$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

AKP’NÄ°N “KINDER, KUCHE, KIRCHE”SÄ°[1]

“GerƧek, hiƧbir yalana benzemeyen bir şeydir...” [1] Aslına bakacak olursanız, iki konuda yazmak ve konuşmak zordur: biri, Ć¼zerine h...

“GerƧek, hiƧbir yalana
benzemeyen bir şeydir...”[1]

Aslına bakacak olursanız, iki konuda yazmak ve konuşmak zordur: biri, Ć¼zerine hiƧ yazılmamış/ konuşulmamış konularda. Tartışmaların namevcut, kaynakların kıt olduğu konularda, pusulasız bir gemi gibi, nereye varacağınızı kestiremeden el yordamıyla ilerlemeye Ƨalışırsınız.
Bu durumda, ikinci vak’aya gƶre daha şanslı sayılabilirsiniz; nihayetinde, ortaya tartışılabilir bir zemin Ƨıkartabilme şansınız vardır; sonradan ne denli yanılmış olduğunuzu acı acı kavrasanız da, en azından sizden sonra bu tehlikeli sularda seyredecek olanlara, yıkacakları ya da Ć¼zerine bir şeyler inşa edebilecekleri bir temel bırakmış olursunuz.
Ä°kincisi ise, Ć¼zerine Ƨok yazılmış, konuşulmuş konulardır. Bunlar genellikle gĆ¼ncel, yakıcı, Ƨetrefilli, ve ideolojik kutuplaşma alanlarına denk dĆ¼ÅŸerler. Bazı durumlarda okuru-dinleyiciyi ƶylesine bezdirmiştir ki, “konuş-konuş, bir sonuƧ Ƨıkmıyor işte” yılgınlığında, sƶyledikleriniz, buharlaşır, uƧar gider.
BugĆ¼n benden istediğiniz konu, “TĆ¼rkiye’de kadın olmak”, ikinci tipe dahil. Ƈok acil, Ƨok gĆ¼ncel, Ƨok yakıcı, Ƨok Ƨetrefil, ve de Ƨok ideolojik(leşmiş)...
Acil, gĆ¼ncel, yakıcı olmasının nedeni aƧık: TĆ¼rkiye’de her gĆ¼n 2-3 kadın, eril şiddete kurban gidiyor. “Kadın cinayetleri” bu Ć¼lkede kadın ƶlĆ¼mlerinin belli başlı nedenlerinden biri hĆ¢line geldi.
DĆ¼ÅŸĆ¼nebiliyor musunuz, bu topraklarda 2000-2014 yılları arasında (bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ bir yakını tarafından) ƶldĆ¼rĆ¼len kadın sayısı 10 793. TĆ¼m Kurtuluş Savaşı boyunca cephede ƶlen subay ve er sayısı ise 9 167![3]
GĆ¼n geƧmiyor ki bir erkek, karısını, eski karısını, kızını, kız kardeşini, sevgilisini mini etek giydi, kendisini reddetti,[4] aldattığından ÅŸĆ¼phelendi,[5] boşanmak istedi,[6] yabancı bir erkeğe işveli işveli saati sordu, kƶfte-patates gibi pratik yemekler yaptı,[7] rĆ¼yasında striptiz yaptı, rĆ¼yasında başka bir erkekle sevişti,[8] Ƨalışmak istedi, okumak istedi, internette chat’leşti, cep telefonunda mesajlaştı, dar pantolon giydi, yemeği vaktinde hazırlamadı.. diye boğarak, keserek, vurarak, şişleyerek, yakarak... ƶldĆ¼rmesin.
Ɯstelik de katiller yargı ƶnĆ¼ne getirildiklerinde, ƶnlerini ilikleyip ƶne doğru kaykıldıklarında, “iyi hĆ¢l”,[9] ya da en entipĆ¼ften nedenlerle “tahrik”[10] indirimlerinden yararlanıyorlar genellikle.
Sadece kadın cinayetleri, taciz, tecavĆ¼z,[11] hatta “Ƨocuk gelinler”[12] mi? Bu Ć¼lkede kadınlarla ilgili bĆ¼tĆ¼n veriler, “felaket” kıvamında... Ɩrneğin eğitim: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) ‘Ä°nsani Gelişme Endeksi’ne gƶre, TĆ¼rkiye’de en az ortaĆ¶ÄŸrenim gƶrmĆ¼ÅŸ kadınların oranı yĆ¼zde 39. Bu oran erkeklerde yĆ¼zde 60. Ortalama Ć¶ÄŸrenim gƶrme sĆ¼resi kadınların 6.4 yıl, erkeklerin 8.7 yıl.[13] Bir başka deyişle, kadınların yĆ¼zde 60’ı ilkĆ¶ÄŸretim ya da daha geride bir Ć¶ÄŸrenim dĆ¼zeyiyle idare etmek zorunda... YĆ¼zde 20’si ise hiƧ formel temel eğitim gƶrmemiş ve/veya formal bir temel eğitimi tamamlamamış durumda![14]
Ɩrneğin gelir dĆ¼zeyi: Aynı endekse gƶre kişi başına dĆ¼ÅŸen gayri safi milli hasıla, kadınlarda sadece ama sadece 8 bin 813 dolar, erkeklerde 28 bin 318 dolar. Yani erkeklerin milli gelirden kişi başına aldıkları pay kadınların tam 3.5 katı. Salt bu veriler dahi, TĆ¼rkiye’yi endeksin hesaplandığı 148 Ć¼lke iƧinde 118. sıraya yerleştirmeye yetiyor![15]
Devam edeyim... Ɩrneğin, siyasete katılım oranı: kadınların siyasete katılması, parlamentoda temsili konusunda yıllardır kopartılan onca gĆ¼rĆ¼ltĆ¼ye, bu konudaki sivil toplum Ƨabalarına, siyasal partilerin vaadlerine karşın, parlamentoda kadın oranı hĆ¢len yĆ¼zde 14.3’te seyrediyor; akƧalı işlerin gerƧeklendiği alan olan yerel yƶnetimlerde ise durum daha vahim: yĆ¼zde 1.2.[16] (Oysa, ƶrneğin, SeƧme ve seƧilme hakkını 1960 yılında elde eden ve ilk kadın milletvekilini 1982 yılında seƧen Burundi’de kadınlar parlamentoda yĆ¼zde 35 oranında temsil ediliyor.[17]) HĆ¼kĆ¼metteki 26 bakandan 1’i, 2 bin 924 belediye başkanından 26’sı,[18] 34 bin 210 muhtardan 65’i, 81 validen 1’i kadın... 26 mĆ¼steşar arasında hiƧ kadın yok! BDDK, Yargıtay, Sayıştay başkanlıklarında hiƧ kadın yok! TĆ¼rk-İş, HAK-İŞ, KAMU-SEN, MEMUR-SEN, TOBB, MƜSÄ°AD, TZOB, TESK yƶnetiminde hiƧ kadın yok![19]
Tekrar ediyorum; “TĆ¼rkiye’de kadınlık durumu”, Ƨok acil, Ƨok gĆ¼ncel, Ƨok yakıcı, Ƨok Ƨetrefil, ve de Ƨok ideolojik(leşmiş) bir konudur.
Evet, “ideolojik(leşmiş)”: Ć‡Ć¼nkĆ¼ bu Ć¼lkede “rejim tartışmaları” bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de kadınlar Ć¼zerinden gerƧekleştirilmiştir ve bu durum hĆ¢len devam etmektedir. GeƧ Osmanlı ve Cumhuriyet dƶneminde Batıcılığın en ƶnemli isimlerinden biri kabul edilen Abdullah Cevdet’in, TĆ¼rkiye’nin modernleşmesi iƧin “Kur’an’ı kapat, kadınları aƧ,” formĆ¼lĆ¼nĆ¼ ileri sĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ bildirilir. Kadınların bedeni, giyimleri, kamusal alanda nasıl boygƶsterecekleri, o gĆ¼n bugĆ¼ndĆ¼r, modernleşmeciler ile muhafazakĆ¢rlar; laiklerle Ä°slĆ¢mcılar ateşli bir savaşın konusu olagelmiştir. Ƈağdaşlaşmacı-laiklerin indinde, kadınların Ƨarşaftan kurtulması, eğitim gƶrmesi, Ƨalışma hayatına girmesi, sembolik de olsa siyaset alanında temsil edilmesi, Ć¼lkenin “gerilikten sıyrılması”nın, “Ƨağdaş uygarlık dĆ¼zeyine ulaşması”nın simgesi sayılmaktadır. Ɩte yandan, muhafazakĆ¢rlar, Ä°slĆ¢mcılar, hem geƧ dƶnem Osmanlı reformistlerinin, hem de yeni rejimde galebe Ƨalan Ƨağdaşlaşmacıların, laiklerin, kısacası Kemalist rejimin kadınlar konusundaki her tasarrufunu, halkı MĆ¼slĆ¼manlıktan uzaklaştırmaya, dinden soğutmaya, bƶylelikle de “yĆ¼zyıllar boyunca Ä°slĆ¢m sancağını zaferden zafere ulaştırmış” bir devleti Ƨƶkertmeye Ƨabalayan Batı’nın ve onun yardakƧılarının oyunu olduğunu dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼rler.
Aslına bakarsanız bugĆ¼n bu topraklarda “kadın olmak” bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bedenini bu bitmeyen savaşın “muharebe alanı” kılınmasına seyirci kalmak anlamına gelmektedir. Ve kanımca, 2002 yılından beri hĆ¼kĆ¼met, son birkaƧ yılda da “iktidar” olmaya başlayan Ä°slĆ¢m referanslı AKP’nin ricalinin kadına ilişkin sƶylemleri[20] ve bir Ƨeşit “rƶvanş”a dƶnĆ¼ÅŸen icraatları, bu saptama ışığında değerlendirildiğinde daha iyi anlaşılabilecektir.
Ancak tarafların Ć¼zerinde zımnen anlaştıkları bir konu vardır ki, bu da kamusal alandaki gƶrĆ¼nĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼ ne olursa olsun, “ƶzel alan”ın kadın iƧin başatlığıdır. Gerek muhafazakĆ¢r/ Ä°slĆ¢mcılar iƧin, gerekse Kemalistler iƧin kadın, “ƶncelikle anne”dir;[21] “dışarıda” yaptığı iş ne olursa olsun, ƶzel/ domestik alan kadının birincil sorumluluk alanıdır.
Bu durumu, aynı zamanda “Ä°slĆ¢mĆ® aile hukukundan bir kopuş olarak da tasarlanan ve 1926’da kabul edilen MedenĆ® Kanun’da aƧıkƧa gƶrmek, mĆ¼mkĆ¼ndĆ¼r. Ɩrneğin, kadını evleninceye dek kendi kararlarını alma hak ve sorumluluğuna sahip, tam ehliyetli birey olarak kabul eden MedenĆ® Kanun, kadını evlendiği andan itibaren bu haklarının bĆ¼yĆ¼k kısmını elinden alarak bir Ƨeşit sınırlı ehliyetli konumuna sokar. Evli kadın, “evlilik birliğine ilişkin hiƧbir konuda tek başına karar alamamaktadır. Evi, Ƨocukları, hatta kendi malları hakkında bile tĆ¼m hak ve sorumluluklar kocaya aittir. Medeni yasa evli kadını, kendi kararlarını alamayacak, bunların sorumluluğunu taşıyamayacak, kocasının yardımına muhtaƧ bir varlık olarak gƶrmektedir. Eşlerin evlenme isteklerini beyan edecekleri makam, kocanın ikametgĆ¢hı belediyesidir. Bu hĆ¼kĆ¼mle kadın kimliğini kaybetmeye başlamakta, artık yasal işlemlerini kocanın ikametgĆ¢hında yapmaktadır. Evlenmeyi kabul ettiği anda kendi soyadını terk etmekte, evleninceye kadar varolan kimliğini evlenme kararı ile geride bırakmaktadır. Eşlerin ortak yaşamını yĆ¼rĆ¼tecekleri konutu seƧme hakkı kocaya bırakılmış, kadına bu konuta bir sƶz hakkı tanınmamıştır. Aile reisliği diye bir kurum yaratılarak aile iƧinde hiyerarşik bir yapı oluşturulmuş, bu yetki de kocaya verilerek aile ile ilgili tĆ¼m konularda karar alma hak ve yetkisi kocaya bırakılmıştır. Bu kararlar evin seƧiminden ortak malların idaresine, ortak Ƨocuklarla ilgili konularda karar almaya değin uzanmaktadır. Kadını kocasının yardımcısı olarak kabul etmiş ama her konuda son sƶzĆ¼ sƶyleme hakkı kocaya bırakılmıştır. Birliği kocanın temsil edeceğini, kadının ailenin sĆ¼rekli ihtiyaƧları bakımından temsil yetkisine sahip olduğu kabul edilmiş, ancak bu yetkiyi genişletme ve daraltma konusunda kocayı yetkilendirdiği iƧin kadına tanıdığı bir lĆ¼tuf niteliğini almaktadır.”[22]
MedenĆ® Kanun’un bazı hĆ¼kĆ¼mleri, 1990’lı yıllarda, kadın hakları aktivistlerinin, ƶzellikle de feminist hukukƧuların Ƨabaları sayesinde değişikliğe uğratıldı. Ancak, Yasa’nın Ƨizdiği genel ƧerƧeve, yani kadının birincil varlık alanının “ƶzel/domestik alan” olduğu gƶrĆ¼ÅŸĆ¼ ve erkeğe tabi konumu, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde, Kemalistleri bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bertaraf ederek dĆ¼mene geƧen muhafazakĆ¢r/ Ä°slĆ¢mcılarca siyasallaştırılarak yaygınlaştırılmaktadır. Bu durum, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde genelgeƧer bir “toplumsal mutabakat” konusudur. Ve kanımca “TĆ¼rkiye’de kadın olmak” sorusunun tĆ¼m sinir uƧları, dƶnĆ¼p dolaşıp domestik alanın başlıca aktƶrĆ¼ olan “ev kadınlığı”nda dĆ¼ÄŸĆ¼mlenmektedir.
Bu nedenledir ki, bu sƶyleşide temel tezimi “TĆ¼rkiye’de kadın olmak” sorusunun belkemiğini, “ev kadınlığı” oluşturduğu savıyla ifade ediyorum.

TĆ¼rkiye’de “Ev Kadınlığı” HĆ¢li

“Ev kadınlığı”nın ne olduğunu anlayabilmek iƧin, dilerseniz bir miktar Marksist literatĆ¼re mĆ¼racaat edelim.
Bilindiği Ć¼zere Karl Marx, insanın temel, yaşamsal faaliyeti olan emek sĆ¼reci, Ć¼retim ve tĆ¼ketim, ya da daha doğru bir deyişle “yeniden Ć¼retim” olmak Ć¼zere birbirinden ayrılamaz iki evreden oluşmaktadır. Ɯretim, insan(lar)ın doğanın sağladığı nesneleri dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rerek gereksinimlerini karşıladıkları sĆ¼reƧ, yeniden Ć¼retim ise, Ć¼retimi gerƧekleştirmelerini sağlayan insana iƧkin bir potansiyel olan “işgĆ¼cĆ¼”nĆ¼ Ć¼retmek Ć¼zere yapıp ettikleridir. Kadınların toplumsal konumunu kavrayabilmek Ć¼zere “Yeniden Ć¼retim” nosyonuna başvuran Lisa Vogel, sınıflı toplumlarda işgĆ¼cĆ¼nĆ¼n yeniden Ć¼retimini Ć¼Ć§ tip sĆ¼recin oluşturduğunu sƶyler: 1) Doğrudan Ć¼reticilerin emek gĆ¼Ć§lerini, ertesi gĆ¼n işbaşı yapmalarına olanak sağlayacak tarzda restore eden gĆ¼ndelik faaliyetler; 2) Madun sınıfın Ƨalışmayan Ć¼yelerine (Ƨocuklar, yaşlılar, hastalar ya da başka nedenlerden dolayı işgĆ¼cĆ¼ne katılmayan kişiler) yƶnelik benzer faaliyetler; 3) Madun sınıfın, herhangi bir nedenle artık Ƨalışmayan Ć¼yelerinin yerine yenilerini ikame eden faaliyetler. Titi Bhattacharya ise, Vogel’in hattını ÅŸĆ¶yle devam ettirir: “Toplumsal yeniden Ć¼retim kocasını ertesi gĆ¼n işe gƶndermek Ć¼zere yemek pişirip evi temizleyen ev kadınından ibaret değildir. Patron iÅŸĆ§inin toplumsal olarak nasıl ve ne ƶlĆ§Ć¼de yeniden Ć¼retildiğinin ƶzgĆ¼lleriyle ilgilidir. Bu anlamda ƶnemli olan salt yiyecek, giysi ve sabahleyin sermayenin kapısında hazır olmak değil, mevcut işgĆ¼cĆ¼nĆ¼n niteliğini etkileyen, eğitimden ‘dil yetilerine… genel sağlığa’, hatta ‘işe yatkınlığa’ her şeyi kapsar. (…) Bu nedenledir ki, toplumsal yeniden Ć¼retimin iƧ iƧe Ć¼Ć§ tarzda gerƧekleşen toplumsal yeniden Ć¼retime ilişkin anlayışımızı bilemeliyiz: a) Artan ƶlĆ§Ć¼de hem erkekler, hem de kadınlar tarafından gerƧekleştirilen aile iƧi Ć¼cretsiz emek; b) Ev iƧindeki ƶdenmemiş emeği kısmen telafi etmek Ć¼zere devletin toplumsal Ć¼cret olarak sağladığı hizmetler; c) piyasada kĆ¢r iƧin satılan hizmetler.”[23]
Bir başka deyişle, “yeniden Ć¼retim”, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde kamusal alanda gerƧekleştirilen Ć¼retimin aksine, evlerde, yani domestik alanda gerƧekleştirilen faaliyetlerden oluşur; ve TĆ¼rkiye’de ağırlıklı olarak kadınların sırtına yĆ¼klenmiştir. Bu nedenle, ev işlerini Ć¼cretli olarak bir başkasına gƶrdĆ¼rmeyen her kadın, TĆ¼rkiye standartlarında, dışarıda Ƨalışsın ya da Ƨalışmasın, aynı zamanda “ev kadınıdır” ve de ƶyle olması beklentisiyle sosyalleştirilmektedir.
Bunu, dilerseniz kimi somut verilerle destekleyelim.
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde TĆ¼rkiye’de işsizliğin (resmi rakamlara gƶre) yĆ¼zde 10 dolaylarında seyrettiği biliniyor. Kentsel bƶlgelerde bu oran yĆ¼zde 12’yi buluyor. “İşsizlik”ten farklı olarak da, “işgĆ¼cĆ¼ne katılım” oranı, yĆ¼zde elli dolaylarında. Bir başka deyişle, bu Ć¼lkede 15-65 yaş arası nĆ¼fusun kabaca yarısı Ƨalışırken diğer yarısı ise istihdamın dışında yer alıyor.
Peki, “işsiz” olmamakla birlikte, “istihdam dışı” olan nĆ¼fusun yarısı kimlerden oluşuyor? Ɩğrenciler, engelliler, yaşlılar vb.
Ancak burada Ƨarpıcı bir durum var. “İşgĆ¼cĆ¼ne katılım”da, yani Ƨalışan nĆ¼fus iƧerisinde kadınlarla erkekler arasında bir uƧurum gƶzlemleniyor. TĆ¼rkiye’de 15 yaş Ć¼stĆ¼ erkeklerin yĆ¼zde 70 kĆ¼suru (2013 verilerine gƶre yĆ¼zde 71.5), kadınların ise ancak yĆ¼zde 30 kadarı (2013 verilerine gƶre yĆ¼zde 30.8) işgĆ¼cĆ¼ne katılıyor.[24] Bu arada, belirteyim: Ƨalışan kadınların yĆ¼zde 30 kadarı ise, “Ć¼cretsiz aile iÅŸĆ§isi” konumunda, yani bir Ć¼cret almıyor![25] Onları dışta tutacak olursak, bir başka deyişle, bu Ć¼lkede, Ƨalışabilir yaştaki kadınların yĆ¼zde 70’i Ƨalışmıyor. Hayır, onlar “işsiz” olarak da tanımlanmıyorlar (“işsiz” olduğunu beyan eden kadınların sayısı, DÄ°SK-AR’a gƶre EylĆ¼l 2014 itibariyle 3 330 000’dir; yani istihdam edilen kadınların ¼’Ć¼![26]); onların resmĆ® istatistiklerdeki yeni adları “ev işleriyle meşgul”dĆ¼r! Sayıları ise, 12.2 milyonu buldu: bir başka deyişle, aktif nĆ¼fus dilimi iƧerisindeki (15-64 yaş grubu, ki sayıları kabaca 22 milyon dolayındadır) kadınların yarıdan fazlası, “ev kadını”dır![27]
Evet, iktidar partisinin “kadın istihdamını arttıracağız!” yollu parlak sƶylemlerine karşın[28] Ć¼lkenin aktif kadın nĆ¼fusunun yarıdan fazlası, ev kadınıdır. Ve bu durum yakın gelecekte de değişeceğe benzemiyor. Neden mi? Nedeni anlamak iƧin Ƈalışma Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın hazırladığı “Kadın Ä°stihdamı Paketi”ne bir gƶz atmak yetecektir. Pakette, bildiğiniz Ć¼zere kadına verilecek doğum izninin 18 haftaya Ƨıkarılması, doğumdan itibaren 69 ay sĆ¼reyle devlet memuru kadınların yarızamanlı Ƨalışması, Ƨalışılmayan sĆ¼relerin emeklilik kesenek ve karşılıklarının devletƧe karşılanması gibi maddeler yer almaktaydı. Bir başka deyişle “Kadın Ä°stihdamı Paketi”, her vesileyle “En az Ć¼Ć§ Ƨocuk!” ısrarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan eliyle “devlet politikası”na dƶnĆ¼ÅŸen “kadınlar, doğurun!” buyrultusu doğrultusunda hazırlanmıştı; ve “kadın istihdamını arttırmak” cilasının ardında, kadınları eve kapatmak yatıyordu! Patronlar, mesajı almakta gecikmediler; ve daha tasarı yasalaşmadan, “bu durumda kadın iÅŸĆ§i almayacaklarını” duyurmaya başladılar.[29]
Yani “resmĆ® devlet politikası” hĆ¢line gelen “Ƨok Ƨocuklu aileler” ve “gayrıresmĆ®” Ƨocukların bĆ¼tĆ¼n yĆ¼kĆ¼nĆ¼ kadınların sırtına yĆ¼kleme politikası sĆ¼rdĆ¼kƧe, kadınlar “ev kadını” olarak yaşamlarına devam edeceklerdir. Nitekim, Hak-İş’in 8 Mart vesilesiyle ƶrgĆ¼tlĆ¼ olduğu iş yerlerindeki 1000 kadın iÅŸĆ§iye uyguladığı anket, kadın iÅŸĆ§ilerin yĆ¼zde 45’inin Ƨocuksuz, yĆ¼zde 26’sının tek, yĆ¼zde 23’Ć¼nĆ¼n ise iki Ƨocuklu olduğunu ortaya koyuyordu. 3 Ƨocuklu kadın iÅŸĆ§ilerin oranı yĆ¼zde 5, beşten fazla Ƨocuk sahibi olanların oranıysa yĆ¼zde 1’in altındaydı![30] Bir başka deyişle, hem “Ƨok Ƨocuk” hem de “kadın istihdamı”, (Ƨocuklar mĆ¼nhasıran kadınların sorumluluk alanı olarak gƶrĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼, devlet bu konuda erkeğin ve/veya kendisinin sorumluluğunu -kreş, Ć¼cretsiz bakım hizmetleri vb. aracılığıyla- Ć¼stlenmedikƧe) bir arada yĆ¼rĆ¼memekteydi, yĆ¼rĆ¼mez de!
TĆ¼rkiye’nin mevcut durumunda, ev kadınlarının sayısının sĆ¼rekli olarak şişmesi, sistem tarafından pek bir “sorun” olarak gƶrĆ¼lmemekte. Tersine, bu durumun Ć¼lkenin dĆ¼menini elinde tutanlar aƧısından pek Ƨok avantajı var.
Ɩrneğin, kadınların kendilerini “işsiz” olarak değil de “ev kadını” olarak tanımlamaları, bir yandan işsizlik sayı ve oranlarını “sĆ¼rdĆ¼rĆ¼lebilir” bir dĆ¼zeyde tutmaya yarıyor. Ɩte taraftan ise, kadınların talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyini dĆ¼ÅŸĆ¼rĆ¼yor: Ɩyle ya, bir gĆ¼n gelip de 12.5 milyon kadın, “biz ev kadını değil işsiziz; bize iş verin” diye sokaklara dƶkĆ¼lse, hĆ¢lleri nice olur? Bu kadınlara Ƨalışmalarına yetecek vasıf, insanca bir gelir sağlayabilecekleri bir iş ve devletin onları bakmakla yĆ¼kĆ¼mlendirdiği Ƨocuklara kreş, bakımevi vb.’ni TĆ¼rkiye’nin alaturka neo-liberal kapitalist sistemi, nasıl sağlayacak?
Ne diyor iktisatƧı Mustafa Sƶnmez?
“Ekonominin hedef kĆ¼Ć§Ć¼lttĆ¼ÄŸĆ¼ 2012’de, ‘işsizlik yatay seyir izliyor’ kerametini yumurtlayanlar, 15 yaş Ć¼stĆ¼ nĆ¼fustan işgĆ¼cĆ¼ olabilecekken, muhtemelen de işsiz olarak kayıtlara geƧerek işsizlik oranını Ƨift haneye taşıyacakların, nereye gittiklerini araştırmamış gƶrĆ¼nĆ¼yorlar. Araştırsalar, son 12 ayda 500 bin kadının ‘işgĆ¼cĆ¼’ meydanı yerine ‘eve’ yƶneldiklerini, bunun da işsizlik oranını bir hayli dĆ¼ÅŸĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼ gƶreceklerdi.
Ev kadınlığı, TĆ¼rkiye iƧin hiƧ gƶz ardı edilmeyip hem sosyal politikada, sosyolojide, hem siyasette bir hayli ƶnemli bir kategori. Ƈalışan, yani istihdamdaki nĆ¼fusun yarısı kadar nĆ¼fus, ev kadını. Her 2 Ƨalışana, 1 ev kadını dĆ¼ÅŸĆ¼yor. 12.2 milyondan, yani sivil nĆ¼fusun yĆ¼zde 17’sinden, 15 yaş Ć¼stĆ¼ nĆ¼fusun yĆ¼zde 23’Ć¼nden sƶz ediyoruz. SeƧmen olarak tek bir partiye oy verseler, şaka değil, ortaya CHP cesametinde bir ev kadınları ana muhalefet partisi Ƨıkar!
