“vurula kırıla Ƨocuklar itile kakıla Ƨocuklar ƶfke iƧinde hasret iƧinde sabır iƧinde aÄrı iƧinde aÄrı umut iƧinde ƶlümlerin v...
itile kakıla Ƨocuklar
ƶfke iƧinde hasret iƧinde
sabır iƧinde aÄrı iƧinde
aÄrı umut iƧinde
ƶlümlerin ve hapishanelerin raÄmına
ƧiƧek gibi
büyüyor Ƨocuklar…
bizim Ƨocuklarımız.”[2]
Sƶzlerime izninizle bir anıyla baÅlamak istiyorum.
Temel (Demirer)’le bir iÅ iƧin Bilecik’e düÅmüÅtü yolumuz. Temel burada yıllar ƶnce yattıÄı Bilecik cezaevini gƶrmek istedi.
Kent, deÄiÅmiÅ. Araya sora cezaevinin yerini bulduk. Ama sadece yerini. Cezaevi uzun süre ƶnce yıkılmıÅ; yerine, geƧmiÅ zaman, anımsadıÄım kadarıyla otel yapılıyordu.
Yıkıntılar arasında dolaÅmaya baÅladık: “Åurası benim yattıÄım koÄuÅ, burası malta, Åura nizamiye...”
Bir süre sonra Temel’i dinleyemez oldum. Bir koku... Tanıdık bir koku... Evet, koÄuÅ yıkıntısından yoÄun, tanıŠbir koku yükseliyor: İnsan kokusu. İki-üç yıl ƶnce yıkılmıŠkoÄuÅlar hĆ¢lĆ¢ buram buram insan kokuyor...
Yan yana, et ete olmak... Birbiriyle dertleÅmek, birlikte türkü sƶylemek, hastalanan koÄuÅ arkadaÅı iƧin birlikte dƶvmek kapıyı... YemeÄi birlikte piÅirip ortak karavanaya birlikte kaÅık sallamak. KoÄuÅun Ƨay ustasının elinden demli Ƨayları yudumlarken ülke hĆ¢li konusunda sƶyleÅmek... Birlikte insan kokmak...
2000 yılındaki, yeryüzündeki istihzaların en acısıyla “Hayata DƶnüŔ adıyla kayda geƧen operasyonla siyasĆ® tutsakların elinden alınan, tam da buydu... Onları ortak yaÅamın insanı ayakta tutan desteÄinden kopartarak yalnızlaÅtırmak, 7/24’lük bir gƶzetim alrında olduklarını bir an iƧin akıllarından Ƨıkarmamalarını saÄlamak, direnƧlerini kırarak ruhlarını, beyinlerini teslim almak... Foucault’nun deyimiyle “disipline etmek”... İtaati saÄlamak.
“İƧerideki” dostlarımızın, yoldaÅlarımızın F-tipleri tarafından teslim alınamadıklarını da biliyoruz. Onlar soÄuk, gayrıÅahsĆ®, yalnızlaÅtırıcı, direnƧsizleÅtirici “disiplin”e teslim olmamayı baÅardılar... Kitap oluyor, resim oluyor, mektup oluyor, direniÅ oluyor, aƧlık grevi oluyor, akıyorlar dıÅarı. YaÅama tutunmakla kalmıyor, onu deÄiÅtirme, dƶnüÅtürme mücadelesine de omuz veriyorlar, olanca güçleriyle.
Bu durumda iktidara, baskıyı arttırmak düÅüyor. Daha fazla, daha fazla arttırmak. F Tipi’nin soÄuk tecridine, baÅka fiziksel ve psikolojik baskıları ekleyerek katmerlendirmek...
Sonda sƶylenmesi gerekeni baÅta sƶyleyerek baÅlayayım sƶze: Adı resmen konulmamıŠsavaÅ koÅulları ülke Ƨapında aÄırlaÅtıkƧa, cezaevlerindeki durum, ƶzellikle siyasi tutsakların maruz kaldıÄı uygulamalar vahimleÅiyor.
Gƶzünü “en tepedeki”nin dudaklarının arasından dƶkülecek sƶzlere, gƶzlerindeki manalara dikmiÅ kapıkulları, yukarıdan gelen “vurun, kırın, acımayın, arkanızdayız!” iÅmarlarını aldıkƧa züccaciyeci dükkĆ¢nına girmiÅ filler gibi yakıyor, yıkıyor, eziyorlar.
Sokaklar, basın, sosyal medya, üniversiteler, hatta evlerimizin iƧi her biri “küçük daÄları ben yarattım” havasındaki “emir kulları”nın tasallutundan muaf deÄilse:
Sokaklara yansıyan en küçük protesto, saƧlarından sürüklene sürüklene, karga tulumba “merkeze” Ƨekiliyorsa;
Haberciler yaptıkları haberden dolayı “PKK destekƧisi, paralelci, casus” yaygaralarıyla iƧeri atılıyorsa;
Sosyal medyada iktidara yƶnelik en küçük eleÅtiri “sanal alem kontraları”nın küfür, hakaret ve tehditleriyle bastırılmaya ƧalıÅılıyorsa;
Hükümetin Kürtlere karÅı yürüttüÄü savaÅı eleÅtiren ƶÄretim elemanlarına “adınızı okulunuzdaki ülkücü ƶÄrencilere bildirdik” sopası gƶsteriliyorsa;
Kürdistan’ın yasaklı sokaklarında “kim kurÅunlanmadan, ƶldürülmeden karÅıdaki arsaya kadar koÅabilecek” en gƶzde Ƨocuk oyunu hĆ¢line gelmiÅse...[3]
Bu ülkede iÅlerin iyi gitmediÄini, iktidarın yanlıŠyaptıÄını sƶyleyen her kadın ve erkek Åu ya da bu biƧimde tehdit altında ise eÄer...
Siz varın, devletin eline düÅmüŠbir “rehin” olarak gƶrülen siyasal tutsakların hĆ¢lini düÅünün!
İktidarın ƶnünde el baÄlayıp hizaya dizilen “küçük insanlar”ın, “vatan haini/bƶlücü/ yıkıcı/terƶrist” olarak gƶrdükleri, uhdelerindeki savunmasız insanlara karÅı, üst katlardan gelen icazetle “yetki”lerinin sınırlarını nasıl zorladıklarını varın siz tahayyül edin.
Nitekim, “iƧeriden” gelen haberler, baÅta saÄlık olmak üzere, cezaevlerinin koÅullarında genel bir bozulmaya, keyfĆ® uygulamalarda artıÅa iÅaret ediyor. Buyrun birkaƧ ƶrnek:
* Türkiye’de hak ihlĆ¢llerinin yaÅandıÄı cezaevlerinde aÄır saÄlık sorunları yaÅayan hasta tutsaklardan biri de Mehmet Ćztekin. Hepatit B hastası olmasına raÄmen Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde aÄır tecrit koÅulları altında tutulan Ćztekin, günden güne eriyor. Tedavisi iƧin baÅka bir cezaevine nakli istenen Ćztekin’in, talebinin kabul edilmemesi hayati risk oluÅtururken, Ćztekin son 2 ayda 30 kilo verdi. 85 kilodan 55 kiloya düÅen Ćztekin, sürekli kusma, vücudunda morarma, ÅiÅme, gece uyuyamama, yemek yiyememe gibi saÄlık sorunları yaÅıyor.[4]
* Antalya DƶÅeme altı L Tipi Kapalı Cezaevinde 4 aydır tecrit altında tutulan GenƧ-Sen Ćyesi Hüseyin Yıldırım’da yüz felci baÅladıÄı bildirildi. Antalya Kƶrfez gazetesinde Müzeyyen Yüce’nin haberine gƶre, Hüseyin Yıldırım’ın tedavisine idare tarafından izin verilmiyor. Hastanede kelepƧeli muayene edildikten sonra ilaƧlarının 5 gün sonra temin edildiÄini belirten Avukat Hakan Evcin, Yıldırım’ın yatarak muayene olması iƧin baÅvurdukları Adalet BakanlıÄının, ‘Hayati tehlikesi olmadıÄını’ gerekƧe gƶstererek onay vermediÄini sƶyledi.[5]
* Osmaniye T-2 Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve uzun süredir psikolojik tedavi gƶren Ćzgür Azad İnce adlı PKK’li tutsak, kulak Ƨınlaması ve baÅ dƶnmesi nedeniyle sevk edildiÄi MaraÅ Devlet Hastanesi’nde kelepƧeli tedaviyi kabul etmediÄi iƧin tedavi edilmeden cezaevine geri gƶtürüldü.
Baba Cemil İnce, yaptıkları telefon gƶrüÅmesinde oÄlunun yaÅadıklarını kendisine anlattıÄını belirterek, “OÄlum, pazar günü telefonla arayarak MaraÅ Devlet Hastanesi’ne gƶtürüldüÄünü ve elleri kelepƧeli vaziyette tedavi edilmeye ƧalıÅıldıÄını sƶyledi. Kendisine uygulanan bu zulmü kabul etmediÄini ve bu yüzden tedavi edilmeden tekrar cezaevine gƶtürüldüÄünü anlattı.[6]
* Silivri 2 No’lu L Tipi Hapishanesi’nden milletvekili Veli AÄbaba’ya yazan Berk Ercan, mektubunda Åu ifadelere yer veriyor: “12 Eylülcülerin ‘Asmayıp da besleyecek miyiz’ fetvaları anlaÅılan hĆ¢lĆ¢ birilerinin kulaklarında Ƨınlıyor... ĆeÅitli rahatsızlıklarımız üzerine revire Ƨıkmak iƧin defalarca dilekƧe verdik. Ama hiƧbirine karÅılık alamadık. İdare, doktor yüzünü gƶrebilmemiz iƧin ƶlmemizi bekliyor. Gardiyanlara neden revire ƧıkarılmadıÄımızı sorduÄumuzda ise ‘Burada bin beÅ yüz kiÅi kalıyor’ cevabını alıyoruz.” Yeterli sayıda personel ve doktor bulunmadıÄını belirten Ercan, “Zaten havalandırması olmayan hücrelerde kalıyoruz, üzerine bir de bƶylesi konularda sorun yaÅarsak buradan tabutlarımız Ƨıkar” diyor.[7]
* PKK’li tutuklu Turgut Koyuncu’nun, Tutuklu Aileler ile YardımlaÅma DerneÄi (TAYD-DER) İzmir Åubesine yolladıÄı mektupta, Åunlar aktarılıyor: “YaklaÅık bir buƧuk aydır hastaneye giden arkadaÅlarımıza Ƨift kelepƧe uygulaması dayatılmaktadır. Daha ƶnceleri doktor muayenesine giderken tek kelepƧe takılıyordu. Ancak bƶlük komutanının emriyle bir buƧuk aydır rencide edilecek Åekilde Ƨift kelepƧe uygulaması dayatılıyor. Bu uygulamayı kabul etmediÄimiz iƧin bize, ‘Ya Ƨift kelepƧe uygulamasını kabul eder tedavi olursunuz ya da hastalıÄınızın sonucuna katlanırsınız’ deniliyor. AÄır hasta arkadaÅlarımızın birƧoÄunun tedavisi bu Åekilde bilinƧli olarak engelleniyor.”[8]
* Türkiye’de devreye sokulan savaÅ politikalarıyla beraber hasta tutsaklar üzerindeki baskılar da arttı. BirƧoÄu ƶlüm sınırında olan hasta tutsakların ƧoÄu tedavi adı altında ya daha kƶtü hapishanelere sevk ediliyorlar ya da tedavileri erteleniyor. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve “Yüzde 96 engelli” raporu bulunan hasta tutsak Celal Åeker’in (30) durumu günden güne kƶtüye gidiyor. “Ćrgüt üyesi” olduÄu iddiasıyla hakkında aƧılan dava sonucu tutuklanan ve “Tek baÅına yaÅayamaz” raporuna raÄmen cezaevinde tutulan aÄır diyaliz hastası Åeker, kalp yetmezliÄi, damar tıkanıklıÄı, fıtık, yüksek tansiyon ve akciÄerinde kitle gibi birƧok hastalıÄın yanı sıra gƶrme sorunu yaÅıyor. Tüm bu raporlara raÄmen İstanbul Adli Tıp Kurumu ise skandal bir karara imza atarak Åeker iƧin “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.[9]
* 13 Kasım’da haber takibi yaparken tutuklanarak Van M Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulan DİHA Muhabiri İdris Yılmaz’ın haberine gƶre, 1995 yılında tutuklanan Ahmet DoÄan (49), cezaevi koÅulları nedeniyle kalp hastalıÄı, yüksek tansiyon, idrar yolları enfeksiyonu ve bel fıtıÄı hastalıkları gibi birƧok hastalıÄa yakalanmıÅ. YaÅadıkları hastalıkların tedavisi iƧin Åırnak Cumhuriyet BaÅsavcılıÄı’na dilekƧe yazan DoÄan’ın baÅvurusu üzerine 10 tutsaÄın heyet raporu alnması iƧin Amed’e gƶnderilmesi kararlaÅtırıldı. Daha sonra Amed yerine Van’a “geƧici sevki” yapılan DoÄan, bu karara karÅı Ƨıktıklarını ifade etti.
Amed’e sevk edilmeleri yƶnünde ısrar etmeleri üzerine cezaevi yƶnetiminin, “Van’a gitmek istemiyorsanız hasta olmadıÄınıza yƶnelik imza verin. İmza vermeseniz de sizi zorla Van’a gƶndereceÄiz” Åeklinde tehditlere maruz kaldıklarını sƶyleyen DoÄan, “Bizi Åırnak’a dƶnmemiz Åartı ile Van’a gƶnderdiler. Burada hasta olduÄumuz ve doktor gƶzetiminde tedavi olmamızı belgeleyen heyet raporumuzu aldık. Aradan 6 aylık bir süre geƧti ancak hep oyalandık. Bu oyalamalar sırasında 7 arkadaÅımız gizli bir Åekilde sürgün edildi” dedi.
Cezaevinde bulunduÄu 30 yıl boyunca aÄırlaÅtırılmıŠcezaevi koÅullarına maruz kalan ve bu uygulamalar sonucu kronik karaciÄer, beyinde tümƶr, mide ülseri ve nefes darlıÄı gibi hastalıkları olduÄunu ifade eden Aydın ĆubukƧu’nun durumu da diÄer hasta tutsakların durumundan farklı deÄil. ĆubukƧu, “YaÅadıÄım hastalıkların raporlaÅtırılmasına raÄmen sürekli sürgün ediliyorum. Tedavi edilmem gerekirken maruz kaldıÄım sürgünler hastalıÄımı derinleÅtiriyor,” dedi.[10]
* “Kırıkkale Cezaevinde kalan hasta tutsak Yılmaz Kahraman, beynindeki tümƶr nedeniyle Kırıkkale Tıp Fakültesi tarafından ‘acilen ameliyat edilmesi gerekiyor’ kararına raÄmen 6 aydır ameliyat edilmiyor.”[11]
Evet, KaƧ/ak Saray’ın cezaevlerinde gƶrevli kapıkulları, hasta tutsakların tedavisini engelliyor, savsaklıyor, sürgün ediyor, keyfĆ® uygulamalar dayatıyor, ƶlümcül hasta olanların tahliyesini erteliyor... bƶylelikle de yasal olarak kaldırılan ƶlüm cezasını fiilen uyguluyorlar. Nitekim, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin hazırladıÄı “Cezaevi Raporu”, AKP iktidarında 3 bin 77 tutuklu ve hükümlünün hapishanelerde yaÅamını yitirdiÄini, yani her 38 saatte bir mahkĆ»mun cezaevinde ƶldüÄünü ortaya koyuyor. Raporda, bu süre iƧinde 2 bin 501 hasta mahkĆ»mun yaÅamını yitirdiÄi, 511 mahkĆ»mun ise intihar ettiÄi bildirilirken, Åu kayıt düÅülmekte: “Türkiye’de hapishaneler insanları yavaÅ yavaŠöldüren Åartlarla donatılmıŠve bu amaƧla inÅa edilmiÅtir. AKP iktidarında toplam 3 bin 77 tutuklu ve hükümlü hapishanelerde yaÅamını yitirmiÅtir. 1 Ocak 2009 ile 29 Haziran 2015 tarihleri arasında hayatını kaybedenlerden dokuzu 18 yaÅından küçük mahkĆ»mlardır.”[12]
Ama sorun hasta tutsaklardan ibaret deÄil. Tutsaklar, aynı ƶlçüde keyfĆ® yasak ve kısıtlamalarla karÅı karÅıya. Alın, misal kitap-dergi yasakları: Amasya F Tipi’nde mahkĆ»mlara mizah dergisi Penguen verilmiyor. Neden mi? “O dergi devlet büyüklerinin aÄzını, burnunu yamulttuÄu iƧin”![13] Yalnızca Penguen deÄil; Leman ve Uykusuz gibi mizah dergileri “sakıncalı” oldukları gerekƧesiyle Kandıra 1 no.lu F Tipi’ne, Kaos-GL “müstehcen” olduÄu,[14] YürüyüŠDergisi “ƶrgüt propagandası yaptıÄı” ve “ƶrgüt üyelerini ƶvdüÄü” gerekƧesiyle Bafra T Tipi’ne sokulmuyor. Maltepe 3 no.’lu L Tipi cezaevi ise, “demokratik düzeni yıkmaya ƧalıÅan bir gazete” olduÄu gerekƧesiyle Ćzgür Gndem’i kabul etmiyor.[15]
IV. Murat yasakları kitap-dergiyle sınırlı olsa, neyse ne; cezaevi yƶnetimlerinin ideolojik saplantıları kimsenin meƧhulü deÄil. Ama ƶrneÄin “kapÅon yasaÄı”na ne buyrulur? YanlıŠokumadınız: “KapÅon yasaÄı”! Bafra T Tipi’nden Veli AÄbaba’ya yazan RaÅit Dƶrtyol, “Adımıza gelen, ailelerimizin gƶnderdiÄi kıÅlık montlar, ‘kapÅonu var’ denilerek verilmiyor,” diyor. GerekƧe mi? Åƶyle: “EÅya yƶnetmeliÄinde mont var ama kapÅonlu mont yer almıyor. KapÅonlu mont, hükümlü ve tutukluların yüzünün tanınmasına engel olabileceÄi ve güvenlik aƧısından uygun deÄildir”!
Ve “beyaz kaÄıt” yasaÄı. Aynı mektuptan:
“DiÄer bir keyfiyet ƶrneÄi de, beyaz ya da renkli kaÄıtlarda uygulanmaktadır. DıÅarıdan posta ile gƶnderilen kĆ¢Äıtlar (kırtasiyeden alınmıŠambalajındaki kaÄıtlar), ‘gƶrünmez mürekkeple yazı yazılmıŠolabilir’ denilip verilmiyor. İdare beyaz ya da renkli kaÄıtlara el koyuyor. Cezaevi yƶnetimi bu kĆ¢Äıtları inceleyip vereceÄi hĆ¢lde keyfi davranıyor. DilekƧe, mektup yazıp, karikatür Ƨizmemiz iƧin kaÄıt verilmemesi, ‘düÅünmeyin, yazmayın’ demektir.”[16]
Bunlar, yasaklar. Bir de cezaevi yƶnetimlerinin tutsaklara dayattıÄı “zorunlu uygulamalar” var. ĆrneÄin, Kırıkkale F Tipi’nde TV’lerde IÅİD ve Hizbullah propagandası yapan kanalların sabitlenmesi... Kaloriferleri yakmamak... Sıcak su saatlerinin azaltılması...[17] KoÄuÅların kƶpek eÅliÄinde aranması... Cezaevi yƶnetimiyle gƶrüÅme talebinin, “mahkĆ»mlar ancak askerĆ® nizamda dururlarsa gƶrüÅürüz” Åartı koÅulması...[18]
Yasak ve keyfĆ® uygulamalar, doÄal olarak ziyaretƧilere de sirayet ettiriliyor. Tutuklu olan babasını ziyarete gittiÄi EskiÅehir H Tipi’nde 7 Haziran’dan bu yana her seferinde “Ƨıplak arama”ya[19] maruz bırakıldıÄını bildiren Dilen İvrendi, ekliyor: “Arama sırasında kapılar bilerek aƧılıyor. O anki durumumuzu askerler ve erkek ziyaretƧiler gƶrüyor. Gardiyanlar bunu kasten yapıyor ve askerlerin, erkek ziyaretƧilerinin ƶnünde onurumuzu kırıyorlar. Bu Åekilde bedenimizi teÅhir ediyorlar (...) Ćıplak arama nedeniyle birƧok kadın da benim gibi maÄdur oldu. Bu nedenle psikolojim bozuldu. Her seferinde aynı uygulamayla karÅılaÅınca moralimiz bozuluyor. Bir an ƶnce bu keyfi uygulamanın son bulmasını ve onurlu bir insan gibi gƶrüÅmelerimizi yapmak istiyoruz.”[20]
ZiyaretƧilere dek uzanan Marquis de Sade’a rahmet okutturacak uygulamalardan bebekler dahi kaƧınamıyor: Kocaeli1 No.’lu F Tipi’nde, annesinin ziyarete getirdiÄi 6 aylık bebeÄin, -ƶyle anlaÅılıyor ki sırf adı Mahir Berkin olduÄu iƧin!- bezine kadar soyulup x-ray cihazından geƧirildiÄi haberi yer aldı basında![21]
Ve Ƨocuklar...
Adalet BakanlıÄı aƧıklamasına gƶre Åu anda (Kasım 2015 itibariyle) tutuklu ya da hükümlü Ƨocuk sayısı 2157.[22] Cezaevinin en güçsüz, en savunmasız ve dolayısıyla da en “alttaki” tutsakları. Pozantı’da olup bitenlerden hiƧ sƶz aƧmayacaÄım; burada olan herkes olaylardan haberdar. Peki, Pozantı bitti mi? Tabii ki hayır: 2015’in Nisan ayında AliaÄa Åakran Cezaevi’nde yaÅları 18’in altında 3 ƧocuÄun hamile oldukları gerekƧesiyle tek kiÅilik hücrelerde tutulduÄu ve gerekli saÄlık yardımını alamadıkları ortaya Ƨıkmadı mı?[23] “Pozantı’dan sonra bile bir sürü cinsel istismar vakası oldu. Adana Ceyhan’da, Van’da, MuÄla’da oldu,”[24] diyor, Ćocuk Cezaevleri Kapatılsın İnisiyatifinden avukat Hasan ErdoÄan![25]
Yalnız cinsel saldırılar deÄil: 15 yaÅındaki Onur Ćnal, Maltepe Ćocuk ve GenƧlik Kapalı Cezaevi’nde kafası duvarlara Ƨarpılarak beyin kanaması geƧirip yaÅamını yitirmedi mi?[26]
Onur Ćnal, ne yazık ki cezaevlerinde yaÅamını yitiren tek Ƨocuk deÄil: Trabzon’da BahƧecik E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda tutuklu olan 15 yaÅındaki E.N’nin kendini koÄuÅ kapısına asarak intihar etmesi ile birlikte, 2009-2015 arasında cezaevlerinde ƶlen Ƨocuk sayısı, 10’u buldu. İktidarın bu soruna karÅı düÅünebildiÄi tek ƶnlem ise, Ƨok bildik: Yeni Ƨocuk cezaevleri aƧmak...[27]
* * *
Bunlar yalnızca dƶrt duvar arasından dıÅarıya yansıyabilenler... Ve “iƧeride” yaÅanıp da dıÅarının haberdar olmadıkları var... Avukatı olmayan, ziyaretƧisi kıt, yoksul adlĆ®lerin yaÅadıkları...
Ne yazık ki insanın canını acıtan, ruhunu ezen bir Ƨok olay karÅısında olduÄu gibi, cezaevleri gerƧekliÄi karÅısında da “yüreklerin kulakları saÄır.” Bir avuƧ duyarlı insanın, tutsak yakınlarının ve insanlıÄını, vicdanını satılıÄa ƧıkarmamıŠaz sayıda avukatın dıÅında, Türkiye toplumunun büyük bƶlümü, cezaevlerinde olan biten karÅısında “gƶrmedim, duymadım, konuÅmuyorum” tavrında.
Oysa cezaevleri hiƧbirimizin “uzaÄında” deÄil. Türkiye İstatistik Kurumu’na gƶre 31 Aralık 2014 itibariyle cezaevi nüfusu 158 590’ı buldu. Bu sayı, 2013’ün aynı tarihine gƶre yüzde 10.1 artıÅa iÅaret etmekteydi. 31 Aralık itibarıyla Türkiye’de 100 bin kiÅi baÅına düÅen ceza infaz kurumundaki kiÅi sayısı 2010’da 163 olurken, bu sayı yıllar itibarıyla sürekli artarak 2014’te 204’e ulaÅtı.[28]
Yıl baÅına yüzde 10’luk bir artıÅ... Birbiri ardına aƧılan yeni cezaevleri... AKP iktidarı otoritaryanizmden totalitaryanizme doÄru yƶnelirken, artan koÄuÅturmalar, tutuklamalar, mahkĆ»miyetler... YaygınlaÅan, derinleÅen yoksulluk...
Bir baÅka deyiÅle, bu ülkede hemen kimse “ben asla iƧeri düÅmem” deme lüksüne sahip deÄildir. Cezaevi bu ülkede yaÅayan neredeyse herkese, ama tabii ƶncelikle yoksullara, Kürtlere, AlevĆ®lere, hakkını arayan emekƧilere, muhaliflere, sosyalistlere bir kaƧ adım mesafede... Kendileri ya da yakınları, sevdikleri, dostları, ƧalıÅma arkadaÅları iƧin...
Bu nedenle bu ülke insanlarının cezaevlerinin durumu konusunda baÅını kuma gƶmmesi, aslında kendi kuyusunu kazmak, sırası geldiÄinde canı sıkılan infaz memuru ya da asker tarafından darp edilmeye, keyfĆ® baskılara, yasaklara, tecride, tacize, tecavüze, ƶlümcül kertede saÄlıksız koÅullara maruz kalmaya razı olmak anlamına gelmektedir.
Cezaevleri konusunda toplumsal duyarlılık yaratma, kamuoyunun bu konuya eÄilmesini saÄlama Ƨabası, bu nedenledir ki, Ƨok ƶnemlidir. Cezaevleri sorununun yalnızca “gƶzümüden ve gƶnlümüzden ırak olan onlar”a yƶnelik bir “hamiyetperverlik”, ya da yalnızca ocaÄına ateÅ düÅmüŠolanları, tutsak ailelerini ve yakınlarını ilgilendiren bir uÄraÅ, ya da yalnızca siyasi tutsaklarla ilgili bir konu deÄil, bu ülkenin ayrıcalıÄa sahip olmayan tüm yurttaÅlarını ilgilendiren bir sorun olduÄunun kamuoyuna anlatılması, cezaevlerinin kamuoyunun gündemine oturmasını saÄlamak, cezaevlerinin baÄımsız kuruluÅların denetimine aƧılması konusunda uÄraÅ vermek; bu bakımdan, toplumsal muhalefetin bütününün gündeme alması gereken, gerƧekten Ƨok ƶnemli bir konu.
Ćok ƶnemli, çünkü “majestelerinin” keyfine bırakıldıÄında, iktidarın gündeminde bu hususta, yeni cezaevleri aƧmaktan, ya da cezaevlerine durmadan imam atamaktan baÅka herhangi bir düzeltim niyeti olmadıÄı, Pozantı cezaevindeki tecavüz ve Åiddet olaylarını haberleÅtiren gazeteci Zeynep KuriÅ tutuklanıp cezaevine konulurken, cezaevi sorumluları hakkında hiƧbir cezaĆ® iÅlem uygulanmayıÅından bellidir.
Cezaevlerindeki hak gaspları, suistimaller, taciz ve tecavüzler ƶzenle ƶrtbas edilirken bunları dile getiren tutsakların ƧeÅitli cezalara Ƨarptırılmasından, haberleÅmelerinin engellenmesinden bellidir.
Ve eÄer kamuoyu müdahil olmazsa iÅlerin hangi boyuta varabileceÄi, “sahipsiz” sayılan tutsakların cezaevlerinde ƶldürülüp iƧ organlarının Ƨalınarak pazarlanmaya baÅlanmasından bellidir![29]
17 Ocak 2016 19:49:24, Ankara.
N O T L A R
[1] ĆaÄdaÅ HukukƧular DerneÄi’nin 23-24 Ocak 2016 tarihlerinde İstanbul’da düzenlediÄi Cezaevleri Sempozyumu’nun “Hapishane DireniÅleri ve Toplumsal Muhalefet” baÅlıklı oturumuna sunulan tebliÄi… KaldıraƧ, No:175, Åubat 2016…
[2] Nevzat Ćelik.
[3] Bkz: IÅıl Ćzgentürk, “Sƶz SoÄumaya Devam Ediyor HĆ¢lĆ¢”, Cumhuriyet, 10 Ocak 2016, s.17.
[4] “Cezaevinde İki Ayda 30 Kilo Verdi”, Gündem, 27 Mart 2015, s.5.
[5] “Cezaevinde Yüz Felci GeƧirdi Tedavisine İzin Verilmiyor”, Evrensel, 15 Aralık 2015, s.4.
[6] “ATK Tutsaklara DüÅmanca YaklaÅıyor”, Gündem, 29 Mayıs 2015, s.7.
[7] Ceren Ćıplak, “Sen misin Gazeteye Cezaevi YasaÄı Yazan”, Cumhuriyet, 2 AÄustos 2015, s.3.
[8] “Cezaevinde Ćift KelepƧe Dayatması”, Evrensel, 15 Eylül 2015, s.3.
[9] “Diriye de Mezara da Hastaya da Zulüm”, Gündem, 24 Ekim 2015, s.5.
[10] “Tedavi Kılıfıyla Sürgün”, Gündem, 4 Aralık 2015, s.5.
[11] “Hasta Tutsak 6 Aydır Ameliyat Edilmiyor”, Gündem, 8 AÄustos 2015, s.5.
[12] MeriƧ Tafolar, “2015’te En Ćok Ćlüm Sincan ve Samsun’da”, Milliyet, 25 AÄustos 2015, s.22.
[13] Ceren Ćıplak, “Amasya’da P Tipi Yasak”, Cumhuriyet, 10 Kasım 2015, s.19.
[14] Damla Yur, “Kƶpek Gibi YaÅıyorum”, Cumhuriyet, 2 Eylül 2015, s.3.
[15] “Bir Sansür de Cezaevinden”, Gündem, 8 AÄustos2015, s.5.
[16] MeriƧ Tafolar, “Cezaevinde BoÅ KaÄıt ve ‘KapÅon’lu Mont YasaÄı!”, Milliyet, 23 Kasım 2015, s.18.
[17] Kırıkkale Cezaevi’nde IÅİD Propagandası”, Birgün, 9 Kasım 2015, s.6.
[18] Bu son iki ƶrnek, NiÄde cezaevinden… Bkz: “Cezaevinde Darp ve Sürgün”, Gündem, 28 Kasım 2015, s.5.
[19] “Ćıplak arama tutuklu ve hükümlülere, ƶzellikle de kadın ve trans tutsaklara sıkƧa yapılan bir uygulama. 1.5 ay tutukluluÄun ardından tahliye edilen JİNHA muhabiri Vildan Atmaca, Ƨıplak aramaya karÅı Ƨıkınca tacize uÄradıÄını anlatıyor, ƶrneÄin. (“Ćıplak Åekilde Aranmak İstendim”, Cumhuriyet, 3 Ocak 2016, s.12.) Ve trans tutsakların cezaevlerindeki durumunu anlatan ‘VoltaƧark’ baÅlıklı kitabın yazarı Amed’li LGBTİ aktivisti Rosida Koyuncu, anlatıyor: “Trans kadınlar tekli hücrede tutuluyor, erkek cezaevlerine gƶnderiliyor, saƧları zorla kestiriliyor. Ćıplak arama adı altında bedenleriyle dalga geƧiliyor, aÅaÄılanıyorlar, gardiyanlar ve mahkĆ»mların tacizine, tecavüzüne uÄruyorlar. Ayrıca eÅcinsel erkekler zorla psikiyatriye gƶtürülüyor veya anal iliÅki yaÅayıp yaÅamadıklarının kontrolü iƧin makatları parmaklanıyor.” (Zeynep Kuray, “Cezaevinde ‘Katmerli Ayrımcılık’…”, Birgün, 26 Haziran 2015, s.2.)
[20] “Onurumuzu Kırmak İstiyorlar”, Gündem, 8 Ekim 2015, s.5.
[21] MeriƧ Tafolar, “6 Aylık ĆocuÄu X-Rayden GeƧirip Ćıplak Aradılar”, Milliyet, 28 Aralık 2015, s.20.
[22] Alican UludaÄ, “510 Ćocuk Annesiyle Zorunlu Hapiste”, Cumhuriyet, 23 Mayıs 2015, s.14.
[23] “Åakran’da Yine İÅkence İddiası”, Cumhuriyet, 28 Nisan 2015, s.10.
[24] “BaÅbakanlık İnsan Hakları Kurumu (İHAK), MuÄla E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu dƶrt ƧocuÄa tecavüz edildiÄini ve iÅkence yapıldıÄını aƧıkladı. İHAK, cezaevinde yaptıÄı araÅtırma ve incelemesini raporlaÅtırdı. Raporda, cezaevinde Ƨocuk tutuklulara insanlık dıÅı uygulamalar yapıldıÄı belirtilirken, yaÅƧa büyük olan bir ƧocuÄa ise “cinsel saldırı” suƧundan beÅ günlük disiplin cezası verildiÄi ifade edildi.” (“MuÄla Cezaevi’nde Pozantı Manzaraları”, Gündem, 16 Aralık 2015, s.10.)
[25] Züleyha Karaer, “Ćocuklar Ćzerinden Korku Yayıyorlar”, Evrensel, 8 Haziran 2015, s.3.
[26] Hilal Kƶse, “Onur’u Ćlürken Tahliye EtmiÅler”, Cumhuriyet, 18 Mayıs 2015, s.12.
[27] “Adalet BakanlıÄı 5 yeni Ƨocuk cezaevi aƧacak. 2016 yılında Diyarbakır, Hatay ve Tarsus’ta, 2018’de de Kayseri ve TekirdaĒın Ćorlu ilƧesinde toplam 1440 kapasiteli yeni Ƨocuk cezaevi aƧılması planı, insan hakları ve Ƨocuk hakları savunuculuÄu yapan hak ƶrgütleri tarafından ‘endiÅe verici’ bulunuyor.” (Sevda Karaca, “Ćocukları Cezaevine MahkĆ»m Etmek SuƧtur!”, Evrensel, 19 Kasım 2015, s.2.)
[28] “Cezaevleri Doluluk Oranı Yüzde 10 Arttı”, Milliyet, 8 Aralık 2015, s.16.
[29] “Adana’da 2015 yılı eylül ayında tutuklanan XĆŖr ÅĆŖx Musa bir ay cezaevinde kaldıktan sonra İzmir’e sürgün edildi. Ailesi, tutuklanan oÄullarına ulaÅmak İzmir’e kadar gitti, ancak cezaevi yetkilileri ailenin Ƨocukları ile gƶrüÅmesine izin vermedi. 4 Ocak 2016’da ise cezaevi yetkilileri aileye Ƨocuklarının cezaevinde ƶldüÄü haberini verdi. Mihemed’in cenazesi DirbĆŖsiyĆŖ sınır kapısından geƧirilerek Rojava’ya getirildi ve ailesine teslim edildi.
Mihemed’in ailesi Ƨocuklarının bedenine ait birƧok iƧ organının ƧıkarılmıŠolduÄunu fark ettiklerini, vücudunda karnın altından boÄazına kadar dikiÅ yerleri olduÄunu gƶrdüklerini sƶyledi. Mihemed XĆŖr MĆ»sa’nın babası, “OÄlumun cenazesini aldıktan sonra kontrol ettik. Türk devletinin ƧocuÄumuzun iƧ organlarını ƧaldıÄını gƶrdük. Bu organların ne zaman alınıp kimlere satıldıÄını, Mihemed’i ne zaman ve neden katlettiklerini de bilmiyoruz” dedi. Baba MĆ»sa, uluslararası kuruluÅlara, ƶrgütlere ƧaÄrıda bulunarak Türkiye’de tutuklu olanların durumuna ve cezaevlerindeki hak ihlĆ¢llerine iliÅkin gƶzlemlerde bulunmalarını istedi. Baba MĆ»sa, ‘Cezaevlerinde akıbetleri oÄlum Mihemed gibi olacak birƧok genƧ ve gƶƧmen var,’ dedi.” (“T.C Hırsızlıkta ĆıÄır AƧtı: TutsaÄın İƧ Organlarını Ćaldı!”, 7 Ocak 2016… http://direnisteyiz2.org/t-c-hirsizlikta-cigir-acti-tutsagin-ic-organlarini-caldi/)
Yorum Ekle