$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER[*]

“Kapitalizmin doğaya ve insana zarar vermeden yol alamaz.”[1] “Su akar, Türk bakar…” Sanırım Türklerin suyu (ve olasıdır ki çevreleri...


“Kapitalizmin doğaya ve insana
zarar vermeden yol alamaz.”[1]

“Su akar, Türk bakar…” Sanırım Türklerin suyu (ve olasıdır ki çevrelerindeki diğer doğal kaynakları)
değerlendirmedeki ataletlerini, “boşa” akan suyu sulama, elektrik üretimi, maden çıkarma, nükleer tesis
soğutma, ne bileyim, şişeleyip satışa sunma vb. konularındaki gevşekliklerini dolayısıyla da ticarî alıklıklarını
eleştirmek için (kimbilir kim tarafından) imal edilmiş bir vecize… idi. “İdi” diyorum, çünkü o gün bugündür,
maşallah, Türkler, daha doğrusu Türk müteşebbisleri su konusunda öyle bir atağa kalktılar ki, tutabilene aşk
olsun!
Suyu pet şişelere doldurup satan, mantar gibi ortalığı sarmış çoğu sabıkalı[2] su tesisleri, madencilik,[3]
bu ülkede “köylü mücadeleleri”nin yeniden canlanmasına yol açan HES’ler, çevredeki su kaynaklarına
“salıverilen” sınaî atıklar…
Sonuç? Sonuç şu: 1960’larda 28 milyon nüfusuyla kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 4 bin
metreküp ile su zengini olarak nitelenen Türkiye, bugün 70 milyonu aşkın nüfusu ve kişi başına düşen 1400
metreküp ile su sıkıntısı çeken ülkeler arasında çoktan yerini aldı. Bir parantez açarak kaydedeyim: Yılda kişi
başına düşen kullanılabilir su miktarı 1,000 m³’ten daha az olan ülkeler “su fakiri” sayılırken, bu miktarın 2,000
m³’ten az olduğu ülkeler riskli olarak değerlendirilmekte. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2030 yılı için
Türkiye nüfusunun 100 milyon olacağını tahmin ettiğine göre, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının
yılda 1.120 m³ yıl civarına dek gerileyeceği öngörülüyor.
Aslına bakarsanız sorun salt Türkiye’nin değil. “Su”, üçte ikisini oluşturduğu gezegenimizde [4] kısa
sürede bir “nedret” hâline ge(tiri)ldi. Su tüketiminin XXI. yüzyılda en az altı kat arttığı kaydediliyor. 1950
yılında kişi başına yılda 17 bin metreküp kaynak söz konusuydu. 2005’te 8 milyar insan yılda 5 bin metreküp
suyla yetinmek zorunda kaldı. 1.2 ila 1.4 milyar insan içme suyundan yoksun olarak sürdürüyor yaşamını.
Sağlanan suyun yüzde 70’i ise tarımda kullanılıyor. Evlerde tüketilen su, kullanılabilir suyun sadece yüzde
8’idir. Sudan yoksunluk ve atık suların tahliyesi işlemlerinin yetersizliği, yarısı çocuklar olmak üzere günde
25 bin insanın hayatına mal oluyor. Doğal felaketlerin yüzde 90’ı suyla bağlantılı ve toprağın hoyratça
kullanımının sonucu; ormanların yok edilmesi, büyük sulama projeleri, büyük otlaklar gibi…
‘Dünya Su Sözleşmesi Kuruluşu’ Başkanı Jean-Luc Touly’nin sözleriyle “Dünyada her beş kişiden
biri içme suyundan yoksun. Her yıl suya bağlı hastalıklardan ölenlerin sayıları 8 milyon gibi ürkütücü
düzeylerde”[5] iken, ‘Dünya Su Konseyi’ Başkanı Dr. Loic Fauchon, 2004 yılında su sorunundan ötürü dünyada
bütün savaşlara kıyasla 10 kat fazla insanın da öldüğünü açıklıyor. Dahası, 2050’den sonra dünya nüfusunun
yüzde 60’ının su bulmakta güçlük çekeceği bildirilmekte; dünyanın en büyük 500 nehrinden yarısından çoğu
kirlenmiş[6] ve tükenmiş durumda olduğundan söz ediliyor. BM’nin ‘Dünya Su Gelişim Raporu’na göre ise,
nehirlerden denize akan suyun oranı yüzde 15 azaldı…
“Su kıtlığı”, “arz-talep yasaları” doğrultusunda işleyen serbest piyasa ekonomisinde, kaçınılmaz bir
yönelim olarak “suyun özelleştirilmesi”ni gündeme getiriyor. Suyun, özel girişimciler için son derecede cazip
bir para kazanma alanı olduğunu ilk düşünen, Uluslararası Para Fonu’nun eski başkanı Camdessus’du![7]
IMF’den ayrılıp BM’nin danışmanı olunca yaptığı ilk iş, küresel ölçüde yüzde 95 oranında kamunun elinde
olan su ve dağıtımına “özel sektörü” katmak olmuştur. Böylece ilk adımda özel sektöre yüzde 10 ila yüzde 15
pay verilmesi sağlanmıştır; ki bu pay, o günlerde 500 ila 600 milyon tüketici anlamına geliyordu...
Bu durum, üçü Fransız olan, beş dünya su devinin ellerini ovuşturmasına yol açmıştı. Ama bu alan için
yatırımlar ağır, amortisman süresi ise oldukça uzundu. Camdessus bu handikapı ortadan kaldırmak için “kamu-
özel sektör” ortaklığını icat etmekte gecikmeyecekti! Formül ilginçti... Ne var ki bu ortaklığın gerçekleştiği her
yerde, ne hikmetse, bundan her defasında kârlı çıkan ortak, özel sektör oluyordu. Üstelik bu tür ortaklık, çeşitli
yolsuzluklara yol açtığı gibi, özel sektör suyu halka yüzde 30 ila yüzde 40 daha pahalı satıyordu...
Günümüz itibariyle, dünyadaki su şebekelerinin yüzde 5’i özel sektörün denetimindedir. Dört büyük
Avrupa tekeli, Alman RWE, Fransız Veolia, Suez ve Saur bunun yüzde 70-80’ine sahip. AB “yoksul ülkelerde
yaşayan insanlara temiz içme suyu götürme” vaadiyle, su sektöründe özelleştirmeleri gerçekleştirmeye
çalışıyor. Bu amaçla AB’nin yardım bütçesinden her yıl 1 milyar Avro ayrılması kararı alındı. Avrupa su
sektörünün tekelleri, Avrupa ülkelerinde suyun özelleştirilmesini sağlamak amacıyla uzun bir süredir AB

Komisyonu’na baskı yapmakta.
‘Dünya Ticaret Örgütü’ (WTO) bünyesinde yapılan toplantılarda da AB, 72 geri kalmış ülkeye, su
sektörünü uluslararası tekellere açmasını dayatıyor.
Latin Amerika ülkeleri, neo-liberalizmin pek çok uygulamalarında olduğu gibi, “suyun ve suya erişim
hizmetlerinin özelleştirilmesi” alanında da “pilot bölge” olma özelliğini taşıyor. Ve özelleştirme sürecine
yönelik ilk yığınsal tepkiler de -bekleneceği üzere- bu kıtadan yükseldi. Bu yüzyılın başlarında Bolivya’yı
sarsan ve nihaî olarak, bir halk hareketinin eşliğinde yerli (Aymara) önder Evo Morales ile partisi MAS’ı
(Sosyalizme Doğru Hareket) iktidara taşıyan “su (ve gaz) savaşları”nın anısı belleklerde hâlen duruyor.
Anımsanacaktır, Bolivya’da ilk “su savaşı”, suyun Dünya Bankası desteğiyle özelleştirilip işletmesinin
Amerikan Bechtel şirketi önderliğindeki bir konsorsiyuma devredilmesi girişimi üzerine, Şubat 2000’de en
ülkenin en yoksul ve yerli kenti Cochabamba’da patlak vermişti. “Su ve Yaşamın Savunusu Koordinasyonu”
şemsiyesi altında onlarca sol ve yerli örgütün bir araya geldiği “savaş” halkın zaferiyle sonuçlanacaktı. Ancak
“su savaşları” suyu özelleştiren yasanın geri çekilip Bechtel konsorsiyumunun püskürtülmesiyle durulmadı.
Bolivya’nın ikinci su savaşı 2005 yılında, krizler içinde debelenen yönetimin ABD ile Serbest Ticaret
Anlaşmasını yürürlüğe koyduğunu duyurması üzerine, bu kez La Paz’ın “uydu kent”i El Alto’da patlak
verecekti. El Alto’lular, Fransız çokuluslu şirketi Suez’in denetimindeki Aguas de Illimani’nin derhâl kovulup
yerine halkın denetimi altındaki, kâr amacı gütmeyen, toplumsal sorumluluklu bir şirketin geçirilmesi talebiyle
Birleşik Mahalleler Federasyonu çatısı altında 72 saatlik bir grev örgütlediler. Ve ayaklanmalardan bezmiş
hükümete boyun eğdirdiler. Aguas de Illimani ile yapılan sözleşme feshedildi.
Ülkenin ilk “yerli başkanı” olan solcu lider Evo Morales’i iktidara taşıyan halk mücadelesinin önemli
bir köşetaşını oluşturan “Su Savaşları”nın Bolivya açısından en önemli sonucu, “su hakkı”nın, Anayasal bir hak
olarak tüm yurttaşlar için tescil edilmesidir. Bolivya Anayasası’nın 20/3. maddesine şu kayıt düşülmüştür: “Su
ve kanalizasyona erişim insan hakları arasındadır ve ne imtiyaz ne de özelleştirmeye konu olabilir ve yasaya
uygun lisans ve kayıt sistemine tabidirler.”
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 2005 yılında yaşananlar ise, “suyun özelleştirilmesi” serüveninin bir
başka veçhesini oluşturuyor.
Güney Afrika Anayasası’nın herkesin yeterli miktarda suya erişim hakkını onaylamasına karşın,
Johannesbourg kentinin su hizmetlerini yürüten “Johannesbourg Suyu” adlı kamusal şirket, 2001 yılında
Fransız su şirketi Suez ile anlaşma yapmıştı. 3.5 milyon nüfuslu kentin nerdeyse üçte biri, su alt yapısı olmayan
barakalarda yaşıyordu. Anlaşma, altyapı kurulma maliyetini, tabii ki tüketicinin sırtına yıkmayı öngörmekteydi.
Bunun için de, kentin yoksul (ve de siyahî) kesimi için “ön-ödemeli” sayaç uygulamasına geçilecekti. Yani
tüketici önce parasını ödeyip su kartını dolduracak, ondan sonra alabildiği kadar suyu kullanabilecekti. İnsanlar
bu uygulamayı istemeyince 2002’den itibaren de ayda 20 bin civarında insanın suyu ve elektriği, çoğu durumda
haber bile verilmeden kesilmeye başlandı.
Phiri halkının başı çektiği direnişte insanlar su sayaçlarını sökerek Belediye’ye geri göndermeye
koyuldular. “Suyun Özelleştirilmesine Karşı Koalisyon” uygulamayı Yüksek Mahkemeye taşıyacaktı.
Belediyenin Suez ile anlaşmasının süresi 2006’da sona erdiğinde, halkın büyüyen tepkisi sonucu anlaşma
yenilenemeyecekti. Anayasa Mahkemesi, 2008 Nisanında ön ödemeli sayaç uygulamasının Anayasa’ya aykırı
olduğu yönünde karar aldı. Yanısıra temel ihtiyaçlar için belirlenen kişi başına minimum günlük su miktarı 50
lt’ye çıkarılıp, halka bedava olarak verilmesi kararı alındı. Ne ki belediye mahkeme kararına itiraz edecek ve
davayı kazanacaktı. O günlerden bu yana ön ödemeli sisteme geçen kentlerin sayısı arttı.
Bolivya Güney Afrika ve yeryüzünün başka bölgelerinden benzer olaylar, kapitalist sistemin önce
kirletip tükettiği, sonra da pazarlanabilir bir metaya dönüştürmeye çabaladığı, “yaşam kaynağı” suyun, nasıl bir
toplumsal çatışma kaynağı hâline gelmekte olduğunu gösteriyor bizlere.
Oysa, bir sorunun nedenlerini bırakıp sonuçlarıyla uğraşan kısır mantığın tersine, su (ve kapitalizm
koşullarında büyük bir hızla “ekolojik kıyamete” doğru sürüklenen tüm doğal kaynaklar[8]) doğanın, bios’un
sürdürümü ile (şirketlerin çıkarları değil) halkın ihtiyaçları arasındaki dengeyi gözeten küresel ölçekli kamusal
siyasalar üzerinde kafa yormak gerek.
***
Ama bu ülkede bunu yapmak riskli… Kafka’ya parmak ısırtacak işler açılabilir başınıza. Örnek mi?
İşte Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in başına gelenler… Belediye sınırları içerisinde ayda 10 m³’ün
altında su tüketen hanelerden su parası almadığı, yani “suyu halka bedava dağıttığı” için “kamuyu zarara
sokmak”tan yargılanan, Türkiye’nin ilk ve tek belediye başkanı!
Mesele neymiş, derseniz, Türkiye’nin en gözükara özelleştirmeci hükümetinin çıkardığı, “4736 sayılı
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması

Hakkında Kanun”un (2002) 1. maddesi, belediyelerin üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik
gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz veya indirimli tarife
uygulayamayacağını öngörmekte. Yani yaşam kaynağı suyu ücretsizi bırakın, indirimli tarifeyle vermek bile
suç sayılıyor. Özgüven ve arkadaşları, 10 m³’e kadar suyu herkese bedava verdikleri için kamuyu zarara
uğratıyorlarmış. 2560 Sayılı İSKİ Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Tarife
Tespit Esasları” başlıklı 23. maddesi ise su tarifelerinin belirlenmesinde “yönetim ve işletme giderleri ile,
amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme, ıslah ve tevsi masrafları ve yüzde 10’dan
aşağı olmayacak nispetinde bir kâr oranı esas alınmasını” öngörmekte. Yani belediye su hizmetlerinden en az
yüzde 10 kâr elde etmezse suç işlemiş oluyor. Geçenden beş akça, geçmeyenden döve döve on akça misali,
yasa yerel yönetimleri soygunculuğa zorluyor…
Konuya aşina değilseniz, diyeceksiniz ki, “ama sonunda hak yerini buldu, başkan beraat etti”…
Acaba?
“Pusudakiler”in intikamı acı olacaktı. Dikili Belediye Başkanı, bildiğiniz gibi iki “ihaleye fesat
karıştırma” davasından sekiz yıl dört ay hapse mahkûm oldu; cezası kesinleşince de belediye başkanlığı
düşürüldü… Bir başka deyişle hem suyu halka bedava dağıtarak su kullanımında büyük bir tasarruf sağlayan
başkan, hem de suyu bedava kullanan Dikili halkı cezalandırılmış, “Su temel bir insan hakkıdır” filan diyen
bozgunculara da iyi bir gözdağı verilmiş oldu böylece…
Başkana beraat kararı veren mahkeme heyetinin başına gelenler ise… bilinmiyor.
Evet, “suyun Deli Dumrul’ları” Türkiye’de de iş başında. Önce suyu, arkasından olanak buldukları an
soluduğumuz havayı… önce zehirleyip sonra bize satan “fırsat insanları”…
Onları yola getirecek ise belli: Phiri halkının, o yetmediğinde de, El Alto’luların, Cochabamba’lıların
mücadelesi…

9 Mart 2013 17:38:13, Ankara.

NOTLAR

[*] Su Hayattır Satılamaz, Derleyen: Yenikapı Tiyatrosu, Ceylan Yay., 2013… içinde…
[1] Karl Marx.
[2] “Sağlık Bakanlığı, Türkiye çapında dağıtım yapan 254 su firmasından 114’ünün ürünlerinde uygunsuzluk tespit etti.
Bakanlık, 15 markanın damacana dolum tesisinin sağlık şartlarını ise uygun bulmadı.” (“Hepimize Kirli Su İçirmişler”, Cumhuriyet, 4
Ağustos 2012, s.3.) Ancak Bakanlık, bir hafta geçmeden, teşhir ettiği 20 damacana su firmasının 15’ine yeniden üretim izni verecekti.
(Erkan Çelebi, “4 Milyarlık ‘Su’ Bulandı”, Hürriyet, 21 Ağustos 2012, s.9.)
[3] Siyanürle altın çıkarma tekniklerinin çevredeki su kaynakları üzerindeki zararını ve Kazdağı’nda altın arama
faaliyetlerinin civardaki 23 köyün içme suyunu kirlettiğine ilişkin tartışmaları hatırlamak yeter. Ama daha yakın (ve daha tehditkâr)
bir örnek: Türkiye’de de zengin rezervleri bulunduğu açıklanan ve doğalgaz içeren şist gazının yeraltından çıkartılması işlemi,
kimyasal katılmış binlerce ton suyun tazyikle yeraltına basılmasını gerektiriyor. Diyarbakır, Erzurum, Karadeniz, Niğde çevresi ve
Trakya’da 20 trilyon m³ doğalgaz bulunduğu ve bu yolla çıkartılabileceği bildiriliyor. Shell şirketi Diyarbakır çevresinde sondaj
çalışmalarına başlamıoş bile. MÜSİAD maden sektör Başkanı’nın “Yer altı zenginliklerini değerlendiremeyen hiçbir devletin
kalkınması mümkün değildir,” “fetva”sıyla selamladığı bu gelişme, şimdiye dek olan kayıplar bir yana, yüzbinlerce tonluk ek su
yitimine yol açacağa benziyor. (Yusuf Gürsucu, “Amerika’da su kavgası!”, Evrensel, 18 Eylül 2012, s.9)
[4] İşte, giderek “kıtlaşan” bir yaşam kaynağı olarak, suyun yeryüzündeki fiziksel/coğrafi dağılımı: i) Tuzlu su yüzde 97,
tatlı su yüzde 3… ii) Tatlı su kaynakları: yüzde 79 kutuplardaki buz dağları, yüzde 20 derin yeraltı suları, yüzde 1 erişilebilir su… iii)
Bütün yaşanabilir bölgeleri sulayan ve insanları ferahlatan su, toplam doğal su döngüsünün yüzde 3’ünün yüzde 1. Onun dağılımı:
Göller yüzde 52, toprak nemi yüzde 38, atmosferdeki su buharı yüzde 8, nehir ve dereler yüzde 1, organik yüzde 1… iv) Nehir ve
derelerin küredeki toplam suya oranı sadece yüzde 0.0003, (Buna karşın, içme suyumuzun yüzde 80’lik bir bölümü de buralardan,
gerisi yeraltından sağlanmaktadır.)… v) Yeryüzündeki toplam su miktarı, yaklaşık 1.350 milyar kilometreküp (=km 3). (Yağışların
sadece 1/3’ü kullanılabilir. Geri kalanı atmosfere dönmekte ya da bitkiler tarafından kullanılmaktadır.)… vi) Yeryüzünde insan
kullanımına uygun suyun yıllık kullanım dağılımına göre; tarımsal sulama 2680, ev 300, sanayi 1000, toplam 3980 km 3, yani yaklaşık
4 trilyon m3. [1 km3=1 milyar m.3] Evlerde kullanılan birimle ifadesi, 4 trilyon litre, diğer bir deyişle 1 trilyon galondur. (Jean Robert,
Suyun Ekonomi Politiği, çev: Metin Duran-Mustafa. E. Sakınç, Ütopya Yay., 2003, s.22-25.)
[5] L’Humanite, 16 Mart 2006.
[6] Çin’in Songhua ırmağında inceleme yapan Rus bilim adamları, ırmakta kabul edilebilir düzeyin 50 katı kimyasal
olduğunu açıkladılar! Sibirya’nın Habarovsk bölgesi Doğal Kaynakları Koruma Bakanlığı Çevre Koruma Bölümü Başkanı Viktor
Bardyuk, 2006’nın şubat ve mart aylarında alınan su örneklerinde selüloz ve kâğıt fabrikalarının atığı olan klorfenol birikiminin,
kabul edilebilir düzeyden 50 kat fazla olduğunu söyledi. (“Irmak Değil Zehir Akıyor”, Cumhuriyet, 4 Nisan 2006, s.20.)
[7] Martine Bulard, Le Monde Diplomatique, Ocak 2005.
[8] Bkz. S.Özbudun, T. Demirer, Kıyamete Çeyrek Kala! Ekoloji Yazıları, Ütopya Yayınları, Ankara 2006; Jean Robert,
Suyun Ekonomi Politiği, Ütopya Yayınları, Ankara, 2003; G. N. Demirer, T. Demirer vd., “YDD” Kıskacında Çevre ve Kent, Ütopya
Yayınları, Ankara, 1999, G. N. Demirer, T. Demirer vd., Ve Kirlendi Dünya… Öteki Yayınları, Özgür Üniversite Kitaplığı, Ankara,
1997.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Öne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGÖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALÂKÂSI VAR?,1,“NEFRET SUÇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İÇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERÇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İÇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA İŞÇİ SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEÇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ’NE DAİR -GEREKÇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AÇIK SÖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ÖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,36,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLÂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLÂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKÂR”LIĞI NEYE DENK DÜŞER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETÇİ MANEVİYATÇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ÖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI İSLÂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,2,ALEVÎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİÇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ÖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİÇ!,1,BE ZİMAN JÎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKÂNSIZ AŞK” HİKÂYESİ: “AKADEMİ VE ÖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İÇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HÂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İÇİN: GÖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERÖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bölge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ÇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELÂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK TERÖR SUÇU MU,1,ÇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ÇÖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBÂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKÎ,1,DEVLETLÛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLÂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ÇÜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dünya,53,düsünce özgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,12,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKÇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ÖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ÇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FİDEL İÇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,2,GERÇEKTEN DE NEDİR TERÖR,1,GÖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,3,gündem,11,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HÂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HÂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ÖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GÜN DÖRT İŞÇİ BEŞ KADIN,1,HER KÖYDE BİR “KÖPEK” VARDIR,1,HİÇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ÖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLÂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ÖZGÜR(LÜĞÜ) MÜ,1,İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLEMEZ ÖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEÇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,İŞÇİ SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,İŞÇİ SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERÇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İÇİN OLABİLECEK EN KÖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,19,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİÇİMLENMESİ İÇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,4,kriz,49,KRİZ SAVAŞ VE İŞÇİ SINIFI ÜZERİNE GÖRÜŞLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,29,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,11,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ - 1/ BREZİLYA ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREÇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREÇLERİ”: EL SALVADOR ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEÇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,5,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DÜŞÜNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ÖĞRENEN BİR ÇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DÜŞÜ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,12,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIÇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLAŞMA/ DÜŞKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: İŞÇİ SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,11,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ÖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ÇALIP ÇIRPTIKÇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORÇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TÖRENLERİ,1,OTUZÜÇ KOR DÜŞTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ÖFKELENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ÖFORİNİN ORTASINDA,1,ÖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ÖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,öteki,26,ÖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KÖKENİ ÜZERİNE,1,ÖZERKLİKÇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ÖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,özgeçmis,1,özgürlük,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHÇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,röportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ÇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seçim,5,SEÇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel özbudun,1,sinifsal bakis,9,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,2,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMÎ SÖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,söylesi,1,söyleşi,2,SÖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUÇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercüme,2,terör,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TÖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: Gerçekten kadınlar için Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIŞÇI MI,1,TÜRK(İYE) İSLÂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,77,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ÖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İÇİN YEREL SEÇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ÖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,24,VURUN “ÖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,17,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YÖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YÖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ÖYLE BİR YEREL YÖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yök,3,yönetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKÇESİ,1,ZORUNLU BİR AÇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibel🍂özbudun: SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER[*]
SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER[*]
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiAY3UCMEon8ILxdwP2G5LI2JIGRtX0Jt09dX6uE98TvWJPL6bcMgbhMKD1MS8I-dxrWsUfqhHR3wYGM6_5TAthabjb3EKpZZhVquMaEdYEj3WncQuRkaI5bwlJYdKGrbJefHrblmoQh0/s1600/images.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiAY3UCMEon8ILxdwP2G5LI2JIGRtX0Jt09dX6uE98TvWJPL6bcMgbhMKD1MS8I-dxrWsUfqhHR3wYGM6_5TAthabjb3EKpZZhVquMaEdYEj3WncQuRkaI5bwlJYdKGrbJefHrblmoQh0/s72-c/images.jpg
sibel🍂özbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2013/05/suyun-deli-dumrullari-ozellestirmeler.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2013/05/suyun-deli-dumrullari-ozellestirmeler.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy