“vurula kırıla Ƨocuklar itile kakıla Ƨocuklar ƶfke iƧinde hasret iƧinde sabır iƧinde aÄrı iƧinde aÄrı umut iƧinde ƶlĆ¼mlerin v...
itile kakıla Ƨocuklar
ƶfke iƧinde hasret iƧinde
sabır iƧinde aÄrı iƧinde
aÄrı umut iƧinde
ƶlĆ¼mlerin ve hapishanelerin raÄmına
ƧiƧek gibi
bĆ¼yĆ¼yor Ƨocuklar…
bizim Ƨocuklarımız.”[2]
Sƶzlerime izninizle bir anıyla baÅlamak istiyorum.
Temel (Demirer)’le bir iÅ iƧin Bilecik’e dĆ¼ÅmĆ¼ÅtĆ¼ yolumuz. Temel burada yıllar ƶnce yattıÄı Bilecik cezaevini gƶrmek istedi.
Kent, deÄiÅmiÅ. Araya sora cezaevinin yerini bulduk. Ama sadece yerini. Cezaevi uzun sĆ¼re ƶnce yıkılmıÅ; yerine, geƧmiÅ zaman, anımsadıÄım kadarıyla otel yapılıyordu.
Yıkıntılar arasında dolaÅmaya baÅladık: “Åurası benim yattıÄım koÄuÅ, burası malta, Åura nizamiye...”
Bir sĆ¼re sonra Temel’i dinleyemez oldum. Bir koku... Tanıdık bir koku... Evet, koÄuÅ yıkıntısından yoÄun, tanıŠbir koku yĆ¼kseliyor: Ä°nsan kokusu. Ä°ki-Ć¼Ć§ yıl ƶnce yıkılmıŠkoÄuÅlar hĆ¢lĆ¢ buram buram insan kokuyor...
Yan yana, et ete olmak... Birbiriyle dertleÅmek, birlikte tĆ¼rkĆ¼ sƶylemek, hastalanan koÄuÅ arkadaÅı iƧin birlikte dƶvmek kapıyı... YemeÄi birlikte piÅirip ortak karavanaya birlikte kaÅık sallamak. KoÄuÅun Ƨay ustasının elinden demli Ƨayları yudumlarken Ć¼lke hĆ¢li konusunda sƶyleÅmek... Birlikte insan kokmak...
2000 yılındaki, yeryĆ¼zĆ¼ndeki istihzaların en acısıyla “Hayata DƶnĆ¼Å” adıyla kayda geƧen operasyonla siyasĆ® tutsakların elinden alınan, tam da buydu... Onları ortak yaÅamın insanı ayakta tutan desteÄinden kopartarak yalnızlaÅtırmak, 7/24’lĆ¼k bir gƶzetim alrında olduklarını bir an iƧin akıllarından Ƨıkarmamalarını saÄlamak, direnƧlerini kırarak ruhlarını, beyinlerini teslim almak... Foucault’nun deyimiyle “disipline etmek”... Ä°taati saÄlamak.
“İƧerideki” dostlarımızın, yoldaÅlarımızın F-tipleri tarafından teslim alınamadıklarını da biliyoruz. Onlar soÄuk, gayrıÅahsĆ®, yalnızlaÅtırıcı, direnƧsizleÅtirici “disiplin”e teslim olmamayı baÅardılar... Kitap oluyor, resim oluyor, mektup oluyor, direniÅ oluyor, aƧlık grevi oluyor, akıyorlar dıÅarı. YaÅama tutunmakla kalmıyor, onu deÄiÅtirme, dƶnĆ¼ÅtĆ¼rme mĆ¼cadelesine de omuz veriyorlar, olanca gĆ¼Ć§leriyle.
Bu durumda iktidara, baskıyı arttırmak dĆ¼ÅĆ¼yor. Daha fazla, daha fazla arttırmak. F Tipi’nin soÄuk tecridine, baÅka fiziksel ve psikolojik baskıları ekleyerek katmerlendirmek...
Sonda sƶylenmesi gerekeni baÅta sƶyleyerek baÅlayayım sƶze: Adı resmen konulmamıŠsavaÅ koÅulları Ć¼lke Ƨapında aÄırlaÅtıkƧa, cezaevlerindeki durum, ƶzellikle siyasi tutsakların maruz kaldıÄı uygulamalar vahimleÅiyor.
GƶzĆ¼nĆ¼ “en tepedeki”nin dudaklarının arasından dƶkĆ¼lecek sƶzlere, gƶzlerindeki manalara dikmiÅ kapıkulları, yukarıdan gelen “vurun, kırın, acımayın, arkanızdayız!” iÅmarlarını aldıkƧa zĆ¼ccaciyeci dĆ¼kkĆ¢nına girmiÅ filler gibi yakıyor, yıkıyor, eziyorlar.
Sokaklar, basın, sosyal medya, Ć¼niversiteler, hatta evlerimizin iƧi her biri “kĆ¼Ć§Ć¼k daÄları ben yarattım” havasındaki “emir kulları”nın tasallutundan muaf deÄilse:
Sokaklara yansıyan en kĆ¼Ć§Ć¼k protesto, saƧlarından sĆ¼rĆ¼klene sĆ¼rĆ¼klene, karga tulumba “merkeze” Ƨekiliyorsa;
Haberciler yaptıkları haberden dolayı “PKK destekƧisi, paralelci, casus” yaygaralarıyla iƧeri atılıyorsa;
Sosyal medyada iktidara yƶnelik en kĆ¼Ć§Ć¼k eleÅtiri “sanal alem kontraları”nın kĆ¼fĆ¼r, hakaret ve tehditleriyle bastırılmaya ƧalıÅılıyorsa;
HĆ¼kĆ¼metin KĆ¼rtlere karÅı yĆ¼rĆ¼ttĆ¼ÄĆ¼ savaÅı eleÅtiren ƶÄretim elemanlarına “adınızı okulunuzdaki Ć¼lkĆ¼cĆ¼ ƶÄrencilere bildirdik” sopası gƶsteriliyorsa;
KĆ¼rdistan’ın yasaklı sokaklarında “kim kurÅunlanmadan, ƶldĆ¼rĆ¼lmeden karÅıdaki arsaya kadar koÅabilecek” en gƶzde Ƨocuk oyunu hĆ¢line gelmiÅse...[3]
Bu Ć¼lkede iÅlerin iyi gitmediÄini, iktidarın yanlıŠyaptıÄını sƶyleyen her kadın ve erkek Åu ya da bu biƧimde tehdit altında ise eÄer...
Siz varın, devletin eline dĆ¼ÅmĆ¼Å bir “rehin” olarak gƶrĆ¼len siyasal tutsakların hĆ¢lini dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼n!
Ä°ktidarın ƶnĆ¼nde el baÄlayıp hizaya dizilen “kĆ¼Ć§Ć¼k insanlar”ın, “vatan haini/bƶlĆ¼cĆ¼/ yıkıcı/terƶrist” olarak gƶrdĆ¼kleri, uhdelerindeki savunmasız insanlara karÅı, Ć¼st katlardan gelen icazetle “yetki”lerinin sınırlarını nasıl zorladıklarını varın siz tahayyĆ¼l edin.
Nitekim, “iƧeriden” gelen haberler, baÅta saÄlık olmak Ć¼zere, cezaevlerinin koÅullarında genel bir bozulmaya, keyfĆ® uygulamalarda artıÅa iÅaret ediyor. Buyrun birkaƧ ƶrnek:
* TĆ¼rkiye’de hak ihlĆ¢llerinin yaÅandıÄı cezaevlerinde aÄır saÄlık sorunları yaÅayan hasta tutsaklardan biri de Mehmet Ćztekin. Hepatit B hastası olmasına raÄmen Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde aÄır tecrit koÅulları altında tutulan Ćztekin, gĆ¼nden gĆ¼ne eriyor. Tedavisi iƧin baÅka bir cezaevine nakli istenen Ćztekin’in, talebinin kabul edilmemesi hayati risk oluÅtururken, Ćztekin son 2 ayda 30 kilo verdi. 85 kilodan 55 kiloya dĆ¼Åen Ćztekin, sĆ¼rekli kusma, vĆ¼cudunda morarma, ÅiÅme, gece uyuyamama, yemek yiyememe gibi saÄlık sorunları yaÅıyor.[4]
* Antalya DƶÅeme altı L Tipi Kapalı Cezaevinde 4 aydır tecrit altında tutulan GenƧ-Sen Ćyesi HĆ¼seyin Yıldırım’da yĆ¼z felci baÅladıÄı bildirildi. Antalya Kƶrfez gazetesinde MĆ¼zeyyen YĆ¼ce’nin haberine gƶre, HĆ¼seyin Yıldırım’ın tedavisine idare tarafından izin verilmiyor. Hastanede kelepƧeli muayene edildikten sonra ilaƧlarının 5 gĆ¼n sonra temin edildiÄini belirten Avukat Hakan Evcin, Yıldırım’ın yatarak muayene olması iƧin baÅvurdukları Adalet BakanlıÄının, ‘Hayati tehlikesi olmadıÄını’ gerekƧe gƶstererek onay vermediÄini sƶyledi.[5]
* Osmaniye T-2 Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve uzun sĆ¼redir psikolojik tedavi gƶren ĆzgĆ¼r Azad Ä°nce adlı PKK’li tutsak, kulak Ƨınlaması ve baÅ dƶnmesi nedeniyle sevk edildiÄi MaraÅ Devlet Hastanesi’nde kelepƧeli tedaviyi kabul etmediÄi iƧin tedavi edilmeden cezaevine geri gƶtĆ¼rĆ¼ldĆ¼.
Baba Cemil Ä°nce, yaptıkları telefon gƶrĆ¼Åmesinde oÄlunun yaÅadıklarını kendisine anlattıÄını belirterek, “OÄlum, pazar gĆ¼nĆ¼ telefonla arayarak MaraÅ Devlet Hastanesi’ne gƶtĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ ve elleri kelepƧeli vaziyette tedavi edilmeye ƧalıÅıldıÄını sƶyledi. Kendisine uygulanan bu zulmĆ¼ kabul etmediÄini ve bu yĆ¼zden tedavi edilmeden tekrar cezaevine gƶtĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ anlattı.[6]
* Silivri 2 No’lu L Tipi Hapishanesi’nden milletvekili Veli AÄbaba’ya yazan Berk Ercan, mektubunda Åu ifadelere yer veriyor: “12 EylĆ¼lcĆ¼lerin ‘Asmayıp da besleyecek miyiz’ fetvaları anlaÅılan hĆ¢lĆ¢ birilerinin kulaklarında Ƨınlıyor... ĆeÅitli rahatsızlıklarımız Ć¼zerine revire Ƨıkmak iƧin defalarca dilekƧe verdik. Ama hiƧbirine karÅılık alamadık. Ä°dare, doktor yĆ¼zĆ¼nĆ¼ gƶrebilmemiz iƧin ƶlmemizi bekliyor. Gardiyanlara neden revire ƧıkarılmadıÄımızı sorduÄumuzda ise ‘Burada bin beÅ yĆ¼z kiÅi kalıyor’ cevabını alıyoruz.” Yeterli sayıda personel ve doktor bulunmadıÄını belirten Ercan, “Zaten havalandırması olmayan hĆ¼crelerde kalıyoruz, Ć¼zerine bir de bƶylesi konularda sorun yaÅarsak buradan tabutlarımız Ƨıkar” diyor.[7]
* PKK’li tutuklu Turgut Koyuncu’nun, Tutuklu Aileler ile YardımlaÅma DerneÄi (TAYD-DER) Ä°zmir Åubesine yolladıÄı mektupta, Åunlar aktarılıyor: “YaklaÅık bir buƧuk aydır hastaneye giden arkadaÅlarımıza Ƨift kelepƧe uygulaması dayatılmaktadır. Daha ƶnceleri doktor muayenesine giderken tek kelepƧe takılıyordu. Ancak bƶlĆ¼k komutanının emriyle bir buƧuk aydır rencide edilecek Åekilde Ƨift kelepƧe uygulaması dayatılıyor. Bu uygulamayı kabul etmediÄimiz iƧin bize, ‘Ya Ƨift kelepƧe uygulamasını kabul eder tedavi olursunuz ya da hastalıÄınızın sonucuna katlanırsınız’ deniliyor. AÄır hasta arkadaÅlarımızın birƧoÄunun tedavisi bu Åekilde bilinƧli olarak engelleniyor.”[8]
* TĆ¼rkiye’de devreye sokulan savaÅ politikalarıyla beraber hasta tutsaklar Ć¼zerindeki baskılar da arttı. BirƧoÄu ƶlĆ¼m sınırında olan hasta tutsakların ƧoÄu tedavi adı altında ya daha kƶtĆ¼ hapishanelere sevk ediliyorlar ya da tedavileri erteleniyor. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve “YĆ¼zde 96 engelli” raporu bulunan hasta tutsak Celal Åeker’in (30) durumu gĆ¼nden gĆ¼ne kƶtĆ¼ye gidiyor. “ĆrgĆ¼t Ć¼yesi” olduÄu iddiasıyla hakkında aƧılan dava sonucu tutuklanan ve “Tek baÅına yaÅayamaz” raporuna raÄmen cezaevinde tutulan aÄır diyaliz hastası Åeker, kalp yetmezliÄi, damar tıkanıklıÄı, fıtık, yĆ¼ksek tansiyon ve akciÄerinde kitle gibi birƧok hastalıÄın yanı sıra gƶrme sorunu yaÅıyor. TĆ¼m bu raporlara raÄmen Ä°stanbul Adli Tıp Kurumu ise skandal bir karara imza atarak Åeker iƧin “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.[9]
* 13 Kasım’da haber takibi yaparken tutuklanarak Van M Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulan DÄ°HA Muhabiri Ä°dris Yılmaz’ın haberine gƶre, 1995 yılında tutuklanan Ahmet DoÄan (49), cezaevi koÅulları nedeniyle kalp hastalıÄı, yĆ¼ksek tansiyon, idrar yolları enfeksiyonu ve bel fıtıÄı hastalıkları gibi birƧok hastalıÄa yakalanmıÅ. YaÅadıkları hastalıkların tedavisi iƧin Åırnak Cumhuriyet BaÅsavcılıÄı’na dilekƧe yazan DoÄan’ın baÅvurusu Ć¼zerine 10 tutsaÄın heyet raporu alnması iƧin Amed’e gƶnderilmesi kararlaÅtırıldı. Daha sonra Amed yerine Van’a “geƧici sevki” yapılan DoÄan, bu karara karÅı Ƨıktıklarını ifade etti.
Amed’e sevk edilmeleri yƶnĆ¼nde ısrar etmeleri Ć¼zerine cezaevi yƶnetiminin, “Van’a gitmek istemiyorsanız hasta olmadıÄınıza yƶnelik imza verin. Ä°mza vermeseniz de sizi zorla Van’a gƶndereceÄiz” Åeklinde tehditlere maruz kaldıklarını sƶyleyen DoÄan, “Bizi Åırnak’a dƶnmemiz Åartı ile Van’a gƶnderdiler. Burada hasta olduÄumuz ve doktor gƶzetiminde tedavi olmamızı belgeleyen heyet raporumuzu aldık. Aradan 6 aylık bir sĆ¼re geƧti ancak hep oyalandık. Bu oyalamalar sırasında 7 arkadaÅımız gizli bir Åekilde sĆ¼rgĆ¼n edildi” dedi.
Cezaevinde bulunduÄu 30 yıl boyunca aÄırlaÅtırılmıŠcezaevi koÅullarına maruz kalan ve bu uygulamalar sonucu kronik karaciÄer, beyinde tĆ¼mƶr, mide Ć¼lseri ve nefes darlıÄı gibi hastalıkları olduÄunu ifade eden Aydın ĆubukƧu’nun durumu da diÄer hasta tutsakların durumundan farklı deÄil. ĆubukƧu, “YaÅadıÄım hastalıkların raporlaÅtırılmasına raÄmen sĆ¼rekli sĆ¼rgĆ¼n ediliyorum. Tedavi edilmem gerekirken maruz kaldıÄım sĆ¼rgĆ¼nler hastalıÄımı derinleÅtiriyor,” dedi.[10]
* “Kırıkkale Cezaevinde kalan hasta tutsak Yılmaz Kahraman, beynindeki tĆ¼mƶr nedeniyle Kırıkkale Tıp FakĆ¼ltesi tarafından ‘acilen ameliyat edilmesi gerekiyor’ kararına raÄmen 6 aydır ameliyat edilmiyor.”[11]
Evet, KaƧ/ak Saray’ın cezaevlerinde gƶrevli kapıkulları, hasta tutsakların tedavisini engelliyor, savsaklıyor, sĆ¼rgĆ¼n ediyor, keyfĆ® uygulamalar dayatıyor, ƶlĆ¼mcĆ¼l hasta olanların tahliyesini erteliyor... bƶylelikle de yasal olarak kaldırılan ƶlĆ¼m cezasını fiilen uyguluyorlar. Nitekim, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin hazırladıÄı “Cezaevi Raporu”, AKP iktidarında 3 bin 77 tutuklu ve hĆ¼kĆ¼mlĆ¼nĆ¼n hapishanelerde yaÅamını yitirdiÄini, yani her 38 saatte bir mahkĆ»mun cezaevinde ƶldĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ ortaya koyuyor. Raporda, bu sĆ¼re iƧinde 2 bin 501 hasta mahkĆ»mun yaÅamını yitirdiÄi, 511 mahkĆ»mun ise intihar ettiÄi bildirilirken, Åu kayıt dĆ¼ÅĆ¼lmekte: “TĆ¼rkiye’de hapishaneler insanları yavaÅ yavaÅ Ć¶ldĆ¼ren Åartlarla donatılmıŠve bu amaƧla inÅa edilmiÅtir. AKP iktidarında toplam 3 bin 77 tutuklu ve hĆ¼kĆ¼mlĆ¼ hapishanelerde yaÅamını yitirmiÅtir. 1 Ocak 2009 ile 29 Haziran 2015 tarihleri arasında hayatını kaybedenlerden dokuzu 18 yaÅından kĆ¼Ć§Ć¼k mahkĆ»mlardır.”[12]
Ama sorun hasta tutsaklardan ibaret deÄil. Tutsaklar, aynı ƶlĆ§Ć¼de keyfĆ® yasak ve kısıtlamalarla karÅı karÅıya. Alın, misal kitap-dergi yasakları: Amasya F Tipi’nde mahkĆ»mlara mizah dergisi Penguen verilmiyor. Neden mi? “O dergi devlet bĆ¼yĆ¼klerinin aÄzını, burnunu yamulttuÄu iƧin”![13] Yalnızca Penguen deÄil; Leman ve Uykusuz gibi mizah dergileri “sakıncalı” oldukları gerekƧesiyle Kandıra 1 no.lu F Tipi’ne, Kaos-GL “mĆ¼stehcen” olduÄu,[14] YĆ¼rĆ¼yĆ¼Å Dergisi “ƶrgĆ¼t propagandası yaptıÄı” ve “ƶrgĆ¼t Ć¼yelerini ƶvdĆ¼ÄĆ¼” gerekƧesiyle Bafra T Tipi’ne sokulmuyor. Maltepe 3 no.’lu L Tipi cezaevi ise, “demokratik dĆ¼zeni yıkmaya ƧalıÅan bir gazete” olduÄu gerekƧesiyle ĆzgĆ¼r Gndem’i kabul etmiyor.[15]
IV. Murat yasakları kitap-dergiyle sınırlı olsa, neyse ne; cezaevi yƶnetimlerinin ideolojik saplantıları kimsenin meƧhulĆ¼ deÄil. Ama ƶrneÄin “kapÅon yasaÄı”na ne buyrulur? YanlıŠokumadınız: “KapÅon yasaÄı”! Bafra T Tipi’nden Veli AÄbaba’ya yazan RaÅit Dƶrtyol, “Adımıza gelen, ailelerimizin gƶnderdiÄi kıÅlık montlar, ‘kapÅonu var’ denilerek verilmiyor,” diyor. GerekƧe mi? Åƶyle: “EÅya yƶnetmeliÄinde mont var ama kapÅonlu mont yer almıyor. KapÅonlu mont, hĆ¼kĆ¼mlĆ¼ ve tutukluların yĆ¼zĆ¼nĆ¼n tanınmasına engel olabileceÄi ve gĆ¼venlik aƧısından uygun deÄildir”!
Ve “beyaz kaÄıt” yasaÄı. Aynı mektuptan:
“DiÄer bir keyfiyet ƶrneÄi de, beyaz ya da renkli kaÄıtlarda uygulanmaktadır. DıÅarıdan posta ile gƶnderilen kĆ¢Äıtlar (kırtasiyeden alınmıŠambalajındaki kaÄıtlar), ‘gƶrĆ¼nmez mĆ¼rekkeple yazı yazılmıŠolabilir’ denilip verilmiyor. Ä°dare beyaz ya da renkli kaÄıtlara el koyuyor. Cezaevi yƶnetimi bu kĆ¢Äıtları inceleyip vereceÄi hĆ¢lde keyfi davranıyor. DilekƧe, mektup yazıp, karikatĆ¼r Ƨizmemiz iƧin kaÄıt verilmemesi, ‘dĆ¼ÅĆ¼nmeyin, yazmayın’ demektir.”[16]
Bunlar, yasaklar. Bir de cezaevi yƶnetimlerinin tutsaklara dayattıÄı “zorunlu uygulamalar” var. ĆrneÄin, Kırıkkale F Tipi’nde TV’lerde IÅÄ°D ve Hizbullah propagandası yapan kanalların sabitlenmesi... Kaloriferleri yakmamak... Sıcak su saatlerinin azaltılması...[17] KoÄuÅların kƶpek eÅliÄinde aranması... Cezaevi yƶnetimiyle gƶrĆ¼Åme talebinin, “mahkĆ»mlar ancak askerĆ® nizamda dururlarsa gƶrĆ¼ÅĆ¼rĆ¼z” Åartı koÅulması...[18]
Yasak ve keyfĆ® uygulamalar, doÄal olarak ziyaretƧilere de sirayet ettiriliyor. Tutuklu olan babasını ziyarete gittiÄi EskiÅehir H Tipi’nde 7 Haziran’dan bu yana her seferinde “Ƨıplak arama”ya[19] maruz bırakıldıÄını bildiren Dilen Ä°vrendi, ekliyor: “Arama sırasında kapılar bilerek aƧılıyor. O anki durumumuzu askerler ve erkek ziyaretƧiler gƶrĆ¼yor. Gardiyanlar bunu kasten yapıyor ve askerlerin, erkek ziyaretƧilerinin ƶnĆ¼nde onurumuzu kırıyorlar. Bu Åekilde bedenimizi teÅhir ediyorlar (...) Ćıplak arama nedeniyle birƧok kadın da benim gibi maÄdur oldu. Bu nedenle psikolojim bozuldu. Her seferinde aynı uygulamayla karÅılaÅınca moralimiz bozuluyor. Bir an ƶnce bu keyfi uygulamanın son bulmasını ve onurlu bir insan gibi gƶrĆ¼Åmelerimizi yapmak istiyoruz.”[20]
ZiyaretƧilere dek uzanan Marquis de Sade’a rahmet okutturacak uygulamalardan bebekler dahi kaƧınamıyor: Kocaeli1 No.’lu F Tipi’nde, annesinin ziyarete getirdiÄi 6 aylık bebeÄin, -ƶyle anlaÅılıyor ki sırf adı Mahir Berkin olduÄu iƧin!- bezine kadar soyulup x-ray cihazından geƧirildiÄi haberi yer aldı basında![21]
Ve Ƨocuklar...
Adalet BakanlıÄı aƧıklamasına gƶre Åu anda (Kasım 2015 itibariyle) tutuklu ya da hĆ¼kĆ¼mlĆ¼ Ƨocuk sayısı 2157.[22] Cezaevinin en gĆ¼Ć§sĆ¼z, en savunmasız ve dolayısıyla da en “alttaki” tutsakları. Pozantı’da olup bitenlerden hiƧ sƶz aƧmayacaÄım; burada olan herkes olaylardan haberdar. Peki, Pozantı bitti mi? Tabii ki hayır: 2015’in Nisan ayında AliaÄa Åakran Cezaevi’nde yaÅları 18’in altında 3 ƧocuÄun hamile oldukları gerekƧesiyle tek kiÅilik hĆ¼crelerde tutulduÄu ve gerekli saÄlık yardımını alamadıkları ortaya Ƨıkmadı mı?[23] “Pozantı’dan sonra bile bir sĆ¼rĆ¼ cinsel istismar vakası oldu. Adana Ceyhan’da, Van’da, MuÄla’da oldu,”[24] diyor, Ćocuk Cezaevleri Kapatılsın Ä°nisiyatifinden avukat Hasan ErdoÄan![25]
Yalnız cinsel saldırılar deÄil: 15 yaÅındaki Onur Ćnal, Maltepe Ćocuk ve GenƧlik Kapalı Cezaevi’nde kafası duvarlara Ƨarpılarak beyin kanaması geƧirip yaÅamını yitirmedi mi?[26]
Onur Ćnal, ne yazık ki cezaevlerinde yaÅamını yitiren tek Ƨocuk deÄil: Trabzon’da BahƧecik E Tipi Kapalı Ceza ve Ä°nfaz Kurumunda tutuklu olan 15 yaÅındaki E.N’nin kendini koÄuÅ kapısına asarak intihar etmesi ile birlikte, 2009-2015 arasında cezaevlerinde ƶlen Ƨocuk sayısı, 10’u buldu. Ä°ktidarın bu soruna karÅı dĆ¼ÅĆ¼nebildiÄi tek ƶnlem ise, Ƨok bildik: Yeni Ƨocuk cezaevleri aƧmak...[27]
* * *
Bunlar yalnızca dƶrt duvar arasından dıÅarıya yansıyabilenler... Ve “iƧeride” yaÅanıp da dıÅarının haberdar olmadıkları var... Avukatı olmayan, ziyaretƧisi kıt, yoksul adlĆ®lerin yaÅadıkları...
Ne yazık ki insanın canını acıtan, ruhunu ezen bir Ƨok olay karÅısında olduÄu gibi, cezaevleri gerƧekliÄi karÅısında da “yĆ¼reklerin kulakları saÄır.” Bir avuƧ duyarlı insanın, tutsak yakınlarının ve insanlıÄını, vicdanını satılıÄa ƧıkarmamıŠaz sayıda avukatın dıÅında, TĆ¼rkiye toplumunun bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼, cezaevlerinde olan biten karÅısında “gƶrmedim, duymadım, konuÅmuyorum” tavrında.
Oysa cezaevleri hiƧbirimizin “uzaÄında” deÄil. TĆ¼rkiye Ä°statistik Kurumu’na gƶre 31 Aralık 2014 itibariyle cezaevi nĆ¼fusu 158 590’ı buldu. Bu sayı, 2013’Ć¼n aynı tarihine gƶre yĆ¼zde 10.1 artıÅa iÅaret etmekteydi. 31 Aralık itibarıyla TĆ¼rkiye’de 100 bin kiÅi baÅına dĆ¼Åen ceza infaz kurumundaki kiÅi sayısı 2010’da 163 olurken, bu sayı yıllar itibarıyla sĆ¼rekli artarak 2014’te 204’e ulaÅtı.[28]
Yıl baÅına yĆ¼zde 10’luk bir artıÅ... Birbiri ardına aƧılan yeni cezaevleri... AKP iktidarı otoritaryanizmden totalitaryanizme doÄru yƶnelirken, artan koÄuÅturmalar, tutuklamalar, mahkĆ»miyetler... YaygınlaÅan, derinleÅen yoksulluk...
Bir baÅka deyiÅle, bu Ć¼lkede hemen kimse “ben asla iƧeri dĆ¼Åmem” deme lĆ¼ksĆ¼ne sahip deÄildir. Cezaevi bu Ć¼lkede yaÅayan neredeyse herkese, ama tabii ƶncelikle yoksullara, KĆ¼rtlere, AlevĆ®lere, hakkını arayan emekƧilere, muhaliflere, sosyalistlere bir kaƧ adım mesafede... Kendileri ya da yakınları, sevdikleri, dostları, ƧalıÅma arkadaÅları iƧin...
Bu nedenle bu Ć¼lke insanlarının cezaevlerinin durumu konusunda baÅını kuma gƶmmesi, aslında kendi kuyusunu kazmak, sırası geldiÄinde canı sıkılan infaz memuru ya da asker tarafından darp edilmeye, keyfĆ® baskılara, yasaklara, tecride, tacize, tecavĆ¼ze, ƶlĆ¼mcĆ¼l kertede saÄlıksız koÅullara maruz kalmaya razı olmak anlamına gelmektedir.
Cezaevleri konusunda toplumsal duyarlılık yaratma, kamuoyunun bu konuya eÄilmesini saÄlama Ƨabası, bu nedenledir ki, Ƨok ƶnemlidir. Cezaevleri sorununun yalnızca “gƶzĆ¼mĆ¼den ve gƶnlĆ¼mĆ¼zden ırak olan onlar”a yƶnelik bir “hamiyetperverlik”, ya da yalnızca ocaÄına ateÅ dĆ¼ÅmĆ¼Å olanları, tutsak ailelerini ve yakınlarını ilgilendiren bir uÄraÅ, ya da yalnızca siyasi tutsaklarla ilgili bir konu deÄil, bu Ć¼lkenin ayrıcalıÄa sahip olmayan tĆ¼m yurttaÅlarını ilgilendiren bir sorun olduÄunun kamuoyuna anlatılması, cezaevlerinin kamuoyunun gĆ¼ndemine oturmasını saÄlamak, cezaevlerinin baÄımsız kuruluÅların denetimine aƧılması konusunda uÄraÅ vermek; bu bakımdan, toplumsal muhalefetin bĆ¼tĆ¼nĆ¼nĆ¼n gĆ¼ndeme alması gereken, gerƧekten Ƨok ƶnemli bir konu.
Ćok ƶnemli, Ć§Ć¼nkĆ¼ “majestelerinin” keyfine bırakıldıÄında, iktidarın gĆ¼ndeminde bu hususta, yeni cezaevleri aƧmaktan, ya da cezaevlerine durmadan imam atamaktan baÅka herhangi bir dĆ¼zeltim niyeti olmadıÄı, Pozantı cezaevindeki tecavĆ¼z ve Åiddet olaylarını haberleÅtiren gazeteci Zeynep KuriÅ tutuklanıp cezaevine konulurken, cezaevi sorumluları hakkında hiƧbir cezaĆ® iÅlem uygulanmayıÅından bellidir.
Cezaevlerindeki hak gaspları, suistimaller, taciz ve tecavĆ¼zler ƶzenle ƶrtbas edilirken bunları dile getiren tutsakların ƧeÅitli cezalara Ƨarptırılmasından, haberleÅmelerinin engellenmesinden bellidir.
Ve eÄer kamuoyu mĆ¼dahil olmazsa iÅlerin hangi boyuta varabileceÄi, “sahipsiz” sayılan tutsakların cezaevlerinde ƶldĆ¼rĆ¼lĆ¼p iƧ organlarının Ƨalınarak pazarlanmaya baÅlanmasından bellidir![29]
17 Ocak 2016 19:49:24, Ankara.
N O T L A R
[1] ĆaÄdaÅ HukukƧular DerneÄi’nin 23-24 Ocak 2016 tarihlerinde Ä°stanbul’da dĆ¼zenlediÄi Cezaevleri Sempozyumu’nun “Hapishane DireniÅleri ve Toplumsal Muhalefet” baÅlıklı oturumuna sunulan tebliÄi… KaldıraƧ, No:175, Åubat 2016…
[2] Nevzat Ćelik.
[3] Bkz: IÅıl ĆzgentĆ¼rk, “Sƶz SoÄumaya Devam Ediyor HĆ¢lĆ¢”, Cumhuriyet, 10 Ocak 2016, s.17.
[4] “Cezaevinde Ä°ki Ayda 30 Kilo Verdi”, GĆ¼ndem, 27 Mart 2015, s.5.
[5] “Cezaevinde YĆ¼z Felci GeƧirdi Tedavisine Ä°zin Verilmiyor”, Evrensel, 15 Aralık 2015, s.4.
[6] “ATK Tutsaklara DĆ¼Åmanca YaklaÅıyor”, GĆ¼ndem, 29 Mayıs 2015, s.7.
[7] Ceren Ćıplak, “Sen misin Gazeteye Cezaevi YasaÄı Yazan”, Cumhuriyet, 2 AÄustos 2015, s.3.
[8] “Cezaevinde Ćift KelepƧe Dayatması”, Evrensel, 15 EylĆ¼l 2015, s.3.
[9] “Diriye de Mezara da Hastaya da ZulĆ¼m”, GĆ¼ndem, 24 Ekim 2015, s.5.
[10] “Tedavi Kılıfıyla SĆ¼rgĆ¼n”, GĆ¼ndem, 4 Aralık 2015, s.5.
[11] “Hasta Tutsak 6 Aydır Ameliyat Edilmiyor”, GĆ¼ndem, 8 AÄustos 2015, s.5.
[12] MeriƧ Tafolar, “2015’te En Ćok ĆlĆ¼m Sincan ve Samsun’da”, Milliyet, 25 AÄustos 2015, s.22.
[13] Ceren Ćıplak, “Amasya’da P Tipi Yasak”, Cumhuriyet, 10 Kasım 2015, s.19.
[14] Damla Yur, “Kƶpek Gibi YaÅıyorum”, Cumhuriyet, 2 EylĆ¼l 2015, s.3.
[15] “Bir SansĆ¼r de Cezaevinden”, GĆ¼ndem, 8 AÄustos2015, s.5.
[16] MeriƧ Tafolar, “Cezaevinde BoÅ KaÄıt ve ‘KapÅon’lu Mont YasaÄı!”, Milliyet, 23 Kasım 2015, s.18.
[17] Kırıkkale Cezaevi’nde IÅÄ°D Propagandası”, BirgĆ¼n, 9 Kasım 2015, s.6.
[18] Bu son iki ƶrnek, NiÄde cezaevinden… Bkz: “Cezaevinde Darp ve SĆ¼rgĆ¼n”, GĆ¼ndem, 28 Kasım 2015, s.5.
[19] “Ćıplak arama tutuklu ve hĆ¼kĆ¼mlĆ¼lere, ƶzellikle de kadın ve trans tutsaklara sıkƧa yapılan bir uygulama. 1.5 ay tutukluluÄun ardından tahliye edilen JÄ°NHA muhabiri Vildan Atmaca, Ƨıplak aramaya karÅı Ƨıkınca tacize uÄradıÄını anlatıyor, ƶrneÄin. (“Ćıplak Åekilde Aranmak Ä°stendim”, Cumhuriyet, 3 Ocak 2016, s.12.) Ve trans tutsakların cezaevlerindeki durumunu anlatan ‘VoltaƧark’ baÅlıklı kitabın yazarı Amed’li LGBTÄ° aktivisti Rosida Koyuncu, anlatıyor: “Trans kadınlar tekli hĆ¼crede tutuluyor, erkek cezaevlerine gƶnderiliyor, saƧları zorla kestiriliyor. Ćıplak arama adı altında bedenleriyle dalga geƧiliyor, aÅaÄılanıyorlar, gardiyanlar ve mahkĆ»mların tacizine, tecavĆ¼zĆ¼ne uÄruyorlar. Ayrıca eÅcinsel erkekler zorla psikiyatriye gƶtĆ¼rĆ¼lĆ¼yor veya anal iliÅki yaÅayıp yaÅamadıklarının kontrolĆ¼ iƧin makatları parmaklanıyor.” (Zeynep Kuray, “Cezaevinde ‘Katmerli Ayrımcılık’…”, BirgĆ¼n, 26 Haziran 2015, s.2.)
[20] “Onurumuzu Kırmak Ä°stiyorlar”, GĆ¼ndem, 8 Ekim 2015, s.5.
[21] MeriƧ Tafolar, “6 Aylık ĆocuÄu X-Rayden GeƧirip Ćıplak Aradılar”, Milliyet, 28 Aralık 2015, s.20.
[22] Alican UludaÄ, “510 Ćocuk Annesiyle Zorunlu Hapiste”, Cumhuriyet, 23 Mayıs 2015, s.14.
[23] “Åakran’da Yine Ä°Åkence Ä°ddiası”, Cumhuriyet, 28 Nisan 2015, s.10.
[24] “BaÅbakanlık Ä°nsan Hakları Kurumu (Ä°HAK), MuÄla E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu dƶrt ƧocuÄa tecavĆ¼z edildiÄini ve iÅkence yapıldıÄını aƧıkladı. Ä°HAK, cezaevinde yaptıÄı araÅtırma ve incelemesini raporlaÅtırdı. Raporda, cezaevinde Ƨocuk tutuklulara insanlık dıÅı uygulamalar yapıldıÄı belirtilirken, yaÅƧa bĆ¼yĆ¼k olan bir ƧocuÄa ise “cinsel saldırı” suƧundan beÅ gĆ¼nlĆ¼k disiplin cezası verildiÄi ifade edildi.” (“MuÄla Cezaevi’nde Pozantı Manzaraları”, GĆ¼ndem, 16 Aralık 2015, s.10.)
[25] ZĆ¼leyha Karaer, “Ćocuklar Ćzerinden Korku Yayıyorlar”, Evrensel, 8 Haziran 2015, s.3.
[26] Hilal Kƶse, “Onur’u ĆlĆ¼rken Tahliye EtmiÅler”, Cumhuriyet, 18 Mayıs 2015, s.12.
[27] “Adalet BakanlıÄı 5 yeni Ƨocuk cezaevi aƧacak. 2016 yılında Diyarbakır, Hatay ve Tarsus’ta, 2018’de de Kayseri ve TekirdaĒın Ćorlu ilƧesinde toplam 1440 kapasiteli yeni Ƨocuk cezaevi aƧılması planı, insan hakları ve Ƨocuk hakları savunuculuÄu yapan hak ƶrgĆ¼tleri tarafından ‘endiÅe verici’ bulunuyor.” (Sevda Karaca, “Ćocukları Cezaevine MahkĆ»m Etmek SuƧtur!”, Evrensel, 19 Kasım 2015, s.2.)
[28] “Cezaevleri Doluluk Oranı YĆ¼zde 10 Arttı”, Milliyet, 8 Aralık 2015, s.16.
[29] “Adana’da 2015 yılı eylĆ¼l ayında tutuklanan XĆŖr ÅĆŖx Musa bir ay cezaevinde kaldıktan sonra Ä°zmir’e sĆ¼rgĆ¼n edildi. Ailesi, tutuklanan oÄullarına ulaÅmak Ä°zmir’e kadar gitti, ancak cezaevi yetkilileri ailenin Ƨocukları ile gƶrĆ¼Åmesine izin vermedi. 4 Ocak 2016’da ise cezaevi yetkilileri aileye Ƨocuklarının cezaevinde ƶldĆ¼ÄĆ¼ haberini verdi. Mihemed’in cenazesi DirbĆŖsiyĆŖ sınır kapısından geƧirilerek Rojava’ya getirildi ve ailesine teslim edildi.
Mihemed’in ailesi Ƨocuklarının bedenine ait birƧok iƧ organının ƧıkarılmıŠolduÄunu fark ettiklerini, vĆ¼cudunda karnın altından boÄazına kadar dikiÅ yerleri olduÄunu gƶrdĆ¼klerini sƶyledi. Mihemed XĆŖr MĆ»sa’nın babası, “OÄlumun cenazesini aldıktan sonra kontrol ettik. TĆ¼rk devletinin ƧocuÄumuzun iƧ organlarını ƧaldıÄını gƶrdĆ¼k. Bu organların ne zaman alınıp kimlere satıldıÄını, Mihemed’i ne zaman ve neden katlettiklerini de bilmiyoruz” dedi. Baba MĆ»sa, uluslararası kuruluÅlara, ƶrgĆ¼tlere ƧaÄrıda bulunarak TĆ¼rkiye’de tutuklu olanların durumuna ve cezaevlerindeki hak ihlĆ¢llerine iliÅkin gƶzlemlerde bulunmalarını istedi. Baba MĆ»sa, ‘Cezaevlerinde akıbetleri oÄlum Mihemed gibi olacak birƧok genƧ ve gƶƧmen var,’ dedi.” (“T.C Hırsızlıkta ĆıÄır AƧtı: TutsaÄın İƧ Organlarını Ćaldı!”, 7 Ocak 2016… http://direnisteyiz2.org/t-c-hirsizlikta-cigir-acti-tutsagin-ic-organlarini-caldi/)
Yorum Ekle