“Ailen kaybolabilir, Mahalleden dostların kaybolabilir, SevdiÄin her Åey kaybolabilir, Ama dinozorlar, kaybolmaz.” [1] Allin li...
“Ailen kaybolabilir,
Mahalleden dostların kaybolabilir,
SevdiÄin her Åey kaybolabilir,
Ama dinozorlar, kaybolmaz.”[1]
Allin libertadllaqa,/ wanuyllawantaq./ Allin democraciaqa,/ carcelllawantaq,/ wanuyllawantaq./ Pillatapas mayllatapas,/ imanallan niytan./ Pillatapas mayllatapas,/ laykan-nallan niytan./ Llaqtayman chayaramuspa,/ aparunanpaq./ Kuyasqa yanachallayta/ chinkachinanpaq /apakunanpaq”
Peru yerlilerinin ƧoÄunun konuÅtuÄu Quechua dilinde bir aÄıt bu. 1991-1992 yıllarında yakılmıÅ, aÄızdan aÄıza, kısa sürede tüm ülkeyi sarmıÅ. Ćevirisi kabaca Åƶyle:
“Ama bu güzel ƶzgürlük/ Bize ƶlümcül/ Bu iyi demokrasi/ Cezaevi/ ve ƶlüm getiriyor./ Kƶyüme geldiler/ Ve onu tutsak aldılar/ Sevgili kocamı gƶtürdüler/ Ve sonsuza dek kaybettiler.”[2]
Kayıplar… Ya da Latin Amerika’nın ƶzgün devlet terƶrü deneyimiyle evrensel insan hakları literatürüne armaÄan ettiÄi “teknik” terimle, desaparecidos…
“Uluslararası insan hakları hukukunda, ‘zorla kaybedilme’ terimi bir kiÅinin devlet, ya da bir devlet veya siyasal ƶrgütün izin, destek ya da rızasıyla bir siyasal ƶrgüt ya da üçüncü bir tarafƧa, kiÅinin baÅına gelenler ya da nerede olduÄu konusunda bilgi verilmesi, kurbanı yasanın koruması dıÅına Ƨıkartmak amacıyla reddedilmek suretiyle gizlice kaƧırılması, hapsedilmesi durumunda kullanılmaktadır. (…) Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kurumsallaÅtıran Roma TüzüÄü, zorla kaybedilmeyi ‘insanlık suƧu’ kapsamında deÄerlendirmektedir (…) Aynı deÄerlendirme, 20 Aralık 2006 tarihinde BM Genel Kurulu’nda kabul edilen KiÅileri Gƶzaltında/ Zorla Kaybedilmeye KarÅı Korumayla İlgili Uluslararası SƶzleÅme’de de yer alır. Bu sƶzleÅme, kurbanların ailelerine tazminat ve sevdiklerinin kaybedilmesiyle ilgili hakikĆ¢ti talep etme hakkını tanımaktadır…”
Terimin Wikipedia’da da yer alan hukukĆ® tanımı ve tarifi bu. Devlet ya da siyasal yetkelerce “sakıncalı” gƶrülen kiÅilerin “kayıtdıÅı” olarak yok edilmesi. İz bırakmamacasına… Bu ülkenin insanlarının, 12 Eylül vahÅetinden, ama ƶzellikle de 1990’ların Kirli SavaÅ yıllarından Ƨok iyi bildikleri bir baÅka “devlet aklı” uygulaması. “Kaybedilen”lerin anaları, eÅleri, evlatları, sevenleri o gün bugündür her Cumartesi günü İstanbul’da Galatasaray Lisesi ƶnünde “bari baÅucunda aÄlayacaÄım bir mezarı olsun” umuduyla [“umut”… ne kadar gƶreli bir kavram; deÄil mi?] yitik sevdiklerinin fotoÄraflarını uzatmıyorlar mı gƶrmek istemeyen gƶzlere, paslanmıŠvicdanlara?
Bu bakımdan, sƶyleyeceklerim, büyük ƶlçüde bizim de hikĆ¢yemiz…
“Kaybedilenler Kıtası”: Latin Amerika
Dedim ya, uygulamanın anayurdu, Latin Amerika. Latin Amerika iƧin o kadar tanıÅ, o kadar “yerli malı” ki, terim İspanyolca olarak yerleÅiyor Uluslararası literatüre: desaparecidos…
Yalnızca terim deÄil. “Kaybedilme” olaylarına karÅı yürütülecek mücadele ve ƶrgütlenme biƧimleri, kayıpların izlerinin sürülmesi, izlenecek teknik ve hukuksal süreƧleri, sorumluların teÅhis ve cezalandırılması konusunda da kıta ülkeleri kayda deÄer bir birikimi taÅıyor. Dahası, kıta, “zorla kaybedilme” konusunun en iyi araÅtırılıp belgelendiÄi coÄrafya.
HiƧ kuÅku yok ki Latin Amerika’nın bu ƶzelliÄi, onu Monroe Doktriniyle birlikte “arka bahƧe” ilan eden Kuzey komÅusunun kıtaya iliÅkin niyetlerinden baÄıÅık deÄil. “Zorla kaybedilme”, yerel müstebitlerin kendi kafalarından uydurup keyiflerince uyguladıkları bir zorbalıktan ibaret deÄil, çünkü. Aksine, ABD’nin 1946’da kurup 1961’den itibaren müfredatına “antikomünist karÅı ayaklanma eÄitimi”ni, 1980’lerde ise iÅkence tekniklerini dĆ¢hil ettiÄi, baÅta Latin Amerika olmak üzere pek Ƨok ülkeden Amerikancı devlet baÅkanları, bürokrat, polis ve askerlerin eÄitildiÄi School of Americas’da[3] ƶÄretilen bir “komünizme karÅı mücadele” tekniÄi. Bu nedenle, kıta ülkelerinde (ve oradan aktarıldıkları baÅka coÄrafyalarda: ƶrneÄin Türkiye Kürdistanı, Irak, İran, Pakistan, Rusya, Sri Lanka…) oldukƧa tekdüze ve eÅbiƧimli olarak uygulanabildi.
Anette Fingscheit, Latin Amerika’da “zorla kaybedilme”nin tarihini, üç bƶlüm ve üç bƶlge ƧerƧevesinde ele almayı ƶnerir:[4]
1) Askeri diktatƶrlükler baÄlamındaki kayıplar: Kıta güneyindeki ülkelerde (Åili, Arjantin, Paraguay ve Uruguay), 1970-80’li yıllardaki ABD-destekli askerĆ® diktatƶrlükler boyunca solcu muhalifler ve halk ƶnderleri “anavatanın düÅmanı” olarak tanımlanıp sistemli bir tasfiyeye tabi tutulmuÅlardı. Bu yıllarda bu ülkelerde on binlerce kiÅi gizli tutuklama merkezlerinde tutulup iÅkence edildiler. Pek ƧoÄu, geride bir iz bırakmadan kaybedildi. Sevdiklerinin ƧoÄu kez üniformalı kiÅilerce gƶtürülmesine tanık olup ardından da baÅvurdukları her merciden eli boÅ geri Ƨevrilen, yalancılıkla, yıkıcıların oyuncaÄı olmakla suƧlanan, deli muamelesi gƶren, tehdit edilen, fiziksel saldırılara maruz kalan, hatta kimi zaman kendileri de “kaybedilen” kayıp yakınları yorulmak bilmez adalet ve hakikĆ¢t arayıÅlarıyla, izleyen onyıllarda kayıplara ve sorumluların dokunulmazlıÄına karÅı mücadelenin ƶncüsü olacaklardır. Bu baÅlık altında gerƧekleÅen kayıplarda “hedef” genellikle ƧoÄu iÅƧi sınıfı eylemcileri, sendikacılar ya da kentli orta sınıf aydınları olan silahsız kiÅilerdir ve aktƶr, her zaman devletle baÄlantılı gƶrevlilerdir. Fingscheit’a gƶre güney ülkelerindeki askerĆ® rejimler boyunca her bir kayıp hadisesinin kaydının devlet otoritelerince tutulmuÅ olması, hatta iÅkence edilen ya da yargısız infaz edilenlerin parmak izlerinin alınmıŠolması, sonradan kayıpların teÅhis edilmesini ve sorumluların kovuÅturulmasını kolaylaÅtıracaktır.
2) Silahlı ayaklanmalar baÄlamındaki kayıplar: 1980’li yıllarda baÅta Guatemala ve El Salvador olmak üzere Orta Amerika Ve Peru ile Kolombiya gibi And ülkelerinde iƧ savaÅların yoÄunlaÅmasıyla, kayıplar biƧim deÄiÅtirecekti. ABD’nin eÄitip desteklediÄi ordular, “arındırılmıŠtopraklar stratejisi” adı altında gerilla güçlerine halk desteÄinin tasfiyesi hedefini benimsedi. Bu strateji, ƶzellikle yerli halkların yaÅadıÄı geniÅ kırsal kesimlerin boÅaltılmasını iƧeriyordu. Ćzellikle Orta Amerika’da binlerce yerli-kƶylü aile Honduras ya da Meksika’ya kaƧarken, And bƶlgesinde bu strateji onbinlerce “iƧ mülteci” yaratacaktı. Ordu operasyonlarından kaƧamayanlar vahÅice ƶldürüldü; ƧoÄu yoksul kƶylü, binlerce kiÅi “desaparecido”lar kervanına katıldı. Bunların ƧoÄu, olasılıkla gerilla hareketlerine sıcak bakıyor, bir kısmı fiilĆ® destek de veriyordu. Ama hemen tümü, adsız sivillerdi. Katliam ve kayıplar, ordu vahÅetinin Maya nüfusunu hedef aldıÄı Guatemala’da soykırım boyutunu alacaktı.
Bu baÅlık altında yer alan kayıpların ortak ƶzelliÄi, hem kitlesel oldukları, hem kurbanlarının toplumun en az gƶrünen katmanlarını, yoksul, yerli kƶylüleri hedefledikleri, hem kayıtların ƧoÄunlukla failler tarafından dahi tutulmayıÅı ve insan hakları eylemcilerinin katliamların gerƧekleÅtiÄi bƶlgelere eriÅmesine izin verilmemesi nedeniyle, kurbanların kimliklerinin teÅhis edilemeyiÅiydi. Dahası, aileler ƧoÄunlukla baÅka ülkelere daÄılmıŠdurumdaydı; bu nedenle kurbanların kaderini araÅtıracak pek kimse de kalmamıÅtı geride. Fingscheit, Åili ve Arjantin’deki durumun tersine, El Salvador, Guatemala ve Peru’da kurulan HakikĆ¢t Komisyonlarının kurbanların tam listesini Ƨıkartamamasını bu faktƶrlerle aƧıklamaktadır.
Bu bƶlgelerdeki güçlüklerden bir baÅkası da, yerli halkın ƧatıÅmada taraf olmaya zorlanmasıdır; ƶrneÄin Guatemala ordusu, ayaklanma bastırma stratejisi ƧerƧevesinde yerli halkı, yerel ƧeliÅkilerden de yararlanarak, Türkiye’deki korucu sistemine pek benzeyen “ƶzsavunma devriyeleri” hĆ¢linde ƶrgütlenmeye zorlamıÅtı; bƶylelikle kƶylülerin birbirini katletmesi ya da “kaybetmesi”nin ƶnü aƧılacaktır.
3) Günümüzde kayıplar: Kayıplar, Latin Amerika’nın (yakın) tarihine ait bir gƶrüngü olmanın uzaÄındadır ve kıtanın kimi bƶlgelerinde, farklı motiflerle süregitmektedir. ĆrneÄin Kolombiya’da kovuÅturulmazlık/dokunulmazlık edinen paramiliterler, ƧoÄunlukla baÅta uyuÅturucu olmak üzere farklı suƧ ƶrgütleri biƧiminde yeniden yapılanmaya girmiÅler, genellikle yerel yetkelerin de gƶz yummasıyla, sivil halk üzerine (“kaybetme” dĆ¢hil) terƶr uygulamaktadırlar. Benzer bir durum, Meksika iƧin de sƶz konusudur; ülkenin ƶzellikle kuzey bƶlgelerinde at oynatan Ƨeteler sivil toplum ƶnderlerini, aktivistleri, ama aynı zamanda hiƧbir siyasal/toplumsal etiketi olmayan sıradan insanları da hedef almaktadır. ĆrneÄin, 2003 yılından bu yana ABD-Meksika sınırındaki Ciudad JuĆ”rez’de, ƧoÄu iÅƧi, hizmetƧi ya da ƶÄrenci, alt sınıflara mensup Ƨok sayıda genƧ kadın kaƧırılmıÅ, tecavüze uÄramıÅtır; bu kadınların ancak vahÅice katledilmiÅ cesetlerine ulaÅılabilmektedir. Bu cinayetlerin gerisindeki motif, belirsizdir.
İnsan hakları ƶrgütleri, bazı Latin Amerika ülkelerinde son yıllarda boy veren ve amaƧları, hedefleri netleÅmemiÅ bu tür kayıp/iÅkence/ƶldürme vak’alarını, eski paramiliterlerin, ƶlüm mangaları mensuplarının, bir kısmı eski yüksek rütbeli subayların kurduÄu ƶzel güvenlik Åirketleriyle baÄlantılı suƧ ƶrgütleriyle iÅbirliÄine gitmesiyle aƧıklıyor.
Fingscheit, kayıpların bu yeni biƧiminin münhasıran asker ve/veya polis tarafından gerƧekleÅtirilen siyasal motifli kayıplardan farklı olduÄunu vurgularken, bu durumun hükümetlerin sorumluluÄunu muÄlĆ¢klaÅtırdıÄını sƶylüyor. Yeni durumun bir baÅka güçlüÄü ise, ƧoÄunun konumu iktisadi, toplumsal ya da siyasal herhangi bir statüye denk düÅmeyen kurbanların Uluslararası kamuoyunun dikkatini Ƨekmedeki yetersizliÄidir. “Devlet, para-devlet ve devlet-dıÅı aktƶrler arasındaki sınırlar artan ƶlçüde bulanıklaÅmaktadır,” diyor, “dünyada pek Ƨok ülkede paralel iktidar yapıları ortaya Ƨıktı; bƶylelikle zorla kaybedilme dĆ¢hil insan hakları suƧlarını tanımlama yetimiz büyük ƶlçüde sınırlanabilir.”
Bir BilanƧo GiriÅimi
Dƶnemi ve biƧimi ne olursa olsun, “zorla kaybedilme”lerin Latin Amerika bilanƧosu aÄırdır. Tüm Latin Amerika ülkelerinde ve Karayipler’de faaliyet gƶsteren Gƶzaltında Kaybolanların Yakınları Dernekleri Federasyonu FEDEFAM, yakın geƧmiÅte ya da hĆ¢len zorla kaybedilme olaylarının gerƧekleÅtiÄi ülkeleri Åƶyle sıralıyor: Arjantin, Bolivya, Brezilya, Kolombiya, Åili, El Salvador, Guatemala, Haiti, Honduras, Meksika, Paraguay, Peru, Uruguay[5]… Haritaya baktıÄınızda, gerƧekten de geriye pek bir Åey kalmıyor!
Durum, gerƧekten vahim. Meksika’da ƶrneÄin, 2006’dan bu yana 3000’in üzerinde kiÅi kaybedildi. Kayıplar, ülkenin yakın tarihindeki “kirli savaŔın da bir silahı olagelmiÅti üstelik: 1960’ların sonları ile 1970’ler boyunca, Ulusal İnsan Hakları Komisyonu’na gƶre, ƧoÄu sol eylemci, toplum ƶnderi ve gerilla, 532 kiÅi kaybedilmiÅti.
Guatemala’da 1960-1996 arasındaki iƧ savaÅın 200 bin kurbanının (Guatemala’nın nüfusu 1995’te yaklaÅık 10 milyondu. Bir baÅka deyiÅle Guatemala iƧ savaÅ boyunca nüfusunun yüzde 2’sini yitirmiÅti!) 45 000’i hĆ¢len “kayıp” statüsündedir…
Honduras’ta “kayıplar” Ƨarpıcı bir tezatla, 20 yıllık bir diktatƶrlüÄün ardından ülkenin “demokrasi”ye dƶndüÄü 1981 sonrasında yoÄunlaÅmıÅtır. ABD’nin “güvenlik doktrini” ƧerƧevesinde biƧimlenen Honduras “demokrasi”si, 1980-1989 arasında 184 kiÅinin yetkililerin kılı kıpırdamaksızın “kaybediliÅi”ne sahne olacaktır.[6]
Åili’de 1973-1990 arasındaki askerĆ® diktatƶrlük boyunca kaydedilen kayıp sayısı, ilki, General Pinochet’nin sosyalist baÅkan Salvador Allende’ye karÅı darbesinin hemen ardından yok edilen sendikacı Gastón de JesĆŗs CortĆ©s olmak üzere, 2115 olmuÅtur.
Uruguay’ın 1973-1985 yılları arasındaki sivil-askerĆ® ara rejimi boyunca ise, ƧoÄu Arjantin, Bolivya, Brezilya, Åili ve Paraguay askerĆ® rejimlerince ortaklaÅa yürütülen ABD güdümlü “Condor Operasyonu” kapsamında olmak üzere 172 kiÅi kaybedildi. Arjantin askerĆ® rejiminin uƧaklarla nakledip Rio de la Plata’da denize attıÄı “kayıplar”la ilgili soruÅturmalar sürdükƧe, bu sayı daha da kabaracaÄa benziyor.[7]
Kolombiya’da 2009 yılında cumhuriyet savcıları, ülkenin iƧ savaÅ ve ƧatıÅmaları boyunca kayıp sayısını 28 000 olarak aƧıkladılar. Ancak Kolombiya’da iƧ ƧatıÅmalar, tüm 20. yüzyıla yayılmaktadır; yüzbinlerin yaÅamına mal olan La Violencia’nın patlak verdiÄi 1948’den bu yana “kaybedilenler”in sayısı, Kayıp KiÅilerin Aranması Ulusal Komisyonu’nun aƧıklamasına gƶre, en az 61 604’tür.[8] Ćlkede toplu mezarlar aƧılmaya devam ediliyor. 1978’de patlak veren iƧ savaÅı ƶncesi ve boyunca El Salvador’daki kayıp sayısı ise 8000 olarak tahmin ediliyor. HakikĆ¢t Komisyonu Raporu’nda bu sayı 5500 olarak geƧiyor.
Arjantin Deneyimi
Ancak “zorla kaybedilme”de kıta rekorunu -gƶreli kısa bir zaman dilimi iƧerisinde yoÄunlaÅmıŠolmasıyla-, Arjantin’in askerĆ® rejim(ler)i elinde tutmaktadır. Ćlkede 1976’da Peronist rejimi devirerek iktidara gelen General Jorge Rafael Videla baÅkanlıÄındaki cuntayı birbirini devirerek iÅbaÅına gelen iki cunta daha izlemiÅti: General Robereto Viola ve General Leopoldo Fortunato Galtieri’nin cuntaları…
Yedi yıl süren üç cunta dƶneminin acı bilanƧosu, ancak 1983 yılında gerƧekleÅtirilen ve RaĆŗl AlfonsĆn’i devlet baÅkanlıÄına getiren seƧimlerden sonra ortaya Ƨıkmaya baÅlayacaktı: İnsan Hakları ƶrgütlerinin tahminlerine gƶre en az 30 bin kayıp!
Kimler yoktu ki… KuruluÅuna bizzat baÅkan AlfonsĆn’in ƶnayak olduÄu KiÅilerin Kaybolması Ćzerine Ulusal Komisyon (CONADEP)’in devlet baÅkanına sunduÄu 1984 tarihli Nunca mĆ”s (Bir Daha Asla) baÅlıklı, tanıklıklar iƧeren rapor,[9] kayıplar hakkında ayrıntılı bir dƶküm sunuyor: ƶÄretmenler, hemÅireler, iÅƧiler, ƶÄrenciler, ƶÄretim elemanları, devrimciler, sendikacılar, insan hakları aktivistleri, gerilla ƶrgütü üyeleri, solcu aydınlar, “olaÄan kayıplar” arasındaydı kuÅkusuz.[10] Aralarında 13-14 yaÅlarındaki Ƨocuklar, gebe kadınlar, hasta ve engelliler, hatta tüm aileler eksik deÄildi. Ama bu kadar deÄil: “yanlıŠzamanda yanlıŠyerde” olan kiÅiler de “kaybedilmekten” kaƧınamıyorlardı.[11] Hatta, salt “yanlıÅlık” sonucu kaybedilip ƶldürülenler de vardı.[12] Dahası, gerilla ƶrgütlerini desteklediklerinden “kuÅkulanılan” parlamenterler, gazeteciler, bakan kızları, diplomatlar, iÅ adamları, din gƶrevlileri, kimi zaman sadece fidye iƧin paramiliter ƶlüm mangaları üyelerince kaƧırılıyor, askerĆ® yƶnetim ise, baÅvurulara “nasihat”la karÅılık veriyordu ƧoÄu kez.
Kayıpların pek azı geri dƶnebildi. Anlattıkları, vahÅetti. İÅte 14 yaÅında kayıtdıÅı olarak gƶzaltına alınan ortaokul ƶÄrencisi Pablo A. D.’nin tanıklıÄı:
“Hem Arana hem de BĆ”nfeld’de iÅkence gƶrdüm. Arana’da aÄzıma, diÅetlerime ve cinsel organıma elektrik verdiler. Ayak parmaklarımdan birinin tırnaÄını sƶktüler. BĆ”nfeld’de elektrik kullanmadılar, ama sopalarla dƶvüldüm, vücuduma iÄneler batırdılar. BirkaƧ gün aƧ bırakılmak olaÄan uygulamalardandı; günler boyu boynumdan iple baÄladılar…”[13]
Devletin güvenlik güçleri ya da paramiliterlerce kaƧırılanlar, ƧoÄunlukla gizli iÅkence merkezlerine gƶtürülerek burada günlerce, haftalarca iÅkenceli sorgulara tabi tutuluyorlardı. Yerleri belli olmayan bu meÅ’um Centros Clandestinos de Detencion (Gizli Tutuklama Merkezleri: CCD)’lardan Arjantin’de 340 adet olduÄu hesaplanmaktadır. Aralarından en ünlüsü, 5000 kadar “kayıp”ın iÅkencelerle katline sahne olan ve Kirschner tarafından kapatılarak desaparecidos iƧin bir anıta dƶnüÅtürülen La Escuela de Mecanica de la Armada (Donanma Mekanik Okulu - ESMA)’dır.
CCD’lerden pek az kiÅi saÄ Ć§Ä±kabildi… Geri kalanlar? Geri kalanlar, ya isimsiz faili meƧhuller olarak rastgele toplu mezarlara gƶmülüyor, ya dinamitlerle tahrip ediliyor ya da… Ya da uƧaklara yüklenerek Arjantin ile Uruguay arasında uzanan Rio de la Plata kƶrfezine atılıyorlardı! Havadan…
“O zamanlar askerĆ® uƧakların bƶlgeye garip koliler attıÄını gƶrdüÄümü anımsıyorum,” diyor1970’lerin sonlarında Parana deltasındaki adacıklarda ƧalıÅan mekanik ustası Marcos Queipo. “BaÅta ne olduklarını bilmiyordum. Ama birgün kolilerin nehirde yüzdüÄünü gƶrdüm. AƧtıÄımda neye uÄradıÄımı ÅaÅırdım. Koliler cesetlerle doluydu.”[14] Queipo, bu manzara karÅısında “yurttaÅlık gƶrevi”ni yaparak durumu polise anlatmıÅ. AldıÄı yanıt, bazıları askerĆ® pilot olan yedi kiÅinin cesetleri Atlas Okyanusu’na atmaktan yargılandıÄı “Ćlüm UƧuÅları” davasının tanıklıkları arasında yer alıyor. “Ćeneni kapa, yoksa aynı Åey senin de baÅına gelir!”
Bir baÅka tanık, 40 yıl boyunca deltada Ƨocukları sandalla okula taÅıyan Jose Luis Pinazo, “Gƶkyüzünde uƧaklar belirir, kapakları aƧılır alana koliler atarlardı,” diye anlatıyor. “Ćocuklara nehirde yüzen cesetlere bakmamalarını sƶylerdim. Güzel bir Åey deÄildi.” Gazeteci Fabian Magnotta’nın bƶlgeden derlediÄi tanıklıklar arasında[15] bƶlge sakinlerinin kimi zaman aÄaƧlara asılı kalmıŠcesetler gƶrdükleri yer alıyor. Ya da cesetlerin evlerinin damına isabet ettiÄi…
* * *
Bu karabasandan ƧıkıÅın baÅ aktƶrü RaĆŗl AlfonsĆn, üç cunta dƶnemindeki insan hakları ihlĆ¢llerini kovuÅturacaÄı vaadiyle toplamıÅtı oyları. Bu yolda giriÅimleri de oldu; baÅkanlıÄı dƶneminde Cuntalar Davası ile darbe liderlerinden bazılarını[16] demir parmaklıkların ardına gƶndermeyi baÅardı. Ancak ordunun baskısıyla bu süreƧ kısa sürede kesintiye uÄradı, 1986 ve 1987’de Ƨıkartılan yasalarla kovuÅturmalara son verildi. Alfonsin’i izleyen neo-liberal/Peronist baÅkan Carlos Menem ise 1989-90’da cunta mensupları iƧin genel af ilan etti. Arjantin’in “Kirli SavaŔına iliÅkin yargılama süreci, NĆ©stor Kirscner’in iktidara gelmesiyle birlikte yeniden baÅlayabilecekti. Kirschner 2003 yılında insanlık suƧu iÅleyenler iƧin Anayasa Mahkemesi’nden iade kararı Ƨıkarttırdı. Aynı yıl Arjantin kongresi, 1986’da Ƨıkartılan ve dava aƧılma süresini yasanın Ƨıkmasını izleyen 60 günle sınırlandıran “Son Nokta Yasası”nı ilga edip Menem’in “af”larını geƧersiz kılan bir yasa Ƨıkardı. Anayasa Mahkemesi de, 2005 yılında suƧluları koruma kalkanı ardına alan 1986-87 yasalarının Anayasa’ya aykırılıÄına hükmetti. Bƶylelikle, cuntalar dƶnemindeki insan hakları ihlĆ¢llerinden sorumlu gƶrülen 654 devlet gƶrevlisinin yargılanmasının ƶnü aƧılmıŠolacaktı.[17]
Ancak ne Alfonsin ne de Kirschner, Arjantinli darbe maÄdurlarının ve kayıp yakınlarının iÄneyle kuyu kazarcasına verdikleri o sessiz, ama kahramanca mücadele olmasaydı bu adımları atamazlardı.
Madres, Abuelas, Hijos, Antropologos: Analar, Nineler, Evlatlar, Antropologlar…
Ocak 1976’da, Córdoba’da aynı gün 24 kiÅinin birden kaybedilmesi üzerine ülkedeki ilk kayıp yakınları grubu ortaya Ƨıkacaktı. Aynı yılın mart ayında, darbenin hemen ardından, karÅı duruÅ stratejileri geliÅtirmek, medyada gƶrünür olabilmek ve siyasal gerekƧelerle tutuklananları ya da kaybedilenleri diri geri istemek iƧin düzenli biƧimde toplanmaya baÅladılar. Arjantin’in ilk insan hakları ƶrgütü doÄmuÅtu… Aynı yılın Eylül ayında, darbeden altı ay sonra ise, baÅkent Buenos Aires’de Siyasal Nedenlerle Tutuklananlar ve Kayıp Yakınları ƶrgütü oluÅturulacaktı.[18]
Bu ƶrgütlerden -ve burada adını anamadıÄım nicelerinden- ve darbecilerin, katillerin mahkeme ƶnüne Ƨıkartılmalarını, kayıpların ƶnemli bir kısmının kemiklerinin nerede olduklarının saptanmasını, kaybedilenlerin subay ailelerine evlatlık verilen Ƨocuklarının geri alınması, iÅkencehanelerin bellek müzelerine dƶnüÅtürmelerini, ama en ƶnemlisi Arjantinlilerin iƧine sürüklendikleri korku, suskunluk ve unutuÅ girdabından sıyrılıp meydanlara dƶkülerek milyonlarla “Nunca mas/Bir daha asla!” diye haykırmalarını saÄlayan geliÅmelerden hiƧbiri, “onlar” olmasa olmazdı.
Onlar… 1976’dan beri her PerÅembe günü, yılmadan, yorulmadan, sessiz ve akıl almaz bir direnƧ ve inatla baÅkent Buenos Aires’de BaÅkanlık Sarayı Casa Rosada’nın ƶnündeki Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı)’da bir araya gelerek Ƨocuklarını canlı olarak geri isteyen beyaz baÅƶrtülü anneler. Birbirlerini karakollar, askerĆ® karargĆ¢hlar, hastaneler, cezaevleri, avukat büroları, İƧiÅleri BakanlıÄı ofisleri ve bilumum resmĆ® dairede yitik evlatlarını, eÅlerini ararken bulmuÅlardı. BaÅta tek istekleri vardı: “SaÄ aldınız, saÄ istiyoruz!”
ĆeÅitli eylem biƧimlerini denediler. Akıl tutulmasına son vermek, belleÄi diri tutabilmek iƧin gerƧek boyda kaÄıt silüetler kesip her birinin üzerine gerƧek bir desaparecido’nun adını yazarak kent duvarlarını donattılar ƶrneÄin. Sevdiklerinin isimlerinin yazılı olduÄu balonları gƶÄe saldılar. Devlet terƶrizmi kurbanlarının anonimliÄini ve ortak yazgısını dile getirebilmek iƧin yüzlerine birƶrnek maskeler takıp yürüdüler kent sokaklarında. Ćocuklarının imgeleri fotoÄraflar gibi bireysel temsillerden maskeli anonim figürlere doÄru evrildikƧe, yitirilenlerin kolektifliÄi vurgusu ƶne Ƨıkıyordu: “Bir Ƨocuk, tüm Ƨocuklar!”
Talepleri 1984-86 arasındaki yargılamalar sırasında daha politize olacaktı: Anneler, yargılamaların salt üst düzey subaylarla sınırlandırılmasına karÅı Ƨıkıp bütün sorumluların yargı ƶnüne getirilmesini talep etmeye baÅladılar: “Tüm suƧlular yargılanıp cezalandırılsın!”
Bütün bunlar sorunsuz olmadı elbet. Gƶrmezden gelindiler, itilip kakıldılar, alay edildiler, “deli” muamelesi gƶrdüler, hakaretlere uÄradılar, tehdit edildiler, saldırıya uÄradılar[19]…
Madre’ler, yitik evlatlarının geri gelmeyeceÄini artık biliyorlar. Bugün Arjantin’in, ƧekirdeÄini oluÅturdukları İnsan Hakları Hareketi kapsamına yerleÅen mücadeleleri daha genel bir adalet talebi etrafında ƶrülüyor. ĆrneÄin zorunlu askerliÄin kaldırılması, askerĆ® rejim dƶneminde iÅlenen suƧları insanlık suƧu kapsamına alacak yasal düzenlemelerin gerƧekleÅtirilmesi, abuela’larla birlikte, kaybedilenlerin elinden alınan Ƨocukların kimliklerinin teÅhisine olanak verecek genetik bankanın kurulması vb. konularda kampanyalar düzenliyor ya da katılıyorlar.[20]
Madre’ler, bu mücadelelerinde yalnız deÄil: yanlarında, abulela’lar (“Nineler”) ve hijo’lar (evlatlar) var.
Haziran 1977’de, Plaza de Mayo’daki PerÅembe protestolarından birinde, analardan biri sorar: “Aramızda baÅka yalnızca kayıp evladını deÄil de, kayıp torununu da arayan var mı?” Abuelas de Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı Nineleri) ƶrgütünün tohumu bu soruyla atılmıÅtı…
Arjantinli cuntacıların bir saplantısı vardı - tıpkı bizim Dersim komutanları gibi. “Komünizm Åeytanının uÅaÄı” gerillaların, ya da onların yatakƧılarının, ya da yatakƧılara sempati besleyenlerin, ya da kitap yazanların, okuyanların… velhasıl toplum iƧin tehlike oluÅturan herkesin soyunu kurutarak toplumu ‘kızıl tehkike’den ilelebet kurtarmak…
Bunun iƧin yukarıda adı geƧenleri -ve daha nicelerini- gƶzaltılarda iÅkencelerle katledip uƧaklardan denize atmakla yetinmediler… baskınlar sırasında ele geƧirdikleri, ya da gebe tutsakların gƶzaltı sırasında doÄurdukları Ƨocukları da, “iyi, erdemli, millĆ®-manevĆ® deÄerlere saygılı yurttaÅlar” olarak yetiÅtirilmek üzere “saygın” ailelerin yanına evlatlık verdiler: askerler, yandaÅ gazeteciler, iÅ adamları[21]… Arjantin’de 1976-1983 yılları arasında 500 kadar bebeÄin bu Åekilde verildiÄi ya da satıldıÄı hesaplanmaktadır. Bu nedenledir ki Abuela’lar kampanyalarını baÅlatırken, “Arjantin’de kimse kim olduÄunu bilemez!” sloganını seƧmiÅlerdi…
Kayıp Ƨocukları geri alabilmek iƧin bir dedektif titizliÄiyle ƧalıÅıyorlar. Kayıtların izlerini sürüyor, meÅ’um cunta dƶnemindeki tüm evlat edinme ve kuÅkulu doÄumları araÅtırıyor, saÄ kurtulabilen tanıkları dinliyorlar.
Bu savaÅımlarında bir de bilimsel buluÅa aracı oldular. Arjantin yasaları kimliÄin teÅhisi iƧin sƶz konusu kiÅiler arasındaki biyolojik akrabalıÄın bilimsel olarak kanıtlanmasını gerekli gƶrmektedir. Abuela’lar bunun iƧin New York’daki Kan Merkezi’nden Dr. Fred Allen ve Berkeley Ćniversitesi’nden Dr. Mary-Claire King ve Dr. Cristian Orrego ile temasa geƧtiler. SonuƧ, bir kuÅak atlayarak büyükanne/büyükbaba-torun iliÅkisini genetik olarak saptayan, yüzde 99.6 güvenilir bir tekniÄin geliÅtirilmesiydi: Abuelalık endisi…
Abuela’lar bununla yetinmediler. Åubat 1986’da, BaÅkan RaĆŗl AlfonsĆn’le buluÅup, kƶkeninden kuÅku duyan Ƨocukların baÅvurup kendi genetik malzemeleriyle karÅılaÅtırabileceÄi DNA ƶrneklerinin kaydedilip saklandıÄı Ulusal Genetik Veritabanı’nın (BNDG) oluÅturulmasını saÄladılar. Bƶylelikle, kendileri göçüp gittikten sonra da kayıp torunlarının bulunabilme olanaÄını güvenceye almıÅlardı!
Abuela’lar, bƶylelikle bugüne dek 103 torunu geri kazanabildiler.
Peki ya evlatlar? Ćyle ya, ister “geri kazanılmıŔ olsun, ister büyük anneleri, büyük babaları tarafından büyütülmüŠolsunlar, askerĆ® yƶnetim kurbanları geride binlerce Ƨocuk bırakmıÅlardı. Bugün otuzlu-kırklı yaÅlarını yaÅayan, Ƨocuklukları ƧalınmıŠbinlerce ƶfkeli kadın ve erkek… Onlar da 1995’te H.I.J.O.S’da[22] ƶrgütlendiler… Mücadeleyi, birlikte Arjantin İnsan Hakları Hareketi’nin ƧekirdeÄini oluÅturdukları, artık iyice yaÅlanmakta olan madre ve abuela’lardan devralmaya hazırlar…
Onların temel sorunu “unut(tur)ma”yla… Bu, RaĆŗl AlfonsĆn’le baÅlayıp, onu izleyen Carlos Menem’le devam eden resmĆ® politika: cunta dƶnemine ait suƧların kovuÅturulmasının devlet terƶrizminin verdiÄi zararları derinleÅtirmekten baÅka bir Åeye yaramayacaÄı sƶylemi. “Siyasal ve hukuksal bir tartıÅma bireysel travmatik bir deneyimmiÅ gibi ele alınıp siyaset, medya ve parlamenter tartıÅmalarda Åu ƶne sürülüyordu: toplumsal acılara son vermenin, toplumsal tutunumu saÄlamanın tek yolu, ‘unutmak ve baÄıÅlamak’tır - bir baÅka deyiÅle her türlü soruÅturma ve davadan kaƧınmak. Bu, zamansallıÄa, travmatik olayları geƧmiÅe aitmiÅ gibi gƶren, ama aynı zamanda geƧmiÅi bugünden tümüyle kopuk, onunla iliÅkisiz olarak tasarlayan ƶzel bir sƶylemsel müdahaleydi…”[23]
Tüm Ƨocuklukları basılan, tarumar edilen evler, sürüklenerek gƶtürülen ve bir daha hiƧ dƶnmeyen ebeveynler, acıdan lĆ¢l olmuÅ büyük ebeveynler, peÅlerini kovalayan arkadaÅ fısıldaÅmaları, devlet kapılarını tekrar tekrar Ƨalan bitmek, tükenmek, yorulmak bilmez bir arayıÅın karabasanı iƧinde parƧalanmıŠH:I:J.O.S. iƧin ise unutmak ve baÄıÅlamak, sevdiklerini ve Ƨocukluklarını bir kez daha ƶldürmek anlamına geliyordu. Onlar, Ƨocukluk travmalarını bir siyasal mücadeleye dƶnüÅtürmeyi baÅarabildiler. Kayıpları geri isteyen tüm gƶsterilerin ƶn saflarındaydılar. BaÅlarına gelenlerin resmen yeniden tanımlanmasını saÄlayacak savaÅımlar yürüttüler: Soykırım! Ve kendi takvimlerini Arjantin toplumuna kabul ettirdiler: Resmen kabul edilmiÅ “Kayıplar Günü”, ama aynı zamanda üniformalarını ƧıkarmıŠkatillerin seƧimlere katılıp “demokratik” yollarla politik konumlara geliÅini lanetleyen “Ulusal UtanƧ Günü”… Katliaam mahallerinin “kayıp anıtları”na dƶnüÅmesine ƶnayak oldular. Ve belki de yakın geƧmiÅleri ya da bugünleri kayıplarla gƶlgelenen tüm dünyaya eÅsiz bir eylem biƧimini armaÄan ettiler: Escrache’ler…
HIJOS üyeleri yargının gƶzünden kaƧmıŠya da kaƧırılmıŠkatillerin, iÅkencecilerin izini sürüp, onları her Åeyden habersiz komÅular arasında saygın bir yaÅam sürdürdükleri mahallelerinde tespit ediyor ve… aylar süren “taciz atıÅları”nın (duvar yazıları, bildiriler, afiÅler, radyo yayınları…) ardından bir gün ansızın kapısının ƶnünde bitiveriyorlar. Olanca gürültüleriyle… Tencere-tava Ƨalmalar, “katil/ soykırımcı/iÅkenceci” sloganları, protesto Åarkıları… Ardından kaƧaÄın suƧları yüksek sesle kapısının ƶnünde okunuyor. Ve protestocular, konutun duvarına, kayıplarının kanını simgeleyen kırmızı boyayla iÅaretledikten sonra sessizce daÄılıyorlar[24]… “Adalet yoksa, escrache var!”
Ve en ƶnemlisi; HIJOS, Arjantin İnsan Hakları Hareketi iƧinde, siyasal bilinci en geliÅkin olan ƶrgütlerden biri. Arjantin’i kasıp kavuran askerĆ® cuntaların kendi baÅlarına hareket etmedikleri, büyük Åirketlerin aƧık ya da ƶrtülü desteÄini aldıklarının ve nihayetinde tüm bu geliÅmelerin, Arjantin’deki (ve genelde kıtadaki neo-liberal dƶnüÅüm”ün saÄlanmasıyla ilgili olduÄunun bilincindeler. “Darbenin gerƧekleÅmesine ve de facto hükümetin iÅbaÅına gelmesine olanak saÄlayan pek Ƨok veƧhe var,” diyor HIJOS kurucu üyelerinden Camilo JuĆ”rez, kendisiyle yapılan bir sƶyleÅide. “Bunlardan biri, büyük, güçlü Åirketlerin desteÄine sahip olmasıydı. İlerleyen bir toplum olarak bizim iƧin sivil iÅbirlikƧileri de rejimden iktisadĆ® olarak yararlananların da yargılanması bizim iƧin ƶnemlidir. Bu gruplar tüm toplum tarafından dıÅlanmayı, hatta iÅledikleri suƧlar iƧin cezalandırılmayı hak ediyorlar, çünkü bu gruplardan bazıları suƧ ortaÄı konumunda kalmadı, aynı zamanda etkin biƧimde suƧa katıldılar.”[25]
HİJOS’un baÅlangıƧta toplumun geniÅ kesimlerince “radikal” bulunan saptamaları, Arjantin’in derin iktisadĆ® krizi sonucu 19-20 Aralık 2001’de BaÅkan De la RĆŗa’nın istifası ve onu izleyen üç devlet baÅkanının tası taraÄı toplayıp ülkeyi terk etmesiyle sonuƧlanacak büyük toplumsal patlama ile birlikte ana akıma yerleÅecekti. Günümüzde neo-liberalizmi diktatƶrlük rejiminin taammüdĆ® sonucu olarak gƶrmeyen Arjantinliye rastlamak, zor…
Aslında bu baÅlıÄı “onlar”dan sƶz etmeden kapatmak, haksızlık olur. Bilgi ve tekniklerini, toplumun ezilenlerinin, adaletsizliÄe isyan edenlerin hizmetine sunmaktan gocunmayan uzmanlar: antropologlar, arkeologlar, diÅƧiler, doktorlar, adlĆ® tıpƧılar ve diÄerleri…
“Kaybedilenler”den geriye pek azı dƶnebildiÄi, dƶnenlerin tüm bir tutukluluk sürelerince gƶzleri baÄlı olduÄundan tanıklıkları fazla iÅe yarayamadıÄı, yargı ƶnüne Ƨıkartılabilen failler ise genellikle “unutmayı” yeÄledikleri iƧin kayıplara sevenlerinin ziyaret edebileceÄi bir mezar verebilmek bile Ƨok uzun ve zorlu bir uÄraÅ gerektiriyor. Uzmanlar, iÅte bu konuda devreye girmiÅler. Ćünkü adsız toplu mezarlardan ve Rio del Plata’nın Ƨamurlu sularından fıÅkıran binlerce dilsiz kemiÄi konuÅturabilmek, onların iÅi…
GiriÅimi 1985’te ABD’li adlĆ® antropolog Clyde Snow baÅlatmıÅ. Bir grup Arjantinli antropoloji ve tıp ƶÄrencisine eÄitim vermiÅ. Bu derslerden, bizzat Snow’un sƶzleriyle “tüm uzmanlardan daha fazla kazı yapıp daha Ƨok insan kalıntısı Ƨıkarttıkları iƧin dünyanın en deneyimli takımı”[26] olan Equipo Argentino de AntropologĆa Forense (EAAF -Arjantin AdlĆ® Antropoloji Ekibi) doÄmuÅ.
Ekibin oldukƧa ƶzgün bir ƧalıÅma tarzı var. Ćnce kurbanların ailelerinden, kurtulabilen tutsaklardan, doktorlarından, diÅƧilerinden saÄlık ƶykülerini devÅiriyorlar. Ardından da bu verileri, arkeolojik kazı teknikleriyle Ƨıkardıkları kalıntılara uyguluyorlar. Ekip, bugüne deÄin 500’ün üzerinde kazı gerƧekleÅtirmiÅ. Vak’aların yüzde doksanının ƶlüm nedeni aynı: kafatasına arka taraftan girip ƶnden Ƨıkan bir kurÅun… Nazi Almanyası’ndan sonra tarihin en büyük toplu mezarını aƧma “onuru” da onların: toplam 342 iskeleti Ƨıkardıkları Avellaneda mezarlıÄı!
Antropologların yanı sıra bir hukukƧu ve bir bilgisayar bilimcinin de dĆ¢hil olduÄu EAAF’ın -kendileri iƧin de “lanetli” bir uzmanlık olsa gerek- ƧalıÅma alanı Arjantin sınırlarını Ƨoktan aÅmıŠdurumda. 1986’dan beri pek Ƨok Latin Amerika ülkesi ve Filipinler’de adlĆ® antropologların yetiÅtirilmesine katkıda bulunmuÅlar. Snow ve diÄerleriyle birlikte, ABD, Bolivya, El Salvador, Guatemala, Brezilya, Filipinler, Irak Kürdistanı, Etiyopya, Romanya, Hırvatistan ve Åili’de kazılara katılıp faili meƧhullerin kimliÄinin teÅhisini saÄlamıÅlar. Risk alarak: Guatemala’nın 30 yıllık iƧ savaÅından arta kalan insan kalıntılarını Ƨıkarma ƧalıÅmalarını, paramiliterlerin tehditleri nedeniyle bırakmak zorunda kalmıÅlar, ƶrneÄin[27]…
Ve SonuƧ: Nunca mas!
Arjantin’in ƶyküsü hemen tüm Latin Amerika’nın ƶyküsü… Ama aynı zamanda bizim de ƶykümüz… Bu nedenle sanırım anlatılanlar hiƧbirinize “egzotik” gelmedi. Acı, ama “egzotik” deÄil…
Ćte yandan Arjantin dersleri hepimiz iƧin ƶÄretici sonuƧlarla dolu. BirkaƧ baÅlık hĆ¢linde sıralayayım.
- Ćncelikle XX. Yüzyılın son ƧeyreÄinde Latin Amerika’dan baÅlayarak dünyanın -coÄrafyamız dĆ¢hil- pek Ƨok bƶlgesine yayılan paramiliter destekli askerĆ® müdahaleler arızĆ® gƶrüngüler deÄildi. Onlar, ABD emperyalizminin “Komünizme karÅı savaÅ” stratejisine iƧkin, planlanmıÅ, koordine giriÅimlerdi. Ve neo-liberal tasalluta karÅı direnƧ odaklarını yok etmekle sonuƧlandılar.
- Bu nedenledir ki, askerĆ® darbelerin sonuƧlarına karÅı mücadele, onları izleyen (ve tam anlamıyla onların epigon’ları olan “liberal-demokrat” rejimlere terk edilemez. FEDEFAM (Latin Amerika Gƶzaltında Kaybolanların Yakınları Dernekleri Federasyonu)’un bildirgesinde de vurgulandıÄı üzere, “toplumlar sahte uzlaÅılar, yetersiz adalet, baÅkanlık afları ve yapılan haksızlıklar üzerine sünger Ƨekme temeli üzerinde inÅa edilemez.”[28]
- Bunun iƧin, bu mücadeleyi maÄdurlar (kurbanların/ƶlülerin yakınları) baÅta olmak üzere, toplumun üstlenmesi gerekmektedir. Katliamların, kovuÅturmaların, kayıpların bir daha tekrar etmemesini saÄlamak, ancak toplumun acılı geƧmiÅiyle hesaplaÅması ve bu konuda dikkatli bir kararlılıÄa sahip olmasıyla mümkün olur. İnsan Hakları konusunda uÄraÅ veren ƶrgütler, toplumun vahÅeti unutmamasını ve ona karÅı her an uyanık olmasını saÄlayacak mekanizmaları sürekli devrede tutarken, bir yandan da “demokratik” iktidarlara, sorumluların gerƧek anlamıyla yargılanması ve en aÄır cezalara Ƨarptırılmasının ƶnünü aƧması konusunda basınƧ uygulamalıdırlar.
- Ancak, HİJOS, haklıdır. Darbeler ve diÄer askerĆ® giriÅimler, kafası kızan üç-beÅ komutanın aculluÄu sonucu gerƧekleÅmez. Gerek ülke dıÅında, gerek iƧerisinde darbeyi teÅvik eden, cesaretlendiren, onaylayan, onunla iÅbirliÄi yapan pek Ƨok sivil güç bulunmaktadır. Ve sƶz konusu vak’alarda toplumsal uyanıÅın, sınıf muhalefetinin, emeÄin mücadelesinin yükselmesinin sınıfsal Ƨıkarlarına aykırı olduÄu algısıyla harekete geƧen büyük sermaye ve onun denetimindeki anaakım medyanın rolü, belirleyici olmuÅtur. Darbe sonrası “demokratikleÅme” süreƧlerinde hem gerƧekleÅtirilebilen yargı süreƧlerinde, hem de konunun kamuouy nezdindeki iÅleniÅ tarzında en az ele alınan konu da bu olmuÅtur. Tıpkı bu coÄrafyada olduÄu gibi Latin Amerika’da da, darbecilere alkıŠtutan, ƶnlerinde ceketlerini ilikleyen, onlarla gizli toplantılar düzenleyen, ekonomik-ticarĆ® konularda danıÅmanlıklarını üstlenen, onlara sırtlarını yaslayarak iÅƧileri üzerinde amansız baskılar uygulayan, en küçük bir hak arama giriÅiminde iÅyerine asker ƧaÄıran büyük patronlar ve ellerindeki büyük basın, rüzgĆ¢r yƶn deÄiÅtirdiÄinde “hızlı demokrat” kesilmiÅlerdir.
Tam da bu sonuncu Åık nedeniyledir ki, darbelere, kayıplara ve insan hakları ihlĆ¢llerine karÅı mücadele, hem kesintisiz ve bitimsiz bir mücadeledir, hem de tüm emekƧilerin sƶmürü boyunduruÄundan ƶzgürleÅme ve eÅitlik mücadeleleriyle rezonansa girmediÄi ƶlçüde, bir Sisyphos Ƨabasından ƶte bir anlam ifade etmeyecektir.
Balgat, 19 Haziran 2014.
N O T L A R
[*] Gƶzaltında Kayıplar: Cumartesi Anneleri-Cumartesi İnsanları, Derleyen: Mehmet Ćzer, AFSAD-İHD İstanbul Yay., 2016… iƧinde.
[1] Arjantin’den bir rock Åarkının sƶzleri. Kaynak: Amalia FemenĆa ve Carlos Ariel Gil, “Argentina’s Mothers of Plaza de Mayo: The Mourning Process from Junta to Democracy”, Feminist Studies, c. 13, sayı 1 (Bahar 1987).
[2] AÄıtın orijinali ve İngilizce Ƨevirisi iƧin bkz. Billie Jean Isbell, “Violence in Peru: Performences and Dialogues”,American Anthropologist, c. 100, sayı 2, Haziran 1998, s.283.
[3] 1990’larda tepkilerin yoÄunlaÅması üzerine kurumun adı, 2000/2001’de Western Hemisphere Institute for Security Cooperation (WHINSEC – Batı Yarıküresi Güvenlik İÅbirliÄi Enstitüsü) olarak deÄiÅtirilecektir.
[4] Annette Fingscheit, “Tracing Patterns of Disappareances in Latin America”, Voice, 2007, http://www.afad-online.org/voice/aug_07/latinamerica.htm
[5] FEDEFAM: Fighting Against Forced Disappareances in Latin America, http://www.desaparecidos.org/ fedefam/eng.html
[7] Emilio Godoy, “Rights-Latin America: Making Forced Disappearance ‘Disappear’”, http://www.ipsnews.net/2010/10/rights-latin-america-making-forced-disappearance-disappear/
[8] Delphine Mechoulan, “Forced Disappearances in Colombia”, 1 Kasım 2011, http://www.coha.org/forced-disappearances-in-colombia/.
[9] Raporun İngilizce Ƨevirisi iƧin bkz. http://www.desaparecidos.org/nuncamas/web/english/library/ nevagain/nevagain_001.htm
[10] “Askerler tarafından kaƧırılan kiÅiler büyük ƶlçüde aktüel deÄil, algıya baÄlı tehditlerdi. Cuntadan sonra Los Desaparecidos’un büyük bƶlümünün Åiddete baÅ vuran solcu gerilla gruplarla iliÅkisi olmadıÄı ortaya Ƨıkacaktı. Ordu toplumsal eylemcileri, Marksistleri, sol eÄilimli Peronistleri, Yahudileri, varoÅlarda ƧalıÅan Katolik ruhbanı, eylemci ƶÄrencileri, hatta psikoloh ve sosyolog gibi kuÅkulu mesleklerin mensuplarını hedef alıyordu.” (“Los Desaparecidos”, http://digitalunion.osu.edu/r2/summer06/herbert/dirty_war/desaparecidos.html)
[11] Bunlardan geri dƶnecek kadar Åanslı olanlardan biri, bakın kaybediliÅini nasıl anlatıyor: “1 Mart 1977’de Rio Negro’da General Roca kasabasında bir iÅ arkadaÅımın evinde otururken bir grup silahlı adam iƧeri dalıp her ikimizi de kelepƧeledi ve NequĆ©n yakınlarındaki bir tutuklama merkezine gƶtürdüler. Neden tutuklandıÄımı sonra ƶÄrenecektim: ƧalıÅtıÄım fabrikanın personel müdürünün Bahia Blanca’da oturan yeÄeni Roca’ya gelmiÅ ve benim bulunduÄum apartman dairesine uÄramıÅtı. Daha sonra tutuklanan ve ateÅ aƧılarak ƶldürülen kadının adres defterinden arkadaÅımın adresi ƧıkmıÅtı… Evi bastıklarında benim suƧum orada bulunmaktı…” (http://www.desaparecidos.org/nuncamas/web/english/library/nevagain/nevagain_022.htm)
[12] Brezilya tarafından “insanlıÄa karÅı iÅlediÄi suƧlar” nedeniyle Arjantin’e iade edilen Claudio Vallejos, 1986’da Senhor dergisine verdiÄi bir rƶportajda Brezilyalı piyanist Francisco Tenório Cerqueira Junior’un “bir terƶriste benzetildiÄi” iƧin kaƧırılıp ESMA’da ƶldürüldüÄünü sƶyleyecekti. Chris Barrett, “Brazil Approves Extradition of ex-soldier in Human Rights case”, The Argentina Independent, 19 Eylül 2012, http://www.argentinaindependent.com/currentaffairs/newsfromargentina/brazil-approves-extradition-of-ex-soldier-in-human-rights-case/.
[13] Nunca mas, “The memories of the freed prisoners”, http://www.desaparecidos.org/nuncamas/web/english/library/nevagain/nevagain_224.htm
[14] Vladimir Hernandez, “Painful search for Argentina’s disappeared”, http://www.bbc.com/news/world-latin-america-21884147.
[15] Fabian Magnotta bu tanıklıkları El Lugar pefecto baÅlıklı kitabında topladı (2012).
[16] Birinci cuntadan General Jorge Videla ile Amiral Emilio Massera müebbet hapis cezasına, General Roberto Vieola ise 17 yıla mahkĆ»m oldu. Galtieri cuntası ise “Cuntalar Davası”nda beraat etmekle birlikte, Falkland (Malvinas) savaÅı nedeniyle askerĆ® mahkemeye sevkedildi.
[17] Latin Amerika’yı 1970’li yıllarda kasıp kavuran diktatƶrlükler ya da onları izleyen neo-liberal “demokrasiler” dƶneminde Ƨıkartılan af ve/veya dokunulmazlık yasaları karÅısında en radikal tavrı alabilen “sol” lider, ƶyle gƶrülüyor ki Kirschner olmuÅtur. Ne Brezilya’da Lula, ne de Åili’de Bachelet diktatƶrlerin kendi dƶnemlerine iliÅkin Ƨıkardıkları af yasalarını yürürlükten kaldırmaya cesaret edemediler. Uruguay’da ise 1973-1985 ara rejiminde iÅlenen insanlık suƧlarına zamanaÅımı getiren 1986 tarihli yasa, iki kez referanduma sunulmasına karÅın ilga edilemedi. El Salvador’da Inter-Amerikan Mahkemesi’nin talebiyle silahlı ƧatıÅmalar sırasında “kaybolan” Ƨocuklara iliÅkin bir Ulusal AraÅtırma Komisyonu kurulsa da komisyon somut bir sonuca ulaÅmadan kadükleÅti. Hakikat Komisyonu raporuna gƶre 45 bin kiÅinin kaybedildiÄi Guatemala’da ise, ancak dokuz kiÅi yargı ƶnüne Ƨıkartılabildi! Bkz. Marcela Valente, “South America: Amnesties for Dictatorship Crimes Slowly Crumble”, http://www.ipsnews.net/2010/09/south-america-amnesties-for-dictatorship-crimes-slowly-crumble/ , ve “CEJIL calls for decisive action on forced disappearance in the Americas” http://cejil.org/en/comunicados/ cejil-calls-decisive-action-forced-disappearance-americas
[18] Familiares de desaparecidos y detenidos por las razones politicas, HistorĆa de los Organismos de Derechos Humanos – 25 AnƵs de Resistencia, Dossier 8, http://www.comisionporlamemoria.org/ investigacionyense %C3%B1anza/materiales/dossiersddhh/dossier8Familiares_de_desaparecidos_y_detenidos_por_las_razones_politicas.pdf
[19] HĆ¢lĆ¢ da uÄruyorlar… Plaza de Mayo Anası 76 yaÅındaki Nora Centeno 2012 yılında iki kez evinde saldırıya uÄradı, dƶvüldü, evi talan edildi… (“Nora Centeno, Mother of Plaza de Mayo, was attacked at her home again”, http://m24digital.com/en/2012/05/06/nora-centeno-mother-of-plaza-de-mayo-was-attacked-at-her-home-again/)
[20] Amalia FemenĆa ve Carlos Ariel Gil, “Argentina’s Mothers of Plaza de Mayo: The Mourning Process from Junta to Democracy”, Feminist Studies, c. 13, sayı 1 (Bahar 1987).
[21] Yargı ƶnüne Ƨıkartılan en kanlı sanıklardan birinin, general Miguel Etrchecolatz’ın avukatı Adolfo Casabal Elias, bu uygulamayı Åƶyle savunuyordu: “GerƧekte Ƨocukları kaƧırma gibi bir plan yoktu… Tersine, Silahlı Kuvvetler gerillaların Ƨocuklarını iyi ellere teslim etmeye ƧalıÅıyordu.” (Patricia di Filippo, “Do You Know Who You Are? The Never-ending Search of the Abuelas” Argentina Independent, 29 Temmuz 2011, http://www.argentinaindependent.com/socialissues/humanrights/do-you-know-who-you-are-the-neverending-search-of-the-abuelas/)
[22] “Hijos” sƶzcüÄü İspanyolca “evlatlar” anlamına gelir. Ćrgütün adının aƧılımı, Hijos por la Identidad y la Justicia contra el Olvido y el Silencio (Unutulma ve SessizliÄe KarÅı Kimlik ve Adalet İƧin Evlatlar)’dur.
[23] Diego Benegas Loyo, “Argentina’s Post-Dictatorship Activism: Towards a Political Psychology of Trauma”, http://www.oppositionalconversations.org/Argentina-s-Post-Dictatorship-Activism-Towards-a-Political-Psychology.
[24] Loyo, a.y.
[25] Veronica Carchedi, “Argentina’s Desaparecidos on the 1976 Coup Anniversary (Interview With Camilo JuĆ”rez)”, 29 Mart 2014, NACLA-CLACS Student Blog, https://nacla.org/blog/2014/3/29/argentina %E2%80%99s-desaparecidos-1976-coup-anniversary-interview-camilo-ju%C3%A1rez
[26] Christina Bellelli ve Jeffrey Tobin, “Archaeology of the Desaparecidos”, http://www.saa.org/portals/0/saa/publications/saabulletin/14-2/SAA9.html
[27] Belleli ve Tobin, a.y.
[28] FEDEFAM, Fighting Against Forced Disappearances in Latin America, http://www.desaparecidos.org/ fedefam/eng.html
Yorum Ekle