$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

KADINLARA, KENTLERE, GECELERE DAÄ°R…[1]

“Hepimiz mahpusuz. Ama kimimizin hĆ¼cresinde pencere var kimimizinkinde yok.” [2] ‘Kadına Yƶnelik Şiddete Karşı Ulusl...






“Hepimiz mahpusuz.
Ama kimimizin hĆ¼cresinde
pencere var
kimimizinkinde yok.”[2]

‘Kadına Yƶnelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve MĆ¼cadele GĆ¼nĆ¼’ dolayısıyla dĆ¼zenlediğiniz bu etkinliğe “Kent ve Kadın” konulu bir sunuşla katılmamı istediniz benden…
BĆ¼yĆ¼k bir sevinƧle. Ama madem ki bu semineri geceyarısına doğru dĆ¼zenliyorsunuz, bir bildiğiniz vardır, diyorum.
Ve izninizle, benden istediğiniz temalar arasına bir de “gece”yi ekliyorum.
Ć‡Ć¼nkĆ¼ hepimiz biliyoruz ki geceler kadınlar iƧin tekinsizdir. Ama ƶzellikle kentlerde!
Kırsal kesimde yaşayanlar gecenin sorun teşkil etmediğini bilirler orada. Zaten erkekler iƧin de fazla bir anlam ifade etmez.
Ya gĆ¼n boyu ekinde Ƨalışır, gece ise televizyon karşısında uyuklarsınız… Ya erkekler kahvede okey oynarken kadınlar konu komşu ziyaretine, mukabeleye filan gider. En iyi ihtimalle de dĆ¼ÄŸĆ¼ne… Kƶy yaşamında ne kadın ne de erkeğin, kendini “gĆ¼vensiz” hissetmesi iƧin fazlaca bir neden yoktur.
Ć‡Ć¼nkĆ¼ hemen herkes ya komşu ya akrabadır. 300-500 kişilik bir yerleşimde, toplumsal denetim, bireylerin ƶzgĆ¼rlĆ¼klerini sınırlandırırken, gĆ¼venliği bĆ¼yĆ¼k ƶlĆ§Ć¼de sağlar… En kƶtĆ¼ risk, gece karanlığından yararlanan kaƧamak ilişkilerin konu-komşu tarafından yakalanıp “dedikodu” konusu olmasıdır. O kadar…
Oysa kentlerde… Hele metropol kentlerde.. Gece kadınlar aƧısından bĆ¼yĆ¼k soruna dƶnĆ¼ÅŸĆ¼r. TehditkĆ¢r, tehlikeli, tekinsizdir…
Bir zamanlar Londra polisinin kadınların gĆ¼venliği iƧin yayınladığı bir broÅŸĆ¼r geƧmişti elime… Kadınlara geceleri ana caddeden ayrılmamaları, tek başlarına karanlık sokaklara girmemeleri, toplu taşıma araƧlarında erkek grupları ya da gĆ¼ven telkin etmeyen erkeklerle gƶzgƶze gelmekten kaƧınmaları, evlerinin kapılarını sıkıca kilitlemeleri, tanımadıkları kişilere kapı aƧmamaları… vb. telkin ediliyordu. Londra polisi kadınlara adeta “bizden umut yok,” diyordu; “başınızın Ƨaresine bakın…”
Kentlerdeki erkek egemenliği kadınları ikiye bƶlmĆ¼ÅŸtĆ¼r. “GĆ¼ndĆ¼z kadınları” ve “gece kadınları”... GĆ¼ndĆ¼z kadınları, anadır, bacıdır, karıdır, yardır. Mahremdirler; “Kişiye ƶzel”dirler yani. Ya Ƨarşıya Ƨıkmışlardır, ya akraba-komşu gezmesine, hasta ziyaretine… Mubahtır.
Oysa gece kadınları? Onlar mahrem değildirler… Kimsenin bacısı, anası, avradı, yari olamazlar. Kimse onları tam olarak bilemez, avucunun iƧinde tutamaz. Erkeklerin ortak ilgi ve iyelik alanına dahil olabilirler ancak. Ɯzerlerinde her erkeğin “hak”kı vardır; bu hakkı tek başına temellĆ¼k etmeye kalkışmak,” racona ters”tir. Ya bar-pavyona ya da geneleve dairdirler gece kadınları. DĆ¼ÅŸmanca, aşağılayıcı bir kƶsnĆ¼llĆ¼ÄŸĆ¼n hedefi, nesnesidirler her daim. Cazip ama tehlikeli, eğlendirici ama gĆ¼venilmezdirler. Arzulanırlar ve Ć¼rkĆ¼lĆ¼r onlardan.
Geceleyin yuvasının, erkeğinin (babası, ağabeyi, kocası…) koruyuculuğundan sıyrılıp da sokağın tekinsizliğine adım atan kadınlar erkekler iƧin bir ikircim kaynağı olagelmiştir ƶteden beri. Ɩyle ya, cadılar gĆ¼ndĆ¼z sıradan, zararsız ihtiyarlarken, gece olunca sĆ¼pĆ¼rgelerine binip, Şeytan’la meş’um randevuları iƧin havalanmazlar mı?
Bir bakıma ƶzel-kamusal; mahrem-umumĆ® ikiliğine denk dĆ¼ÅŸen gece-gĆ¼ndĆ¼z klişesi nedeniyledir ki “mazbut” kadınlardan beklenen, geceleyin evlerinde oturmaları, yanlarında namahrem olmadan sokağa Ƨıkmamalarıdır. Tek başına sokağa Ƨıkmayı gƶze alan kadın, “gece kadını” muamelesinin muhatabıdır; buna istekli olduğu varsayılır. Ä°tirazı ise “ceza”yı gerektirir: sƶzlĆ¼ ya da fiilĆ® taciz, tecavĆ¼z, şiddet, belki de ƶldĆ¼rĆ¼lmek…
Evet, kentler geceleyin kadınlar iƧin tekinsizdir… Bu nedenledir ki kadın hareketlerinin taleplerinden biri, sokakları bol ışıklandırılmış, bol meydanlı, insan-merkezli, şenlikli ve gĆ¼venlikli kentlerdir…
*   *   *
Yalnız geceleri mi?
İƧerdikleri olanca “ƶzgĆ¼rlĆ¼k” vaadine karşın, kentler kadınlar iƧin genelde tekinsizdir… Tekinsiz ne sƶz, giderek bir cehenneme dƶnĆ¼ÅŸmektedir. Ɩzellikle son yıllarda kentsel rantın kapitalist sermaye birikiminin merkezine yerleşmesinin “metamorfoza uğrattığı” gĆ¼nĆ¼mĆ¼z kentlerinde.[3]
Evet, metamorfoz. Birden Ƨehresi değişti kentlerin. Upuzun, yĆ¼ksek mi yĆ¼ksek binalar sardı ufuklarını. TĆ¼rkiye 141 gƶkdelenle Avrupa’nın en Ƨok gƶkdeleni olan Ć¼lke unvanını kazandı… 91 binayla Ä°stanbul, Moskova’yı takip ediyor; ama endişelenmeyin, 2016’da, 127 gƶkdelenle onu geride bırakacak… Ve ister inanın ister inanmayın, 37 gƶkdelenli Ankara, Paris’i şimdiden “geƧmiş” durumda![4]
Ya AVM’ler?[5] Şimdiden memleketin 9 milyon metrekaresini işgal etmiş durumdalar… Dile kolay; 2014 sonu itibariyle sayıları 368’i bulacak. 100’den fazlası Ä°stanbul, 40 kadarı Ankara, 20’si Ä°zmir’de…[6] (Oysa Paris’teki AVM sayısı 17;[7] Berlin’de 23;[8] ZĆ¼rih’te ise 3![9])
Ve kentin bağrını delik deşik eden bilmem kaƧ şeritli yollar, tĆ¼neller, kƶprĆ¼ler… Kent merkezlerini yayalara kapayıp otomobillerin işgaline aƧan ucube bir kent planlamacılığı… (Hatırlar mısınız bilmem; Melih GƶkƧek bir zamanlar Ƈankaya’dan hareket eden bir otomobilin yolda hiƧ durmadan Esenboğa’ya varacağı bir kent oluşturmak Ć¼zere dĆ¼ÄŸmeye basmıştı: Sanırım mimarlar, kent planlamacıları, kentliler, genƧler gibi bir takım “bozguncu” unsurların muhalefeti olmasaydı, AKP belediyeciliğinin dĆ¼nya kentbilim tarihine armağanı olacaktı bu: otoyol-kent. Evet, muhalefetinizle Melih GƶkƧek’i o kendinden menkul “uluslararası ƶdĆ¼l”lerinden birinden ettiniz!)[10]
Uzmanlar 40 bin kişiyi bir saatte bir kƶprĆ¼den karşıya raylı sistem ile geƧirmek iƧin iki, otobĆ¼s ile geƧirmek iƧin dƶrt, otomobille geƧirebilmek iƧin ise oniki şeride gereksinim olduğunu kaydediyorlar. 15 yılda Ankara’da yeni bir metro hattı aƧmayan, aƧılanların taşıdığı yolcu sayısının ise, yapılan katlı kavşaklar, genişletilen yollar, araƧ kapasitesini sĆ¼rekli arttırma Ƨabaları nedeniyle beklenenin Ƨok altında kaldığı bir belediyeciliğin vardıracağı sonuƧ…[11]
Peki, kentsel rant uğruna AVM’lerin, gƶkdelenlerin, bilmem kaƧ şeritli yolların istilasına uğrayan neo-liberal kentlerde insanların, ƶzellikle de kadınların yaşam şansı nedir?
Bilmem biliyor musunuz? Brezilya’nın Topraksızlar Hareketi MST’nin liderlerinden Charles Trocate’nin “Otomobil ile ulaşım erkektir ve ırkƧıdır,” dediğini aktarır Metin Yeğin bir yazısında.[12] Ɩyle ya, New York’ta yapılan bir araştırma, otomobil sĆ¼rĆ¼cĆ¼lerinin yĆ¼zde 75’inin erkek, bir o kadarının da beyaz olduğunu gƶsteriyor.
Neo-liberal kent politikaları kentsel alanları “soylulaştırıp” yoksullardan zenginlere aktarıyorsa, bu durumda kentin madunları da giderek kadınlaşıyor, demektir. Ɩyle ya, dĆ¼nya mĆ¼lksĆ¼zlerinin Ƨoğunluğunu (yĆ¼zde 70) kadınlar oluşturuyorsa ve ƶrneğin TĆ¼rkiye’de kentsel mĆ¼lkiyetin bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼ (yĆ¼zde 70 dolayları) erkeklerin elinde toplanmışsa,[13] siz bakmayın plaza reklamlarında boygƶsteren albenili, şık, bakımlı kadınların bolluğuna; kentsel “soylulaşmanın” da esasta “eril”, bir başka deyişle erkek zenginliğiyle Ć¢lĆ¢kalı bir sĆ¼reƧ olduğunu sƶyleyebiliriz. Ya da, kadınların bĆ¼yĆ¼k Ƨoğunluğunun kentlilerin “en alttakiler”ini oluşturduğunu.
Şunu unutmamak gerek; kentsel soylulaşma, bir başka sĆ¼reƧle, yoksulların giderek kent saƧaklarına itilmesiyle atbaşı gitmekte… Bu, dĆ¼nyada Ƨok bilinen bir uygulama;  TĆ¼rkiye’de ise ekonominin lokomotifine inşaat sektƶrĆ¼nĆ¼ yerleştiren AKP hĆ¼kĆ¼metlerinin kentsel mekĆ¢nların tĆ¼kenmesi Ć¼zerine, “depreme dayanıklı konutlar inşa edeceğiz” diye “kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m” adı altında mahalleleri yerle bir edip yerlerine plazalar, lĆ¼ks konutlar, AVM’ler filan inşa etmesi şeklinde tezahĆ¼r ediyor. Bunu yaparken de yıktıkları mahallelerin eski sakinlerini, kent dışlarında inşa edilmiş beton kutulara sĆ¼rĆ¼yorlar. Ɩrneği Ƨok; Ä°stanbul/ Ayazma’da olan-bitenleri hatırlamak yetecek. Biliyorsunuz, Ayazma Ağaoğlu’na peşkeş Ƨekilip onun elinde My World Europe adıyla bir “marka kent” ucubesine dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rĆ¼lĆ¼rken, Ayazma’nın Ƨoğu KĆ¼rt olan eski sakinleri, Halkalı/ BezirganbahƧe’deki TOKÄ° konutlarına gƶnderildiler. Ƈoğunun aylık geliri 600-900 TL arasındaydı, dĆ¼zenli bir işleri yoktu. Bu parayla BezirganbahƧe’de yerleştirildikleri konutların banka kredi borcunu, apartman giderlerini, elektriğini, suyunu ƶdeyemediler. Dairelerini satıp, yeniden gecekondularını inşa etmek Ć¼zere Silivri’ye, Trakya’ya gƶƧtĆ¼ler… Bƶylelikle ekmeklerini kazandıkları kentten iyice uzaklaştırılmış oldular.
Bir an iƧin kendinizi BezirganbahƧe’deki “toplu mezar”lardan birine yerleştirilmiş kadınlardan biri olarak tahayyĆ¼l edin…
Bilirsiniz, bĆ¼yĆ¼k kentlerdeki gecekondu mahalleleri, akrabalık ve hemşerilik ilişkisi Ć¼zerinden oluşturulmuştu. Yeni gelen, eski gelenlerden aldığı yardımla inşa ederdi gecekondusunu ve kırsal dayanışma ƶrĆ¼ntĆ¼leri, kente taşınmış olurdu. Darda kalana maddi yardım, iş bulma, hastaya bir kĆ¢se Ƨorba gƶtĆ¼rme, veresiye alışveriş yapabileceğin bakkal… Yabancı, dĆ¼ÅŸmansı kent ortamında, yeni kentli yoksullara bir soluk alma olanağıydı. Bir şey daha… Gecekondunun bahƧesinde yetiştirilen biber, domates, patlıcan, tandırda pişirilen ekmek, kĆ¼meste yetiştirilen tavuk, dar zamanların bankası gƶrevini gƶrĆ¼yordu adeta.
Kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m, mahalleleri dağıtıp aileleri beton bloklara gƶmerken, bu dayanışmayı da tarumar etmekte. Bundan en Ƨok etkilenenler ise, ocağı kaynatmaktan, Ƨocuğa bakmaktan, Ƨamaşırı-bulaşığı yıkamaktan sorumlu kadınlar, hiƧ kuşkusuz. Tıkıştırıldıkları kĆ¼mesten hallice beton bloklarda, hoşbeş edecek, erişteyi imeceyle kesecekleri, Ƨamaşırı birlikte yıkayacakları, Ƨocuklarını emanet edecekleri komşularından, veresiye yazdıracakları bakkaldan, domates-biber yetiştirecekleri bahƧelerinden kopartılmış, izole bir yaşama mahkĆ»m kılınırken kent yaşamı daha da Ƨekilmezleşiyor onlar iƧin…[14] Mimar Sinan GĆ¼zel Sanatlar Ɯniversitesi Şehir ve Bƶlge Planlama BƶlĆ¼mĆ¼ Ć¶ÄŸretim Ć¼yelerinden Yard. DoƧ. Dr. Erbatur Ƈavuşoğlu’nun AKP’nin kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼mĆ¼nĆ¼ “Filistin tipi kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m” olarak tanımlaması boşuna değil.[15]
 “Ama,” diye itiraz edebilir liberal gƶrĆ¼ÅŸlĆ¼ aklıevvel bir iktisatƧı bu sƶylediklerime, “kentleşme kadınların iktisadĆ® yaşama katılmasını hızlandırıyor, onları bağımsız bir gelire sahip kılıyor…”
Doğrudur, kentleşme kadınların ƶnĆ¼nde Ć¼cretli iş imkĆ¢nını aƧıyor. En dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretli, en gĆ¼vencesiz, en kayıtdışı olanları genellikle. Kadın istihdamının dĆ¼nya ƶlƧeğinde kayıtdışında yoğunlaşması, şaşırtıcı değil. DĆ¼nyada dĆ¼ÅŸĆ¼k gelirli Ć¼lkelerde kadınların yĆ¼zde 60’ının informel sektƶrde istihdam edildiği hesaplanmakta. SonuƧ mu? En dĆ¼ÅŸĆ¼k Ć¼cretli, en gĆ¼vencesiz, en kƶtĆ¼ koşullu işlerde Ƨalışan kadınlar, bunu saƧaklarında dışlanmış bir yaşam sĆ¼rdĆ¼rdĆ¼kleri kentlerde gerƧekleştirdiklerinde, işte ve evde gĆ¼nde 17 saat Ƨalışmak zorunda kalıyorlar.[16]
Bir başka deyişle, “Ć¼cretli bir işte Ƨalışıyor olmak”, kentli kadınların Ƨoğunun durumunu hiƧ de dĆ¼zeltmiyor. Tersine, iş ile konut arasında giderek uzayan mesafeleri[17] her gĆ¼n biraz daha sıkışan trafik, biraz daha kalabalıklaşan toplu taşıma araƧları iƧinde kat etmek, pazar pazar dolaşarak sebzenin, deterjanın en ucuzunu bulmaya Ƨabalamak, Ƨocukları okuldan ya da emanet edilen akraba, konu komşu veya sokaktan -neo-liberal iktisat politikaları kreş ve yuvaları dĆ¼ÅŸĆ¼k gelirliler iƧin erişebilir olmaktan Ƨıkardı, biliyorsunuz- toparlamak, eve koşturup yemek yapıp bulaşık yıkamak… yani hem evde hem de işte, boğaz tokluğuna ƶlesiye Ƨalışmak anlamına geliyor…
Ve “dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼rĆ¼lmĆ¼ÅŸ kentler”in, ya da neo-liberal kent politikalarının kentli kadınların Ƨoğunluğunu oluşturan yoksul, hatta orta hĆ¢lli kadınlara sunacak hiƧbir şeyleri yok. Tam tersine, onların son yaşam alanlarını da ellerinden almanın peşinde… Ɩrneğin, Ƨevreyi hoyratƧa yok ederken, soludukları havayı, iƧtikleri, yemek pişirdikleri, Ƨamaşır-bulaşık yıkadıkları suları kirleterek…[18]
Ɩrneğin arada bir Ƨıkıp bir soluk alacakları, Ƨocuklarını salacakları parkları, diğer insanlarla buluşabilecekleri, fikir, haber, dedikodu alışverişinde bulunabilecekleri meydanları yok etmekle meşgul. Belki biliyorsunuzdur; DĆ¼nya Sağlık ƖrgĆ¼tĆ¼’ne gƶre kentlerde yaşayan insan başına minimum 9 m2, tercihan 15 m2 yeşil alan gerekiyor. DĆ¼nyanın megakentlerinde bile bu gƶzetiliyor. Ɩrneğin,  New York’ta kişi başına 23, Londra’da 22, Paris’te 11.5 m2 yeşil alan dĆ¼ÅŸĆ¼yor. Ya Ä°stanbul mu? Ä°stanbul’da kişi başına dĆ¼ÅŸen yeşil alan miktarı, belki inanmayacaksınız ama, 1 m2![19]
Ya meydanlar? TĆ¼rkiye’nin nabzı, Ä°stanbul’un Ƨarpan kalbi Taksim meydanının “yayalaştırma” etiketiyle dƶnĆ¼ÅŸtĆ¼ÄŸĆ¼ trajediden hiƧ sƶz etmiyorum. Bilmem yakın zamanlarda hiƧ gittiniz mi, orası şimdi geniş bir cezaevi avlusunu andırıyor.
GerƧek şu ki, agorafobik AKP iktidarı, bĆ¼yĆ¼k bir hızla tĆ¼ketiyor kentlerin meydanlarını. DĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼n ki, “Ä°stanbul’da 2003 yılına kadar insanların toplanabilecekleri alan sayısı 470 iken, bu sayı şimdi 80’e dĆ¼ÅŸ”mĆ¼ÅŸ durumda.[20] Tabii ki yerlerine AVM’ler, rezidanslar, gƶkdelenler dikildi… Uzmanlar Ä°stanbul’da beklenen deprem gerƧekleştiğinde insanların nerede toplanacağını soruyor, haklı olarak. Yanıt yok, Ć§Ć¼nkĆ¼ “depreme karşı gĆ¼venli binalar” bahanesiyle başlatılan “kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m”, deprem toplanma alanları dĆ¢hil, meydanlarını, yeşil alanlarını yuttu kentlerin…
*   *   *
Sƶze gecelerin kentlerde yaşayan kadınlar iƧin tekinsiz olduğundan bahisle başlayıp, ardından kapitalizmin mevcut durağında bir kĆ¢r Ć¼retme alanına, deyim yerindeyse bir “Ć¼retim aracı”na dƶnĆ¼ÅŸen kentlerin kadınların bĆ¼yĆ¼k bir Ƨoğunluğu, alt ve orta sınıf kadınları iƧin yalnız geceleri değil, yaşam boyu nasıl tekinsizleştiğini sergilemeye Ƨalıştım.
Evet, kapitalist kent, nĆ¼fusunun bĆ¼yĆ¼k Ƨoğunluğu, hele ki kadınlar iƧin bir cehennem. SƶzcĆ¼ÄŸĆ¼n gerƧek anlamında. Yalnızca her gĆ¼n biraz daha Ƨıldırtıcı hĆ¢le gelen trafiği, lĆ¼zumsuz gƶkdelenleri, iƧinde satılan her şeyin insanın cebini yaktığı AVM’leri, “soylulaşırken” sakinlerini gittikƧe daha uzağa sĆ¼rmesiyle, hava-su-toprak kirliliği, temel hizmetlerin erişilmezliği, yabancılaştırıcı-yalnızlaştırıcı etkisi ile değil.
Aynı zamanda “suƧ”u, saldırganlığı sıradanlaştırması, iƧselleştirmesi, yaşamının aslĆ® unsuru hĆ¢line getirmesiyle de ƶyle.
Evet, yoksulluk ve suƧ, modern (“kapitalist” olarak okunmalı) kentlerin kronik ifrazatındandır. Yoksul varoşlar, varsıllığın katlandığı kent merkezleri, ya da zenginlerin ikamet ettiği “gĆ¼venli” siteler iƧin hep esrarlı, tehditkĆ¢r, tekinsiz mekĆ¢nlardır… Ä°kiye bƶlĆ¼nmĆ¼ÅŸtĆ¼r neo-liberal kent, yoksullarla zenginleri ayıran sınır, her gĆ¼n biraz daha belirgin hĆ¢le gelmektedir. Bir tarafta lĆ¼ksĆ¼n tepeleme yığıldığı, ışıltılı eğlence, iş, yaşam mekĆ¢nları, bir tarafta da alabildiğine uzaklara sĆ¼rĆ¼lmĆ¼ÅŸ, duraklarda saatlerce itiş kakış doluşacağınız otobĆ¼sleri, minibĆ¼sleri beklediğiniz, elektriğine, suyuna gĆ¼Ć§ yetiremediğiniz, Ƨamurlu, karanlık sokaklarıyla teneke mahalleler…
“Ä°stanbul’da birtakım alt yapısı olmayan, şehirden uzak, şehirle bağlantısı olmayan yerleşim bƶlgelerine dairelerin yanına bir cami, bir okul ve bir alışveriş merkezi yapılıyor. Burada bir kadın ne yapar. Sosyallik tarzlarını orada icra edemez. Başakşehir gibi yerlerde, alıştığı gibi kapı ƶnĆ¼ne Ƨıkamaz, komşusuyla konuşamaz. Bu mimari buna izin vermez. Anketlere gƶre orada bir sĆ¼rĆ¼ insan antidepresanla yaşıyor. Kadınları bırakın genƧler buralarda ne yapar? GenƧler sadece alışveriş merkezlerinde buluşabiliyorlar. Dolayısıyla bu dƶnĆ¼ÅŸĆ¼mler bir şiddet alt yapısı oluşturuyor. Bu Fransa’da da bƶyle oldu, Ä°ngiltere’de de bƶyle oldu. O nedenle, şehirle bağlantısı kopuk, sineması, kĆ¼ltĆ¼r merkezi, kĆ¼tĆ¼phanesi, kĆ¼Ć§Ć¼k esnafı olmayan yerleşimler yapılmıyor artık. TOKÄ° tarafından, ƧƶlĆ¼n ortasında birden bire mahalle oluşturur gibi yapılan yapılar 10-15 sene sonra şiddete yol aƧacak,”[21] diyor bu konuda, Fransa’daki vahşi kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼mĆ¼n gĆ¼nĆ¼mĆ¼zdeki banliyƶ şiddetine yol aƧtığının altını Ƨizerek.
Belki de yanılıyor… Belki de şiddet, yoksulluğun yoğunlaşmasının, ya da ne bileyim, genƧlerin ƶfkesinin bir sonucu olmaktan Ƨok, lebensraum’unu sĆ¼rekli olarak geliştirmeye Ƨalışan kapitalist sistemin bir taammĆ¼dĆ® bir imalatı… Uyuşturucu, fuhuş Ƨeteleri bizatihi polisin besleyip, yıldırıp kaƧırmak Ć¼zere sakinlerinin Ć¼zerine saldığı GĆ¼lsuyu’nda olduğu gibi ƶrneğin.[22]
Ć‡Ć¼nkĆ¼ nihayetinde, kentlerin taşı-toprağı gerƧekten de altın… Ama artık topraklarından kopup ekmek peşinde buralara gƶƧ eden yoksullar iƧin değil. Muteber kentsel mekĆ¢nları tĆ¼ketip gƶzĆ¼nĆ¼ yoksulların sığındığı gecekondu mahallelerine, varoşlara diken inşaat şirketleri, “soylulaştırma”dan vurgun vuran spekĆ¼latƶrler, onların haracını yiyen yerel yƶneticiler ve hepsinin gerisindeki siyasal iktidar iƧin…
Neo-liberalizmin “Kırk HaramĆ®leri”, el birliğiyle yaşamı kentlilere dar ediyorlar… Hele ki kadınlara…

21 Kasım 2014 09:56:39, Ankara.

N O T L A R
[1] 24 Kasım 2014 tarihinde Ankara’da dĆ¼zenlenen “Kadın Katliamlarına, Erkek Şiddetine, Gericiliğe Karşı; Karanlığı Yırtmak ve Yaşamı Savunmak İƧin ‘Yaşam Nƶbeti’ndeyiz!” başlıklı etkinliğin “Kent-Doğa Direniş ve Kadın (saat:23.40- 00.25)” oturumunda yapılan konuşma… KaldıraƧ, No:162, Aralık 2014…
[2] Halil Cibran.
[3] “EndĆ¼striyel Ć¼retimin karşılaştığı aşırı birikim krizlerini aşmak yolunda inşaat yapmak Ć¼zerinden geƧici ƧƶzĆ¼mler Ć¼retilmiştir, Ć¼retilmeye devam etmektedir,” diyor David Harvey. “Kentlerde yeni bĆ¼yĆ¼k binaların inşa edilerek sermayenin kĆ¢rlılığını devamlı kılacak yeni bir ortamın oluşturulması sağlanmaya Ƨalışılıyor. (…) Kapitalist toplumlarda kentsel mekĆ¢n sermaye iƧin yeniden ve yeniden Ć¼retilen bir meta hĆ¢lini almıştır. BĆ¼yĆ¼k ƶlƧekli inşaat yapmak hoşa gidiyor. İş gƶkdelenleri, AVM’ler ve mega projeler yapılıyor ve bunun Ć¼zerinden borƧlanılarak finansman sağlanıyor. Bu sektƶr Ć¼zerinden Ƨok para kazanılıyor.” (“Harvey: Evsizlerden Ƈok Boş Ev Var”, BirgĆ¼n Pazar, 30 Mart 2014, s.17.)
[4] GĆ¼listan Alagƶz, “Başımız GĆ¶ÄŸe Erdi”, HĆ¼rriyet, 9 Temmuz 2014, s.11.
[5] AVM’leri bir “Amerikan yaratımı, Amerikan ihracı” olarak değerlendiren Profesƶr George Ritzer, onların “Amerikan tĆ¼ketim kĆ¼ltĆ¼rĆ¼nĆ¼n kĆ¼reselleşmesinin bir parƧası” olduğunu, modern olmanın, varsıllığın simgesi olduğunu vurgulayıp ekliyor: Bence bir dereceye kadar tĆ¼ketim kĆ¼ltĆ¼rĆ¼, insanları tĆ¼ketime takıntılı hĆ¢le getiriyor. (…) Tıpkı Marx’ın ileri sĆ¼rdĆ¼ÄŸĆ¼ gibi, din insanların afyonu olur ve devrimci faaliyetlerle ilgilenmemelerini sağlar. Bence tĆ¼ketim kĆ¼ltĆ¼rĆ¼ iƧinde Ƨok aktif olan bireyler, politik faaliyetlere zaman bulamazlar ve hatta bu faaliyetlere ilgilerini kaybederler, ƶzelliklede muhalif olanlara... Bu bakımdan, iktidarda kalmak isteyen bir politik rejim, daha Ƨok tĆ¼ketim katedrali inşa etmeye yƶnelebilir. Bu katedraller iƧinde daha Ƨok insanın olması insanları sokaklardan ve radikal faaliyetlerden uzak tutar. (ƖmĆ¼r Şahin Keyif, “Ä°ktidarda Kalmak Ä°steyen AVM Ä°nşa Eder”, BirgĆ¼n, 29 EylĆ¼l 2014, s.17.)
[6] “AVM Furyası: Sayı 368’i Buluyor…”, BirgĆ¼n, 9 Haziran 2014, s.5.
