“Unutulanlar hariƧ yeni bir Åey yok.” [1] GeƧenlerde NTV ekranında bir haber Ƨarptı gƶzĆ¼me. Mealen Åƶyle bir Åeydi: GeƧen y...
“Unutulanlar hariƧ
yeni bir Åey yok.”[1]
GeƧenlerde NTV ekranında bir haber Ƨarptı gƶzĆ¼me. Mealen Åƶyle bir
Åeydi: GeƧen yıl benzin fiyatlarında yaÅanan hızlı yĆ¼kseliÅ, ABD’de bisiklete
olan talepte bir patlama yaratmıÅ. Bunun Ć¼zerine ekonomik krizi de hesaba katan
kolları sıvamıÅ: bisikletle ilgili Ć¼retilebilecek her Åey, farlar, terlemeyi
ƶnleyen eÅofmanlar, bisiklet kaskları, boyalar, bisiklet ayakkabıları, havalı
seleler… tam istim hazırlanmıÅlar ki… kriz petrol fiyatlarının yere
Ƨakılmasına, benzinin ucuzlamasıyla birlikte ABD kentlerinin sokaklarını bir
kez daha –bir sĆ¼redir ortalarda gƶzĆ¼kmeyen Hummer’lar dahil- yeniden
otomobillerin kaplamasına, bisikletlerin ise arka bahƧelerde Ć§Ć¼rĆ¼meye terk
edilmesine yol aƧmıÅ. Yorumcu bisiklet ve aksesuar Ć¼reticilerinin otomobilin
ABD’liler iƧin bir prestij nesnesi olduÄuna, dolayısıyla bisikletin de prestij
yitimini simgelediÄini, bƶylelikle, ABD’lilerin fırsat bulur bulmaz otomobile
dƶneceklerini gƶz ardı ettiklerini eklemeyi ihmal etmedi… Bu bir
“kriz manzarası”…
* * *
“Esenyurt’un iÅlek caddelerinden birinde bedeni Ƨƶp arabasının ardında
kaybolan bir Ƨocuk simsiyah ellerinin kavradıÄı arabanın uzun saplarını tĆ¼m
gĆ¼cĆ¼yle Ƨekiyor. Biraz ƶtedeki Ƨƶp koyteynırının iƧine sarkan kardeÅi ise kaÄıt
ve plastik arıyor. Arkadaki yokuÅtan aÄabeyleri Ƨıkıyor yavaÅ yavaÅ, arabası
aÄzına kadar kartonla dolu. 30 yaÅındaki ErgĆ¼n, 14 yaÅındaki Ersoy ve 12
yaÅındaki Birol, bu Ć¼Ć§ kardeÅ her gĆ¼n kilometrelerce yol yĆ¼rĆ¼yerek Ƨıkarıyor ekmeÄini...
300 milyon kira verdikleri evde beÅ kiÅi yaÅıyorlar. Babaları vefat
etmiÅ. Ev kirasının yanı sıra bir de kĆ¢Äıtları koydukları depoya 250 YTL kira
veriyorlar.
ĆƧ kardeÅin her gĆ¼n kilometrelerce dolaÅarak topladıkları tonlarca
atıÄın bir ay sonunda ederi ise 700-800 YTL arasında deÄiÅiyor. Hayaller
sorulduÄunda ise aÄızlarını bıƧak aƧmıyor. Hayal kurmak bile Ƨok uzak onlara,
ortak cevap ‘bilmiyorum’. AÄabey BektaÅ, ‘Hayal olmadan bir Åey olmaz ama
boÅuna hayale de kim inanır’ diye konuÅuyor. Ersoy ise ‘HiƧbir Åey istemiyorum,
babam saÄ olsaydı yeter’ diyor.”
Evet, Katı Atık Toplayıcıları DerneÄi’nin tahminine gƶre TĆ¼rkiye’de
yaklaÅık 200 bin kiÅi geƧimini, atık toplayıcılıÄından saÄlıyor ve TĆ¼rkiye’deki
geri dƶnĆ¼ÅĆ¼mĆ¼n yĆ¼zde 31’ini gerƧekleÅtiriyorlar. Ćstelik baÅları belediye ile
dertte. En son yĆ¼rĆ¼rlĆ¼Äe giren Ƨevre kanunu bu iÅi yasaklıyor ve bu onbinlerce
insanın iÅsiz kalması anlamına geliyor. Ćzellikle Ankara’da bu iÅin Åirketlere
ihale edilmesi sonrasında kĆ¢Äıt toplayıcıları zabıtalar tarafından
dƶvĆ¼ldĆ¼klerini ƶne sĆ¼rĆ¼yor.” Bu da bir
“kriz manzarası”…
* * *
“TĆ¼m dĆ¼nyayı etkisi altına alan finansal kriz, ABD’de iÅ bulamayan
kadınlar arasında hayat kadınlıÄına baÅvurma oranını artırdı. Bunlardan biri de
daha ƶnceden yĆ¼ksek maaÅlı bir iÅte ƧalıÅan, 70 yaÅındaki Kimberly adıyla
basına tanıtılan kadın. 30 yere iÅ baÅvurusunda bulunup cevap alamayan
Kimberly, Nevada’nın en Ć¼nlĆ¼ genelevlerinden biri olan ‘Mustang Ranch’te
ƧalıÅmaya baÅladı…
Mustang Ranch’de milyonlarca dolarlık iÅ dƶnĆ¼yor. Kendisi de eskiden
hayat kadını olarak gƶrev yapan Austin, ‘Gelenler Ƨok ama harcayacak Ƨok
paraları yok’ diyor. Austin, kriz dƶnemlerinde insanların ‘ilaƧ, likƶr ve
seks’ten kesmediÄini kaydediyor.” Bu da
ƶyle…
* * *
“Kadıkƶy’de zabıtaların kovaladıÄı kĆ¢Äıt mendil satan ilkƶÄretim
ƶÄrencisi 13 yaÅındaki BĆ¼lent Ćalıkıran, otomobilin Ƨarpması sonucu ƶldĆ¼. KĆ¼Ć§Ć¼k
ƧocuÄun annesi oÄlunun, pantolon alabilmek iƧin mendil satmaya gittiÄini
sƶyledi…
Fikirtepe Mandıra Caddesi’ndeki bir gecekonduda yaÅayan Ćalıkıran’ın
babası Mehmet Ćalıkıran, gĆ¼nĆ¼birlik iÅlerde ƧalıÅtıÄını ve maddi durumlarının
iyi olmadıÄını sƶyledi: “BeÅ Ć§ocuÄum var. OÄlum bana yĆ¼k olmamak ve bayram
harƧlıÄını Ƨıkarmak iƧin mendil satmaya gitmiÅti. OÄlum alın- teriyle mendil
satıyor. Hırsızlık mı yapmıŠki belediye onu yakalıyor? Buna sebep olan zabıta
ortada yok. Zabıta ƧocuÄu kolundan tutup arabanın altına atıyor. Bunların
sorumluları bulunsun…” Bu da dƶrdĆ¼ncĆ¼sĆ¼…
Dikkat ederseniz dƶrt manzarada
da bir “deÄer yitimi” ƶykĆ¼sĆ¼ var. Ä°lkinde malların, ikincisinde emeÄin,
Ć¼Ć§Ć¼ncĆ¼sĆ¼nde cinselliÄin, dƶrdĆ¼ncĆ¼sĆ¼nde ise insan yaÅamın…
* * *
“Ä°nsanlık durumu”ndan, ya da
Erich Fromm’un yıllar ƶnce iÅaret ettiÄi Ć¼zere, “(var) olma”nın “sahip olma”ya
eÅitlendiÄi tĆ¼ketim kapitalizmi evreninde metaların deÄeriyle insan(lar)ın deÄeri
arasındaki denkleÅmeden sƶz edelim bugĆ¼n, dilerseniz…
“Ä°nsanlık durumu” denildiÄinde
akla gelen, insanın “ƶz”Ć¼ne deÄgin, tarihƶtesi, ebedĆ®, deÄiÅmez, tƶzsel bir
“Åey”dir ve “insanlık durumu”ndan sƶz etmek, genellikle felsefenin ve onun
“atasını tanımayan” evladı edebiyatın iÅi addedilir.
Oysa Marksistler, en azından
Marx’ın Feuerbach’la girdiÄi tartıÅmadan bu yana, Ä°nsanın somut,
iktisadĆ®-siyasal, tarihsel-toplumsal bir varlık olduÄunu, evrensel ve ebedĆ® bir
“insanlık durumu”ndansa, somut insanın eylediÄi ve deneyimlediÄi somut koÅullar
iƧerisindeki durumu”ndan sƶz edilebileceÄini bilirler.
Bir baÅka deyiÅle, “insan(lık)
durumu”nu biƧimlendiren verili bir mekĆ¢nda, somut, tarihsel koÅullardır; bu
tarihsel koÅullar ise, insanların maddĆ® yaÅamlarını Ć¼retmek iƧin birbirleriyle
giriÅtikleri iliÅkilerin, yani Ć¼retim iliÅkilerinin tezahĆ¼rleridir.
EÄer bu bƶyleyse, “insanlık
durumu” dediÄimiz durum ve koÅullar karmaÅası, Ć¼retim iliÅkileriyle baÄlantılı,
tarihsel, yani deÄiÅken/dinamik bir gƶrĆ¼ngĆ¼dĆ¼r; bir Ć¼retim tarzından diÄerine,
ya da mevcut Ć¼retim iliÅkilerinin salınımları ƧerƧevesinde farklılaÅır.
Kapitalizmin biƧimlendirdiÄi
“insanlık durumu”nu sanırız en iyi, tarih sahnesinde ilk kez insan-meta
iliÅkisinin insan-insan iliÅkisinin ƶnĆ¼ne geƧmesi, yani meta fetiÅizmi
tanımlar. “TĆ¼m toplumsal etkileÅim sĆ¼recinin meta biƧimindeki nesnelerin, yani
deÄiÅim deÄerlerinin mĆ¼badelesi biƧiminde gƶrĆ¼ndĆ¼ÄĆ¼”[2] bir ortamda, insanĆ®/insana ƶzgĆ¼ olan her Åey, piyasaya dĆ¢hil olacak,
onun dolayımıyla ifade edilir hĆ¢le gelecektir.[3] Kaldı ki “kĆ¼reselleÅme” olarak bilinen sĆ¼reƧ(ler) de, piyasanın
kapsamının derinleÅip yaygınlaÅmasından ibarettir: dĆ¼nyada kapitalist piyasa
iliÅkilerine dĆ¢hil olmadık tek bir Ć¼cra mezra, piyasa tarafından temellĆ¼k
edilmedik tek bir insanĆ® hassa bırakmama, yani her yeri ve her Åeyi kapitalist
iliÅkilere dahil etme yolunda sınır tanımayan kƶklĆ¼ bir sĆ¼reƧ… Uzayı dahi meta
iliÅkilerine dahil etmeyi tahayyĆ¼l eden bir sĆ¼reƧ…
Nitekim, eÄer dĆ¼nyanın en derin Ƨukuru olan Guam Ƨukurundan Walmart
poÅetleri Ƨıkıyorsa, ya da Meksika’nın gĆ¼neyinde, Chiapas bƶlgesinde yaÅayan
Tzotzil yerlileri senkretik kiliselerinde dĆ¼zenledikleri Pazar ayinlerinde “cin
Ƨıkarmak” iƧin Coca Cola tĆ¼ketiyorlar ise, veya Kalahari ƧƶlĆ¼ sakinleri, ‘Kung
San’lar birbirleriyle cep telefonuyla iletiÅim kuruyorlarsa eÄer… Ya da tĆ¼m
insan duygulanım ve hĆ¢lleri: sevgi, nefret, aile baÄları, dostluk, ƶzveri,
annelik, babalık, sadakat, Åehvet, aylaklık, disiplin, ƶzen, temizlik,
pasaklılık, haset, sevecenlik, mahcubiyet, cesaret, Ć¼rkeklik… bir “deÄiÅim
deÄeri”ne dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lebilir ya da bir metayla denkleÅtirilebilir hĆ¢le gelmiÅ
ise… Anlamları kapitalist piyasa iliÅkileri tarafından dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lĆ¼yor ve/veya
tayin ediliyorsa[4]
… GĆ¼nĆ¼mĆ¼zde dĆ¼nyanın manzarasını, ya da “insanlık hĆ¢lini” tayin eden temel dinamiÄin
kapitalist piyasa iliÅkileri olduÄunu ƶne sĆ¼rebiliriz rahatlıkla.
Ä°nsan iliÅkileri bir kez meta (ya da piyasa) iliÅkilerine tabi olduktan
sonra, onun salınımları doÄrultusunda salınacaÄı, tabiidir. Krize endeksli bir
Ć¼retim iliÅkileri biƧimleniÅi olan kapitalist piyasa ekonomisinin devrĆ® kriz
evreleri ƧerƧevesinde salındıÄı biliniyor.
Pek Ć¼zerinde durulmayan ise, kapitalizmin (kĆ¼reselleÅen) kriz
evrelerinde yaÅanan “deÄersizleÅme” sĆ¼reƧlerinin yalnız metaları, Ć¼retim
araƧlarını ve onları Ć¼retme (Ć¼cretler) ve temellĆ¼k edilme araƧlarını (menkĆ»l ve
gayrımenkĆ»l deÄerler) deÄil, aynı zamanda, kendilerine endekslenmiÅ tĆ¼m insanĆ®
deÄerleri de dibe doÄru sĆ¼rĆ¼klediÄidir.
AƧımlayayım: Krizler, hiƧ kuÅku yok ki, kapitalist piyasada dolaÅımda
olan her Åeyin: metaların ve iÅgĆ¼cĆ¼nĆ¼n deÄersizleÅtiÄi, “ucuzladıÄı”
momentlerdir. Yanı sıra, Ć¼retim araƧları yani fabrikalar, iÅletmeler ve onlara
finansman saÄlayan tĆ¼m kurum ve deÄerler (hisse senetleri, para, emlak/rant,
kredi sistemleri…) de deÄer yitimine uÄrar.
Ama kriz sĆ¼reƧlerinde ucuzlayan yalnızca metalar, iÅgĆ¼cĆ¼, para, hisse
senetleri, gayrımenkuller, vb. deÄildir. Ä°nsan duyguları ve insanĆ® deÄerler de
bu sĆ¼reƧlerde dibe vurur…
* * *
“Ä°nsan duyguları”, “insanĆ®
deÄerler” dedik. En Ƨok “kutsanan”larından birini ele alalım. “Analık” mı
dediniz? Buyurun:
“(Hollanda’nın)
Ghent kentinde, temmuzda doÄan bebek, anne-babası tarafından internete konulan
reklamla satıÅa Ƨıkarıldı. ĆocuÄu olmayan Hollandalı Ƨift doÄumdan birkaƧ saat
sonra basının 5 ila 10 bin Avro (10 bin ila 20 bin YTL) arasında olduÄu yƶnĆ¼nde
tahmin yĆ¼rĆ¼ttĆ¼ÄĆ¼ bir fiyata bebeÄi aldı. Ćocuk Bakım ve Koruma Kurulu ise
mahkemeye baÅvurdu.”
Peki ya insan emeÄi?
“ABD’de
baÅlayarak tĆ¼m dĆ¼nyaya yayılan kriz 300 bin kiÅiyi iÅinden etti. ABD’li
Citigroup 52 bin kiÅi ile en Ƨok iÅƧi Ƨıkaran grup. Teknoloji ve otomotiv
devleri de zorda. ABD’deki sorunlu kredilerle patlak veren kriz yĆ¼zbinlerce
ƧalıÅanı iÅinden etti…”
“Ya insan saÄlıÄı” mı dediniz?
Mesela “bebek ƶlĆ¼mleri”? Okuyalım:
“BirleÅmiÅ
Milletler Ćocuk Fonu (UNICEF) DoÄu Asya ve Pasifik DirektƶrĆ¼ Anapama Rao Singh,
etkisi aÄırlaÅan mali krizin Ƨocuk ƶlĆ¼mleri ve yetersiz beslenen Ƨocuk sayısını
arttıracaÄına yƶnelik kaygısını dile getirdi…”
Evet, kriz sĆ¼reƧleri, ƶzellikle
de yoksul Ć¼lkelerde insan saÄlıÄında net bir deÄersizleÅmeye yol aƧmakta:
“Ekonomik
krizlerin en gƶzle gƶrĆ¼nĆ¼r sonuƧları gelirlerin dĆ¼Åmesi, iÅsizliÄin artması ve
fakirliÄin belirginleÅmesidir. Kriz dƶnemlerinde hĆ¼kĆ¼metler de saÄlık ve eÄitim
alanlarına yapmıŠoldukları sosyal harcamaları kısmaktadırlar. 1980’li yılların
baÅında yaÅanan Latin Amerika ekonomik krizi ile 1997-1998 yıllarında baÅlayan
DoÄu Asya ekonomik krizinin saÄlıÄı olumsuz olarak etkilediÄi ve saÄlık
verilerini yaklaÅık 15-20 yıl geriye gƶtĆ¼rdĆ¼ÄĆ¼ gƶrĆ¼lmĆ¼ÅtĆ¼r.”
Bu saptamalar doÄru olmasına doÄru, ve doÄru olduÄu ƶlĆ§Ć¼de vahim de…
Daha vahimi, piyasa’nın saÄlık –ya da insan yaÅamı- karÅısındaki, insanın
kanını donduran Åu buz gibi “rasyonelliÄi” deÄil mi: “Yoksulluktan kaynaklanan ƶlĆ¼mlerin ƶnlenmesi pek iyi bir Åey deÄildir.
ĆĆ¼nkĆ¼ bu gelecekte nĆ¼fus artıÅına ve dolayısıyla da daha fazla yoksulluÄa baÄlı
ƶlĆ¼mlere yol aƧacaktır.”[5]
Sƶz saÄlıktan aƧılmıÅken, “akıl
saÄlıÄı”yla devam edelim mi? Ä°Åte iki gĆ¼ncel haber:
“DĆ¼nya SaÄlık
ĆrgĆ¼tĆ¼ (WHO), 10 Ekim DĆ¼nya Ruh SaÄlıÄı GĆ¼nĆ¼’nde geliÅmekte olan Ć¼lkelerdeki
ruh hastalarının tedaviye ulaÅamadıÄına dikkat Ƨekti. WHO yetkilileri, yoksul
Ć¼lkelerde dƶrt ruh hastasından en az Ć¼Ć§Ć¼nĆ¼n tedavi gƶremediÄini, hĆ¼kĆ¼metlerin
ruh saÄlıÄına daha fazla para ayırması gerektiÄini belirtti. Tablo TĆ¼rkiye’de
de pek iƧ aƧıcı deÄil. Psikiyatri DerneÄi BaÅkanı Dr. Åeref Ćzer’e gƶre,
TĆ¼rkiye’de 15-55 yaÅ nĆ¼fusta en yaygın beÅ hastalıktan biri depresyon ve
anksiyete bozuklukları…”
“Bunlar doÄrudan ekonomik
gƶstergelerle ilgili konular. Bu nedenle krizden etkilenmeleri doÄaldır. Ama
bir de doÄrudan paraya endekslenemeyecek olanlar var” mı diyorsunuz? ĆrneÄin
bĆ¼yĆ¼klere saygı gibi geleneksel deÄerlerimiz? Bakalım:
“Aksaray’da 3
Ƨocuk, Kurban Bayramı’nda el ƶpme bahanesiyle kapısını Ƨaldıkları 46 yaÅındaki
A.K.’yi ƶnce dƶvdĆ¼, sonra tecavĆ¼z edip 1000 YTL’sini gasp etti. Zanlılar 15
yaÅındaki A.U., kardeÅi 14 yaÅındaki E.U ve arkadaÅı 14 yaÅındaki Ä°.B.,
kaƧtıkları Ankara’da polis tarafından yakalanarak cezaevine konuldu.”
Veya “kĆ¼Ć§Ć¼klere sevgi”?
“Hatay’ın Ä°skenderun
Ä°lƧesi’nde, erkek torunu olmasını isteyen 46 yaÅındaki Sevi Gƶk’Ć¼n, gelini
MĆ¼zeyyen Gƶk’Ć¼n 4 ay ƶnce dĆ¼nyaya getirdiÄi bebeÄi Hatice’yi dƶverek
ƶldĆ¼rĆ¼ldĆ¼kten sonra kundaÄa sarıp kanala attıÄı iddia edildi.”
Ya da “aile baÄları?”
“KĆ¼Ć§Ć¼kƧekmece’de
B.K.’nın ƶz kızı 16 yaÅındaki E.’ye 9 yıldır tecavĆ¼z ettiÄi ortaya Ƨıktı. ĆƧ
kez kĆ¼rtaj yaptırdıÄı ƶÄrenildi… Babanın kızına defalarca tecavĆ¼z ettiÄini
E.’nin annesi ve babaannesinin bildiÄi ancak korkularından sustukları ƶne
sĆ¼rĆ¼ldĆ¼. E., annesinin kendisine ‘Babanı sƶyleme. Daha ƶnce ƧıktıÄın erkek
arkadaÅının ismini ver’ dediÄini sƶylediÄi de ƶÄrenildi.”
Peki ya aÅk? Evlilik? Akrabalık
iliÅkileri?
“Kadın
DayanıÅma Vakfı’nın Ankara’daki gecekondularda yaÅayan kadınlar arasında
yaptıÄı araÅtırma ise kadınların yĆ¼zde 97’sinin kocalarının saldırısına
uÄradıÄını tespit ediyor. Ankara Tabip Odası’nın yaptıÄı araÅtırmaya gƶre ise,
kadınların yĆ¼zde 58’i yalnızca kocalarından, niÅanlılarından, erkek
arkadaÅlarından ve erkek kardeÅlerinden deÄil, kadın akrabalar da dahil olmak
Ć¼zere kocalarının ailesi tarafından da Åiddete maruz kalıyor.”
“DoÄruluk, dĆ¼rĆ¼stlĆ¼k” mĆ¼ dediniz?
“Ankara GenƧ
Ä°Åadamları DerneÄi’nin yaptırdıÄı, ‘GenƧlik, Ä°tibar, Ä°Å Hayatı ve Gelecek
AraÅtırması’ anketi, TĆ¼rkiye’de yaÅayan genƧlerin ƧoÄunluÄunun Ć¼lkenin
geleceÄinden Ć¼mitsiz olduÄunu ortaya koydu. GenƧlerin ƶnemli bir bƶlĆ¼mĆ¼
rĆ¼Åvetle vergi kaƧırmayı da doÄal buluyor.”
Ya da daha “harbĆ®” deÄerlerimiz?
Mesela “delikanlılık raconu”?
“Bursa’da jandarma
tarafından dĆ¼zenlenen operasyonda, pitbull kƶpekleriyle korkutup tecavĆ¼z
ettikleri genƧ kızların gƶrĆ¼ntĆ¼lerini kaydedip, tehdit ve Åantajla fuhuÅ
yaptırdıkları ƶne sĆ¼rĆ¼len Ƨete ele geƧirildi… Ćete elemanlarının bir bƶlĆ¼mĆ¼nĆ¼n
lise ƶÄrencilerinin de aralarında bulunduÄu kızları arkadaÅlık kurarak kandırdıÄı
belirlendi. Ćete Ć¼yelerinin evlerine gƶtĆ¼rdĆ¼kleri genƧ kızları 4 pitbull
kƶpeÄiyle tehdit ederek tecavĆ¼z ettikleri, kaydettikleri gƶrĆ¼ntĆ¼leri ailelerine
yollama tehdidiyle kızları fuhuÅa zorladıkları anlaÅıldı. Bu kiÅilerin Ƨok
sayıda yaralama, yaÄma ve tehdit olayının da faili olduÄu belirlendi.”
“GƶsteriÅten kaƧınma, sadelik,
alƧakgƶnĆ¼llĆ¼lĆ¼k, tokgƶzlĆ¼lĆ¼k” mĆ¼ diyorsunuz?
“TĆ¼rkiye’de
televizyon izleyicisinin yıllardır vazgeƧemediÄi programların baÅını yarıÅmalar
Ƨekiyor. Hele bir de bol ƶdĆ¼llĆ¼ yarıÅma Ć¼nlĆ¼ bir tip tarafından sunulunca
reytingleri sallıyor. Ä°stanbul Serbest Muhasebeci ve Mali MĆ¼Åavirler Odası’nın
(Ä°SMMMO) ‘Hayaller YarıÅıyor’ baÅlıklı araÅtırmasına gƶre, televizyonlarındaki
yarıÅma programlarına ilgi artıyor, her 100 yetiÅkinden 15’i yarıÅmacı olmak
istiyor. Ä°SMMMO’dan yapılan yazılı aƧıklamada yer verilen araÅtırmaya gƶre,
TĆ¼rkiye’de yaklaÅık 2.5 milyon insan yarıÅma programlarına yarıÅmacı olmak iƧin
baÅvurdu ve sırada bekliyor.”
Ve nihayet: “En kutsal deÄer,
Ä°nsan yaÅamı”, diyorsanız, bunun tezatlı iki boyutu var. AƧlıktan kırılan
yoksullar ve birbiri peÅisıra canlarına kıyan Ć¼nlĆ¼ iÅ adamları.
“BM Tarım ve
Gıda ĆrgĆ¼tĆ¼’nĆ¼n (FAO) yayımladıÄı rapora gƶre dĆ¼nyada 963 milyon kiÅinin
2008’de aƧlık ƧektiÄi ortaya Ƨıktı. Bu da 2007 ile kıyaslandıÄında 40 milyon
artıÅa denk geliyor. Raporda bu bilanƧonun ƶzellikle gıda fiyatlarının artıÅı
ve ekonomik krizden dolayı aÄırlaÅtıÄı kaydedildi. KƶtĆ¼ beslenmeden en fazla
etkilenen bƶlgeler Asya ve Sahra Altı Afrika’sı olarak dikkat Ƨekiyor.”
En yoksul Ć¼lkelerde yaÅayan
milyonlarca insan aƧlıktan, susuzluktan, ƶnlenebilir salgın hastalıklardan,
etnik/dinsel boÄazlaÅmalardan kırılıyor. Peki ya “en zenginler”? Onların keyfi
yerinde mi? KĆ¼resel kapitalizmin krizinin patlak vermesiyle birlikte, ƶnce
finans sektƶrĆ¼nde baÅladı intihar salvosu…
“- Ä°sviƧre’de,
dĆ¼nyanın en zenginlerinin 300 milyar dolarını yƶneten Julius Baer bankasının 52
yaÅındaki CEO’su Alex Widmer, Lehman Brothers’ın iflasından kısa bir sĆ¼re sonra
evinde ƶlĆ¼ bulundu.
- Yeni
Zelandalı Ć¼nlĆ¼ finans uzmanı ve Ä°ngiltere’de yatırım Åirketi Olivant
Advisers’in CEO’su Kirk Stephenson, Londra’da hızlı tren raylarına atlayarak
intihar etti.
- YĆ¼zyılın
dolandırıcısı Nasdaq eski BaÅkanı Bernard Madoff’a 1.4 milyar dolar kaptıran
Access Ä°nternational CEO’su Fransa’nın Ć¼nlĆ¼ finans uzmanlarından Thierry de la Villehuchet,
Newyork’ta bir gƶkdelenin 22. katındaki ofisinde bileklerini keserek canına
kıydı.
- HSBC
bankasının TĆ¼rkiye’den de sorumlu sigorta departmanının mĆ¼dĆ¼rĆ¼ 49 yaÅındaki
Christen Schnor, Londra’da 5 yıldızlı bir otel odasında, kendisini gardırop
demirine kemeriyle asarak hayatına son verdi.”
Salgın, ardından “reel sektƶr”e
sıƧradı:
“Ekonomik kriz
sebebiyle intihar eden iÅadamlarına yenileri eklendi. DĆ¼nyanın en zengin
94’Ć¼ncĆ¼ insanı Adolf Merckle, tren altına atlayarak, ABD’li gayrimenkul
mĆ¼zayede Åirketi Sheldon Good’un baÅkanı Steven Good da tabancayla intihar
etti.”
Ä°ntihar dalgasından TĆ¼rkiye de
baÄıÅık deÄil:
“- AKP Yalova
Ćiftlikkƶy ilƧesi eski BaÅkan Yardımcısı 58 yaÅındaki Erkan BaÅaran, piyasaya
100 bin liralık borcunu ƶdeyemeyince, evde baÅına tabancasını dayayıp intihar
etti.
- Ćorum’da 28
yaÅındaki market iÅletmecisi Ali Ćoban, borƧlarını ƶdeme umudunu kaybedince,
iÅyerinde tabancasından Ƨıkan tek kurÅunla hayatına son verdi...”
* * *
Evet. Yalnızca menkul/gayrımenkul
kıymetlerde bir deÄersizleÅme deÄil, yaÅadıÄımız. Aynı zamanda “insanĆ®
deÄerler” de dibe vurmakta. Ä°Åin Ć¼rkĆ¼ntĆ¼ veren yanı, kapitalizm kĆ¼reselleÅtiÄi,
yani kĆ¼resel piyasaya dahil olmadık bir dĆ¼nya bucaÄı kalmadıÄı ve kĆ¼resel
tĆ¼ketim toplumunda metaya dƶnĆ¼ÅtĆ¼rĆ¼lmedik en kĆ¼Ć§Ć¼k bir insanĆ® hassa kırıntısı
kalmadıÄı ƶlĆ§Ć¼de, deÄersizleÅme de “topyekĆ»n” bir nitelik kazanıyor.
Unutulmasın, “1929 buhranında dĆ¼nya nĆ¼fusunun Ć¼Ć§te ikisi kırsal kesimde
yaÅıyordu. Hayatlarını kendi mahsulleriyle idame ettirebildiler. BugĆ¼n
insanların yarısından fazlası Åehirlerde. Aileler kĆ¼Ć§Ć¼ldĆ¼, baÄlar gevÅedi.
Ä°Åsiz kalmak, aƧ kalmak demek.”[6] Bir baÅka
deyiÅle, 1929 krizinde insanlıÄın bĆ¼yĆ¼k bƶlĆ¼mĆ¼, piyasa aÄının dıÅında
bulunduÄundan, ya da dıÅına Ƨıkma olanaÄına sahip olduÄundan, deÄersizleÅme bu
denli toptan olmadı.
Bu nedenle, mevcut krizi bir
“uygarlık krizi” olarak tanımlayan BM Ä°nsan Hakları DanıÅma Kurulu Ć¼yesi Jean
Ziegler,[7] haklıdır. YeryĆ¼zĆ¼nde yaÅamı tehdit eden
“kĆ¼resel ısınma” karÅısında dĆ¼ÅĆ¼nebildiÄi tek alternatif “etanol” olan, yani
otomobilden vazgeƧmemek iƧin mısır Ć¼reticisi Ć¼lkelerin halklarını aƧlıÄa mahkĆ»m
etmekten Ƨekinmeyen kapitalist “uygarlık” ƧƶkĆ¼ÅĆ¼n eÅiÄine gelmiÅtir. Bu son
“kriz”den Ƨıkma/restorasyon olanaÄı ne olursa olsun, kapitalist-olmayan bir
uygarlıÄı tasarlama ve hayata geƧirmenin zamanı Ƨoktan geldi de geƧiyor bile...
Ćyle gƶzĆ¼kĆ¼yor ki, bu baÅarılamazsa, ƶnĆ¼mĆ¼zde “kırk katır/kırk satır”
aƧmazından baÅka bir Ƨare kalmayacak…
26 Ocak 2009
09:06:19, Ankara
N O T L A R
[*] 31 Ocak 2009 tarihinde ĆzgĆ¼r Ćniversite’de (Ankara)
“Kriz ve Ä°nsanlık Durumu” baÅlıÄıyla verilen Konferans da yapılan konuÅma…
Sosyalist Demokrasi, Yıl:4, No:75, 7 Åubat 2009…
[1] Fransız AtasƶzĆ¼.
[2] J. Israel, Alienation, From Marx to Modern Sociology, Boston,
Allyn and Bacon, 1971, ss.272-73.
[3] Ayrıntılı bir okuma iƧin
bkz. S.Ćzbudun, G. MĆ”rcus, T. Demirer, YabancılaÅma
Ve… Ćtopya Yayınları, Ankara, 2008.
[4] Ćarpıcı bir ƶrneÄi, Quand la misĆØre chasse la pauvretĆ© (Sefalet
YoksulluÄu KovduÄunda) baÅlıklı
kitabında (Paris/Arles, Fayard/Actes Sud, 2003) Majid Rahnema veriyor:
“Yoksulluk binlerce yıl boyunca‘sıradan ƶlĆ¼mlĆ¼ler’ iƧin, hem gƶreli bir
saygınlık iƧerisinde yaÅamaya olanak saÄlayan hem de sefalete karÅı mĆ¼cadeleye
olanak tanıyan, basit ve sĆ¼rdĆ¼rĆ¼lebilir (convivial)
bir yaÅam tarzı olageldi. Modern iktisat, bu yaÅam tarzını karalayıp toplumsal
olarak yaratılmıŠgereksinimlere dayalı bir baÅkasıyla deÄiÅtirmek adına,
insanların devasa ƧoÄunluÄunu misli gƶrĆ¼lmemiÅ bir sefalete mahkĆ»m kıldı. (…)
Sefalet, Ć¼topik bir zenginleÅme adına, yoksulluÄu ve onunla birlikte,
modernitenin ÅafaÄına dek yoksullara saygın bir yaÅam sĆ¼rdĆ¼rme olanaÄını
saÄlayan geƧim tarzlarını ‘kovmayı’ baÅardıÄına gƶre, bu sonuncular sefalete
geƧit vermeme gĆ¼cĆ¼nĆ¼ kendilerinde bulabilecekler midir?” (M. Rahnema, J.
Robert, La puissance des pauvres,
Actes Sud, Paris, 2008: 15-16.)
[5] T. Pogge’dan aktaran: Nadim
Macit, “Siyasetin Dili DeÄiÅecek”, Cumhuriyet
Strateji, Yıl:5, No:233, 15 Aralık 2008, s.12-13.
[6] GĆ¼ndĆ¼z Vassaf, “DĆ¼nya
Nereye Gidiyor?”, Radikal, 30 Kasım
2008, s.22.
[7] L’HumanitĆ©, International, 14 Kasım 2008
Yorum Ekle