“ GerƧek ihtiyaƧlar ile ƧaÄımızın yƶnlendirdiÄi sahte ihtiyaƧlar arasındaki ayrımın ortadan kalktıÄı tĆ¼ketim toplumunda, kiÅi tĆ¼ketim...
“GerƧek ihtiyaƧlar ile ƧaÄımızın yƶnlendirdiÄi sahte ihtiyaƧlar
arasındaki ayrımın ortadan kalktıÄı tĆ¼ketim toplumunda,
kiÅi tĆ¼ketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin
toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiÄine inanır.
Ä°nsan bu sĆ¼reƧte bir yandan kendini toplumsal olarak
diÄerlerinden ayırt ettiÄine inanırken,
bir yandan da tĆ¼ketim toplumuyla bĆ¼tĆ¼nleÅir.
Dolayısıyla tĆ¼ketmek, birey iƧin bir zorunluluÄa dƶnĆ¼ÅĆ¼r.
Ä°nsani iliÅkiler yerini maddelerle iliÅkiye bırakır.
Artık geƧerli ahlĆ¢k, tĆ¼ketim etkinliÄinin ta kendisidir.”
[Jean Baudrillard, TĆ¼ketim Toplumu.]
4.5 G’ye geƧtiniz mi?
Bir baÅka deyiÅle, UlaÅtırma, Denizcilik ve HaberleÅme Bakanı Binali Yıldırım’ın, “iftiharla aƧıkladıÄı”, bir gĆ¼nde 4.5 G’ye geƧen 4.5 milyon yurttaÅtan[2] biri misiniz?
Dile kolay, bir gĆ¼nde 4.5 milyon kiÅi! Bu kadar da deÄil: Mobil Ä°letiÅim AraƧları ve Bilgi Teknolojileri Ä°Å Adamları DerneÄi (MOBÄ°SAD) Yƶnetim Kurulu BaÅkanı Sinan EkÅi de “52 milyon mobil abonenin 4,5G uyumlu SIM karta geƧiÅ yaptıÄını”[3] sƶylĆ¼yor. Yani TĆ¼rkiye’nin neredeyse bĆ¼tĆ¼nĆ¼ bugĆ¼n olmazsa yarın, 4,5 G’ye geƧmeye kararlı. 30-40 yıl ƶncesine dek, “Acele giden ecele gider”, “Acele iÅe Åeytan karıÅır”, “EriÅir menzile aheste giden, tiz-i reftar olanın payine damen dolanır” (YavaÅ giden hedefine ulaÅır, acele edenin ayaÄına eteÄi dolanır) atasƶzleri uyarınca aheste bir yaÅam sĆ¼rdĆ¼ren, kƶyleri telefon eriÅimine ta 1984’te kavuÅmuÅ[4] bir toplum iƧin ÅaÅırtıcı bir hız tutkusu!
Yakın zamana dek aÅk roman ve filmlerinin, pembe dizilerinin en ƶnemli teması iletiÅimsizlik yĆ¼zĆ¼nden yanlıŠanla(Å)ma nedeniyle de bir tĆ¼rlĆ¼ kavuÅamayan sevgililer olan bir toplum iƧin afallatıcı bir iletiÅim aÅkı!
Ama en Ƨok da, “tĆ¼ketim toplumu”nun ruhunu yakalamıÅ, onu soÄurmuÅ olmanın gƶstergesi… “Bir lokma, bir hırka”dan bugĆ¼nlere… GerƧekten de uzun bir yoldan geliyoruz.
Kimileri buna “kalkınma, geliÅme vb.” diyor. Ya da “ƧaÄdaÅ uygarlık/muasır medeniyet seviyesine eriÅmek”…
“Muasır medeniyet”in nasıl olması gerektiÄiniyse, 60 yıl kadar ƶnce ABD’li iktisatƧı Victor Lebow, Åƶyle betimliyordu:
“Devasa Ć¼retken ekonomimiz tĆ¼ketimi yaÅam tarzımız kılmamızı, malların satın alınıp kullanılmasını bir ayine dƶnĆ¼ÅtĆ¼rmemizi, manevĆ® doyumumuzu, egomuzun tatminini tĆ¼ketimde aramamızı talep ediyor. Sosyal statĆ¼nĆ¼n, toplumsal kabulĆ¼n, saygınlıÄın ƶlĆ§Ć¼sĆ¼ artık tĆ¼ketim ƶrĆ¼ntĆ¼lerinde yatıyor. BugĆ¼n yaÅamlarımızın anlam ve ƶnemi, tĆ¼ketim terimleri ƧerƧevesinde ifadelendiriliyor. Birey Ć¼zerindeki, gĆ¼venli ve kabul edilmiÅ standartlara uyma konusundaki basınƧ ne denli fazlaysa, ƶzlemlerini ve bireyselliÄini giydikleri, kullandıÄı araƧ, yedikleri -evi, arabası, beslenme ƶrĆ¼ntĆ¼leri, hobileri- ƧerƧevesinde ifade etme eÄilimi o denli yoÄundur. (…) Bu meta ve hizmetler tĆ¼keticiye ƶzel bir aciliyetle sunulmalıdır. Yalnızca ‘zorunlu’ bir tĆ¼ketim seferberliÄi deÄil, aynı zamanda ‘pahalı’ tĆ¼ketimi gereksiniyoruz. Åeylerin durmaksızın artan bir hızla tĆ¼ketilmesi, yakılması, eskimesi, ikame edilmesi ve atılması gerekiyor. Ä°nsanların artan karmaÅıklıkta yemesi, iƧmesi, giyinmesi, araba kullanması, yaÅaması dolayısıyla da her seferinde daha pahalı tĆ¼ketmesi gerekiyor.”[5]
O andan sonra, ABD’den baÅlamak Ć¼zere hiƧbir Åey eskisi gibi olmayacaktı… TĆ¼ketme buyrultusu, tĆ¼ketim toplumu imgesi hızla yayılan ve ƶnĆ¼ alınamayan bir salgın hastalık gibi yeryĆ¼zĆ¼nĆ¼ kapladı. Her eve bir buzdolabı, ƧamaÅır makinası, TV, bulaÅık makinası, fırın, telefon, her aileye bir otomobil… Zamanla tĆ¼ketim malları “personal/kiÅisel” sıfatı yĆ¼klendikƧe hem asgari tĆ¼ketim birimi aileden bireye doÄru daralarak piyasayı genleÅtirecek, hem de kullanım sĆ¼releri hızla kısalacaktı: “KiÅisel” bilgisayarlar, cep telefonları, kiÅisel bakım Ć¼rĆ¼nleri, her bireye bir otomobil, her odaya bir TV… Bir-iki yıl kullanılıp, hemen bir Ć¼st modeliyle ikame edilmek Ć¼zere uƧsuz bucaksızlaÅan ƧƶplĆ¼ÄĆ¼ boylayacak “ahir zaman oyuncakları”…
Max Weber’in “Protestan AhlĆ¢kı ve Kapitalizmin Ruhu”nda kapitalistin prototipi olarak betimlediÄi, Ƨok ƧalıÅan, kazandıÄını biriktirip iÅe yatıran, gƶsteriÅten uzak, tutumlu, sebatkĆ¢r “dĆ¼nyevĆ® mĆ¼nzevĆ®”den, yaÅamın anlamını tĆ¼ketmekte bulan, gereksinimlerini karÅılamak iƧin deÄil, “birey” olduÄunu kanıtlamak, iƧ sıkıntısını gidermek, yalnızlık duygusunu aÅabilmek, aÅk acısını unutmak, haz duyabilmek, iÅ arkadaÅıyla rekabet edebilmek, bir kimlik edinebilmek iƧin tĆ¼keten gĆ¼nĆ¼mĆ¼z homo consummerus’una… GerƧekten de radikal bir kĆ¼ltĆ¼rel dƶnĆ¼ÅĆ¼m yaÅadı insanlık… Yoksa “baÅkalaÅım” (metamorfoz) mu desek?
Tantalos’u Yaratmak
Ä°ktisat kitapları bize tĆ¼ketimin gereksinim karÅılayıcı bir etkinlik olduÄunu ƶÄretir. “Ä°nsanın mutluluÄu iƧin…” diye ekler, burjuva ideologları. Ä°nsanlar ihtiyaƧlarını giderdikƧe doyuma kavuÅacak, mutlu olacaklardır. Oysa gĆ¼nĆ¼mĆ¼z “tĆ¼ketim toplumları”nda, tĆ¼ketim ile gereksinim ve giderek tĆ¼ketim ile doyum/mutluluk arasında hemen hiƧ iliÅki kalmamıÅtır. GĆ¼nĆ¼mĆ¼z toplumlarında “tĆ¼ketim sahnesi” A’dan Z’ye bireysel tĆ¼keticinin “haz”zına yƶnelik olarak dĆ¼zenlenmiÅ olduÄu gƶz ƶnĆ¼nde bulundurulduÄunda…
“GĆ¼nĆ¼mĆ¼z toplumları iƧin hafta sonu, geniÅ alıÅveriÅ merkezlerinde yiyecek, giyecek, kozmetik, mobilya, ƧamaÅır, kitap satın almak, sinemaya gitmek ve en sonunda da akÅam yemeÄini yiyerek eve dƶnmekten oluÅmaktadır. Bu yeni kapalı mekĆ¢nlar, tĆ¼keticilerin iƧeride rahatƧa gezinebilmeleri, vitrindeki Ć¼rĆ¼nlere gƶz gezdirebilmeleri gibi bir dizi imkĆ¢nı da beraberinde getirmiÅlerdir. Bƶylece, rasyonel iƧerikli, satın alma davranıÅına, haz ve eÄlenceye dayalı boÅ zaman eylemi de ilĆ¢ve olunmuÅtur. Satın alma davranıÅı zorunluluk olmaktan uzaklaÅarak, haz saÄlayan, eÄlenceli bir deneyim Åekline bĆ¼rĆ¼nmĆ¼ÅtĆ¼r. Ćzellikle, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zdeki alıÅveriÅ merkezleri sunmuÅ oldukları ƧeÅitli hizmetler ve gƶsterilerle alıÅveriÅin bu yeni anlamına uygun ortamlar iƧermektedirler. Sƶz konusu kamusal mekĆ¢nlar ile aslında bireyler hem tĆ¼ketmeye, hem de sosyalleÅmeye davet edilmiÅtir. Bu anlamda tĆ¼ketmek moda ve gerekli bir pratik olarak da gƶrĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼r.”[6]
Bƶylesi bir sahnede tĆ¼ketici, tanrılar tarafından gırtlaÄına kadar suyun iƧinde oturup da susuzluÄunu gidermek iƧin eÄildiÄinde tĆ¼m suyun Ƨekilip yok olduÄunu gƶrmekle cezalandırılan Tantalos’u andırmaktadır. GırtlaÄına kadar mallara boÄulmuÅtur; herÅey elinin altındadır; cebinde parası yoksa gelecekteki iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼ satarak, yani kredi kartıyla satın alabilecektir.
Ama bir tĆ¼rlĆ¼ deliler gibi peÅinde koÅtuÄu doyumu, hazzı yakalayamaz. ĆĆ¼nkĆ¼ o Ƨok imrendiÄi oyuncaÄı alıp da evine gƶtĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼ an vitrindeki albenisini, ıÅıltısını yitirip sıradanlaÅtıÄını, ya da daha fenası, daha cazip, daha ıÅıltılı, daha sofistike bir Ć¼st modelin piyasaya sĆ¼rĆ¼ldĆ¼ÄĆ¼nĆ¼ gƶrecektir… Tantalos-tĆ¼ketici, ebedĆ® bir susuzluÄun mahkĆ»mudur.
AraÅtırmalar bu mĆ¼lahazaları doÄruluyor: TĆ¼ketimin mutluluk getirmediÄini… GetirdiÄi “haz”zın son derece uƧucu/geƧici olduÄu… Britanya’da yĆ¼rĆ¼tĆ¼len bir araÅtırma; Britanyalıların yĆ¼zde 61’inin, gerƧekten ihtiyaƧ duydukları Åeyleri satın alamadıklarına inandıÄını gƶsteriyor. Gelir dĆ¼zeyi 1950’den beri Ć¼Ć§e katlanmıÅ, dĆ¼nyanın en zengin Ć¼lkelerinden birinde… Ćstelik, aynı araÅtırma, en yĆ¼ksek gelir diliminin de bu duygudan baÄıÅık olmadıÄını gƶstermekte: Yıllık geliri 50 000 pound’un (=200 000 TL) Ć¼zerinde olan dilimin yarıya yakını (yĆ¼zde 40) “yeterince tĆ¼ketemediÄini” dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼yor![7] Yani ne kadar tĆ¼ketirse tĆ¼ketsin, homo consummerus yeterince tĆ¼kettiÄine ikna olmuyor. Hap bir eksiklik duygusu iƧinde yaÅamaya yazgılı… Hatta tĆ¼kettikƧe eksiltiyor kendini.
ĆĆ¼nkĆ¼ gĆ¼nĆ¼mĆ¼z “tĆ¼ketim toplumlarında “…mallar toplumsal, kĆ¼ltĆ¼rel ve manevĆ® anlam ve imaları nedeniyle satın alınırlar. Ama genellikle toplumsal, kĆ¼ltĆ¼rel ve manevĆ® gereksinimleri karÅılamazlar. KarÅıladıklarındaysa bu Ƨok kısa sĆ¼reli olur: Anlamlar kısa sĆ¼rede reklamlar tarafından eskilerden yenilere taÅınır. Ama yeni Åeyleri hemen alamazsın - belki de hiƧ alamazsın. SonuƧ dĆ¼Å kırıklıÄı ve doyumsuzluktur. Daha 1920’lerde General Motors’dan Charles Kettering Åƶyle diyordu: ‘Ä°ktisadĆ® refahın anahtarı, doyumsuzluÄun ƶrgĆ¼tlĆ¼ yaratımıdır.’”[8]
Åu hĆ¢lde tĆ¼ketim toplumlarında doyumsuzluk bireysel bir kusur, hastalık filan deÄil, tasarlanarak, bilerek ƶrgĆ¼tlenmiÅ bir kolektif halet-i ruhiyedir: sistem insanların tĆ¼ketmesi Ć¼zerine kuruludur. Ä°nsanlar tĆ¼ketmezse, kapitalist malını satamaz, kĆ¢r edemez, Ć¼retilen mallar daÄlar gibi yıÄılır, sistem krize girer… - Kimsenin aklına onları gereksinim duyan, ama alım gĆ¼cĆ¼nden yoksun yoksul yıÄınlara daÄıtmak gelmez: bu sisteme ihanet olacaktır.[9]
Ä°nsanlar, doÄaldır ki yaÅayabilmek iƧin nesnelere gereksinim duyarlar: doÄada hazır buldukları Åeylerin pek azı dolayımsız bir biƧimde tĆ¼ketilebilir durumdadır. Bu nedenle, Ć¼retimci emekleri aracılıÄıyla hammaddeyi kullanılabilir ve tĆ¼ketilebilir Åeylere dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼rler: yiyecek, kap-kacak, barınak, el baltası, mızrak, tekerlek, koÅum takımı, deÄirmen, kaÄıt, giysi, bilgisayar… Ve Ć¼rettiklerini yaÅayabilmek, yani kendilerini (ve gelecek kuÅakları) yeniden Ć¼retebilmek iƧin tĆ¼ketirler. Bir baÅka deyiÅle, tĆ¼ketim, aynı zamanda bir yeniden Ć¼retimdir - buraya kadar yadırganacak bir Åey yok.
Aynı zamanda “tĆ¼ketim toplumu” olan kapitalist toplumların ƧarpıklıÄı ya da akıldıÅılıÄı Åuradadır ki, kapitalizmde Ć¼retim, yaÅamak iƧin gerekli nesneleri Ć¼retme faaliyeti olmaktan ƧıkmıÅtır. Kapitalizmin temel ƶzelliÄi, -buhar, fosil yakıt, nĆ¼kleer vb. enerji kaynaklarının devreye girmesi aracılıÄıyla, bu enerji kaynakları ile ƧalıÅtırılan makinelerin ise toplumda kĆ¼Ć§Ć¼k bir azınlıÄın, kapitalist sınıfın elinde olmasıdır. “Ćretim araƧları”nın sahibi olan bu sınıfın varlıÄı, ƧalıÅtırdıÄı iÅƧilere Ć¼rettirdiÄi (artık ƶzgĆ¼l bir kullanıcıya yƶnelik olarak deÄil, anonim bir piyasa iƧin Ć¼retildikleri iƧin “meta” olarak adlandırılan) malların satılmasıyla elde ettiÄi kĆ¢ra baÄlıdır.
O mallar satılmalıdır. Gerekirse onlara hiƧ gereksinim duymayan “mĆ¼Återi”lere… Bunun iƧin de “ihtiyaƧ” yaratılmalıdır; daha doÄrusu “ihtiyaƧ duymayan insanlar”, kapitalistin kendilerine sunduÄu mallara delicesine ihtiyaƧ duyan mĆ¼Återilere dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lmelidir.
Amerika kıtasına gƶƧen Avrupalıların, yerlileri Bolivya’da iÅletmeye aƧtıkları bakır yataklarında ƧalıÅmaya ikna etmek iƧin onları kokaya alıÅtırdıkları, ardından da Ć¼cretlerini kokayla ƶdemeye baÅladıÄı aktarılmaktadır. Tıpkı topraklarını beyazlara “satmaya” deÄersiz incik boncuk, hastalık bulaÅtırılmıŠbattaniyeler ve “ateÅ suyu”yla ikna edilen Kuzey Amerika yerlileri gibi…
Amerika kıtasındaki “kurnaz” giriÅimcilerin torunları olan kapitalistler, o gĆ¼n bugĆ¼ndĆ¼r, insanları aslında hiƧ gereksinim duymadıkları nesnelere dair “ olmazsa yaÅayamam” hissini yaratacak binbir tĆ¼rlĆ¼ desise geliÅtirmekteler. BugĆ¼n adına “pazarlama” denilen ve psikolojiyi, psikanalizi, sosyolojiyi, antropolojiyi, gĆ¼zel sanatları, estetiÄi, iletiÅimi, gƶstergebilimi… hizmetine koÅan dev bir sektƶre dƶnĆ¼ÅmĆ¼Å olan faaliyet alanının varlık nedeni budur.
“Psikanaliz” dedim; bu disiplinin daha ortaya ƧıktıÄı ilk gĆ¼nlerde, daha hastalarına hizmet vermeden, Ć¼stelik de bizzat kurucusunun yeÄeni tarafından insanlarda yapay gereksinimler yaratmayı hedefleyen pazarlama sektƶrĆ¼nĆ¼n hizmetine koÅulduÄunu ƶÄrenmek, ÅaÅırtıcı olacaktır. Evet, pazarlama, ya da propaganda mekanizmasının mucidi ve onu -“halkla iliÅkiler” adını vererek- ticaretin ve siyasetin eline veren kiÅi Sigmund Freud’un yeÄeni Edward Bernays’dan baÅkası deÄildir. Bernays’ın ilk “mĆ¼Återisi” ise, erkeklerin tĆ¼tĆ¼n pazarının bir sĆ¼redir doyduÄundan ÅikĆ¢yet eden ve kadınlara ulaÅmak isteyen Amerikan TĆ¼tĆ¼n Åirketi’dir. Åirket, Bernays’ın kapısını Ƨalarak bir yol bulmasını ister. Amcasının ƶÄretilerinden pazarlama teknikleri Ć¼reten Bernays bir ƧƶzĆ¼m bulur: Bir grup mankeni New York’ta bir sĆ¼frajet yĆ¼rĆ¼yĆ¼ÅĆ¼nde ƶrgĆ¼tlerken, basına kadınların yĆ¼rĆ¼yĆ¼Å sırasında “ƶzgĆ¼rlĆ¼k meÅaleleri” tutuÅturacaÄı haberini sızdırır. Kadınlar yĆ¼rĆ¼yĆ¼Å sırasında, iÅaret Ć¼zerine basının ƶnĆ¼nde hep birlikte Lucky Strike sigaralarını yakarlar. 1 Nisan 1928 tarihli New York Times’ın manÅeti Åƶyle Ƨıkacaktır: “Bir grup kız ‘ƶzgĆ¼rlĆ¼k’ jesti olarak sigara tĆ¼ttĆ¼rdĆ¼.” Bir nesnenin bizatihi kendisi iƧin -bir ihtiyaƧ giderici olarak deÄil- bir “simge” (“ƶzgĆ¼rlĆ¼k”) olarak tĆ¼ketilebileceÄine/tĆ¼ketilmesi gerektiÄine dair ilk ders!
Ama Bernays, propagandanın yalnızca ticarete deÄil, siyasete de hizmet etmesi gerektiÄinin bilincindedir. Amerikan Ć¼st sınıfının bir Ć¼yesi olarak, sınıf kardeÅleri gibi o da, “oy hakkı”nın (kadınlar dahil) tabana yayılmasının iƧerdiÄi risklerin bilincindedir ve bu “risk”i ƶnlemenin en emin yolunun propaganda olduÄunu bilmektedir. Sorun “demokrasiyi riskten arındırmak”tır, ve 1928’de yayınlanan Propaganda baÅlıklı kitabında Åƶyle demektedir: “Kitlelerin ƶrgĆ¼tlĆ¼ alıÅkanlık ve gƶrĆ¼Ålerinin bilinƧli ve akıllı manipĆ¼lasyonu demokratik bir toplumda ƶnemli bir unsurdur. Toplumun bu gƶze gƶrĆ¼nmeyen mekanizmasını manipĆ¼le edenler, Ć¼lkenin gerƧek yƶnetici iktidarını oluÅturan gƶrĆ¼nmez hĆ¼kĆ¼meti oluÅtururlar.”[10]
“Kitlelerin ƶrgĆ¼tlĆ¼ alıÅkanlık ve gƶrĆ¼Ålerinin bilinƧli ve akıllı manipĆ¼lasyonu”… kapitalist sistemin, denetim altına alabildiÄi tĆ¼m iletiÅim araƧları aracılıÄıyla tarihi boyunca yapageldiÄi, budur… Ä°nsanı, toplumu, kĆ¼ltĆ¼rĆ¼ dƶnĆ¼ÅtĆ¼rme faaliyeti…
Bir ihtiyaƧ karÅılayıcı faaliyet olarak tĆ¼ketimin, insanın (ve toplumun) kendini yeniden Ć¼retebilmesi iƧin zorunlu olduÄunu belirtmiÅtim: insanlar, tarihleri boyunca ihtiyaƧlarını -onların kƶlesi olmadan- karÅılaya gelmiÅlerdir, oysa. Antropoloji disiplini bize Batı kapitalizminin Avrupa-dıÅı coÄrafyalara dĆ¼men kırdıÄı dƶnemlerde karÅılaÅtıÄı kĆ¼Ć§Ć¼k ƶlƧekli -avcı-toplayıcı, hortikĆ¼ltĆ¼ralist, Ƨoban, tarımcı- toplumlarda (onları yutup yok etmeden ƶnce) kaydettiÄi tĆ¼ketim alıÅkanlıklarına dair bilgileri sunar…: ArmaÄan deÄiÅ-tokuÅu, karÅılıklılık, paylaÅım, Ć¼retim fazlasının tahrip edildiÄi, dolayısıyla toplum iƧinden birilerinin onları temellĆ¼k edip kendilerini diÄerlerinden farklılaÅtırmalarına mahĆ¢l vermeyen potlach’lar, ziyafetler, Ć¼retim fazlasının tanrılara sunulması…
Ćretimin ihtiyaƧ-karÅılayıcı bir faaliyet olarak kavrandıÄı kĆ¼Ć§Ć¼k ƶlƧekli toplumlarda, bu nedenledir ki “modern” toplumlarda bir kiÅinin -aslında hiƧ de gereksinmediÄi Åeyleri satın alabilmek uÄruna- ƶmrĆ¼nĆ¼ bir makinenin baÅında vida sıkıÅtırarak geƧirmesi bir “delilik” olarak gƶrĆ¼lecektir. “Ä°lkel” “refah toplumları”nda, “ƧalıÅma” sĆ¼releri hem “modern” sanayi toplumlarına gƶre daha kısadır; hem nĆ¼fusun gƶreli kĆ¼Ć§Ć¼k bir kesimi tarafından gerƧekleÅtirilmektedir, hem de diÄer gĆ¼ndelik faaliyet biƧimlerinin iƧine “gƶmĆ¼lĆ¼”dĆ¼r. ĆrneÄin Kalahari ƧƶlĆ¼nĆ¼n Ƨeperlerinde yaÅayan avcı-toplayıcı !Kung San’larda yetiÅkin ve engelsiz bir !Kung erkeÄi ya da kadını haftanın 2.5 gĆ¼nĆ¼ avcılık ya da toplayıcılık yaparak, kendisinin ve baÄımlılarının (Ƨocuklar, yaÅlılar, engelliler…) gereksinimlerini karÅılayabilmektedir.[11]
Marshall Sahlins ise “ƶzgĆ¼n refah toplumu” olarak tanımladıÄı avcı-toplayıcıların “bizden az ƧalıÅtıÄını, besin arayıÅının sĆ¼rekli deÄil, aralıklı, bol dinlenmeli bir Ƨaba olduÄunu, gĆ¼nboyu uyuma sĆ¼relerinin diÄer bĆ¼tĆ¼n toplum tiplerinden fazla olduÄunu” kaydeder. “ĆalıÅma”, bir “bela”, bir “lanet” olarak algılanmamaktadır, hatta ƧoÄu yerli toplumun dilinde ƶzgĆ¼l olarak “ƧalıÅma”ya iÅaret edecek bir kavram da yoktur: ƶrneÄin Avustralya aborijin gruplarından Yir-Yont’lar ƧalıÅma ile oyun arasında lingĆ¼istik bir ayırım yapmazlar![12]
ĆĆ¼nkĆ¼ onlar iƧin tĆ¼ketim, yalnızca hayatta kalabilmek, ertesi gĆ¼ne ulaÅmak iƧin gereksindiklerine eriÅebilmektir. Fazlası, gereksiz bir yĆ¼ktĆ¼r yalnızca… Niye boÅuna yorsunlar ki kendilerini?
Bir !Kung San’ın, bir Yir-Yont’un yaÅamı sizlere sefilane gelebilir: 4.5 G’lerden, lap-top’lardan, otomobillerden, buzdolaplarından, ƧamaÅır-bulaÅık makinalarından, TV’den, McDonalds’dan, ne bileyim, spor ayakkabılardan, Louis Vuitton Ƨantalardan, Ray Ban gĆ¼neÅ gƶzlĆ¼klerinden, YSL Ƨoraplardan, EstĆ©e Lauder parfĆ¼mden yoksun bir yaÅam…
Ama en azından gĆ¼nĆ¼mĆ¼z tĆ¼ketim toplumlarının ƶdemek zorunda kaldıÄı Ƨevresel maliyetten baÄıÅık…
TĆ¼ketilen Yalnızca Mallar DeÄil, DoÄa!
Bilmem biliyor musunuz; son 30-35 yılda yeryĆ¼zĆ¼nĆ¼n doÄal kaynaklarının yĆ¼zde 30’u tĆ¼kendi… Daha da kƶtĆ¼sĆ¼, bu kaynaklardan pek azı insanlar tarafından yenilenebilir nitelikte. DoÄal ormanların yalnızca yĆ¼zde 20’si varlıÄını sĆ¼rdĆ¼rebiliyor.
Bu kadar da deÄil: uzmanlar 1975 yılına kadar tĆ¼ketilen kaynakların oranını yĆ¼zde 10 olarak hesaplıyorlar! Bir baÅka deyiÅle, tĆ¼m insanlık tarihi boyunca tĆ¼kenen kaynakların Ć¼Ć§ katı, son otuz yıl iƧerisinde tĆ¼ketilmiÅ. Bu tırmanıÅın devam etmesi durumunda ƶnĆ¼mĆ¼zdeki 10 yıl iƧerisinde kaynakların yĆ¼zde 30 ila 40 kadarı daha tĆ¼kenmiÅ olacak. Hepimizin ƶmĆ¼r sĆ¼resi iƧerisinde, yeryĆ¼zĆ¼ kaynaklarının yĆ¼zde 80’inin tĆ¼kendiÄine tanık olacaÄız![13]
Tropikal bƶlgelerde tatlı su canlıların son 50 yıldaki tĆ¼kenme hızı yĆ¼zde 70’i bulmuÅken, 1970’ten gĆ¼nĆ¼mĆ¼ze tĆ¼m tropikal tĆ¼rlerin popĆ¼lasyonunda yĆ¼zde 60’lık bir dĆ¼ÅĆ¼Å yaÅandıÄı bildiriliyor. Asya’da kaplan popĆ¼lasyonu son 30 yılda yĆ¼zde 70 oranında azaldı. Batı Atlantik’te endemik mavi yĆ¼zgeƧli ton balıÄı tĆ¼rĆ¼, sınai balıkƧılık nedeniyle tĆ¼kenmenin eÅiÄine geldi.
DĆ¼nya Yaban Hayat Vakfı (WWF)’nın “kritik bir biƧimde soyu tĆ¼kenme tehlikesi altındaki tĆ¼rler” listesinde, ƧeÅitli goril, gergedan ve kaplan alt-tĆ¼rleri dĆ¢hil 17 hayvan tĆ¼rĆ¼ yer alıyor. 33 tĆ¼r “tehlike altında”, 16 tĆ¼r “tehlike sınırında”, 10 tĆ¼r ise “tehlike sınırına yakın” canlılar listesinde bulunuyor. Bir baÅka deyiÅle, 76 hayvan tĆ¼rĆ¼, Åu ya da bu biƧimde soyu tĆ¼kenme tehdidiyle karÅı karÅıya: bu, ekolojik denge aƧısından ciddi bir tehdittir!
DĆ¼nya Yaban Hayat Vakfı (WWF) 2012 Raporu, yeryĆ¼zĆ¼nde 2.7 milyar insanın, hĆ¢l-i hazırda, yılın bir bƶlĆ¼mĆ¼ susuzluk ƧektiÄini kaydediyor.[14]
Yine DĆ¼nya Yaban Hayat Vakfı, yeryĆ¼zĆ¼ndeki orman kaybının dakikada 48 futbol sahası geniÅliÄine ulaÅtıÄını bildiriyor. Amazon yaÄmur ormanlarının en az yĆ¼zde 17’si, son elli yılda, insan faaliyeti sonucu tĆ¼kenmiÅ durumda.
Ve kĆ¼resel ısınma: Bilim insanları son yĆ¼zyıl iƧerisinde iklimin 0.4 ila 0.8˚ C arasında ısındıÄını saptıyorlar. Bu iÅin bir yanı. Ama daha kƶtĆ¼sĆ¼ var. Ä°klim Paneli, 2100 yılına kadar ortalama kĆ¼resel ısı artıÅının 1.4 ila 5.8˚C arasında olacaÄını tahmin ediyor. Bir baÅka deyiÅle, ƶnĆ¼mĆ¼zdeki yaklaÅık yĆ¼z yıl iƧerisinde dĆ¼nyanın ısısı, geƧmiÅ yĆ¼zyıldakinin 2 ila 6 katı kadar artacak![15] Yani Ƨok yakında bugĆ¼nleri mumla arayacaÄız! Tabii hayatta kalmayı baÅarabilirsek…
SonuƧ olarak diyebiliriz ki, Ä°nsan faaliyetinin “ekolojik ayak izi”; bir baÅka deyiÅle doÄal kaynaklar ve ekosistem Ć¼zerinde insan tĆ¼ketimi sonucu oluÅan etki, ƶlĆ§Ć¼len son tarih olan 2008’de yeryĆ¼zĆ¼ toprak ve okyanuslarının kapasitesinin yĆ¼zde 50 Ć¼zerindeydi. Yani yeryĆ¼zĆ¼nĆ¼n, bir yılda tĆ¼ketilen doÄal kaynakları yenilemesi iƧin gereken sĆ¼re, 1.5 yıldı.[16] Bu aƧık giderek bĆ¼yĆ¼yor.
TĆ¼ketimin EÅitsizliÄi
Oxfam’a gƶre 2016 yılında dĆ¼nyanın en zengin yĆ¼zde 1’lik diliminin servetinin geriye kalan yĆ¼zde 99’a eÅitlendiÄi ve dĆ¼nyanın en zengin 80 kiÅisinin toplam servetinin 2009-2016 arasında ikiye katlandıÄı[17] gĆ¼nĆ¼mĆ¼z dĆ¼nyasında, zenginlerle yoksulların “ekolojik ayak izleri”nin boyutlarının farklı olduÄu, artık en “ana-akım” araÅtırmaların dahi gĆ¼ndemlerinde yer alıyor. Bu hem zengin ve yoksul Ć¼lkeler iƧin, hem de aynı toplumun zengin ve yoksul katmanları aƧısından bƶyle. YeryĆ¼zĆ¼ kaynaklarının tĆ¼ketilmesinden, zenginlere gƶre Ƨok daha az sorumlu olan yoksullar, bu tĆ¼ketimden kaynaklanan tehlikelere (kıtlık, susuzluk, kĆ¼resel ısınma, kirlenme, bozulan saÄlık koÅulları…) orantısız ƶlĆ§Ć¼de maruz kalmaktalar. Somutlayacak olursak, dĆ¼nya nĆ¼fusunun K. Amerika ve Batı Avrupa Ć¼lkelerinde yaÅayan yĆ¼zde 12’si dĆ¼nyadaki ƶzel tĆ¼ketim harcamalarının yĆ¼zde 60 kadarını gerƧekleÅtirirken, GĆ¼ney Asya ve Sahra-altı Afrika’da yaÅayan Ć¼Ć§te birlik nĆ¼fus, toplam tĆ¼ketimin ancak yĆ¼zde 3.2’sini gerƧekleÅtirebiliyor!
Bƶylelikle, ƶrneÄin dĆ¼nya nĆ¼fusunun yĆ¼zde 5’ini barındıran ABD, gĆ¼nĆ¼mĆ¼zde dĆ¼nya tĆ¼ketiminin yĆ¼zde 30’unu gerƧekleÅtirmekte. DĆ¼nya fosil yakıt kaynaklarının dƶrtte biri, ABD tarafından tĆ¼ketiliyor: kƶmĆ¼rĆ¼n yĆ¼zde 25’i, petrolĆ¼n yĆ¼zde 26’sı ve doÄalgazın yĆ¼zde 27’si… 2003 yılında ABD’deki ƶzel otomobil sayısı, sĆ¼rĆ¼cĆ¼ belgesi sayısından fazlaydı, yani sĆ¼rĆ¼cĆ¼ baÅına birden fazla araƧ dĆ¼ÅĆ¼yordu ve motorlu taÅıtlar arasında, benzin tĆ¼ketimi en yĆ¼ksek olan lĆ¼ks otomobiller birinci sıradaydı.
Yine ABD’de yetiÅkin nĆ¼fusun yĆ¼zde 65 kadarının obez olduÄu hesaplanmakta…
Yalnız ABD mi? DĆ¼nyada “tĆ¼ketici sınıf” nĆ¼fusunun yarıya yakını geliÅmekte olan Ć¼lkelerde yaÅayan, 1.7 milyarı bulduÄu hesaplanıyor. Bunların tĆ¼ketim standartları dĆ¼nya nĆ¼fusunun geriye kalanının Ƨok Ć¼zerinde. “TĆ¼ketim toplumu” modeli ABD’den Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’ya yayıldıkƧa, bu bƶlgelerin “ekolojik ayak izi”de giderek bĆ¼yĆ¼yor.
ĆrneÄin 2003 yılında Ćin’de her gĆ¼n 11 000 arabanın trafiÄe ƧıktıÄı hesaplanmıÅtı: yılda 4 milyon yeni ƶzel otomobil demekti bu! Ćzel oto satıÅları 2003’Ć¼n ilk yarısında yĆ¼zde 80 artıŠkaydetmiÅti[18] - yalnızca Ćin’in caddelerinde dolaÅan ƶzel araƧların kĆ¼resel ısınmaya katkısını varın siz dĆ¼ÅĆ¼nĆ¼n!
Ve lĆ¼ks tĆ¼ketim: Forbes dergisine gƶre 2014 yılında lĆ¼ks arabalara 437 milyar dolar harcandı. ParfĆ¼m, giysi, mĆ¼cevherat ve aksesuarlar iƧin harcanan miktar ise 278 milyar doları bulmuÅ. 187 milyar dolar lĆ¼ks otellere, 48 milyar lĆ¼ks lokantalara, 23 milyar dolar ƶzel jetlere, 22 milyar dolar lĆ¼ks mobilyalara, 8 milyar ƶzel yatlara, 1 milyar dolar ise yat yolculuklarına harcanmıÅ.[19] Bir yıl iƧinde, dĆ¼nya nĆ¼fusunun yĆ¼zde 1’lik kesiminin lĆ¼ks tĆ¼ketime harcadıÄı para miktarı, 1 trilyon doları geƧiyor! Bu arada, hatırlatayım: 2013 yılı dĆ¼nya gayrısafi hasılasının tutarı, 75,59 trilyon dolardı!
YeryĆ¼zĆ¼nde gĆ¼nde 2 doların altında bir gelirle hayatta kalmaya Ƨabalayan 2.8 milyar insan iƧin ise, tĆ¼ketim Ƨok uzak bir dĆ¼Åten ibaret. İƧlerinden bir milyarı iƧme suyuna dĆ¼zenli eriÅimden yoksun olarak sĆ¼rdĆ¼rĆ¼yor yaÅamını. Ä°Åin korkunƧ yanı, bugĆ¼n dĆ¼nyanın ƧoÄunlukla yeni iÅletmeye aƧılan kaynaklarının bulunduÄu bƶlgelerde yaÅadıkları iƧin Ć¼lkelerindeki doÄalgaz rezervleri, ormanlar, maden yatakları, akarsular, denizler, yeraltı suları, dĆ¼nyanın parababaları tarafından talan edilirken, hem aƧlıÄa, hem de bu iÅletmelerden kaynaklanan Ƨevresel risklere maruz kalanlar, onlar oluyor. Bir yandan da zengin Ć¼lkelerin kirlilik “ihraƧ ettiÄi” bƶlgelerde yaÅıyorlar (kirletici sanayiler, nĆ¼kleer vd. atıkların ihracı…)[20] Daha somut bir deyiÅle, dĆ¼nyanın en zengin yĆ¼zde 1’ine sermaye ediyorlar emeklerini ve yaÅamlarını.
Gelir eÅitsizlikleriyle Ƨevresel risklerin eÅitsizliÄinin ƧakıÅması, hem kĆ¼resel, hem de “ulusal” bir olgu. ĆrneÄin ABD’de dĆ¼ÅĆ¼k gelir dĆ¼zeyli beyaz-olmayan nĆ¼fusun tehlikeli atıklardan kaynaklanan Ƨevresel risklere daha yoÄun bir biƧimde maruz kaldıkları, bilim insanlarının sĆ¼rekli olarak dikkat Ƨektikleri bir durum. Ćstelik, yoksullukları nedeniyle saÄlık hizmetlerine eriÅimleri daha dĆ¼ÅĆ¼k olduÄundan, Ƨevresel tehlikelerden kaynaklanan ƶlĆ¼mler, ƧoÄu etnik azınlıklardan oluÅan yoksulları buluyor… Atıkların yoksulların yaÅadıkları “ucuz” bƶlgelerde depolanması; yoksulların ekmek parası iƧin Ƨevresel riskleri yĆ¼ksek alanlarda ƧalıÅmayı kabul etmesi, ƧoÄu beyaz, orta-Ć¼st sınıf politika oluÅturucuların tercih ve kararları; ƶrgĆ¼tsĆ¼zlĆ¼k…
Aynı durum Ä°ngiltere ve Fransa iƧin de sƶz konusu. Yakın zaman ƶnce Ä°ngiltere’de gerƧekleÅtirilen bir araÅtırma, ƧoÄunlukla etnik azınlıkların yaÅadıÄı yoksul bƶlgelerde PM10 ve nitrojen diokside maruz kalma riskinin Ƨok daha yoÄun olduÄunu gƶzler ƶnĆ¼ne sermiÅ. Fransa kentlerinin yoksul mahallelerinde hava kirliliÄi ƶlĆ§Ć¼mleri -kirletici sanayiler bu bƶlgelerde yer aldıÄı iƧin- daha yĆ¼ksek Ƨıkmakta.[21]
Ćevresel yoksul dĆ¼ÅmanlıÄı ve ırkƧılıÄın ƶrnekleri…
Peki, TĆ¼rkiye’de Durum Ne?
TĆ¼rkiye’de neoliberal kapitalizmin en dizginsiz uygulamalarına tanık olan AKP iktidarı yıllarının aynı zamanda bir Ƨevre katliamına sahne olduÄunu kim inkĆ¢r edebilir ki?
BirkaƧ baÅlık hĆ¢linde irdeleyelim:
Akarsuların HES’leÅtirilmesi: AKP iktidarı, Anadolu’nun her ırmaÄını, her deresini, her Åelalesini borulara tıkıÅtırıp santrale dƶnĆ¼ÅtĆ¼rmeye yeminli gƶzĆ¼kĆ¼yor. Bƶylelikle, ƶrneÄin,
• “Hidroelektrik santralı (HES) projelerinde Ƨevre ve sivil toplum ƶrgĆ¼tlerinden gelen eleÅtirileri dikkate almayan hĆ¼kĆ¼met, doÄal sit alanlarına inÅa edilecek HES’lerle ilgili “ilke kararı” yayımladı. Ancak karar, dereceleri yeniden belirlenme aÅamasında olan sit alanlarına yeni HES’lerin ƶnĆ¼nĆ¼ aƧtı. Yayımlanan ilke kararına gƶre, sadece doÄal sit alanlarında deÄil, koruma alanlarında da HES’ler inÅa edilebilecek.”[22]
• “Ege Denizi’ne akan Balıkesir ve Ćanakkale arasında sınırı oluÅturan Mıhlı Ćayı Ć¼zerine yapılması planlanan HES projesi yƶre halkının tepkisine neden oluyor. YurttaÅlar 23 Mart 2013 gĆ¼nĆ¼ Mıhlı Ćayı KƶprĆ¼sĆ¼’nde buluÅarak “Su hakkımız anayasal gĆ¼venceye alınmalıdır” dediler.
Homeros’un Ä°lyada Destanı’nda sıkƧa sƶzĆ¼ edilen, Åelaleleri, baÅdeÄirmeni ve antik kemer kƶprĆ¼sĆ¼yle eÅsiz gƶrsel peyzaj ve kĆ¼ltĆ¼rel zenginlikleri barındıran Mıhlı Ćayı da HES tehdidi altında. Mıhlı Ćayı’na HES inÅa edildiÄinde dere iƧinde ve Ƨevresinde aÄaƧlar kesilecek, su tĆ¼nellere sokulacaÄı iƧin havza susuz kalacak, havza boyunca biyolojik denge bozulacak, ekosistem Ƨƶkecek.”[23]
• “Ćevre ve Åehircilik BakanlıÄı, yargı kararlarına raÄmen Karadeniz’deki hidroelektrik santral (HES) projelerinde ısrarlı. DanıÅtay’ın hukuka aykırı olduÄu gerekƧesiyle Ć¼retim lisansı ve su kullanım anlaÅmasını iptal ettiÄi Rize’nin Ćayeli ilƧesi Senoz vadisindeki Kayalar HES projesine iliÅkin ĆED raporuna yeniden onay verildi.”[24]
• “Erzurum Oltu’yu Ƨƶle Ƨeviren HES gibi, 55 yeni proje iƧin acil kamulaÅtırma kararı verildi. Soma’dan Malatya’ya kadar yapılacak yeni HES projeleri, bulundukları yeri, Ć¼Ć§ yıl ƶnce yemyeÅil olan Oltu gibi kurutacak.”[25]
• “Rize’nin balı ile dĆ¼nyaca Ć¼nlĆ¼ Anzer Yaylası’na 3 HES projesi yapılması iƧin onay veren Ćevre ve Åehircilik BakanlıÄı, Åimdi de KoƧ Holding’e baÄlı Demir Export’un bƶlgedeki maden arama ƧalıÅmalarına izin verdi. Rize ValiliÄi de maden arama ƧalıÅmaları iƧin “ĆED gerekli deÄildir” kararı verdi. Anzer Yaylası 2010 yılında Trabzon KĆ¼ltĆ¼r ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bƶlge Kurulu tarafından 1. derece doÄal SÄ°T alanı ilan edilmiÅti.”[26]
• “GĆ¼mĆ¼Åhane, Trabzon, Rize, Artvin, Ordu, Bayburt ve Giresun’da 2 bin HES planlanıyor.”[27]
• “Adıyaman’ın Yaylakonak beldesinde yapılması planlanan HES projeleri ve GƶmĆ¼kan Barajı AlevĆ®lerin yaÅadıÄı 8 kƶyĆ¼ gƶƧe zorluyor. Tarım ve hayvancılıkla geƧinen yaklaÅık 5 bin aile, Girlevik ve Ćatderesi sularının GƶmĆ¼kan Barajı’na akıtılması durumunda bƶlgede tarım ve hayvancılıÄın biteceÄini vurgulayarak, projeden vazgeƧilmesini istiyor. KƶylĆ¼ler, bƶlgenin yaban keƧileri ve geyiklerin koruma alanı olduÄuna da dikkat Ƨekiyor.”[28]
• “Diyarbakır’daki Dicle Vadisi iƧin yeni tehdit, vadiden geƧen Dicle Nehri’nin Ć¼zerinde kurulu bulunan baraj ve HES projeleri nedeniyle debisinin dĆ¼Åmesi ve statĆ¼sĆ¼nĆ¼n de ‘dere’ olarak deÄiÅtirilmesi. Bu deÄiÅiklik ile nehrin kıyı kenar Ƨizgisine 50 metre mesafeye kadar yapı inÅa edilebilecek. Vadi daha ƶnce yapı rezerv alanı ilan edilmiÅ ve ardından tarım arazisi statĆ¼sĆ¼nden ƧıkarılmıÅtı.”[29]
• AKP iktidarı boyunca dereler Ć¼zerinde 2000 kadar mikro-HES iƧin lisans verildiÄi bildiriliyor![30]
Ormanların tĆ¼ketilmesi: Son yıllarda ormanların yok edilmesi, yasa ve yƶnetmeliklerle desteklenen taammĆ¼dĆ® bir katliam hĆ¢lini aldı. Nasıl mı?
• “Ormanlarla ilgili yƶnetmeliklerin eski ve yeni hĆ¢li karÅılaÅtırıldıÄında, ormanların karÅı karÅıya kaldıÄı tehlike ortaya Ƨıkıyor. Orman Kanunu’nda son 10 yılda 10 deÄiÅiklik yapıldı. Her dĆ¼zenleme ormanları biraz daha yapılaÅmaya aƧtı. Yeni deÄiÅikliklerin bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ de madencilik faaliyetlerin, ormanlık alanda yapılacak diÄer faaliyetlerin izinlerin ve kısıtlamaların dĆ¼zenlendiÄi 16, 17 ve 18. maddelere iliÅkin. En son yapılan deÄiÅiklikle orman sahalarında definecilikten petrol aramaya, eÄitim ve saÄlık tesislerinden, yeraltı deposuna kadar her tĆ¼rlĆ¼ ormancılık dıÅı faaliyetine izin verilebileceÄi belirtiliyor.”[31]
• “(BaÅbakan) ErdoÄan, Karadeniz kıyısında su havzasına yapılacak 3. havalimanı ve 3. BoÄaz KƶprĆ¼sĆ¼ iƧin yĆ¼zbinlerce aÄacın kesilip ormanların yok edilmesine karÅı Ƨıkanları “Gezi zekĆ¢lı” diye nitele”di.[32]
• “Ćevre ve ormanlara yƶnelik uygulamaları eleÅtiri konusu olan hĆ¼kĆ¼met, tartıÅmalı iki deÄiÅiklik daha yaptı. Meclis’te “torba tasarıya” eklenen maddeye gƶre, ormanlar iƧerisine “idareler ve ziyaretƧiler” iƧin inÅa edilecek yapılarda imar planı Åartı aranmayacak.”[33]
• “Ä°ki Åirket metrekaresini 1 liraya aldıÄı ormanlık alana santral kuracak. Ä°skenderun’un Azganlık beldesinde denize sıfır noktada ve ormanlık alana iki termik santral kurulacak. 800 dƶnĆ¼mlĆ¼k alan, DemirƧelik Ä°htisas Organize Sanayi Bƶlgesi’ olarak Tosyalı Holding ile AtakaÅ Grubu’na 2011’de tahsis edildi. Yatırımcılara ‘arsa yok’ diyen Hatay’daki yƶneticilerin, Ä°skenderun OSB’nin ‘demirƧelik ihtisas’ ƶzelliÄi kaldırılarak iki firmaya termik santral izini verdiÄi ortaya Ƨıktı.
Azganlık beldesinde denize sıfır noktada ve ormanlık alandaki 800 dƶnĆ¼mlĆ¼k arazi 2011 yılının Temmuz ayında ‘DemirƧelik Ä°htisas Organize Sanayi Bƶlgesi’ olarak Tosyalı Holding ile AtakaÅ Grubu’na tahsis edildi. Ancak OSB’ye Åirketler tarafından 2 ayrı termik santral kurulacaÄı ortaya Ƨıktı.”[34]
• “TĆ¼rkiye’nin oksijen depolarından ve doÄal gĆ¼zelliklerinden birisi olan Kaz DaÄları da yok oluyor. Kaz DaÄı’ndaki gƶknar aÄaƧları kuruyor. Orman ve Su Ä°Åleri BakanlıÄı da gƶknar aÄaƧlarının kurumaya baÅladıÄını doÄruladı. AÄaƧların Ćan ve Biga’daki termik santrallerden Ƨıkan gazlar nedeniyle kurudukları yorumu yapıldı.”[35]
• “Sakarya’da BıƧkıdere Ormanları hummalı bir ƧalıÅmayla adeta alttan Ć¼stten yok ediliyor. ‘DoÄa katliamı’ yapılıyor. Bir yanda su fabrikası iƧin aÄaƧlar kesilip yerin altına borular dƶÅeniyor, diÄer yanda inÅaa edilecek termal otel iƧin sıcak su aranıyor. Bununla da kalmıyor ormanın ayrı bir yerinde bakır madeni iƧin sondaj yapılıyor.”[36]
• “Sarıyer Uskumrukƶy’deki yaklaÅık 500 dƶnĆ¼mlĆ¼k orman arazisini imara aƧan tadilat planının iptali istemiyle aƧılan davada, mahkemeye sunulan bilirkiÅi raporundaki parafların sahte olduÄu ortaya Ƨıktı. Planın Åehircilik ilkelerine aykırı olmadıÄına karar veren Ä°stanbul 2. Ä°dare Mahkemesi ise davayı, bu rapora dayanarak reddetti. Ormanın yok olmaması iƧin Ƨabalayan avukat Bora Vidinli, mahkeme heyetini HSYK’ye ÅikĆ¢yet etti. Vidinli, ‘Arazide keÅif yapan Ć¼Ć§ bilirkiÅiden biri ƶlmĆ¼Å. DiÄer iki bilirkiÅi ƶlenin yerine de parafladıkları raporu mahkemeye sunmuÅlar. Ancak mahkeme sahteciliÄi araÅtırmadı’ diyor.”[37]
• “Sakarya’nın Karasu ilƧesinde 5 kƶyĆ¼ kapsayan, tarım ve orman alanlarının da iƧinde bulunduÄu 222 hektar bĆ¼yĆ¼klĆ¼ÄĆ¼ndeki arazi Nisan 2015’te Bakanlar Kurulu kararıyla Otomotiv Ä°htisas EndĆ¼stri Bƶlgesi ilan edildi.”[38]
• “Artvin Orman Ä°Åletme MĆ¼dĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼ 77 bin metrekare alanı maden Åirketine tahsis etti.”[39]
Kıyıların yaÄmalanıÅı: YaÄmadan, kıyılardan geriye kalanlar da nasibini bolca alıyor… TĆ¼rkiye’nin kıyıları bir yandan dizginsiz bir yapılaÅmanın/betonlaÅmanın, bir yandan da kirliliÄin hedefi.
• “Antalya Belediyesi, dantel kıyıları, akvaryum gibi koylarıyla Ć¼nlĆ¼ dinlence merkezi KaÅ’ta, SÄ°T alanındaki imar planlarını deÄiÅtirdi. Plan deÄiÅikliÄiyle CumhurbaÅkanı Recep Tayyip ErdoÄan’a yakınlıÄı ile bilinen iÅadamı Cihan Kamer’in adına kayıtlı olduÄu ƶne sĆ¼rĆ¼len parseller yapılaÅmaya aƧılıyor...”[40]
• “Ä°stanbul’un son doÄal plajı Atakƶy sahilinde yĆ¼kselen inÅaatları tartıÅmalı hĆ¢le getirecek bir mahkeme kararı alındı. Ä°stanbul 3. Ä°dare Mahkemesi, TOKÄ°’nin 4 yıl ƶnce yaptıÄı ve Karadeniz Ćrme-Ćzyazıcı ikilisinin aldıÄı, iki parselin satıŠihalesini iptal etti. Sƶz konusu parsellerdeki inÅaatlar Åu anda bitme noktasına geldi.”[41]
• “Batı Karadeniz kıyı Åeridi ‘termik santral’ tehdidi altında. Karadeniz EreÄli’den Amasra’ya uzanan 78 kilometrelik kıyı bandına tam 13 termik santral geliyor.”[42]
Madencilik Eliyle DoÄanın Katli: YaÄmanın bir baÅka boyutunu maden Ƨıkartma adına daÄların delik deÅik edilmesi, yĆ¼zbinlerce aÄacın kesilmesi, tarım arazilerinin yok edilmesi, endemik tĆ¼rlerin tĆ¼ketilmesi oluÅturuyor. Bƶylece ƶrneÄin,
• “Ćevre ve Åehircilik BakanlıÄı, maden atıklarının karada uygun ortam bulunmaması hĆ¢linde denize boÅaltılmasına vize vermeye hazırlanıyor. Maden Atıkları YƶnetmeliÄi TaslaÄına gƶre maden atıklarının Ƨevresel etkilerini en aza indirmek gerekƧesiyle denize boÅaltılmasına ‘detaylı izleme Åartıyla’ onay verilebilecek.”[43]
• “Konya-Karapınar ve Karaman- AkƧaÅehir havzasında 1 milyar 832 milyon ton linyit rezervini Ƨıkarmak iƧin 3 alana maden ruhsatı verildi. BugĆ¼ne dek termik santral iƧin resmi giriÅim olmadı ama halk diken Ć¼stĆ¼nde. Uzmanlar ‘Termik santral kurulduÄunda kanser artacak, bƶlge asitle yıkanacak’ diyor.”[44]
Ve tabii:
• “Artvin’deki Kafkasƶr Yaylası’nda bulunan Cerattepe Bƶlgesi’nde bakır madeni aƧılması iƧin Åirket yetkililerinin, asker ve polis eÅliÄinde zırhlı araƧlarla bƶlgeye geliÅi Artvin halkını sokaÄa dƶktĆ¼.”[45]
Altına hĆ¼cum: Ancak madencilik adına iÅlenen cinayetlerin en bĆ¼yĆ¼ÄĆ¼, altın Ƨıkarma alanında yaÅanıyor. “1 gram altın Ƨıkarmak iƧin 1 ton toprak ve yarım ton suyu siyanĆ¼rlemek” gerektiÄi altın Ƨıkarma alanında![46]
• “KĆ¼tahya’nın Simav Ä°lƧesi’nde 2011’in mayıs ayında Eti GĆ¼mĆ¼Å AÅ’ye ait atık depolama havuzunun setlerindeki kısmi Ƨƶkmenin ardından Ćevre MĆ¼hendisleri Odası, civardan aldıÄı numunelerle, normalden yĆ¼zde 40 fazla siyanĆ¼re rastlandıÄını ortaya Ƨıkardı. Bunun Ć¼zerine Eti GĆ¼mĆ¼Å, ĆMO’ya 30 bin TL’lik tazminat davası aƧtı.”[47]
• “KĆ¼tahya’da yaÅanan felaketin Ć¼zerinden aylar geƧse de, tehlike devam ediyor. Ćstelik gerƧek anlamda ƶnlem de alınmıyor. TĆ¼rkiye’de siyanĆ¼rle maden Ƨıkarma iÅlemi KĆ¼tahya’yla sınırlı deÄil, 60 Åirketin ruhsatı bulunuyor.
Ä°TĆ Metalurji ve Malzeme MĆ¼hendisliÄi BƶlĆ¼mĆ¼ ƶÄretim Ć¼yesi Prof. Dr. Ä°smail Duman, TĆ¼rkiye’de Åu anda hepsi Ƨokuluslu olmak Ć¼zere yaklaÅık 60 Åirketin maden ruhsatına sahip olduÄunu sƶylĆ¼yor. 1200’Ć¼ arama, 160’ı ƶn iÅletme ve 300’Ć¼ iÅletme ruhsatlı. Artvin’den Kastamonu’ya kadar Karadeniz Bƶlgesi, Biga Yarımadası’nı da iƧine alan Kuzey Ege, Manisa, Ä°zmir, UÅak, KĆ¼tahya, EskiÅehir, Konya, Erzincan, Tunceli, Mardin hedef yerler. Fiilen Ć¼retim yapılan madenlerse; Ä°zmir-Bergama, UÅak-EÅme, Ä°zmir-EfemƧukuru, Balıkesir-Havran ve Bergama-Kozak Yaylası. Erzincan-Ćƶpler, Ćanakkale-BayramiƧ ve EskiÅehir-Kaymaz’da…”[48]
• “Fatsa’da siyanĆ¼rlĆ¼ altın madeni iƧin hazırlanan ĆED Raporu nereden tutsanız elde kalıyor. Bal ve fındık Ć¼retiminin Åimdiden azaldıÄı kƶylerin; ElekƧi Deresi de Åirkete satıldı. 555 ton kimyasalın taÅınacaÄı yer ise belli deÄil…
Altıntepe Madencilik ƧalıÅmalarını 196 hektarlık bir alanda yĆ¼rĆ¼tĆ¼yor. Åimdiye kadar 1000 dƶnĆ¼mlĆ¼k bir orman arazisinde aÄaƧ kesimi yapıldı. Hazırlanan ĆED Raporunda ise bƶlgede ne kadar aÄaƧ kesileceÄine dair bir bilgi yok, ormana dĆ¢hil olan alanlar ise orman deÄil gibi gƶsterilmiÅ. Åirketin orman olmadıÄını iddia ettiÄi alanın 729 dƶnĆ¼mĆ¼ tarım alanı, 523 dƶnĆ¼mĆ¼ kestane ormanı ve 613 dƶnĆ¼mĆ¼nde de kayın/kestanelik var.” [49]
• “Erzincan Ä°liƧ’te Rio Tinto ile Ćalık Grubunun altın madeni iÅletmesi ortaklıÄı hayatı yok ediyor. Ä°lƧede artık kuÅlar ƶtmĆ¼yor, balık ƶlĆ¼mleri yaÅanıyor ve hayvanlar 6 bacaklı ya da kalbi dıÅarıda doÄuyor. Ä°lƧede yaÅayanlar madenin halk saÄlıÄını etkilediÄini de iddia ediyor.”[50]
• “Kaz DaÄları’nda altın arama ve iÅletme iƧin 16 firmaya ruhsat verildi, 36 noktada yarım milyar tona yakın siyanĆ¼r kullanılacak…
2 milyon kiÅinin temiz su kaynaÄı Kaz DaÄları’nın derinliklerine sızacak siyanĆ¼rsevici madencilik, neredeyse siyanĆ¼rĆ¼n doÄa dostu olduÄunu iddia ediyor.
Oysa Avrupa Parlamentosu Mayıs 2010’dan beri ‘madencilik faaliyetlerinde siyanĆ¼rĆ¼n yasaklanması’ gerektiÄi kararının bĆ¼tĆ¼n dĆ¼nyada uygulanmasını tavsiye ediyor…
Ćanakkale Onsekiz Mart Ćniversitesi (ĆOMĆ) Ziraat FakĆ¼ltesi ĆÄretim Ćyesi Kenan KaynaŒın hazırladıÄı raporda Kaz DaÄları’nda yapılan tarımsal Ć¼retim ve hayvancılıktan 7.5 milyar dolar deÄer elde edildiÄi ve 10 yıl iƧinde 75 milyar dolara ulaÅılacaÄını belirtiyor.
Altın iÅletmeleri faaliyete geƧince bƶlgede 2.5 milyar ton kayaƧ ve topraÄın siyanĆ¼rle iÅleneceÄini, 10 milyonu zeytin aÄacı olmak Ć¼zere tĆ¼m tarımsal Ć¼retiminin etkileneceÄini, suların kirleneceÄini ekliyor.
Ve durumun bƶlgede tarımla uÄraÅan 750 bin kiÅinin yaÅam ve Ć¼retim alanı olduÄunu ƶnemle iÅaret ediyor.
Ama bu yıl iftiharla 25 ton altın ƧıkaracaÄını beyan eden maden sektƶrĆ¼mĆ¼ze Kaz DaÄları’na doÄru ‘Altına hĆ¼cum’ startı verilmiÅ bulunuyor.
Hatta altın fiyatları tırmandıÄı iƧin 1 ton kayadan 1 gram altın Ƨıkaran iÅletme maliyeti Åimdi 1 ton kayadan 0.4 gram altın elde etmeyi bile karlı buluyor.”[51]
Bu listeyi ciltler boyu uzatıp canınızı daha fazla sıkmak mĆ¼mkĆ¼n… Ama ne hacet, son bir-iki yılda basında Ƨıkan haberlerden yapılmıŠbu kĆ¼Ć§Ć¼k derleme dahi, yaÅamımızın kaynaklarının, topraÄın, havanın, suyun, yaÅam alanlarının rant ve kĆ¢r hırsı ƶnĆ¼nde nasıl bĆ¼yĆ¼k bir hızla tĆ¼kenmekte/tĆ¼ketilmekte olduÄunu Ƨarpıcı bir biƧimde gƶsteriyor.
Bir Sistem Sorunu: Kapitalizm
Kendilerine, yani yaÅam kaynaklarımızı, Ć¼stelik yalnızca bizimkileri deÄil, kurdun-kuÅun, aÄacın-ƧiƧeÄin, bƶrtĆ¼ bƶceÄin… velhasıl tĆ¼m canlıların yaÅama hakkını hoyratƧa ellerimizden alanlara soracak olursanız, “kalkınmak iƧin” derler. “UygarlıÄın nimetlerinden yararlanmak istemiyor musunuz?” Sonra da, Åık otellerin salonlarında dĆ¼zenledikleri gƶstermelik sempozyumlarda, konferanslarda kermeslerde, davetlerde aleme talkını verirler: insanlar doÄaya karÅı sorumlu davranmasını ƶÄrenmeli. Yıkanırken suyu idareli kullanmalı, kaÄıtların iki yĆ¼zĆ¼ne yazmalı, Ƨƶplerimizi geri dƶnĆ¼ÅĆ¼m kutularına atmalıyız[52]… Bƶylelikle, “sĆ¼rdĆ¼rĆ¼lebilir” bir yaÅam tarzı tutturmuÅ oluruz…
Evet, sistem, daha doÄrusu sistemin efendisi dev Åirketler, dĆ¼nyanın 50 yılda yaÅanılmaz hĆ¢le getirilmesinden sıradan insanları, sizi, beni, tĆ¼keticileri, hatta ha babam Ƨocuk doÄuran yoksulları, yapay gĆ¼breyi, bƶcek ilaƧlarını bilinƧsizce kullanan kƶylĆ¼leri (sanki onlara kimyasalları, katil tohumları pazarlayan, geƧimlik tarımlarını mahveden, topraklarını kullanılmaz hĆ¢le getiren kendileri deÄilmiÅ gibi) sorumlu tutuyorlar.
Ä°Åin gerƧeÄiyse, bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ Kuzey’de Ć¼retilen atıkların ancak yĆ¼zde 15’i geri kazanılabilecek nitelikte… Ćstelik, en iyi koÅullarda, tĆ¼ketici atıklarının yalnızca binde 2’si yeniden kullanıma sokulabilir durumda. Ve tĆ¼ketilerce Ć¼retilen her bir birim atıÄa karÅılık, Åirketler, 70 birim atık Ć¼retmekte… Bir baÅka deyiÅle, tĆ¼keticilerin tĆ¼ketilmesinden doÄrudan sorumlu olduÄu doÄal kaynak oranı, sadece yĆ¼zde 1.4. Geri kalan ise, “Ć¼retim” sĆ¼recinde, Åirketler tarafından tĆ¼ketiliyor: Ve salıverilen atıkların bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼, ne yazık ki toksik ve yeniden kullanıma elveriÅsiz… [53]
Onlar bu iÅten para kırıyorlar. Bizlere akıllı telefon, Ipad, hamburger, kırıÅık giderici krem, otomobil, tiÅƶrt, ayakkabı, silah, makyaj malzemesi, Åampuan, Ƨikolata, buzdolabı, diyet Cola, fırın, nĆ¼kleer baÅlıklı fĆ¼ze, biber gazı, bilezik, Ƨorap, konut, tatil, heyecan, aÅk, hayal… pazarlayarak milyonlarca, milyarlarca dolar kazanıyorlar sırtımızdan. Servetleri geri kalan yĆ¼zde 99’umuza eÅitlenen yĆ¼zde 1 insanları… YeryĆ¼zĆ¼ hayatını, bios’u yok ettikleri umurlarında deÄil. “Benden sonra Tufan” dermiÅ kral XV. Louis… YeryĆ¼zĆ¼nĆ¼n Åimdiki efendileri iƧin de ƶyle…
Geride kalanlar: yani hem tĆ¼kettikleri, hem de tĆ¼ketemedikleri iƧin tĆ¼kenenler mi? YaÅamları, iƧ dĆ¼nyaları, Ƨevreleri, insanlık onurları, saÄlıkları, mutlulukları ellerinden kayıp giden aƧlar ve doyumsuzlar? Yani bizler? Ćok mu Ƨaresiziz?
Tabii ki hayır! Bizler iƧin bir ƧıkıŠyolu var elbette… O “Tufan”ı bu dĆ¼nyayı ellerimizden alanlar iƧin bir an ƶnce yaratmak. “BaÅka bir dĆ¼nya mĆ¼mkĆ¼n”Ć¼ Ƨok geƧ olmadan, hemen Åimdi hayata geƧirmek…
Ve elbirliÄiyle kuracaÄımız o “baÅka” dĆ¼nyada, kendimizi dƶnĆ¼ÅtĆ¼rmek: doÄayla, yaÅamla barıÅık, onun bir parƧası olduÄumuzun bilincinde, gƶzĆ¼ tok, paylaÅımcı, dayanıÅmacı, kolektivist, ƶzgĆ¼r, “ƶteki”yle empati kurmayı bilen, bilinƧli bireyler toplumuna dƶnĆ¼Åebilmek.
“EÄer insan Ƨok fazla ‘Åey’e gereksinim duyuyorsa, bu bĆ¼yĆ¼k bir yoksulluÄun gƶstergesidir,” diyen Erich Scheurmann’ın;[54]
“Sahip olduÄum eÅyalar, zamanla bana sahip oluyorlar,” diyen Jean-Paul Sartre’ın;
“Az Åeye sahip olanın kƶleliÄi de az olur, yaÅasın asil yoksulluÄum” diyen Friedrich Nietzsche’nin sƶzlerini;
Ve geƧmiÅi ve bugĆ¼nĆ¼yle bizlere Ƨok Åey ƶÄreten sevgili JosĆ© Mujica’nın “Gereksiz ihtiyaƧlardan oluÅan koca bir daÄ yarattık. Bir Åeyler satın alıyoruz, sonra Ƨƶpe atıyoruz. Aslında boÅa harcadıÄımız Åey hayatlarımız. Bir Åey satın aldıÄımda ya da siz aldıÄınızda, ƶdemeyi parayla yapmıyoruz. Ćdemeyi yaÅamımızdan, para kazanmak iƧin harcadıÄımız zamanla yapıyoruz. Aradaki fark ise Åu: hayatı satın alamazsınız. Hayat geƧip gider... Ve hayatınızı boÅa harcayıp ƶzgĆ¼rlĆ¼ÄĆ¼nĆ¼zĆ¼ kaybetmek korkunƧ bir Åeydir,” uyarısını bir an olsun aklımızdan Ƨıkarmadan…
14 Nisan 2016 18:42:00, Ankara.
N O T L A R
[1] 26 Nisan 2016 tarihinde Bursa BAKUD’da yapılan konuÅma… Newroz, Mayıs 2016…
[2] “Bakan Yıldırım: 4.5G'ye Bir GĆ¼nde 4.5 Milyon KiÅi GeƧti” http://www.iha.com.tr/haber-bakan-yildirim-45gye-bir-gunde-45-milyon-kisi-gecti-548476/.
[3] http://www.teknokulis.com/haberler/mobil/2016/04/03/45g-icin-kac-kisi-sim-kartini-degistirdi
[4] “TĆ¼rkiye’de TelekomĆ¼nikasyon TarihƧesi”, Elektrik MĆ¼hendisliÄi, sayı 430, Nisan 2007, s. 66.
[5] Victor Lebow, “Price Competition in 1955”, Journal of Retailing, Bahar 1955. Aktaran: Timeline to the future, “Social-economic impacts”. http://www.timelinetothefuture.com/index.php/en/prepare/social-economic-impacts/over-consumption.
[6] SongĆ¼l Demirel ve Ceren YeÄen, “TĆ¼ketim, Postmodernizm ve Kapitalizm ĆrgĆ¼sĆ¼”, ilef dergisi, 2015: 2(1) • bahar, s. 22. http://ilefdergisi.org/2015/2/1/
[8]Olli Tammilehto, “Sustainable Cultures - Cultures of Sustainability, Background Paper”, http://www.ymparistojakehitys.fi/susopapers/Background_Paper_8_Olli_Tammilehto.pdf.
[9] DĆ¼nya Yaban YaÅamı Vakfı (WWF)’na gƶre her yıl Ƨƶpe atılan besin miktarı, 1.3 milyar tondur ve bu miktar, dĆ¼nyada aƧlık sınırı altındaki 800 milyon kiÅinin gereksiniminin dƶrt katıdır! (http://www.worldwildlife.org/initiatives/food)
[10] Olli Tammilehto, “Sustainable Cultures - Cultures of Sustainability, Background Paper”, http://www.ymparistojakehitys.fi/susopapers/Background_Paper_8_Olli_Tammilehto.pdf.
[11] R. Lee, (1968). “What Hunters Do for a Living, or How to Make Out on Scarce Resources”, R. LEE ve I. DeVORE (der.), Man the Hunter, Chicago: Adline, s. 37.
[13] Timeline to the future, “Social-economic impacts”. http://www.timelinetothefuture.com/index.php/en/prepare/social-economic-impacts/over-consumption
[14] Report: ‘Over-consumption’ threatening the earth, http://www.commondreams.org/news/2012/05/15/report-over-consumption-threatening-earth
[15] “Global Warming: News, Facts, Causes & Effects”, http://www.livescience.com/topics/global-warming/
[16] “Over consumption is killing off the world's most precious wildlife, from tigers to tuna”, http://www.telegraph.co.uk/news/earth/earthnews/9266628/Over-consumption-is-killing-off-the-worlds-most-precious-wildlife-from-tigers-to-tuna.html
[17] Dario Kenner, Inequality of overconsumption: The ecological footprint of the richest. Working paper, no 2015/2, Kasım 2015, s. 2.
[19] Dario Kenner, Inequality of overconsumption: The ecological footprint of the richest. Working paper, no 2015/2, Kasım 2015, s. 6.
[20] “AraÅtırmacılar Avrupa Ć¼lkelerinde tĆ¼ketilen mal ve hizmetlere baÄlı karbon dioksit salınımının Ć¼Ć§te birden fazlasının baÅka yerlerde gerƧekleÅtiÄini saptadı. Ä°sviƧre ve bazı baÅka kĆ¼Ć§Ć¼k Ć¼lkelerde ihraƧ edilen salınım miktarı ulusal sınırlar iƧerisinde salınan karbon dioksitten fazla. ‘Evinizde kullandıÄınız elektriÄin olasılıkla baÅka bir yerdeki kƶmĆ¼rle iÅleyen bir fabrikada CO2 salınımına neden olduÄu gibi, Batı Avrupa’nın geliÅmiÅ Ć¼lkeleri, Japonya ve ABD’nin ithal ettiÄi Ć¼rĆ¼nlerin, baÅta Ćin olmak Ć¼zere baÅka Ć¼lkelerde ƶnemli miktarlarda karbon dioksit salınımına yol aƧtıÄını saptadık,’ diyor uzmanlar.” Bƶylelikle, ƶrneÄin ABD’de toplam tĆ¼ketim kaynaklı salınımların yĆ¼zde 11’ini (yaklaÅık kiÅi baÅına yılda 2.4 ton) ihraƧ ettiÄi hesaplanmakta! (“Wealthier countries ‘outsource’ their carbon emissions to developing nations, a new study finds”, Stanford Report, 8 Mart 2010, http://news.stanford.edu/news/2010/march/outsource-carbon-emissions-030910.html.
[21] Dario Kenner, Inequality of overconsumption: The ecological footprint of the richest. Working paper, no 2015/2, Kasım 2015, s. 7.
[22] Mustafa Ćakır-Ćzlem GĆ¼vemli, “YeÅili Sıfırlar”, Cumhuriyet, 13 AÄustos 2014, s.18.
[23] “Destanlara Konu Olan Ćaya HES”, Cumhuriyet, 22 Mart 2013, s.9.
[24] DerviÅ GenƧ, “Yargı Kararına RaÄmen Karadeniz’de HES Ä°nadı SĆ¼rĆ¼yor”, Zaman, 10 Mayıs 2014, s.4.
[25] Adnan Keskin, “HES’e Gelince RĆ¼zgĆ¢r Gibi”, Taraf, 3 Haziran 2014, s.2.
[26] Ćmer Åan, “Anzer’i de Bitirecekler”, Cumhuriyet, 21 AÄustos 2015, s. 8.
[27] ĆiÄdem Toker, “Bir Ćlkenin ĆlĆ¼mĆ¼”, Cumhuriyet, 7 Haziran 2014, s.10.
[28] Mehmet MenekÅe, “Ya Acından Ćl Ya GƶƧ”, Cumhuriyet, 12 AÄustos 2014, s.3.
[29] “Dicle Vadisi İƧin Yeni Tehdit”, Evrensel, 18 Åubat 2015, s.2.
[30] Yusuf GĆ¼rsucu, “AKP’nin 13 Yıllık Ekoloji Karnesi: DoÄaya Ä°hanet Sermayeye Hizmet”, GĆ¼ndem, 16 Mayıs 2015, s.16.
[31] Serkan Ocak, “Ormanlar Betona DƶnĆ¼ÅĆ¼r Yurdumda”, Radikal, 20 Nisan 2014, s.4-5.
[32] OÄuz GĆ¼ven, “ErdoÄan da ‘Gezi ZekĆ¢lı’ Ćıktı”, Cumhuriyet, 13 Haziran 2014, s.8.
[33] Mustafa Ćakır, “AKP Torbaya Balta da Koydu”, Cumhuriyet, 10 Temmuz 2014, s.6.
[34] Akın Bodur, “Baldan Tatlı Rant”, Cumhuriyet, 7 Åubat 2013, s.18.
[35] Mustafa Ćakır, “Cennet Can ĆekiÅiyor”, Cumhuriyet, 8 Temmuz 2014, s.3.
[36] Burak CoÅan, “BıƧkıdere Ormanları’nın Altını ĆstĆ¼ne Getiriyorlar”, HĆ¼rriyet, 2 Aralık 2014, s.9.
[37] Hilal Kƶse, “ĆlĆ¼ BilirkiÅiyle Orman Ä°mara AƧıldı”, Cumhuriyet, 16 Åubat 2015, s.6.
[38] Hazal Ocak, “10 KƶtĆ¼ 5 Ä°yi Haber”, Cumhuriyet, 6 Ocak 2016, s.2.
[39] BĆ¼lent FalakaoÄlu, “BaÅbakan Cerattepe’de Pansuman YapmıÅ! (2)”, Evrensel, 1 Mart 2016, s.5.
[40] Serdar Kızık, “Ćare DireniÅ!..”, Cumhuriyet, 24 AÄustos 2015, s.18
[41] Ali DaÄlar, “Kıyıdır Satılamaz”, HĆ¼rriyet, 31 AÄustos 2014… http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27111034.asp
[42] Zonguldak’tan Bartın’a ‘78 kilometrelik kıyı bandına tam 13 termik santral’ geliyor!
[43] ErdinƧ Ćelikkan, “Maden Atıklarının Denize BoÅaltılmasına Vize”, HĆ¼rriyet, 23 AÄustos 2014, s.5.
[44] Ćzlem GĆ¼vemli, “Karaman Asitle Yıkanacak”, Cumhuriyet, 27 Aralık 2014, s.15.
[45] “Cerattepe Nƶbetine ‘Gazlı’ MĆ¼dahale”, Milliyet, 17 Åubat 2016, s.15.
[46] Nihal KemaloÄlu, “Altını Yerine Koyarsınız, Ya Toprak ve Suyu?”, AkÅam, 1 EylĆ¼l 2011, s.10.
[47] Doruk Ćakar, “YaÅamın Kendisi Zaten Risk”, AkÅam, 1 Temmuz 2011, s.11.
[48] “Altın madenciliÄi ve Ć¼retimi ile Ƨevre iliÅkisini baÅka metallerinkiyle karÅılaÅtırmak konuyu anlatan en kestirme yol. 1 gram demir Ć¼retirken 2-2.5 gram toprak kazılır; 1 gram bakır iƧinse 100-200 gram. 1 gram altın iƧin kaldırılacak topraksa 1-5 ton. 1 gram altını elde ettiÄinizde geriye ne mi kalır? YaklaÅık 3.5 ton siyanĆ¼rlĆ¼ Ƨamur! DĆ¼nyada her yıl 22.000-30.000 ton siyanĆ¼r altın madenciliÄi nedeniyle atmosfere taÅınıyor. SiyanĆ¼rĆ¼n aƧık havada gĆ¼n ıÅıÄında Ƨabucak parƧalandıÄı ve etkisini kaybettiÄi ƧarpıtılmıŠbir bilgi. Zira siyanĆ¼rĆ¼n atmosferdeki yarılanma ƶmrĆ¼ 276 gĆ¼n. AƧıkta kullanım nedeniyle her gĆ¼n yeni siyanĆ¼r emisyonu yapıldıÄına gƶre atmosferde sĆ¼rekli birikim yapan siyanĆ¼r radikalleri yaÄmur, kar, kıraÄı ve Åebnem ile yeryĆ¼zĆ¼ne geri dƶndĆ¼ÄĆ¼nde kilometrekarelerce toprakta baÅta arsen olmak Ć¼zere pek Ƨok elementi ƧƶzĆ¼nĆ¼r hĆ¢le getirip yerĆ¼stĆ¼ ve yeraltı sularında, bitki-hayvan-insan bĆ¼nyesinde birikiyor. DoÄrudan siyanĆ¼r kirliliÄinin baÅ sorumlusu ise kil yastıklarında veya jeotekstildeki Ƨatlak, yırtılma veya delinmeler. SiyanĆ¼rlĆ¼ Ƨƶzeltiyi veya Ƨamuru ileten hatlardaki boru patlakları da ƶnemli teknik arızalar. DiÄer kritik yerlerse yaÄmurlarla yıkanan aƧıkta depolanmıŠatık yıÄınları ve taÅma ya da sedde yarılması sonucu siyanĆ¼rlĆ¼ Ƨƶzelti ve Ƨamurların Ƨevreye yayılmasına neden olan atık barajları.” (Esra AƧıkgƶz, “Prof. Ä°smail Duman: Ä°nsan, Altından DeÄerlidir!”, Cumhuriyet, No:1323, 31 Temmuz 2011, s.11.)
[49] SeƧil TĆ¼rkan, “Dere Åirkete Satıldı, Kimyasal Atıklar Hesap Edilmedi!”, BirgĆ¼n, 1 Aralık 2014, s.16.
[50] Kemal Ćzer, “SiyanĆ¼r Etkilerini Gƶstermeye BaÅladı”, Evrensel, 22 Ekim 2013, s.2.
[51] “Altın İƧin Suları Zehirliyorlar”, GĆ¼ndem, 2 Nisan 2013, s.16.
[52] “Ćevreye en duyarlı milyarder” sıfatını kimseye kaptırmayan ve bizleri sık sık “sorumlu davranmaya” davet eden dĆ¼nyanın en zengin insanı Bill Gates’in, fosil yakıt sektƶrĆ¼ne 1 milyar dolar yatırdıÄını biliyor muydunuz? (Dario Kenner, Inequality of overconsumption: The ecological footprint of the richest. Working paper, no 2015/2, Kasım 2015, s. 5)
[53] Timeline to the future, “Social-economic impacts”. http://www.timelinetothefuture.com/index.php/en/prepare/social-economic-impacts/over-consumption
[54] Erich Scheurmann, GƶÄĆ¼ Delen Adam, Ćev: Levent Tayla, Ayrıntı Yay., 1988, s.46.
Yorum Ekle