[7] Bilgi e.parisinfo.com’dan alındı.
[8] Kaynak: europe-cities.com.
[9] http://www.cbre.eu/portal/pls/portal/res_rep.show_report?report_id=1672
[10] Yine de Melih GƶkƧek’in “hayali” Ankaralılara pahalıya mal oldu. “Ƈankaya’dan havaalanına giden anayolun yanyollarla kesilmemesi iƧin ‘bat-Ƨık’larla karnından yarılan, ƶrneğin Kavaklıdere caddesinde bir kentin en ƶnemli ‘piyasa’sı, kamusal alanı yok edildi,” diyor Cengiz Bektaş. “Ä°nsanlar karşıdan karşıya geƧemiyorlar. ‘Merhaba’laşamıyorlar. Ancak el sallayabiliyorlar birbirlerine…” (Cengiz Bektaş, “Halk Bunun Neresinde?” Cumhuriyet, 12 Şubat, 2013, s.8)
[11] Funda ƖzgĆ¼r, “YĆ¼rĆ¼yĆ¼n Seferoğulları, Yeşil Vadi Bizimdir!”, Radikal Kitap, 14 Şubat 2014, s.28.
[12] Metin Yeğin, “Ulaşım ve ƖzgĆ¼rlĆ¼k”, GĆ¼ndem, 16 Temmuz 2014, s.12.
[13] Yard DoƧ. Dr. Bayram Uzun’a dayanarak… Bkz. “Kadın ve MĆ¼lkiyet Hakkı”, http://www.hkmo.org.tr/etkinlikler/etkinlik_detay.php?kod=3930. Bu ortalama bir oran olmalı. Ɩrneğin HakkĆ¢ri’de kentsel mĆ¼lkĆ¼n yĆ¼zde 96’sı erkeklerin elinde. (Erdoğan Yener, “Kente Karşı Eko-Kentler”, GĆ¼ndem, 9 Temmuz 2014, s.14.)
[14] Ayazma’da kentsel dƶnĆ¼ÅŸĆ¼m sĆ¼recini yakından izleyen bir kent aktivisti, Cihan UzunƧarşılı ÅŸĆ¶yle diyor: “Sosyal ve kĆ¼ltĆ¼rel boyutlardan bakarsak, TOKÄ°’lerde mahallelerdeki dayanışma ve komşuluk ilişkileri, sosyal ağlar ƧƶkĆ¼yor. Avlulu evde oturan ya da mahallesinin sokaklarını evinin odaları gibi kullanan Romanı alıyorsun, apartman dairesine tıkıyorsun. Ya da, “Ayağımız toprağa basmadan yaşayamayız” diyen Ayazmalı KĆ¼rt nĆ¼fusu alıyorsun 12 katlı insan silolarına dar mekĆ¢nlara hapsediyorsun. Bu olacak şey mi? Kına geceleri, aƧık hava dĆ¼ÄŸĆ¼nleri, kapı ƶnĆ¼ komşuyla Ƨay keyifleri bunlara TOKÄ°’lerde olanak yok. Ya da mahallede yer halısını yıkayabiliyor, asıp kurutuyor, yĆ¼nĆ¼nĆ¼ dƶvĆ¼yor, TOKÄ°’lerde imkĆ¢nsız.” (Sinem Uğurlu, “Yoksulu kent dışına sĆ¼rme projeleri, Evrensel, 18 Mart 2014, s.2.)
[15] “DƶnĆ¼ÅŸĆ¼m yapılan yerlerde fakirler, orta sınıflar istenmedi. Zenginler iƧin bu alanlar yeniden yapıldı. Kullanıcı kimliği değişti. Bu mahallelerin hedef seƧilmesinin bir sebebinin de oraların etnik kimliği olduğunu sƶyleyebiliriz. Etnik temizlik, “genocide,” bir etnik grubu yok etmek demektir. Bunun planlamadaki karşılığına biz “spacioside” diyoruz, yani “mekĆ¢nkırım..” Filistin halkının yerinden edilmesiyle uluslararası literatĆ¼re girmiş bir kavram bu. ƖlĆ¼mle sonuƧlanmayan ama insanları yaşam alanından kopardığınız sĆ¼rgĆ¼n politikası...” (Tuğba Tekerek, “Erbatur Ƈavuşoğlu: Filistin Tipi Kentsel DƶnĆ¼ÅŸĆ¼m”, Taraf, 9 Haziran 2014, s.11.)
[16] Cecilia Tacoli, Urbanization, Gender and Urban Poverty: Paid Work and Unpaid Carework in The City, International Institute for Environment and Development, Mart 2012.
[17] “Modern kent ulaşımı, sanki ulaşamamak Ć¼zerine dĆ¼ÅŸĆ¼nĆ¼lĆ¼p tasarlanmıştır. Kent merkezi, otorite alanları yani hĆ¼kĆ¼met binaları, mahkemeler, okullar, ofisler, işyerleri ve onlara hizmet iƧin kurulmuş otel, lokanta, eğlence yerleri ile donatılmıştır. Bunlar bĆ¼yĆ¼klĆ¼ kĆ¼Ć§Ć¼klĆ¼ kentlerde, kendi boylarına gƶre, irili ufaklı ama benzerdir. Otorite merkezleri tekli değildir. Fabrika ve Ƨevreleri, Ƨarşı, pazar ve Ƨevreleri, tapınak yerleri ve Ƨevreleri, ƶzellikle son yıllarda finans merkezleri ve Ƨevreleri, hepsi kentin temerkĆ¼z alanlarıdır. Genellikle insan yaşam alanları (…) başta konutlar, kentin modern olmasıyla birlikte, bu alandan sĆ¼pĆ¼rĆ¼lĆ¼rler. Aşırı değerlenen merkezdeki binalar, artık konut olarak kullanılamayacak kadar pahalıdır ya da Ƨok olumsuz koşullarda, yangında otoritenin ilk yutacağı alanlar olarak var olabilirler. Bƶylece herkes iƧin bir yolculuk başlar. Kentin yoksulları, kısıtlı marjinal alanlarda yer bulamazlarsa, ofisleri, işyerlerini temizlemek, lokantalarında yemek pişirmek, seyyar satıcılık yapmak, kendilerini benzer kaderlilerden korumak iƧin gĆ¼venlik gƶrevlisi olarak Ƨalışmak ve benzeri binlerce iş iƧin, merkeze doğru gĆ¼nlĆ¼k gƶƧlerine başlar. (Metin Yeğin, “Ulaşım”, GĆ¼ndem, 10 Temmuz 2014, s.13.)
[18] Duymamış olamazsınız: Ä°stanbul Boğazı’na yapılan Ć¼Ć§Ć¼ncĆ¼ kƶprĆ¼yĆ¼ inşa eden ICA konsorsiyumu, kreditƶrlerin talebi Ć¼zerine bir Ƨevresel etki değerlendirme raporu hazırlattı. Rapora gƶre, kƶprĆ¼, Ä°stanbul’un su kaynaklarını kirletecek. ÅžĆ¶yle deniyor raporda: “Kazı alanlarından, malzeme yığınlarından, inşaat alanlarından arıtılmamış kirli su sızıntıları, derelere, diğer yĆ¼zeysel su kaynaklarına karışabilir. Bu tĆ¼r su sızıntıları ve yĆ¼zey akışları tortu ve tehlikeli atıklar taşıyabilir ve bu atıklar derelere ya da diğer yĆ¼zeysel su kaynaklarına karışabilir. Ä°nşaat sırasında geƧici tesisler inşa edilecek, iş makineleri kullanılacak. Bazı beton atıkları, malzemeler ve kimyasallar kirliliğe neden olabilecek.” (Ƈiğdem Toker, “3. KƶprĆ¼, İƧme Suyunu da Kirletecek”, Cumhuriyet, 14 Nisan 2014, s.10.)
[19] Funda ƖzgĆ¼r, “YĆ¼rĆ¼yĆ¼n Seferoğulları, Yeşil Vadi Bizimdir!”, Radikal Kitap, 14 Şubat 2014, s.28.
[20] Fırat Turgut, “Sığınacak Yer Kalmadı”, Evrensel, 16 Mart 2014, s.14.
[21] “Kentsel DƶnĆ¼ÅŸĆ¼mĆ¼n Sonu, Paris’teki Banliyƶ Şiddeti”, Taraf, 9 EylĆ¼l 2012, s.4.
[22] Onur Erem, “Bir Garip Polis-Ƈete Ä°lişkisi”, BirgĆ¼n, 10 Ağustos 2013, s.3.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Ɩne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGƖRƜDEN EŞİTLİĞE: TƜRKLERLE ERMENÄ°LER ARASINDAKÄ° GƜƇ Ä°LİŞKÄ°LERÄ°NÄ° BÄ°R SÄ°VÄ°L HAKLAR MODELÄ° ARACILIĞIYLA DEĞİŞTÄ°RMEK,1,“KOBANƊ’NÄ°N ‘BÄ°Z’Ä°MLE NE ALƂKƂSI VAR?,1,“NEFRET SUƇLARI” VE “ZEHÄ°RLÄ° KAN” ƜZERÄ°NE,1,1 MAYIS 2015’DE Ä°STÄ°KAMET(Ä°MÄ°Z) -2014’TE OLDUĞU GÄ°BÄ°!- TAKSÄ°M,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)Ä°,1,1 MAYIS’A GÄ°DERKEN: AKP KADINLAR İƇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKÄ°M DEVRÄ°MÄ°’NÄ°N ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENÄ° GERƇEĞİNÄ°N TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLƜL 2010 SONRASI,1,12 EYLƜL KÄ°ME KARŞIYDI?,1,12 EYLƜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLƜL’Ɯ YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’Ä°N 50. YILINDA SARI YELEKLÄ°LER,1,2013,1,2014,1,2014 İƇİN 2013’ƜN 1 MAYIS DERSLERÄ°,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YÄ°NE YENÄ°DEN ISRARLA TAKSÄ°M,1,2016,1,2018,1,2019: YERKƜREDE VE COĞRAFYAMIZDA Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI(MIZ),1,23 NÄ°SAN BÄ°TTÄ° ‘KUTLU DOĞUM’ VERELÄ°M,1,24 HAZÄ°RAN SEƇİM(LER)Ä° VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZÄ°RAN 2015 SEƇİMLERÄ°’NE DAÄ°R -GEREKƇELÄ°- TAVRIMIZ,1,7 HAZÄ°RAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BÄ°R YOLCULUK,1,ABD EMPERYALÄ°ZMÄ° VE VENEZƜELLA 2019,1,AƇIK SƖZLƜ OLMAK Ä°YÄ°DÄ°R (7 HAZÄ°RAN SONRASINA DAÄ°R DEĞERLENDÄ°RME),1,ADALET: ANTROPOLOJÄ°K BÄ°R BAKIŞ,1,afis,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE’N)Ä°N ƖTESÄ°DÄ°R,1,AFRÄ°N (VE SURÄ°YE),1,AKADEMÄ°NÄ°N ƖZGƜRLƜĞƜ İƇİN,1,akademisyen,2,AKADEMÄ°SYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SÄ°ZLERÄ°,1,akp,36,AKP Ä°KTÄ°DARI VE GƜNDELÄ°K HAYATIN Ä°SLƂMÄ°LEŞTÄ°RÄ°LMESÄ°,1,AKP Ä°SLƂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NÄ°N ‘KƜLTƜR POLÄ°TÄ°KALARI’?,1,AKP’NÄ°N “DERÄ°N DEVLET”Ä°,1,AKP’NÄ°N “KINDER KUCHE KIRCHE”SÄ°,1,AKP’NÄ°N “MUHAFAZAKƂR”LIĞI NEYE DENK DĆœÅžER,1,AKP’NÄ°N “ORGANÄ°K AYDINLARI” VE HAZÄ°RAN KALKIŞMASI,1,AKP’NÄ°N BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ° MÄ° DEDÄ°NÄ°Z,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°: MÄ°LLÄ°YETƇİ MANEVÄ°YATƇI VE PÄ°YASACI,1,AKP’NÄ°N EĞİTÄ°M SÄ°STEMÄ°YLE Ä°MTÄ°HANI,1,AKP’NÄ°N KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GÄ°BÄ° ƖLMEK,1,AKP’NÄ°N MUHAFAZAKƂRLIĞI Ä°SLƂMCILIĞI NEOLÄ°BERALÄ°ZMÄ° VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktĆ¼el,2,ALEVƎLÄ°K VE SINIF MƜCADELESÄ°: KƜLTƜR VE EKONOMÄ° POLÄ°TÄ°K,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJÄ°: NASIL VE NİƇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKÄ°” ƜZERÄ°NE,1,ATAERKÄ°L PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BÄ°RLİĞİ: ƇOKKƜLTƜRCƜLƜĞƜN “KRÄ°ZÄ°”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ƖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MÄ°ZAH YA DA HİƇ!,1,BE ZÄ°MAN JƎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERÄ°,1,BEKLE BÄ°ZÄ° -YENÄ°DEN- TAKSÄ°M,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BÄ°R “ELEŞTÄ°RÄ°”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BÄ°R “Ä°MKƂNSIZ AŞK” HÄ°KƂYESÄ°: “AKADEMÄ° VE ƖZGƜRLƜK,1,BÄ°R “PRAKSÄ°S ANTROPOLOJÄ°SÄ°” İƇİN,1,BÄ°R AYDIN(LIK) HƂLÄ° FÄ°KRET BAŞKAYA,1,BÄ°R DAHA ASLA DÄ°YEBÄ°LMEK İƇİN: GƖZALTINDA KAYIPLAR,1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR (YENÄ°DEN-)ƜRETME ARACI OLARAK MOBBÄ°NG[*],1,BÄ°R Ä°KTÄ°DAR ARACI OLARAK KORKU,1,BÄ°R KEZ DAHA “TERƖR” MƜ,1,BÄ°R KÄ°MLÄ°K SÄ°YASETÄ° OLARAK MÄ°LLÄ°YETƇİLÄ°K VE IRKƇILIK,1,BÄ°R MÄ°LAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BÄ°YOLOJÄ° KADER MÄ°? ya da “FITRAT”A DAÄ°R,1,BÄ°ZÄ°M DELÄ°LERÄ°MÄ°Z,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bƶlge,3,BU 12 EYLƜL REJÄ°MÄ°… BURADAN ƇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELƂL? (YA DA “GULYABANÄ°” KÄ°M),1,BUGƜN ADNAN YƜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DƖKTƜKLERÄ° KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VÄ°LLERÄ° VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SÄ°STEMÄ° VEYA BU KADAR YETKÄ°YÄ° BABANIZA VERÄ°R MÄ°YDÄ°NÄ°Z,1,Ƈile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gƶzlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ƇOCUKLAR ƖLMESÄ°N DEMEK TERƖR SUƇU MU,1,ƇOCUKLARININ ETÄ°YLE BESLENEN ƜLKE,1,ƇƖZƜMƜN SOSYO-EKONOMÄ°K YANI,1,DAĞLAR ERÄ°RSE – ZEVEBƂN,1,DAÄ°MA YAŞAYACAKTIR Ä°SMÄ°YLE MƜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GÄ°RİŞİMÄ° VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELÄ° DUMRUL’UN “KENTSEL DƖNĆœÅžĆœM”Ɯ ya da YOLSUZLUK RANTIN Ä°KÄ°Z KARDEŞİDÄ°R,1,DEMÄ°RÄ°N TUNCUNA Ä°NSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATÄ°KLEŞ-ME PAKETÄ°,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETÄ°N ERKEKLERÄ° YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ƖNLENMEZ,1,DEVLETÄ°N KƜRTAJI: ROBOSKƎ,1,DEVLETLƛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERÄ° VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DÄ°NLER Ä°SLƂM VE KADIN BEDENÄ°,1,dinleti,1,DÄ°RENEN DAMAR[*] ƇƜRƜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dĆ¼nya,53,dĆ¼sĆ¼nce ƶzgĆ¼rlĆ¼gĆ¼,2,EGEMENLERÄ°N “PYRRHUS ZAFERÄ°”: F-TÄ°PÄ°,1,egitim,12,EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° SOSYALÄ°ZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTÄ°RÄ° HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKƇİLER İŞSÄ°ZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALÄ°ZM- T. “C” VE AFRÄ°N,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALÄ°ZM ƜZERÄ°NE NOTLAR,1,ERCAN BÄ°NAY’DAN (BAFRA T TÄ°PÄ°) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ƖZGƜRLƜK,1,ermeniler,4,ESKÄ°(MEYEN)/ YENÄ° TƜRKÄ°YE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ƇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FÄ°DEL İƇİN SANCAĞI YARIYA Ä°NDÄ°RMEYÄ°N DAHA DA YƜKSELTÄ°N,1,FRIEDRICH ENGELS VE AÄ°LENÄ°N,1,genclik,2,GERƇEKTEN DE NEDÄ°R TERƖR,1,GƖBEKLÄ°TEPE BÄ°ZE NEYÄ° ANLATIYOR,1,gĆ¼ncel,3,gĆ¼ndem,11,GƜNDEM’E DƜNE VE BUGƜNE DAÄ°R,1,HAFIZASINI YÄ°TÄ°RMEYEN “DERSÄ°M’E AĞIT,1,hakkinda,1,HƂL ƜLKEYÄ° KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HƂL VE GÄ°DİŞ(Ä°MÄ°Z),1,HANGÄ°MÄ°Z ƖZGƜRƜZ KÄ°,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTÄ°R YANÄ° HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GƜN DƖRT Ä°ÅžĆ‡Ä° BEŞ KADIN,1,HER KƖYDE BÄ°R “KƖPEK” VARDIR,1,HİƇLEŞTÄ°RÄ°LME KAYGISINDAN ƖFKEYE SARI YELEKLÄ°LER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLÄ°KELÄ°” BÄ°R KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE Ä°SLƂMCI “FEMÄ°NÄ°STLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,Ä°FADE ƖZGƜR(LƜĞƜ) MƜ,1,Ä°FADE ƖZGƜRLƜĞƜ VAZGEƇİLEMEZ ƖNCELÄ°KLÄ° DEĞERDÄ°R,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,Ä°SLƂMCI-MUHAFAZAKƂRIN ZÄ°HÄ°N HARÄ°TASINDA BÄ°R GEZÄ°NTÄ°: “NASIL BÄ°R KADIN(LIK),1,Ä°STANBUL SEƇİMÄ° - BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,isyan,15,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLÄ°AMIN 40. YILINDA TAKSÄ°M,1,Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFININ KADINLAŞMASI,1,Ä°TÄ°RAZ VE ELEŞTÄ°RÄ° “HAZIROL”DA DURMAZ,1,Ä°YÄ° KÄ° YAŞADILAR Ä°YÄ° KÄ° YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRÄ°M(LER),1,KADINLAR KAPÄ°TALÄ°ZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERƇEKTEN DE “SINIFLAR-ƜSTƜ” MƜ,1,KADINLAR İƇİN OLABÄ°LECEK EN KƖTƜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAÄ°R,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSÄ°ZM’SÄ°Z OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBÄ°M(Ä°Z) CÄ°ZRE’DEDÄ°R,1,kapitalizm,19,KAPÄ°TALÄ°ZM KƜLTƜR DÄ°RENİŞ,1,KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N KENDÄ°NÄ° Ä°MHASI: NEOLÄ°BERALÄ°ZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HƜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTÄ° (YOKSULLARINDAN) TEMÄ°ZLEMEK,1,KEŞFEDÄ°LMEMİŞ GELECEĞİN BİƇİMLENMESÄ° İƇİNDÄ° SAMÄ°R AMÄ°N,1,kitap,35,KOBANƊ BÄ°ZÄ°MDÄ°R BÄ°Z KOBANƊ’YÄ°Z,1,KOLEKTÄ°F BÄ°R DEVLET CÄ°NAYETÄ°: HRANT DÄ°NK,1,komĆ¼nizm,4,kriz,49,KRÄ°Z SAVAŞ VE Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI ƜZERÄ°NE GƖRĆœÅžLER,1,KRÄ°ZDEN Ä°NSAN MANZARALARI[*],1,KƜLTƜR “YERLÄ° VE MÄ°LLÄ°” MÄ°DÄ°R?YA DA NEDÄ°R,1,kĆ¼ltĆ¼r sanat,29,KƜRESEL KƜLTƜR” MƜ,1,kĆ¼rt sorunu,1,laiklik,1,LAÄ°KLÄ°K MÄ° HANGÄ°SÄ°,1,latin amerika,11,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ - 1/ BREZÄ°LYA ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA: SAĞIN GERÄ° DƖNĆœÅžĆœ-2/ PARAGUAY: “TEKNÄ°K DARBE,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DA BARIŞ SƜREƇLERÄ°,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’DAN “BARIŞ SƜREƇLERÄ°”: EL SALVADOR ƖRNEĞİ,1,LATÄ°N AMERÄ°KA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LƜZUM” ƜZERE: BÄ°R KEZ DAHA Ä°STANBUL SEƇİMÄ°,1,MAĞLUP MU DENÄ°R ŞİMDÄ° ONLARA?,1,MARKSÄ°ST-LENÄ°NÄ°ST ROMAN YAZARI : VEDAT TƜRKALÄ°,1,marksizm,5,MARKSÄ°ZM + V. Ä°. LENÄ°N = EKÄ°M DEVRÄ°MÄ° (NOTLARI),1,MARKSÄ°ZM AÄ°LE AŞK CÄ°NSELLÄ°K ƜZERÄ°NE SƖYLEŞİ,1,MARKSÄ°ZM VE KADIN ƜZERÄ°NE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSÄ°ZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DĆœÅžĆœNCE DƜNYASINA BÄ°R SEYAHAT: ETNOLOJÄ° DEFTERLERÄ°,1,MARX’TAN ƖĞRENEN BÄ°R ƇUKUROVALI: OKTAY ETÄ°MAN,1,MASKELÄ° FAŞİZM: “POPƜLÄ°ST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI Ä°YÄ° BÄ°LMEZDÄ°K,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DĆœÅžĆœ LAMBORGHÄ°NÄ°LER VE DƜNYAYI DEĞİŞTÄ°REBÄ°LMEK,1,mĆ¼cadele,12,MƜCADELE BOYU BÄ°R YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MƜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIƇ,1,NE OLDU O “Ä°MTÄ°YAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KÄ°TLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMÄ°NÄ°ST” MÄ°,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’DE MUHAFAZAKƂRLAŞMA/ DĆœÅžKƜNLEŞME DÄ°YALEKTİĞİ,1,NEO-LÄ°BERAL TƜRKÄ°YE’NÄ°N “EN ALTTAKÄ°LER”Ä°: Ä°ÅžĆ‡Ä° SINIFI KƜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,11,newroz,1,NÄ°CE ONYILLARA ‘YENÄ°KAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GƜN BU ƜLKEDE. O GƜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ƖLƜMSƜZDƜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(Ä°MÄ°Z,1,ONLAR ƇALIP ƇIRPTIKƇA BÄ°Z YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORƇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BÄ°R KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “Ä°HYA” ETMEK: AKP’NÄ°N TƖRENLERÄ°,1,OTUZƜƇ KOR DĆœÅžTƜ YƜREĞİMÄ°ZE…,1,ƖFKELENÄ°NCE ƇOK GƜZEL OLUYORSUN TƜRKÄ°YE,1,ƖFORÄ°NÄ°N ORTASINDA,1,ƖĞRETTÄ°KLERÄ° HATIRLATTIKLARIYLA GREÄ°F DÄ°RENİŞİ,1,ƖLƜMSƜZ ABÄ°(MÄ°Z) OKTAY ETÄ°MAN,1,ƖRGƜTLƜ MƜCADELE ETİĞİ VE SOSYALÄ°ST DEMOKRAS,1,ƶteki,26,ƖZEL MƜLKÄ°YETÄ°N DEVLETÄ°N KƖKENÄ° ƜZERÄ°NE,1,ƖZERKLÄ°KƇİ ANAYASA SONRASINDA BOLÄ°VYA DERSLERÄ°,1,ƖZGECAN’IN KATLÄ°NÄ°N AKP’YLE NE Ä°LGÄ°SÄ° VAR,1,ƶzgeƧmis,1,ƶzgĆ¼rlĆ¼k,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANÄ°NÄ°N (“YENÄ°”) REJÄ°MÄ°,1,PARÄ°S KATLÄ°AMI “BARIŞ SƜRECÄ°” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPƜLER KƜLTƜRE ELEŞTÄ°REL BAKIŞLAR - KISA BÄ°R TARÄ°HƇE,1,postmodernizm,1,protesto,2,RECEP’Ä°N TƜRKƜ(/ŞİİR)LERÄ°,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKÄ°’NÄ°N KANAYAN KARANFÄ°LÄ°,1,rƶportaj,12,SAHÄ° “VESAYET (REJÄ°MÄ°)” KALKTI MI,1,SAHÄ°CÄ° OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ƜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ƇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seƧim,5,SEƇİMLERÄ°N SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ƇƜRƜMENÄ°N RESMÄ°NÄ° ƇİZEBÄ°LÄ°R MÄ°SÄ°N ABÄ°DÄ°N?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTÄ°M MANZARALARI,1,SEN MÄ°SÄ°N “BARIŞ” DÄ°YEN,1,sibel ƶzbudun,1,sinifsal bakis,9,SÄ°VAS KATLÄ°AMI O GƜN ORADA BÄ°TMEDÄ°,1,siyonizm,2,SÄ°YONÄ°ZM ANTÄ°-SEMÄ°TÄ°ZM VE BÄ°R “MUGALATA” ƜZERÄ°NE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BÄ°LÄ°MLER: BÄ°R ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ƜZERÄ°NE RESMƎ SƖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,sƶylesi,1,sƶyleşi,2,SƖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ƜZERÄ°NE,1,suriye,2,SURUƇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKƇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKƇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELÄ° DUMRULLARI: ƖZELLEŞTÄ°RMELER,1,SƜREKLÄ°LEŞTÄ°RÄ°LEN OHAL VE,1,ŞİDDET MÄ° MEŞRUÄ°YET YÄ°TÄ°MÄ° MÄ°,1,ŞİDDET NEDEN KAPÄ°TALÄ°ZMÄ°N “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercĆ¼me,2,terƶr,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KÄ°TAPLI Ä°NSANDAN KORKARIM,1,TOTALÄ°TARYANÄ°ZMÄ° SOKAKTA ALT EDEBÄ°LMEK,1,TOTALÄ°TERLEŞMEYE Ä°HVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TƖREN ULUS-DEVLET Ä°KTÄ°DAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tĆ¼ketim,1,TĆ¼rk Akademiası: GerƧekten kadınlar iƧin Bir Cennet mi,1,TƜRK HALKI BARIÅžĆ‡I MI,1,TƜRK(Ä°YE) Ä°SLƂMI’NDA KADIN OLMAK,1,tĆ¼rkiye,77,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHÄ°T OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,Ć¼niversite,6,ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° ƖLDƜRMENÄ°N SEKÄ°Z YOLU (YA DA ƜNÄ°VERSÄ°TE PÄ°YASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETÄ°N ALTERNATÄ°FÄ° VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İƇİN YEREL SEƇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZƜELLA VE EMPERYALÄ°ZM KONUSU,1,VESAYET REJÄ°MÄ°” ƖLDƜ YAŞASIN “Ä°LERÄ° DEMOKRASÄ°,1,video,24,VURUN “ƖTEKÄ°”NE,1,YA SEV YA TERKET: BÄ°R BÄ°AT ARACI OLARAK MOBBÄ°NG,1,YA SOSYALÄ°ZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDÄ°NÄ°Z,1,yasam,17,YENÄ° TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENÄ°”,1,yeni yil,2,YENÄ° YƖK YASA TASLAĞI ƜZERÄ°NE: PÄ°YASA ƜNÄ°VERSÄ°TEYÄ° YUTARKEN,1,YENÄ°DEN HAYKIRABÄ°LMEK: “YERÄ°MÄ°Z MUTFAK DEĞİL DƜNYA,1,YERELÄ° BÄ°RLÄ°KTE YƖNETMEK - NASIL BÄ°R DƜNYA Ä°STÄ°YORSAK ƖYLE BÄ°R YEREL YƖNETÄ°M,1,YILDIZLARIN GƜNCESÄ°NÄ° TUTAN ADAM: CENGÄ°Z GƜNDOĞDU,1,yƶk,3,yƶnetim,1,YƜREĞİMÄ°ZDE,1,ZAPATÄ°STALARIN 33. YILI: BÄ°R DEĞERLENDÄ°RME,1,ZEYTÄ°NLİĞİ ZÄ°NDAN YAPAN SÄ°STEMATÄ°K ZULME DÄ°RENENLER,1,ZÄ°NDAN(LAR)IN TƜRKƇESÄ°,1,ZORUNLU BÄ°R AƇIKLAMA (II)… VE BÄ°R EKLEME,1,
ltr
item
sibelšŸ‚ƶzbudun: KADINLARA, KENTLERE, GECELERE DAÄ°R…[1]
KADINLARA, KENTLERE, GECELERE DAÄ°R…[1]
sibelšŸ‚ƶzbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2014/12/kadinlara-kentlere-gecelere-dair1.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2014/12/kadinlara-kentlere-gecelere-dair1.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gƶr BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara BĆ¼tĆ¼n Yayinlar Ä°steğiniz gƶnderi bulunamadı Ana Sayfaya Dƶn Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika ƶnce $$1$$ minutes ago 1 saat ƶnce $$1$$ hours ago dĆ¼n $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy