĆ¼sĆ¼ndeki nĆ¼fusun ƶnemli ƶlĆ§Ć¼de arttıÄı dikkat Ƨekmektedir. Ä°ÅgĆ¼cĆ¼ dıÅında ƶzellikle ev kadını nĆ¼fusunun artması dikkat Ƨekici bir geliÅmedir. Nitekim son 12 ayda artmıŠgƶrĆ¼nen 868 bin iÅgĆ¼cĆ¼ dıÅı nĆ¼fusun 500 bine yakınının ev iÅleriyle meÅgul kadın nĆ¼fusa dahil olduÄu gƶrĆ¼lmektedir. Bƶylece ev kadını nĆ¼fusunun 12.2 milyona ulaÅarak istihdam edilen nĆ¼fusun yarısına ulaÅtıÄı dikkat Ƨekmektedir.” (“Ä°ÅsizliÄi Eve Kapanıp ĆƶzdĆ¼k”, Vatan, 14 Temmuz 2012, s.7; “Onlar Zoraki Ev Kadını”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2012, s.11.)
[28] Ä°statistik, bilindiÄi Ć¼zere, manipĆ¼lasyona Ƨok aƧık bir alan. Ä°ktidarın geƧtiÄimiz yıl “2 milyon kadına istihdam saÄlandıÄı” “mĆ¼jde”sinin de bu tĆ¼rden bir manipĆ¼lasyon olduÄu, TĆ¼rk GiriÅim ve Ä°Å DĆ¼nyası Konfederasyonu TĆ¼rkonfed’in raporunda ortaya Ƨıktı. Rapora gƶre “bu 2 milyonluk artıÅın 450 bini hĆ¼kĆ¼metƧe yapılan dĆ¼zenlemelerle evlerinde yaÅlılara ve engellilere baktıÄı iƧin para kazanan kadınlar. Net asgari Ć¼crete eÅit bir para kazanıyorlar. Yani 848 lira civarında. Ve (...) bu kadınların sosyal gĆ¼venceleri yok. Devlet Ć¼cret ƶdĆ¼yor ama SGK kapsamına almıyor. Yani, devlet 450 bin kadını ‘kayıt dıÅı’ hatta ‘kaƧak iÅƧi’ statĆ¼sĆ¼nde ƧalıÅtırmıŠoluyor. (...) 2 milyon yeni kadın istihdamının 450 bini bƶyle. Peki, geriye kalanı? 600 bini tarım sektƶrĆ¼nden kaynaklanmıÅ. AKP bu kadınların tarımda ƧalıÅmasını kayda geƧirmiÅ ama onların da yaklaÅık yĆ¼zde 96’sı kayıt dıÅı. Yani hĆ¢lĆ¢ Ć¼cretsiz tarım iÅƧisi olarak ƧalıÅıyorlar.
Hatırlarsınız. Bundan bir iki yıl ƶnce AKP yeni istihdam teÅvik paketini aƧıklamıÅtı. Bu pakete gƶre kadın iÅƧi ƧalıÅtıran iÅyerlerinde kadınların primleri 4 yıl boyunca devlet tarafından Ć¼stlenilecekti. TĆ¼rkonfed’in raporuna gƶre bu teÅvikten sadece 110 bin kadın yararlanabilmiÅ. Sayının bu denli dĆ¼ÅĆ¼k olmasının nedeni bĆ¼rokratik iÅlemlerin karmaÅıklıÄı ve uzunluÄu...
Ćzetleyecek olursak, 6 yılda 2 milyon yeni istihdamın neredeyse yarısı AKP’nin rakamlarla oynaması ile gerƧekleÅti. GerƧekten kadın istihdamını artıracak politikaların hemen hiƧbiri uygulamaya alınmadı. Zaten pek istendiÄi de sƶylenemez.” (Ćzlem YĆ¼zak, “Kadın Ä°stihdamı: Yalanlar ve GerƧekler”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2014, s.11.)
[29] “Ankara Sanayi Odası (ASO) BaÅkanı Nurettin Ćzdebir, ‘KaÅ yapalım derken gƶz Ƨıkarmayalım. DoÄum yapan kadına saÄlanacak ek haklar, kadınları iÅ hayatından etmesin’ uyarısında bulunurken ‘ASO Ć¼yesi bir sanayicimiz dĆ¼zenlemeden duyduÄu kaygıyla bundan sonra fabrikasına kadın iÅƧi almayacaÄını bana sƶyledi. Taslak bu hĆ¢liyle yasalaÅırsa, kadın iÅƧi ƧalıÅtıran iÅletmelerin istihdam maliyetleri artacaÄından, yƶneticilerine kadın yerine erkek iÅƧi alınması talimatı vermiÅ,’ dedi.” (Ćzlem YĆ¼zak, “Kadını ‘Eve Sokma’ Paketi”, Cumhuriyet, 25 EylĆ¼l 2013, s.11.)
[30] “KreÅ En Acil Sorun”, Cumhuriyet, 8 Mart 2012, s.7.
[31] Mustafa Sƶnmez, “Ev Kadınının SƶmĆ¼rĆ¼lmesi ve Hakkı...”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2012, s.10.
[32] Nitekim Mustafa Sƶnmez, sƶzkonusu yazısında bƶyle bir talebi dile getiriyor: “Ćyleyse ne olmalı? Bunu tek tek patronlardan almak mĆ¼mkĆ¼n deÄil. Ama devlet, patronlardan aldıÄı vergiyi yĆ¼kselterek, ev kadınının bu karÅılıksız emek gĆ¼cĆ¼nĆ¼n “Ć¼cret”ini tahsil edebilir. Sonra da bunu, “ev kadınları”na bir sosyal Ć¼cret olarak ƶdeyebilir, ƶdemelidir. Dolayısıyla eve kıstırılmıŠkadınların, genƧ kızların, devletten bƶyle bir sosyal Ć¼creti talep etmeleri haklarıdır ve bunun iƧin ƶrgĆ¼tlenmelidirler.” (Mustafa Sƶnmez, “Ev Kadınının SƶmĆ¼rĆ¼lmesi ve Hakkı...”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2012, s.10.)
[33] Zehra Yavuz, “30 Maddede Tipik TĆ¼rk Kadını!”, Radikal, 9 Åubat 2013, s.19.
[34] Aile ve Sosyal Politikalar BakanlıÄı’nca 12 bin aile Ć¼zerinde yapılan “TĆ¼rkiye’de Aile Yapısı AraÅtırması”na gƶre (....) 23 bin 379 kiÅi ile gƶrĆ¼Åme gerƧekleÅtirilerek hazırlanan araÅtırmada, Åu saptamalara yer verildi: i) Aile bireylerinin yĆ¼zde 44’lĆ¼k kesimi hiƧ kitap okumuyor, yĆ¼zde 74’Ć¼ hiƧ sinema ve tiyatroya gitmiyor… ii) 2006-2010 yılları arasında 18 yaÅın altında evlenme oranı erkeklerde binde 2, kadınlarda ise yĆ¼zde 9… iii) Erkeklerin yĆ¼zde 85’i evleneceÄi kadının “ilk kez evlenecek olması”na, yĆ¼zde 75’i “dindar olması”na, yĆ¼zde 59’u “aynı mezhepten olması”na, yĆ¼zde 58’i eÄitimli olmasına ƶnem veriyor. (“Ćocuk Gelin Ćok Az”, Cumhuriyet, 26 Nisan 2012, s.3.)
[35] Bekir AÄırdır, “Kadın Meselesi DeÄil Erkek Meselesi”, Cumhuriyet, 21 Åubat 2015, s.2.
[36] “TĆ¼rkiye’de Kadınların Ä°zin Almadan ĆalıÅması DoÄru Bulunmuyor”, Business Intelligence, 24.09.2014. http://www.connectedvivaki.com/turkiyede-kadinlarin-izin-almadan-calismasi-dogru-bulunmuyor/
[37] Damla Yur, “… ‘İƧimizdeki Ćocuk’ ĆlmĆ¼Å!”, Milliyet, 30 Aralık 2013. http://gundem.milliyet.com.tr/-icimizdeki-cocuk-olmus-/gundem/detay/1814842/default.htm
[38] Ocak 2013 dƶnemi iƧin iÅsizlik oranı ve kayıt dıÅı, kadınlar iƧin arttı. Yeni iÅsizlerin yarısından ƧoÄu lise ve yĆ¼ksekƶÄretim mezunu kadınlar oldu. Yeni iÅsizlerin yĆ¼zde 76’sı kadınlardan oluÅtu. (“Kadınlar Diplomayı Aldı, Eve Kapandı”, Cumhuriyet, 16 Nisan 2013, s.11.)
[39] Sunay Akın, “Kocanın Evinde Oturursun”, Cumhuriyet, 22 Mart 2009, s.15.
Yorum Ekle