Ev kadınlığı, tutucu AKP’nin beslediği bir rol. En az 3 Ƨocuk yapacak, erkeğin ve Ƨocukların beklentilerine cevap verecek bir rol. O nedenle de ‘Eve yƶneliş’lerin hiƧ ƶnĆ¼nĆ¼ kesmiyor AKP rejimi. Sayı da pek gerilemiyor. Yıldan yıla, daha Ƨok kadının işgĆ¼cĆ¼ piyasasına Ƨıkması beklenirken 2012 Mart’ındaki ev kadını sayısı 2006’dan pek geride değil. Hatta, 2006’da her 10 aile efradına 4.5 ev kadını hizmet verirken, sayı 2012 başlarında 5’e Ƨıkmış. Ev kadınının ‘iş yĆ¼kĆ¼’ artmış, anlayacağınız.”[31]
Mustafa Sƶnmez’in “ev kadınının iş yĆ¼kĆ¼” dediği şey, yemek pişirme, bulaşık, Ƨocukların bakımı, temizlik, Ƨamaşır, Ć¼tĆ¼ gibi, piyasadan karşılanmaya kalkışılsa, kĆ¼lliyetli bir maliyet getirecek, yani Ć¼retim iƧin kullanılacak olan işgĆ¼cĆ¼nĆ¼n maliyetini bir hayli yĆ¼kseltecek olan “yeniden Ć¼retim” faaliyetleri. Ev kadınları bu faaliyetleri boğaz tokluğuna gerƧekleştirdikleri ƶlĆ§Ć¼de, demek ki diğer “yarar”larının yanısıra, Ć¼cretleri dĆ¼ÅŸĆ¼k tutma gibi bir “fayda” daha sağlıyorlar sisteme...
Bu nedenledir ki iktisatƧılar -Ć¼stelik yalnızca sol eğilimli olanlar değil, liberaller de- kadın istihdamınını artışının ƶnemine, bunun Ć¼lke ekonomisini nasıl canlandıracağına dikkat Ƨekerken, sosyalist saflarda, “ƶdenmeyen emek” olarak gƶrĆ¼len ev kadınlarının ev iƧinde harcadıkları Ƨabaya ilişkin farklı talepler geliştirilmektedir. Bunlardan biri, devletin (ya da meşrebe gƶre, kocanın veya patronun) ev kadınlarına “Ć¼cret” ƶdemeleridir.[32]
Bu, Ƨok akıl kĆ¢rı bir “ƧƶzĆ¼m” gibi gƶzĆ¼kmĆ¼yor. Ć‡Ć¼nkĆ¼ nihayetinde ev kadınlarına bir Ć¼cret bağlamak, onları mĆ¼ebbeden evlerinin dƶrt duvarı arasına mahkĆ»m etmek, hĆ¢llerini tartışma konusu olmaktan Ƨıkartmaktır ve bu konuda geliştirilebilecek farklı taleplerin (ev hizmetlerinin kamusal olarak, Ć¼cretsiz ya da dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretlerle karşılanması, Ƨalışabilir durumdaki bĆ¼tĆ¼n kadınların, insanca yaşamalarına olanak verecek istihdam sağlanması, ev işleri ve Ƨocuk bakımının erkeklerce paylaşılması vb.) ifadelendirilmesinin ƶnĆ¼nĆ¼ kapatmaktadır. Ɯcretin gerƧekten kadınlar tarafından kullanılmasını garantileyecek mekanizmaların olanaksızlığı bir yana, bƶylesi bir uygulama, kadın-erkek işbƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼ geri dƶnĆ¼ÅŸsĆ¼z biƧimde sabitleyecek, kadınların dışarıya yƶnelmesinin ƶnĆ¼nĆ¼ bĆ¼tĆ¼n bĆ¼tĆ¼n kapatacaktır.
Dahası, “ev kadınlığı”nı bir “meslek” olarak gƶren bu tip ƶneriler, “iktisadĆ® indirgemecilik”ten malĆ»ldur. Yani soruna salt iktisadĆ® aƧıdan bakmaktadırlar.
Oysa ev kadınlığı hĆ¢lini yalnızca kadın istihdamı, işsizlik, iktisaden faal nĆ¼fus, işgĆ¼cĆ¼ maliyeti vb. terimler ƧerƧevesinde dĆ¼ÅŸĆ¼nmek, onun kadınlar Ć¼zerindeki yıkıcı etkilerini perdelemektir.
Bilmem denk dĆ¼ÅŸtĆ¼nĆ¼z mĆ¼? Radikal gazetesinde -Almanya’da oldukƧa muhafazakĆ¢r bir Ƨevre iƧerisinde yetiştiği anlaşılan, Zehra Yavuz imzalı, TĆ¼rkiye’de ev kadınlığını ƧerƧevelendiren psikolojiye değgin Ƨarpıcı bir yazı yayınlanmıştı. Yavuz ÅŸĆ¶yle betimliyordu “Tipik TĆ¼rk Kadını”nı (ƶzetle):
• Kocasından dayak yese de aşağılansa da boşanmak istemez. Buna da kılıf uydurur: Kocaya itaat, sabır.
• Kocasız bir hayat tasavvur edemez. Evlenmek demek, hayatını garanti altına almak demektir. Evlenebilmek iƧin okumaktan, meslek edinmekten dahi vazgeƧebilir, bu kadar ƶnemlidir evlilik. Evde boş oturmanın, komşularla dedikodu etmenin Ä°slĆ¢mĆ® olduğunu dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼r.
• Kendisi okuyamamışsa okuyan kızları Ƨekiştirir, ahlĆ¢klarını gƶzetler.
• Evliliği iyi gitmiyorsa kocayı elinden kaƧırmamak iƧin hemen tekrardan hamile kalır.
• Anne olduysa Ƨocukları Ć¼zerinde sĆ¼rekli tahakkĆ¼m kurar, annelik hakkım der, sĆ¼t hakkım der, doğururken Ƨektiğim acılar der.
• Beş Ƨocuk doğursa da Ƨocuk psikolojisi hakkında 5 kitap okumamıştır. Televizyonda eğitim programları izleyebildiyse ve Ć¶ÄŸrendiklerini doğru uyguluyorsa ne Ć¢lĆ¢. Ne kadar Ƨok Ƨocuk doğurursa hayatını o kadar garanti altına almıştır (!). Asla yalnız kalmayacağını dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼r. Ƈocuklarını kendi malı gibi gƶrĆ¼r.
• Erkek Ƨocuk doğurduğunda şımarır, daha fazla huysuzluk eder.
• Ƈok genƧ yaşta evlendiği iƧin Ƨeşitli erkeklerden ilgi-sevgi gƶrememiştir.Evlilikten birkaƧ yıl sonra kocasından ilgi gƶremeyince doğurduğu oğullarının sevgi ve ilgisiyle yaşamaya başlar, bu yĆ¼zden oğullarına tapar, onları şımartır.
• Kızlarını evin hizmetƧisi olarak kullananları fazla sayıdadır. ‘Anneye yardım’ derler ama aslında kızı bĆ¼tĆ¼n işleri yapar, anne kızına yardım ediyor gibi yapar.
• Başını ƶrttĆ¼yse, 5 vakit namaz kılıyorsa kendisini Hazreti Fatıma zanneder.
• Hobileri: Dizi izlemek. TĆ¼ketim. Gƶzetim. Denetim. Ä°letişim. Dedikodu etmek, gıybet etmek, kınamak. Tabii bunları “Dertleşiyoruz” diyerek yapar.
• Kendisini namus-ahlĆ¢k abidesi zanneder. Evde yaptığı işleri, aile arasında yaşadığı birkaƧ olayı “Ƈok acılar Ƨektim ben” diyerek anlatır. DĆ¼nyada Ƨekilen Ƨetin ıstıraplardan habersizdir.
• Silahları: 1- Bebek doğurarak sosyal statĆ¼ elde etmek, ƶvĆ¼nmek, hayatını garantilemek, evdeki Ć¼cretsiz işgĆ¼cĆ¼nĆ¼ yĆ¼kseltmek. 2- Oğlan Ƨocuğunu şımartarak gelin Ć¼zerinde tahakkĆ¼m kurabilmek. 3- Cinselliği kullanarak kocasından elde edemeyeceği şeyleri koparabilmek.
• Erkeğe muhtaƧtır, bu yĆ¼zden erkekleri eleştir(e)mez. Ä°taatkĆ¢r hanım rolĆ¼nĆ¼ oynar. Erkekleri Ƨok sevdiğini de unutmayalım. Kocasının ahlĆ¢ksızlıklarını, karakter bozukluklarını destekler. Kocası adam ƶldĆ¼rse “Kocam haklıdır, kışkırtılmıştır” der.
‘Standart TĆ¼rk kadını’ yapımı budur. Ortalama Ć¼stĆ¼ zekĆ¢ ve sinsilik, ağlamaklı dini duygular, ortalama Ć¼stĆ¼ yemek zevki... Gelişme: Ƈocuk doğurmaya ve tĆ¼ketmeye yƶnelik![33]
Ƈok mu acımasız? Ƈok mu sert? Belki. Ancak yukarıda betimlenen portre, tĆ¼m yaşamı evinin dƶrt duvarı, kocası, Ƨocukları, akrabaları, kayınları, komşuları, en iyi ihtimalle Ƨarşı-pazar esnafı ile sınırlandırılmış, hayatındaki neredeyse tek sosyalleşme aracı TV olan bir kadının ne olabileceğiyle ilintilidir. Ƈevremizde Ƨok sık karşılaştığımız bir tipoloji... Denilebilir ki TSE damgalı...
Ƈevresinin darlığı, iƧinde dƶnenip durduğu kısır dƶngĆ¼yĆ¼ kırmasına olanak tanımaz. TahayyĆ¼lĆ¼ TV’deki evlilik, mutfak, moda, pratik bilgiler, Survivor vb. programlarıyla sınırlandırılmaktadır. Elindekileri yitireceği korkusu, hiƧ değilse eve ekmek getiren bir kocaya, başını sokacak bir yuvaya sahip olabilmenin gĆ¼vencesi, ƶtesini dĆ¼ÅŸĆ¼nmesini engeller. Zaten tĆ¼m bir kurgu, TV’deki kadın programları, gazetelerin kadın sayfaları, konu-komşu, akraba-ı taallukat, ƶtesini bırakın dĆ¼ÅŸĆ¼nmesine, hayal kurmasına dahi mahĆ¢l bırakmazlar. Ev kadınlığı, kendisini sĆ¼rekli olarak yeniden Ć¼reten bir “mahalle baskısı” altındadır. Daha yaşlı, tecrĆ¼beli kadınlar, taze gelinlere “rol modeli” olur...
Eğer “aile iƧi şiddet”in dozajı fazla yĆ¼ksek değilse ve eğer aile fazla fakr Ć¼ zaruret iƧerisinde değilse, bu sınırlandırılmış yaşamın kendisine ƶzgĆ¼ cazibeleri de vardır: sabahın kƶrĆ¼nde kalkıp işe gitmek Ć¼zere tıklım tıkış toplu taşıma araƧlarına binmek zorunda olmamak; gĆ¼nde 9-10 saat patronun, amirin, ustabaşının, mĆ¼dĆ¼rĆ¼n ağız kokusunu Ƨekmemek, “Ƨalışan kadın” olarak konu-komşunun dedikodularına malzeme olmamak, kendi zamanını kendi bildiğince kullanmak, yemeği temizliği bitirip televizyon karşısına kurularak Seda Sayan’ı, MĆ¼ge Anlı’yı, ne bileyim, magazin programlarını izleyebilme lĆ¼ksĆ¼...
Ancak bu “lĆ¼ks”Ć¼n bedeli, Ƨok vahim bir iƧsel yoksunlaşma, donanımsızlıktır. Kitap okumayan, sinemaya, tiyatroya gitmeyen,[34] Ƨevresindeki dĆ¼nyayla hemen hiƧ ilgilenmeyen, dĆ¼ÅŸĆ¼nce dĆ¼nyası sığ, olayların akışına seyirci, kendi yaşamı Ć¼zerinde dahi sƶz sahibi olmayan, Ć¼stelik bunu pek de istemeyen bir kadın tipi...
Bƶylesi bir tipolojinin bu Ć¼lkedeki “kadınlık durumu”nu, tĆ¼m sorunları ve boğuculuğuyla yeniden Ć¼retilmesinde katkıda bulunmadığını ƶne sĆ¼rebilir miyiz?
Ɩrneğin insanca bir yaşam sĆ¼rmesine olanak sağlayacak bağımsız bir gelirden yoksun bir kadın, koca şiddetine karşı ne kadar durabilir - hele ki kadını “aile”si dışında dĆ¼ÅŸĆ¼nmeye dahi tahammĆ¼l edemeyen Ä°slĆ¢m referanslı neo-liberal muhafazakĆ¢rlığın iktidarı koşullarında...
Nitekim, KONDA Hayat Tarzı Araştırması bulguları, kadınların yĆ¼zde 25’inin, eşinden şiddet gƶrmesi durumunda “hiƧbir şey yapmam, hayat bƶyle” dediğini ortaya koyuyor. YĆ¼zde 39’u ise, kıyafeti nedeniyle komşunun tacizine uğradığında da “bir şey yapamam, hayat bƶyle” demekte.[35] Ve kadınların yĆ¼zde 54’Ć¼, kadınların Ƨalışmasının kocanın iznine bağlı olması gerektiğini dĆ¼ÅŸĆ¼nmekte...[36]
Ama bu kadar değil... Araştırmalar, bu kısır dƶngĆ¼nĆ¼n gelecek kuşaklara da devredilmekte olduğunu gƶsteriyor. NĆ¼fus Bilim Derneği’nin BM NĆ¼fus Fonu ile ortaklaşa Ankara, Aydın ve Erzurum’daki okullarda gerƧekleştirdiği “Kadına yƶnelik şiddet konusunda ilkĆ¶ÄŸretim ikinci kademe ve lise Ć¶ÄŸrencilerinin tutumları araştırması” TĆ¼rkiye’de kadınlığa ilişkin tutum ve değerlerin yeniden Ć¼retilmesi konusunda Ƨarpıcı bir serdi gƶzler ƶnĆ¼ne. Ɩrneğin, Ć¶ÄŸrencilerin ev işlerini erkeklerin yapması ve kadınların iş hayatında olmasına dair yorumları:
* Aydın-10.sınıf-kız: “Baba gider Ƨalışır, eve ekmek getirir. Kadın evindedir. Evinde olması zaten gerekiyor. Ben şu an okuyorum ama benim de yerim aslında ev yani. Bunu biliyorum ben. Hani okumam bana bir fayda etmeyecek. Kadının evde oturması şart.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Herkes yapabileceği şeyleri yapmalı. Mesela bi bayan gidip su faturasını yatırmamalı.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Sadece bayanın bir alışverişe Ƨıkması, bakkala, markete falan gitmesi doğuda biraz hoş gƶrĆ¼lmĆ¼yor.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Kadının erkeğin karışacağı işlere karışmaması gerekir. Evde mesela, bir kredi Ƨekilmesi gerekiyordur bankadan... Ben bazen şahit olurum, kadınlara sinirlenirim bƶyle. Para iş erkekten sorulur.
Ƈocukların şiddete yƶnelik duygu ve dĆ¼ÅŸĆ¼nceleri:
* Erzurum-12. sınıf erkek: “Mesela zaten Allah bayanı erkeğe eşit olarak yaratsaydı, karşılıklı olarak şiddet uygulayabilirlerdi. Ama zaten Allah erkekten biraz daha kuvvetsiz, gĆ¼Ć§sĆ¼z olarak yaratmış. Kulları koruması gerekirken şiddet uygulaması haksızlık.”
* Erzurum-12. sınıf-erkek: “Hani kadın zaten haksızsa erkeğin de yani bir yere kadar sabretme gĆ¼cĆ¼ var, ordan olabiliyor, sabrı taşabiliyor bir erkeğin.”
* Erzurum-12.sınıf-erkek: “Hak ettiği durumlar olabilir mesela laftan anlamıyor, Mesela hayvana laf anlatılmaz, şiddet uygulanır. Hayvanlar dĆ¼ÅŸĆ¼nemez, ƶyle insanlar var ki onlar da dĆ¼ÅŸĆ¼nemez. Yani hayvandan bir farkı olmayan insanlar var. Onlara da şiddet uygulamak lazım.”
* Erzurum-9.sınıf-erkek: “İşten gelince erkek mesela bazen sinirli olabilir. Karşısındakinin onu anlaması, alƧakgƶnĆ¼llĆ¼ davranması iyidir.”
* Aydın- 11.sınıf-erkek: “Benim anlayabileceğim tek şiddet namus. Namus konu olursa ben gerƧekten dayanamam kendi aƧımdan sƶyleyeyim.”
* Erzurum-12.sınıf-erkek (Ƈocuk hakkında): “Ama daha birinci olmamış, yok ben kariyer yapıcam yok ben onu yapıcam. Adam da sonuƧta yani evlat ister, Ƨocuğunu sevmek ister. Bayan istemiyorsa o da biraz yanlış olur.”
* Ankara-11.sınıf-erkek: “Ƈocuğu erkek ister kadın istemezse erkeğin saldırması şiddet olmaz. TecavĆ¼z değil ki bir kere onun helali olmuş.”
* Ankara-6.sınıf-erkek: “Bence Ƨok kırılgan hanımların da evlendiğinde biraz huylarını değiştirmesi gerekir. Ben olsam o kadının ağzını burnunu dağıtırdım yani. Yani hergĆ¼n kĆ¼sen bir kadına kimse dayanamaz.”
* Ankara 6.sınıf-kız: “Bence her şey şiddete girmez. Ć‡Ć¼nkĆ¼ her ailede bir kavga, Ƨatışma olur. Ama Ƨok aşırı bir şekilde, kadını acayip bir şekilde dƶvmek şiddete girer bence.”[37]
* * *
Toparlıyorum...
SonuƧ olarak, kadın sorununun, farklı toplumlarda farklı biƧimler alabilen, farklı vurgular edinen Ƨetrefil bir konu olduğunu sƶyleyebiliriz. Bir eril iktidar formu olarak ataerki tek biƧimli değildir; farklı sƶmĆ¼rĆ¼ biƧimleriyle farklı bileşimler oluşturabilmektedir.
GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde Batı Avrupa ve Kuzey Amerika Ć¼lkelerinde ataerki, neo-liberal kapitalizmle uyarlı bir hĆ¢lde, esas olarak kadın istihdamındaki eşitsizliklerde Ƨıkmaktadır ortaya. Kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklerden daha dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretlerle Ƨalışmakta, daha Ƨok esnek, yarı-zamanlı, dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretli geƧici işlerde istihdam olmaktadır; ve genel olarak erkeklerden daha yoksuldurlar.
Buna karşılık ƶrneğin SuudĆ® Arabistan’da ataerki, kadınların hukuksal ƶzne kabul edilmeyişinde tezahĆ¼r etmektedir. Kadınlar yaşları ne olursa olsun, erkek bir veli tarafından temsil edilmektedirler: baba, koca, ağabey... Oy hakları yoktur, vb.
Ya da cinsiyete dayalı kĆ¼rtaj nedeniyle her yıl yĆ¼zbinlerce kız Ƨocuğun daha doğmadan ƶldĆ¼ÄŸĆ¼ Hindistan’da, kadınlar kast sisteminin cenderesinde kıstırılmış durumdadır.
Kadın-erkek eşitliğine hem hukuken, hem de eğitim, siyasal katılım, Ƨalışma yaşamında, yani kamusal alanda bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de sağlayabilmiş olan sosyalist sistemde ise ataerki, domestik alanın neredeyse tĆ¼mĆ¼yle kadınlara deruhte edilmiş olmasında tezahĆ¼r ediyordu. Erkeklerle eşit eğitim gƶrmĆ¼ÅŸ, her alanda Ƨalışabilen, politikada temsil oralnları yĆ¼ksek sosyalist Ć¼lke kadınları, mutfakta yapayalnız bulmaktaydılar kendilerini. Ve uzun, yorucu iş gĆ¼nĆ¼nĆ¼n ardından gĆ¼nde 3-4 saatlerini yemek hazırlamaya, bulaşığa, Ƨamaşıra, Ć¼tĆ¼ye, camları silmeye, Ƨocuklarla ilgilenmeye ayırmak durumundaydılar...
TĆ¼rkiye’de ise kadın sorunları, “ev kadınlığı” olgusu etrafında dizilmişe benzemektedir. Ƈalışabilir durumdaki kadınların yarıdan fazlası, ev kadını konumunda, bağımsız bir gelir kaynağından yoksun, koca eline bakarak sĆ¼rdĆ¼rmektedir yaşamını. Bu durum, yaşamlarını son derece kırılgan kılar: koca şiddetine karşı yapabilecekleri, bir hayli sınırlıdır.
TĆ¼rkiye’de kadınların yĆ¼zde 60’ının ilkĆ¶ÄŸrenim ile yetindiği ya da formel bir eğitimden yoksun olduğunu belirtmiştim. Son dƶnemde yĆ¼ksek Ć¶ÄŸrenim mezunu kadınlar arasında işsizliğin tırmanıyor olmasına karşı,[38] bu Ć¼lkedeki ev kadınlarının ana gƶvdesini, eğitim dĆ¼zeyi dĆ¼ÅŸĆ¼k kadınlar oluşturmaktadır. Bƶylelikle, iƧinde bulundukları kısır dƶngĆ¼, sĆ¼regitmektedir; “meslekleri”nin onlara vaadedebileceği dĆ¼nya, son derece kĆ¼Ć§Ć¼ktĆ¼r: koca, Ƨocuklar, akrabalar, kayınlar, konu-komşu ve televizyon: ufukları yerli dizilerin, reklamların, evlilik, magazin, yarışma programlarının kendilerine sunduğu kadardır...
Ɩte yandan, koca-odaklı yaşam pratikleri, onları dar bir Ƨevre iƧerisinde koyu bir yalnızlığa mahkĆ»m kılmaktadır; ortak sorunlar doğrultusunda birlikte davranabilme yetisinden yoksundur pek Ƨoğu. Bu durum, Ć¼cretli bir işte Ƨalışmıyor olmanın kendilerine sağladığı boş zaman avantajını kullanmalarını engeller. Nihayetinde, mahalledeki tek Ƨocuk parkının kaldırılarak yerine bina dikilecek olmasına karşı eylemlere girişmek, bu uğurda imza toplamak, belediye kapılarını aşındırmak, evin ekmek getiricisi, mutlak otorite kocanın pek hoşuna gitmeyebilir.
Yanısıra, ev kadınlarının oranının bu denli yĆ¼ksek olması, Ƨalışan kadınların durumunu da kırılganlaştırmaktadır. Hem “kadınlık”a ilişkin rollerin ev kadınlığı modeline dayandırılmasından: Kadınların yarıdan fazlasının “ev kadını” olarak tanımlandığı bir Ć¼lkede, Ƨalışan kadınların kocalarını yemek-Ć¼tĆ¼-temizlik yapmaya ikna etmeleri, bir hayli zor olacaktır. Hem de cinsiyetler arasındaki servet ve prestij dağılımı bu nedenle bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de kadınların aleyhinde gerƧekleşmektedir.
TĆ¼rkiye’de kadınlığa ilişkin değer ve beklentiler, bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de bir Ƨeşit toplumsal “standart” kabul edilen ev kadınlığı Ć¼zerinden biƧimlenmektedir: yuvayı yapan dişi kuş, fedakĆ¢r ana, hamarat, titiz, tutumlu, eserip beseren, pişirip kotaran becerikli kadın, kocasının namusuna hĆ¢lel getirmeyen iffetli kadın, gƶzĆ¼ dışarıda olmayan uysal kadın...
Ancak, bir kez daha altını Ƨizmek gerekir; bu model, yalnızca toplum tarafından Ć¼retilen kĆ¼ltĆ¼rel bir gƶrĆ¼ngĆ¼ değil; biƧimlenişinde siyasetin payı bĆ¼yĆ¼k.
Yukarıda, TĆ¼rk siyasetinde iki rakip akımın, laik-Ƨağdaşlaşmacılık ile Ä°slĆ¢mcılığın, domestik alanı, ya da “yeniden Ć¼retim” alanını kadına mĆ¼nhasır bir alan olarak gƶrmekte uzlaştıklarına değinmiş, bunu TĆ¼rkiye’de toplumsal yaşamın sekĆ¼lerleşmesinin temel metni olan MedenĆ® Kanun’dan ƶrneklemiştim. Bir anekdotla destekleyeyim bu gƶrĆ¼ÅŸĆ¼mĆ¼:
“GĆ¼nĆ¼mĆ¼zden tam 67 yıl ƶnce, 28 Şubat 1942 tarihli “Ä°nkılapƧı GenƧlik” dergisinin birinci sayfasında “Bulut GeƧti” adlı bir şiir yayımlanır. Şiir ÅŸĆ¶yledir: Sen şimdi kocanın evinde oturursun/ Ve saƧların artık eskisi gibi değil/ Geceleri yemekten sonra/ Ƈorap sƶkĆ¼ÄŸĆ¼ dikersin/ Belki de ellerin soğan kokar/Senin kocan bir suratı Ƨirkin adam/ Ağzı aƧık uyur/ Ve senin vĆ¼cudun bozulur Ƨocuk doğurdukƧa
Şair Salah Birsel’in bu şiirden dolayı başına gelmedik kalmaz. Ulus gazetesinden Sabahattin Sƶnmez, Tan’da Refik Halit Karay, onu topa tutarlar: Şair “millĆ® aile değerlerine saldırmakta”, “yalnız evlenmeyi kƶtĆ¼lememekte; genƧ kızları ere varmaktan, evli olmaktan şiddetle tiksindirdikten başka, onları sadece bir eğlence ve nefis kƶrletme vasıtası olarak tanıdığını da anlatılmakta, oynaşlığa, sĆ¼rtĆ¼klĆ¼ÄŸe heveslendir”mektedir! İş, Birsel’in “aile mevcudiyetini ve aile kurmak esasını sarsacak ve kadınlığın ana olmak hususundaki fikri temayĆ¼lĆ¼nĆ¼ zayıflat”mak; “aƧıkƧa Ƨocuk doğurmamayı telkin et”mek suƧlamasıyla yargılamasına dek varır![39]
Bu tip ƶrnekler Ƨoğaltılabilir, ama bence yeri değil.
Her durumda, 2002’den bu yana sĆ¼regitmekte olan Ä°slĆ¢m referanslı AKP iktidarı, kadınları ƶncelikle (hatta zımnen “mĆ¼nhasıran”) ev kadınları olarak gƶrmek istediğini hem sƶylem hem de icraatıyla ortaya koyarken, seleflerini bu alanda tartışmasız bir biƧimde geride bırakmıştır.
Ä°ki gerekƧeyle: Kuşku yok ki AKP’nin hareket noktası, bir hayli eril terimlerle yorumlanmış bir SĆ¼nnĆ® Ä°slĆ¢m’dır. Epigonları, “Kadın-erkek eşitliğine inanmadığı”nı her vesileyle beyan eden, durup durup “feministler”e Ƨatan, genƧ kadınlarla erkkeklerin bir arada bulunmasından duyduğu rahatsızlığı sık sıkdile getiren, kadınlara genƧ yaşta evlenmelerini ve Ć¼Ć§-beş, Allah ne kadar verirse Ƨocuk yapmalarını salık veren, “her kĆ¼rtaj bir RoboskĆ®’dir” diyen bir liderin aƧtığı yoldan coşkuyla ilerlerken, toplumu partinin SĆ¼nnĆ®-Ä°slĆ¢m eksenli muhafazakĆ¢r projesi ƧerƧevesinde dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rmeyi hedefleyen adımlar birbirini izlemektedir.
Diyanet’in okul kıran Ƨocuklardan banka faizlerine dek her konuda hĆ¼kĆ¼m veren bir fetva merciine dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rĆ¼lmesi, eğitimin imam-hatipleştirilmesi, “hafız yetiştirmeye başlamanın ideal yaşı 9’dur” diyerek baştan aşağı değiştirilen eğitim sistemi, dinle ilişkili derslerin yoğunlaştırılması, okullarda kız ve erkek Ć¶ÄŸrencileri birbirinden ayırma Ƨabaları, kız ve erkek Ć¶ÄŸrencilerin aynı merdivenleri kullanmasını yasaklayan mĆ¼dĆ¼rler, erkek Ć¶ÄŸrencilerden kısa etek giyen kızları “taciz timleri” kurduran idareciler, TRT ve “yandaş” kanallarda yoğunlaşan dinsel propaganda, iƧki yasakları, ulusal bayramların dinselleştirilmesi, TCK’nın din ve peygambere hakaret maddelerindeki cezaların ağırlaştırılması, baş ƶrtĆ¼sĆ¼nĆ¼n kamusal alanda serbest bırakılması...
Yalnızca toplumsal yaşam mı, Batı ile ilişkiler “serinletilirken” Ä°slĆ¢m coğrafyası ile ilişkilerin sıkılaştırıldığı, Ortadoğu’da SĆ¼nnĆ® eksenini gĆ¼Ć§lendirmeye yƶnelik Ƨalışmaların yoğunluk kazandığı dışişleri, “helal ticaret”in desteklendiği, faiz politikalarının bıƧak sırtında yĆ¼rĆ¼tĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼ ekonomi, emekƧilerin hakları iƧin mĆ¼cadele edecek yerde dinsel telkinlerde bulunan “sendikacı”ların boyverdiği, tĆ¼m “hak” tartışmalarının “helal-haram” ƧerƧevesine yerleştirildiği Ƨalışma yaşamı; heykellerin sƶkĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼, sanat yapıtlarının “mĆ¼stehcen” damgasıyla sergilerden kaldırtıldığı, tiyatro oyunlarının yasaklandığı, devlet eliyle dinsel vurgulu yapımların desteklendiği kĆ¼ltĆ¼r-sanat dĆ¼nyası...
Uzatmaya gerek var mı; AKP iktidarı kamusal yaşamın bĆ¼tĆ¼n veƧhelerini, Ä°slĆ¢mĆ®-Osmanlıcı bir esinle yeniden dizayn etme Ƨabasında.
Kadınların eve yƶnlendirilmesi, bu”muhafazakĆ¢r proje”nin bir parƧası. MalĆ»m, Ä°slĆ¢m’ın başat yorumu, kadınların kamusal alanda boygƶstermesinden pek haz etmez! Camilerin ƶnlerinde, Ä°slĆ¢mcı kitabevlerinde satılan ilmihĆ¢ller, Ä°slĆ¢mcı kanalların akıl hocalarının programları, dinci internet siteleri, “muhafazakĆ¢r” yazarların sĆ¼tunları, kadınlara evden pek Ƨıkmamalarını, Ƨıktıkları zaman hicaplarını ihmal etmemelerini, yabancı erkeklerin aklını Ƨelecek davranış ve tavırlardan uzak durmalarını, mĆ¼mkĆ¼n olduğunca Ƨok doğurup Ć¼mmeti Ƨoğaltmalarını... salık veren telkinlerle dolup taşmaktadır. KĆ¼rtajın yanısıra sezaryeni de sınırlandıran, anne adaylarını hamileliğin tespit edildiği andan itibaren takip altına alan beden politikaları, kadının siyasete katılımını seƧim ƶncesi seferber edilip kapı kapı dolaştırılan kadın kolları ile Meclis’e zevahiri kurtarmak Ć¼zere sokulacak birkaƧ kadın milletvekiliyle sınırlandıran, bĆ¼rokrasiyi “kadınsızlaştıran” politik yaşam, kadınları doğrganlığa teşviki esas alan, işyerlerinde kreş koşulunu kaldıran, evdeki yaşlı ve hastalara bakan kadınlara maaş bağlamayı “kadın istihdamını arttırmak” sayan Ƨalışma politikaları...
Bu zihniyetle kadınları evlerinin dƶrt duvarı dışına Ƨıkartmak, mĆ¼mkĆ¼n değil.
Ama işin bir başka yƶnĆ¼ daha var. AKP iktidarının muhafazakĆ¢r kadın politikalarının, şevkle sĆ¼rdĆ¼rĆ¼cĆ¼lĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼ Ć¼stlendikleri neo-liberal ekonomik uygulamalarla uyarlılığı...
AKP’nin, 1980’lerden bu yana TĆ¼rkiye’de olanca şiddetiyle uygulanmakta olan neo-liberal politikaların kararlı sĆ¼rdĆ¼rĆ¼cĆ¼sĆ¼ olduğu biliniyor. Sermayenin kĆ¢rlılığı ve yeryĆ¼zĆ¼ndeki servet bƶlĆ¼ÅŸĆ¼mĆ¼ndeki eşitsizliğin azamĆ®leşmesi iƧin her yolu mubah kabul eden bu politikaların, konumları kırılgan olan toplumsal kategorilerin (yaşlılar, engelliler, Ƨocuklar, kadınlar, etnik azınlıklar...) alabildiğine aleyhine işlediği, kısa sĆ¼rede gƶrĆ¼lecekti. “Devletin (sermayenin ƶnĆ¼nĆ¼ alabildiğine aƧacak tarzda) kĆ¼Ć§Ć¼ltĆ¼lmesi” retoriğinin sosyal gĆ¼venlik ve destek mekanizmalarının tasfiyesi anlamına geldiği de... Bƶylelikle, bir yandan istihdamın “esnekleştirilmesi”, gĆ¼vencesizleştirilmesi, bir yandan da “sosyal devlet/refah devlet”in tasfiyesi, kadınları vuracaktı: kadınların esnek, yarı-zamanlı, kayıtdışı işlere, Ć¼cretsiz aile iÅŸĆ§iliğine yƶnlendirilerek emeklerinin değersizleştirilmesi, devletin yeniden Ć¼retime yƶnelik faaliyetlerden desteğini Ƨekmesi sonucunda bu hizmetlerin neredeyse tĆ¼mĆ¼yle kadınların sırtına yıkılması; ƧƶzĆ¼len devletlerin, etnik-dinsel savaşların, dĆ¼nya kaynaklarının, enerji hatlarının yeniden paylaşımı savaşlarının, ekolojik felaketlerin yerinden ettiği kadınların kĆ¼resel ƶlƧekte bir kadın trafiğinin (kƶlelik koşullarında Ƨalıştırılmaktan fuhşa, organ kaƧakƧılığına) konusu olmasına yol aƧacaktı.
TĆ¼rkiye bu “trend”in dışında kalmadı. Neo-liberal politikaların TĆ¼rkiyeli kadınlar aƧısından tercĆ¼mesi, kadın emeğinin -Ƨeyizini dĆ¼zmek, aile bĆ¼tƧesine katkıda bulunmak kaygısıyla- birkaƧ yıl Ƨalışıp evlendikten sonra evine Ƨekilen genƧ kadınlara irca edilmesiydi: Esas yerini fabrika, bĆ¼ro, atƶlye vb.nde değil de “yuvası”nda gƶren “ev kadınlığı” ƶz algısı, AKP iktidarıyla birlikte atağa kalkan “Anadolu Kaplanları”na ucuz, geƧici, ƶrgĆ¼tsĆ¼z, uysal, disiplinli, sigortasız, kıdem tazminatsız, talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyi dĆ¼ÅŸĆ¼k, masrafsız işgĆ¼cĆ¼nĆ¼ sağlayacaktı. İşe alırsın, Ć¼Ć§-dƶrt yıl Ƨalıştırır, sonra kendi ellerinle evlendirir, bir de Ƨeyrek altın takarsın. Hem maliyetleri dibe cekmiş hem de “baba patron” imajına hĆ¢lel getirmemiş olursun!
Gencecik yaşlarında Ƨoluk Ƨocuğun yĆ¼kĆ¼nĆ¼, evdeki yaşlıların, hastaların bakımını, bulaşığı, Ƨamaşırı, temizliği Ć¼stlenip devletin sosyal harcamalarını, Ƨarşı-pazar dolaşıp en ucuzu, en hesaplıyı bulup buluştururken kocalarının talepkĆ¢rlık dĆ¼zeyini dĆ¼ÅŸĆ¼rmeleri de cabası! Ceplerine sıkıştırdığın birkaƧ kuruşun lafı mı olur?
Evet, TĆ¼rkiye’de kadınlar, emekleri, bedenleri ve kimlikleriyle, neo-liberal kapitalizm ile Ä°slĆ¢mcı muhafazakĆ¢rlığın “tuhaf” dansının sahnesini oluşturuyorlar.
AKP’nin “Kinder, Kuche, Kirche”si, bir hayli mesafe kat etti!

23 Mayıs 2015 08:15:33, Ankara.

N O T L A R
[1] “Ƈocuk, mutfak, kilise”. Alman Kayseri II. Wilhelm’e atfedilen, ve Hitler’in III. Reich’ında doğurganlık teşvikleri, Ƨeşitli sosyal destek politikaları ve istihdamda ayırımcılık uygulamalarıyla somut politikalara dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rĆ¼len, kadının aslĆ® gƶrevinin evi, kocası, Ƨocukları ve ibadetle sınırlı olduğunu vurgulayan deyiş… 27 Mayıs 2015 tarihinde ‘Kadın ve Yaşam Derneği’nin Ä°zmir’de dĆ¼zenlediği “TĆ¼rkiye’de Kadın Olmak” başlıklı sƶyleşi metni… KaldıraƧ, No:168, Haziran 2015…
[2] MƔnes Sperber.
[3] “Kurtuluş Savaşı BilanƧosu”. http://www.frmtr.com/turkiye-ye-sahip-cik/350323-kurtulus-savasi-bilancosu-sayisal-askeri-kayiplarimiz.html
[4] “Ƈorum’da 28 yaşındaki H.G. kendisinden hoşlanan ve flƶrt etmek isteyen Ä°.A.’yı reddetti. Olaydan birkaƧ gĆ¼n sonra pazara giden H.G. reddettiği genƧ adam tarafından herkesin gƶzĆ¼ ƶnĆ¼nde vurularak ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼.” (TuğƧe Tatari, “Size KaƧ Kadın Cesedi Lazımdı?”, Akşam, 25 Ağustos 2012, s.5.)
[5] “Niğde’de oturan fırıncı 17 yaşındaki Ä°.A. ile resmi nikahsız evlendirilen 13 yaşındaki H.Ɯ., 21 Ekim’de odasında gĆ¶ÄŸsĆ¼nden tabancayla vurulmuş hĆ¢lde bulundu. Bir aylık evli H.Ɯ’nĆ¼n intihar ettiği ileri sĆ¼rĆ¼lĆ¼rken, vurulduğu tabancanın nikahsız eşinin babası Rahmi A.’ya ait olduğu ortaya Ƨıktı. Tutuklanan 59 yaşındaki Rahmi A.’nın, kĆ¼Ć§Ć¼k gelinini, oğlunu aldattığı gerekƧesiyle ƶldĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ iddia edildi. Kendini ƶldĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ iddia edilen talihsiz kızın ‘uzak atış’ sonucu ƶldĆ¼ÄŸĆ¼ ortaya Ƨıktı. H.Ɯ’nĆ¼n sosyal paylaşım sitesinde tanıştığı nikahsız eşinin tecavĆ¼zĆ¼ne uğradığı, bu durum nedeniyle Ä°.A. ile kaƧarak evlenmek zorunda kaldığı da anlaşıldı.”( Uğur Mart- Adnan Ƈelebi, “13 Yaşında TecavĆ¼zcĆ¼sĆ¼yle Evlendi, 1 Ay Sonra Aldattığı Ä°ddiasıyla ƖldĆ¼rĆ¼ldĆ¼”, HĆ¼rriyet, 15 Mart 2015… http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28458312.asp)
[6] “Boşanmak isteyen eşi Beyaz Bal’ı 9 Ağustos 2013’te, Beyoğlu Ä°lƧe Emniyet MĆ¼dĆ¼rlĆ¼ÄŸĆ¼’ne 100 metre mesafede 27 bıƧak darbesiyle ƶldĆ¼ren Osman Bal’ın yargılanmasına devam edildi.” (AyşegĆ¼l Usta, “Kadın Cinayetine Karşıyım”, HĆ¼rriyet, 18 Aralık 2014, s.3.)
[7] “Ä°ki aylık hamile Mahmure Karakule’yi 47 bıƧak darbesiyle ƶldĆ¼ren ZĆ¼lfikar B.’den kan donduran ifade! Kƶfte-patates gibi pratik yemekler yapınca beni aldattığını anladım...” (Levent Albayrak, “Kƶfte Patates Yapınca Beni Aldattığını Anladım”, Akşam, 23 Temmuz 2012, s.11.)
[8] “Ä°zmir GĆ¼ney Mahallesi’nde meydana gelen olayda, M.G’nin rĆ¼yasında eşi 18 yaşındaki F.G.’nin, kendisini aynı mahallede oturan bir kişiyle aldattığını gƶrdĆ¼ÄŸĆ¼nĆ¼ sƶylemesi Ć¼zerine tartışma Ƨıktı. BĆ¼yĆ¼yen tartışma sonucu M.G, F.G.’yi vĆ¼cudunun 15 yerinden bıƧakla yaralayarak kaƧtı.” (“Kadına Şiddet: 2 ƖlĆ¼, 2 Yaralı”, Cumhuriyet, 28 Mart 2012, s.3.)
[9] “Evini yakan, karısını ve sevgilisi olduğunu iddia ettiği komşusunu ƶldĆ¼ren koca, iyi hĆ¢l ve tahrik indirimiyle 31 yıl hapis cezası aldı.” (Salih ƜƧtepe, “O Kocaya Ä°ndirimli 31 Yıl”, HĆ¼rriyet, 19 Aralık 2014, s.3.) “Devletten koruma isteyen bir kadın daha 17 Kasım 2011’de vahşice ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼ sevgilisini parƧalara ayıran sanık ise iyi hĆ¢lden yararlandırıldı. (Savaş KĆ¼rklĆ¼, “Kadın Cephesinde Değişen Bir Şey Yok”, Cumhuriyet, 18 Kasım 2011, s.8.)
[10] “Sakarya’da 14 yaşındaki kız Ƨocuğuna cinsel istismar davasında sanık avukatı Ä°smail GĆ¼rses, duruşma sırasında, Hz. Muhammed’in evliliklerinden ƶrnekler verdi. GĆ¼rses, ‘Peygamberimizin de benzer evlilikleri var. MĆ¼slĆ¼man Ć¼lkede yaşıyoruz’ dedi.
Ä°skenderun’da eski sevgilisi Y.D.’nin taciz ve ƶlĆ¼m tehditlerine maruz kalan kadına savcı: ‘Niye ilişkiye girip sonra bizi uğraştırıyorsun?’
Gebze’de, boşanma davası aƧtığı eşi tarafından polis korumasında olmasına rağmen ƶldĆ¼rĆ¼len Mehtap Civelek’in davasında savcı, ‘Eşini aldattığı kuşkusu var’ diyerek tahrik indirimi istedi.
Ä°stanbul’da trans kadın Seda’yı dƶverek ƶldĆ¼ren ve hakkında mĆ¼ebbet istenen R.S.’ye Bakırkƶy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, maktulĆ¼n kendisine ilişki teklif etmiş olabileceği gerekƧesiyle haksız tahrik indirimi uyguladı, cezayı 18 yıla dĆ¼ÅŸĆ¼rdĆ¼, sonra 15 yıla indirdi.
Ä°zmir’de Sevgi Aguş’u Ƨocuklarının gƶzleri ƶnĆ¼nde bıƧaklayarak ƶldĆ¼ren şahsa Ä°zmir 11. Ağır Ceza mĆ¼ebbet verdi. Sonra, ‘Kadın kot pantolon giymiş, tanımadığı erkeğe cilveli şekilde saat sorarak adamı tahrik etmiştir’ gerekƧesiyle cezayı 24 yıla, ardından da pişmandır diye 20 yıla indirdi.
Yargıtay CGK 9’a karşı 14 oyla, 15 yaşındaki ƶz kızına defalarca tecavĆ¼z edip hamile bırakan adamın 17,5 yıllık cezasını oy Ƨokluğuyla onadı. Muhalif yargıƧların gƶrĆ¼ÅŸĆ¼: Kız uzun sĆ¼re olayı kimseye anlatmamış, demek ki zor kullanılmamış,rızası var. Sızlanmak, isteksizlik ve direnme sayılmaz. Rızaya dayanan cinsi mĆ¼nasebet suƧu vardır.
Şahıs, 17’lik erkek Ƨocuğuna Osmaniye’de bir kere tecavĆ¼z ediyor, sonra da ‘herkese anlatırım’ tehdidiyle devam ediyor. Yargıtay 5. Ceza’nın kararı: ‘Mağdur 9 ay boyunca şikĆ¢yet etmemiştir, olayda cebir ve tehdit yoktur, rıza vardır’. (...)Dumanı Ć¼stĆ¼nde Ć¼Ć§ yeni haber:
1) Apartman boşluğunda cesedi bulunan Nazlı Sinem Erkƶseoğlu’nun katil zanlılarına mahkeme beraat verdi. GerekƧe: “Daha ƶnceden sadece selamlaştığı bir erkekle alkol alıp evine giden, cinsellik yaşayan mağdurenin ne yaptığını tespit etmek mĆ¼mkĆ¼n değildir”.
2) Japon turiste taciz davasında mahkeme sanığa cinsel saldırı suƧundan 2 yıl ceza kesti, sonra duruşmadaki iyi hĆ¢li nedeniyle 1 yıl 8 aya indirip erteledi.
3) Boşandığı eşini 8 yerinden bıƧaklayıp bir de otomobille Ć¼zerinden geƧerek ƶldĆ¼ren Kamil Ƈolak iƧin savcı, ağırlaştırılmış mĆ¼ebbet yerine, haksız tahrik indirimi uygulanarak 18-24 yıl hapis istedi. (Baskın Oran, “Ɩzgecan’ın Katilini Kim Azmettirdi?”, Agos, 20 Şubat 2015. http://www.agos.com.tr/tr/yazi/10640/ozgecanin-katilini-kim-azmettirdi)
[11] İşte sadece bir yılın (kısmĆ®) verileri: “Ä°stanbul’da 2011 yılında 1.486 tecavĆ¼z, 2.488 Ƨocuk istismarı, 2.223 taciz davası aƧılmış. Ä°zmir’de 568 Ƨocuk istismarı davası, Ankara’da 1162 Ƨocuk istismarı davası. Adana’da 461 tecavĆ¼z, 656 Ƨocuk istismarı ve 291 taciz davası aƧılmış. Antalya 432 tecavĆ¼z, 548 Ƨocuk istismarı, 473 taciz davası. Gaziantep 558, Bursa 545, Mersin’de 500 Ƨocuk istismarı davası aƧılmış Kayseri’de de 263 tecavĆ¼z davası, 374 Ƨocuk istismarı davası ve 273 taciz davası gƶrĆ¼lmĆ¼ÅŸ. Konya, 609 Ƨocuk istismarı davasıyla ilk 5 il arasında yer almış ayrıca aynı kentte 354 tecavĆ¼z ve 438 taciz davası gƶrĆ¼lmĆ¼ÅŸ. Liste uzayıp gidiyor. Ama tĆ¼m bu davalar buzdağının gƶrĆ¼nen kısmı. Neden mi? TecavĆ¼ze, tacize uğrayan kadınların Ƨocukların ortaya Ƨıkıp uğradıkları saldırıyı ifade edebilmeleri Ƨok zor da ondan.” (Bilge SeƧkin Ƈetinkaya, “Kadının Beyanı Esastır”, BirgĆ¼n, 21 Şubat 2014, s.4.)
[12] “Ƈocuk gelinler konusunda Ƨalışma başlatan ve başta Diyanet olmak Ć¼zere pek Ƨok kurum ile işbirliği yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 8 Mart DĆ¼nya Kadınlar GĆ¼nĆ¼’nde Ƨocuk gelinler tablosunu ortaya koydu. Rakamlara gƶre, 11 yılda yaklaşık yarım milyon Ƨocuk (504 bin 957), 16-17 yaşında resmi olarak gelin oldu.” (Meltem ƖzgenƧ, “… ‘Resmi’ Ƈocuk Gelinler Oldu”, Radikal, 8 Mart 2014, s.6.) ve: “18 yaş altındaki her 100 kız Ƨocuğundan 32’si evlendiriliyor TĆ¼rkiye’de; Avrupa Konseyi Ć¼lkeleri arasında GĆ¼rcistan’dan sonra 2. (Murat Yetkin, “Sabancı, KĆ¼rt Sorunu ve Ƈocuk Gelinler”, Radikal, 12 Şubat 2013, s.12.) Nihayet: “TĆ¼rkiye’de 181 bin Ƨocuk yaşta evlendirilerek istismar edilmiş kız Ƨocuğu var ve bunlar sadece resmi, kaydedilebilmiş rakamlar: i) Her Ć¼Ć§ evlilikten biri Ƨocuk yaşta yapılıyor… ii) DĆ¼nyada Ƨocuk yaşta evliliklerin en Ƨok gƶrĆ¼ldĆ¼ÄŸĆ¼ ikinci Ć¼lkeyiz… iii) Sığınma evlerindeki kadınların 3’te biri “Ƨocuk gelin”… iv) Reşit olmadan evlendirilen kız Ƨocuklarının sayısı ise erkek Ƨocuklarının sayısından 20 kat fazla… v) 18 yaşından kĆ¼Ć§Ć¼k kızlarını evlendirdikleri iƧin dava aƧılan aile sayısı da yĆ¼zde 94.2 artmış durumda... (Adile Doğan, “Kader ile Tek Farkımız HĆ¢lĆ¢ Yaşıyor Olmamız”, 23 Ocak 2014)
[13] Şebnem Turhan, “Cinsiyete Dayalı Gelişmede TĆ¼rkiye Sınıfta Kaldı”, HĆ¼rriyet, 4 EylĆ¼l 2014, s.12.
[14] Esin Ergin, “XXI. YĆ¼zyılın Başında TĆ¼rk Kadını: Sadece Adı Değil, Kendisi de Yok”, Cumhuriyet Bilim Teknoloji, No:1372, 5 Temmuz 2013, s.10-11-13.
[15] Şebnem Turhan, “Cinsiyete Dayalı Gelişmede TĆ¼rkiye Sınıfta Kaldı”, HĆ¼rriyet, 4 EylĆ¼l 2014, s.12.
[16] Seher Kırbaş Canikoğlu, “Siyasette GƶrĆ¼nmeyen Kadın”, Radikal, 27 Mart 2014, s.19.
[17] Esin Ergin, “XXI. YĆ¼zyılın Başında TĆ¼rk Kadını: Sadece Adı Değil, Kendisi de Yok”, Cumhuriyet Bilim Teknoloji, No:1372, 5 Temmuz 2013, s.10-11-13.
[18] “TĆ¼rkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının (TEPAV) raporuna gƶre 2009 yerel seƧimlerinde seƧilen 301 bin 759 yerel yƶneticiden yalnızca 3 bin 708’i kadındı. (...) TEPAV araştırmasına gƶre 2004 yılı yerel seƧimlerinde TĆ¼rkiye genelinde 18 olan kadın belediye başkan sayısı, 2009 yılındaki yerel seƧimlerde 26’ya yĆ¼kselebildi. Ɯlkenin 2 bin 498 belediyesinde yalnızca 26 kadın belediye başkanı bulunuyor. Yerel yƶnetimlerde de kadın sayısı oldukƧa az. Şu an Ć¼lkede belediye meclis Ć¼yesi 1340, il genel meclis Ć¼yesi 110, 65 kƶy muhtarı, 329 kƶy ihtiyar meclisi Ć¼yesi, 429 da mahalle muhtarı kadın var. Toplama bakıldığında ise ortaya Ƨıkan tablo tam bir uƧurum: TĆ¼rkiye’nin 301 bin 759 yerel yƶneticisinden yalnızca 3 759’u kadın. Yani yaklaşık yĆ¼zde biri!” (Birkan Bulut, “Yerel Yƶnetimlerin Sadece YĆ¼zde 1’i Kadın”, Evrensel, 31 Ocak 2014, s.6.)
[19] Zeynep GĆ¶ÄŸĆ¼ÅŸ, “Erkek Erkeğe Ä°lerleme Olmaz”, Cumhuriyet, 8 Mart 2012, s.9
[20] Nedret Akova’nın derlediği bir “seƧki”: i) Tayyip Erdoğan: Kadın erkek eşitliği doğaya aykırıdır, kĆ¼rtaj bir cinayettir, her kĆ¼rtaj bir Uludere’dir, kadının ƶncelikli rolĆ¼ anneliktir… ii) BĆ¼lent ArınƧ: Kadın herkesin iƧinde kahkaha atmayacak. BĆ¼tĆ¼n hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacak… iii) Sağlık Bakanı Mehmet MĆ¼ezzinoğlu: Anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamalıdır… iv) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Ɩzellikle kadınlar arasında kriz dƶnemlerinde işgĆ¼cĆ¼ne katılım oranı artıyor. (...) v) AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer ƜstĆ¼n: TecavĆ¼ze uğrayan kadınlar doğurmalı, kĆ¼rtaj yaptıranlar tecavĆ¼zcĆ¼den daha bĆ¼yĆ¼k suƧlu… vi) Eski Milli Savunma Bakanı Vecdi GƶnĆ¼l: TĆ¼rk hanımları evinin sĆ¼sĆ¼dĆ¼r… vii) Ƈevre ve Orman BakanıVeysel Eroğlu (iş isteyen kadına): Evdeki işler yetmiyor mu? viii) Ankara Anakent BelediyeBaşkanı Melih GƶkƧek: Kadın ahlĆ¢klı olsun, kĆ¼rtaj yaptırmak zorunda kalmasın… ix) AKP Ä°l Genel Meclis Ɯyesi: Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor. (Selda GĆ¼neysu, “İşte AKP’nin ‘Şiddet’ Karnesi”, Cumhuriyet, 30 Ocak 2015, s.13.)
[21] “Kadının en bĆ¼yĆ¼k vazifesi analıktır! Ä°lk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼lĆ¼rse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır.” (M. Kemal)(http://www.yenimakale.com/ataturkun-kadinlar-ile-ilgili-sozleri.html#ixzz3ambqjigZ ) ve: “Kadınlarımızın genel gƶrev ve Ƨalışmalarda paylarına dĆ¼ÅŸen işlerden başka, en ƶnemli, en hayırlı, en faziletli bir ƶdevleri de “iyi anne” olmalarıdır. (M. Kemal) (http://www.yenimakale.com/ ataturkun-kadinlar-ile-ilgili-sozleri.html#ixzz3amcDF1Vv)
[22] T. Asma, H. Kaynak ve M. F. TarakƧı (1996). “MedenĆ® Hukuk ve Kadın”, Ƈağdaş Hukuk (Ƈağdaş HukukƧular Derneği Merkez Yayın organı, yıl 4/5, sayı 46-49; Mart-Haziran 2006, Kadın Hukuku Dosyası iƧinde).
[23] Titi Bhattacharya (2013-14). “Explaining gender violence in the neoliberal era”, International Socialist Review, 91.
[24] TƜİK Haber BĆ¼lteni, sayı 16015, 6 Mart 2014, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16015
[25] “Ɯcretsiz aile iÅŸĆ§isi olarak Ƨalışan kadın oranı 2011 yılında TĆ¼rkiye genelinde yĆ¼zde 31,8, erkek oranı ise yĆ¼zde 3,8”di. (“İşgĆ¼cĆ¼ne Katılım Oranı YĆ¼zde 25, Aile Ä°ÅŸĆ§isi Kadın Oranı YĆ¼zde 31!”, BirgĆ¼n, 6 Mart 2014, s.4.)
[26] Şehriban KıraƧ, “Milyonlarca Kadın İşsizliğe MahkĆ»m Edilecek”, Cumhuriyet, 14 Ocak 2015, s.11.
[27] TĆ¼rkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’na (TEPAV) gƶre, TĆ¼rkiye’de işgĆ¼cĆ¼ dışında kalan ev kadını nĆ¼fusu 12.2 milyon kişiye ulaştı. TEPAV Ä°stihdam Ä°zleme BĆ¼lteni’nin 8’inci sayısı yayımlandı. BĆ¼ltende, şu değerlendirmeler yer alıyor: “Başka bir ifadeyle 15 yaşın Ć¼stĆ¼nde olup işgĆ¼cĆ¼ topluluğuna katılması mĆ¼mkĆ¼n nĆ¼fusun, bunun yerine işgĆ¼cĆ¼ dışı nĆ¼fusa dahil olduğu, ƶzellikle ‘ev kadını’ statĆ¼sĆ¼ndeki nĆ¼fusun ƶnemli ƶlĆ§Ć¼de arttığı dikkat Ƨekmektedir. İşgĆ¼cĆ¼ dışında ƶzellikle ev kadını nĆ¼fusunun artması dikkat Ƨekici bir gelişmedir. Nitekim son 12 ayda artmış gƶrĆ¼nen 868 bin işgĆ¼cĆ¼ dışı nĆ¼fusun 500 bine yakınının ev işleriyle meşgul kadın nĆ¼fusa dahil olduğu gƶrĆ¼lmektedir. Bƶylece ev kadını nĆ¼fusunun 12.2 milyona ulaşarak istihdam edilen nĆ¼fusun yarısına ulaştığı dikkat Ƨekmektedir.” (“İşsizliği Eve Kapanıp ƇƶzdĆ¼k”, Vatan, 14 Temmuz 2012, s.7; “Onlar Zoraki Ev Kadını”, Cumhuriyet, 15 Temmuz 2012, s.11.)
[28] Ä°statistik, bilindiği Ć¼zere, manipĆ¼lasyona Ƨok aƧık bir alan. Ä°ktidarın geƧtiğimiz yıl “2 milyon kadına istihdam sağlandığı” “mĆ¼jde”sinin de bu tĆ¼rden bir manipĆ¼lasyon olduğu, TĆ¼rk Girişim ve İş DĆ¼nyası Konfederasyonu TĆ¼rkonfed’in raporunda ortaya Ƨıktı. Rapora gƶre “bu 2 milyonluk artışın 450 bini hĆ¼kĆ¼metƧe yapılan dĆ¼zenlemelerle evlerinde yaşlılara ve engellilere baktığı iƧin para kazanan kadınlar. Net asgari Ć¼crete eşit bir para kazanıyorlar. Yani 848 lira civarında. Ve (...) bu kadınların sosyal gĆ¼venceleri yok. Devlet Ć¼cret ƶdĆ¼yor ama SGK kapsamına almıyor. Yani, devlet 450 bin kadını ‘kayıt dışı’ hatta ‘kaƧak iÅŸĆ§i’ statĆ¼sĆ¼nde Ƨalıştırmış oluyor. (...) 2 milyon yeni kadın istihdamının 450 bini bƶyle. Peki, geriye kalanı? 600 bini tarım sektƶrĆ¼nden kaynaklanmış. AKP bu kadınların tarımda Ƨalışmasını kayda geƧirmiş ama onların da yaklaşık yĆ¼zde 96’sı kayıt dışı. Yani hĆ¢lĆ¢ Ć¼cretsiz tarım iÅŸĆ§isi olarak Ƨalışıyorlar.
Hatırlarsınız. Bundan bir iki yıl ƶnce AKP yeni istihdam teşvik paketini aƧıklamıştı. Bu pakete gƶre kadın iÅŸĆ§i Ƨalıştıran işyerlerinde kadınların primleri 4 yıl boyunca devlet tarafından Ć¼stlenilecekti. TĆ¼rkonfed’in raporuna gƶre bu teşvikten sadece 110 bin kadın yararlanabilmiş. Sayının bu denli dĆ¼ÅŸĆ¼k olmasının nedeni bĆ¼rokratik işlemlerin karmaşıklığı ve uzunluğu...
Ɩzetleyecek olursak, 6 yılda 2 milyon yeni istihdamın neredeyse yarısı AKP’nin rakamlarla oynaması ile gerƧekleşti. GerƧekten kadın istihdamını artıracak politikaların hemen hiƧbiri uygulamaya alınmadı. Zaten pek istendiği de sƶylenemez.” (Ɩzlem YĆ¼zak, “Kadın Ä°stihdamı: Yalanlar ve GerƧekler”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2014, s.11.)
[29] “Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Ɩzdebir, ‘Kaş yapalım derken gƶz Ƨıkarmayalım. Doğum yapan kadına sağlanacak ek haklar, kadınları iş hayatından etmesin’ uyarısında bulunurken ‘ASO Ć¼yesi bir sanayicimiz dĆ¼zenlemeden duyduğu kaygıyla bundan sonra fabrikasına kadın iÅŸĆ§i almayacağını bana sƶyledi. Taslak bu hĆ¢liyle yasalaşırsa, kadın iÅŸĆ§i Ƨalıştıran işletmelerin istihdam maliyetleri artacağından, yƶneticilerine kadın yerine erkek iÅŸĆ§i alınması talimatı vermiş,’ dedi.” (Ɩzlem YĆ¼zak, “Kadını ‘Eve Sokma’ Paketi”, Cumhuriyet, 25 EylĆ¼l 2013, s.11.)
[30] “Kreş En Acil Sorun”, Cumhuriyet, 8 Mart 2012, s.7.
[31] Mustafa Sƶnmez, “Ev Kadınının SƶmĆ¼rĆ¼lmesi ve Hakkı...”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2012, s.10.
[32] Nitekim Mustafa Sƶnmez, sƶzkonusu yazısında bƶyle bir talebi dile getiriyor: “Ɩyleyse ne olmalı? Bunu tek tek patronlardan almak mĆ¼mkĆ¼n değil. Ama devlet, patronlardan aldığı vergiyi yĆ¼kselterek, ev kadınının bu karşılıksız emek gĆ¼cĆ¼nĆ¼n “Ć¼cret”ini tahsil edebilir. Sonra da bunu, “ev kadınları”na bir sosyal Ć¼cret olarak ƶdeyebilir, ƶdemelidir. Dolayısıyla eve kıstırılmış kadınların, genƧ kızların, devletten bƶyle bir sosyal Ć¼creti talep etmeleri haklarıdır ve bunun iƧin ƶrgĆ¼tlenmelidirler.” (Mustafa Sƶnmez, “Ev Kadınının SƶmĆ¼rĆ¼lmesi ve Hakkı...”, Cumhuriyet, 25 Haziran 2012, s.10.)
[33] Zehra Yavuz, “30 Maddede Tipik TĆ¼rk Kadını!”, Radikal, 9 Şubat 2013, s.19.
[34] Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca 12 bin aile Ć¼zerinde yapılan “TĆ¼rkiye’de Aile Yapısı Araştırması”na gƶre (....) 23 bin 379 kişi ile gƶrĆ¼ÅŸme gerƧekleştirilerek hazırlanan araştırmada, şu saptamalara yer verildi: i) Aile bireylerinin yĆ¼zde 44’lĆ¼k kesimi hiƧ kitap okumuyor, yĆ¼zde 74’Ć¼ hiƧ sinema ve tiyatroya gitmiyor… ii) 2006-2010 yılları arasında 18 yaşın altında evlenme oranı erkeklerde binde 2, kadınlarda ise yĆ¼zde 9… iii) Erkeklerin yĆ¼zde 85’i evleneceği kadının “ilk kez evlenecek olması”na, yĆ¼zde 75’i “dindar olması”na, yĆ¼zde 59’u “aynı mezhepten olması”na, yĆ¼zde 58’i eğitimli olmasına ƶnem veriyor. (“Ƈocuk Gelin Ƈok Az”, Cumhuriyet, 26 Nisan 2012, s.3.)
[35] Bekir Ağırdır, “Kadın Meselesi Değil Erkek Meselesi”, Cumhuriyet, 21 Şubat 2015, s.2.
[36] “TĆ¼rkiye’de Kadınların Ä°zin Almadan Ƈalışması Doğru Bulunmuyor”, Business Intelligence, 24.09.2014. http://www.connectedvivaki.com/turkiyede-kadinlarin-izin-almadan-calismasi-dogru-bulunmuyor/
[37] Damla Yur, “… ‘İƧimizdeki Ƈocuk’ ƖlmĆ¼ÅŸ!”, Milliyet, 30 Aralık 2013. http://gundem.milliyet.com.tr/-icimizdeki-cocuk-olmus-/gundem/detay/1814842/default.htm
[38] Ocak 2013 dƶnemi iƧin işsizlik oranı ve kayıt dışı, kadınlar iƧin arttı. Yeni işsizlerin yarısından Ƨoğu lise ve yĆ¼ksekĆ¶ÄŸretim mezunu kadınlar oldu. Yeni işsizlerin yĆ¼zde 76’sı kadınlardan oluştu. (“Kadınlar Diplomayı Aldı, Eve Kapandı”, Cumhuriyet, 16 Nisan 2013, s.11.)
[39] Sunay Akın, “Kocanın Evinde Oturursun”, Cumhuriyet, 22 Mart 2009, s.15.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRƜDEN EŞİTLİĞE: TƜRKLERLE ERMENÄ°LER ARASINDAKÄ° GƜƇ Ä°LİŞKÄ°LERÄ°NÄ° BÄ°R SÄ°VÄ°L HAKLAR MODELÄ° ARACILIĞIYLA DEĞİŞTÄ°RMEK,1,“KOBANƊ’NÄ°N ‘BÄ°Z’Ä°MLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHÄ°RLÄ° KAN” ƜZERÄ°NE,1,1 MAYIS 2015’DE Ä°STÄ°KAMET(Ä°MÄ°Z) -2014’TE OLDUĞU GÄ°BÄ°!- TAKSÄ°M,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)Ä°,1,1 MAYIS’A GÄ°DERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKÄ°M DEVRÄ°MÄ°’NÄ°N ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENÄ° GERƇEĞİNÄ°N TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLƜL 2010 SONRASI,1,12 EYLƜL KÄ°ME KARŞIYDI?,1,12 EYLƜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLƜL’Ɯ YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’Ä°N 50. YILINDA SARI YELEKLÄ°LER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ƜN 1 MAYIS DERSLERÄ°,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YÄ°NE YENÄ°DEN ISRARLA TAKSÄ°M,1,2016,1,2018,1,2019: YERKƜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NÄ°SAN BÄ°TTÄ° ‘KUTLU DOĞUM’ VERELÄ°M,1,24 HAZÄ°RAN SEƇİM(LER)Ä° VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZÄ°RAN 2015 SEƇİMLERÄ°’NE DAÄ°R -GEREKƇELÄ°- TAVRIMIZ,1,7 HAZÄ°RAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BÄ°R YOLCULUK,1,ABD EMPERYALÄ°ZMÄ° VE VENEZƜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLƜ OLMAK Ä°YÄ°DÄ°R (7 HAZÄ°RAN SONRASINA DAÄ°R DEĞERLENDÄ°RME),1,ADALET: ANTROPOLOJÄ°K BÄ°R BAKIŞ,1,afis,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE’N)Ä°N ƖTESÄ°DÄ°R,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE),1,AKADEMÄ°NÄ°N ƖZGƜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMÄ°SYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SÄ°ZLERÄ°,1,akp,36,AKP Ä°KTÄ°DARI VE GƜNDELÄ°K HAYATIN Ä°SLƂMÄ°LEŞTÄ°RÄ°LMESÄ°,1,AKP Ä°SLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NÄ°N ‘KƜLTƜR POLÄ°TÄ°KALARI’?,1,AKP’NÄ°N “DERÄ°N DEVLET”Ä°,1,AKP’NÄ°N “KINDER KUCHE KIRCHE”SÄ°,1,AKP’NÄ°N “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NÄ°N “ORGANÄ°K AYDINLARI” VE HAZÄ°RAN KALKIŞMASI,1,AKP’NÄ°N BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ° MÄ° DEDÄ°NÄ°Z,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°: MÄ°LLÄ°YETƇİ MANEVÄ°YATƇI VE PÄ°YASACI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°YLE Ä°MTÄ°HANI,1,AKP’NÄ°N KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GÄ°BÄ° ƖLMEK,1,AKP’NÄ°N MUHAFAZAKƂRLIĞI Ä°SLƂMCILIĞI NEOLÄ°BERALÄ°ZMÄ° VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktĆ¼el,2,ALEVƎLÄ°K VE SINIF MƜCADELESÄ°: KƜLTƜR VE EKONOMÄ° POLÄ°TÄ°K,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJÄ°: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKÄ°” ƜZERÄ°NE,1,ATAERKÄ°L PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BÄ°RLİĞİ: ƇOKKƜLTƜRCƜLƜĞƜN “KRÄ°ZÄ°”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MÄ°ZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZÄ°MAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERÄ°,1,BEKLE BÄ°ZÄ° -YENÄ°DEN- TAKSÄ°M,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BÄ°R “ELEŞTÄ°RÄ°”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BÄ°R “Ä°MKƂNSIZ AŞK” HÄ°KƂYESÄ°: “AKADEMÄ° VE ƖZGƜRLƜK,1,BÄ°R “PRAKSÄ°S ANTROPOLOJÄ°SÄ°” İƇİN,1,BÄ°R AYDIN(LIK) HƂLÄ° FÄ°KRET BAŞKAYA,1,BÄ°R DAHA ASLA DÄ°YEBÄ°LMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR (YENÄ°DEN-)ƜRETME ARACI OLARAK MOBBÄ°NG[*],1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR ARACI OLARAK KORKU,1,BÄ°R KEZ DAHA “TERƖR” MƜ,1,BÄ°R KÄ°MLÄ°K SÄ°YASETÄ° OLARAK MÄ°LLÄ°YETƇİLÄ°K VE IRKƇILIK,1,BÄ°R MÄ°LAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BÄ°YOLOJÄ° KADER MÄ°? ya da “FITRAT”A DAÄ°R,1,BÄ°ZÄ°M DELÄ°LERÄ°MÄ°Z,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLƜL REJÄ°MÄ°… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANÄ°” KÄ°M),1,BUGƜN ADNAN YƜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTƜKLERÄ° KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VÄ°LLERÄ° VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SÄ°STEMÄ° VEYA BU KADAR YETKÄ°YÄ° BABANIZA VERÄ°R MÄ°YDÄ°NÄ°Z,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESÄ°N DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETÄ°YLE BESLENEN ƜLKE,1,ƇƖZƜMƜN SOSYO-EKONOMÄ°K YANI,1,DAĞLAR ERÄ°RSE – ZEVEBƂN,1,DAÄ°MA YAŞAYACAKTIR Ä°SMÄ°YLE MƜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GÄ°RİŞİMÄ° VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELÄ° DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ɯ ya da YOLSUZLUK RANTIN Ä°KÄ°Z KARDEŞİDÄ°R,1,DEMÄ°RÄ°N TUNCUNA Ä°NSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATÄ°KLEŞ-ME PAKETÄ°,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETÄ°N ERKEKLERÄ° YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETÄ°N KƜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERÄ° VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DÄ°NLER Ä°SLƂM VE KADIN BEDENÄ°,1,dinleti,1,DÄ°RENEN DAMAR[*] ƇƜRƜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dĆ¼nya,53,dĆ¼sĆ¼nce ƶzgĆ¼rlĆ¼gĆ¼,2,EGEMENLERÄ°N “PYRRHUS ZAFERÄ°”: F-TÄ°PÄ°,1,egitim,11,EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° SOSYALÄ°ZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTÄ°RÄ° HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSÄ°ZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALÄ°ZM- T. “C” VE AFRÄ°N,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALÄ°ZM ƜZERÄ°NE NOTLAR,1,ERCAN BÄ°NAY’DAN (BAFRA T TÄ°PÄ°) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGƜRLƜK,1,ermeniler,4,ESKÄ°(MEYEN)/ YENÄ° TƜRKÄ°YE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FÄ°DEL İƇİN SANCAĞI YARIYA Ä°NDÄ°RMEYÄ°N DAHA DA YƜKSELTÄ°N,1,FRIEDRICH ENGELS VE AÄ°LENÄ°N,1,genclik,2,GERƇEKTEN DE NEDÄ°R TERƖR,1,GƖBEKLÄ°TEPE BÄ°ZE NEYÄ° ANLATIYOR,1,gĆ¼ncel,3,gĆ¼ndem,11,GƜNDEM’E DƜNE VE BUGƜNE DAÄ°R,1,HAFIZASINI YÄ°TÄ°RMEYEN “DERSÄ°M’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ƜLKEYÄ° KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GÄ°DİŞ(Ä°MÄ°Z),1,HANGÄ°MÄ°Z ƖZGƜRƜZ KÄ°,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTÄ°R YANÄ° HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GƜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BÄ°R “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTÄ°RÄ°LME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLÄ°LER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLÄ°KELÄ°” BÄ°R KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE Ä°SLƂMCI “FEMÄ°NÄ°STLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,Ä°FADE ƖZGƜR(LƜĞƜ) MƜ,1,Ä°FADE ƖZGƜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELÄ°KLÄ° DEĞERDÄ°R,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,Ä°SLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZÄ°HÄ°N HARÄ°TASINDA BÄ°R GEZÄ°NTÄ°: “NASIL BÄ°R KADIN(LIK),1,Ä°STANBUL SEƇİMÄ° - BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLÄ°AMIN 40. YILINDA TAKSÄ°M,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,Ä°TÄ°RAZ VE ELEŞTÄ°RÄ° “HAZIROL”DA DURMAZ,1,Ä°YÄ° KÄ° YAŞADILAR Ä°YÄ° KÄ° YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRÄ°M(LER),1,KADINLAR KAPÄ°TALÄ°ZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ƜSTƜ” MƜ,1,KADINLAR İƇİN OLABÄ°LECEK EN KƖTƜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAÄ°R,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSÄ°ZM’SÄ°Z OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBÄ°M(Ä°Z) CÄ°ZRE’DEDÄ°R,1,kapitalizm,19,KAPÄ°TALÄ°ZM KƜLTƜR DÄ°RENİŞ,1,KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KENDÄ°NÄ° Ä°MHASI: NEOLÄ°BERALÄ°ZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HƜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTÄ° (YOKSULLARINDAN) TEMÄ°ZLEMEK,1,KEŞFEDÄ°LMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESÄ° İƇİNDÄ° SAMÄ°R AMÄ°N,1,kitap,35,KOBANƊ BÄ°ZÄ°MDÄ°R BÄ°Z KOBANƊ’YÄ°Z,1,KOLEKTÄ°F BÄ°R DEVLET CÄ°NAYETÄ°: HRANT DÄ°NK,1,komĆ¼nizm,4,kriz,49,KRÄ°Z SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ƜZERÄ°NE GƖRĆœÅžLER,1,KRÄ°ZDEN Ä°NSAN MANZARALARI[*],1,KƜLTƜR “YERLÄ° VE MÄ°LLÄ°” MÄ°DÄ°R?YA DA NEDÄ°R,1,kĆ¼ltĆ¼r sanat,29,KƜRESEL KƜLTƜR” MƜ,1,kĆ¼rt sorunu,1,laiklik,1,LAÄ°KLÄ°K MÄ° HANGÄ°SÄ°,1,latin amerika,11,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZÄ°LYA ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNÄ°K DARBE,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DA BARIŞ SƜREƇLERÄ°,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DAN “BARIŞ SƜREƇLERÄ°”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LƜZUM” ƜZERE: BÄ°R KEZ DAHA Ä°STANBUL SEƇİMÄ°,1,MAĞLUP MU DENÄ°R ŞİMDÄ° ONLARA?,1,MARKSÄ°ST-LENÄ°NÄ°ST ROMAN YAZARI : VEDAT TƜRKALÄ°,1,marksizm,5,MARKSÄ°ZM + V. Ä°. LENÄ°N = EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° (NOTLARI),1,MARKSÄ°ZM AÄ°LE AŞK CÄ°NSELLÄ°K ƜZERÄ°NE SƖYLEŞİ,1,MARKSÄ°ZM VE KADIN ƜZERÄ°NE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSÄ°ZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DƜNYASINA BÄ°R SEYAHAT: ETNOLOJÄ° DEFTERLERÄ°,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BÄ°R ƇUKUROVALI: OKTAY ETÄ°MAN,1,MASKELÄ° FAŞİZM: “POPƜLÄ°ST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI Ä°YÄ° BÄ°LMEZDÄ°K,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHÄ°NÄ°LER VE DƜNYAYI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LMEK,1,mĆ¼cadele,12,MƜCADELE BOYU BÄ°R YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MƜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “Ä°MTÄ°YAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KÄ°TLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMÄ°NÄ°ST” MÄ°,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKƜNLEŞME DÄ°YALEKTİĞİ,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’NÄ°N “EN ALTTAKÄ°LER”Ä°: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KƜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,9,newroz,1,NÄ°CE ONYILLARA ‘YENÄ°KAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GƜN BU ƜLKEDE. O GƜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLƜMSƜZDƜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(Ä°MÄ°Z,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BÄ°Z YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BÄ°R KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “Ä°HYA” ETMEK: AKP’NÄ°N TƖRENLERÄ°,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTƜ YƜREĞİMÄ°ZE…,1,ƖFKELENÄ°NCE ƇOK GƜZEL OLUYORSUN TƜRKÄ°YE,1,ƖFORÄ°NÄ°N ORTASINDA,1,ƖĞRETTÄ°KLERÄ° HATIRLATTIKLARIYLA GREÄ°F DÄ°RENİŞİ,1,ƖLƜMSƜZ ABÄ°(MÄ°Z) OKTAY ETÄ°MAN,1,ƖRGƜTLƜ MƜCADELE ETİĞİ VE SOSYALÄ°ST DEMOKRAS,1,ƶteki,25,ƖZEL MƜLKÄ°YETÄ°N DEVLETÄ°N KƖKENÄ° ƜZERÄ°NE,1,ƖZERKLÄ°KƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLÄ°VYA DERSLERÄ°,1,ƖZGECAN’IN KATLÄ°NÄ°N AKP’YLE NE Ä°LGÄ°SÄ° VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgĆ¼rlĆ¼k,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANÄ°NÄ°N (“YENÄ°”) REJÄ°MÄ°,1,PARÄ°S KATLÄ°AMI “BARIŞ SƜRECÄ°” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPƜLER KƜLTƜRE ELEŞTÄ°REL BAKIŞLAR - KISA BÄ°R TARÄ°HƇE,1,protesto,2,RECEP’Ä°N TƜRKƜ(/ŞİİR)LERÄ°,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKÄ°’NÄ°N KANAYAN KARANFÄ°LÄ°,1,rƶportaj,12,SAHÄ° “VESAYET (REJÄ°MÄ°)” KALKTI MI,1,SAHÄ°CÄ° OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ƜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERÄ°N SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRƜMENÄ°N RESMÄ°NÄ° ƇİZEBÄ°LÄ°R MÄ°SÄ°N ABÄ°DÄ°N?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTÄ°M MANZARALARI,1,SEN MÄ°SÄ°N “BARIŞ” DÄ°YEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,8,SÄ°VAS KATLÄ°AMI O GƜN ORADA BÄ°TMEDÄ°,1,siyonizm,2,SÄ°YONÄ°ZM ANTÄ°-SEMÄ°TÄ°ZM VE BÄ°R “MUGALATA” ƜZERÄ°NE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BÄ°LÄ°MLER: BÄ°R ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ƜZERÄ°NE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ƜZERÄ°NE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELÄ° DUMRULLARI: ƖZELLEŞTÄ°RMELER,1,SƜREKLÄ°LEŞTÄ°RÄ°LEN OHAL VE,1,ŞİDDET MÄ° MEŞRUÄ°YET YÄ°TÄ°MÄ° MÄ°,1,ŞİDDET NEDEN KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercĆ¼me,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KÄ°TAPLI Ä°NSANDAN KORKARIM,1,TOTALÄ°TARYANÄ°ZMÄ° SOKAKTA ALT EDEBÄ°LMEK,1,TOTALÄ°TERLEŞMEYE Ä°HVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET Ä°KTÄ°DAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tĆ¼ketim,1,TĆ¼rk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TƜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TƜRK(Ä°YE) Ä°SLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,tĆ¼rkiye,76,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHÄ°T OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,Ć¼niversite,6,ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° ƖLDƜRMENÄ°N SEKÄ°Z YOLU (YA DA ƜNÄ°VERSÄ°TE PÄ°YASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETÄ°N ALTERNATÄ°FÄ° VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZƜELLA VE EMPERYALÄ°ZM KONUSU,1,VESAYET REJÄ°MÄ°” ƖLDƜ YAŞASIN “Ä°LERÄ° DEMOKRASÄ°,1,video,24,VURUN “ƖTEKÄ°”NE,1,YA SEV YA TERKET: BÄ°R BÄ°AT ARACI OLARAK MOBBÄ°NG,1,YA SOSYALÄ°ZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDÄ°NÄ°Z,1,yasam,17,YENÄ° TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENÄ°”,1,yeni yil,2,YENÄ° YƖK YASA TASLAĞI ƜZERÄ°NE: PÄ°YASA ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° YUTARKEN,1,YENÄ°DEN HAYKIRABÄ°LMEK: “YERÄ°MÄ°Z MUTFAK DEĞİL DƜNYA,1,YERELÄ° BÄ°RLÄ°KTE YƖNETMEK - NASIL BÄ°R DƜNYA Ä°STÄ°YORSAK ƖYLE BÄ°R YEREL YƖNETÄ°M,1,YILDIZLARIN GƜNCESÄ°NÄ° TUTAN ADAM: CENGÄ°Z GƜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YƜREĞİMÄ°ZDE,1,ZAPATÄ°STALARIN 33. YILI: BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,ZEYTÄ°NLİĞİ ZÄ°NDAN YAPAN SÄ°STEMATÄ°K ZULME DÄ°RENENLER,1,ZÄ°NDAN(LAR)IN TƜRKƇESÄ°,1,ZORUNLU BÄ°R AƇIKLAMA (II)… VE BÄ°R EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚ƶzbudun: AKP’NÄ°N “KINDER, KUCHE, KIRCHE”SÄ°[1]
AKP’NÄ°N “KINDER, KUCHE, KIRCHE”SÄ°[1]
sibelšŸ‚ƶzbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2015/06/akpnin-kinder-kuche-kirchesi1.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2015/06/akpnin-kinder-kuche-kirchesi1.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gƶr BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara BĆ¼tĆ¼n Yayinlar Ä°steğiniz gƶnderi bulunamadı Ana Sayfaya Dƶn Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika ƶnce $$1$$ minutes ago 1 saat ƶnce $$1$$ hours ago dĆ¼n $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy